![]() |
#1 |
![]() 'Yapılan Zulümlere Ortak Olmayın'
"Dua Anneleri", işkencelerle evlatlarını mahkûm ettirenlere beddua ederek şu çağrıda bulundular; "ciğerparelerimizi cezaevinde tutarak, onları ilden ile sürgün ederek, geçmişteki zulme ortak olmayın." MARDİN - 1990'lı yılların başında Doğu ve Güneydoğu'da inanca karşı büyük ve bir o kadarda kirli bir savaş yürütüldü. Devlet içindeki çetelerin eliyle cinayetler işlendi, kaçırma ve infazlar bir birini izledi. Dinine, diyanetine bağlı insanlara yönelik büyük operasyonlar yapıldı. İşte o operasyonlardan sadece biri… Yer Mardin'in Nusaybin ilçesi, yıl 1993/94. Sabah saat:03.00'te eşzamanlı operasyon düzenlendi ve yüzlerce dindar insan gözaltına alındı. Gözaltına alınan bu insanlar, ağır işkencelerden geçirildi. İşkencelere dayanamayanlar ailelerin tabiriyle "boş sayfalara imza atmak zorunda kaldılar." Bu nedenle birçoğu tutuklandı, hüküm giydi. Birçok kişi ise eki TCK'nın 146/1 maddesi olan "Anayasal düzenin tamamını veya bir kısmını silah zoruyla değiştirip yerine şer'î esaslara dayalı hükümleri getirmek" iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kadri Can, Aziz Keskin, Mehmet Ziya Gümüş, Sait Özbey, Kaan ve Adnan Aktaş kardeşler bunların sadece bir kaçı… Ya oğullarımızı bırakın ya da bizi alın Tarih sayfalarına kara bir leke olarak kaydedilen bu suretçe bedel ödeyen ve halen ödemeye devam eden ailelerle görüştük. Sabah namazıyla beraber ansızın gözaltına alınan bu insanların anneleri, yaşadıklarını anlatırken âdeta o anı yaşıyor ve gözyaşlarına boğuluyorlar. Bir süre konuşamayan anneler, gözyaşlarını silerek ve derin bir nefes alarak anlatmaya başlıyorlar yaşadıklarını… Dua anneleri olarak bilenen bu anneler, "Yeter artık! Ya oğullarımızı bırakın ya da bizleri de yanlarına alın" diyorlar. Ve artık kendilere zulüm eden zalimlere de beddua ediyorlar. Ve en önemlisi de hükümete ve sorumluk sahibi herkese çağrıda buluyorlar. Dua anneleri; ciğerparelerimizi cezaevinde tutarak, onları uzak illere sürgün ederek, geçmişteki zulme ortak olmayın. Meryem Nine: iki yıldır oğlumun sadece sesini duyabiliyorum 90'lı yıllarda PKK tarafından bir oğlu öldürülen ve bir oğlu da tutuklanan Meryem Akbalık Nine (70), oğlunun 1993 yılında gözaltına alındığını söyledi. Meryem Akbalık, oğlunun bir ay gözaltında kaldığını ve işkencelere maruz kaldığını söylüyor. Meryem Nine, oğlunun ilk önce Bingöl cezaevine, ardından Elazığ, daha sonra Mardin, Kırşehir, Adıyaman ve son olarak Siirt E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildiğini söyledi. Oğlunun işlemediği suçlardan Müebbet hapis cezasına çarptırıldığını ve 18 yıldır cezaevlerinde tutulduğunu belirten Meryem Nine, kendilerine büyük zulümlerin yapıldığını söyledi. Çok yaşlandığını ve yaşlılığın verdiği hastalıklar yüzünden 2 yıldır oğlunun görüşüne gidemediğini belirten Meryem Nine, iki yıldır sadece telefonla sesini duyabildiğini söyledi. Babasının geçen yıl vefat ettiğini hatırlatarak, duygulanan Meryem Nine, kendilere reva görülen bu zulmün hesabını ebedi âlemde Allah'ın soracağını söyledi. PKK oğlumu şehit etti, devlet diğer oğlumu tutukladı 1992 yılında ikamet ettikleri Mardin'in Nusaybin İlçesine bağlı Duraca Beldesinde Abdurrahman isminde bir oğlunun PKK tarafından şehit edildiğini söyleyen Meryem Nine, oğlunun son anlarını ve öldürülmesi olayını şöyle anlattı; "Oğlum Abdurrahman, sabah kahvaltısını yaptı ve tarlaya çalışmaya çıktı. Tarlada pamuk ekmiştik, pamuğu sulamak için gitmişti. Komşu köyden Abdulkerim Aslan da yardımına gelmişti. Oğlum ve arkadaşı tarlaya vardıklarında suyun kesildiğini gördüler. Tabi suyun önü nereden kesildiğini öğrenmek ve açmak için sağa/sola bakıyorlardı. O sırada PKK elemanları suyu kestikleri yerde pusuya yatmışlardı. Oğlum ve arkadaşı suyun kesildiği yere vardıklarında otomatik silahlarla tarandılar. Silah sesini duyunca irkildim, kardeşleri ve köylü silah sesinin duyulduğu yere doğru koştular. Ama artık çok geçti. Tarlada, oğlum ve arkadaşı ruhlarını rablerine teslim etmişlerdi. Oğlum ve arkadaşı şehit olmuşlar, haberi alınca bende alelacele tarlaya gittim. İçin yandı, ciğerim alınmıştı. Uzun zaman ağladım, halen ağlıyorum. Oğlum okul okuyordu, zekiydi. Ama Allah ona şahadeti layık gördü. Şehit annesi olmakla gurur duyuyorum." Erzane Can: oğlumu bir saat görebilmek için geceden yollara düşüyoruz Siirt E Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan başka bir mahkûm ise Kadri Can. Kadri Can, 1994 yılında gözaltına alındı, 29 gün gözaltında tutuldu. Kadri Can'ın dua annesi Erzane Can ise "Ağır işkenceler sonucu istemeyerek de olsa önüne bırakılan boş kâğıtlar imza atmak zorunda kalmış" diyor. İşkencelerden dolayı uzuvlarıyla beraber iç organlarının da tahrip edildiğini belirten Erzane Nine, oğlunun cezaevine gönderildikten sonra kendilerinden bal ve pekmez istediğini, 6 ay boyunca kan kustuğunu söyledi. Sistemin oğluyla beraber kendilerini de cezalandırdığını ifade eden Erzane Can, 17 yıldır cezaevleri yollarında perişan olduklarını söyledi. Oğlunu bir saat bile olsa görmek için bazen geceden yollara düştüklerini belirten Erzane Nine, yine gece evlerine vardıklarını ve 3 gün boyunca yataktan kalkamadığını söyledi. Uzun yol yaptıkları için bir gün araçlarının yandığını ifade eden Erzane Nine, kazalardan birçok kez Allah'ın yardımıyla kurtulduklarını söyledi. Erzane Nine, oğlunun en yakın cezaevi olan Mardin veya Midyat Cezaevlerine gönderilmesini istedi. Oğluna işkence yapan ve suçsuz yere mahkûm ettiren zalimlere beddua ettiğini söyleyen Erzane Nine, şimdiki hükümetinden de bu zulümleri görerek, araştırmasını istedi. Erzane Nine, aksi taktide yapılan zulümlere ortak olacağını sözlerine ekledi. Celile Gümüş: bu zulüm bir gün bitecek Müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkûmlardan Mehmet Ziya Gümüş ise Tokat Cezaevinde bulunuyor. Ailesi ise Mardin'in Nusaybin ilçesinde ikamet ediyor. Maddi imkânsızlıklardan dolayı iki yıldır oğlunu görmeye gidemeyen Mehmet Ziya Gümüş'ün annesi Celile Gümüş ise, ağlamaktan gözlerinin göremez hale geldiğini söyledi. Bu zulmün bir gün biteceğine inandığını söyleyen Celile Hanım, oğluna duacı, zalimlere de bedduacı olduğunu söyledi. Oğlunun hiçbir suça bulaşmadığını, namazında niyazında olduğunu belirten Celile Hanım, suçsuz yere oğlunun cezaevi köşelerinde çürümeye terk edildiğini söyledi. Oğlunun Tokat'taki cezaevine gönderilmesini "zulüm" olarak gördüklerini ifade eden Celile Hanım, yetkilerden oğlunu en yakın cezaevine gönderilmesini istedi. Şükriye Aktaş: hayırlı bir kapının açılması için dua ediyorum Siirt E Tipi Kapalı Cezaevinde Kaan ve Adnan Aktaş isminde iki oğlu mahkûm olan Şükriye Aktaş, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve onlara hayırlı bir kapının açılması için sürekli dua ettiğini söyledi. Siirt E Tipi Kapalı Cezaevinde bulundukları için gidiş-gelişlerde sıkıntı yaşadıklarını ifade eden anne Aktaş, öteki anneler gibi oğullarının en yakın cezaevine sevk edilmesi talebinde bulundu. (M. Salih Keskin - İLKHA) ![]() http://www.dogruhaber.com.tr/Haber/Y...ayin-5427.html
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|