|
![]() |
#1 |
![]() tekfirin kuralları ile ilgili yaptığım araştırmalarımda bir hatamı tespit ettim.Küfür sisteminde oy vermek bir küfür amelidir bu kesinlikle doğrudur fakat bunu her yapan kafir olmuyor.Bu noktada haklı olabilirsin çünkü tekfire engel olan durumlar var(cehalet,ikrah,tevil hatası) gibi ama şu kesin bir gerçek ki bu sistemde oy vermek asla caiz değildir.İnsanları caiz olmayan birşeye davet etmeyin.Sp veya başka hangi parti olursa olsun böyle bir şey islama uygun olmaz.
![]() Konu Ebu yahya tarafından (04-07-2013 Saat 09:21 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | ||||
![]() Alıntı:
Dünya çapında gerçekleşen mali krizin birinci sebebi faiz sistemidir. Yüce Rabbimiz’in haram kıldığı faiz sistemi, sırf menfaate dayalı toplumlar içinde cazip gösterildiği için pervasızca uygulanmış ve insanlar bundan zarar görmeyeceklerini, hatta mutlaka yarar elde edeceklerini düşünmüşlerdir. Faiz sistemi özendirici bir görünüm altında insanlara sunulduğundan, insanlar üretim veya yatırıma yönelmektense, paralarını bankaya yatırmaya teşvik edilmişlerdir. İnsanların paralarını bankalarda, yastık altlarında veya kasalarda sakladıkları bir sistem içinde ise üretim olmadığı, piyasalarda para döngüsü gerçekleşmediği için, pahalılık, enflasyon, ekonomik çöküş gibi mali sıkıntıların oluşması elbette beklenen sonuçtur. Nitekim söz konusu küresel mali krizde de bu durum yaşanmış, üretimin durması, para döngüsünün olmaması, paraların faiz için bankalarda tutulması ekonomiyi çökertmiştir.Bunlar hep laik sistem üzerine kurulu devletlerin yaptıkları işlerdir. Oysa Cenab-ı Allah ayetlerinde faizden kaçınmayı öğütlemiş ve faizin getireceği belaları kullarına haber vermiştir: Ey iman edenler, faizi kat kat arttırılmış olarak yemeyin. Ve Allah'tan sakının, umulur ki kurtulursunuz. (Al-i İmran Suresi, 130) Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır. Allah, faizi yok eder de, sadakaları arttırır. Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez. (Bakara Suresi, 275-276) Ayetlerden de anlaşıldığı gibi faiz açıkça haram kılınmıştır. İnanların da Allah'ın bu ayetlerinin hükmüne uyması ve alternatif çözümler araması gerekmektedir. Benim dikkatimi çeken bir yatırım çeşidi ise Hayvancılık. Bir firma ....... diye bir uygulama başlatmış. Paranız kadar koyun satın alıyorsunuz. Onlar sizin yerinize koyunları besliyor kuzulatıyor. Sizde ondan kar payı alıyorsunuz. Detaylarını çok iyi bilmiyorum ama İslami kesime hitap ettiği kesindir. Ayrıca faizden 2 kat daha fazla kazandırdıklarını söylüyorlar. AŞAĞIDA Kİ VİDEOYU İZLEYİN SIRASIYLA,1'DEN 7'YE KADAR YOUTUBE'DAN SABIRLA TAKİP EDEREK DEVAM EDİN! BAKALIM SİYONİSTLER NASILDA FAİZ SİSTEMİNİN ÇARKINI DÖNDÜRÜYOR KENDİ GÖZLERİNİZLE GÖRÜN
Konumuza dönelim... :Siyonistler,masonlar,Jön Türkler ve İttihad ve Terakki Cemiyeti Osmanlı'yı siyasetle batırmadılar mı? CİHADIN NASIL OLACAĞINI VE ÇEŞİTLERİNİ BURADA ANLATMAMA GEREK YOK!.UNUTMA Kİ RAHMETLİ ERBAKAN HOCA'NIN KURDUĞU, MİLLİ GÖRÜŞ'Ü SİYONİZMİN BAŞINI EZMEK VE HAKK'I HER ZAMAN ÜSTÜN TUTMAK İÇİN KURULMUŞTUR.4 KEZ PARTİSİ KAPANDI.NİYE, ÇÜNKÜ SİYONİZMİN ALEYHİNE OLDUĞU İÇİNDİR. SEN HALA AYNI YERDE ÇAKILIP KALMIŞSIN.BİRAZ DÜNYAYA AÇILIN VE FAİZ SİSTEMİNİN NASIL YOK EDİLECEĞİNİN MÜCADELESİNİ VERİN.. Konu MEÇHUL ADAM tarafından (04-07-2013 Saat 23:41 ) değiştirilmiştir.. |
|||||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() AK Parti ilk ortaya çıktığında "Yenilikçiler" olarak ortaya çıkmıştı.
Erdoğan'ın başbakanlığı bittiği vakit ya da reisicumhur olduğu vakit AK Parti herhalde politika değiştirmeyecektir. Yine yenilikçi ve tüm vatandaşlarını kucaklayıcı politikalarına devam edecektir. Fakat yine de iyi bir lidere ihtiyaç var elbette. İslam ve demokrasi konusuna gelirsek. Laiklik yanlış anlaşılıyor bence. Türkiye'nin tanıdığı laiklik laiklik değildir, laikçiliktir yani din düşmanı olan, halkın inançlarını göz ardı eden, sert bir laikçiliktir; din düşmanı bir harekettir. Normal laiklikte devlet dine karışmaz ve muhafazakar demokratlıkta da devlet halkının inançlarını göz ardı etmez ve bu konuda vatandaşlara yardımcı olur, gerek Müslüman vatandaşların camileri konusunda, gerek Hristiyan vatandaşların kiliseleri konusunda. Bu noktada ateist olmayan herkes mağdurdur bu Kemalizmden. Doğru düzgün bir demokrasi oturursa eğer memlekette o vakit her vatandaş özgürce yaşayabilecektir bu memlekette fakat Kemalisti kendi devrimini yapıp kendisi gibi yaşanmasını ister ve kendi diktasını kurarsa bu sefer böyle yaşamak istemeyenler karşı devrime geçecektir, e İslamcılar da kendi cihadını yapıp kendi diktasını kurarsa bu sefer yine aynı şey olacak kendisinden olmayan herkes özgürce yaşayamayacaktır. Demokraside böyle bir şey yoktur. Herkes istediği gibi yaşayabilir. Devlet İslamcı'yı Kemalistten Kemalisti de İslamcıdan korur. Devlet eliyle ayrımcılık olmaz. Çokkültürlülük, demokrasi, insan hakları kutsanır. Aksi halde Müslüman kendi yaşayışını, inancını tehlikeye atar ve öbür kesim de aynen öyle. Nitekim Evren hem sağcılardan hem solculardan asmamış mıdır onlarca insanı? Kendi doğrusunu dikte etmek için yaşayanlar, mücadele edenler kendilerini ve geleceklerini tehlikeye atmış oluyorlar. Fakat bu insanlar demokratik şuurdan yoksunlar. Demokrasinin tesis edilmesiyle kimsenin geleceği tehlikeye girmez, bunun farkında olmak lazım. İnsanlar istediği gibi inançlarını sağlıklı bir şekilde yaşayabilirler. Fakat Kemalizmin dayattığı laiklik laiklik değildir, din düşmanı, katı laikçiliktir. Laiklik, demokrasi, meclis, İslam alet edilmiştir din düşmanlığı yapmak için. Laiklikte din özgürce yaşanır, muhafazakar demokratlıkta ise halkının inancına daha bir değer verilir ve daha bir yardım edilir. İslam'da demokrasi yoktur demek abesle iştigal. E ona bakılırsa, eğer bu mantıkla konuşulacaksa İslam'da mushaf da yoktur o zaman çünkü henüz ayetler mushafa geçilmemişti, Hz. Peygamber vefat ettikten sonra geçilmişti. O zaman ne olacak kağıtlardan, mushaftan Kuran okumak küfür mü olacak? Akıl bu kadar da hayattan çıkarılmamalı. Akıl ve kalp dengesi olmalı. Sırf kalp ile hareket etmek sarhoş sufilik yaratır, hayal dünyasıdır. Sırf akıl ile hareket etmek de materyalizmi, mantıkçılığı doğurur. En doğrusu akıl ve kalp dengesidir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|