Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Sahabiler ve Alimler Sahabilerimiz ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 01-31-2018, 08:40   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak gizliilimler.tr.gg Başbuğ Attila Dönemi

*Bizans imparatoru Valentinianus evlenmemeye mahkum ettiği kız kardeşi, rahibe Attila'ya nişan yüzüğü göndererek evlenmeye hazır olduğunu bildirdi. Avrupa'ya dehşet saçan Attila, Bizansa sert bir mesaj göndererek, nişanlısının kapatıldığı manastırdan serbest bırakılmasını ve çeyiz olarak Batı Romanın verilmesini istedi. *Büyük Türk-Hun İmparatoru'nun karşısında avrupa kara kara düşüncelere daldı. huzursuzluk ve korku Bizans'ı kapladı. Doğu Romada bitip tükenmeyen korkulu günler ve aylar başladı, *Batı Roma seferinde Papa Leon ve ordusu Attila'nın önünde diz çöküp af dilemiştir.salgın hastalıklar yüzünden Attila, Roma'yı istilâ etmekten vazgeçti.ve vergiye bağladı.*tüm Avrupayı kasıp kavuran Attila avrupayı korku ve dehşet içinde bıraktı son derece âdil ve cihangir bir hükümdardı Avrupa, kendisini barbar gözüyle gördü. zalimlere karşı tanrının kırbacı ünvanıyla nam saldı

*Attila, istilâcı değil yaman bir komutan mükemmel bir hükümdardı. milletine medenî bir düzen verdi dünyada ilk posta teşkilatını kurdu
*Attila, bir kahramandı Türk ve Macarların atasıydı zalimler ona barbar dedi avrupalılar onu zâlim, acımasız ve çirkin olarak tanıttı. Attila barbar değildi uygarlığın koruyucusu ve bekçisiydi
*Attila'nın kendisini bizzat gören Priscus adlı bizanslı tarihçiye, göre Kısa boylu, geniş göğsü ve başı olan, gözleri küçük, burnu yassı ve ince grimsi sakalları olan, bronz tenli.sert ve acımasız Batılılar kendisine Tanrının Kırbacı"*ismini verdi. ihanet edenleri kazığa otururdu*Attila'nın ismi Türk kaynaklarında göre Volga Nehri'nin eski ismi olan*"Atıl/İtil/Atal"*kelimelerine*"oralı"*anlamı veren*"illa"*kelimesiyle birleşmesi sonucu Attila ismi oluşmuştur. at/atıl/atılmak anlamına gelir. Türk efsanesinde kendisine Atlı Han' denirdi.
*Macar kaynaklarında yargı ve adalet anlamına gelen Ítélet kelimesinden türemiştir. İngilizce'ye Etele, Etla Almanca'da ise Etezel olarak geçmiştir. Macaristan'daki kullanımı Attila Türkiye'de ise Atilla veya Attila şeklindedir.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-31-2018, 08:41   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak gizliilimler.tr.gg
Başbuğ Attila ölümü ve mezarı


*Attila, 453 te İldiko adlı bir kadınla evlendiği gerdek gecesinde içtiği içkiyle şüpheli şekilde öldürüldü Elli sekiz yaşındaydı son derece dinç ve kuvvetli idi. Zifaf gecesinde Avrupa'yı tir tir titreten cihangir, yatağında ölü bulundu. Ağzından, burnundan boşanan kanlarla, bütün yatak kıpkırmızı olmuştu. Ölümünün nedeni anlaşılamadı. *Cenazesi, ölüm gününde çok büyük bir törenle kaldırıldı. Ceset altın bir tabuta konulmuştu.tabut, gümüş, ve demir bir mahfazanın içine yerleştirilmiş ve toprağa verilmişti.Attila, ölümünden sonra, rahatsız edilmeden ebedî uykusunu uyumak isterdi. Bunu, vasiyet etmişti.
*mezarını kazıp kendisini toprağa verenler, vurularak öldürüldü. mezarının yanından geçen çayın yönü değiştirildi. Sular başka tarafa, akıtıldı. büyük cihangirin son arzusu yerine getirildi ve koca imparatorluk, dağıldı

*Attila'nın mezar yeri bilinmemektedir. Cenazesine katılanlar, mezarın bilinmemesi için öldürülmüştür. Tuna Nehri'nin yatağının değiştirilmiştir hazineleriyle birlikte Attila'nın nehrin altına gömülmüş, nehir yatağı tekrar eski haline getirilmiştir. Nehir aşırı uzundur ve bir çok ülkeden geçtiği için bürokratik sorunlar çıkacağından kazı yapılamamaktadır.*Attila'nın mezarının başında strava denilen cenaze yemeği yenmiş ve define başlanmıştır. Attila'nın cesedi altın, gümüş, ve demir tabutlara konmuştur bu gücünü göstermek içindir. Demir, kavimleri yendiğinin, altın ve gümüş Roma imparatorluğunda kazandığı mevkinin işaretidir*Gömme geceleyin ve gizlice yapıldı silâhları krallığını gösteren eşyalar onunla birlikte mezara kondu. İnsana has aç gözlülükten dolayı, hazine çalınmasın ve, kabrin yeri bilinmesin diye mezarı kazanlar öldürüldü.

*5000 köle Attilanın mezarı için Tizsa nehrinin yatağını değiştiriyor. kuru nehir yatağında bir çukur açılıp tabut içine indiriliyor. baş şaman tarafından beyaz kutsal toz ile üzerleri kaplanan okçular köleleri öldürüyorlar. Temizlik bitince okçulara 24 saat mezar artlarında kalacak şekilde at koşturmaları emrediliyor. bentler yıkılarak nehrin yatağına akması sağlanıyor.*Macarlara göre Attila'nın mezarının bulunması mümkün değil. Fakat onun zaferleri paylaşılamıyor. Macar ovasının güneyindeki Zsadany köyünde Kral Arpad'ın kalesinin bulunduğu 500 m.lik bir tepe Attilanın kalesi imiş.Bu tepe Dobogóko yerleşiminin yakınlarında Tápiószentmártonda atillaya ait kalıntılar 1993 te bulunmuş. Ören yeri Sovyetlerce askeri hava alanı olarak kullanılmış. Varşova paktı çökünce kampda parçalar bulunmuş.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 08:42   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri .com
CELÂLEDDÎN MUHAMMED RÛMÎ MEVLANA

*Evliyânın büyüklerindendir Kadirîdir Babası Muhammed Behâeddîn-i hazretleri; efendimizin rü’yâda medhettiği ve “Sultân-ül-ulemâ Âlimlerin sultânı” dediği kıymetli bir âlim ve evliyadır Hazreti Ebû Bekr ’ın soyundandır. Annesi Mü’mine Hâtun, sâliha bir hanımdır Asıl ismi Muhammed, lakabı Celâleddîndir. Horasan’ın Belh şehrindendir Rum diyârından Anadolu’ya hicret etmiş “Rûmî’ diye anılmıştır Mevlâ” efendi, “Mevlânâ ise efendimiz demektir.*Molla Hünkâr” 1207 de Belh’de doğdu. Beş yaşlarında melekler ve evliyâ kulları kendisini ziyâret ederlerdi. Onlarla konuşur, arkadaşlık ederdi. mübârek benizleri sararıp solardı. Babası Sultân-ül-Ulemâ, evliyâların oğlunu ziyâret etmelerinden memnun olur şöyle buyururdu Oğlum Muhammed’e görünen şahıslar, Allahü teâlânın velî kullarıdır. Şefkat ve merhametleriyle oğlumla sohbet ediyorlar. ona öğretiyorlar, melekler âlemini gösteriyorlar. oğlum küçüktür.onun heyecanlanmasına engel olun.”

*Sultân-ül-Ulemâ hazretlerinin talebeleri şöyle anlatır: “Hocam Muhammed Behâeddîn-i Veledin mübârek el yazısında şöyle yazılıydı: Belh’te, oğlum Celâleddîn Muhammed beş yaşında Cum’a günleri evlerin damlarında dolaşır, Kur’ân-ı kerîm okurdu. her Cum’a . Namaz vaktine kadar sohbet ederdi
*Birgün bir çocuk “Gel damdan dama atlayalım” diye bahse tutuşurlar. Mevlana şöyle cevap verir “Ey kardeşler! Bu thareketi, kedi, köpek ve diğer canlılar da yapar. Allahü teâlânın şerefli kulu olan insana, hiç böyle şeyler yakışır mı? rûhanî kuvvetiniz ve candan isteğiniz varsa, gelin göklere uçalım, Melekût âleminin konaklarını dolaşalım” diye cevap verir. *Mevlana hazretleri maneviyatı yüksek bir insandı maddi dünyaya önem vermezdi ruhen ve maneviyaten gökyüzünde melekut alemine çıkardı toplulukta onun gözden kaybolduğunu görenler ruhen sarsılır feryat ederdi Bütün çocuklar, Celâleddîn’e hayrandı
*Mevlana arkadaşlarına şöyle seslendi beni aldılar Gökyüzünde dolaştırdılar melekler âlemini gösterdiler. çığlığınız gelince,beni buraya getirdiler” “Eğer sizin üzüntünüz ve babamın şefkati olmasa idi, bu alçak âleme dönmezdim” dedi.*Babası Sultân-ül-Ulemâ, ve üçyüz yakınıyla Belh’ten ayrılıp, Nişâbûr’a yola çıktılar. Nişâbûr’da Ferîdüddîn-i Attâr hazretleri onları karşıladı. ikramlarda bulundu. beş yaşında olan Celâleddîn Rü’yâsında nûr yüzlü bir ihtiyâr, gördü ona altı tane dalı olan bir gül verdi.rü’yâyı babasına anlattı Sultân-ül-Ulemâ rü’yâyı şöyle ta’bîr etti: “Altı tane dalı olan gül, altı cildlik bir kitap yazacağına işârettir.” dedi

*Ferîdüddîn-i Attar hazretleri“Altı dallı güle kavuşuncaya kadar kitap ile meşgûl olursunuz” diyerek, Celâleddîn’e kitap hediye etti. Mevlanaya rü’yâsında gül veren Ferîdüddîn attar hazretleri idi Ferîdüddîn-i Attâr, Mevlânâ’yı sevdi kendisine çok duâ etti.*Mevlana ve ailesi Nişâbûr’dan Bağdad’a gelip, Müstensıriyye Medresesi’ne yerleştiler . medresenin kapıları her gece kilitlenirdi. Mevlânâ abdestini alıp, medrese kapısına geldiğinde Allahın izni ile kapı açılır, ibriğini cennetin nehrinden abdest için babasına getirirdi. Medresenin kapıcısı bu hâdiseye nail oldu. Mevlânâ’nın babası konuyu kimseye açma, yoksa helak olursun” dedi.*Bağdad’dan, Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvereye gelen rumi ailesi. Şam Erzincan Larende’ye yerleştiler.Larende beyi Emîr Mûsâ, kendilerine medrese yaptırdı. Sultân-ül-Ulemâ zâhirî ve bâtınî ilimlerde mevlanayı yükseltti.onu Seyyid Şerâfeddîn Semerkandî hazretlerinin kerîmesi Gevher hanımı nikâh ederek evlendirdi. *Larende’de, Mevlânâ’nın annesi Mü’mine hâtun ve ağabeyi Muhammed Alâeddîn vefât etti. Mevlânâ’nın, Sultan Veled ve Alâeddîn Çelebi adlı iki oğlu dünyâya geldi. Larende’de yedi yılda, Sultân-ül-Ulemâ hazretlerinin ismi, Selçuklunun her köşesinde duyuldu. Konya’daki Sultan Keykûbâd, Sultân-ül-Ulemâ’yı Konya’ya da’vet etti. Mevlânâ’nın babası, 1230 da Konya’ya hicret etti.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-31-2018, 08:42   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri .com
CELÂLEDDÎN MUHAMMED RÛMÎ MEVLANA

*Sultan Alâeddîn, Konya’da mevlana ailesine medrese yaptırdı. Mevlânâ hazretleri, burada babasından ilim öğrendi. Konya’daki iki sene sonra babası büyük âlim Sultân-ül-Ulemâ vefât etti. Mevlânâ yirmiyedi yaşında idi. *Mevlânâ’nın çocukluk yıllarında kendisini zâhirî ve bâtınî ilimlerde yetiştirdi Seyyid Burhâneddîn mevlananın babası Sultân-ül-Ulemâ’nın talebesiydi. Tirmîzde yaşardı. Eyvah! Hocam Sultân-ül-Ulemâ vefât etti. Haydi namaz kılalım” diyerek, talebeleriyle gıyaben hocasının cenâze namazını kıldı gecelerden birinde, rü’yâda hocasını gördü. Hocası Sultân-ül-Ulemânın Burhâneddîn Oğlum Celâleddîne ilim öğret emriyle, yollara düştü. *Mevlânâ, Konya’da tahsiline devam etti Seyyid Burhâneddîn, onu dereceye yükseltmek için Mevlânâ’yı, ilmde riyâzet ve mücâhede yaptırdı Haleb ve Şamdaki âlimlerden ilim öğrenmesi gerektiğini anlattı. Mevlânâ’yı Haleb’e ve Şam’a gönderdi. *Mevlânâ Nusaybin’de hıristiyan papaz toplantısına rastladı. Papazlar Mevlânâ’yı görünce, bir oğlanı havaya attılar Oğlan, havadayken “Beni kurtarın, yoksa düşüp öleceğim” dedi. Papazlar çâre bulamadılar. oğlan; yanınızdaki zâtın yardımı olmazsa, muhakkak helak olurum” dedi.Mevlânâ; “Onu ancak Kelime-i şehâdet kurtarır” buyurdu. Oğlan hemen Kelime-i şehâdet getirdi ve yere indi. Bu hâli gören papazların hepsi de müslümanlıkla şereflendiler.*Haleb’de ve Şam’da; Muhyiddîn-i Arabî, ve Kirmânî gibi zamanın âlim ve evliyâsıyla sohbet edip, ilim öğrenerek. teveccüh kazanan Mevlânâ Şam Medresesi’nde Hızır aleyhisselâm ile görüştü. Hızır ona yardım etdi mevlanaTefsîr, hadîs, fıkıh, mantık, usûl, edebiyat, matematik, gibi zâhirî ilimlerde mütehassıs oldu.

*Gündüzleri ilim öğrenir, gece ibâdet eder, Allahü teâlâyı zikreder, Kur’ân-ı kerîm okurdu vakitlerde tövbe ve istiğfar ederek ağlar, gözyaşları sel gibi akardı. Allahü muhabbeiyle yanar, O’na kavuşmak arzusuyla tutuşurdu. Tasavvufta ilmde büyük derecelere kavuştu*Mevlânâ hocalarından icâzet alıp, Kayseri’ye hicret eden Seyyid Burhâneddîn hazretlerini ziyâret etti. feyz ve teveccühlerini , duâsını aldı. Konya’ya döndüler.Seyyid Burhâneddîn, Mevlânâ’nın tahsilde ilerlemiş olduğunu gördü. *Buyurdu ki; “Karnınızı aç tutunuz. oruç tutunuz. oruç, hikmet hazînelerinin anahtarıdır. Oruç tutmak; Kalb gözünün açılmasına, kalbin rikkate gelmesine sebeb olur.”
*Seyyid Burhâneddîn hazretleri sürekli oruç tutar, onbeş gün ağzına lokma koymazdı Nefsini engellemek için köpeklere hazırlanan yemek artıklarının yanına gider, nefsine; “Ey nefs! Beni emrin altına almak mı istiyorsun? istiyorsan, yemek artıklarını ye, ve beni kabûl et!” diyerek nefsiyle mücâdele ederdi. nefsini rûhuna köle ederdi. Mevlânâ hazretleri, işte böyle bir rehberin terbiyesi ile yetişiyor olgunlaşıp pişiyordu. *Mevlânâ hazretlerinin olgunlaşınca Seyyid Burhâneddîn Evlâdım! bildiğim ne varsa hepsini öğrettim. senin olgunlaşman, büyük mertebelere kavuşman Tebrîz’li Şems’in gelmesine bağlıdır. Onun şefkat kanatları engelleri aşar, ma’nevî hâllere kavuşursun. O, seni tasavvufun mahrem noktalarına çeker, sen ona, âlemi anlatırsın. birbirinizi tamamlar yeryüzünün en büyük iki dostu olursunuz. buyurdu.

*Mevlânâ hazretleri hocasına, Kayseri’ye gitme diye ısrar ettiyse de kabûl ettiremedi. Mevlânâ, Seyyid Burhâneddîn hazretlerini Kayseri’ye uğurladı. Kayseri’de Seyyid abdestini alıp hizmetçisine; kapıyı kapa Seyyid Burhâneddîn vefât etti” diye bağır” buyurdu. Hizmetçi dışarı çıktı *Seyyid secdeye kapandı Yâ Rabbî! Seni ve Resûlünü çok seviyorum. Sana kavuşmak arzum son haddîne ulaştı. Beni sevgime ve arzuma bağışla. Lâ ilahe illallah, Muhammedün Resûlullah” dedi ve rûhunu teslim etti. *Kayseri bir anda ana-baba gününe döndü. Mevlânâ hazretlerine haber salındı. Hocası seyyid burhanettin hakka kavuşmuştu Cenâze hazırlıkları yapılıp kefenlendi. Mevlânâ Kayseri’ye gitti. Hocasına Kur’ân-ı kerîm okudu Seyyid in kitapları Mevlânâ’ya teslim edildi. kitaplarda Şems-i Tebrîzî’nin meşhûr “Makâlât” isimli eseri vardı.*Mevlânâ hazretleri, Konya’daki kelâm ve tasavvuf âlimi Sadreddîn-i Konevî hazretlerinden ilim öğrendi. feyz ve teveccühlere mazhar oldu, ma’nevî yolda yükseldi derecelere kavuştu. Sadreddîn-i Konevî anlatır: “Rü’yâmda Fahr-i kâinat efendimizi gördüm. Yanlarında Eshâb-ı ile medreseye teşrîf etmişlerdi. Sofanın ortasına oturdu Mevlânâda geldi efendimiz Mevlânâ’ya iltifât ettiler *Efendimiz Hazreti Ebû Bekr’e dönerek, “Yâ Ebâ Bekr! Ben Celâleddîn ile, öğünürüm onun ilimi ameli feyz ve nûru ile ümmetimin gözleri aydın olur. O benim oğlumdur” buyurdular. *Sadrettin konevinin rüyasında Mevlânâ’ efendimizin sağına oturdu. aleyhisselâm Mevlânâ’nın derecesinin yüksekliğine işâret buyurdular. Sadrettin konevi rüyasını talebelerine anlattı ki, mevlananın hatırını gözetip, ilminin yüksekliğini anlasınlar.”
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı