Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 06-30-2008, 17:54   #1
Kullanıcı Adı
Kafes
Standart Mısır zengin mi fakir mi bir ülke?

Diktatör rejimleri, denetim sistemlerinin olmayışı nedeniyle antidemokratik uygulamalarla Arap servet ve doğal kaynakları ufacık bir zümre elinde toplanmış, servetin asıl sahipleri de fakirlikle karşı karşıyalar.

Dr. Tarık Abdülcelil – Kahire

Yazımızın bu başlığına verilen cevap, Mısır, bugünlerde fakir bir ülkedir. Çünkü fakirlerin seslerinden daha yüksek başka bir ses yoktur. Bu sesler, uzun zamandır sessiz bir çığlıkken, artık feryat haline geldi. İçinde bulunduğumuz bugünlerde, en önemli gündem, fakirliğin artması konusu. Çünkü ekonomik durumdan dolayı gelinen noktada, Mısır halkı artık patlamaya hazır bir bomba gibi.

Mısır'ın M.Ö. 5000 yılına kadar muhteşem bir tarih ve medeniyet sahibi olduğu herkesçe bilinen bir husus... Mısır, Allah'ın hibe ettiği Nil nehri, coğrafi konumu ve doğal kaynaklarıyla tarih boyunca çok zengin bir ülke oldu. Ancak, Mısır'ın çağdaş tarihine gelince yani Mısır'ın 1952 askeri devrimi döneminden sonra iktisadi hayatı, servet dağılımı ve sosyal sınıfları büyük bir sarsıntıya uğradı.

O zamanlarda Mısır halkının tek bir sorunu vardı: İsrail devletinin elinden Mısır'ın topraklarını tekrar kurtarmak… O amaç uğruna Mısır halkının ne kadar sıkıntı, açlık, zorluk çektiğinin anlatılması, hiç de kolay değildir. Tabii ki, İsrail ile mücadele eden sadece Mısır değildi, Filistin, Suriye ve Lübnan gibi bazı Arap ülkeleri vardı. Ancak, Arap halkları, savaş sona erdikten sonra etrafına baktığında gördü ki, iki tane büyük felaketle karşı karşıyalar.



İlki, eski düşman olan İsrail şimdi Arap ülkelerine dost olmuş. Filistin bile şu anda hazırlanan plan ile aynı noktaya getirilmek isteniyor.



Diğeri de savaşlar sırasında ve sonraki dönemlerde uygulanan diktatör rejimleri ve antidemokratik uygulamalarla ve denetim sistemlerinin olmayışı nedeniyle Arap servet ve doğal kaynakları, ufacık bir zümrenin elinde toplanmış, servetin asıl sahipleri ise bu milli gelirden mahrum ve fakirlikle karşı karşıyalar.

'Arap ülkeleri zengin mi fakir mi?' sorusunun cevabını tek bir kelimeyle cevap vermemiz imkânsız. Çünkü petrol ülkeleri diye tanınan yedi körfez ülkesi dışında diğer Arap ülkeleri, fakirlik ve fakirliğin problemlerini çekmektedirler. Onların başına Mısır, Sudan, Filistin ve Irak gelir. Bu ülkelerin isimleri, son yıllarda çıkan uluslararası ekonomik raporların ilk sıralarında yer almaktadır.

Mısır'da fakirlik oranı, olması gereken tam tersine yıldan yıla artmaktadır. Nitekim uluslararası raporlara göre 1974 yılında yüzde 39, 2000 yılında yüzde 43 ve 2007 yılında ise yüzde 48 oldu. Kişi başına düşen yıllık milli gelir payı ise sadece 4200 dolar. Bu rakam İsrail'de 24,3 bin dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 24 bin dolar, Bahreyn'de 20,7 bin dolar ve Kuveyt'te 19,3 bin dolardır.

Mısır'daki gerçek sorun, sadece fakirlik oranının artması değil Mısır hükümeti ve yetkilerinin sorunu itiraf etmeyip halka yalan bilgileri aktarmasıdır. Örneğin, 14 Haziran 2008'de ekonomi bakanının 2005'teki fakirlik sınırı altındaki olan oranın yüzde 12'sinin bu yıl sınırı geçtiğini açıklaması. Uluslararası kriterlerinin 60 dolar belirtmesine rağmen Bunanla yetinmeyerek fakirlik sınırı altındaki kişinin aylık maaşı 176 poundu (30 dolar) olduğunu eklemesidir.

Şüphesiz ki, Mısır'da son 10-15 yıllarda benimsenen ve uygulanan ekonomik kalkınma projeleri, ekonomik ve sosyal hayatta büyük bir sarsıntıya yol açtı. O projeler gölgesinde, özelleştirme süreci, denetleme olmaksızın uygulanıp, serbest piyasa da ani bir şekilde, sıkı kurallar koymadan benimsendi. Bunun sonucunda da sosyalizmden kapitalizme taşınma döneminden faydalanan ve yeni bir zengin sınıfı oluşturan belirli bir zümre, devletin servetlerini eline geçirip parlamentoya girdi. Onların kimisi de daha da açıkça, para dünyası ile iktidar dünyasını evlendirerek aynı anda hem işadamı hem de bakan olmayı başardı. O nikâhı kullanarak elindeki yetkiyi kanun ve ekonomik yasalarını kendi şirket ve lehine çıkarabildi /çıkarabilmektedirler.

Daha önceleri Mısır'da fakir, orta direk ve zengin olmak üzere üç sınıf vardı, orta direk en geniş ve büyük sınıftı. Şu anda da üç sınıf da var, ancak dağılım çok farklı. Nitekim yeni dağılım şöyledir: zenginler, sürekli fakirler sınıfı ve fakirlik sınırı altındaki sınıf.

Yazıyı bitirmeden önce aşağıdaki rakamları zikretmek önemlidir. Birleşmiş Milletler insani geliştirme 2007 raporuna göre yeni zengin sınıfın servetlerinin yüzde 50'sini, o sınıfın yüzde biri elinde tutuyor, diğer yüzde 99'luk kitle ise kalan yüzde 50'yi paylaşmaktadırlar.

Zenginlerin daha zenginleşmesi doğal bir hak ve tabii bir gelişme. Bu tartışmanın ana konusu olmamalı. Ancak, onlar zenginleşirken fakirlerin sayısı artarsa sosyal sınıflar dengesini bozar. Bu durumda o geniş kitle eli kolu bağlı bir şekilde oturmayıp her şeyi altüst eder mutlaka. Onun için bu sorunun milli güvenlik meselesi olarak ele alınması elzemdir.

 

Kafes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı