|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak bianet.org
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi tanıklar anlatıyor Mahmut Yiğiteli Bütün İşkence aletleriyle Lice'ye getirdiler Eşinin yanında çırılçıplak soydular, askıya aldılar, elektrik verdiler, oto lastiğine koydular. Yanında eşini taciz ettiler... Yiğitel, 12 yıl ceza aldı, anlatıyor.koğuşta Hasan dayı diye bir Yezidi vardı; PKK'liler Hasan dayının evine gidip geliyorlar.ve üzerine iftira atıyorlar Hasan dayı yakalanıyor, pkk lıların attıkları iftiralarla diyarbakır cezaevine atılıyor Hasan dayıyı rahat bırakmıyorlar işkence yapıyorlar. Hasan dayı bir kayalığın başına silah saklamışım, beni götürürseniz, gösteririm" diyor. Bir uçurumun kenarına gidiyorlar. Hasan dayı,Askerler yeri kazmayla uğraşınca, Hasan dayı uçurumdan aşağı atıyor. Uçurumdan atlıyor Bir kolu, bir bacağı kırılıyor, bir gözü kör oluyor.Hasan dayıyı bizim koğuşa atmışlardı. Ayağı, kolu sakat bir gözü kör, Türkçe bilmiyor, kimsesi yok.sessiz sedasız ranzada uzanıyor hiç sesini çıkarmıyor, bir şey istemiyor Bir gün hücremize Diyarbakır Eski Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Ezber'i getirdiler. Ezber, arkadaşım ve dostumdur. hiç bir örgütle ilişkisi olmamıştı. Ancak iftira atarak TKP ile bağ kurmuşlardı. Öğrencilik döneminde devrimciydi Burnu 3 defa kırılmıştı. Akıllı, zeki, espriliydi Hoş geldin dayağından hücreye getirdiler.askerler geldiler.Yeni gelen ibne dışarı çıksın" dediler. Kemal Esas duruşta bekliyordu Askerin biri ulan ibne, hangi örgüttensin?" dedi.Kemal dayağın korkusuyla, Cumhuriyet Halk Partisi örgütü üyesiyim komutanım." cevabını verdi. CHP isimli bir örgütü duyulmamıştı Cezaevine binlerce insan geliyordu. BPKK, TKSP, KUK, DDKD, RIZGARİ, KAWA, TKP, TİK-KO, KURTULUŞ, DEV YOL gibi örgütler vardı Gardiyanlardan biri bağırdı;- Vay be, yeni bir örgüt kurulmuş. Ulan ****** çocuğu, şimdi ananı s..tik. Kemal'e yüzlerce cop vurdular ve komaya soktular. Nuri Sınır: İnsan soyu böyle bir zulüm görmedi O 51 yaşında; cezaevinde 27 idi yaşı. Bel fıtığı, reaksiyon sağlık problemleri yaşıyor... 4 sağlam dişini çürükler yerine cezaevi diş hekimi çekmiş almış... Diyarbakır belediyesinde çalışıyor anlatıyor. Aziz Nesin diyarbakır cezaevinde kalmış cezaevi uygulamaları için insanlarla görüşmek istiyordu anlatmaya başladım, Aziz Nesin Yahu çocuklar, ben kendi hayal dünyamı çok geniş biliyordum. Ama bakıyorum ki, Kürtlerin hayal dünyası benimkinden daha çok genişmiş."anlattıklarımıza inanmadı ve anlattıklarımızı bir hayal ürünü olarak değerlendirdi.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak türkçebilgi.com
İstiklal Mahkemeleri Düzenli ordunun kurulduğu, I. İnönü Zaferi'nin kazanıldığı ve çerkez ethem isyanının olduğu bir sırada çalışan İstiklal Mahkemelerinde suçlarda büyük azalmalar görüldü. Meclis otoritesi oluşturuldu Kemal Paşa, 1921'de mahkeme sayısının 10'a çıkarıldı Karabekir Paşa'nın güvenliği sağladığı Doğu Anadolu'da İstiklal Mahkemesi kurulmadı. Misak-ı Milli sınırları oluştu İstiklal Mahkemeleri'nin baskıları ile: T.B.M.M. içte ve dışta tanındı. Ayaklanma olayları şiddet ve zor kullanılarak bastırıldı Devlet organı işledi, Ulusun orduya inancı arttı, ordu kuruldu İstiklal Mahkemeleri 17 Şubat 1921 de Ankara İstiklal Mahkemesi dışında kapatıldı Cezalardaki amaç asker kaçaklarının cepheye döndürmekti. suçun ağırlığına göre cezalar veriliyordu 100 değnek cezası idam edilme en ağır cezaydı. Kaçağın evinin yakılması, ailesinden birisinin kendisi yerine asker alınması gibi ağır cezalar vardı firariyi koruyan devlet görevlilerine 25 sene ağır hapis cezası veriliyordu. Rum asıllılar serbest bırakılıyir Osmanlı vatandaşları ise asker kaçağı vatan haini olarak yargılanıyor idam ediliyordu. 59 yerli Rum idam edildi.*Masum insanlar asker kaçağı diye ihbar ediliyor Vatana ihanet, ayaklanma Casusluk Bozgunculuk Cinayet gibi suçlarla yargılanıyor idam cezası sürgün veya beraat kararı veriliyordu. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları Batı tarihinde, vahşet, yamyamlık, katliam, soykırım, işkence, tecavüz, sıradan eylemlerdir. * Târihte İslâm’ın şefkat ve adâletini gösteren misâller olduğu gibi küfür ehlinin gaddarlık, zulüm ve vahşetini sergileyen pek çok örnekler mevcuttur. haçlı barbarlığı yahudi ve hıristiyanların müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar bunun en açık delilidir. * Amerikan kızılderililerinin imhâ edilmesi Esir ticareti Hiroşima’yı mı? Auschwitz işte hıristiyan batı budur!.. dünyadaki zenginliklerin yüzde 80’i, nüfusun yüzde 20’si tarafından kontrol edilmekte Yılda 40 milyon kişi ölmektedir bu da het gün 1 hiroşima demektir batı önce ateşi alevlendiriyor, sonra da itfaiyecilik oynuyor Hâlâ haçlı seferlerindeyiz Asırlarca müslümanlara her türlü vahşet ve barbarlığı uygulayan, küffar devletleri; yalan ve iftirâlarını sürdürmekte; cehâlet, zulüm ve vahşetle dolu karanlık geçmişleriyle İslâm’ı terör dini, müslümanları da terörist göstermeye cür’et etmektedirler. * * * Haçlı seferleri’nde barbar katliâmları Papa Urban’ın ve kiliseyi kışkırtma ve tahriklerinden ileri geliyordu.kilisede her türlü mel’aneti işleyen râhip ve papazlar, halkı; müslümanları öldürdükleri taktirde Kutsal ruh’u ve İsâ’yı hoşnut kılacaklarını ve asılsız safsataları telkin ederek halkı azdırmaya, kin ve nefretle müslümanları ortadan kaldırmaya teşvik ediyorlardı. * Allah-u Teâlâ küffârın kin ve nefretinin büyüklüğüne dikkat çekerek Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurmuştur: * “Onlar fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar, Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür Âyet-i kerime küfre ve kâfirlere meyledenler için bir ihtardır. Papa Urban, haçlı seferlerinde siyasi menfaatler uğruna Kutsal savaş” nidâlarıyla hıristiyan halkı müslümanların üzerine salarken, her türlü yalan ve hîleye başvuruyor, Lânetlenmiş bir millet, hıristiyan beldelerini kasıp kavurdu, ateş ve zulüm yağdırdı. Vazifelerin en önemlisi mukaddes Kudüs’ü kurtarmak, diyerek halkı tahrik etmektedir Haçlı seferlerinde hıristiyan çapulcu sürüsü önderlerinden Saint Bernard ise, şöyle diyordu: * Hemen silâha sarılın; savaşta hepinizi mukaddes bir hınç canlandırsın ve hıristiyanlık âlemi, elçinin ‘Kılıcını kana batırmayana yazıklar olsun!’ sözleriyle çınlasın...” gibi sözlerle, etraflarındaki câhilleri topluyordu bölge halkına her türlü vahşeti, katli ve işkenceyi revâ gören, insanlıktan nasip alamamış barbar haçlı sürüsünün katliamlarından tiksinen Anquetil adlı râhip,“Sâdece dinî hislerle hareket eden pek az haçlı vardı” derken; İngiliz târihçi Thomas Fuller’de; “Şeytanın aşağılık hizmetkârlarının Allah’ın askeri hâline geldiklerini görmek çok hazin bir şeydi!..” diyerek, haçlı katliamlarından duyduğu utanç ve nefreti dile getirmişti. 7ndırıcı gaddarlığını şöyle anlatır * “Antakya’da Bohémond, Türk esirleri boğazlattı; herkesin gözü önünde kızarttı. Kana susamış olan azgın haçlılar Halep Maarrayı ele geçirdikten sonra binlerce müslümanın çürümüş cesedlerini parçalamış, sonra da oturup tuzlayarak yutmuşlardı. * Haçlılar 1099 da karınlarını öldürdükleri müslümanların etlerini yiyerek doyurdular Fransız târihçi Rudolf of Caen iğrenç fiilleri için şöyle diyordu: “Askerlerimiz Maarra’da dinsiz müslümanların yemek kazanlarında kaynar suyla haşladılar; çocukları şişlere geçirdiler ızgarada pişirip yediler.” Birinci Haçlı seferinde Frank kumandanı Raymond Nu’man şehrini işgâl etmiş binden fazla müslümanı acımasızca katletmişti. barbar sürüsü, açlıklarında müslüman etini yemişlerdi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları Haçlıların barbarlık ve azgınlıkları, sınır tanımıyordu hayvan sürüsünden farksız olan medeniyetsiz haçlılar, hayvanların bile yapamayacağı çirkinlikler yapmıştır haçlılar at ve eşeklerin damarlarını kesip kanlarını ve idrarlarını içtiler. lâğımlardaki suyu emerlerdi. Kimi arkadaşının idrarını içerdi.” Kudüs’ü istilâ eden vahşî haçlı sürüleri 1096 da yetmiş bin müslümanı kılıçtan geçirmişler, Hazret-i Ömer Câmii’ne sığınan on bin müslüman’ı boğazlayarak şehid etmişlerdi. Müslümanların huzur ve güven içinde yaşadıkları topraklar, haçlı işgâliylen mezbahaya dönmüştü. * Birinci Haçlı seferi’nde müslümanların katleden Bouillon, Kudüs topraklarını müslümanların kanlarıyla sulamaktan kendince “İsâ’nın rûhunu hoşnut etmekten duyduğu vahşî sevinci, şöyle bildiriyordu: * “Kudüs’teki Müslümanları katlettik, Süleyman mâbedinde atlarımızın diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yüzüyoruz!.” Kudüsü kana boyayan, bütün Kudüs’ü müslüman cesedleriyle dolduran, Haçlılar şehri istilâ ederken, Kudüs’teki Müslüman kanının ayak bileğine çıktığı söyleniyordu. ÖLDÜRÜLENLERİN ÇOĞU KADIN VE ÇOCUKTU!.. * Gaddarlık ve vahşette benzerine rastlamayan Kudüs katliâmı korkunçtu!.. Öldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor, gezenlerin üzerine sıçrıyordu. Böyle bir katliâmı o güne kadar görülmemişti Ölüler piramitler şeklinde yığınlar hâlinde yakıldı. el-Bara şehrinde, büyük-küçük, kadın-erkek şehir ahâlisi kılıçtan geçirilmiş; Hayfa’da şehri savunan müslüman askerler dikili bir haç etrafında toplanmış merhametsizce doğranmıştır. Trablus’taki katliâmda ise, haçlılar müslümanları dağıttı ve öldürüldü. içilecek sular kan ile kirlenmişti.Haçlılar, Kudüs’te işlerini bitirdiklerinde şehir tamamen insan cesetleriyle dolmuştu. Ortaçağ tarihçileri müslüman katliâmından şöyle söz ediyordu: “Şövalyelerimiz, insanların midelerini deşip, bağırsaklarını boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. evlerde kimsenin sağ kalmasına izin vermediler. bebekler öldürüldü Öldürülenler Müslümanların lideri âbid ve zâhidleriydi.” Kan ve ete doymayan insan kasapları haçlı katliâmı, bitmek bilmiyordu. Üçüncü Haçlı seferinde Aslan Yürekli Richard üç bin müslümanı katletti kana susamış canavar silâhsız ve savunmasız müslümamanları boğazlayarak denize attı Oysa Selâhaddin Eyyûbi Hazretleri hıristiyan ordusundan tek bir esiri bile öldürmeye insâfı ve vicdânı elvermemiş. fidye ödemeden salıvermişti. * |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Kaynak akasyam.com
Haçlı Katliamları Bizans imparatoru Alexis Komnen’in kızı Barbarlar diye târif ettiği haçlı vahşetini anlatırken En büyük eğlenceleri Müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemekti.” diyor; yalvarmasını bile bilmeyen, konuşmaya başlamamış çocuklar, katlediliyor kadınlar boğazlanıyordu diyor Alman Tarihçiler insanlık târihinde haçlıların katliâmlarının benzerine rastlanmadığını ifâde ederek haçlıların Moğollar ve dinsiz kavimlerden daha da barbar oldukları belirtiliyordu Haçlılar Kudüste tüm müslümanları katlettiler her taraf kan gölüne döndü parçalanmış kafalar ve cesetler vardı Haçlılar kudüsü yakmışlar katliam yapmışlardı. “Katledilen insan manzarasına, nefret duymaksızın bakmak imkansızdı; her yerde cesed parçaları kol geziyordu. Zemin kanlarla doluydu. kafası gövdesinden ayrılmış ve kötürüm edilen organlar bakanların tiksintisini uyandırıyordu cesedler manzarası haçlı katillerine bile korkunç geliyordu. Kafadan ayaklara damlayan kanlar, insanları dehşete boğuyordu. on bin müslüman yok edildi müslümanlar halkın gözü önünde sürüklenerek koyun gibi boğazlandılar. Haçlılar evlere girerek eşlere, çocuklara ve aile fertlerine her türlü işkenceyi revâ görmüşlerdir. Haçlılar müslüman kurbanları, sefil bir şekilde ölmeleri için kılıçtan geçiriyor yüksek bir yerden kafa üstü yere atıyordu. Her yağmacı yağmaladığı eve sahib oluyordu. Kudüsü zapteden haçlılar, şehri güç kullanarak ele geçirdi haçlılar şehri ve insanları pervâsızca katlettiler. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Kaynak ahmetkayaefsanesi.blogspot.com
Diyarbakırlıymış, kodadı bahtiyar Ahmet KAYA,Avrupa Resitalleri'nde Bahtiyar türküsünün hikayesini anlatır: Çok uzun zaman önce cezaevinde kaldığımda bir arkadaş tanımıştım, Diyarbakırlı'ydı. İsminin Bahtiyar olduğunu söylemişti Günde iki sefer dörder saat arayla götürüyorlardı işkenceye, hamur gibi atıyorlardı. Tek söylediği şey, "adım Bahtiyar" diyordu. Doksan yedi gün boyunca, adını kimse öğrenemedi cezaevinde incecik, dal gibi bir çocuktu.. Bütün dileği dışarı çıktığım zaman Diyarbakır'dan gidip bağlamasını almamı ve kullanmamı istiyordu. Kuru soğan yetiştirip yeşil soğana dönüştürüyorduk, tek çiçeğimiz maalesef oydu, Sonra dışarı çıktım, onu uzun zaman göremedim. Yozgat'a gitmişti Bir gün çok büyük bir tesadüf, Diyarbakır'a giderken gazetede beni çok sarsan bir resimle karşılaştım; bir ölüm ilanındaydı Bahtiyar...hüzünle gülüyordu Diyarbakır'a gittim, müthiş bir cenaze töreniydi Bahtiyar çok güzeldi. Bildiğim bir tek şey vardı: "Diyarbakırlıydı, Kod Adı Bahtiyar'dı |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Kaynak odatv.com
ŞAFAK TÜRKÜSÜ'NÜN ÖYKÜSÜ Nevzat Çelik 1980 de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin birinci sınıfında öğrenci iken tutuklandı.Dev-Sol davasında idam istemiyle yargılandı. Metriste ve Bayrampaşa Cezaevinde tutuklu kaldı Nevzat Çelik'in ilk şiirini*burada yazdı şiirler 1982 de yayınlandı Şafak Türküsü’ Başarı Ödülü kazandı.1987 de Müebbet Türküsü’ adlı şiir kitabıyla serbest bırakıldı.Şair Nevzat Çelik; Şafak Türküsü şiirini cezaevi yıllarını anlattı. tek tip elbise direnişinin başladığı cezaevidir.bayrampaşa tek tip elbiseler giydirdiler, saçımızı sakalımız işkenceyle kestiler. küçücük pencereler tel örgüler demir örgüler vardı. girer girmez, çıkarttık tek tip elbiseleri Tel örgüleri parçaladık çünkü, içeriye hava girmiyordu. iki buçuk yıl hücre tipi cezaevinde,havalandırmaya çıkamadan yaşadık Şafak Türküsü, 83’te Metris’te yazıldı, yazılma sürecinde Bayrampaşa Cezaevi’ne nakledildik.kalem ve kağıttan başka hiçbir şeyimiz yoktu. Pijama terlik yaşadık açlık grevine başlamıştık. 30 günlük açlık grevine girmiştik Ben ve yüzlerce kişi idamla yargılanıyordu. 3 kişilik bir hücrede iki kişi idamla yargılanabiliyordu. herkes için ortak ve sıradan bir duyguydu idamlar gerçekleştiriliyordu. Tanıdığımız insanları astılar Ve sen dört duvarın içerisindesin, başka bir hayattasın ben de bir şairdim. Şafak Türküsü bir başkaldırıdır asla yılmayan, pes etmeyen gelecek güzel günleri isteyen güzel gündüzünde sömürülmeyen,aç yatılmayan bir dünya ve özgürlüğü isteyen insanların ortak dramıdır itiraz eder. Yıkılmamasını söyler annesine. inanmışlara, halka gelecek güzel günlerin inancını direnci temsil eder. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI emperyalist güçlerin etkisinde bulunan Türk Topluluklarında ağır ve çıkmazlarla dolu sayısız trajediler yaşanmıştır 10 milyon km² lik bir coğrafyada yaşayan 250 milyon Kıpçak, Oğuz, Karluk, Sibir ve Avrupa Türkü çok darbe almıştır. darbelerin etkisinde kalanlardan biri de Orta Asyanın merkezi Kazakistandır. SSCB sınırları içerisinde milli mücadelenin ve Turanın odağı Türkistandaki Kazak Türkleri 1930 lu yıllardaki Kızıl Kırgın Kurbanlarıdır Emperyalist SSCB rejimi 1930 larda tüm Türk soydaşlarımızı acımasızca infaz etmiş birçok soydaşımız hayatlarını kaybetmiştir Kazaklar 1723 te Çinden gelen 70 bin atlı Jongar askeriyle savaşa girdi. Müslüman Kazak Türkleri 1 milyondan fazla Kazak Türkünü şehit vererek bozkırların sahipleri olduklarını dünyaya gösterdiler Kayıplar kazak nüfusunu azalttı. 2. Çin istilasına dayanamayan Kazak Türkleri kendi Çarlık himayesini kabul etti. Çarlık Orta Asyadaki göçebe Türkleri yerleşik düzene geçmeye mecbur bıraktı. Tarihte ilk kez 1897 de Kazak Türkleri ve Türk boylarının nüfus sayımı yapıldı. Sayım sonuçları Kırgızlar 250.000, Türkmenler 250.000, Tacikler 250.000, Özbekler sınırları içinde 750.000-sınırları dışında 750.000 olmak üzere 1,5 milyon iken Kazakların nüfusu 4.300.000 kişi olarak geçirildi. Kazak nüfusu Orta Asya halklarının iki katıydı.SSCB nin yaşattığı Kızıl Kırgınlarla Kazak Türklerinin nüfusun engellendi Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev geçmişte yaşananların unutulmaması için 1997 yi Milli Barış ve Siyasi Göç ve Sürgün Kurbanlarını Anma Yılı ilan etmiştir. Peki, Kazak Türkleri nasıl azaldı? 1991 de Kazakların bağımsızlıklarını ilan etmelerine kadar olan dönemde sscbnin baskısıyla SSCBde bolluk varken kazakistanda açlık,vardı Kazaklar idamlar, II.dünya savaşı, kimyasal denemeler, Kazak sürgünleri, Tselinograd olayı Kazakistan ve Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlık ayaklanması Jeltoksan Aralık ayaklanması Kazak Türklerinin nüfuslarını azalttı Kazak bozkırlarında nükleer ve atom bombası deneyleriyle ölüme mahkûm edilenlerin sayısı bilinememektedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI Sscb de Ülke çapında 1993 te 80 bin kişinin katıldığı büyük ayaklanmalar yaşandı. Bu olaylarda 5551 kişi Stalin tarafından tutuklandı ve 883 ü idam edildi. Kalanların sonu bilinmiyor 1937 de Kazak milli şahsiyetlerinin Turancılık ve Pan-Türkist düşünceleri önem kazandı.Ana dil ve Turan sscb yi etkiledi Ahmet Baytursunov, İlyas Cansugirov, Beyimbet Maylin, gibi kazak aydınlar SSCB hükümetince Türkçülük ve Turancılık hareketiyle halk düşmanı ilan edilerek kurşuna dizildiler. emperyalistlerin pençelerinde azab çekmeye mahkûm edilen Kazak Türkü kardeşlerimiz o acı günleri geride bırakmıştır. SSCB nin Kızıl Kırgını Kurbanları yerini, ABD ve AB nin Ortadoğu Kırgını Kurbanlarına bırakmıştır. milletimiz acı çekmektedir. Geçmişte milletimizin yaralarına merhem olamaması, bugünün yaralarına merhem olmayacağımız anlamına gelmemelidir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Kaynak totalwar.türkiye.com
KIZIL KIRGIN KURBANLARI ATA BEYİT KATLİAMI SSCB dönemi Tüm Türk Dünyasında önemli bir trajedidir. Günümüzde Stalin rejiminin Türk ve Müslüman soydaşlarımıza yapılan katliam ve haksızlıkların öğrenilmesi engellenmiştir. ecdadımızın ve soydaşlarımızın çektiği acıları tanımalı ve yaşatmalıyız. Aksi takdir de emperyalistler yalan ve iftiralarla dolu Ermeni katliamı dayatmalarına karşı duramayız. Drauda katledilen 7000 Müslüman Azerbaycan Hocalı katliamı, 1918 de Ermenilerin Gumada katlettikleri Azeri Türk soydaşlarımız Türklere yapılan katliamlar elbette bunlarla sınırlı değildir. Bunlar sadece son yüzyıldaki acıların bir kısmıdır. 1937 Kırgızistanda yaşanan Stalinin Ata Beyit Baba mezarı katliamı.ne yazık ki 1993 te ortaya çıkarıldı gündemde tutulması soykırımlar için araştırmalar yapılmıyor buda emperyalistlerin ekmeklerine yağ sürmektedir. Stalin Türklük ve Turancılık fikrine SSCB de izin aydınları, dini ve milli liderleri 58. maddeye istinaden katletmiştir. Sovyet katliamları 1936 1945 yıllarında değişik ülkelerde uygulanmıştır. katliamın başı Stalin ve KGB dir bu katliamların en önemlilerinden biride Bişkek yakınlarındaki Ata-Beyt toplu mezarlığıdır.Ata-Beyt mezarlığında Cengiz Aytmatovun 9 yaşındayken son kez gördüğü 1937 de KGB ajanlarınca götürülen 38 yaşında öldürülen babası Törekul Aytmatovda Kırgızistan Milli alfabesinin mimarı Kasım Tınıstanov ve Orta Asya Turan savunucularından olan İsakeyev, ve niceleri vardır 1938 de 138 kişinin kurşuna dizilerek toprakla kapatılan kurbanlar Kırgız Türklerine ve 19 ayrı milliyete sahiptir Katliam Bişkek şehrinin 30 km dışında Ala Dağ tuğla ocağında gerçekleştirildi katliamın tanığı vardı. Tuğla ocağı bekçisi Hıdır Aliyev. yüzlerce askerin gerçekleştirdiği bu katliamı, inleyerek can verenlerin çığlıklarını mezara kadar götürmek istemediğinden şu sözlerle dile getirmiş zaman şartlar ve herkes bilsin. Kireç ocağında çok büyük olaylar oldu. herkes öğrenmeli ölüm öncesi bir vasiyet gibi ilan etti bu sır 1991de bağımsızlığını kazanan Kırgızistan Cumhuriyetine kızı tarafından iletildi. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|