|
![]() |
#1 |
![]() Kaynak dini hikayeler android programı
Buharalı Seyyid ... Seyyid Muhammed Buhara'da doğar. ilim meclislerine koşar. Okur, okutur, , öğretir, hasılı iyi yetişir. Babasının (Seyyid Emir Külâl hazretleri'nin) vefatıyla Medine'ye yerleşir. Alemlerin Efendisine komşu olmalı ve ömrünün sonuna kadar onunla kalmalır hacceder, sonra Münevver Beldede görülmedik bir kalabalık vardır. misafirhanede yerini serer. Ancak binaya bakanlar alelacele gelir, 'Ama efendim orası Seyyidlere ayrıldı' diyince Seyyid Muhammed güler. 'İyi der, 'Ben de Seyyidim Görevliler delil isterler. Seyyid Muhammed ellerini açar, söyleyin kim şahit olsun?' der. şahit Dedemdir diyerek Mescid-i Nebi'ye gelir Genç Seyyid kabre döner, 'Esselamü âleyküm ya ceddi!' der. Kabirden ses duyulur 'Ve âleyküm selâm ya veledi!' Seyyid Muhammed rüyasında Efendimiz'le, Hazret-i Ali'yi görür. Anadolu'ya gitmesi emredilir. Üç nurdan kandili takip edecek, kandillerin söndüğü yere yerleşecektir. Seyyid kandilleri bulur. Seyahat haftalar sürer kandiller söner. Uludağda yemyeşil beldede Bursa'dadır Yöre halkı onu keşfetmekte gecikmez. Sultan derler ona. Emir Sultan! Bayezid Macarlar'la savaşmaktadır. kayıplar büyüktür. Yaralılar çoktur cerrah sıkıntıları vardır. Revirde bir genç çıkar. mahir bir hekimdir. sultanın yarasını sarar. Bâyezid sargıyı çözerken hayretten dilini yutar. bu hanımının nişanlıyken verdiği mendilin yarısıdır. Sırrı bilmek ister. Ama esrarengiz genç yoktur ortalıkta. Niğbolu müstahkem bir kaledir. Osmanlı ordusu tek taş sökemez. kaleye girmek hâyâldir. Yıldırım kolay pes etmez. Büyük bir âzimle yürür surlara ümidini yitirmek üzeredir ki, kale açılır. Osmanlı ordusunu buyur eden genç kolundaki yarayı saran hekimin ta kendisidir. Yıldırım Edirne'de konaklar. Ailesi Bursa'dadır. Bâyezid'in Fatıma adında takva sahibi bir kerimesi vardır. rüyasında Efendimiz'i görür. Ondan Muhammed Buhari ile evlenmesi istenir. kızcağız edebinden kimseyensöyleyemez. Ertesi gün Server-i Kainat yine rüyasını şereflendirir şefaatime kavuşmak istiyorsan dinle beni Fatıma Sultan'ın talibi çoktur. namlı beyler sıradadır. Emir Sultan gibi fakir ve garip biri onlarla aşık atamaz. Ancak Hundi Sultan kararlıdır. ne olursa olsun Emir Sultan'la evlenecektir. sırrını kimselere açamaz. Hem Emir Sultan'ın Efendimden haberi var mıdır acaba? Emir Sultan dünür yollar saraya. Valide sultan dudak büker. Söyleyin ona' der, 'kırk deve yükü altın getirsin, alsın kızımı!' Emir Sultan 'göndersin develeri!' Mübarek, devecibaşını Nilüfer çayına götürür. çakılları göstererek 'Doldurun!' der, kendi keselerinizi de.' Devecilerden bazıları hikmet olmalı' der, bazısı güler. içlerinden biri 'n'olacak deyip döker. Muhammed Buhari Hazretleri Valide Sultan'ın huzuruna çıkar. Zemini kıpkızıl altın kaplar. Valide sultan korkar. diyecek tek sözü vardır: 'Nasıl istiyorsan öyle olsun!' Emir sultanın nikah haberi Edirne'ye ulaştığında Yıldırım çok bozulur. 'Benim kızım, benden habersiz nasıl evlenir?' der ve kızını cezaya Süleyman Paşa'yı Bursa'ya yollar. Valide Sultan kızına ve damadına siper olur. büyük âlim Molla Fenari araya girer Bayezid'in Molla Fenari hazretlerine hürmetini bilen Süleyman paşa boyun büker, aylar geçer. Bayezid Bursa'ya gelir Halk sultanı karşılar. Yıldırım esrarengiz birini görür atından iner. sorar: yiğidim o maharet neydi Emir Sultan hazretleri Feth suresi okur. 'Allah'ın kuvvet ve yardımı, biat edenlerin vefa ve sadakatlerinin üstündedir' Bayezid sorar: '-Adını bağışlar mısınız? -Muhammed! Buharisi'de var mı? Elinizi öpebilir miyim baba. Hayır. Öpülecek el seninki. Ve kucaklaşırlar. Yıldırım Bayezıd Niğbolu zaferinden sonra muhteşem bir mescid yaptırmak ister. Mimarlar Ulucami'nin bulunduğu mevkide karar kılarlar. arsada bahçesi olanlara başka yer verilir. gönülleri hoş edilir. yaşlı bir kadıncağız Evim de evim" feryadı tutturur fevkalade ücretlere omuz silker, olmaz" der. vezirlerin Sultanlara direnir. Ama Sultan Bayezid caminin yerini sevmiştir. divanı toplar, çözüm arar. Kadılar "mal onun derler, "satarsa satar, satmazsa satmaz!" Meclis çaresizlikle dağılırken Bayezid damadı gelir. Emir Sultan'ı Mübarek tebessüm eder. "Acele etme!" "Bir gecede neler değişmez?" İhtiyar kadın rüyasında mahşeri görür. dehşet anıdır. korkunç azab vardır. İnsanlar âlemlere rahmet Efendimiz'in yanına koşarlar. Şefaate kavuşurlar. Kadıncağızın yürümeye, mecâli yoktur. vücudunu taşıyamaz, t Feryad figan ağlar. Emir Sultan'ı görür, "Herkes cennete gitti" der, "Ben bir başıma kaldım Mübarek gönül ferahlatan sesiyle sorar, "Kurtulmak istiyor musun?" Kadın cevap verir: Hiç istemez miyim? Öyleyse Sultanımızı üzme! Ertesi gün kadın ayağı ile gelir, evini verir. Evinin ücreti bağışlar camiye. Emir Sultan, Yıldırım'ın Timurla savaşmasına razı değildir. kardeş kavgasına mani olamaz. ve anlatır Ne bu savaşın manası ne de kazanma şansı var Yıldırım Han mağlubiyet tatmamışdır. Timur da mağlubiyetsizdir kaç devlet yıktı ülkesi büyük, askeri fazla. Maveraünnehr ilimde, ve sanatta önümüzde. Ben Yıldırımın manevi zırhıyım Timurda koruyucusuz değildir zamanın kutbundan dua aldı. Yıldırım Han aklını örten öfkesinin farkına varmadıkça Zor günlere hazırlansanız iyi edersiniz. Ankara savaşında yaşanılan acı mağlubiyetin ardından Timuroğulları Bursa'yı muhasaraya aldı. Şehir halkı zor durumdadır, aç kalır. çadırlar sökülür. Asya yollarına göç düzülür. Anadolu halkı Emir Sultan Hazretleri ile Yıldırım arasındaki menkıbeleri anlatır. Hâlbuki büyük veli Çelebi Mehmed'in yanındadır. Ankara savaşının ardından Anadolu karışır. Musa Çelebi, İsa Çelebiden Bursa'yı alır. Süleyman Çelebi Edirne'yi tutar. Ancak bunlar devleti muhteşem günlerine döndüremez Şehzade Mehmed iyi bir asker ve liderdir. fitne çıkarmaktan çekinir. işaret bekler. Allah dostları ne derse onu yapacak. kardeşlerinin emrinde çeri olacaktır. Bir gece rüyasında Murad-ı Hüdavendigar'ı görür, yanında Emir Sultan vardır. Dedesi kılıç verir, kar renkli küheylanı gösterir "Haydi!" der, "Vazife sende!" Çelebi Mehmet hâlâ Emir sultan bakışları ile cesaret verir "Korkma!" der, "yanındayız!" Çelebi Mehmed işaretle yola çıkar Osmanlı Devletini silbaştan kurar. Çelebi Mehmed'in başardığı iş Osman Gazi'ninkinden aşağı değildir. Emir Sultan vefatından sonra büyük hürmet görür. Yavuz Mısır seferine çıkarken büyük velinin nurlu türbesini ziyaret eder, imdat diler. Kabirden ses gelir: Ya Selim! Ey Selim. İnşallah Mısır'a emniyet içinde girersin Ve öyle de olur!
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Kaynak dini hikayeler android programı
DÜNÜN EŞKIYASI İrşad faaliyetinden dönen bir Osmanlı alimini bir eşkiya çevirir. gözü hocanın köstekli saatindedir saldırır. eşkiyabaşı'ndan serrt bir ihtar alır Hocaefendinin saatine dokunma Namazlarını o saatle kılıyor! bir kadını ablukaya alan eşkiya, kadına seslenir: Bacım korkma. namusunda gözümüz olamaz. Bizim de bacımız, anamız vardır. Biz sadece ekmeğe muhtacız. Bize bir parça ekmek ver yeter. Bugün kadın-çocuk, genç-ihtiyar demeyip katleden eşkiyayı düşündükçe.... ETME BULMA Bir kadın ve yaşlı kayınpederini istememekte, evin huzurunu bozmaktadır. Bir gün kocasına Bey bezdim. gün göremedim. Gençliğim gidiyor. Ya ayrılalım, babanla kal., ya da al babanı al götür beraber kalalım. ben gidiyorum. Adamcağız şaşkın sitemkarca Ne diyorsun hanım, o babam öldüreyim mi, atayım mı? Kimi var bizden başka , dese de karısı ısrar ediyordu. Adam babasını dağa bıraktı oğluyla alarak yola koyuldu. oğlu: Dedemi almadık baba. Deden ihtiyarladı orada kalacak. Torun ısrar eder: En sonunda çocuk Baba, sen ihtiyarladığında ben de seni dağa mı bırakacağım? der demez adamın aklı başına gelir. Baba oğluna: Evlâdım, beni bırakıp gidemezsin. Çünkü ben babamı bırakmadım. Ölünceye kadar hizmet ettim. Bu dünya etme-bulma dünyası» diye... Sen ne yaparsan sana da onun aynısı yapılacak. Endülüsün fethi Endülüs fatihi Tarık bin Ziyad, ispanyada on iki bin kişilik ordusuyla Kral Rodrik'in doksanbin kişilik ordusunu yenmiştir (711 Mayıs). Endülüs'te fetih hareketlerini sürdürmüş Tarık ve başkent üzerine yürüyünce, ahali kaçmış,ve tuleytula hıristiyanlardan alınmıştı.fetihten sonra Tarık, Medinetü'l-Mâide' (Sofra Şehri) de Hz. Süleyman a.s.'ın sofrasını ele geçirdi. sofra yeşil zümrütten yapılmış, kenarları ve ayakları inci, mercan, süslüydü. Üç yüz altmış ayağı vardı. Kuzey Afrika valisi olan ve Tarık'ın fetihlerine destek veren Nusayr da, Tarık'tan bir yıl sonra Endülüs'e girmiş; iki ordu buluşması bir yıl sonra buluşmuş iki büyük komutanın gayretiyle Endülüs iki yılda fethedilmişti Endülüs'ün fethinde Tarık b. Ziyad Cebel-i Tarık Boğazı'nı geçip Endülüs'e girince, esirlerden yaşlı bir kadın şöyle demiş: bir kocam vardı. Buralara gelip galip olacak bir komutandan bahsetti komutanın sol omuzunda kıllı bir ben var dedi Tarık elbisesini kaldırınca, bir ben görüldü. Tarık ve yanındakiler bunu fetih müjdesi saydılar. Musa b. Nusayr şehirleri zaptederek ispanyada içlerinde ilerlerken, geniş bir araziye ulaştı dikili bir taşta şu yazıyı gördü Ey İsmailoğulları varacağınız son yer burasıdır. geri dönünüz. : Sizler kavga ve ihtilafa düşeceksiniz.' Musa geri döner. Romalılar Endülüs'e girdiklerinde bir evle karşılaştılar. her kral buraya bir kilit ekliyordu. Gotlar da aynısını yaptılar. Rodrik İspanya kralı olunca, bütün uyarılara kilitleri açtı.İçeride kırmızı sarıklı ve siyah atlı Arapların resmini gördü. Su yazı vardı: 'ev açıldığında, ülkeye girecekler.' İşte o sene Endülüs fethedildi. Şefaat Ümmü Hamide'nin eşi gözü eşi İmam Sadık (a.s)'ın vefatını teselliye gelen Ebu Basir'e ilişince, gözyaşları akdı. Ümmü Hamide, Ebu Basır'e: İmam'ın can çekiştiği anda, hazır değildin! Tuhaf bir mesele oldu. İmamın son anlarıydı. İmam Gözleri kapanmıştı. İmam, ansızın gözlerini açtı yakınlarımı toplayın' buyurdu. Tuhaf bir emirdi İmam, madem ki emir vermişti, hepsini topladık. İmamın yakınları ve akrabalarından gelmemiş Hepsi, bekliyordı. İmam, Bizim şefaatimiz namazına önem vermeyen kimselere asla nasip olmayacaktır' buyurdu. Siz hala akıllanmayacakmısınız Hazret-i İbrâhim aleyhisselâm peygamber olarak gönderildiğinde, puta karşı çıkmış putların işe yaramaz taş, metal ve ağaç yığını olduklarını anlatmıştı. Onlar ise buna itiraz etdi İbrâhim aleyhisselâm, kavminin zihnini ve vicdânını harekete geçirmek yoluna başvurdu. tapınaktaki bütün putları kırıp, baltayı en büyüklerinin boynuna asmış; kavmi Bunu ilahlarımıza kim yaptı? Muhakkak o zâlimdir, dediler. Bir kısmı da bir genç duyduk; İbrâhim denilirmiş' onu getirin. Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrâhim? İbrahim aleyhisselâm cevap verdi: Belki de bu işi, şu büyükleri yapmıştır. Hadi sorun eğer konuşuyorsa!.. Bunun üzerine nefislerine döndüler Doğrusu siz, zâlimlersiniz! dediler. Sonra eski kafalarına döndüler Hz. İbrâhim'e Sen bunların konuşmadığını biliyorsun, dediler. İbrâhim aleyhisselâm Öyleyse, Allâh'ı bırakıp da, hiçbir şekilde size ne fayda ne de zarar verebilen bir şeye tapacak mısınız? Size Allâh'ı bırakıp taptıklarınıza yuf olsun! akıllanmayacak mısınız? bir kısmı, yakın onu da ilahlarınıza yardım edin! dediler. Hz. İbrâhim'in kavmi onu yakmak için büyük ateş hazırladı!.. eli-kolu bağlı ateşe attılar! İbrâhim aleyhisselâm, 'Bana Allâh'ın sahip çıkması yeter; o, ne güzel bir sahip' diyerek Allâh'a sığınıyordu. 'Biz, 'Ey ateş! İbrâhim için serin ve selâmet ol!' dedik.' Yani Cenâb-ı Hak, ateşten sıcaklık ve yakıcılığı giderdi. Hz. İbrahim kavmine 'Yuh size Allah'tan başka taptıklarınıza!' demekte, Siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?' diye sormaktadır... Evet soru bu: 'Siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?' Cenâb-ı Hakk'tan dileğimiz; verdiği akıl nimetini, kendi yolunda, rızâsına muvâfık şekilde kullanmayı nasip eylesin. Âmîn... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Kaynak onedio.com
30 Şehrimiz İsmini Nasıl Aldı Adana Adana'yı Tarsus'la harbeden Adanos ve Saros adında iki kardeşin kurdu Adanos ismini şehre ve Saros da ismini nehre koydu Adıyaman ilk zamanlarda, Piran Köyü'nün yerine kuruluydu ve Perre adını taşıyordu. Emeviler, buraya bir kale yaptırdı. Kent Mansur'un Kalesi anlamına gelen ''Hısn Mansur'' adıyla anıldı Kent, 1. Selim zamanında alınınca Türkler, buraya Adıyaman demeye başladı Afyonkarahisar Eski adı Akroenos olan şehri Selçuklular uzun süren bir kuşatmadan sonra ele geçirdiler. “Hisar” kuşatma anlamına gelir. Acılarla elde edilen yere “Karahisar” dediler kara taşlardan bir kale kurdular. Onaltıncı yüzyılda bölgede*afyon yetiştirilmeye başlayınca, Karahisar’ın başına Afyon eklendi ve şehir “Afyonkarahisar” adını aldı. Aksarayda Selçuklu Sultanı Kılıçlararslan çok sayıda yapı yaptırmıştır. Şehir ismini, şehirde yaptırılmış olan büyük ve beyaz bir saraydan almıştır. Amasya şehrini Amazon kıralı Amasis kurdu ve Amasis kenti anlamına gelen “Amasesia” ismini verdi. İslam kaynaklarında*Ankara adı Enguru olarak geçer. Ankara sözü Farsça “Üzüm” anlamına gelen Engür’den, ya da Yunanca’da Koruk anlamına gelen "Aguirada"dan türemiştir. Hint-Avrupa dillerindeki “Eğmek” anlamına gelen Ank ya da Sankskritçe de; “Kıvrıntı”, anlamına gelen "ankaba"dan Latince’den çengel anlamına gelen "uncus"dan türediği ileri sürülmektedir. Frig dilinde Ank “engebeli, karışık arazidir” Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, son olarak Ankara şeklini almıştır. Antalya ilk olarak Bergama kralı olan Attalos kralı tarafından kurulmuş ve Attaleia ismiyle anılmıştır. Ardından Adalia, Antalia ve son olarak*Antalya*ismini almıştır. Artvin İskitler tarafından kuruldu. *Yunan tarihçisi Heredot’un İskit diye nitelendirdiği bu devlet çağının öncüsüydü. Tekerleği icat eden, atı evcilleştiren, ilk beyin ameliyatını gerçekleştiren İskitler, Artvin’i askeri üs olarak kullandılar Artvin sözü İskitçe’dir. Balıkesirin Antik Çağdaki adı Mysia'dır. İlin, adını nereden aldığı hakkında rivayetler vardır. Eski Hisar Bal-ı Kesr (Balı çok), Pers Devlet adamı Balı-Kisra'nın adından, ya da Balak-Hisar veya Balık-Hisar'dan geldiği söylenir. Bitlis Bageş” ya da “Pagiş” sözcüklerinden türemiştir. Büyük İskender’in komutanı “Badlis” burada bir kale kurmuş.*Bitlis sözcüğü bu komutanın isminden kaynaklanıyormuş. Bursa*adı, bu şehri kuran Bitinya Kralı Prusias'dan gelmektedir. MÖ 7. yy'da bölgeye göç eden Bitinler buraya Bitinya adını verirler. MÖ 185'te, Kartaca'nın yetiştirdiği büyük general Hannibal'ın Kral I. Prusias'a, Prusias ve Olympus kentinin kurulmasını örgütlediği bilinmektedir. Prusias adı zamanla Prusa, sonra da Bursa'ya dönüşmüştür. Çorum isim Çoğurum kelimesinden gelir. Çoğurum kelimesi bölgede yaşayan Rum’lardan gelmektedir. Diyarbakır Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. kaynağı Diyar-ı Bekir'dir. Bekir'in memleketi anlamına gelir. Bekir b. Va'il adlı Arap göçebe boyu buraya yerleşmiştir Diyarbakır'ın eski adı Amid veya Amed'dir. Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut Amid'e Hamid de denilmiştir. Elazığ 1862 yılında o dönemde padişah olan sultan Abdulaziz’in uğruna Mamuretülaziz ismi verilmiştir. isim uzun bulunmuş ve Elaziz diye değişmiştir. 1937 yılında ise Elazığ olarak değiştirilmiştir. Gaziantep eski adı Ayıntab’dır. Kelime anlamı pınarın gözü demektir. Antep olarak değiştirilmiştir. Gazi kelimesi Kurtuluş Savaşındaki destek ve başarıdan dolayı verilmiştir. Hatay şehre ismini Atatürk vermiştir. Avrupa, adı Hıtaylar olan yarı göçebe kabilelerin Çin’in kuzeyini işgal ettikleri için Çin’in kuzeyine Hıtay demişlerdir. Atatürk, Hıtaylıların Antakya bölgesine geldiğine inanıyordu ve bu nedenle şehre*Hatay ismini vermiştir. Iğdır Kentin ismi Oğuz Han'ın altı oğlundan biri olan Deniz Han'ın en büyük oğlu olan İğdir Bey'den gelir. İstanbul MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas tarafından kuruldu şehre kurucusundan dolayı Bizantion adı verilmiştir. Roma imparatoru Marcus Avrelius döneminde imparatorun manevi babasının adıyla “Antion” olarak anıldı. Bizans İmparatoru Konstantin şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre “Konstantin veya Konstanpolis” adı verildi. Araplar “Kostantiniye, Romalılar Konstantinopolis” demişlerdir. ismi kısaltılmış “Stin-polis” deyimi kullanıldı. İstanbul*bu “Stin-Polis” şehrinden türetildi. Türkler burayı alınca Müslüman şehir anlamında “İslambol” adını verdiler. daha sonra İstanbul olarak değiştirildi. İzmir Şehrin asıl adı “Smyrna”dır.*İzmir*kelimesi smyrna’nın halk arasındaki kullanışıdır Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı Smyra’dan alır tanrıça Artemis İzmirli’dir. Kimi kaynaklara göre İzmir şehrini ilk kuran*Hititler*değil, Amazonlar’dır. Kars MÖ 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre Kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı deve ya da koyun yününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına gelir. Kırıkkale ismi Osmanlı arşivlerinde Kırıkkal şeklindedir. Bizansın kale komutanı, akıncıların kaleye hücum ettiğini öğrenir eğer mağlup gelinirse barut fıçılarının havaya uçurulmasını emreder. Bizans mağlup olur ve barut fıçıları her yeri yerle bir eder. Şehrin ismi şehirdeki kahramanlıktan gelir Kırklareli isimi, bu bölgeyi Türklere katan 40 savaşçıdan gelir. savaşçılar deliler veya akıncılar olarak bilinir bölgeyi fethederken öleceklerini bildikleri halde kaleyi ele geçirdikten sonra can vermişlerdir. Konya şehrinin isminin Kutsal Tasvir "İkon" sözcüğüne bağlıdır Mitolojide değişik rivayetler bulunur hikâyelerden birinde kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi bir anıt yapılır üzerine olayı anlatan bir resim çizilir. anıta verilen isim, İkonion dur. İkonion zamanla İcconium'a dönüşür.Araplar kente Kuniya ismini vermiş Selçuklu ve Osmanlıda bu ad Konya'ya dönüşmüştür. Mersin'in tarih sahnesine çıkışı 19. yüzyılın ortalarıdır. bir köy olan bölge, konar göçer bir Türkmen aşiretine ev sahipliği yapmış ve adını bu aşiretten almıştır. Nevşehir Kent, Orta Çağ ve Yeni Çağ'da, Seandos; Nissa ve Muşkara adıyla anılıyordu. Damat İbrahim sadrazamlığa getirildiğinde doğduğu kent Muşkara'da bayındırlık hareketine girişti. İmaretler, camiler, medreseler, hamam ve çeşmeler yaptırdı. Muşkara adını değiştirerek, yenişehir anlamına gelen Nevşehir adını verdi. Antik Çağ da Rhizus olarak anılan Rize adının Yunanca "riza"dan geldiği sanılmakta olup anlamı "Dağ Eteği"'dir. Sinop Antik Çağ'da, Paflagonya bölgesinde kalan Sinop'un en eski adı, Sinopedir. kent adını kurucusu olarak kabul edilen bir Amazon'dan almıştır. söylenceye göreyse, kenti eski*Yunan'da Irmak Tanrısı Asopos'un su perisi kızlarından Sinope kurmuştur. Sivas Kentin Farsçada “üç değirmen” mânâsına gelen “Sebast” kelimesinden gelir; Sebast ismi zamanla halk dilinde*Sivas*olarak yerleşmiştir.* Şırnak, Nuh'un gemisi kalıntılarının olduğu öne sürülen Cudi Dağı’nın kuzeyinde 'Şehr-i Nuh' adıyla kurulmuş, önceleri "Şerneh", daha sonraki yıllarda ise "Kürdara Şırnak" adını almıştır. Trabzon Yunan*mitolojisinde Lycaon’un oğlu Trapezeus'un Arkadya'daki adaşına ismini verdiği Trabzon'un da bu mitolojik kahramandan adını aldığı ve kent adının Yunan toponomi geleneğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Kaynak vehbitülek.com
MİMAR SİNAN Şehzadebaşı Camii Mimar Sinan eseridir 1990 restorasyondaki mühendis anlatır kalıp çakacaktık. iki taşın birleşme noktasında cam şişeye rastladık. Şişedeki beyaz kağıt Osmanlıca Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu. taşların ömrü 400 senedir. taşları yenilemek isteyecek kemeri nasıl inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. mektubu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum. Şehzadebaşı Camii Mimar Sinan eseridir camiyi yaparken koca sinan 400 yıl sonraya mektup yazmış caminin altına saklamıştır mektup 1990 da keşfedilmiştir Bu insanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterdiği çabanın üstün örneğidir. taşın ömrünü bilmesi, yapı*tekniğinin değişeceğini bilmesi 400 sene dayanacak kağıt ve mürekkep kullanması koca mimarın yüksek bilgi seviyesi ve 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk duygusudur. Hristiyan tarihçinin kaleminden “hac” 18. yüzyılda Osmanlı ülkesine gelen Hristiyan tarihçiler İslama hayranlığını şöyle ifade ediyor: Hac Müslümanları birbirine bağlıyor ibadeti imanı eşitliği anlatıyor Biz Hristiyanlar böyle bir eşitlik ve ahlakı gösterebiliyor muyuz kilisenin içinde, mezarlarımızda ulu eşitlik kavramından eser yok. camide Allah’ın şanına yakışmayan, lüzumsuz ve boş süslemeler, heykeller yok yalnızca Duvarlara işlenmiş Kur’an ayetleri, bir mihrap, bir kürsü müminler için tertemiz sergiler. Hiçbir şeref kürsüsü hiçbir özel yer ve hiçbir derece farkı göremezsiniz Müslüman mabetlerinde... Sadece ibadet eden insanlar vardır ve ibadetten alıkoyacak ibadet edenleri rahatsız edecek hiçbir şeye rastlayamazsınız...” Çanakkale şehitlerinden Çanakkale savaşlarında “Ateşkes sırasında Türkler şehitlerini gömüyorlardı. bu korkunç görevde dost ve düşman iş birliği yaptılar...”Mehmetçiğe, bir Avustralyalı sığır eti getirir.*ve Her iki taraf siperlerine çekilir Avustralyalı askerler Türk siperlerine saldırırlar ve Avustralyalı asker ağır yaralanarak Türk siperlerine düşer. can çekişir * Mermi yağmurunun ortasında bir Türk, siperden fırlar yaralı askerimizi sırtına alır ve bizim hatlara taşır ve Oracıkta şehit düştü” Çanakkale savaşlarının bir Türk, siperden fırlayarak düşmanın yaralı askerini omuzlar ve düşman hattına taşır. Sonra Türk hatlarına birçok yerinden yaralanan askerimiz yere düşmeden ancak üç adım atabilmişti. Ve şehit düşmüştür Yaralı Avustralyalı, aç iken Türk askerine et veren askerdir. Onu sırtında taşıyan Türk, Avusturulyalı düşman askerine borcunu ödemek istemiştir SAHİBİNİN KURSAĞI Osman Gazi, çok merhametliydi. Ağır yük yükletilmiş at ve eşek sahiplerine hindi ve tavukların baş aşağı taşınıp, aç bırakılmalarına çok kızardı.Pazar yerinde iki tavuğun kursağını bomboş görüp sahibini azarladı fakir köylü, gözyaşlarıyla Osman Gazi’ye:“Tavukların kursağını yokladın onların sahibini yoklasaydın olmaz mıydı? Bende var mı ki de onları doyurayım diyince Osman Gazi, tavukları çok yüksek bir bedelle satın alarak, fakir adama yardım etti. OSMANOĞLUNUN ÖLÜSÜNDEN BÖYLE KAÇARSIN Karamanoğlu 2. Mehmed Çelebi Mehmedin akrabasıydı ancak sürekli osmanlı ile savaşırdı. Osmanlı Rumeli seferindeyken, 1413 de* Bursa’yı kuşatmış, Hacı İvaz Paşa’yı teslim alamamıştı kendi öz dayısı Yıldırım Bayezid Han’ın kabrini yaktı Musa Çelebi’nin cenazesi Bursa’ya gelince geri çekilme emri verdi. emri gururuna yediremeyen bir subay Sultanım, Osmanoğlu’nun ölüsünden kaçarsın, dirisi gelseydi halin nice olurdu ve subay idam edilmiştir EĞER PADİŞAH BİZ İSEK... Sultan II. Murad,13 yaşında Şehzade Mehmed’i tahta geçirdi. Çocuk yaştaki hükümdar Avrupalıları ümide düşürdü. Polonya Kralı Ladislas, Macar kralı Yanoşu ve 100.000 kişilik haçlı ordusu Osmanlıları Balkanlardan atmak için sefere çıktı. Veziriazam Halil Paşa,Sultan Murad’a ordunun başına geçmesini bildirdi ise de kabul ettiremedi. genç Mehmed, babasına mektup göndererek şunları yazdı:padişah iseniz, başda olmanız icab eder. padişah biz isek, size emrediyorum, hemen ordunun başına geçiniz!” Çıldır zaferi 1578 te İran 30.000 kişilik orduyla Osmanlı sınırında Erzuruma saldırınca Derviş Paşa Çıldıra gönderildi. üç yüz askeriyle derviş paşa Dağları inletti yalın kılıç düşmana daldı ve bozdu cenkte Derviş Paşa’nın askerleri şehid oldu zafer Derviş Paşa’nındı Gazan mübarek olsun, kazandık dediler yüzünde tatlı bir gülümseme ağzından “Allah” sözü çıktı ve gözlerini kapadı. Kahraman Paşa şehid olmuş çıldır zaferi kazanılmıştı 1578 te iran erzuruma saldırdı çıldıra derviş Paşaya hücum eddiler Derviş Paşa yenilgiyi kabul etedi bahadırlığına yakışır şekilde karşı koydu. Erzurum beylerbeyi . Özdemir Paşa yardıma yetişti. Derviş Paşa bahadırları ve aslanlarıyla atını düşmana sürdü. Göğsü al kandı. Beş bine yakın asker kaybeden İranlılar mağlup olmuştu çıldır zaferi kutlanıyordu. cenk bitti Gazan mübarek Derviş Paşa dediler paşa gülümsedi ağzından son kez “Allah kelimesi çıktı Kahraman Paşa şehid oldu |
|
![]() |
![]() |