Bizim duygularımızı Avrupa'da en güzel şekilde açıklayan bir lider olduğun için seviyoruz seni Başbakanım...

Bunu ben yazacaktım ama biliyorum ki hemen tepki gösterecekler.

Siz yazmışsınız iyi olmuş.

bu başlıktaki coşku (biz buyuz, dünyayı titrettik, dik durduk vs. ös.) ile rasmussenin davranışı birbiriyle çelişkili bir durum arzediyor.

Adam gayet rahat, geldi istanbulda özür de dilemedi, adeta dalga geçer gibi İSLAM DÜNYASINA SAYGIM VAR dedi...

Şimdiye kadar İSLAM DÜNYASINA SAYGIM YOKTUR diyen bir tek devlet adamı çıkmadı ki nerdeyse.

Hemen hepsi saygım var diyor sonra gidip islam dünyasını işgal ediyor, müslümanları öldürüyor, müslümanlara yapılan hakarete göz yumuyor vs.

Yaptığınız şeyin sonucu alınamamışsa hiç bir şey yapmamışsınız demektir.

Sorunuzun cevabı:

Evet kandırıldık. (bence)

Küpürlere neresiyle baktı bazıları bilmiyorum, konu; ROJ TV VETO konusu. Bu bir.

İkincisi, körfez kardeşim; Rasmussen'in özür konusunu gündeme getirip diğerlerinin üstünü örtüyorlar dikkaini çekerim. Rassmussen'in peşine takacağımız Türk'ü unutturuyorlar. Roj TV meselesinin üzerine gitmiyorlar. O dik duruşu, AYNI DAVOS'TA ''BUNLAR FASA FİSO-İCRAAT BEKLERİZ İCRAAT'' deyip geçiştirmeye çalışan hazımsızlar YİNE ÇEKEMEYİP BUAŞIKLIK EDİYOR.

Hele durun. Dün bir bugün iki.
Rasmussen özür dendi, İstanbul'da denmemişti; İstanbul'da bekleniyor özür demişti.
Tabii hepimiz beklerdik bunu. Ama üstte de dedim, Avrupa ülkesine bırakın taviz koşmayı, önünde diz çöküp neredeyse kul köle olanların ardından gelen bir yönetimin dik duruşu bunlar.

Daha da ötesi, daha da düşük profil ülkelerin 'çadır'larında nereye kaçacağını bilmeyenlerin elemanları bunun üzerini örtmek için bahaneleri çoktaaan hazır ettiler.

Bunlar dik duruş nedir bilmeyenler. Medyası da, monşerleri de, bulaşıkları da.
Tavizi kopardık, zaman ve dua...
Yola büyük adımlarla devam... Devam... Devam.

Reis açıyor önümüzü, o yoldan yürümek kalıyor bize

Zaman ve yarınlardaki ufuğu görebilenelerdeniz çok şükür.
Yaptırımlar '1-2 günlük' değildir. 1-2 günde gerçekleşebilecek şeyler değildir.

Tıpkı Roj TV'nin ve Karikatür krizinin yeni olmadığı gibi...

Bilmem anlatabildim mi.

Kırmızılı yerleri faruk dostumun dikkatine sunuyorum, kim yazmışsa, birisi gelmiş böyle yazmış bizde bekliyoruz onun bu sözlerine istinaden!

Bu arada Erbakan hocaya laf sokuşturamıy da unutmamış her zamanki gibi

sayın farukaslan bey, siz hala rasmussenden özür dilemesini bekliyorsanız aklınıza şaşarım hiç kusura bakmayın.

Geçti borun pazarı, hiç boşuna beklemeyiniz. Dik duruş dikduruş diyorsunuz ama dik duruşun bir meyvesi olmalı, tamam ordaki duruş dik duruştu, özür ve roj tv konusu hallolacak dendi, okey verildi.

peki hani nerde özür?

Dik duruşun sonunda kandırılmış olmak varsa o dik duruş değildir, veya o dik duruş boşa gitmiş ve yerini hayal kırıklığı almış demektir.

Partici olarak değil de biraz objektif bakarsanız çok rahat göreceksiniz bunu, Türkiye özür konusunda, nato genel sekreterliği konusunda kandırılmıştır.

Rasmussenin peşine takacağın türk neyin nesi? takacağın adamın ne hükmü olacak orda? adam söz verdiği halde (tabi söz verildiyse, ben bu söz konusunda da şüpheliyim) bunu yapmıyorsa peşine takacağın türkün orda hiç bir kıymeti harbiyesi olmaz, olamaz.

Adam bizim başbakanımızı takmıyor, sen peşine adam takmaktan bahsediyorsun.

Şu çok açık görünüyor ki:

Bu başlıktaki ilk sayfada olan coşku kalmamış

Niye acaba?

Üstteki zât'a karşı kendimi alıntılıyorum:

Alttaki zat'a:


Dün bir bugün iki denmişti.

Hala dün bir bugün iki mi?

Hala saat orda durdu mu?

hala saatiniz işlemiyor mu?

Rasmussenin peşine hangi TÜRK'ü taktınız?

Yoksa onun için de dün bir bugün iki yarın üç mü diycez?

Rasmussen özür diledimi?

Özür dilerken ağladı mı? çok mu korkmuş? çok mu pişman olmuş?

Yoksa yeni karikatürlerin yayınlanmasına, para ile satılmasına bu olaydaki becereksizlik cesaret vermiş olabilir mi?


VS.vs.

Üstümdeki zat; SEN BU ÇIKIŞI alkışlayabildin mi?


Bu ÇAKIŞa helal olsun diyebildiniz mi?
YOK.

Ney? BEKLEYELİM.

Bekleyelim, sonra ya sıvışırız ya da leş kargalığı yaparız.

İşte: Leş kargalarını görüyoruz.
Açmışlar avucunu 'hadi bi pay da bana düşsün bi pay da bana düşsün' diye paçalarda dolaşıyorlar.
Çadırlarda tir tir titreme devri değil bu devir; İNDEREMESEK DE VURMAYI ÖĞRENDİ TÜRKİYE, BUNU ANLAYIN OLUR MU?

Vurduğumuzda VAY HELAL OLSUN diemeyen, karşıdaki inmeyince "aaa vuruşun boşa gittiii naniiiik" diyor...


Vay beeeee..