![]() |
#19 |
![]() Kaynak sabah.com.tr
ERHAN AFYONCU Tarihimizden ilginç fetvalar Osmanlı halkı her konuyu şeyhülislama ve müftüye sorardı. Şeyhülislamlar sanat hac yardım gibi birçok konuda fetva verdi herkes fetva makamına başvururdu. "Pırasa yenilir mi?", "Sakala kına sürülebilir mi?", "Bayıldım, orucum bozuldu mu?" gibi binlerce konu müftülere soruldu Fetva dini-hukuki durumuna açıklık getirir Dini görüş fetva hüküm yerine geçmez. hükmü kadı, verirdi. Fetva yetkili müftüden ve en büyük dini yetkilisi olan şeyhülislamdan da alınabilirdi. Fetva almak için soru soran meseleyi yazılı olarak fetva makamına arzederdi. Fetvalarda erkeklere Zeyd, Amr, kadınlar için Hind, Zeynep gibi temsili isimler kullanılırdı. soru teferruatlı olur, cevap olur, olmaz, caizdir, değildir" gibi birkaç kelimeden oluşurdu. Fetvanın sonunda, müftünün adı bulunurdu. Yavuz Sultan döneminin meşhur şeyhülislamı Ali Efendi, fetva isteyenlerin sorularını koyabilmeleri için ev penceresinden devamlı zenbil sarkıtırdı. Soru sahipleri cevaplarını da zenbille alırdı. Şeyhülislam bu yüzden "Zenbilli Müftü" olarak adlandırılmıştı. Şeyhülislamların bir günde verdiği fetva bini geçebilirdi. Kanunî Sultan Süleyman'ın meşhur şeyhülislâmı Ebussuud Efendi, bir gün sabah namazından ikindi namazına kadar, 1413 fetva vermişdi Tarihimizde önemli yeri olan şeyhülislam fetvalarının bir kısmı tekrar yayınlanmıştır. Ebussuud Efendi ile 17. yüzyıl şeyhülislâmı Çatalcalı Ali Efendi'nin fetvalarından örnekler aşağıdadır: Soru: Zengin Zeyd hac*görevinden sonra, bir defa*daha hacca gitmek isterse, tekrar hac etmek*mi iyidir, yoksa gitmemesi mi daha iyidir? Cevap: muzdarip fakirlere ve çok zor durumdaki yetim analarına yardım etmek daha iyidir. Soru: Bir camiye imam olmakla, marangozluk yapmaktan hangisi makbuldür? Cevap: Namazı terk etmeden sanat sahibi olmak Allah katında daha makbuldür. Soru: İlim sahibi Zeyd, Amr'ın*kızı Hind'e talip olup, evlenmek için anlaşma olsa, nikâhtan önce*Amr kızını Zeyd'e vermeyip zengin Bekir'e*verebilir mi? Cevap: İlim sahibi birisinin yerine başkasını tercih etme, Müslüman'a yakışmaz. Soru: Zeyd, eşi Hind'i haksız yere döverse,*ne lazım olur?Cevap: Zeyd'e 80 değnek vurulur. Soru: Tekkelerde inzivaya çekilip, işi*Allah'a bırakıp kaderine razı olanların*durumları dinen makbul müdür? Cevap: Değildir. Soru: Zeyd, Hind'in evine girip, zorla ona*sahip olmak istediğinde Hind, Zeyd'i def edemeyip, balta ile vurup*yaralasa ve Zeyd yaradan ölse, Hind'e*bir şey yapmak lazım olur mu? Cevap: Gazâ etmiş olur. Soru: Dilenci Zeyd, Amr'a gelip "Allah*aşkına, peygamber aşkına, Allah'ı seversen*peygamberi seversen, bana para ver" dese,*Amr da aldırış etmese veya "Allah vere"*dese, günahkâr olur mu? Cevap: Sevmek vermeyi gerektirmez. Sevmediği için vermemiş olacak hata yoktur. Soru: Pırasa diye bilinen sebzeyi yemek*helal olur mu?Cevap: Olur. Ancak pırasa yemişken, kokusu geçmeden camiye gelmemelidir. Soru: Tuz ve sirke ile karıştırılmış sebzeler*çiğ iken yenilse, helal olur mu?Cevap: Olur. Çünkü bu adettir. Soru: Bir çok ilaç kullanmasına rağmen* iyileşmeyen Hind'in şifa bulması*için doktorlar 6 gram şarabı bitkilerle karıştırması*gerekir. Eğer yapmazsa hastalıktan*ölecek deseler, bu ilacı kullanması*caiz olur mu?Cevap: Asla caiz değildir. Doktorların dedikleri yanlıştır. Şarapla deva bulunmaz. Bunun yerine üzüm suyu ile bitkileri karıştırmalıdır. Soru: Keyif için içilen esrarın azı da, çoğu*da haram mıdır?Cevap: Haramdır. Soru: Sünnet olurken normalden az kesilmiş*olan Zeyd'in tekrar sünnet olması dinen*caiz olur mu? Cevap: Olmaz. Soru: İki eşi olan Zeyd'in hanımları aynı*evde oturmak istemezlerse, her birine müstakil*ev lazım olur mu?Cevap: Lazımdır. Avluları bile ayrı olmaz lazımdır. Soru: Eşi Hind ve kayınvalidesi Zeynep'le*aynı odada yatarken, gece kalkıp dışarı*çıkarken kasıt ve şehvet olmadan ayağı*Zeyneb'in ayağına dokunan Zeyd'e eşi Hind*haram olur mu? Cevap: Olmaz. Soru: Zeyd, eşi Hind'e "Annem ve kızkardeşim*ol" dese dinen Hind, Zeyd'den boş*olur mu? Cevap: Haram olmak niyeti ile dediyse boş olur, "Onlar gibi sevgili ol maksadıyla" dediyse olmaz. Soru: Bazı Müslümanlar, "çıbanım var,*yaram var" diye durumlarından şikâyet edip,*namaz kılmasalar, bu dinen özür olur mu?Cevap: Namaza özür olmaz, kan akarken bile kılmak lazımdır. Soru: "Bismillah, Allahu Ekber" diyerek*domuz kesen kimsenin durumu nedir? Cevap: İman tazelemesi gerekir. Soru: Ramazanda oruçluyken üç defa*bayılan Zeyd'in orucu bozulur mu? Cevap: Bozulmaz. Soru: Kına ile sakalını boyayan Zeyd'e*şeriata göre ne lazım olur?Cevap: Kendi bilir. Kaynak sabah.com.tr ERHAN AFYONCU Devleti ayakta tutan Valide Turhan Sultan Osmanlı’da 17. yüzyılda hükümdar otoritesinin olmadığı bir dönemde Turhan Sultan’ın devlet yönetimini ele alıp, hanedanı her şeyin üstünde tutması devletin devamını sağladı Osmanlının en güçlü valide sultanlarından Turhan Sultan 1627'de Ukrayna'da dünyaya geldi. on iki yaşındayken Tatar akıncılarına esir düştü ve Kör Süleyman Paşa tarafından satın alınıp Kösem Sultan'a hediye edildi. güzellik abidesiydi Turhan Sultan zekâsıyla Kösem Sultan'ın takdirini kazandı ve Sultan İbrahim'in gözüne girdi.Sultan İbrahim 1640'da tahta çıktığı zaman hanedanın hayattaki tek erkek üyesiydi. Hanedanın sona erme tehlikesi ortaya çıktı sultanın hükümdarlığı iki yıl endişeli bekleyişiyle geçti. Padişahın oğlu olması için yapılmadık kalmamıştı. Sonunda 1642 de Hatice Turhan Sultan'ın Avcı Mehmed diye anılacak Şehzâde Mehmed'i doğurması ile herkes rahat bir nefes aldı. Bu doğum Sönen Osmanlı hanedanı için kurtuluştu Turhan Sultan, Harem'de Kösem Sultanın gölgesinde kaldı oğlu IV. Mehmed'in hükümdar olmasıyla gelin ile kaynana arasında mücadele başladı Turhan Sultan zaferle çıktı Harem'in hakimi olmuştu. Turhan Sultan, Köprülüler'in sadrazamlığa gelmesinden sonra siyasetten çekildi kendini hayıra adadı. Çanakkale Boğazı kalelerini inşa ettirdi. III. Murad'ın hanımı Safiye Sultan tarafından yapılan ancak tamamlanamayan Eminönü'ndeki Yeni Cami'yi tamamlattı. 1682'de vefat etti ve Yeni Cami'deki türbesine defnedildi. Turhan Sultan'ın devlet yönetimini ele alması Osmanlı İmparatorluğu'nu otorite boşluğundan kurtarmıştır. Valide Sultan'ın hanedanı herşeyin üstünde tutması devletin devamını sağlamıştır. Turhan Sultan'ın emirlerinde yönetime oldukça hakimdi veziriazama gemiler Hazine vergi istihkâmlar donanma asker maaşları gibi bir çok konuda emir verdi birçok devlet işine vâkıftı Turhan Sultan, emirlerinin uygulanmasında aksaklık olduğunda kılıç ortaya çıkmadan kul taifesi iş yapmaz" diye tehdit dahi etmiştir. TURHAN SULTAN'IN EMİRLERİ incelendiğinde Valide Sultan'ın devlet işlerini büyük bir dirayetle yaptığı görülmektedir: Donanmanın durumu nedir? Sanmayın ki takip etmiyoruz yaptıklarınızı. Gemiler boş ve kof olmasın. Teçhizat, mürettebat ve barut tam hazırlansın. vaktimiz yok. Donanmanın hareket zamanı gelmiştir. Çalışıp eksik bırakmayınız. Gözünüzü dört açın. İhmal ve bahane istemiyorum. Beni söylettirmeyin. Valide Sultan". Nice düşmanların gözü kör olsun. düşmanımız var, düşmansız kimse olmaz. siz doğrulukla hizmet edip din ve devleti kayırdıktan sonra, Hakk Teâlâ kuluna zulmetmez. siz can u gönülden çalışın. Göreyim sizi, sözünüz padişahın huzurunda yalan çıkmasın. Donanmanın perşembe çıkmasına çalışın ve bizi haberdar edin. Valide Sultan" Paşa Donanma ile niçin ilgilenmiyorsun? Huzurumuza gelüp 'Herşey hazır ve mükemmeldir' diye aldatıyorsun. Adam gönderip kontrol ettiriyorum, ortada bir nesne yok. Siz '1200 kürekçi lâzımdır" diyorsunuz, yoklatıyorum, üç bin kürekçi yok. para veriyoruz! Cephane için para istiyorsunuz, Bu âna kadar tamamının bitmesi gerekirdi. Hep huzurumuzda lâf ediyorsun,işin aslı nedir? Vallahi 'demeyesin. on beş gün içinde donanmayı kusursuz çıkartmazsan kendin bilirsin. Dini ve devleti kayırmak böyle mi olur? Ümmet-i Muhammed'in hizmeti böyle mi olur? doğrulukla hizmet etmezseniz padişahın ekmeği size haram, cümle ümmet-i Muhammed'in günahı ve vebali boynunuza olsun. emektarsınız diye inandık ama ne güzel hizmet edüp yüzünüzü ağartırmışsınız! Size düşen bize söyletmemek, işleri gözden geçirtmemek idi. Şimdi bildiriyoruz gözünüzü açıp mukayyet olun! Tersane'ye niçün boş bakınıyorsun? İyi hizmet et, dikkatli ve mukayyet ol, sonra kendin bilirsin. Size düşen Kaptan Paşa'ya tenbih 'Ne lâzım ise bildir, vereyim' demek ve vermektir. kusur etmediğiniz takdirde suç kaptanındır ama siz böyle yapmıyorsunuz. Valide Sultan" "Paşa'ya selâm: Askerin maaşı ile ilgileniyor musun? ödeyebilecek misiniz? bize lâf getirmeyin. Maaşların ödenmesinin gecikmesi hâlinde size de, bize de zarar gelecek. Allah'ı severseniz gayret gösterin, ödemeler uzamasın. Başımızı önce Allah'a, sonra size dayadık ve inandık. gözünüzü açıp hizmete devam edesin. Gecikecek zaman değildir. geceleri uyku bize haram Allah'ın malumudur. İçeride bize, dışarıda size ümmet-i Muhammed'i korumak, din ile devleti gözetmek düşer. Herkesin ve önde gelen din adamları ile sizin göreviniz ağız birliği etmek, etrafı kollamak, zulmedenleri izlemek, uyarmak, cezalandırmak ve düzeni korumaktır.... 'Halka zulmedildiğini duyarsam siz bilirsiniz' tenbih edin ve Allah'ı severseniz dikkatli davranın. Donanmaya özen gösterin, Kaptan Paşa'ya iş zamanının geldiğini söyleyin. Bizi konuşturmadan hayır duamızı almanızı istiyoruz, göreyim sizi. Valide Sultan" "Ne arz olundu malumumuz hizmete ehemmiyet veresiniz. Her ahvalden, her hususdan nice iş görmüş, derya ahvali bilen ihtiyarlarla, şeyhülislâm, kadıaskerlerle, tecrübelilerle istişareden kaçınmayıp, dışarı çıkmanıza rızamız yoktur. Hemen saadetlü arslanımın huzurunda ne yazıldıysa yine o şekilde harekette olasın. ...Her şekilde hayır duamız sizinledir. Elem çekmeyesiz" |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|