Hoşumuza giden beyitlerden ve şiirlerden alıntılar - Sayfa 20

**dilemma** · 10-06-2009, 13:29

İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur

ARAGON

**dilemma** · 10-06-2009, 14:08

Kendime armağan ediyorum
Hatta bir beze yazıp bayrak olarak taşıyacağım

YOLA ÇIKMAK! YİTİRMEK ÜLKELERİ

Yola çıkmak! Yitirmek ülkeleri!
Bir başkası olmak süresiz,
Yalnız görmek için yaşamaktır
Köksüz bir ruhu olmak!

Kimseye ait olmamak, kendime bile!
Durmadan gitmek, sonu olmayan
Bir yokluğun peşinde
Ve ona ulaşma isteği içinde!

Böyle yola çıkmaktır yolculuk.
Ama ben açık bir yol düşünden öte,
Bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda.
Gerisi sadece gök ve toprak.

(1933)
Fernando PESSOA

**Saltuk Buğra Han** · 10-06-2009, 18:15

FETİH VE 1 MAYIS

Fetih ve 1 Mayıs

Kapılara kilit,kalplere korku vuruldu
1 Mayıs günü,İstanbul'da hayat felç oldu.

İmkan bulan şehirden birgün evvel ayrıldı
Kalanlarda korkuya,endişeye kapıldı.

Savaş yok,deprem yok üstelik bayramdı gelen
Böyle korkmamıştyı halk,İstanbul feth olurken.

Donanma indirilmişken karadan bağrına
Devam ediyordu herkes günlük hayatına.

Bir yanda çağ açan,bir yanda devrim provası
İstanbul tarihinde 1 MAYIS yüz karası.

Gözlerinde kin,nefret; kanlarında ihanet
Değişsinmiş rejim,kominist olsunmuş devlet.

Sol yumruklar havada,devrim andı içilen
Hürriyetlere pranga,rejim diye seçilen.

Tank,panzer emre hazır,polis,asker siperde
Görülmüşmüdür bilmem, böyle bayram tarihte.

KENDİNİZE BAŞKA AY,BAŞKA BİR ŞEHİR BULUN
İSTANBUL MAYISINDIR,MAYIS İSTANBUL'UN.

Ulubatlı Hasan'ın diktiği o sancağı
Ayağa kalksa dünya indiremez aşağı.

Üzülme İSTANBUL'um,canında sıkılmasın
Sevenlerin bağrı daha fazla yanmasın.

Orhan Afacan
(Alıntıdır)

**Fasl-ı Gül** · 10-06-2009, 22:05

"Dostlarım
Başkaldırmıyorsa, nedir ki şiir?
Azgınları ve azışları devirmiyorsa, nedir ki şiir?
Zamanda ve mekanda
Sarsıntı yapmıyorsa, nedir ki şiir?
Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı
Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?"

**LeyaL** · 10-09-2009, 15:52

" kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına,
ey ufuklar diyorum yolculuk var yarına "

NOKTASIZ

Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.

Özdemir ASAF

**EpiVaTeS** · 10-09-2009, 15:59

Üç nokta; aşktır...

Her nokta gizli bir (ah!)tır.

Seviyorum diye haykıramamaktır.

Boğazda düğümlenen iki çift sözdür.

Dilin lal, gönlün melal olduğu andır.

Gözlerden süzülemeyen iki damla gözyaşıdır.

Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır.

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır.

Üç nokta; hayattır... Hüznüyle, sevinciyle...

Üç nokta; bitmeyendir... Bitemeyendir...

Üç nokta; ölümdür... İçinde sonsuzluğu barındıran sondur.

Üç nokta; dünün güzelliklerine duyulan özlem, yarına duyulan hasrettir.

Geçmişle gelecek arasında kurulan köprüdür üç nokta, üzerinden bugünün geçtiği.

Üç nokta; bir an durmaktır... Bir nefeslik moladır... Bazen korkudur, heyecandır... Bütün duyguları içinde barındırandır...

Üç nokta; 'yar'dır her noktada bir harfin gizlendiği...

Üç nokta; bitmeyen duamdır ve hediyemdir sizlere!

Yaşanacak daha çok şeyiniz olsun diye...

Üç noktanız bol olsun!

**dilemma** · 10-20-2009, 16:31

bunu sen de bilirsin
alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
yaşamak bir gün uyanmaktır
birgün birdenbire yalnız kalmaktır
yaşamak alışmalardan sonra
alıştığın herşeyle savaşmaktır

yaşamak alışmaktır
işportada satılan kadın geceliklerine
alışmak manavlara
alışmak doçentlik tezlerine
bunu sen de bilirsin
alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine

Afşar Timuçin..

**dilemma** · 10-22-2009, 13:24

Misafir

sana bakarak
bütün yüzleri unutmak
kendimden
ve arap saçı olmuş
bir sürü
hikayelerden bıkarak

sana misafir geliyorum
denizlerin sesi içinde
ve gündüz güneşlerinde
şaşırmış

sana misafir geliyorum
biraz daha uykuya yakın
biraz daha dalgın
biraz daha başka şeylerden uzak

Asaf Halef Çelebi

**dilemma** · 10-22-2009, 13:40

yaralı olmak
yerinde olmamak
uzun gecikmesi son kesinliğin
bir sabah biliyoruz elbet neyi bölüştüğümüzü
göz göze
bakışınca. Biliyoruz.
neyi bölüştüğümüzü.
Konuşmasak da.

**dilemma** · 10-22-2009, 13:50

kırılgan bir çocuğum ben,
yüreğim cam kırığı...

Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster Sayfayı E-Mail olarak gönder
Stil
Normal gösterime geğ Hybrid-Şeklinde Ağaç şeklinde gösterime geç

10-06-2009, 13:29	#1
Kullanıcı Adı dilemma	İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur ARAGON

10-06-2009, 14:08	#2
Kullanıcı Adı dilemma	Kendime armağan ediyorum Hatta bir beze yazıp bayrak olarak taşıyacağım YOLA ÇIKMAK! YİTİRMEK ÜLKELERİ Yola çıkmak! Yitirmek ülkeleri! Bir başkası olmak süresiz, Yalnız görmek için yaşamaktır Köksüz bir ruhu olmak! Kimseye ait olmamak, kendime bile! Durmadan gitmek, sonu olmayan Bir yokluğun peşinde Ve ona ulaşma isteği içinde! Böyle yola çıkmaktır yolculuk. Ama ben açık bir yol düşünden öte, Bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda. Gerisi sadece gök ve toprak. (1933) Fernando PESSOA

10-06-2009, 18:15	#3
Kullanıcı Adı Saltuk Buğra Han	FETİH VE 1 MAYIS Fetih ve 1 Mayıs Kapılara kilit,kalplere korku vuruldu 1 Mayıs günü,İstanbul'da hayat felç oldu. İmkan bulan şehirden birgün evvel ayrıldı Kalanlarda korkuya,endişeye kapıldı. Savaş yok,deprem yok üstelik bayramdı gelen Böyle korkmamıştyı halk,İstanbul feth olurken. Donanma indirilmişken karadan bağrına Devam ediyordu herkes günlük hayatına. Bir yanda çağ açan,bir yanda devrim provası İstanbul tarihinde 1 MAYIS yüz karası. Gözlerinde kin,nefret; kanlarında ihanet Değişsinmiş rejim,kominist olsunmuş devlet. Sol yumruklar havada,devrim andı içilen Hürriyetlere pranga,rejim diye seçilen. Tank,panzer emre hazır,polis,asker siperde Görülmüşmüdür bilmem, böyle bayram tarihte. KENDİNİZE BAŞKA AY,BAŞKA BİR ŞEHİR BULUN İSTANBUL MAYISINDIR,MAYIS İSTANBUL'UN. Ulubatlı Hasan'ın diktiği o sancağı Ayağa kalksa dünya indiremez aşağı. Üzülme İSTANBUL'um,canında sıkılmasın Sevenlerin bağrı daha fazla yanmasın. Orhan Afacan (Alıntıdır)

10-06-2009, 22:05	#4
Kullanıcı Adı Fasl-ı Gül	"Dostlarım Başkaldırmıyorsa, nedir ki şiir? Azgınları ve azışları devirmiyorsa, nedir ki şiir? Zamanda ve mekanda Sarsıntı yapmıyorsa, nedir ki şiir? Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?"

10-09-2009, 15:52	#5
Kullanıcı Adı LeyaL	*" kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına,* *ey ufuklar diyorum yolculuk var yarına "* *NOKTASIZ* *Biri gelir sorarsa* *Sana beni sorarsa* *Gitti der misin* *Gittiğimi söyler misin* *Gidiyorum ben sana* *Benimle gider misin.* *Özdemir ASAF*

10-09-2009, 15:59	#6
Kullanıcı Adı EpiVaTeS	Üç nokta; aşktır... Her nokta gizli bir (ah!)tır. Seviyorum diye haykıramamaktır. Boğazda düğümlenen iki çift sözdür. Dilin lal, gönlün melal olduğu andır. Gözlerden süzülemeyen iki damla gözyaşıdır. Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır. Üç nokta; hayattır... Hüznüyle, sevinciyle... Üç nokta; bitmeyendir... Bitemeyendir... Üç nokta; ölümdür... İçinde sonsuzluğu barındıran sondur. Üç nokta; dünün güzelliklerine duyulan özlem, yarına duyulan hasrettir. Geçmişle gelecek arasında kurulan köprüdür üç nokta, üzerinden bugünün geçtiği. Üç nokta; bir an durmaktır... Bir nefeslik moladır... Bazen korkudur, heyecandır... Bütün duyguları içinde barındırandır... Üç nokta; 'yar'dır her noktada bir harfin gizlendiği... Üç nokta; bitmeyen duamdır ve hediyemdir sizlere! Yaşanacak daha çok şeyiniz olsun diye... Üç noktanız bol olsun!

10-20-2009, 16:31	#7
Kullanıcı Adı dilemma	bunu sen de bilirsin alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine yaşamak bir gün uyanmaktır birgün birdenbire yalnız kalmaktır yaşamak alışmalardan sonra alıştığın herşeyle savaşmaktır yaşamak alışmaktır işportada satılan kadın geceliklerine alışmak manavlara alışmak doçentlik tezlerine bunu sen de bilirsin alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine Afşar Timuçin..

10-22-2009, 13:24	#8
Kullanıcı Adı dilemma	Misafir sana bakarak bütün yüzleri unutmak kendimden ve arap saçı olmuş bir sürü hikayelerden bıkarak sana misafir geliyorum denizlerin sesi içinde ve gündüz güneşlerinde şaşırmış sana misafir geliyorum biraz daha uykuya yakın biraz daha dalgın biraz daha başka şeylerden uzak Asaf Halef Çelebi

10-22-2009, 13:40	#9
Kullanıcı Adı dilemma	yaralı olmak yerinde olmamak uzun gecikmesi son kesinliğin bir sabah biliyoruz elbet neyi bölüştüğümüzü göz göze bakışınca. Biliyoruz. neyi bölüştüğümüzü. Konuşmasak da.

10-22-2009, 13:50	#10
Kullanıcı Adı dilemma	kırılgan bir çocuğum ben, yüreğim cam kırığı...

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)