|
|
|
|
#1 |
|
Kaynak sabah.com.tr Berat Kandili'nin önemi
Berat Gecesi Okunacak Dualar *Allahümme eûzü bike min ibâdike ve eûzü bike bi rıdâke min sahatike ve eûzü bike minke celle vechüke lâ uhsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nefsike.”“Allah’ım! Kullarının fenalıklarından gazabından rızana ve rahmetine sığınırım. Senden Sana sığınırım. Ben Seni methetmekten âcizim. Sen Seni övdüğün, ve methettiğin gibisin.” Hz Aişe Efendimize, “Yâ Resulallah, secdede bir şeyler söylüyordun, bunları sizden duymamıştım” dediğinde, “Yâ Âişe! Söylediğimi öğrendin mi?” diye sordu.“Evet Yâ Resulallah, öğrendim,” diyince Resulullah (asm), “Öğrendiklerini öğret. Çünkü bunları bana Cebrail (a.s.) öğretti ve secdede okumamı söyledi” buyurdu.*Berat Gecesinde üç defa Yâsin Suresini okuduktan sonra şu duayı yapmak lâzım*Ey Allah’ım benim şakî, mahrum ve kovulmuşluğumu sil.Beni said ve rızıklandırılmış, muvaffaklardan kıl.Çünkü Sen haksın ve dilediğini silersin Kitab senin yanındadır.”Şerefli Şaban ayında rabbimin büyük tecellisiyle her hikmetli iş ayrılır. bildiğimiz ve bilmediğimiz, belâların üzerimizden kaldırılır Şüphesiz benim allahım en büyük ve cömerttir. Efendimize hz Muhammed’ Âli ve Ashabına salât ve selâmı olsun.her türlü belâ ve musibetten kurtulmak için Allah’a dua edelim niyazda bulunalım çok sevap olan namazı kılalım tüm ölmüşlerimize Fatihalar ihlâslar okuyalım *Sübhanallahi velhamdülillahi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm”Allah’ı bütün noksan sıfatlardan tenzih ederiz, hamd minnet ve şükür Allah’a mahsustur. Allah en büyüktür. Günahlardan kaçınma, iyiliklere kuvvet v yüce ve büyük olan Allah’ın yardımıyladır. mübarek gecelerde zikir, dua, Kur’ân, Cevşen ve nafile namazlar tesbih namazıyla gecenin bereketinden istifade edelim
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
Kaynak Hürriyet.com.tr Berat kandili
*Berat Kandili'nde yapılan ibadetlerle, bu gecenin faziletlerinden faydalanılmalıdır Berat Gecesi dualar okunmalı kandil gecesinde ibadet edilmeli ve bu günü huşu ile geçirilmelidir DİYANET'E GÖRE Hz. Peygamber (s.a.s.), mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadetden bahsetmemiştir. mübarek gün ve gecelerde bağışlanma için fırsat görmemiz gerekmektedir. müminler kandil gecelerinde, hayatlarını gözden geçirmeli; hata ve günahlarına tövbe etmeli, dua ederek, Kur’an-ı Kerim i yaşamalı kaza ve nafile namazlarımızı kılmalıyız Kandil gecelerinin gündüzlerinde oruç tutmak müstehaptır. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Şaban’ın ortasında ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz buyurmuştur *Allah berat gecesinde güneşin batmasıyla semada tecelli eder fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden isteyen affedeyim, rızık vereyim, musibete uğrayana afiyet vereyim, yok mu isteyen…’ buyurmuştur.Ey Bizleri varlığa erdiren, gönüllerimize duyuran,Güzeller Güzeli Rabbimiz! Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.Kainatın efendimize Sonsuz salat ü selam olsun. ufkumuzda tüllenen mübarek gecende dergah-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz istenenleri vereceğin inancıyla rahmet kapına dayanıyor, mübarek gecende halimizi arz ediyoruz. Halimiz ayan, söyleyeceklerimiz beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. icabet buyur ey Rahîm ü Rahman! *Senin dualara icabet mecburiyetin yoktur; ama bizim ihtiyacımız çoktur. dileklerimizi kabul buyur aç ve yalnızlıkla titreyen kalblerimizi iman ile doyur.yıllardır yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler görünüyor. Ümmet-i Muhammed perişan, derbeder ve ızdıraplı müslümanlık darda mücadeleler ise çıkar ve menfaate dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya rabbi Önümüzdeki uzun hayat yolculuğunda, bizi darlıkla başbaşa bırakma; akıllarımızı nefislerimizi gönüllerimizi heva ve heveslerin öldürücü oklarından koru Kapının kullarını; ilimde ibadette riya ve gafletten ülfetten koru. Seninle görünüp Senden uzaklaşmak, gurbetde firkat yaşamak, rızadan söz edip gazaba koşmak ne acıdır! *Sen bizi boşlukta ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık öyle bir alemde yaşıyoruz ki, ön ve arkamız tuzak; her yerde nefis, şeytan ve binlerce ifrit av bekliyor; yüzlerce fitne ocağı sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz belli; bizleri yara-almadan hedefe ulaştır ruh dünyamızı tamir ed. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!Sana gelenleri kovmayacağını vadediyor ve Sana yönelenlere hep Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! emekleye emekleye sürünüp sana gelmeyi kabul edeceksen, müsaade buyur “Biz de geldik” diyelim. Sana, *yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevanın imansızlığını, dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya rabbi! Bizleri hatadan, günahdan ve isyandan arındır.. ya Rabbi yalandan, gıybetten, kirli sözlerden bizi temizle. Kalblerimizi gösteriş ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle. Niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize bereket ihsan eyle ya Rabbi duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz ümitlerimiz sarsık, havalar bulanık, hicranla dağınıklık içinde Sana geldik. *Sana gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu olmayacağız. Rahmetin, pişmanların ümit kapısı, bizler kapı önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında boş dönen olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman kapından kovulmamıştır. O kapı Senin af kapındır Bizi güçlendir. Zalimlere varlığını duyur. mübarek gecende binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi açıyor kullarına her zaman açık bulunan, rahmet kapına dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi gözettiğine, her sese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı görmüyor, günahlarımızı af çağlayanlarında tasavvur ediyor, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Kaynak Hürriyet.com.tr Berat kandili
*Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan duruyorsa Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder Sen her şeyin hakimisin hükmünü engelleyecek güç de yoktur. Sen en küçüğü görür, en cılız sesi işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.Sen biliyorsun, ömrümüzün hasenat kefesi bomboş, ihlas bezginliği içindeyiz. gafiliz sefildir halimiz sefaya, makama, şöhrete, şana oynuyoruz. Yığınların rüyası ve dolar, dinar ve euro. kalbler kötürüm,ve basîretsiz düşünceler kirli, davranışlar Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyasetde karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak marifetler sergiliyoruz*aldatmayı beceri kabul ediyoruz.Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz- yaratılış gayelerinden uzak nankörlüğe kilitli; eller ve ağızlar harama açık duruyor; gözler kusur müfettişi.. yalan revaçta, hakkın ismi var sadece; adalet kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup köşede kalmış; haksızlık firavunları utandırıyor Makam şöhret düşüncesi, boyunlarımızda bir türlü kurtulamıyor ve kendimiz olamıyoruz. Dünyada sürekli kaybediyoruz; kaybederken teselli olmaya çalışıyor. Zamanı suçlama, şartlara lanetler yağdırmayla avunuyoruz ya Rab! , bizi bize bırakma en büyük dileğimiz. rahmetin, Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi! *Dua edenlere cevap veren Sensin ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldıran çatlayıp kırılanları tedavi eden Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsanîlik ve gaflet, ibadetlerimizi alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi var etmeseydin biz duyamaz imanın neşesini tatdamazdık senden diliyor ve dileniyoruz, Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar. Elimizden tut, yüzümüze bak rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı nurlandır ve bizi zulmetden, zindanlardan halas eyle; eşiğine baş koymuş kapının sadık kullarını yalnız bırakma. *Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, istiyoruz. Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca günahkarın affedileceği mukaddes berat gecesinde bizleri bağışla, Ey yüceler yücesi! Efendimiz Hazreti Muhammed'e, Mualla aile efradına ve ashab-ı güzînine salat u selam ederek Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya rabbi!.. *Mü’min, usul ve adabına uygun dua ettiğinde duası kabul olur ve bunun fayda ve etkisini dünya ve ahirette görür. Yüce Allah, ayetlerde dua edenin duasını kabul edeceğini bildirmektedir: Kullarım, sana sorarlarsa Ben onlara yakınım. Dua edenin duasına karşılık veririm. onlar da çağrıma uysunlar, bana inansınlar ki, doğruyu bulmuş olalar.” (Bakara)dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü kim kaldırıyor sizi kim yeryüzüne sahip kılıyor? Allah ile beraber başka bir ilah mı var? Ne de az düşünüyorsunuz?” (Neml) Üç aylar, Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Recep ve Şaban; içinde bin aydan hayırlı kadir gecesinin bulunduğu, Kur’ân’ın indiği ve İslâm’ın beş temel esasından biri olan oruç ibadetinin tutulduğu, rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan ayına hazırlık aylarıdır. *Peygamberimiz (s.a.s.), mübarek aylarda çok oruç tutmuş, ve Şaban ayını oruçla geçirmiştir Yüce Allah, Şaban ayının yarısında dünya semasına iner ve Kelp kabilesinin koyunlarının tüylerinin sayısından çok kimsenin günahını bağışlar” buyurmuştur. Allah Şaban ayında mü’minlerin tövbe ve dualarını kabul eder Ramazan ayı rahmet mağfiret oruç ve Kur’ân ayıdır, sosyal yardımlaşma ayıdır. dinî duygular yükselir, Allah’a yöneliş artar dualar kabul olur.Dua, her zaman ve her yerde yapılır Arefe günü ve geceleri, Ramazan ayları, Cuma ve bayram günleri, seher vakti gecenin üçte ikisi, secdede ve namazdaki dualar kabul edilir*Kur’ân’da akşam ve sabah duaya işaret edilmektedir:Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun!” (En’âm, Kehf, ) *Âyetlere göre şeytan ve onun egemenliği altındakiler zulumat ve karanlıktadır.Rasûller Kitap ve âyetler zulumattan nura çıkışı gerçekleştirmek için gönderilmişlerdir.*Bu Allah'ın izniyle Kur'an ve salih amelle, çaba ile gerçekleşecektir. Zulumattan nura çıkarmak Kitabın niçin gönderildiğini açıklar. Kur'anda aslolan toplumun karanlıklardan aydınlığa çıkması Faziletli toplumun inşa edilmesi fertlerin ahlakî faziletle donanmasıdır.*Zulumat, karanlıktır Nuru engelleyen karanlıklar ise zulümdür Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir." Nur, tektir karanlıklar, ise yanlışların sayısı kadar çoktur. Allah, yeryüzünü ışıktan güneşten mahrum yaratmadı mahlûkatını ışıksız bırakmadı gönlümüzü ve yolumuzu aydınlatan nur'dan da bizi mahrum bırakmadı ve bunun için elçi ve Kitap gönderdi*Karanlık, fıtrîyet ve yaratılıştan değil; sonradan oluşandır. Karanlıklar, ışıksızlıktır zalimlik ve insanın nur düşmanlığıdır zindanlardır. Zindan ise ışıktan, nurdan uzak yaşansın diye insanın ördüğü duvarlardır. Ahiret cezasının sebebi, dünya hayâtını insanın kendine ve başkalarına zindan etmesidir İnsan, asr-ı saadetteki mutluluğu değil de; zindanı, tercih ediyorsa, kendisi bilir. Ama, başkalarına zindan hayâtı yaşatamaz Saadet asrı insanının saadetine benzer bir mutluluk burada başlayıp ahirette biter |
|
|
|
|
|
|
#4 |
|
Kaynak msxlabs.com Kur'an-ı Kerimin indirilmesi
*Hz kuraan Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla 23 yılda (610-632) parça parça ve Arapça inmiştir Vahyi bazen Cebrail getirmiş, bazen de Allah Hz. Muhammed’e bildirmiştir. Bu nedenle Kuran, Allah’ın öncesiz ve sonrasız, yanılmaz sözüdür Peygamberimiz peygamberlikden önce Hira dağında Allah'ı düşünürdü 610 yılının Ramazan ayında bir Pazartesi gecesi Hira'daki mağaraya çekilmiş, bütün varlığı ile Allah'a yönelmişti meleklerin en büyüğü Cebrâil (as), Allah'ın emriyle peygamberimize "Oku!" dedi ve üç defa tekrarladı Peygamberimiz, "Ne okuyayım?" deyince Cebrâil (as), Kur'an-ı Kerim'den beş âyeti tebliğ etti ilk vahiy geldi ve Kur'an-ı Kerim nâzil oldu Kur'an-ı Kerim, peygamberimize vahiyle gelmiştir *Vahiy: Allah tarafından doğrudan doğruya veya elçi vasıtasıyla Peygamberlere bildirilen ve kesin bilgidir çeşitleri vardır Allah vahiy yolları ile sözünü peygamberine duyurmuştur* vahiy yollarından biri de Yüce Allah'ın, sözünü bir melek aracılığı ile peygamberine duyurmasıdır*Allah'ın sözünü peygambere bildiren melek; bazen kendi suretinde Bazen de insan şeklinde gelir, peygamberimiz kendisini görür, ve işitirdi Bazen melek vahyi peygambere bildirir, kendisi görünmezdi* Kur'an-ı Kerim, Cebrail adlı melek aracılığı ile indirilmiştir*İlk vahiy geldiğinde Peygamberimiz kırk yaşındadır Kur'an'ın inmeye başlamasıyla Hz Muhammed (sas)'in Peygamberliği başladı Kur'an-ı Kerim, ayet-ayet, sûreler hâlinde parça-parça inerek 23 senede tamamlandı.Kuran-ı Kerim' in indirilmeye başlaması ilk vahiy ile başlamıştır.ilk vahiy Alak Suresinin ilk beş ayetidir. *Âyetlere göre şeytan ve onun egemenliği altındakiler zulumat ve karanlıktadır.Rasûller Kitap ve âyetler zulumattan nura çıkışı gerçekleştirmek için gönderilmişlerdir.*Bu Allah'ın izniyle Kur'an ve salih amelle, çaba ile gerçekleşecektir. Zulumattan nura çıkarmak Kitabın niçin gönderildiğini açıklar. Kur'anda aslolan toplumun karanlıklardan aydınlığa çıkması Faziletli toplumun inşa edilmesi fertlerin ahlakî faziletle donanmasıdır.*Zulumat, karanlıktır Nuru engelleyen karanlıklar ise zulümdür Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir." Nur, tektir karanlıklar, ise yanlışların sayısı kadar çoktur. Allah, yeryüzünü ışıktan güneşten mahrum yaratmadı mahlûkatını ışıksız bırakmadı gönlümüzü ve yolumuzu aydınlatan nur'dan da bizi mahrum bırakmadı ve bunun için elçi ve Kitap gönderdi*Karanlık, fıtrîyet ve yaratılıştan değil; sonradan oluşandır. Karanlıklar, ışıksızlıktır zalimlik ve insanın nur düşmanlığıdır zindanlardır. Zindan ise ışıktan, nurdan uzak yaşansın diye insanın ördüğü duvarlardır. Ahiret cezasının sebebi, dünya hayâtını insanın kendine ve başkalarına zindan etmesidir İnsan, asr-ı saadetteki mutluluğu değil de; zindanı, tercih ediyorsa, kendisi bilir. Ama, başkalarına zindan hayâtı yaşatamaz Saadet asrı insanının saadetine benzer bir mutluluk burada başlayıp ahirette biter *Sahâbe Hz. Peygamber’in zamanında Kur’an’ı ezberlemiş ve yazmıştı. 23 yıl boyunca Cenab-ı Hak’tan gelen vahiy önce Rasûlullah (SAV) tarafından ezberleniyor, ve vahiy kâtiplerine yazdırıyordu. sahâbeler Kur’ân’ı ezberliyorlardı. Ancak Allah Rasûlü Kur’ân’ın sadece ezberlenmesini yeterli görmüyordu.* 40 kişilik vahiy kâtipleri kuraanı “kemik, tahta, papirüs, deri ve kiremit malzemeler üzerine yazıyorlardı. Hz. Peygamber (SAV) zamânında vahiy devam ettiği için iki kapak arasına alınamadı Hz. Ebû Bekir’in halifeliğinde Yemame savaşında 70 hâfız sahâbenin şehit olması müslümanları telaşlandırdı.**Hz. Ömer’in teklifi ile, hâfız ve vahiy kâtiplerinin en meşhuru Zeyd bin Sâbit başkanlığında komisyon oluşturuldu. Komisyon, Kur’an nüshalarını, Rasûlullah’ın huzurunda yazıldığına dair iki şahit ile toplattı. yazılı bütün metinler bir araya getirildi.*Kur’ân’ın asıl nüshası Halife Hz. Ebû Bekir’e teslim edildi. Bu nüshaya “İmam Nüsha” denildi. Hz. Ömer’in halifeliğinde Kur’an öğrenimi ve hâfızlığa önem verildi, hâfız sahâbeler, yeni İslâm bölgelerine gönderilerek eğitime devam edildi. Hz. Osman Kur’an ı İmam Mushaf” esas alarak 7 nüsha çoğaltıldı. Medine, Mekke, Şam, Kûfe ve Basra’ya gönderildi. yedi nüshadan birisi Topkapı Müzesinde, diğeri Taşkent Müzesinde bulunmaktadır. dünyanın her yanında bulunan, Kur’an’la İstanbul ve Taşkent’teki Hz. Osman’ın yazdırdığı Kur’an arasında hiçbir farklılık yoktur |
|
|
|
|