Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Sahabiler ve Alimler Sahabilerimiz ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 02-03-2018, 09:08   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
MEVLANANIN VEFATI

*Mevlânâ’nın vefatında kitapları, güzel sesle okunup ağlanıyordu insanlar göğüslerini yumrukluyor elbiselerini yırtıyor cenâzenin etrâfında dolanıyorlardı. bu hâl müslümanları rahatsız etti Mu’înüddîn Pervane halka şöyle seslendi Mevlânâ; müslüman, ilim ve irfan sahibiydi Sizin, çığırtkanlık yapmanızın sebebi nedir? halkı izdihama sokmanızın hikmeti nedir? Böyle bir kimseyle sizin uzaktan ve yakından ne münâsebetiniz vardır?” dedi. *Gayrı müslimler mevlanayı şöyle anlatır “O, bizim Peygamberlerimizin güzel huylarını, üstün sıfatlarını üzerinde taşıyan büyük bir güneş idi. Bütün âlem onun ışığı ile aydınlanıyordu. O, her düşküne, her çaresize yardımcı oluyordu.
*“Mevlânâ dünyâda bir ekmek gibi idi. Ekmekten vazgeçen, onu sevmiyen varmıdır biz Mevlânâ’dan vazgeçemeyiz. hasret acısına sabredemeyiz” dedi.
*Mevlânâ hazretlerinin tabutunu götürmek için halk hücum ediyordu. çiğnenenlerin haddi hesabı yoktu. Mahşerî kalabalık tabutu elden ele alıyordu. izdihamdan tabut parçalandı, yerine yenisi getirildi altı tabut değiştirildi. Nihâyet musalla taşına kondu.

*Şerâfeddîn-i Kayserî anlatır: “Sadreddîn-i Konevî hazretleri, Mevlânâ’nın cenâze namazını kıldırmaya geldiğinde, hıçkırık geçirdi. Mevlânâ’nın vefâtına çok üzülmüştü. Talebelerinden ba’zıları; “Efendim Namazdaki hâlinizin hikmeti nedir?” dediler. Ve o şöyle açıkladı “Namaz kıldıracağım vakit, meydanda meleklerin saf saf dizilip,efendimizin arkasında cenâze namazı kılmaktaydılar Gökteki meleklerin hepsi mavi elbiseler giyinmiş ağlıyorlardı” buyurdu.*Mevlânâ’nın talebelerinden Fahreddîn anlatır: “hocam Mevlânâ’nın emriyle kitab yazdım bana, hırkasını hediye etti. gönlüme; az değil mi?” gibi düşünceler geldi.düşüncemi Allahü teâlânın izniyle anlayıp bana Yanlış düşünüyorsun” diyerek bir hikâye anlattı*Bir zamanlar Bağdadlı biri geçimi için sepetiyle kapı kapı dolaşırdı birgün Sarayda sepetine,bir kâğıt koyuverdiler. İçinde yiyecek vardı hayret koskoca saraydan ufacık bir yiyecek diyerek çok kızdı pâdişâhın şânına yakışır mı?” dedi Kâğıdı açtığında pişirilmiş bir tavuk tavuğun karnına ise altın doldurulmuştu

*Mevlânâ hazretlerinin hikâyesini dinleyince utandım. pişman oldum. özür diledim. Bir daha kötü düşünmeyeceğime söz verdim. uzun yıllar geçti.hocam vefât etti. Konya’da kıtlık başladı Yağmurlar yağmadı, insanlar ve hayvanlar yiyecek bulamadı. Mahlûkâtlar perişan oldu. *Konyalılar yağmur duâsı için, Mevlânâ hazretlerinin hırkasını istediler. Duâ yerine vardıklarında, hoca, hırkayı giydi. Mevlânâ’yı vesile ederek Allahü teâlâya yalvardı, bereketli bir yağmur yağdı Günlerce devam etti. Kuraklık kalktı. Konyalılar Hırkanın bereketiyle çok zengin oldu*Mevlânâ’yı talebesi Fahreddîn vefât etmiş idi. Onu rü’yâda gördüler. Hâli iyi idi. “Bu mertebeye nasıl kavuştun?” diye sordular, “Mevlânâ’nın türbesi yapılırken bir direk lâzımdı. cân-ı gönülden yardım ettim istedikleri direği verdim, İşte bu sebeble Allahü teâlâ beni mağfiret eyledi” diye cevap verdi.*Muhammed Hadim şöyle anlatır: “Mevlânâya kırk yıl hizmet ettim. odasında yatak, ve yastık yoktu Bir gece bile, yatarken yan yattığını bilmiyorum. ezan sesini duyunca dizleri üzerine oturur veya ayağa kalkarak, ezan bitene kadar vaziyetini bozmazdı. ömründe ezan okununca hiç bir zaman ayağını uzatmamış ve yatmamıştır.”*Mevlânâ olgun, âlim ve velîydi tüm mezhepleri ve alimleri hayran bıraktı merhameti, insan sevgisi, gibi üstün vasıfları, İslâm dîninin emrettiği güzel ahlâkın nümûnesiydi. İslâm ahlâkının kemâli onda mevcûttu. Hazreti Mevlânâ’ya, yalnızca şâir demek Mevlânâ’yı çok eksik ve anlamaya, sebep olabilir. *Ben sağ olduğum müddetçe Kur’ân’ın kölesiyim.
Ben Muhammed aleyhisselâm yolunun tozuyum.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 02-03-2018, 09:08   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com MEVLEVİLİK

*Mevlânâ tasavvufta Hak âşığıdır, İlmi ve nasihatleri deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibâdet şekilleri ihdas etmemiştir. Allahü teâlânın aşkı ile dolu, evliyâ Celâleddîn-i Rûmî ney ve çalgı çalmadı. Mûsikî dinlemedi raks etmedi. Kırkyedibinden ziyâde beyti ile dünyâya nûr saçtı
*Ney, rebap, tambur gibi çalgı âletleriyle yapılan törenler ve âyinler, ilk defa onbeşinci asırda ortaya çıkmıştır, ilk mevlevî besteleride bu döneme rastlar. Bu târih, Mevlânânın devirinden 3-4 asır sonrasıdır. Mesnevîde geçen “Ney” kelimesi, edebiyatçılar tarafından çalgı âleti ney şeklinde düşünülmüş yanlış olarak, kendisinin ney çaldığı veya dinlediği sanılmıştır.*“Mesnevîye her memlekette, açıklama ve şerhler yapıldı. Mrsnevinin en meşhuru Abdülmecîd Hân zamanında, 1847’de Matba’a-i Âmire’de bastırılan mevlana camii mesnevisidir Mesnevî’nin birinci beytinde Dinle neyden, nasıl anlatıyor, ayrılıklardan şikâyet ediyor derken ney kelimesiyle kastedilen kâmil, yüksek insan demektir. Bunlar herşeyi unutmuştur. Zihinleriyle Allahü teâlânın rızâsını aramaktadır.

*Ney, Fârisî dilinde, yok demektir. varlıkdan yok olmuştur. Ney çalgı, içi boş bir çubuktur Neyin üçüncü ma’nâsı, kamış kalemdir, ney derken insan-ı kâmil kasd edilir. Kalemin yazması kendinden olmadığı kâmil insanın hareketleri ve sözleri Allahü teâlânın ilhamı iledir.”*Abdülhamîd Hân zamanında Ankara vâlisi Abidin Paşa, Mesnevîde ney’in insan-ı kâmil olduğunu, isbât etmektedir. Mevlevîlik, câhillerin eline düşdüğünden, ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmağa, dans etmeğe başlamışlar, ibâdete haram karıştırmışlardır. *Dînimizin ve Celâleddîn-i Rûmî’nin beğenmediği oyun âletleri, tekkelerden toplanarak, tasavvuf türbelerine konmuş türbeyi ziyâret edenlerden ise mevlananın çalgı kullandığını zan ederek aldatmaktadır hakîkat güneşini tanıyanlar, elbette aldanmayacakdır.
*Mevlana hazretleri Ney çalmaz, ilâhi okumaz oynayıp zıplamaz yüksek sesle zikr bile yapmazdı. Mesnevî”sinde sevgiliye kavuşmağı, cân-u gönülden iste. Dudağını ve damağını oynatmadan, Rabbin ismini kalbinden söyle!” demektedir.
*Mevlânâ’yı tanımıyanlar, ney, saz, def gibi çalgılar çalarak, gazel okuyup dönerek, dans ederek, nefslerini zevklendirmişlerdir. dînimize uygun olmayan hâllere ibâdet adını vermişler kendilerini din adamı olarak tanıtmışlar Mevlânâ böyle yapardı. Ve Biz mevleviyiz, onun yolundan gidiyoruz diyerek, asıldan uzaklaşmışlardır.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 02-03-2018, 09:09   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
Mevlana mesnevî ve hikayeler

Mesnevî’de 47 bin, Dîvân’da ise 50 bin beyit bulunmaktadır. Celâleddîn-i Rûmî Mesnevî”sini nazm şeklinde yazarak, düşmanların değiştirmesine imkân bırakmamıştır. Mesnevî’sinden başka; Dîvân-ı kebîr, Fîhi Mâfih, Mektûbât. Mecâlis-i Seb’a gibi kıymetli eserleri de vardır.Papağanın hürriyeti ve verdiği ders:Bir tüccârın, kafeste hapis mehâretli bir papağanı vardı.Tüccâr, Hindistan’a doğru gitmeye niyet etti.
köle ve câriyelerine ne istediklerini sordu. Ve
hepsine söz verdi.Papağana isteği sorulunca
Oradaki papağanlara benim hâlimi anlat.*Kafeste hapsedilmiş, zavallı papağan size âşıktır.O biçarenin size selâmı var. Âciz vücûdunun kurtuluşu nedir, ayrılıktan dolayı hasretinizle inlemem lâyık mıdır?*Sizin yeşil ağaçlarda dolaşmanız, benim hapis hayâtı yaşamam reva mıdır Ben mahpusum, siz ise gül-bahçelerindesiniz Bu mudur dostların vefası?

*İncîl’de Peygamber efendimiz ismi, safa denizinin incisidir O’nun pâk cemâl-i şerîfi, mübârek cismi ve güzel ahlâkını hiristiyanlar vasf etmişti. Peygamberimizin temiz ismiyle sevâba girmek niyetiyle,Nâmını yüceltirler, hürmet ederler yüz sürüp öperlerdi.*değersiz biri. Peygamber ismiyle alay ederken ağzı çarpıldı.Peygamberimizin huzûrunda yalvardı. Dedi ki; “Ey ma’rifet ilminde yücelmiş insan Ben, sana cahilliğimden kızıyordum. Şimdi halkın alay ettiği kimse oldum.”
*Allahü teâlâ bir kimseyi zelîl etmek isterse, önce ona sâlih kimseleri zemmettirir.*Eğer bir kula da iyilik murâd ederse, o sâlih kimsenin ayıplarını ve kusurlarını ona göstermez.*Hak teâlâ, kimin mağfiretini arzu ederse, onu acz ve tevâzu sahibi eyler.*Allah rızâsı için ağlayan göz ile, O’nun için yanan gönül ne güzeldir.*Her ağlamanın sonunda gülmek vardır. Âkıbeti görenler, zevk ve safânın kölesi olur.*Su bulunan yerde yeşillik olur. Gözyaşı, Allahü teâlânın rahmetine vesile olur.*Ağlayan göz ile kuyu dolabı gibi inle ki, can bahçen bahar gibi yeşersin.*Gözyaşı dök ki, ağlayanlara şefkatin olsun. Rahmet dilersen, zayıflara merhamet et.

*Bir kimse Azrailden korkup,Kuşluk vaktinde Süleymân aleyhisselâmın adâlet sarayına koştu.
Süleymân aleyhisselâm sordu O da; “Azrail bana heybetle baktı” Rüzgâra emredin,Beni Hindistan’a bıraksın! canımı kurtarabilirim” dedi.*Hz süleyman İnsanlar fakirlikten kaçarlar. Hırs ve emelleri için kavga ederler.*Sen fakirlik, gayret ve hırsını Hindistan kabûl et.Hz Süleymân rüzgâra emr etti.ve yanındaki zat bir anda Hindistan’a götürüldü.
*Süleymân aleyhisselâm, Azrail aleyhisselâma sordu nasıl heybetli göründün de,o zat gurbeti vatana tercih etti?*Ey Allahü teâlânın elçisi! heybetli olmanın sebebini söyler misin Bu nasıl bir hâldir ki, can korkusu verdi biçâreye evini yurdunu terk ettirdi.”Azrail aleyhisselâm; “Ey kemâl sahibi! O yanlış anladı.Ben ona hışımla bakmadım. teaccüb ettim.*Allahü teâlâ, Onun rûhunu Hindistan’da al” diye emretti. O Hindistan’a nasıl gider, diye düşündüm. Allahü teâlânın emriyle, onun canını orada aldım” dedi.*Dünyânın bütün işlerini, bilip kıyasla! Gözünü aç, iyi düşün.Kimden kaçıyorsun? İnsanın kendinden kaçması imkânsızdır. Allahü teâlâya teslim ve râzı olmak en güzelidir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı