|
![]() |
#1 |
![]() BAĞDAT SEFERİ KAYNAK ENFAL.DE.COM
Bağdad'ı ele geçiren Zülfikar Bey şehrin anahtarını istanbul'a gönderir Osmanlilar, Viyana kusatmasinda iken Tahmasb, Bağdadı ele geçirir Kanunî'nin çıkacağı Doğu seferinden önce, Bağdad ile Bitlis'te meydana gelen hâdiseler, doğu seferini zaruriyet haline getiriyordu Türkmen Musul oymağından Zülfikar Han,Kelhur Hâkimi idi. Bağdad Beylerbeyi amcasını asker bulundurmadan yaylaya çıkmasıyla bir baskınla öldürüp 40 gün kusattigi Bağdadı almış kendisini Bağdad Beylerbeyi ilan etmişti. Tebriz'in kendisini cezalandıracağını bilen Türkmen Beyi, Bagdad'ın anahtarlarını Kanunî'ye göndermiş kanuni adına sikke kestirip hutbe okumuştu. Osmanlılara bağlılığını ilana başlamıştı.* Padişah,Viyanadayken Irak'a yardım edemedi. Tahmasb, ordusu ile Bağdadı günlerce kuşatmış l0 Haziran l529 da Zülfikar Han ile kardeşi Ahmed Bey'i uyurken öldürerek Bağdad kalesini ele geçirmişti Irak merkezi bağdat Osmanlılar'a tabi olmuş ancak korunamamıştı buda Padişahı manevî bir borç altına sokmustu İran harbindeki ikinci hâdise ise iran beylerinden Ulama Han'ın Osmanlılar'a, Osmanli ümerâsindan Bitlis Hâkimi Şeref Hanın ise Safevîler'e sığınmamalarıdır. Şah Kulu isyanında Şah Ismail'in yanına kaçan Ulama Han, Azerbaycan Beylerbeyi ve önemli bir siyasetçiydi Şah ın basveziri Çuha Sultan'ın, isfahanda Samlu Hüseyin Han tarafindan öldürülmesiyle şahtanvezirlik istemişti Ulama han Şaha gitmek isterken, rakipleri onu âsi gösterir beylerinin ve aşiretinin ezilmesinden ürken Ulama Han, sancaklarıyla Vanda Osmanlılara bağlılık bildirir. İstanbulun buyruğuyla, Bitlis Beyi Şeref Bey'in "vasıtasıyla istanbul'a gelir Ulama,Şeref Hanın şah'a meyli olduğunu söyler ocaklık statüsü kaldırılıp beylerbeyilik haline getirilen Bitlis ulamaya verilir Seref Han, Sünnîdir Bitlis'in iran toprağı olduğunu ilan etmiş ve Tahmasb'dan yardım istemiştir. O Osmanlılar 'ın, kendisini ata topraklarından mahrum edeceğini sanıyordu. Dulkadir ve Diyarbakır Beylerbeyi yardımıyla Bitlis'i kuşatan Ulama, Safevî ordusunun yardıma geldigini duyunca Diyarbekir'e çekilmistir.* Ahlat'ta şah'a ziyafet çeken Şeref Bey, tahmasba armağanlar sunar, kendisine de murassa kılıç kemeri ve altın sırmalı kaftan hediye edilir. Tahmasb,ferman vererek "Eyâlet penâh" diye hitab eder.Tahmasb, Osmanlılara bağlı bir uç beyliğini himayesine almış ve iran savaşına sebep olmustur Bu, bir Osmanli toprak parçasının başka bir devlete geçmesi demektir Osmanlı siyaseti bunu kabul etmez bunun üzerine iran seferi elzem hâle gelmiştir. İrana bizzat hükümdar sefere çıkmıştır O, iranı ortadan kaldırıp, Sünnî Türkistan'la birleşmek,ve kendisini arkadan vuran şii kösteğini ortadan kaldırmak arzusunda idi.* Kanuninin Anadolu'yu isyanlarla karıştıran şiîliğe karşı düsünce ve tutumunu gösteren gazeli Sultan II. Mahmud'un kızı Âdile Sultan tarafindan hicri l308 miladi l890 yılında istanbul'da bastırılmıştır "Allah, Allah diyelüm, Sancak-ı Sâhî çekelüm, Yürüyüp her yanadan şark'a sipahî çekelüm, İki yerden kuşanalum yine gayret kuşağın, toz ile toprağa, bu râhi çekelüm. Gözüne, sürme deyü dûd-i siyahi çekelüm. Bize farz olmus iken : olmamız Islâm'a zahîr, Nice bir oturalum, bunca günahı çekelüm, Umarum rehber ola bize Ebûbekr ü Ömer, Ey Muhibbî, yürüyüp Sark'a sipahî çekelüm
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() MOHAÇ SAVAŞI
Kaynak enfal.de.com* Kanunî, sabah namazından sonra,gözleri yaşlı ellerini göğe kaldırarak askerlere hitab etti İlahî, kudret ve kuvvet senden, imdad ve himaye senden. Ümmet-i Muhammed'e yardım et. Müslümanı yerindirme, kâfiri sevindirme " diye dua eder.* Bu duayla Osmanlı saflarındaki askerlerde cesaret ve din şevki artar. süvariler, atlarından sıçrayıp yere atladılar. Yüzlerini toprağa sürüp secde ettiler Allah'tan zafer dilediler.şevk ile atlarına bindiler Padişahları ugrunda canlarını vereceklerine and içtiler. Padişah, cenk elbisesiyle merkezdeki yerini almıştı. Sabah namazından saatler geçtigi halde taarruz başlamadı Kanunî, düşmanın yaklasmasini bekliyordu. Nihayet bekledigi an geldi ikindi vakti Macarlar taarruza geçti mohaç savaşı 29 Agustos l526 (20 Zilkade 932) Çarbamba günü ikindi vakti Macar hücumuyla başladı Osmanlılar 'ın savaş planına vakıf olmayan Macarlar, altmış bin kişilik bir hücum ile işi halledeceklerini ümit etmişlerdi.Osmanlılar ise Macarları merkeze çekip çenbere alarak imha etmek istiyorlardi.* Macar komutanı Piyer Pereney ile Papaz Tomori, bütün kuvvetleriyle Vezir-i A'zam ve Rumeli askerine hücum ettiler. Osmanlı kuvvetleri geri çekilip düşmanı içeriye aldılar. Macar kuvvetleri içeri alınıp toplarin önüne getiriliyordu. Bâli Bey kuvvetleri, düşmanın arkasını çevirerek Macar süvarilerini ikiye ayırdılar.* Macarlarin Kral Layoş komutasindaki kolu, Anadolu kuvvetlerine yüklendi. Padişah ordusunun kalbine hücum ettiler. Kendisini muvaffak gören düsman içeri girdi. 35 Macar şövalyesi Kanunî'ye sokulup Pâdişahı esir alıp öldürmeye yemin etmislerdi. Bunlar, Marczalinin komutasında bulunuyorlardı.* Yeniçerilerin siddetle çarpistigi Padişahın etrafinda küçük bir kuvvetin kaldığı bir anda Marczali ile Kanunî bizzat karşı karşıya geldi marczalinin arkadaşları, imha edilmişlerdi. Kanunî, tek başına üç sövalye ile dövüştü bir kaç ok yediyse de oklar, zırhı delemedi.Kanunî, üç şövalyeyi bizzat kendi kılıcıyla öldürdü Macar kuvvetleri topların önüne getirildi "akıncı" ve "deli" kuvvetlerince çevrildi 300 topa ateş verilince Macarlarn dehşete kapılıp darmadağın oldular. savaşta komutan olan layoşun bataklikta ölüsü bulunmustu Osmanlilarin kilicindan kurtulan askerler gece bataklığa düşüp boğulmuşlardı.* Mohaç Muharebesi iki saat sürdü.Osmanlı ordusunun mevcudu 300 bin, Macarlarınki l50 binden fazla idi. tarihçi Peçevî, "Mohaç gazasında ikiyüz bin kâfir katl ve esir olundu denilse belki noksanı var, mübalağası yoktur" derken, iki tarafin kuvvetlerinin denk oldugunu belirtmek ister.* Lütfü paşa da Macar askerlerini şu ifadelerle dile getirir: "200 bin atli otuz bin piyade tüfenk Macar kuvvetleri 230 bin civarında idi. savaş Osmanlı planına uygun cereyan etti Kral Layoş, askerini üçe ayırmış, toplara karşı,bir gedik bulamamıştır. Osmanlıların Rumeli ve Anadolu kolu Macarları çenbere almıştır.* Osmanlılar, mohaç ovasında Allah Taala'nin: âyet-i kerimesi'nin işaret ettigi gibi galip gelmişlerdi. Macar Kralının komutası altında Macarlar'dan Alman, Leh, Çek, italyan ve ispanyollar'dan meydana gelen büyük bir ordu bulunmakta idi. Mohaç zaferinin ertesi günü akıncılar, düşman ülkelerine akınlara gönderilmişti. Macar ordusu imha olunmuştu. Osmanlıların önünde engel kalmamıştı. Mohaç ovasındaki üç günlük istirahattan sonra Osmanlı ordusu Macaristan ın başkenti Budin üzerine yürür. l0 Eylül l526'da şehir teslim olur. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() BUDİN SEFERİ
Ferdinand yıllar sonra Zapolya'nın ölümüyle küçük Sigismund'u tanımayarak tekrar ayaklanacak ve Kraliçe isabella'nın Osmanlıları yardıma çağırmasıyla, Macaristanın durumu yeniden gözden geçirilerek Budin tamamen Osmanli idaresine geçecektir. Zapolyanın l540 daki ölümüyle Macaristan işleri karismaya başlar. Kraliçe isabella istanbuldan oğlu Sigismund'un Macar Kralı olmasını ister Fakat, Ferdinand ile Şarlken Budin'i muhasara ederler. başarı elde edemezler. Macaristan'a yeni bir sefer mecburiyeti doğar. kanuni l54l de Budin'in Ferdinanda geçmemesi için Rumeli Beylerbeyi, ve üçüncü vezir Sokullu Mehmed Paşa 'yı 3 bin yeniçeri ve süvariyle budine gönderir. kendiside sefere çıkar. Budin'i alamayan Ferdinand kaçmak istediyse de muvaffak olamayarak imha edilir.Ordugâhları Türklerin eline geçer. Başkomutanları öldürülür. Padişah Budin'e yaklaştığında böyle müjdeli bir haber alır savaşda Avusturyalılar, ordugahların etrafina hendekler kazıp manialar koydular ve İstabur - Tabur" adi verilen istihkâmlar yapmışlardı. Macarlarca bu tahkimata verilen "Tabur" adi, tarihlerimizde "Istabur" şeklinde ifade edildiğinden, Kanunî'nin dördüncü Macaristan seferine "Istabur seferi" denilmiştir. Budinde küçük kral, Padişah ın karargahına getirilir. piyadeler Budin'e girer Kraliçeye Budin'in küçük Kral Sigismund büyüyünceye kadar Türk idaresinde kalacagi söylenir. Sigismund,ahidnâme ve nâib olan annesiyle birlikte Zapolyanın eski beylik mahalli Erdel (Transilvanya )'e gönderilir. Böylece Zapolyanın idaresindeki Macaristan Osmanlı topraklarına ilhak olunup on iki sancaklık Budin Beylerbeyliği kurulur Beylerbeyliğe Bagdad Valisi aslen Macar olan Süleyman Pasa tayin edilir Macaristan, Osmanlılara, Ferdinand'a ve Sigismund'a ait olmak üzere üç kısma ayrılır ******* |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() II. SELîM -TUNUSUN FETHİ
enfal.de.com dan alıntıdır İkinci Selim Han zamanında İspanya’nınTunus’tan elini çekmemesi yıllarca süren harplere sebep oluyordu. Cezâyir beylerbeyi Kılıç Ali Paşa Tunusa yürümüş ve 30.000 kişilik kuvvetle Hafsî Sultânı Mevlây Hamîd’i yenip, tunusu ikinci defâ fethetmişti. Kıbrıs Seferine katılma emri aldığından, Tunus’a Ramazan Beyi bırakarak donanmasıyla Kıbrıs Seferine katılmıştı. İspanya Kralı Don Juan büyük bir donanmayla Tunusa yürüdü. İspanyolların sivil katliâma girişeceklerini anlayan Ramazan Bey, Kayrevân’a çekildi Tunus İspanyolların eline geçti (Ekim 1573). Don Juan, Tunus hükümdârlığını Mevlây Muhammed’e verip İspanya’ya döndü. stratejik ehemmiyeti büyük olan Tunus’un, İspanyol hâkimiyetinde zulümkâr bir hükûmette olması, Akdeniz hâkimi Türkler için tehlikeydi. Bu sebeple 2. Selim Han, Tunus işinin hâlledilmesi için Kapdân-ı deryâ Kılıç Ali Paşa, ve kara serdârı Koca Sinan Paşayı Tunus’a gönderdi (15 Mayıs 1574). İki yüz ellinin üzerinde harp gemisi ve kırk-elli bin civârında askerden meydana gelen muhteşem Osmanlı donanması, Tunus önlerinde Halk-ul-Vâd Kalesine çıkarma yaptı.* İspanyolların zaptedilemez diye öğündükleri tunusun Halk-ul-Vad, kalesi fethedilip Mevlây Muhammed’le kale komutanı Don Pietro esir edilerek İstanbul’a gönderildi.Bastion Kalesinin fethiyle Tunus fethedildi Tunus, Cezâyir ve Trablusgarb gibi eyâlet hâline getirildi ve beylerbeyliğine Ramazan Paşa tâyin edildi. Ve Tunus’ta üç asırdan fazla sürecek olan Osmanlı idâresi başladı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() II. SELîM -TUNUSUN FETHİ
enfal.de.com dan alıntıdır İkinci Selim Han zamanında İspanya’nın Tunus’tan elini çekmemesi yıllarca süren harplere sebep oluyordu. Cezâyir beylerbeyi Kılıç Ali Paşa Tunusa yürümüş ve 30.000 kişilik kuvvetle Hafsî Sultânı Mevlây Hamîd’i yenip, tunusu ikinci defâ fethetmişti. Kıbrıs Seferine katılma emri aldığından, Tunus’a Ramazan Beyi bırakarak donanmasıyla Kıbrıs Seferine katılmıştı. İspanya Kralı Don Juan büyük bir donanmayla Tunusa yürüdü. İspanyolların sivil katliâma girişeceklerini anlayan Ramazan Bey, Kayrevân’a çekildi Tunus İspanyolların eline geçti (Ekim 1573). Don Juan, Tunus hükümdârlığını Mevlây Muhammed’e verip İspanya’ya döndü. stratejik ehemmiyeti büyük olan Tunus’un, İspanyol hâkimiyetinde zulümkâr bir hükûmette olması, Akdeniz hâkimi Türkler için tehlikeydi. Bu sebeple 2. Selim Han, Tunus işinin hâlledilmesi için Kapdân-ı deryâ Kılıç Ali Paşa, ve kara serdârı Koca Sinan Paşayı Tunus’a gönderdi (15 Mayıs 1574). İki yüz ellinin üzerinde harp gemisi ve kırk-elli bin civârında askerden meydana gelen muhteşem Osmanlı donanması, Tunus önlerinde Halk-ul-Vâd Kalesine çıkarma yaptı.* İspanyolların zaptedilemez diye öğündükleri tunusun Halk-ul-Vad, kalesi fethedilip Mevlây Muhammed’le kale komutanı Don Pietro esir edilerek İstanbul’a gönderildi.Bastion Kalesinin fethiyle Tunus fethedildi Tunus, Cezâyir ve Trablusgarb gibi eyâlet hâline getirildi ve beylerbeyliğine Ramazan Paşa tâyin edildi. Ve Tunus’ta üç asırdan fazla sürecek olan Osmanlı idâresi başladı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() IV. MURÂD HAN enfal.de.com dan alıntıdır
REVAN SEFERİ Murâd Han, Safevî saldırılarına karşılık ordunun başında 18 Mart 1635’te Revan Seferine çıktı zorbaları cezâlandırarak 27 Temmuz 1635’te Revana ulaştı. kuvvet, heybet ve dehşetinden ürkülen Sultan Murâd Hana ordu içinde büyük bir hürmet hissi uyandı. 28 Temmuz 1635 Revan kuşatmasında bütün muhârebe plânları tatbik edildi. Sultan Murâd Han ilk gece yaralanan askerleri ateş hattından geriye çektirerek hastahâne çadırlarında, tedâvi ettirdi top atışları askerleri coşturdu. Revanda Safevîler teslim olmak istediler. 8 Ağustos 1635’te Revan kalesi teslim alındı tâmir edilip, içine on iki bin asker ve cephâne konularak muhâfızlığına Vezir Murtaza Paşa bırakıldı. 11 Eylül 1635’te Tebriz zaptedildi. Safevî ordusu, Osmanlılarla muhârebeye cesâret edemedi Aras Nehri taraflarındaki Zeynelli aşîreti Pasin-Erzurum, Tercan-Erzincan arâzilerine iskân edildi Sultan Murâd Han, Revan Seferine çıkışından on ay sonra 27 Aralık 1635’te İstanbul’a döndü. Osmanlı ordusunun ayrılmasıyla; Safevîler, 1 Nisan 1636’da Revan’ı işgâl etti |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() IV. MURÂD HAN enfal.de.com dan alıntıdır
Bağdat seferi Revan kalesinin fethinden sonra Murâd Hanın Revandan ayrılmasıyla; Safevîler, 1 Nisan 1636’da Revan’ı işgâl etti Murâd Han sefer hazırlıklarına başladı 8 Mayıs 1637’de Bağdat Seferine çıktı. kuşatmanın başladığı sırada Pâdişâhtan, İmâm-ı A’zam türbesini ziyâreti istendi. Sultan; "Bağdat, sapıkların pis ayaklarıyla kirlenirken, gidip o yüce İmâmı ziyâretten hayâ ederim." cevâbını verdi. muhâsaraya başladı. Şehirde Bektaş Han Türkmen’in kumandasında 40.000 kişilik Safevî garnizonu bulunuyordu. Şâh Sâfî Osmanlı muhâsarasına müdâhaleye cesâret edemiyordu. Murâd Han, 12.000 sipâhiyi İran içlerine soktuğu hâlde, Şâh savaş meydanına çıkamadı. Şâh, Bağdat’taki kuvvetine güveniyor, Pâdişâhın muhâsaradan çekilip gideceğini zannediyordu. Pâdişâhın ve seksen altı yaşındaki şeyhülislâmın ön safta olduğu kuşatmada dehşetli vuruşmalar oldu. Muhâsaranın otuz yedinci gününde ön safda kahramanca çarpışarak askeri coşturan Sadrâzam Tayyar Mehmed Paşa, birkaç kuleyi ele geçirerek şehit oldu. Kemankeş Mustafa Paşa, birkaç kuleyi ele geçirdi. muhâsaranın otuz dokuzuncu günü taarruza karar verildi. şiddetli hücum karşısında kale teslim oldu.Böylece on dört sene önce ihânetlen Safevîlerin eline düşen Bağdat artık kesin olarak Osmanlı idâresine geçti. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Şah Osmanlı Ordusunu çetin yollarda yorup savaş meydanına çıkartmaya niyetlenmişti. Beklediği gibi oldu. Osmanlı Ordusu, aylarca süren sefer yolunda zorluklar yaşamış, Yeni Çeriler huzursuzlanmış Padişahları Sultan Selim’in çadırına ok atacak kadar fütursuzlaşmışlardı. Şah savaş meydanına indi Çaldıran Ovasında Osmanlı ordusunu karşılamak üzere hazırlandı. Osmanlı Ordusu, Çaldırana tepeden indi Ordunun merkezinde Sultan Selim ve Kapıkulu Askerleri bulunuyordu. Sağ cenahta Anadolu Beylerbeyi Hadım Sinan Paşa, sol cenahta Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa bulunuyordu. Ordunun en önünde Azap askerleri konuşlanmıştı. Şah ın ordusu sağ cenahta en büyük kumandan Durmuş Han Şamlu Nur Ali, sol cenahta Diyarbakır Beylerbeyi Ustacluoğlu Mehmet Han bulunuyor, Şah ve muhafızları ordunun en gerisinde ihtiyatta duruyorlardı.* Osmanlı ve safevi kuvvetleri eşit durumdaydılar. Osmanlı ve Safevi güçleri 100 Bin kişiydi. galibiyeti savaş stratejileri ve askeri yetenek belirleyecekti Osmanlı ordusunun en muntazam birliği Yeni Çerilerdi.Safevi Ordusu ise mükemmel niteliklerdeki süvarilerden oluşuyordu. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() Çaldıran Savaşı (23 Ağustos 1514)
Çaldıran Savaşı fevkalade bir şiddetle başladı. Safevi Ordusu Osmanlı Ordusunun sol cenahını bozguna uğrattı. Topların zamanında ateşlenememesi nedeniyle Safeviler ilk başta üstün geldi Beylerbeyi Hasan Paşa ölünce Osmanlı sol kanadında düzensizlikler başladı Hadım Sinan Paşa’nın yerinde hamleleri Zamanında ateşlenen toplar Safevi Ordusunun sol cenahına büyük zayiatlar verdirdi* Safevi Ordusunun sol cenah kumandanı Ustacoğlu Mehmet öldürüldü. Her iki orduda ağır zayiatlar vermiş, kumandanları öldürülmüştü Yeni Çeriler Safevi Ordusunun sağ cenahını bozguna uğrattı Şah İsmail kolundan yaralanmışdı.Safevi Ordusu, geri çekilmeye başladı.* Şah İsmail, Çaldırandan sonra Tebriz’e çekildi Sultan Selim’in Tebriz’e girmesiyle iranda konaklamıştı. Sultan Selim Tebriz’i almadan geri dönünce şah yeniden saltanat makamına geçti ancak Çaldıran hezimeti Şah İsmail’in ruhsal çöküntü içerisine girmesine sebep oldu.* Şair ve Edebiyatçı olan Şah İsmail, Çaldırandan sonra devlet işlerini bırakıp edebiyat ile ilgilendi Devletin idaresini vezirlerine, valilere ve emirlere bıraktı. Safeviye tarikatının idaresindeki olan Safevi Devleti, Şah İsmail’in pasifiğine rağmen yıkılmadı. Saltanat Tarikatı Safeviye ailesi Şii Türkmenler ile Bâtınilik Anadolu Türkmenlerinin desteği ile ayakta durabiliyordu. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() İnebahtı’nın İki Yüzü*
Venedik ve ceneviz denizci olsada osmanlılar denizlere hakim olmak ister Bu amaçla Sancak Lala Mustafa Paşa’ya verilir ve Kıbrıs üzerine Sefer-i Hümayun açılır.Kıbrıs Fethedilir Osmanlı Sancağı dalgalanmaya başlar. Her önünden geçişlerinde top atışları ile selamladıkları Efendimiz’in mübarek halaları Hala Sultan için güzel bir külliye imar edilecektir. Kıbrıs’ın alınması Avrupa’yı telaşlandırmıştır. İmadüddin Zengi’nin Urfa’yı, Eyyübi’nin Kudüs’ü almasında olduğu gibi Haçlı Seferine hazırlanacaklardır. Avrupa seferberlik eder. Haçlı Donanması hazırlanır. Osmanlılar Akdeniz’e açılmıştır. Güçlüdür kuvvetine üstünlüklerine güvenmektdir İşte ne olduysa o zaman olur İnebahtı’da gafil yakalanan donanmamız yakılır. İnebahtı yenilgisi Osmanlıda şaşkınlıkla karşılanır. Yenilgi beklenmemektedir.zafer Avrupa’da büyük bir heyecan meydana getirecektir. Haftalarca şenlikler yapılır her yere bu destanı kazırlar seviyesiz heykellerle şehirler süslenir. acele etmektedirler. Çünkü Osmanlılar Karlofçadan sonra belini doğrultamayacak olan devlet değildir daha.* Tarih şahittir ki 2.Viyana Bozgunu sonrasında avrupalılar sevinecek ve sürüler halinde Osmanlı’nın üzerine üşüşeceklerdir. koca yiğit kendisine gelemeyecektir. Fakat acı günlerin yaşanması için daha yüzyıl geçmesi gerekecektir. İnebahtı yenılgisinden sonra Topkapı Sarayı’nda görüşmeler yaşanmaktadır. Kubbealtında demir gibi sağlam yerinde kararlılıkla duran bir adam nice vezirin aksine oldukça sakindir. Bu kişi Sokullu Mehmet Paşa’dan başkası değildir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|