![]() |
#2 |
![]() Emniyet Müdürlüğüne gidene kadar polisler tek kelime bile etmemişlerdi. Kapısında " Dolandırıcılık Masası " yazan bir odaya girdiğinde hepten şaşkına dönmüştü. Masadaki görevli polis " Buyrun Fulya hanım oturun " diyince ilk sandalyeye kendini atıverdi. " Söyler misiniz neler oluyor ? Bu bir şakaysa çok ağır bir şaka oldu.Derhal bu oyunu kesin ..." Daha lafını bitirmemişti ki kendisine oturmasını rica eden polisin sert bir ifadeyle " Hep böyledir.Yaparlar ama kabul etmezler..." sözleri başını döndürmeye yetmişti. Birden fenalaştı ve olduğu yere yığılıp kaldı.Gözlerini açtığında bir sedyede olduğunu farketmişti.Boş gözlerle etrafına bakıyordu. Biraz sonra kendisini iş yerinden alan polislerden biri yanına geldi. İyi misiniz Fulya hanım? Kendinize geldiyseniz artık işimize bakalım. Güçlükle doğrulmuştu. Sonra polisinde desteğiyle tekrar o odaya girdiler. Aynı sandalyeye oturmuştu. Fulya hanım, dolandırıcılıkla suçlanıyorsunuz. Banka hesabınızda son 15 gün içinde tam 28 işlem yapılmış. Bu süre zarfında yaklaşık 4 trilyon lira hesabınıza yatmış ve oradan da başka bir hesaba havale edilmiş. Olamaz...Benim böyle şeylerden haberim yok.Bankada 350 milyon liram var.Bunun dışında da neler olup bittiğini bilemiyorum. Fulya hanım,şimdi bize işbirliği içinde olduğunuz kişilerin adlarını vermenizi istiyoruz. Siz neler diyorsunuz? Ne işbirliğinden bahsediyorsunuz?. Dolandırıcılık bayan... Genelde tek başına yapılmaz bu işler. Ayrıca bu kadar parayı ne yaptığınızı da bize derhal açıklayın. Fulya hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Artık ifade verebilecek durumda değildi. Sinir krizleri geçirmeye başlamıştı. Birden kendini parmaklıklı bir bulmuştu. Dışardan ölü bir ışığın içeri süzüldüğü rutubetli küçük bir odaydı. O geceyi sabaha kadar ağlayarak geçirmişti. Sabahın ilk ışıkları küçük pencereden içeri süzüldüğünde gün ağlıyordu gözlerinde ve üşüyordu... Bir süre sonra kapı açıldı ve bir kadın polis kolundan tutup kendisini takip etmesini söyledi. 2-3 dakikalık bir yürüyüş sonrasında tekrar ilk geldiği odaya varmışlardı. Fulya'nın yüzü solmuştu ve tir tir titriyordu.Polisler ona sıcak bir fincan çay verdiler. Önce fincanın sıcaklığıyla ellerini ısıttı sonrada yudum yudum içmeye başladı. Başınız iyice dertte bayan...28 kişinin banka hesabından kendi hesabınıza havaleler yapmış ve ardındanda 4 trilyonu 3 ayrı hesaba aktarmışsınız ve bu paralar ertesi gün ilgi hesaplardan çekilmiş. Benim hiçbir bilgim yok, ben bir şey bilmiyorum diyebildi..Ardından sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Bugün savcılığa çıkaracağız sizi ve tutuklanacaksınız. İyisi mi bize yardımcı olun da şu işi çözelim. Fulya darmadağınık olmuştu.Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Sonra " tutuklanacaksınız " sözünü hatırlayıp daha da büyük bir korkuya kapıldı. O andan itibaren hiç konuşmadı. Fulya'yı bir başka odaya aldılar.Yaklaşık 2 saat kadar orda tek başına kalmıştı. Bu süre zarfında neler olup bittiğini asla anlayamadı. Sonra bir bayan polis geldi ve kendisini takip etmesini söyledi. Budefa bir arabaya binmişlerdi. 10-15 dakika sonrada savcının karşısına çıkarılmıştı. Savcı 55-60 yaşlarında babacan tavırlı biriydi. Otur kızım deyişi Fulyanın içini birazcık da olsa rahatlatmıştı. Anlat bakalım kızım. Nasıl başladın bu işe? Benim bahsettiğiniz işlerle hiç ilgim yok savcı bey dedi. Banka hesabınız öyle demiyor ... Ne vardı banka hesabında. Neler olmuştu Bakın ayın 13 ünde sarıgül notuyla 750 milyar, 17'sinde beyaz zambak notuyla 2 trilyon ve 19'unda da siyah lale notuyla kalanını havale etmişsiniz . SARI GÜL, BEYAZ ZAMBAK,SİYAH LALE... Allahım neler oluyor diye beynini iyice zorluyordu. Sarıgül...Beyaz zambak...Siyah lale... Birden irkildi. Bu olamazdı!!! Ona ilk gelen mesajda hep sarı güller vardı. Sonraki maillerde beyaz zambaklar, siyah laleler ekranı dolduruyordu. Ama bu nasıl olabilirdi? Savcıya doğru döndü ve kendisine gönderilen maillerden bahsetti. Savcı şaşkınlıkla onu dinliyordu. Maillerin bu işle ne alakası olabilirdi? Savcı ber bir yere telefon açıp birisinin odasına gelmesini istedi. Bir süre sonra odaya genç bir kız geldi ve Fulya hanım.Siz bu hikayeyinizi baştan sona kadar hiçbir şeyi atlamadan bana tekrar anlatırmısınız ? dedi. Tabi dedi ağlamaklı sesiyle... Sonra olanı biteni anlatmaya başladı. Her gece gelen maillerden bahsetti. Sarı güllerden ,siyah lalelerden ... bahsetti. - Bunların dışında bir şey daha olmalı dedi kız. Fulya herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlattığını sanıyordu. Peki. Siz hiç cevap yazdınız mı? - Evet bir kez yazdım. Kim olduğunu merak ettiğimi sormuştum. O da bana bir sonraki gün msn degörüşelim demişti. Yani siz onunla msn'de görüştünüz öyle mi? Evet diye cevap verdi Fulya... Sonra kız savcının yanına gitti ve Fulya' nın duyamayacağı şekilde bir şeyler anlattı. Sonra da aceleci adımlarla odadan çıktı. Savcı yanına gelmişti. - Bak kızım.Eğer anlattıkların doğruysa senin için bir ümit doğabilir. Yoksa gençliğine yazık olacak... Fulya hüngür hüngür ağlamaya başladı. Savcı başını okşadı ve ; Koyverme kendini hemen. Dur bakalım bir şeyler bulabilecek miyiz... Sonra Fulyayı bir başka odaya aldılar. Aradan ne kadar zaman geçmişti.Dışarda neler olup bitiyordu. Daha ne kadar burada kalacaktı? Kapı açıldı ve savcı beyle diğer genç kız içeriye girdiler. Yüzlerindeki ifade Fulya'yı biraz olsun rahatlatmıştı. Gözü ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. - Hadi bakalım kızım evine gidiyorsun. Fulya ne diyeceğini şaşırmıştı. Yine ağlamaya başladı.Diğer kız yanına yaklaştı. Benim adım Ayşe. Bilgisayar uzmanıyım.İfadeniz üzerine Yaptığımız araştırma sonucu asıl dolandırıcıları tesbit ettik. - Peki ama bunun benimle ne ilgisi var?. Benim banka hesaplarımın bu işle ne alakası var ? Ayşe gülmeye başlamıştı. Bakın Fulya hanım sizi msn'de konuşmaya çağırmasının tek nedeni vardı. O da bilgisayarınızn IP numarasını öğrenmek... Sonrası onlar için çok kolay oldu. Bilgisayarınıza girdiler ve sizinle ilgili tüm bilgileri ele geçirdiler. Sonra da başka hesaplardan sizin hesabınıza para aktardılar ve ardından da sahte isimlerle açtıkları kendi hesaplarına aktarıp buradan paraları çektiler. Fulya öylesine şaşkın öylesine çaresizdiki... - Hadi şimdi evinize gidin ve iyice dinlenin. Yarın sabah sağlıklı bir şekilde yeniden ifadenizi alacağız. Ayşenin de yardımıyla dışarı çıktılar. Güneş ışınları gözünü kör ettmişti sanki...Hemen bir taksi çevirip evine gitti. Alelacele kendini banyoya attı. Sonra bir fincan kahve hazırladı kendisine.Biraz rahatlamıştı. Sonra yatağına uzanıp derin bir uykuya daldı. Gece boyunca rüyalarında hep çiçekler gördü. Çiçekler ona saldırıyor, her tarafını yara bere içinde bırakıyorlardı. Uyandığında ter içinde kalmıştı. Hemen kalktı ve ilk iş olarak bilgisayarın elektrik bağlantısını kopardı. Perdeyi açıp dışarı baktığında ise hala Gün ağlıyordu gözlerinde. Üşüyordu... |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|