|
|
#1 |
|
Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla sorar...
'Dedecigim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?' Dede tatlı bir gülücükle: Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum.' deyince torun: 'Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?' der. Dede: 'Evet yavrum. ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır.' diye cevap verir. Torun yeniden sorar: 'Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedecigim. Bu ne demek açıklar mısın?' Dede şefkatle ellerinden tuttuğgu torununa: Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? İşte o ezanın namazı kılındı mı kılınmadı. O ezan Namazsız Ezan'dı. İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur. O da 'Ezansız namaz'dır. Aslında o namazın ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına. Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir. Boşa vakit harcama!' ikazını yapıyordu o ezan. Işte yavrum öMüR, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR.
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
hiç böyle düşünmemiştim.. +
|
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Bunu okumayı çok severim ve kuzenlere anlatırım her zaman.
paylaşımın için sağolasın +1 |
|
|
|
|
#4 |
|
evet bu zaviyeden bakınca hakikaten böyle. paylaşım için teşekkürler..
|
|
|
|
|
|
|
#5 |
|
emegine saglık teşekürlerr
|
|
|
|
|