Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Tartışıyorum Tüm Partililerin,Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Konu Kapatılmıştır
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-14-2011, 04:17   #1
Kullanıcı Adı
Tarantula_
Standart
Alıntı:
Seyyah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
EyvAllah güzel kardeşim, yorumun ve hitap tarzın takdire şâyan.

Konu hakkındaki hâdislerdeni ayetlerdende ankaşıldığı üzere tebliğ islamda bir görevdir.

İslam sadece ibadet dini değil, aktif düşünce ve icraat dinidir.

Eğer aklı yerinde, imkanı müsait, düşünebilen bir insan isek, sadece namaz kılıp, oruç tutup takva sahibi olamayız diye düşünüyorum.

Karınca kararınca elimizden geldiği kadar İslamı yaymalı, öğrenmeli, öğretmeliyiz. Tefekküre dalmalıyız. Mustafa hocanında dediği gibi, Kur-an
insanı düşünmesi için ateşler.

Kur-an'ın huzurunu, bereketini nasıl yayarım en azından kendi aileme, kendi çevreme diye düşünmek gerekir.

Kur-an'ı beşeri ilimler ile anlamak gerek, günümüz yaşantısının sosyolojik, psikolojik dengelerini iyi analiz edip Kur-an ışığında yorumlamalıyız.
Tebliğin önemini sanırım ki az çok anladık.

Yalnız şunuda belirtmek isterim ki, bu konu altında sadece Nur cemaatinin yaptığı uygulamaları değerlendirmemeliyiz. Artık kabuğumuzdan çıkmalıyız.

Tebliğ, iletişim, örnek olma İslam dini gereği olarak global anlamda bir kavramdır.

Biz olayı sadece Türkler açısından ele alırsak bakış açımızı dar tutarak sağlıklı analizler yapamayız.

Bu yüzden tebliğ konusunu veya namı değer dialog konusunu global bir kavram olarak ele alıp yorum yapmalıyız.

Ve şunuda belirtmek isterim ki, Türkiye içi politik çekişmelerin meyvesi olan, diğer dine mensup insanlarla dialog kurmak, iletişime geçmek dinden çıkarır demek sakat bir görüştür.

Bir cümle ile asıp kesmek düşüncesine güvenmemektir, özgüven eksikliğidir.

Allah razı olsun abi sağolasın, çok haklısın, kesinlikle global anlamda tüm İslam-i Alem'i persfektif alarak algılamaya çalışmak lazım fakat adım adım önce bu pencereden forumumuzdaki bir eksiği atabilirsek bir sonraki adıma daha sağlam geçebiliriz, şuan konuda gayet şuurlu ilerliyor bu forum tarihinde bir başarıdır, Allah razı olsun İnşAllah böylede devam eder maaşallah diyelim de...

 

 
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-14-2011, 04:33   #2
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Malesef kardeşim denetim yüksek olunca, sukunet sağlanıyor fakat hararetin az olduğu konularda katılım ve yorum oranı düşük oluyor. Bunu gördüm ve açıkcası üzüldüm. Gönül isterdi ki bağırıp çağırmadan, asıp kesmedende uzun tartışmalar yapabilseydik fakat ülke gündeminden olsa gerek ki bu her alana tesir ediyor.
Halbuki ne kadar önemli bir konu...
Acep 1-2 cümle ile ortalıgı kasıp kavurup sonrada cıkmak isteyen kardeşlerimiz bu konu hakkında ne kadar donanımlı ki ilgi göstermiyorlar..
Malesef özeleşti yeteneğimiz çok zayıf daha kötüsü bunu görmeye cesaretimiz yok.
Ama yinede rağbet az bile olsa bu sukunete değer. Şurada 2 kelam yeni bilgi öğrenmek bunlara değer..
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 08-14-2011, 04:37   #3
Kullanıcı Adı
Tarantula_
Standart
Alıntı:
Seyyah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Malesef kardeşim denetim yüksek olunca, sukunet sağlanıyor fakat hararetin az olduğu konularda katılım ve yorum oranı düşük oluyor. Bunu gördüm ve açıkcası üzüldüm. Gönül isterdi ki bağırıp çağırmadan, asıp kesmedende uzun tartışmalar yapabilseydik fakat ülke gündeminden olsa gerek ki bu her alana tesir ediyor.
Halbuki ne kadar önemli bir konu...
Acep 1-2 cümle ile ortalıgı kasıp kavurup sonrada cıkmak isteyen kardeşlerimiz bu konu hakkında ne kadar donanımlı ki ilgi göstermiyorlar..
Malesef özeleşti yeteneğimiz çok zayıf daha kötüsü bunu görmeye cesaretimiz yok.
Ama yinede rağbet az bile olsa bu sukunete değer. Şurada 2 kelam yeni bilgi öğrenmek bunlara değer..
Bence de abi, sakin kafayla birşeyler öğrenmeye ve paylaşmaya çalışmak her zaman daha iyidir...

Hem daha yeni sayılır konu belki zamanı yoktur muhteremlerin katılım olur elbet... İnşAllah...
 
Alt 08-14-2011, 04:42   #4
Kullanıcı Adı
Blur
Standart
Dinlerarası Diyalog ülkemizde adeta hristiyanlığı kabul etme veya tasdikleme olarak algılanmaktadır.

Yıllardır hocaefendiye atılan iftiralar , yok kardinal , yok papa'nın elini öptü yok onu imzaladı buraya geldi gitti falan filan hepsi tek tek çürütülmüş iddialardır..

Dinlerarası Diyalog'u gerçekleştiren kimseler Nur cemaatinin sağlam şakirtleridir Yani bu insanların kafalarını karıştırmaya kalksan senin kafan ve cümlelerin birbirine girer neyi savunduğunu neyi anlattığını unutursun..

Gelelim mevzuya dinlerarası diyalogda amaçlanan İslamiyet'in hoşgörü ve huzur bulmak için yer yüzünde ki tek hak din olduğu ve peygamber efendimiz ( s.a.v ) ' in kim olduğunu hayatını yaşantısını Müslüman olmayan kimselere duyurmaya çalışılmasıdır..GERÇİ BUNA ÖNCE BİZİM ÜLKEDEN BAŞLAMAK GEREK AMA !
Yani diyalog yapılırken işte bizim hocaefendi var şöyledir böyledir gibi övülme meselesi olmaz

Neyse.. Başta söylediğim gibi bu diyaloğu gerçekleştiren kimseler sağlam adamlardır yani bilgisine güvenen fikrini kabul ettirebilecek ağzı sağlam laf yapan kişilerdir..

Diyalog'da eğer fikrin , savundukların eğer mantığa dayanıyorsa ve ağır basıyorsa sen zaten bir adım öndesindir demektir ki zaten İslamiyet sorulan her soruya Kuran-ı Kerim'den veya sahhih hadislerden cevaplar vermektedir.. Ortada yorumlanması gereken bir şey olmadığı gibi insanların da aklını karıştıracak , sorgulamalarını gerektirecek hiç bir şey yoktur..

Diyalog'un ülkemiz açısından da + ları saymakla bitmez , Türk'lerin avrupa'da hala korkulan bir topluluk olduğu , Müslüman deyince akla gelen ilk şeyin ; bomba , silah , öldürme , eylem vs.. gibi şeylerin olduğu bu küresel dünya'da diyalog ile bir nevi Müslümanların ve Ülkemizin yurt dışında imajı düzeltilmiş ve bu sayede bir çok devlet başkanı , yardımcısı dost kazanılmıştır..

Bizler sadece İslamiyet'i bu insanlara ulaştırıp onları doğru yola hak yola Hz.Muhammed(s.a.v)'in yoluna çağırmalıyız davet etmeliyiz.. Bir kişiyi müslüman yapmanın faziletinin ne olduğunu burada arkadaşlar benden iyi bilirler amacımız gayemiz böyle olmalıdır..

Müslümanlıktan hristiyanlığa pek geçiş olmaz ( tuğçe kazaz ) gibi fakat tam tersi durum çoğu zaman karşımıza çıkmaktadır bunuda hepimiz bilmekteyiz.. : )

Ben sorulara elimden geldiğince cevap vermeye çalışacağım hakkınızı helal edin biraz uzun oldu : )
Blur isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 08-14-2011, 04:47   #5
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Allah râzı olsun Blur kardeşim, farklı noktalara değindin.
Yorumlarında acizane fikirlerimizi beslemen dileği ile.
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 08-14-2011, 04:51   #6
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart


Fransa’da yaklaşık 6 milyon ve Almanya’da 4 milyonun üzerinde Müslüman yaşarken, anketler İslam ve Müslümanların Avrupa’yı korkuttuğunu gösteriyor. Fransız bir kuruluşun yaptığı kamuoyu araştırmasına göre Fransa ve Almanya’da halkın neredeyse yarısının ülkelerinde yaşayan Müslümanları “ulusal kimlik için tehdit” olarak görüyor. Gerek Fransa gerekse Almanya’da Müslümanların “tehdit” olarak algılanmasının başlıca nedeni olarak katılımcılar “topluma uyuma direnişi” gösteriyorlar.
Diğer gerekçeler arasında kültür farklılığı ve Müslümanların Fransa ve Almanya’da bazı semtlerde gruplar halinde yaşamaları gösteriliyor.
Araştırmaya göre, Fransızların yüzde 31’i, Almanların ise yüzde 34’ü İslam’ın “Batı değerlerini reddetmek” anlamına geldiğini söylüyor.
Fransızların yüzde 18’i, Almanların ise yüzde 24’ü İslam dinini “fanatizm” terimiyle eşdeğer görüyor.
Kaynak: Ntvmsnbc


Kynk




İslamofobi hakkında yapılan anketlerden..
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 08-14-2011, 04:53   #7
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Avrupa'da İslam düşmanlığı hızla artıyor


Avrupa çapında yapılan bir araştırma özellikle İslam düşmanlığındaki artışın sanıldığından daha yaygın olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmaya göre Almanların hemen hemen yarısı İslam'ın 'hoşgörüsüzlük dini' olduğunu düşünürken; Hollanda, Portekiz ve Polonya'da bu oran yüzde 60'a kadar yükseliyor. Konuyla ilgili olarak konuşan araştırmadan sorumlu bilimadamı Andreas Zick, "Gruba dayalı insan düşmanlığı Avrupa'da çok yaygın" dedi. Araştırma için Almanya, İngiletere, Fransa, Hollanda, İtalya, Portekiz, Polonya ve Macaristan'da biner kişi üzerinde anket yapıldı. Özel vakıfların bağışlarıyla finansmanı karşılanan araştırmayı gerçekleştiren bilimadamları, aydınlatıcı bilgilerin yanı sıra kaygı uyandırıcı sonuçlara da ulaştıklarını dile getirdi. Araştırmacılar, çalışmaların amacının aşırı sağ, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı mücadele ve daha çok demokrasi olduğunu kaydetti. Araşırmada İslam düşmanlığının yanı sıra klasik ırkçılığa ilişkin sonuçlar da mevcut. Buna göre Almanların yüzde otuzu beyaz tenli insanlarla siyah tenli insanlar arasında doğal bir hiyerarşinin olduğuna inanıyor. Portekiz'de ise bu oran yüzde elliye kadar tırmanıyor. Araştırma yapılan hemen hemen her ülkede insanların yarısı göçmenleri bir zenginlik olarak görmesine rağmen çok fazla göçmenden şikayetçi. Bu gibi görüşlerin sadece toplumun periferisinde yaşayanlarda değil, merkezinde yaşayanlarında da gözlemlendiğini dile getiren uzmanlar, siyasi iktidarsızlık ve ülkenin tepesinde güçlü bir adam yokluğu duygusunun da göze çarpan bulgular arasında olduğunu söylüyor.
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 08-14-2011, 04:55   #8
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart

Avrupa İslam'ı tehdit olarak görüyor


Türkiye’nin tam üyelik için kapısında beklediği AB’de Müslümanlara bakış giderek daha olumsuz bir boyut kazanıyor. AB’nin en güçlü ülkesi, İslam’ı reddeden tavırda da başı çekiyor.


Fransız Le Monde gazetesinin yaptığı bir ankete göre Almanların ve Fransızların yaklaşık yüzde 40'ı kültürel kimlikleri açısından İslam dinini bir tehdit olarak görüyor. Fransızların üçte ikisi, Almanlarınsa dörtte üçü Müslümanların topluma yeterli uyumu sağlayamadığı görüşünde…

Daha önce de Münster Üniversitesi ile TNS Emnid adlı Alman piyasa araştırmaları firması Avrupa'daki dini çeşitlilik üzerine 5 Avrupa ülkesinde bir araştırma yapmıştı. Şimdiye kadar bu alanda yapılmış en kapsamlı araştırma da Almanların diğer ülkelere oranla Hrıstiyanlık haricindeki diğer dinlere karşı daha hoşgörüsüz olduğunu ortaya koyuyor.

Ülkeler özel olarak seçildi

Bu araştırma Almanya, Fransa, Danimarka, Hollanda ve Portekiz'de yapılan toplam 5 bin röportaja dayanıyor. Sosyolog Niels Friedrichs araştırmaya katılan ülkelerin özel olarak seçildiğini kaydediyor. Örneğin Almanya'nın seçilme nedeni burada yoğun Müslüman nüfusun bulunması ve gündemden düşmeyen uyum tartışmaları. Bu şekilde cami inşa etme yasağı ya da başörtüsüyle ilgili tartışmaların toplumda nasıl yankı bulduğunu kontrol etmek mümkün…

Fransa'nın seçilme nedeni burka yasağı, Danimarka'nınki karikatür krizi, Hollanda'nınkiyse İslam karşıtı Theo van Gogh'ın cinayete kurban gitmesi. Buna karşılık Portekiz ise diğer ülkelere oranla daha düşük bir dini çeşitliliğe sahip olduğu için tezat oluşturmak üzere seçilmiş.

"Almanlar daha hoşgörüsüz"

Araştırmanın başında bulunan din sosyoloğu Detlef Pollack, sonuçları "Almanlar arasında araştırmada yer alan diğer ülkelere oranla Hrıstiyanlık dışındaki diğer dinlere karşı daha yoğun bir hoşgörüsüzlük tespit ettik. Buna ek olarak yeni cami ve minare inşasına karşı da daha tepkililer" şeklinde değerlendirdi.

Öte yandan araştırma Almanya'nın diğer dört ülkeye oranla diğer dinlere karşı hoşgörü ve eşitlik ortamı yaratılması konusunda en fazla çabayı gösteren ülke olduğunu da ortaya koyuyor. Pollack "Sonucun bir ikilemi ortaya koyduğu söylenebilir. Bir yandan İslam ile ilgili birçok itiraz var. Diğer yandansa eşitlik ve adaletin sağlanması için büyük çaba harcanıyor" dedi.

Çelişkinin nedeni iletişim eksikliği

Bu çelişkili durumun başlıca nedeni Almanların özellikle Müslümanlarla yoğun iletişim halinde olmaması. Almanya'nın batısında yaşayanların yüzde 40'ı doğusunda yaşayanlarınsa sadece yüzde 16'sının Müslümanlarla birebir iletişimi var. Fransa'daysa bu oran yüzde 66.

Araştırmaya göre Almanların sadece yüzde 34'ü Müslümanlarla ilgili olumlu düşüncelere sahip… Diğer dört ülkede bu oran yüzde 50'nin üzerinde hatta bazılarında yüzde 60'a varıyor.

Din sosyoloğu Detlef Pollack Almanya'da son dönemde popüler hale gelen "İslam dini bizim kültürümüzün bir parçası" söyleminin toplumun büyük çoğunluğunun görüşüne uymadığını aktarıyor. Pollack "‘İslam Batı dünyasına uyuyor mu?' sorusunu yönelttik. Bu soruya Almanya'nın batısında yaşayanların yüzde 20'sinden biraz fazlası, doğusunda yaşayanlarınsa daha az bir bölümü ‘evet' yanıtını verdi. Diğer ülkelerde de ‘Evet, İslam Batı kültürüne uyuyor' diyenlerin oranı yüzde 25 ila 30'da kaldı. Bunu daha farklı şekilde ifade etsek, örneğin ‘Müslümanlar da Almanya'nın bir parçası mı?' desek büyük ihtimalle buna çok daha fazla kişi ‘evet' derdi" açıklamasını yaptı.

Sabine Ripperger / Çeviri: Banu Ertek
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alt 09-06-2011, 05:49   #9
Kullanıcı Adı
Özgür Çağrı
Standart
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
 
Alt 09-06-2011, 01:43   #10
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
dinimizin kesin iman gerektiren temel kuralları tartışılmaya açılmadığı sürece, ehli sünnetin dışına çıkılmadığı sürece sorun yoktur. bu kadar kısa özetlenebilir
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı