`Milletle bütünleşmemizi anlamıyorlar`

02-19-2008, 15:25

Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin kırılganlığını AK Parti iktidarı ile atlattığını, halkın bunu görerek 80 ilde AK Parti`ye oy verdiğini belirterek, `Bazıları milletle bütünleşmemizi anlamamakta ısrar ediyor` dedi.

TBMM'deki grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin ekonomi politikalarına yönelik eleştirilere, resmi kurumların rakamları ile cevap verdi. Erdoğan, başta anamuhalefet partisi olmak üzere bazı çevrelerin milleti aldattığını söyledi. "Bazılarının rakamlarla arası iyi değil" diyen Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin büyüme oranlarını rakamlarla aktardı.

KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞININ ÖNEMİ
Konuşmasına Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesi ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirerek başlayan Erdoğan, "Pazar günü bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyetini ülkem ve milletim adına kutluyorum. Komşumuz Balkanlara, Kosova halkına ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Kosova'yı resmen tanıdığımızı dün açıkladık. Tarihi ve kültürel bağlarımız olan Balkanlar'da huzurun ikamesi için başarıları en büyük dileğimizdir. Kosova'nın dünya sahnesinde yerini alması Balkanlar'ın istikrarı yönünde atılmış önemli bir adımdır" dedi.

"DÜNYA İÇİN HAYIRLI OLSUN"
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye olarak Kosova ile ortak inanç değerlerimiz var. Kosovalıların çektiği acıları yüreğimizde hissettiğimiz gibi başarılı olmaları da en büyük dileğimizdir. Kosova Barış Gücü'ne 750 askerden oluşan bir taburla destek verdik. Ekonomilerinin gelişmesine bundan önce olduğu gibi bundan sonra da destek vereceğiz. Bu aşamadan sonra Kosova'nın itidalli olan bu gayretli süreci elden bırakmayacak bir tavır içinde olmalarını bekliyoruz. Bütün taraflar bölgesel huzura katkı sağlayacaklardır. Dünya için hayırlı olsun."

"SİYASET KORKULAR ÜRETTİ"
Belli ağırlıklarından kurtulmanın mücadelesini veren Türkiye'nin, çağdaş uygarlık yolundaki yolculuğunu sürdürdüğünü belirten Erdoğan, "Belli bir kesimin değil, herkesin ülkesini sevmesi en büyük arzumuzdur. Ön yargıları kırmak hiç birimiz için kolay değil. Erdem ve fazilet, önyargısız olabilmeyi başarabilmektir. Türkiye'de siyaset yıllarca korkuluklar üretmiş. Aşırı uçlar üreten eski siyaset milleti bir bütün olarak görmeyi göze alamamıştır. Bu, milleti marjinal alanlara hapsedenlerin işine gelmektedir" diye konuştu.

"ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYORLAR"
Konuşmanını geri kalanını Türkiye'deki ekonomik gelişmelere ayıran Erdoğan, "Ekonomik sıkıntı yaşanıyor" iddialarına rakamvlarla cevap verdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasının diğer ayrıntıları: "Birileri milletimizle bütünleşmemizi anlamıyor. Halkımız 80 vilayette Ak Parti'ye inanıyorum diyerek oyunu bize vermiş. Bazıları bunu anlamamakta ısrar ediyor. Bu tavırlarına bile saygı duymaya devam ediyor ve yolumuza devam ediyoruz. Geride bıraktığımız 5 yıllık sürede iki kattan fazla büyüdük. Geçmiş 50 yılla kıyaslanamayacak ölçüde bir yapıya kavuştuk. En küçük esnafımızdan en büyük sanayicimize kadar, ekonominin tüm aktörleri, yatırımını, birikimini beklentilere göre yapmaktadır. Bunun da karşılığını alıyor. Bunu olumsuza çevirmek için yoğun kampanyalar yürütülüyor."

"HAYALİ SENARYOLAR ÜRETİYORLAR"
"Bunun için hayali senaryolar ürettiler. Bu felaket tellallarının senaryolarının hiç birisi tutmamıştır. Bizim hedeflerimiz çok açık. Disiplinimiz artık ispata gerek duymayacak kadar nettir. Kimse bu ülkede spekülasyon gayreti içine girmesin. Girerlerse bizi karşılarında bulurlar."

"ORTALIĞI VELVELEYE VERENLERE İTHAF EDİYORUM"
"Sonuç ne oldu? 2003 yılında küresel sermaye oranı 1.7 milyar dolar, zira hala bazı kesimler halkımızı nasıl aldatabiliyor. Yalan rakamlar üretmek suretiyle halkı yanlış bilgilendiriyor. 2006'da bu rakam 20 milyar dolar oldu. Ne oldu da Türkiye bu noktaya geldi. Türkiye demokratikleşti. İnsan hak ve özgürlükleri noktasında daha ileriye gitti. Dünya genelinde saygın bir konuma ulaştı. Bunun sonucunda da küresel sermaye Türkiye'ye yöneldi. Ama bazıları diyor ki, 'Bu sermaye yabancı, bir giderse Türkiye ne hale gelir' Sermayenin yerlisi yabancısı olmaz. Uygun bir yer bulduğunda kaçar. Sen bunu tutabilmenin projelerini üret. 2007'de nereye geldik? Türkiye'nin çektiği küresel yatırım miktarı, tam 21 milyar 873 milyar Dolar'a ulaştı. Bu tüm zamanların rekorudur. Kriz gelecek, dalgalanma olacak, diyerek ortalığı velveleye verenlere bu rakamı ithaf ediyorum. Bu da milletimizi halırlı olsun."

"BAZILARININ RAKAMLARLA ARASI İYİ DEĞİL"
"Karamsarlık değil, umudun yükseldiğini görüyoruz. Güçlü, dayanıklı, sağlıklı, korunaklı büyüme eğilimini muhafaza eden bir Türkiye ortaya çıktı. Bazılarının rakamlarla arası iyi değil. Bu gelişmeleri değerlendiremez. Kamu borçlanması ciddi bir risk olmaktan çıkmıştır. Bakıyorum bazen liderler Türkiye'nin dış borcunu saptırıyor. Türkiye'nin net borcu 249 milyar yeni Türk lirasıdır. Bütün borcumuz budur. Göreve geldiğimizde bunun GSMH'ya oranı yüzde 78.3 tü. Şimdi bu oran yüzde 39'a filan düştü. Nasıl oldu bu? Biz göreve geldiğimizde 181 milyar dolar milli gelir vardı. Şu anda buna 320 milyar dolar eklemişiz. Gözü olup da görmemekte ısrar ediyorlar. Söylerlerse yalanları ortaya çıkacak. Gerçekleri resmi rakamlarla halkımıza duyuruyoruz. Şipariş değil devletin resmi kurumlarının rakamlarıdır."

"YTL'YE GÜVEN ARTTI"
"Faiz oranları geldiğimizde yüzde 63.4'tü borçlanmada. Şu anda bu oran yüzde 16.2. Durup dururken buraya gelmedi. İstiyoruz ki bu oran daha da düşsün. Borç vadeleri tarihindeki en uzun seviyelere ulaştı. 2002 yılında ortalama sadece 9 ay vade ile devlet borçlanabiliyordu. Kimseö borç vermiyordu. Güçlü iktidar vardı ya, DSP, MHP, ANAP vardı ya. Bu gün ise tam 33 ay borçlanabiliyoruz. Bu güvenin göstergesidir. Kamu borç stoku içende dövize endeksli borçlanma oranı önemli ölçüde düştü. Neden, eskiden paramıza güvenmiyorlardı. Şimdi YTL'nin borçlanmadaki oranı ciddi manada arttı. MB rezervleri, 2002 yılında MB'de 26.8 milyar Dolar seviyesinde idi. Şimdi ise, 72 milyar Dolar seviyesine yükseldi. Para fonlarına borcumuz, 40 milyar dolardı. Biz geldik, 23.5 milyar dolarla bunu devravldık. Şu anda 6.9 milyar dolar borcumuz var, hayırlı olsun."

"TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"
"Türkiye eski Türkiye değil, eski kırılgan dönemi değil. Küresel ölçekte bir ekonomik oyuncuyuz. Türkiye'nin risk kategorisi değişiyor. Buraya durup dururken gelinmedi. Hortumlar kesildi, mali disiplin kararlılıkla uygulandı. Dünyaya açık bir ekonomi uygulamaya konuldu. Hamdolsun burayı yakaladık. İstikrar var, güven var. Küresel yatırımlar 22 milyar dolar seviyesine çıktı. Ama malesef bunu göremeyenler, görmek istemeyenler de çıkıyor, siyasetin cilvesi mi dersiniz, her ne maksatla yaparlarsa yapsınlar, ekonomiye yönelik karamsar senaryolar çizenler yanlış yaparlar. Öncelik sırası ilk sıradır ekonominin."

"ESNAF YİNE EKONOMİNİN TEMELİ"
"Mali disiplinden, mali şeffaflıktan asla taviz vermeyeceğiz. Para politikasında kararlılıktan asla taviz vermeyeceğiz. Ensafımızın bu günlere nereden geldiğini çok iyi biliyoruz. Yıllar boyunca süregelen enflasyon ortamından bu günlere geldi. Siftah dahi edemeden kepenklerini kapattıkları gönlerden bu günlere geldi. Şimdi ekonominin temelini yine onlar oluşturuyor. Ekonominin gelişmesinde yine onlar önemli rol oynuyor. Esnafımızı rahatlatmak için iş başına gelir gelmez harekete geçtik. Sicil affı ile 825 bin esnafın yeniden ekonomiye kazandırılmasını sağladık. Yüzde 59 olan kredi faiz oranlarını yüzde 13'e kadar indirdik. Ziraat Bankası'ndan yüzde 59 faizle kredi alıyordu, şimdi yüzde 13'le alıyor. Bu nasıl görmezden gelinir. 2007 sonu itirabi ile 2.7 milyar YTL kredi verdik. rakam çok açık net ortada. 153 milyon YTL veriyordu eski iktidar, şimdi 20 kat artmış. Kredi limiti 5 bin YTL idi. Şimdi ona katlandı, 50 bin YTL. Sadece 50 bin kişi kredi kullanabilirken şimdi bu sayı 752 bin oldu. Açılan kapanan iş yeri sayısı, bazıları hedef saptırmayı çok severler. Sadece kapanan şirket sayılarına bakarsanız, 2002 Kasım ayından 2007 sonuna kadar 918 bin 478 esnaf ve sanaatkar ticarete başladı. 521 bin 893 esnaf da faaliyetine son verdi. Yani kapananın neredeyse fazlası açılmış. Sürekli bardağın boş tarafına bakarak doğru analizler yapılmaz. Hizmetlerimiz önümüzdeki dönemde de sürecek. Asla kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Faizleri yine zaman içinde daha da alt seviyelere indireceğiz. Vergileri de yine kademeli olarak azaltacağız. Bu yıl içerisinde esnaf ve sanaatkarlarımızın sıkıntılarını ortaya koymak için geniş katılımlı bir şura gerçekleştireceğiz."

(habervaktim)

02-19-2008, 15:25	#1
Kullanıcı Adı CeVHeR	`Milletle bütünleşmemizi anlamıyorlar` Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin kırılganlığını AK Parti iktidarı ile atlattığını, halkın bunu görerek 80 ilde AK Parti`ye oy verdiğini belirterek, `Bazıları milletle bütünleşmemizi anlamamakta ısrar ediyor` dedi. TBMM'deki grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin ekonomi politikalarına yönelik eleştirilere, resmi kurumların rakamları ile cevap verdi. Erdoğan, başta anamuhalefet partisi olmak üzere bazı çevrelerin milleti aldattığını söyledi. "Bazılarının rakamlarla arası iyi değil" diyen Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin büyüme oranlarını rakamlarla aktardı. KOSOVA'NIN BAĞIMSIZLIĞININ ÖNEMİ Konuşmasına Kosova'nın bağımsızlığını ilan etmesi ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirerek başlayan Erdoğan, "Pazar günü bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyetini ülkem ve milletim adına kutluyorum. Komşumuz Balkanlara, Kosova halkına ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Kosova'yı resmen tanıdığımızı dün açıkladık. Tarihi ve kültürel bağlarımız olan Balkanlar'da huzurun ikamesi için başarıları en büyük dileğimizdir. Kosova'nın dünya sahnesinde yerini alması Balkanlar'ın istikrarı yönünde atılmış önemli bir adımdır" dedi. "DÜNYA İÇİN HAYIRLI OLSUN" Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye olarak Kosova ile ortak inanç değerlerimiz var. Kosovalıların çektiği acıları yüreğimizde hissettiğimiz gibi başarılı olmaları da en büyük dileğimizdir. Kosova Barış Gücü'ne 750 askerden oluşan bir taburla destek verdik. Ekonomilerinin gelişmesine bundan önce olduğu gibi bundan sonra da destek vereceğiz. Bu aşamadan sonra Kosova'nın itidalli olan bu gayretli süreci elden bırakmayacak bir tavır içinde olmalarını bekliyoruz. Bütün taraflar bölgesel huzura katkı sağlayacaklardır. Dünya için hayırlı olsun." "SİYASET KORKULAR ÜRETTİ" Belli ağırlıklarından kurtulmanın mücadelesini veren Türkiye'nin, çağdaş uygarlık yolundaki yolculuğunu sürdürdüğünü belirten Erdoğan, "Belli bir kesimin değil, herkesin ülkesini sevmesi en büyük arzumuzdur. Ön yargıları kırmak hiç birimiz için kolay değil. Erdem ve fazilet, önyargısız olabilmeyi başarabilmektir. Türkiye'de siyaset yıllarca korkuluklar üretmiş. Aşırı uçlar üreten eski siyaset milleti bir bütün olarak görmeyi göze alamamıştır. Bu, milleti marjinal alanlara hapsedenlerin işine gelmektedir" diye konuştu. "ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYORLAR" Konuşmanını geri kalanını Türkiye'deki ekonomik gelişmelere ayıran Erdoğan, "Ekonomik sıkıntı yaşanıyor" iddialarına rakamvlarla cevap verdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasının diğer ayrıntıları: "Birileri milletimizle bütünleşmemizi anlamıyor. Halkımız 80 vilayette Ak Parti'ye inanıyorum diyerek oyunu bize vermiş. Bazıları bunu anlamamakta ısrar ediyor. Bu tavırlarına bile saygı duymaya devam ediyor ve yolumuza devam ediyoruz. Geride bıraktığımız 5 yıllık sürede iki kattan fazla büyüdük. Geçmiş 50 yılla kıyaslanamayacak ölçüde bir yapıya kavuştuk. En küçük esnafımızdan en büyük sanayicimize kadar, ekonominin tüm aktörleri, yatırımını, birikimini beklentilere göre yapmaktadır. Bunun da karşılığını alıyor. Bunu olumsuza çevirmek için yoğun kampanyalar yürütülüyor." "HAYALİ SENARYOLAR ÜRETİYORLAR" "Bunun için hayali senaryolar ürettiler. Bu felaket tellallarının senaryolarının hiç birisi tutmamıştır. Bizim hedeflerimiz çok açık. Disiplinimiz artık ispata gerek duymayacak kadar nettir. Kimse bu ülkede spekülasyon gayreti içine girmesin. Girerlerse bizi karşılarında bulurlar." "ORTALIĞI VELVELEYE VERENLERE İTHAF EDİYORUM" "Sonuç ne oldu? 2003 yılında küresel sermaye oranı 1.7 milyar dolar, zira hala bazı kesimler halkımızı nasıl aldatabiliyor. Yalan rakamlar üretmek suretiyle halkı yanlış bilgilendiriyor. 2006'da bu rakam 20 milyar dolar oldu. Ne oldu da Türkiye bu noktaya geldi. Türkiye demokratikleşti. İnsan hak ve özgürlükleri noktasında daha ileriye gitti. Dünya genelinde saygın bir konuma ulaştı. Bunun sonucunda da küresel sermaye Türkiye'ye yöneldi. Ama bazıları diyor ki, 'Bu sermaye yabancı, bir giderse Türkiye ne hale gelir' Sermayenin yerlisi yabancısı olmaz. Uygun bir yer bulduğunda kaçar. Sen bunu tutabilmenin projelerini üret. 2007'de nereye geldik? Türkiye'nin çektiği küresel yatırım miktarı, tam 21 milyar 873 milyar Dolar'a ulaştı. Bu tüm zamanların rekorudur. Kriz gelecek, dalgalanma olacak, diyerek ortalığı velveleye verenlere bu rakamı ithaf ediyorum. Bu da milletimizi halırlı olsun." "BAZILARININ RAKAMLARLA ARASI İYİ DEĞİL" "Karamsarlık değil, umudun yükseldiğini görüyoruz. Güçlü, dayanıklı, sağlıklı, korunaklı büyüme eğilimini muhafaza eden bir Türkiye ortaya çıktı. Bazılarının rakamlarla arası iyi değil. Bu gelişmeleri değerlendiremez. Kamu borçlanması ciddi bir risk olmaktan çıkmıştır. Bakıyorum bazen liderler Türkiye'nin dış borcunu saptırıyor. Türkiye'nin net borcu 249 milyar yeni Türk lirasıdır. Bütün borcumuz budur. Göreve geldiğimizde bunun GSMH'ya oranı yüzde 78.3 tü. Şimdi bu oran yüzde 39'a filan düştü. Nasıl oldu bu? Biz göreve geldiğimizde 181 milyar dolar milli gelir vardı. Şu anda buna 320 milyar dolar eklemişiz. Gözü olup da görmemekte ısrar ediyorlar. Söylerlerse yalanları ortaya çıkacak. Gerçekleri resmi rakamlarla halkımıza duyuruyoruz. Şipariş değil devletin resmi kurumlarının rakamlarıdır." "YTL'YE GÜVEN ARTTI" "Faiz oranları geldiğimizde yüzde 63.4'tü borçlanmada. Şu anda bu oran yüzde 16.2. Durup dururken buraya gelmedi. İstiyoruz ki bu oran daha da düşsün. Borç vadeleri tarihindeki en uzun seviyelere ulaştı. 2002 yılında ortalama sadece 9 ay vade ile devlet borçlanabiliyordu. Kimseö borç vermiyordu. Güçlü iktidar vardı ya, DSP, MHP, ANAP vardı ya. Bu gün ise tam 33 ay borçlanabiliyoruz. Bu güvenin göstergesidir. Kamu borç stoku içende dövize endeksli borçlanma oranı önemli ölçüde düştü. Neden, eskiden paramıza güvenmiyorlardı. Şimdi YTL'nin borçlanmadaki oranı ciddi manada arttı. MB rezervleri, 2002 yılında MB'de 26.8 milyar Dolar seviyesinde idi. Şimdi ise, 72 milyar Dolar seviyesine yükseldi. Para fonlarına borcumuz, 40 milyar dolardı. Biz geldik, 23.5 milyar dolarla bunu devravldık. Şu anda 6.9 milyar dolar borcumuz var, hayırlı olsun." "TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL" "Türkiye eski Türkiye değil, eski kırılgan dönemi değil. Küresel ölçekte bir ekonomik oyuncuyuz. Türkiye'nin risk kategorisi değişiyor. Buraya durup dururken gelinmedi. Hortumlar kesildi, mali disiplin kararlılıkla uygulandı. Dünyaya açık bir ekonomi uygulamaya konuldu. Hamdolsun burayı yakaladık. İstikrar var, güven var. Küresel yatırımlar 22 milyar dolar seviyesine çıktı. Ama malesef bunu göremeyenler, görmek istemeyenler de çıkıyor, siyasetin cilvesi mi dersiniz, her ne maksatla yaparlarsa yapsınlar, ekonomiye yönelik karamsar senaryolar çizenler yanlış yaparlar. Öncelik sırası ilk sıradır ekonominin." "ESNAF YİNE EKONOMİNİN TEMELİ" "Mali disiplinden, mali şeffaflıktan asla taviz vermeyeceğiz. Para politikasında kararlılıktan asla taviz vermeyeceğiz. Ensafımızın bu günlere nereden geldiğini çok iyi biliyoruz. Yıllar boyunca süregelen enflasyon ortamından bu günlere geldi. Siftah dahi edemeden kepenklerini kapattıkları gönlerden bu günlere geldi. Şimdi ekonominin temelini yine onlar oluşturuyor. Ekonominin gelişmesinde yine onlar önemli rol oynuyor. Esnafımızı rahatlatmak için iş başına gelir gelmez harekete geçtik. Sicil affı ile 825 bin esnafın yeniden ekonomiye kazandırılmasını sağladık. Yüzde 59 olan kredi faiz oranlarını yüzde 13'e kadar indirdik. Ziraat Bankası'ndan yüzde 59 faizle kredi alıyordu, şimdi yüzde 13'le alıyor. Bu nasıl görmezden gelinir. 2007 sonu itirabi ile 2.7 milyar YTL kredi verdik. rakam çok açık net ortada. 153 milyon YTL veriyordu eski iktidar, şimdi 20 kat artmış. Kredi limiti 5 bin YTL idi. Şimdi ona katlandı, 50 bin YTL. Sadece 50 bin kişi kredi kullanabilirken şimdi bu sayı 752 bin oldu. Açılan kapanan iş yeri sayısı, bazıları hedef saptırmayı çok severler. Sadece kapanan şirket sayılarına bakarsanız, 2002 Kasım ayından 2007 sonuna kadar 918 bin 478 esnaf ve sanaatkar ticarete başladı. 521 bin 893 esnaf da faaliyetine son verdi. Yani kapananın neredeyse fazlası açılmış. Sürekli bardağın boş tarafına bakarak doğru analizler yapılmaz. Hizmetlerimiz önümüzdeki dönemde de sürecek. Asla kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Faizleri yine zaman içinde daha da alt seviyelere indireceğiz. Vergileri de yine kademeli olarak azaltacağız. Bu yıl içerisinde esnaf ve sanaatkarlarımızın sıkıntılarını ortaya koymak için geniş katılımlı bir şura gerçekleştireceğiz." (habervaktim)

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)