Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 03-25-2015, 00:37   #1
Kullanıcı Adı
EBULFETH
Standart
Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
AK Parti, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e uyarı ya da kınama cezası vermeli. Hakkında laf ettiği kişi olan Bülent Arınç, AK Parti'nin; Kurucu Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 2. Adamı Abdullah Gül'den sonra 3. Adamıdır ve elan AK Parti Hükümnetleri'nin 5. si olan 62. Hükümetin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü'dür. Bülent Arınç'a Paralelci demek ayıp ötesidir. Yakında birileri çıkar da Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a da Paralelci derlerse şaşırmayın. Terbiye sınırlarını aştınız, haddinizi bilin Melih Gökçek!
Cumhurbaşkanımızı(Reis'i) kim üzüyor eleştiriyor vs adı ne olursa olsun bende o kişi Millet olarak eleştiririm.
Kaldı ki 12-13 yıl öncesinden bahsedeyim ben mahalle temsilciliğimiz açılırken büyüklerimizin verdiği görevi ikiletmeden gecemizi gündüzümüze katarak 18 yaşındayken ev ev üye toplamak kapıların yüzlerimize kapatılması geceleri bayrak asarken milliyetçi kardeşlerimiz tarafından darp edilen kardeşlerimiz olduğu dönemlerden bahsedersek karşılıksız bu partiye hem fiilen hem maddiyen hem maneviyen hizmette bulunmuşsak ilk söz bizimdir. İki yaşını başını almış siyasi tecrübeleri tartışılmaz ama hem halk içinde hem parti içinde sürekli tartışılan kişinin birbilerine söyledikleri sözler ikisinden çok partiyi yıpratmıştır ki partinin yanında reis'i etkilemiştir. 1 oy bile düşüşe geçmemiz 4 partinin meclise gireceği bir ortam da çok tehlikeli sonuçlara yol açacaktır.

Tekrar söylüyorum REİS'in yanında iki isim de benim için bir şey ifade etmiyor.
Ama F.G konusunda B.Arınç'dan çevrem de aynı görüşte olduğum değil karşıt görüşlerde olduğumuz kişilerinden şüphesi çok fazladır
Melih Bey için zaten Ankara da doyum noktasını fazlası ile geçmiştir.
İki isim içinde haklarında hayırlı olsun işleri rast gitsin yeter ki bu atışmaları partiyi parti nezninde Cumhurbaşkanımızı etkilemesin

 

EBULFETH isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-26-2015, 00:24   #2
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Türkiye'deki ve Amerika'daki mevcut durumları birbirleriyle karşılaştırarak parlamenter sistemle başkanlık sisteminin farkını net bir biçimde görelim Özgür Suriye.

Yönetimsel olarak, ülkeyi istediği gibi yönetme anlamında hangisi daha güçlü ve daha etkilidir; AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu mu yoksa ABD Başkanı Demokrat Barack Obama mı? Bu sorunun cevabı çok açık nettir. Elbetteki Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başkan Barack Obama'ya göre -'zavallı Obama'ya- yönetimsel anlamda çok daha güçlü ve çok daha etkilidir.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yürütmeyi istediği gibi idare edebildiği gibi, yasamada salt çoğunluğa sahip olan siyasi partinin genel başkanı olarak istediği yasaları çıkarabilme gücüne sahiptir. Yani hem yasamada hem yürütmede hâkim durumda olarak parlamenter sistemdeki tek başlılık sayesinde ülkeyi tek başlı olarak istediği gibi yönetebilmektedir.

Başkan Barack Obama ise yürütmeyi istediği gibi idare edebildiği hâlde, partisi olan Demokrat Parti hem temsilciler meclisi hem de senato seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin gerisinde kaldığı ve kongrenin her iki kanadında da Cumhuriyetçi Parti ağırlığa geçtiği için yasamaya hâkim olabilecek güce sahip değildir. Başkan Obama, istediği yasayı çıkartamaz. İstediği bir yasayı çıkartabilmek için kendi partisinin (Demokrat Parti) rakibi olan Cumhuriyetçi Parti'yi ya da Cumhuriyetçi vekilleri ikna etmek zorundadır. Başkanlık sistemi çift başlı bir model olduğu için ve yürütmenin başını elde eden Demokrat Parti ve Demokrat Partili Başkan Obama, diğer baş olan yasamanın başını Cumhuriyetçi Parti'ye kaybettikleri için ülkede tek başlarına hâkim, gerçek anlamda tek başlarına iktidar değillerdir. Yani Başkan Obama şu sıralar, AK Parti milletvekilli Burhan Kuzu'nun tabiriyle 'zavallı Obama' durumundadır.

İşte yukarıdaki bu tablo, parlamenter sistemin yönetimsel anlamda başkanlık sistemine olan üstünlüğünü net bir biçimde göstermektedir. Parlamenter sistemde gerçek anlamda iktidar olmak için 1 seçimi (genel seçim) kazanarak milletvekili sayısında salt çoğunluğu elde etmek -Türkiye'nin cari hukukunda 276 milletvekili- yeterliyken, başkanlık sisteminde yasama ve yürütme seçimleri ayrı ayrı yapıldığı için sadece 1 seçimi, yürütme seçimini (başkanlık seçimi) kazanmak gerçek anlamda iktidar olmaya yetmemekte, gerçek anlamda iktidar olmak için 2 seçimi de (hem başkanlık seçimi hem de meclis üyeleri seçimi) kazanmak zorunludur. Eğer seçimlerden biri kazanılıp diğeri kaybedilirse ABD'deki mevcut durumda olduğu gibi yürütmede Demokratlar hâkimken yasamada ise Cumhuriyetçiler hâkim konuma gelebilirler ve yasamada ve yürütmede farklı başların bulunmasıyla ülke, çift başlı olarak yönetilmek zorunda kalabilir.

Buraya kadarki yorumlarım sistemlerin karşılaştırılması şeklindeydi. Şimdi de başkanlık sistemine geçilip geçilemeyeceği konusunu değerlendirelim.

AK Parti'nin, başkanlık sistemini getirmek için iki büyük zorluğu var: 1- 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde 330 ya da üzerinde milletvekili çıkarmak. 2- Halk oylamasında en az salt çoğunluk olan % 50 + 1 oya ulaşmak.

AK Parti, 7 Haziran 2015 Genel Seçiminde HDP, % 10'luk seçim barajını geçemezse 330'un üzerinde milletvekili sayısına belki ulaşabilir ve başkanlık sistemini de halk oylamasına götürebilir; ama asıl zorluk o zaman başlıyor. Çünkü Türkiye'de başkanlık sistemine halk desteği mesela GENAR ve Denge Araştırma'nın sonuçlarına göre % 45'ler civarındaymış. Bu sonuç, halk oylamasının kabulü için yeterli değil; en az 5 puan daha destek sağlanması lazım ki o da kolay değil. AK Parti, başkanlık sistemini referanduma götürse bile salt çoğunluğa ulaşılamayacağı ve başkanlık sisteminin, halk oylamasında % 55 civarında bir oy oranıyla reddedileceğini tahmin ediyorum.

Konu Cihannur tarafından (03-26-2015 Saat 05:02 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-26-2015, 01:15   #3
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
EBULFETH Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cumhurbaşkanımızı(Reis'i) kim üzüyor eleştiriyor vs adı ne olursa olsun bende o kişi Millet olarak eleştiririm.
Kaldı ki 12-13 yıl öncesinden bahsedeyim ben mahalle temsilciliğimiz açılırken büyüklerimizin verdiği görevi ikiletmeden gecemizi gündüzümüze katarak 18 yaşındayken ev ev üye toplamak kapıların yüzlerimize kapatılması geceleri bayrak asarken milliyetçi kardeşlerimiz tarafından darp edilen kardeşlerimiz olduğu dönemlerden bahsedersek karşılıksız bu partiye hem fiilen hem maddiyen hem maneviyen hizmette bulunmuşsak ilk söz bizimdir. İki yaşını başını almış siyasi tecrübeleri tartışılmaz ama hem halk içinde hem parti içinde sürekli tartışılan kişinin birbilerine söyledikleri sözler ikisinden çok partiyi yıpratmıştır ki partinin yanında reis'i etkilemiştir. 1 oy bile düşüşe geçmemiz 4 partinin meclise gireceği bir ortam da çok tehlikeli sonuçlara yol açacaktır.

Tekrar söylüyorum REİS'in yanında iki isim de benim için bir şey ifade etmiyor.
Ama F.G konusunda B.Arınç'dan çevrem de aynı görüşte olduğum değil karşıt görüşlerde olduğumuz kişilerinden şüphesi çok fazladır
Melih Bey için zaten Ankara da doyum noktasını fazlası ile geçmiştir.
İki isim içinde haklarında hayırlı olsun işleri rast gitsin yeter ki bu atışmaları partiyi parti nezninde Cumhurbaşkanımızı etkilemesin

Ebul Feth, siz 12-13 yıl öncesinde AK Parti için gece gündüz çalışırken, elinizden geleni yaparken Melih Gökçek ne yapıyordu hatırlıyor musunuz? Demokrat Parti'ye geçmişti ve AK Parti'ye karşı Demokrat Parti saflarında mücadele ediyordu. Allah'tan, Demokrat Parti genel seçime girmedi de AK Parti'nin oylarını belki de % 1-2 oranında bölebilecekken bölmedi. Melih Gökçek, 3 Kasım 2002 Genel Seçiminden sonra 2003 yılında AK Parti'ye katıldı.

Kendi kafasına göre hareket ediyor ya! Sen kimsin ya diye boşuna söylemiyorum. Siyasi partilerde parti adabı olur, parti disiplini olur. Bir belediye başkanı çıkıp da başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsünü hedef alarak o Paralelcidir, Paralel Yapı'dan talimat alarak iş yapıyor, istifa etsin ya da görevden alınsın minvalinden sözleri nasıl söyler?!

Diğer konuya gelelim. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Ülkeyi hükümet yönetmektedir ve sorumluluk hükümettedir" sözüne katılıyorum. Cumhurbaşkanımız Erdoğan da bu söze iştirak edecektir. Çünkü eğer o söze iştirak etmeyecek olsaydı Ahmet Davutoğlu gibi sorumluluğunu müdrik ve emanetçi olmayacağı belli olan değerli bir entellektüelimizi kendi yerine başbakan olarak teklif etmezdi.

Karar, yetki ve sorumluluk hükümete aittir. Ülkeyi AK Parti hükümeti yönetmektedir. Hareketimizin lideri olan Kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan ise engin siyasi bilgi, birikim ve deneyimiyle hükümete liderlik ve yön göstericilik yaparak yardımcı ve uyarıcı olabilir; denge, denetim ve uyarı görevlerini yerine getirebilir. Eğer bundan fazlasını isterse yönetimde sıkıntı çıkabilir.

Önemli olan şey kurumsal yapının oturmuş olması ve bu sayede işlerin tıkır tıkır yürüyor olmasıdır. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan döneminde nasıl ki ülkemizi ve milletimizi olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle başarıyla yönettiysek, şimdi de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde de aynı şevk ve heyecanla
ülkemizi ve milletimizi olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle yine başarıyla yönetiyoruz Allah'a şükürler olsun. AK Partimizin kurumsallaşmasını tamamlamış olması bu başarıyı sağlamamızdaki en önemli etkenlerin başında gelmektedir.

Konu Cihannur tarafından (03-26-2015 Saat 17:24 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı