|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İmamı azam hakkında menkıbeler *Her gün ve her gece Kur’ân-ı kerîmi hatmederdi, Geceleri namaz kılar, ağlamasını yakınları işitirdi. Göz yaşlarının hasır üzerine yağmur gibi düştüğü duyulurdu.*Küfe şehrini haydutlar basıp koyunları çalmışlardı. İmâm-ı a’zam, koyunlar şehirde satılır düşüncesiyle koyunun yedi sene yaşadığını bildiği için yedi sene koyun eti yemedi. *bir genç vardı. Her gece içki içerdi Birgün onu hapse attılar. İmâm-ı a’zam, “Komşumun sesi kulağıma gelmez oldu” deyip vâliye gitti. Vâli, onu ayakta hürmetle karşıladı.zât-ı âliniz buraya zahmet ettiniz, diyerek genci serbest bıraktı. İmâm-ı a’zam gence, “Bak biz seni unutmuyoruz” diyerek akçe verdi.genç, tövbe edip, İmâm-ı a’zamın derslerinde ve fıkıh ilminde âlim olarak yetişdi.*İmâm-ı a’zam talebeleri arasındayken bir akrep soktu Talebeleri akrebi öldürmek isteyince, “Onu öldürmeyiniz, kendimi tecrübe etmek istiyorum, bakalım hadîs-i şerîfte, “Âlimlerin kanı zehirdir.” buyurulan âlimlere dâhil miyim?” dedi. Talebeleri akrebe baktılar, kıvrandı, büzüldü ve öldü.*İmâm-ı a’zamı hased eden biri, O’nu ve talebelerini ziyâfete da’vet etti. İmâm-ı a’zam kabûl edip talebelerine ben ne yaparsam siz de yapın, diye tenbîh etti. İmâm-ı a’zam ve talebeleri nehire gitti. döndüklerinde, bir kedi tabaklardaki yemeklerden yiyip zehirlendi talebeler yemeğin zehirli olduğunu ve hocalarının kerâmetini anladılar sünnete yemekten önce el yıkamak gibi bir sünnete uymanın bereketine kavuştular. da’vetçi yaptığına pişman oldu. Özür dileyip, onu sevenlere katıldı.*İmâm-ı a’zam, rü’yâsında Peygamberimizin kabrini açmış, mübârek bedenine sarılmıştı. Uyanınca Tabiînin büyüklerinden İbni Sîrîn’e anlattı. İbn-i Sîrîn, “Bu rü’yânın sahibi sen değilsin,Ebû Hanîfe olsa gerek”sırtını aç göreyim dedi. Sırtını açınca bir ben gördü Sen o kimsesin ki, Peygamberimiz senin hakkında “Benim ümmetimde, iki omuznda bir ben bulunan biri gelir. Allahü teâlâ dînini onunla kuvvetlendirir, ihyâ eder.” buyurdu, dedi. *Bir gece yatsı namazını cemâatle kılıp çıkarken, bir ayağı kapının dışında, bir ayağı mescitde iken talebesi Züfer ile sabah ezanına kadar konuşup, diğer ayağını çıkarmadan sabah namazını kılmak için tekrar mescide girmiştir.*Allahü teâlâyı inkâr eden bir dehri dinsizine şöyle demiştir: “Sana birisi, kasırgası ve dalgası şiddetli bir denizde, kaptansız ve mürettabatsız doğru istikamete giden bir gemi gördüm dese, acaba doğru dermisin?” Dehrî: “Hayır, akıl ve mantık kabûl etmez, bu mümkün değil! Onu sevk eden olması lâzımdır” deyince, İmâm-ı a’zam, o halde muazzam kâinatın ve mükemmel hâdiselerin yaratanı olan Allahü teâlâyı nasıl inkâr edersin? dedi.*Ebû Yûsuf’un şöyle anlatıyor Babam öldüğünde küçük idim. Annem san’at için beni terziye terziyi bırakıp İmâm-ı A’zamın ilim meclisine gittim. Annem hocama Bu çocuğun senden başka üstadı yok mudur? o bir yetimdir.” dedi. Hocam buyurdu ki; “Sen onu bırak! O, burada tereyağı, fıstık, badem ezmesi yemesini öğreniyor.” dedi *dâima hocamın yanında bulunur, hizmetinden ayrılmazdım. Allahü teâlâ bana ilim nasîb eyledi. bana kadılık vazîfesi verdiler. Bir gün halife Hârûn Reşîd ile oturuyordum. Sofraya tereyağı, fıstık getirdiler. Hârûn Reşîd Bundan ye, her zaman bize yemek vermezler Niçin gülüyorsun?” dedi. İmâm-ı a’zamı anlattım. Hârûn Reşîd ilim insanı yükseltir” deyip, imamı azama rahmet ile duâ etti ve onun kalb gözü açık ve dâima huzûr idi. İnsanların göz ile göremediklerini o kalb gözü ile görürdü.” dedi.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İmamı azamın vefatı ve vasiyeti *İmamı azamın Ömrünün sonunda abbasiler içinde karışıklıklar başladı İmâm karışıklıklara rağmen ders verip talebe yetiştiriyordu. 762 de Halife Mansûr, onu Kûfe’den Bağdâd’a getirtti reîslik verdi İmâm-ı a’zam tüm zorlamalara rağmen siyâsete karışmak istemedi Halife Mansûr, İmâm-ı a’zamı hapsettirip işkence yaptırdı. Hergün sopa adedini arttırdı. halkın hücumundan korktu. imâm-ı a’zam zehirlenmek sûretiyle, 767 de yetmiş yaşında iken şehîd edildi. *Vefât ettiğinde Kur’ân-ı kerîmi yedibin kere hatim etmişti. Vefât ederken secde etti. Vefâtı büyük üzüntü ve gözyaşıyla karşılandı. Cenâzeyi Bağdâd kadısı Hasan Ammâre yıkadı. şöyle dedi: “Allahü teâlâ sana rahmet eylesin! Otuz sene oruç tuttun. Kırk sene uyumadın. En fakîhimiz sendin en çok ibâdet edenimizdin En iyi sıfatları toplayan sendin*cenâze namazını kılanlar ellibinden fazla idi. Gelenler çok kalabalıktı cenâze namazı ikindiye kadar. Altı defa kılındı. Sonuncusunu oğlu Hammâd kıldırdı. Bağdâd’ta, Hayzeran kabristanına defn edildi. İnsanlar günlerce kabrine duâ ettiler. Vefâtıyla ilim gitti İlim ışığı söndü, onun gibisini bulamazlar” dedi *İmâm-ı Şafiî buyurdu ki, “Ebû Hanîfe ile teberrük ediyorum. Onun kabrini ziyâret edip faydalara kavuşuyorum. Bir ihtiyâcım olunca iki rek’ât namaz kılıp, Ebû Hanîfe’nin kabrine gelerek onun yanında Allahü teâlâya duâ ediyorum ve duâm hemen kabûl olup isteklerime kavuşurum.”*Mezhebi, İslâm alemine yayıldı. Selçuklu Sultanı Melikşah İmâm-ı a’zamın kabrine mükemmel bir türbe ve medrese yaptırdı. Osmanlı padişahları bu türbeyi defalarca tamir ettirdi.*İmâm-ı a’zam ( radıyallahü anh ) vefâtına yakın eshâbına şöyle vasıyyet etti Kıymetli dostlarım, azîz kardeşlerim Biliniz ki, Ehl-i sünnet ve’l-cemâat mezhebi haktır ve oniki haslet üzeredir.oniki husûsiyeti kabûl edip uyanlar bid’atten uzaktır. Bu hasletlere riâyet ediniz, ayrılmayınız ki, efendimizin şefaatine nail olasınız. *Îmân, kalb ile tasdîk, dil ile ikrâr etmektir. sâdece dil ile ikrâr etmek, değil dir. dil ile ikrâr îmân olsaydı, münâfıklarda mü’min olurdu. Sadece bilmek îmân olmaz. sadece bilmek îmân olsaydı, yahûdiler ve, hıristiyanlar da mü’min olurdu. Îmânda çoğal ma ve azalma yoktur îmânın çoğalması, küfrün azalması ile, küfrün çoğalması îmânın azalması iledir *Bir kimseye bir anda hem mü’min ve hem kâfir nasıl denilebilir. İmânda şüphe caiz değildir. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde: “İşte onlar hak mü’minlerdir; diğerleri de tam kâfirlerdir.” buyuruyor. efendimizin tevhîd sahibi ehl-i kıble ümmeti, günah sebebi ile kâfir değillerdir, *îmân, amelden başkadır. Amel îmândan ayrıdır. amel ba’zı vakitlerde emr olunmuş, ba’zı vakitlerde ise istenmemektedir. Hayz ve nifas hâlinde kadının namaz kılmaması, oruç tutmaması, fakîrin zekât vermemesi böyledir. îmândan muaf yoktur. Fakîre îmân lâzım değildir denemez. Hayz ve nifas sahibi, oruçları kaza eder. İmânı kaza edemez. Hayr ve şer Allahü teâlâdandır. şerrin, kötülüğün takdîri başkasından bilniirse, müşrik olunur*Ameller üç kısımdır: Farz, Fazîlet, Günah.Farz, Allahü teâlânın emri, muhabbeti, rızâsı, kazası, kaderi, yaratması, hükmü, ilmi mahfûza yazması iledir.Fazîlet; Allahü teâlânın emri ile değil irâdesi, sevgisi, rızâsı, kazası, kaderi, ilmi ve Levh-il-mahfûza yazması iledir.Günahlar Allahü teâlânın emri Sevgisi, rızâsı, teşviki ile değil irâde kaza kaderi ve Levh-il-mahfûza yazması iledir. kulun fi’li iledir. *Arş yerleşme ve oturma değildir. Allahü teâlâ zamandan, mekândan münezzehidir. Arş mahlûkdur. Önceden yok idi. Sonradan yaratıldı. Kur’ân-ı kerîm, Allahü teâlânın kelâmı, vahyi, ve sıfatıdır. kendisi değildir, Mushaflarda yazılıdır, dillerde okunur, gönüllerde saklanır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İmamı azamın vefatı ve vasiyeti *mürekkep, kâğıt, harfler, kelimeler cümleler kullar ihtiyaçlar Kur’ân’ın âletleridir. Allahü teâlânın kelâmı mahlûk ve sonradan olma değildir. Zâtı ile kâimdir. Ma’nâsı,her yerdedir Kur’ân-ı kerîm mahlûktur diyen kâfir olur.*ümmetin Peygamber efendimizden sonraki en en üstünleri Hazreti Ebû Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, ve Hazreti Ali’dir üstünlükleri hilâfetteki sıralarına göredir. Allahü teâlâ onlar hakkında Vâkı’a sûresinde; “İşte onlar Sâbikûndur, onlar mukarreblerdir” buyuruyor. O halde içlerinde en esbâkı, en önde gelenidir Onları seven her mü’min muttaki, onlara düşman olan ise, münâfık ve şakîdir.*Kul, bütün fiilleri, yaptıkları ile mahlûktur. Amelleri, ikrârı, bilmesi de mahlûktur. Fail, işi yapan mahlûk olunca, yaptıkları elbette mahlûk olur.Yaratıcı ve rızık verici Allahü teâlâdır. Rûm sûresinde Sizi yaratan, rızık veren, sonra sizi öldüren ve dirilten Allahü teâlâdır.” buyuruyor. İlim helâldir. Helâldan para kazanmak helâl, haramdan kazanmak ise haramdır, *insanlar üç kısımdır:Biri, mü’minler; biri kâfirler, üçüncüsü de, nifakçı münâfıklardır. Allahü teâlâ, mü’mine amel ve ibâdeti, kâfire imânı, münâfıka ihlâsı farz etmiştir. Ayetlerde “Ey insanlar! Rabbinize ibâdet ediniz.” Ey mü’minler! Tâat ve ibadet ediniz” ve“Ey kâfirler! îmân ediniz, ey münâfıklar ihlâs üzere olunuz” Allahü teâlâ hiçbir şeye muhtaç değildir. buyuruyor*Mest üzerine mesh caizdir. Mukîm için müddeti yirmidört saat, misâfir için üç gün üç gece, yetmişiki saattir. Hadîs-i şerîf böyle bildirmiştir. Bunu inkâr edenin kâfirliğinden korkulur. Yolculukta dört rek’atli farzları iki rek’at kılmak ve oruç tutmak, Kur’ân-ı kerîm ile sabittir. Allahü teâlâ;: “Seferi olduğunuzda, namazı iki rek’at kılmakla, zorluk kaldırıldı” başka bir âyetde hasta olursanız, yahut seferde olursanız, oruçlarınızı sonra tutun” buyurur. *Allahü teâlâ kaleme yazmayı emredince, kalem, yâ Rabbi ne yazayım dedi. “Kıyâmete kadar olacak her şeyi” emr-i ilâhisi geldi. Allahü teâlâ Kamer sûresinde; işledikleri herşey defterlerindedir.” buyuruyor.*Azâb vardır ve olacaktır. Münker ve Nekir’in kabirde suâl sormaları haktır. Hadîs-i şerîflerde bildirilmektedir. Cennet ve Cehennem yok olmaz Allahü teâlâ Cennet “Mü’minlere hazırlanmıştır”, Cehennem“Kâfirlere hazırlanmıştır” buyuruyor. Allah Cennet ve Cehennemi mükâfat ve ceza için yarattı. İkisi de devamlıdır geçici değildir. Ebedidir *Mîzân haktır. Allahü teâlâ: “Kıyâmet gününde amellerin tartılması için terazi kurulur” buyuruyor. Herkesin amel defterinin okunması haktır. Âyet-i kerîmede: “Bugün senin hesabın için, sana kitabını, amel defterini okuman kâfidir.” buyuruldu.*Allahü teâlâ insanları, öldükten sonra, kıyâmette diriltecek. Bir araya toplayacak. O günün hesab günü ellibin yıldır. Sevâb, azâb ve hakların görülmesi içindir. Allahü teâlâ; “Uzunluğu ellibin sene olan günde” buyuruyor. Bir âyet-i kerîmede de: “Allahü teâlâ kabirler de olanları diriltir buyuruyor *Cennettekilerin Allahü teâlâyı bilinmiyen, bir şeye benzetilmeden ve cihetsiz, görmeleri haktır. Bir âyet-i kerîmede: “Bütün yüzler, Rablerine bakınca parlar” buyurulmuştur.*Muhammed Mustafâ’nın şefaati haktır, Cennetlik mü’minlere ve büyük günâhı olanlara şefaat edecektir. Hazreti Âişe, Hadîce-i Kübrâ’dan sonra bütün kadınların üstünü ve mü’minlerin anneleridir. Cennet ehli Cennette, Cehennemdekiler de Cehennemde sonsuz kalır. Allahü teâlâ mü’minler için “Onlar Cennetliklerdir, orada ebedi kalacaklardır” buyurdu.*İmâm-ı a’zamın ( radıyallahü anh ) vasıyyeti budur. Bu i’tikâd üzere olan Ehl-i sünnet ve Cemâat mezhebindendir Bu i’tikâd üzere ölünürse kurtulmuşlar zümresinden olunur |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretleri buyurdu ki: *Allah bize, insanların mü’min olanlarını sevmemizi, onlara karşı saygı beslememizi ve asla kırıcı olmamızı kalblerinde ne sakladıklarını bilemiyeceğimizi, hareketlerimizi buna göre ayarlamamızı emir etmiştir.” *Allahü teâlâ, kendisine şükür ismini vermiştir. Çünkü Allahü teâlâ, iyiliği mükâfatlandırır. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.” *Kulların birbirlerine karşı işledikleri suçlar, kendileri için bir zulümden ibârettir.” *İnsan, her şeye şifâ veren tek varlığın Allahü teâlâ olduğuna inanır; bununla beraber derdine deva olması için ilâç kullanır. Çünkü ilâç bir sebeptir. Şifâsını verecek olan ise Allahü teâlâdır. *Mü’min, Allahü teâlâdan korktuğu kadar hiç bir şeyden korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya feci bir kaza veya belâya uğrarsa, gizli veya aşikâr “Yâ Rabbi, bana bu belâyı neden verdin?” diye şikâyetçi olmaz. Bilâkis hastalığa, belâya ve kazaya rağmen Allahü teâlâyı zikir ve şükreder. *Mü’min, Allahü teâlânın kendisini devamlı murâkabe ettiğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka Allahü teâlânın onu kontrol ettiğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise, ne gizli ve ne de aşikâr bir yerde herhangi bir şahsı murâkabe edemezler.” *Din ilminde konuşan kimse, Allahü teâlânın kendisine: “Benim dînimde sen nasıl fetvâ verdin, nasıl söz söyledin?” suâlini sormayacağını zannediyorsa, kendisine ve dînine gevşeklik etmiş olur.” *Bir kimse fıkıh bilmez, fıkhın kıymetini ve fıkıh âlimlerinin değerini bilmezse, böyle âlimlerle oturmak kendisine ağır gelir.” *Mâsiyeti, günahları zillet; günahı terk etmeği mürüvvet gördüm ve bildim.” *Bir kimsenin ilmi, kendisini Allahü teâlânın yasaklarından menetmiyorsa, o kimse büyük tehlikededir.” *Şaşarım şu kimselere ki, zanla konuşurlar ve onunla amel ederler!” *Dînin alış-veriş kısmını bilmiyen, haram lokmadan kurtulamaz ve ibâdetlerin sevâbını bulamaz. Zahmetleri boşa gider ve azâba yakalanır ve çok pişman olur.” *Din ilminde konuşan kimse, Allahü teâlânın kendisine: “Benim dînimde sen nasıl fetvâ verdin, nasıl söz söyledin?” suâlini sormayacağını zannediyorsa, kendisine ve dînine gevşeklik etmiş olur.” Ebû Hanîfe talebelerine şu tavsiyelerde bulunmuştur* *halk sizi karşılayacak, ziyâret ve tebrik edecek. Herkesin değerini tanı, ikramda bulun, ilim sahiplerine hürmet et, yaşlılara saygı, sevgi göster, halka yaklaş, fâsıklardan uzaklaş, iyilerle otur kalk, Sultanı küçümseme, hiç kimseyi hafife alma. kusur etme, sırrını açma, kimsenin arkadaşlığına güvenme, cimri ve alçak insanlarla ahbablık kurma, kötü bildiğin hiç bir şeye ülfet etme!..” *Seninle başkaları arasında bir toplantı akdedilir insanlar mescitde senin etrâfını sarıp mes’eleler görüşürse, hemen muhalefet etme. bir şey sorulursa cevap ver! Seni dinleyen halk senin değerini, hem de başka türlü düşünenleri tanır Onlar, verdiğin cevâbı benimserlerse senin kadrini iyi bilir ve mevkiine hürmet ederler...”*Seni ziyârete gelenlere ilim öğret ki, faydalansınlar herkes öğrettiğini tatbik etsin.Onlara güven ver, şakalaş ve ahbablık kur. dostluk, ilme devamı sağlar. ikram et. İhtiyaçları temin et, değer ve itibarlarını tanı, kusurlarını görme. Halka yumuşak muâmele et, bıkkınlık gösterme; onlardan biri imişsin gibi davran.” |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|