|
![]() |
#1 |
![]() Nankörler.
Bülent Arınç'ın tuzu kuru tabi. kendisinin son dönemi 3 ay sonra milletvekili bile olamayacak ama buna rağmen hala konuşup fitne saçmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı'nın kameralar önünde fikrini beyan etmesini eleştiren ve bunun hükümete ve cumhurbaşkanına zarar vereceğini söyleyen arınç kendisi kameralar önünde Cumhurbaşkanını eleştirerek hükümete ve ak parti'ye çok daha fazla zarar veriyor. şaka gibi. ben bu durumda art niyet ararım. Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve devlet meseleleri ile ilgili herkesten fazla konuşmaya hakkı vardır. Tayyip Erdoğan sayesinde makam , mevki kazananlar , onun dik duruşu sayesinde koltuklarını koruyanlar, şimdi ona baş kaldırmaya başlamışlar. Yazıklar olsun!.. geziyi de , 17-25 aralık darbe girşimlerini de RTE'nin dik duruşu sayesinde atlattık. şimdi car car konuşup aslan kesilen arınç o zamanlar süt dökmüş kedi gibiydi!.. 17-25 aralıktan sonra bile hala ''hocaefendi'' demeye devam ediyordu. gezi sürecinde , 17-25 aralık darbe girişimlerinde korkup saklananlar kimin kazanacağını bekleyenler şimdi de sinsice bekliyorlar!.. Hemşehrim olan Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olmasını çok istemiş biri olarak kendisinin son zamanlardaki tavrı ve bazı icraatleri beni hayal kırıklığına uğratıyor. Arınç'ın bu söylemlerini devam ettirmesi ve Davutoğu'ndan Arınç'ın bu sözlerine karşı bir tepki gelmemesi, Arınç'ın Davutoğlu'nun onayı ile böyle konuştuğu anlaşılıyor. Ahmet Davutoğlu derhal bir açıklama yaparak veya Arınç'a geri attırıp durumu düzeltmeli ve Reis'in dolayısıyla ona destek veren halkın gönlünü almalı. Biz halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı ve devletin başı olan Tayyip Erdoğan'a konu mankeni olsun , bir şeye karışmasın diye oy vermedik!.. Zaten kendisi de koşan , terleyen ve seçilirse bakanlar kuruluna başkanlık eden bir Cumhurbaşkanı olacağını söyledi. (anayasada da bu yetkisi açık bir şekilde vardır) biz de bunu bilerek ona oy verdik. şimdiden böyle yapanlar, 7 haziran seçimlerinden sonra kendilerine yakın adamlar ile meclise girince ve önlerinde bir seçim kalmayınca neler yapmazlar!.. Ama bu millet Tayyip Erdoğan'ın yalnızlaştırılmasına ve Saray'a hapsedilmesine müsaade etmez. Ak Parti'nin arkasındanki halk desteğinin büyük çoğunluğu Tayyip Erdoğan'adır. Eğer Tayyip Erdoğan desteğini çekerse Ak Parti barajı zor geçer. Hükümettekiler ve Ak Parti yöneticileri de bu gerçeğe göre hareket etseler iyi olur. Ayrıca onlarca aday içerisinden başbakanlığa ve ak parti genel başkanlığına Tayyip Erdoğan tarafından aday gösterilen Davutoğlu'nun böyle bir durum içerisine girmesini ihanet ve nankörlük olarak görüyorum ve vicdanım bu durumu kabul etmiyor. Tayyip Erdoğan şimdi istese partiyi kongreye çağırsa numan Kurtulmuş'u veya binali Yıldırım'ı destek vererek ak parti genel başkanı yaptırabilir. Binali yıldırım aynı zamanda milletvekili de olduğu için başbakan da olabilir. Ama böyle bir durumun geçici de olsa karmaşaya yol açarak partiye ve ülkeye zarar vereceğini bildiği için sabrediyor. Ayrıca devletin yönetimindeki bu çift başlılık başkanlık sisteminin Türkiye için ne kadar gerekli ve hayati olduğunu da göstermiştir.
![]() Konu Özgür Suriye tarafından (03-23-2015 Saat 15:22 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, cumhurbaşkanlığına henüz ısınamadı. Ülkeyi yöneten AK Parti'dir ve son sözü söyleme yetkisi AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu'ndadır yani ortak akıldadır. Erdoğan da zaten bunun böyle olmasını ister. Öyle olmasaydı Ahmet Davutoğlu gibi güçlü bir kişiliğin başbakan olmasını kabul etmez ve yerine bir emanetçi bırakırdı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, emanetçi olmayacak karakterde önemli bir entellektüel kişilik ve devlet adamıdır. Parlamenter sistemde tek başlılık vardır. Parlamenter sistemde genel seçimde salt çoğunluğu almış olan parti, hem yasamaya hâkim olarak yasa yapabilmekte hem de yürütmeye hâkim olduğu için ülkeyi tek başlı olarak yönetebilmektedir. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanları denge-denetim-yönledirme görevini ifa ederler. Ama son sözü hükümetler söyler. Bu sayede ülkede işler tıkır tıkır yürür. Türkiyemiz'de son 12.5 yıla yakın süredir AK Parti iktidarında işlerin tıkır tıkır yürüdüğü gibi... Başkanlık sistemi ise parlamenter sistemin aksine çift başlı bir yönetim modelidir. Çünkü başkanlık sisteminde yasama ve yürütme seçimleri birbirinden ayrı yapılmaktadır ve yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden sert ayrılığı söz konusudur. Bu da yönetimde çift başlılığı getirir. Yasamada bir baş, yürütmede de bir baş olmak üzere çift başlılık vardır. Olayı somutlaştırayım da daha net anlaşılsın. Mesela diyelim ki başkanlık sistemine geçtik ve yürütme seçimini yaptık. Seçimde AK Partili başkan adayıyla CHP'li başkan adayı 2. tura kaldılar. 2. turda da seçimi AK Partili başkan adayı kazandı ve başkan oldu. Elde var bir. Bu durumda yürütme AK Partili başkan eliyle dolayısıyla AK Parti Zihniyeti tarafından temsil edilir. Yürütme seçiminden sonra yasama seçimini de yaptık diyelim. Yasamada ise CHP'nin ağırlığının olduğu bir tabloyla karşılaştığımızı varsayalım. Alın işte size tam çift başlılık durumu. Yasamada CHP'nin hâkim durumda bulunduğu, yürütmede ise AK Partili başkanının bulunduğu tam bir istikrarsızlık ve kriz ortamı. Başkanlık sistemini biliyoruz da karşı çıkıyoruz. Türkiye gibi yoğun ve sert kutuplaşmanın yaşandığı ülkelerde başkanlık sisteminin yol açacağı şey, yönetim krizlerinden sistem krizlerine kadar varabilecek krizlerdir. Hadi siyaseti az çok bilen biri çıksın da, "Türkiye, başkanlık sistemine geçtikten sonra yürütmede AK Partili başkan ve yasamada CHP ağırlığında bir meclis çoğunluğu ya da yürütmede CHP'li bir başkan ve yasamada AK Parti ağırlığında bir meclis çoğunluğu bulunduğu durumlarda sistem tıkır tıkır işler, yönetim krizleri yaşanmaz" desin. Diyebilir mi? Diyemez! Biliyoruz da konuşuyoruz. Nereye çift başlı (yürütmede bir baş, yasamada bir baş) başkanlık sistemini getirmeye çalışıyorsunuz? Yoğun ve sert kutuplaşmanın yaşandığı, birbirine tam zıt siyasi görüşlerin çekiştiği Türkiye'ye. Başkanlık sistemi Türkiye'ye uymaz. Burası Hollanda, Danimarka, Norveç değil! Allah korusun ki başkanlık sistemine geçersek, yönetimin çift başlılığı nedeniyle farklı siyasi görüşlerin yürütme ve yasamada hâkim olduğu durumlarda herkes kendini sistem krizlerine kadar varabilecek yönetim krizlerine hazırlasın! Konu Cihannur tarafından (03-23-2015 Saat 22:50 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|