|
![]() |
#1 |
![]() ![]() ![]() HER TARAFI YALAN !!! Din kültürü ve ahlâk bilgisi öğretmeni Mehmet Yıldız, basında yer alan haberler suç duyurusu kabul edilerek 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada beraat etti. Yaklaşık 1,5 yıl süren dava sonucunda, Mehmet Yıldız'ın, kitabın dağıtıldığı ileri sürülen 23 Nisan 2007'de Türkiye'de olmadığı da ortaya çıktı. Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), 15 Mayıs 2007'de Denizli Gazeteciler Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyerek Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda, Namaz Gönüllüleri Platformu tarafından hazırlanan 'Dinin Direği Namaz' isimli kitabın dağıtıldığını ileri sürdü. '27 Nisan e-muhtırası' olarak kayıtlara geçen Genelkurmay bildirisinin ardından ortaya atılan bu iddia özellikle Doğan Grubu gazetelerinde genişçe yer aldı. Hürriyet, 'Okulda cihat propagandası iddiası', Milliyet, '23 Nisan'da öğrencilere namaz kitabı', Radikal ise 'Türkiye, Denizli olmasın' manşetiyle iddiayı kamuoyuna duyurdu. Haberlerin ardından Denizli Valiliği olayı soruşturmak üzere müfettiş görevlendirdi. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı ise basında yer alan haberleri suç duyurusu kabul ederek 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Ancak müfettişler davanın sonucunu beklemeden Yıldız'a idari para ve kınama cezası verdi. Yıldız, evinin yakınında bulunan ve başmüdür yardımcısı olarak görev yaptığı Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'ndaki görevinden alınarak, uzak bir mahalledeki Dr. Bekir Sıddık Müftüler İlköğretim Okulu'na öğretmen olarak atandı. Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 1,5 yıl süren yargılamanın ardından Yıldız'ın kendi branşıyla ilgili kitabı bazı öğrencilere dağıtmış olmasının görevi kötüye kullanma suçu oluşturmayacağına karar verdi. Mahkeme, yaptığı araştırmada, Yüksek İslam Enstitüsü mezunu olan, çalışkanlığından dolayı maaş mükafatı, üç takdir ve üç teşekkür belgesi verilen Yıldız'ın dağıttığı iddia edilen kitap hakkında yasaklama ve toplatma kararı olmadığına işaret etti. Mahkeme kararında şöyle denildi: "Söz konusu kitap, dosyada mevcut yazı ve raporlardan anlaşılacağı üzere İslâm dini ve dinin emirlerinden olan namazla ilgilidir. Kitabın bazılarımızca beğenilmemesi veya uygun görülmemesi, böyle bir suçu oluşturmasını gerektirmeyeceği anlaşılmakla sanığın beraatine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır." Yıldız, mahkemeye sunduğu belgelerde kitabın dağıtıldığı iddia edilen 23 Nisan'da yurtdışında (Suriye'de) olduğunu, izin ve pasaport belgeleriyle ispatladı. Memur Sendikaları Konfederasyonu'na bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Denizli Şube Başkanı Ahmet Sert, Yıldız'ın yalan bir bilgi sebebiyle linç edildiğini söyledi. Eğitim-İş'in olaylarda siyasi davrandığını ifade eden Sert, ilgili sendikanın "çamur at, izi kalsın" mantığıyla hareket ettiğini söyledi. Sert, Yıldız'ın bütün haklarının iade edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. RESUL CENGİZ- ZAMAN 23.Eylül.2008 05:38:25
![]() Konu Hüdaverdi tarafından (11-06-2008 Saat 20:17 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ![]() ![]() Adalet Bakanlığı'ndan yalanlama Cumhuriyet gazetesinde yer alan "Yargıç Övüç'ün odası arandı'' ''Gözdağı gibi baskın" haberi Adalet Bakanlığı tarafından yalanlandı. Bugün gazetede yer alan haberin ardından Adalet Bakanlığı yazılı açıklamada bulunarak, "'Cumhuriyet Gazetesi'nin bugünkü baskısında birinci sayfadan, "Yargıç Övüç'ün odası arandı - Gözdağı gibi baskın" devamında da "Yargıca 6 müfettişle baskın" başlıklarıyla yayımlanan haberde gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Haberde, 'Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tazminat ödemesine karar veren hâkimin odasının, bir başka davada gerekçeli kararı geç yazdığı için 22.09.2008 tarihinde, 6 müfettiş tarafından basılarak arandığı' iddia edilmektedir. Haberde geçtiği gibi adalet müfettişlerinin, 22.09.2008 tarihinde ya da öncesinde adı geçen hâkimin odasına baskın yaptığı iddiası kesinlikle doğru değildir." denildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Ocak-Mayıs 2008 döneminde Kartal adalet daireleri ve hâkimliklerinde gerçekleştirilen olağan denetim sırasında 8 müfettiş tarafından bütün hâkim ve savcıların işlemleri denetlenmiştir. Bu denetimler sırasında haberde adı geçen hâkimin 207 davanın gerekçeli kararlarını 15 günlük yasal süresinde yazmayıp 1 ay ile 6 ay arasında değişen sürelerle geciktirdiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine hâkim hakkında süresinde yazılmayan gerekçeli kararların fazla olması ve gecikme sürelerinin uzun olması nedeniyle 1 başmüfettiş tarafından soruşturma yapılmıştır. Soruşturma sonucunda görevi ihmal suçundan kovuşturma yapılması ve disiplin yönünden gereğinin takdiri için dosyanın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na gönderilmesi 30.06.2008 tarihli olurla uygun görülmüştür. Rutin denetim sonucunda yapılan bu soruşturmanın ve hazırlanan müfettiş raporunun, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki davayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yasalar çerçevesinde bütün hâkim ve savcılar hakkında yapılan olağan bir denetim işlemi, yanlış tarih ve bilgilerle 'baskın' şeklinde sunulmuş ve ilgisiz bir davayla irtibat kurularak haberleştirilmiştir.'' SAMANYOLUHABER 23.Eylül.2008 |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ![]() ![]() MEB'den Radikal'in haberine yalanlama Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Radikal Gazetesi'nde bugün yayınlanan "Felsefe dersinin ruhuna el Fatiha" başlıklı haberi yalanladı. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, MEB tarafından yürütülen program geliştirme çalışmalarında "katılımcılık" ilkesi gereği ilgili akademik ve sosyal paydaşların görüşleri alındıktan sonra olgunlaştırılan taslak programların Talim ve Terbiye Kurulu'nda görüşülerek karara bağlandığı hatırlatıldı. Açıklamada, 1993 yılından beri uygulanmakta olan mevcut felsefe öğretim programının da öğrenci merkezli eğitim yaklaşımına uyarlanması için Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından Kayseri'de bir grup akademisyen ve öğretmenden oluşan özel bir ihtisas komisyonu kurulduğu belirtildi. Diğer derslerde yapıldığı gibi bu dersin de taslak programı, ilgili akademik ve sosyal paydaşların görüş ve değerlendirmelerine sunulduğunun vurgulandığı açıklamada, "Bu taslağın henüz resmi bir geçerliği bulunmamaktadır. Bu yaklaşım gereği, kendilerinden görüş istenen birçok akademik ve sosyal paydaşın taslak metni tamamlayıcı, geliştirici nitelikteki önerileri Bakanlığımıza ulaşmış ve bu öneriler takdire şayan bulunmuştur. Ancak kendilerinden görüş istenen bazı paydaşların ise program taslağına katkıda bulunmak yerine henüz resmi geçerliği bulunmayan bu taslağı kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuş gibi basın üzerinden tartışmaya açmaları demokratik katılımcılık kültürüne uygunsuzluğu açısından dikkat çekicidir. Belirtilen gazete haberinde verilen ve taslak metinden alıntılanan bazı içeriklerin 1993 tarihli felsefe dersi programında da bulunduğu halde bunların şimdiye kadar haber konusu edilmeyerek, bu konulara ilk defa yer veriliyormuş gibi kamuoyunun dikkatine sunulması meslek ilkelerine uygun olmadığı düşünülmekte ve iyi niyetle bağdaşmamaktadır. Konu ile ilgili çalışmalar Bakanlığımızın ilgili birimlerinde gerekli bilimsel ciddiyet içinde sürdürülmekte olup çalışmalar tamamlanınca kamuoyuna duyurulacaktır. Bu aşamada taslak metinler üzerinde yapılan spekülasyonlara itibar edilmemesi önem arz etmektedir. Durum kamuoyunun bilgisine önemle arz edilir." ifadeleri kullanıldı. CİHAN |
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ![]() ![]() MEB'den Star TV'ye yalanlama Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Star TV'de yayınlanan Aktütün ilköğretim okulunda öğretmen olmadığı haberlere yalanlama geldi. Star TV'de yayınlanan 'Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları' haberlere Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yalanlama geldi. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları yönündeki iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğu'' bildirildi. Açıklamada, 4 Ekimdeki hain saldırı sonucu 17 askerin şehit olduğu Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün köyünde, olayı takip eden günlerde bazı televizyonların yaptığı yayınların ve haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek, şöyle denildi: ''Dün ve bugün bazı televizyonların canlı yayınlarında, 'Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları' yönündeki iddialar tümüyle gerçek dışıdır. Aktütün köyünde 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk günü olan 8 Eylül 2008 Pazartesi günü eğitim-öğretim başlamıştır. Okulda eğitim alan 68 öğrencinin ders kitapları ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Öğretmenleri Cevdet Arıcı ve Kadir Sönmez ile eğitimleri kesintisiz devam etmiştir. Menfur saldırının ardından 6 Ekim 2008 tarihinde her iki öğretmenimiz yerel yöneticilerin bilgisi doğrultusunda ilçe merkezinde 'Okuma-Yazma Teknikleri'' konulu bir günlük seminere alınmışlardır. Televizyonların canlı yayınlarında ekrana getirdikleri 'kapalı okul' görüntüsünün çekildiği tarihte öğretmenlerimiz, 1 günlük seminer programına katılmışlardır. Özetle, hain saldırının ardından Aktütün köyünde eğitim-öğretim sadece 1 günlük kesintiye uğramıştır. Hal böyleyken Aktütün köyünde eğitim-öğretim olmadığı iddiasıyla canlı yayınlar yapmak, asılsız haber yapmaktan öte öncelikle o köyde büyük fedakarlıkla çocuklarımızı eğitmek isteyen iki genç öğretmenimizin ve eğitim camiasının emeğine yapılmış bir haksızlıktır.'' 08.Ekim.2008 17:02:19 |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() [B]star haber azdıkça azıyor,kaşıyıcı arıyor Ankara Keçiören'de dükkanını geç kapattığı için belediye görevlileri tarafınca dövülen kişinin dayak yeme sebebini star haber ''alköl satığı için öldürüsiye dövüldü'' diye haber yaptı az önce. O değil adamla röportaj yapıyor bu adi şereften yoksun kişiler,daya yiyen dahi ''neden geç kapatıyorsun bizim başımız belaya giriyor'' dediler diye muhabire cevap veriyor.Buna rağmen star haber şerefsizliğini gösterip ''alköl sattı diye dayak yedi'' haber yapmasına bilmem ne demeli ? Görüntülerde dahi dayak atan kişiler esnafın dondurma dolabını dükkanın içine atıyor,buda dükanı geç kapattığı için dayak attıklarını gösteriyor.Söz konusu içki olsaydı içkileri kırmazlar mıydı ? Bunlar bu kadar adi,bu kadar çirkef,bu kadar hayvandan daha aşağı mahluk... |
|
![]() |
![]() |
#6 |
![]() CHP VE ERGENEKON YANLISI SABATAYCI MEDYA !!!
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() ![]() ![]() [B]Tahammülsüzlüğün bu kadarına da pes ! Pekin Olimpiyatları'nda güreşçimiz Ramazan Şahin'in altın madalya almasına sevinemediğini belirten Vatan Gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, bakın nelere takmış... Mustafa Mutlu'nun Vatan Gazetesi'ndeki yazısı... DEVŞİRME SPORCUDAN ÇEÇEN ZAFER İŞARETİ “Olimpiyatlarda kötü gidişe sonunda dur dedik ve Dağıstan asıllı devşirme güreşçi Ramazan Şahin’le ilk altın madalya sevincini yaşadık...” Yukarıdaki cümle gerçek duygularımı yansıtmıyor! Çünkü sevinmek bir yana, asıl adı Ramazan İrbayhanov olan bu güreşçinin, şampiyon olduktan sonraki tavırlarını izlerken dondum kaldım. Önce tüm saflığımla, dinciliğinin ilanı olan sakalını, galibiyetten sonra minderde secdeye varmasını anlayışla karşılaşmaya çalıştım. Ama tam o sırada, bu güreşçinin Karadeniz’de gemi kaçıran Çeçen militanları andıran antrenörünü gördüm... Ve galibiyeti ilan edildiği anda havaya kalkan elinin işaret parmağını... O işaret, bir yerlerden fazlasıyla tanıdık geldi bana... Bu işlerden anlayan arkadaşlara sordum, “İBDA-C işareti” dediler! Ama işin gerçeği öyle değil! Yukarıdaki fotoğraflardan biri Ramazan Şahin dün bu işareti yaptığı sırada çekildi... Diğeri ise 22 Haziran 2007’de, Beşiktaş’taki adliye binasının önünde... İBDA-C’nin lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun duruşması vardı o tarihte... Adliyenin bahçesinde toplanan İBDA-C taraftarları, baş ve işaret parmaklarını kaldırarak cezaevi aracından indirildiği sırada selamlamıştı Mirzabeyoğlu’nu. AŞIRI DİNCİ MİLİTANLARIN İŞARETİ Aynı işareti 5 Şubat 2006’da da görmüştüm televizyon ekranlarından... Trabzon’da rahip Santoro’yu öldürdüğü iddiasıyla yargılanan 16 yaşındaki O. A., duruşma sonrasında cezaevine götürülürken aracın penceresinden gazetecilere bu işaretle poz vermişti. Ramazan Şahin’in dün yaptığı o işaret ise İBDA-C’nin işaretini andırmakla birlikte farklı bir anlam taşıyor. Çeçenistan’daki aşırı dinci militanların işareti bu. Zaten spor camiamız için de yeni değil... 2000’deki Sidney Olimpiyatları’nda judoda altın madalya kazanan Çeçen asıllı sporcumuz Hüseyin Özkan da kürsüde ayrı işareti yapmıştı. Ama yöneticiler hemen devreye girmiş ve “Hüseyin’in kötü bir amacı yoktu” diyerek olayın üzerini kapatmışlardı. DİNCİ SİYASETİN GÖLGESİ DÜŞTÜ Tamam dünkü altın madalyaya kadar olimpiyatlarda büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorduk ve başarıya gerçekten çok ihtiyacımız vardı... Ama böylesi bir zafere kesinlikle “dinci siyaset”in gölgesi düşmemeliydi... Türkçe konuşamayan, kürsüye çıktığında çalınan İstiklal Marşı’nı bile anlayamayan... Ve bu yüzden etrafa boş boş bakınan ve asıl kimliklerinden asla sıyrılamayan sporcularla gelmemeliydi özlediğimiz başarı... Dinci direnişçilerin sembollerinden medet uman anlayışla gelmemeliydi... Tribünde oturan milletvekillerinin, genel müdürlerin, federasyon başkanlarının, teknik adamların bu tür mesajlaşmalara göz yummalarıyla... Ulusal değerlerimizden taviz vermeleriyle gelmemeliydi! SEVİNMEK ÇEÇENLERİN HAKKI İşte bu yüzden... Dünkü madalyayı Türkiye’nin hanesine yazanlara katılamıyor ve sevinemiyorum! Olsa olsa, Çeçenler’in madalyasıdır bu... Sevinmek, onların hakkı! samanyoluhaber 21.Ağustos.2008 |
|
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Hem din düşmanı,hem ırkçı,hem müslüman Çeçen halkına karşı kin besliyor,hem insanların görünüşüne göre yorumlar yapıyor.Acaba kendisi Türk mü ? Yoksa rus eniği mi ? Merak ediyorum.
|
|
![]() |
![]() |
#9 |
![]() ![]() ![]() [B]Sadece Cumhuriyet yayınladı DHKP-C lideri Dursun Karataş'ın ailesi tarafından verilen taziye teşekkürürü ilanını sadece Cumhuriyet gazetesi yayınladı. İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan ve Hollanda'da kanserden ölen yasadışı DHKP-C lideri Dursun Karataş'ın ailesi tarafından verilen taziye teşekkürürü ilanını sadece Cumhuriyet gazetesi yayınladı. ![]() Türkiye'de Sabancı suikastı, Hiram Abas, emekli Yarbay Ata Burcu, emekli Orgeneral Hulusi Sayın, emekli Oramiral Kemal Kayacan süikastleri gibi pek çok kanlı eylemi gerçekleştiren DHKP/C terör örgütünün elebaşı Dursun Karataş, 12 Ağustos'ta ölmüştü. Karataş, 15 Ağustos'ta da DHKP/C'lilerin sloganları arasında defnedilmişti. Cenazenin ardından PKK'nın da içinde olduğu pek çok yasa dışı terör örgütü başsağlığı mesajları yayınlamıştı. Karataş ailesinin bu mesajlara teşekkür için yayınladığı taziye teşekkürü ilanını sadece Cumhuriyet gazetesi tarafından yayınlanması dikkat çekti. samanyoluhaber 21.Ağustos.2008 |
|
![]() |
![]() |
#10 |
![]() vay gözü dönmüş gizli amerikan tüfekleri vay...daha öncedende bunlar ortaya çıkmııştı !
![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|