Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Mübarek Gün Ve Geceler Mübarek Gün Ve Gecelerimiz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 06-12-2018, 22:22   #1
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak yenidünyadergisi.com

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı

*Rasûlullâh’In (sav) buyurdu Kim inanarak ve sırf Allah rızâsını dileyerek Ramazan orucunu tutar ve gecesini terâvihle ibâdetle ihyâ ederse onun geçmiş günâhı bağışlanır. Efendimiz’in (sav) “Ramazan hayâtı incelendiğinde, Ramazan Orucunun farz olmasından sonra âhirete irtihâl edinceye kadar toplam dokuz Ramazan orucu tuttuğu, onlardan dördünün 29, *beşinin 30 gün olduğu anlaşılmaktadır. Efendimizin hayâtını büyük bir dikkatle tâkip eden sahâbe-i kiram, Peygamberimizin hayâtının günlüğünü tutmuşlardı. O Ramazan ayını ihyâ ederdi Oruç ibâdetine hilâlin görülmesiyle başlanıyordu. *Peygamberimiz (sav), Ramazan ayı girmeden önce Ramazan hilâlinin görülmesi üzerinde durur; hilâlin görülüp görülmediğinin tesbitinin yapılmasından sonra oruca başlanmasını; havanın bulutlu olması durumunda ise ayın otuza tamamlanmasını* isterdi. Efendimiz’in (sav) buyurdular ki:*Ramazan’a âit Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, Şevval ayına âit hilâli görünceye kadar da bayram yapmayın.*Bulut araya girerse* takdir edin otuza tamamlayın Ramazan ayının girdiği tesbit edildikten sonra, sahâbe-i kirâmı oruç tutmaları için bilgilendirir, Sahur yemeğini tavsiye ederdi. Sahur vaktine, önem veren Peygamberimiz, “Bir yudum su ile bile olsa sahur yapın” buyururlardı.

-*Ağız ve diş temizliğine misvak a son derece özen gösterir ashâbını uyarır Oruçlu günün başında ve sonunda misvak kullanırdı.” Oruç tutmaya niyet ederdi.oruca zarar verecek şeylerden uzak dururdu oruçluya lâyık olan ihlas ve samîmiyetin korunmasını isterdi: Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Cenâb-ı Hakk’ın* hiç ihtiyâcı yoktur.”buyururdu Yolculuk hâlinde oruç tutmamayı gerektiren durumlarda oruç tutmaz, orucunu bozardı.*Ramazanda bol bol Kur’ân okur hayru hasenatta bulunur Cibrîl (a.s), Ramazan sonuna kadar her gece kendisine gelir ve Hz.Peygamber (sav), ona Kur’an okuyup dinletirdi.
*Peygamberimizin Kur’ân okuyuşu, tane tane idi.
Ramazan gecelerini ihyâ eder terâvih ve nâfile namaz kılar, ashâbını teşvik ederdi. Ramazan’ın son on gününe ayrı önem verir Mescid-i saâdette*îtikâfa*girer, ibâdet ve taatle meşgul olurdu bu uygulaması, vefât edinceye kadar devâm etti Her yıl on gün îtikâfa girerdi, vefât yılı îtikafları yirmi gün sürmüş; Ramazan’da Cibrîl (a.s)’a Kur’ân-ı Kerîm’i iki defa arz etmişti. Ramazan ayı içinde gizlenmiş mübârek gece için “Kadir gecesini, Ramazan’ın son on gününde arayın!”*derdi. Hz. Âişe annemiz kendilerine: “-Ey Allah’ın Rasûlü, Kadir gecesine rastlarsam nasıl duâ edeyim?” sorduğunda, Peygamberimiz (sav) şu duâyı öğretti Allahümme inneke afüvvün tühıbbu’l-afve fa’fu annî=*Allahım muhakkak sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!”*

*Ramazan günlerinde Efendimiz (sav) son derece cömerd idi. Enes (ra) şöyle diyor: “Rasûlullâh (sav) insanların en güzeliydi; en cömertiydi“.*O, sadakasını en fazla veren idi. Az olsun, çok olsun bir şeyi birisi istemeye görsün muhakkak verirdi.*Karşısına bmuhtaç çıkınca onu kendi yemeğiyle, elbisesiyle* tercih ederdi. O’nun hal ve tavrı ihsan, sadaka ve iyiliğe dâvet ederdi. Gönlü en geniş, nefsi en güzel, kalbi en yumuşak insandı.**
Hangi sadaka üstündür?” diye sorulmuş, O da Ramazan ayında verilen sadakadır”* buyurmuşlardır Cömerd Allâh’a, Cennet’e ve insanlara yakın, Cehenneme uzaktır…*” Bir oruçlunun iftar etmesini sağlayan kimseye oruçlunun sevâbı kadar sevap vardır; oruçlunun sevâbından bir şey eksilmemek üzere buyurmuştur.*Ashâbına*Fıtır sadakası*vermelerini söyler bayram namazına çıkmadan önce ödenmesini emrederdi. Ramazan ayının sonunda mü’minler Allâh’a karşı oruç ibâdetini yerine getirmiş olmanın mutluluk ve heyecânı içinde bayrama çıkarlar. Peygamberimiz (sav) Medîne’ye hicretinde Medîneliler’in iki bayramı olduğunu öğrendi. Medîneliler bu bayramda oyun oynar, eğlenirdi. gören Peygamberimiz “Allah Teâlâ* size, kutladığınız bu iki bayrama bedel daha hayırlısını, Ramazan ile Kurban bayramını lütuf olarak vermiştir.” buyurdu. Rasûlullâh (sav) bayram gününün mükâfât günü olduğundan bahsederek, meleklerin mü’minleri bayram sabahı karşıladıklarını açıklar:

*Bayram günü olduğu zaman, yollarda kapıların önünde melekler durur ve şöyle seslenir Ey Müslüman topluluğu! Kerîm olan Rabbinize koşunuz, nimetlerini veriyor, onlara karşılık olarak bol bol nimetler veriyor. Muhakkak siz, geceleri ihyâ etmekle emrolundunuz Ramazan gecelerini ihyâ ettiniz. Gündüzleri oruçla emrolundunuz oruç tuttunuz, Rabbinize itaat ettiniz. ibâdetlerinizin karşılığını alınız. -Bayram namazı Muhakkak Rabbiniz sizi afvetti. doğru yola ermiş insanlar olarak evlerinize dönünüz. Bu gün mükâfât günüdür. Muhakkak ben sizi bağışladım, bütün günahlarınızı affettim.”***Rasûlullâh (sav),*bayram namazı öncesi gusleder yeni elbiselerini giyer namazgâha giderken değişik bir yol izlerdi. Bayramı tekbirle karşılardı.Rasûlullâh (sav) Ramazan bayramı birkaç tane hurma yemeden bayram namazına çıkmazdı. hurmaları tek tek yerdi Ramazan Bayramı’nda sabahleyin namazdan önce tatlı yemek, varsa bunun hurma olması ve bir, üç, beş gibi tek sayılı olması* müstehap*kabûl edilmiştir.*Rasûlullâh (sav) Kurban ve Ramazan bayramında *musallâya çıkardı. namaza başlardı. Namazı kıldırıp selâm verince, ayağa kalkar, insanlara dönerdi. Şâyet kendisinin bir müfreze ihtiyâcı olursa bunu insanlara söyler, başka* bir şeye ihtiyâcı olursa emrederdi.

*Orucun farz oluşunu bildiren âyetler müslümanların Allâh’ın emirleri karşısında sorumluluk ve takvâya erişmelerini hedefliyor; onları rûhî-mânevî olarak yüceltmek, istikbalde ortaya çıkacak olumsuz hâdiseler karşısında dirençli olmalarını sağlamak istiyor. Bencil değil -toplumsal dayanışmanın paylaşma düşüncesinin, yollarını öğreterek, irâde eğitimi” vermek sûretiyle kişilik kazandırıyor, “kâmil bir mü’min”*olma yollarını gösteriyor. Oruç ayı Ramazan mektep”tir.* Oruç ibâdeti insan hayâtında değişmeler meydana getiriyor, gönül dünyâsını zenginleştiriyor; mü’minler iyilik ve hayırda yarışıyorlar. İslâm medeniyeti huzur ve sevgi medeniyeti’dir. Ramazan ayı bu sevginin, kardeşliğin somut olarak görüldüğü günlerin adıdır. Bu ay anılınca akla hep sevgi medeniyeti*gelir.

 

murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-12-2018, 22:22   #2
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak dualarhazinesi.com

Bayram Duası

*Ya İlaahii,bayram sabahı rahmetin sağnak sağnak yağdığı bu sabah senin kapına, boyun bükerek, duayı en samimi ibadeti bilerek, sığınılacak tek kapının “Senin kapın” olduğunu bilerek geldik Ya rabbi Yalnız sana inanıyor ve senden yardım diliyoruz! Sen “SEM’İ”sin, duamızı işitensin! Sen “BASİR”sin, bizleri gören ve gözetensin!
Kapına geldik bayram sabahı beytullahı dolduran mü’minlerle el açtık, dualarımızın kabulu için vesile kıldık,aciz ellerimizi kudretinle tut boş çevirme bayram sabahında Kâbe’de, tavafta olup, gönlü seninle olanların, Mültezemde yaşlı gözlerle sana sığınanların, Ravza’da Yeşil Kubbede rasulunun huzurunda sana el açanların dualarına kat dualarımızı! Ve kabul eyle Yarabbi! *Ey Âlemlerin Sultanı ve her şeyin sahibi Allah’ım;
Sen koru bizleri. Varlığın şerrinden, azdırmasından sana sığınırız. Bizleri dünya nimetlerini senin yolunda harcamaktan zevk alan kullarından eyle Ya Rabbi Yediğim, giydiğim ve verdiğinin sahibisin, H.z Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in yolunun yolcularından olmayı nasib eyle Ya Rabbi!
Ya İlahel Alemin İçimize öyle bir merhamet ver ki, “Rahim” isminin tecellileri ile saadet Asrındaki sahabeler gibi sevgili olalım birbirimize. Bizi birbirimize sevgili, düşmanlarımıza karşı kuvvetli kıl Ya Rabbi Öyle bir ömür sürdür ki, sevginle ömrümüzü öyle doldur ki, her gittiğimiz yere sevgini ve ismini götürenlerden olalım Ya Rabbi!
Mübarek Ramazanda Kur’an-ı Hakimini Okuduk, Okuduklarımızı anlamayı, anladıklarımızla amel etmeyi nasib et

*Rasulu Kibriya (S.A.V.)’in havz-i kevserinde buluşanlardan eyle bizleri Ya Rabbi Yüzümüzün karasına, eksiklerimizin çokluğuna bakma ne olur Ya Rabbi Biz aciziz sen kudretli, Biz zayıfız sen kuvvetli, Kudretinle Bizleri Koru Kuvvetinle Zalimleri Kahreyle Ya Rabbi cezandan affına gazabından rızana sığındık. Allah’ım sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, bizleri affet Yâ Rabbi, hatâlarımızı, bilmeden yaptıklarımızı, hallerimizi mağfiret eyle. Allah’ım, hatâen ve kasten yaptıklarımızı ve bizde olan her şeyimizi mağfiret eyle Ey Rabbim! Acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan cimrilikten, takatsızlıktan, kasvetten, gafletten, zilletten, azlıktan, darlıktan sana sığınırız. Fakirlikten, küfürden, nifaktan, yapdığını insanların medhi için yapmaktan, riyâdan, kibirden, sana sığınırız. *Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, ve kötü hastalıklardan sana sığınırız. Ey Rabbim! Bizleri, iyiliğe sevinen, kötülük ettiği zaman istiğfar edenlerden kıl. Ey kalbleri çeviren Rabbim! Kalplerimizi dînin üzere sâbit kıl.Tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, verdiğimiz fitre ve zekatları Kabul eyle Ya Rabbi huzurunda bulunamayan kulların akıbetlerini hayırlı eyle. Makamlarını Cennet eyle. Kabirlerini nurlandır Ya Rabbi Bizi her türlü felaketden, Musibetden, Kaza Bela ve Afetlerden, Cinlerin, Şeytanların ve İnsanların Şerrinden muhafaza eyle Ya Rabbi!
Son nefeste cümlemize kelime-i şehadetle Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasülühü diyerek çene kapamayı nasip eyle…. Taha ve Yasin. Veselamün alel mürselin. Velhamdülillahi rabbil aleminel*FATİHA.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2018, 22:23   #3
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak sorularlaislamiyet.com

Ramazan Bayramı ve Efendimizin Bayramı

*Bayram sevinç ve neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi saygı, hislerinin mü'minler arasında canlandığı güzel günlerdir. yardımlaşma ve kaynaşma son sınıra varır. Bayram insanları kaynaştırıp biraraya getiren en güzel vesiledir bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme ruhu yalnızca hayatta olanlara değil dünyadan gidip kabirlerinde bir Fatiha bekleyenlere kadar uzanır. mü'minler bayramda kabirleri ziyaret eder Kur'ân'lar, Fatihalar ve dualar okuyarak onları sevindirirler.Ramazan Bayramının mü'minlerde ayrı bir yeri vardır. Çünkü Ramazan Bayramı, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder. Bir ay gibi uzun bir süreyle, Ramazan'ın yaz mevsimine denk geldiğinde sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan mü'minler, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan Bayramında yaşarlar.*Ramazan ve Kurban bayramları Hicretin 2. yılından ıtibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ramazan orucu da ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren rnü'minler şevvalin ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir. Bu gün yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır" Ramazan ve Kurban bayramları bayram namazlarının kılınmasıyla başlar. Hz. Peygamber, "Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. yeme içme günleridir buyurmuştur.bayramı Ramazan orucunun iftar günü olarak nitelendirmiş Ramazan ve Kurban Bayramlarında oruç tutmak haram kılınmıştır. Bir gün önce oruç bozmak haramken, bir gün sonra oruç tutmanın haram olması, mü'minlerin dünyasında nimetlerin gerçek Sahibini hatırlatan en etkili bir sebeptir.

*Herkes bir gün önce kimin emrine uyarak oruç tutuyorsa, O'nun rızasına uyarak oruç açar. Ve nimet Sahibini hakkıyla idrak ederek, şükreder
Bayram bir aylık orucun toplu iftarıdır günlük iftarların sünnet türünden âdabı bayramda yerine getirilir. orucunu tatlı bir şeyle açmayı adet edinen Efendimiz Ramazan Bayramına tatlı yiyerek başlardı. Bayram sabahında hurma ile oruçlarını açmadan evlerinden ayrılmazdı. bizleri ibadete ve ahiret amellerine teşvik buyuran Efendimiz yılın iki bayram gecesinde kalkıp ibadet etmeyi tavsiye ederlerdi. gecelerde uyanık bulunmanın, kalbin uyanıklığına vesile olduğunu bildirirdi. Bunu hadis-i şeriflerinde şöyle ifade etmişlerdi"Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez." *Bayramlar saadet asrında bambaşka bir hava ve neş'e ile yaşanırdı. Efendimiz bayram sabahında namazgaha çıkardı. Peygamber hanımlarının da, diğer hanımlar ve kızlarla namazgaha çıkması istenirdi. Kadınlar cemaatin arkasında yer alırdı Kılınan bayram namazından sonra Peygamberimiz hutbe okurdu kadınlara şu ayeti okudu: “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar Allah’a hiçbir şey ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında uydurdukları iftira ile gelmemek, iyi işlerde isyan etmemek konusunda biat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et ve onlara af dile! Şüphesiz ki Allah, Gafûr ve Rahîm’dir.”
Sonra Bütün bunlara biat eder misiniz? diye sordu. İçlerinden biri Evet Yâ Resûlallah! dedi.

*Allah Resûlü (a.s.m.) Sadaka verin! buyurarak zekât vermeye teşvik etti. hanımlar kulaklarındaki küpeleri, kollarındaki bileziklerikardılar. Bilâl-i Habeşî elbisesini yere serdi Anam babam size feda olsun bağışlarınızı getirin diye seslendi. Hanımlar bileziklerini, küpelerini, Bilâl-i Habeşî’nin elbisesine koydular. Elbise takılarla doldu. Allah Resûlü (a.s.m.) bayram bittikten sonra ailesinin yanına döndü.Ebu Saidi(r.a.) bayram gününde en çok sadaka verenlerin kadınlar olduğunu anlatır.
Ramazan Bayramı, bağışlanmış olmanın sevinç işaretidir. bağışlanma müjdesini insanlara melekler veriyor.Resulullah buyurmuştur. Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve seslenirler: "Ey Müslüman topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. *O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. bol bol mükâfat verir. Siz gece ibadetle emrolundunuz emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.Bayram namazındann sonra bir münadi şöyle seslenir: Dikkat ediniz, müjde Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü ilan edilir."Bayram günleri sevinç günleridir sevincin gösterilmesine vesile olacak oyun ve eğlencelere de müsaade edilmiştir. Hazret-i Âişe (r.a.) şöyle anlatır: Bir grup Habeşli, bayram günü mızrak ve kalkanla oynuyorlardı. Peygamberimiz beni çağırdı. Başımı omuzuna dayadım. onların harp oyununa bakdık. Ta onlara bakmaktan ilk vaz geçen ben oluncaya kadar

*bayram sevincinin gaflete dönüşecek kadar taşkınlığa varmaması lazımdır. Eğlence meşru olmalı ve günah taşımamalıdır. bayram Allah'ın bize verdiği İlahi bir ziyafettir. bayram gününde en çok Allah'ı hatırlayıp şükretmeye ihtiyacımız vardır. bayram değişim ve muhasebe vaktidir. Ömürden bir yılın gittiğini, kabir alemine yaklaşıldığını hatırlatır bayramlarda gaflete sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha ve şükre azim için teşvikler vardır. bayramlarda o sevinç ve nimetlerini şükre çevirip, nimeti ziyadeleştirmeliyiz. şükür nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır." büyük cemaatlerle getirilen tekbirler, gafletin giderilmesine şükür vazifesinin yerine getirilmesine vesiledir. milyarlarca Müslümanların aynı anda tekbir getirdiklerini hayal ettiğimizde, karşımıza çıkan muhteşem tablo, bayramlarımızı kâinatda manaya kavuşturur. *yeryüzü tek bir ağızdan tekbir getirip namaz kılar Misâl âleminde birleşen o seslerin yeryüzünden yükselişi, muhteşem bir koro halinde dünyamızın göklere doğru tevhidi haykırmasıdır. muhteşem manaların yaşandığı bayram günlerinde küçük kırgınlıkların, ne önemi olabilir? bayramda her mü'min kardeşleriyle kardeşlik sözleşmesini yenilemesi, kuvvetlendirmesi, fakirlere koşması, çocuklarını sevindirmesi lazımdır ki, o manalar yaşanan hayata geçsin.Bayramların asıl süsü ve zineti tekbirdir. Getirilen her tekbir ruh ve gönülde manevi coşkuyu ve heyecanı canlandırır. Kulu, Rabbine taşır.Resulullah buyurmuştur: “Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.”

*Bayramlara sünnet çerçevesinde hazırlanmak bu âdeti de ibadet haline getirir, sevinç günlerini iman ile geçirmeyi temin eder. bayrama önceden hazırlanmak, temiz ve güzel elbiseler giymek, gusletmek, misvak kullanmak diş fırçalamak, güzel kokular sürünmek, güler yüzlü olmak, Ramazan Bayramında hurma vb. tatlı yemek bugünlerimize bir mana kazandırır. fıtır sadakası fitre de bayram günü de verilebilir. Ramazan ayı verilmemiş fitrenin de gün verilmesi gerekir. Ramazan Bayramının hadislerde geçen adı "ıydü'I-fıtr", yani Fıtr Bayramı demektir. kulluk görevleri yapıldığı için bu adı almıştır.*Bayramların en güzel şekli tüm mü'minlerin tokalaşarak, kucaklaşarak birbirleriyle bayramlaşması, bayramlarını kutlaması ve tebrikleşmesidir. Saadet Asrında Sahabiler Bârekâllâhü lenâ ve leküm" diyerek bayramlaşılardı, yani "Allah bizden de, sizden de kabul etsin" dedikleri rivayet edilir. tebrikleşme dilimizde "Bayramınız mübarek olsun, bayramınız kutlu olsun, hayırlı bayramlar" gibi sözlerle ifade edilir.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2018, 22:23   #4
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak yeniakit.com.tr

Orucun faydaları neler?

*Ramazan Orucunun Bilimsel açıdan vucuta pek çok faydası vardır. Ramazan ayının en önemli ibadeti Orucun sağlığa faydası ispatlanmıştır. sindirim sitemine fiziki katkıları, psikolojiye faydaları vardır. Oruç sağlıklı kilo vermeye yardımcı olur Oruç esnasında vücuttaki yağ hücreleri aracılığı ile depolanmış yağlar yakılır.Depolanan yağların yakılmasıyla sağlıklı zayıflama gerçekleşir, sporcular zayıflamak için Ramazan ayları dışında bile düzenli oruç tutmaktadır
Oruç, kandaki şeker seviyesini dengeler Oruç, metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Oruç sindirim sisteminin dinlendirip kalori yakmayı sağlar. Sindirim sistemi iyi olmayan kişilerde Oruç, gıdaların enerjiye dönüştürülmesi ve yağ yakımına katkıda bulunur.*oruç tutmak, metabolizmaya ve bağırsak fonksiyonuna katkı sağlar. az yemek ömür uzatır, çok yaşamayı sağlar. Yaşamı kısaltan en önemli faktörlerden metabolizmanın yavaş olmasıdır. Oruç metabolizmayı hızlandırarak uzun yaşamayı sağlar, sindirim sistemine faydalıdır. Oruç açılığa direnme gücünü arttırır. Ramazan ayından sonra bile belirli aralıklarla oruç tutabilirsiniz.Oruç vücutta hormonların sağlıklı çalıştırır Oruç açlığa direnci arttırır Böylece doğru çalışan hormonlar, metabolizmanın hızlanmasını, sindirim sağlığının korunmasını, hem de hızlı kilo vermeyi sağlar yeme bozukluğunu giderir Yeme alışkanlığı, sindirim sağlığı ve, sağlık açısından oldukça önemlidir.

*oruç yardımıyla beslenme kuralları bünyeye kabul edilir aşırı yeme alışkanlığını obezite ve kilo sorunu ortadan kaldırır Oruç zihinsel fonksiyonları arttırır Beyinde yeni kök hücrelerin oluşturur Oruç parkinson ve alzheimer gibi zihinsel hastalıklara karşı koruyucudur bağışıklık sistemini geliştirir, iltihapı azaltır ve kanser hücrelerinin yayılma hızını yavaşlatır. hayvanlar doğada hasta olduklarında yemeyi azaltıp dinlenir Oruç sürecinde vücut sağlığını olumsuz etkileyen enfeksiyon azalır.
Oruç bağışıklık sistemini geliştirir bir çok hastalıktan korur tedaviyi hızlandırır Kontrol Sistemini Geliştirir:*vücudu açlık olmak üzere fiziki zor şartlara hazırlar Oruç da aynı şekilde vücudun kontrol sisteminin arttırıp fiziksel ve bilinçsel olarak vücudun zinde tutar*Oruç sağlığa çok faydalıdır vücudu temizler Aç kalınarak karaciğer ve böbrekdeki toksinler temizlenir Oruç, cilt temizliğine katkıda bulunur.Oruç ruhen kişinin zinde kalmasına yardımcı olur Psikoloji alanında 21. Yüzyılın en önemli doktoru Dr. Otto Buchinger oruç hakkında, ‘‘ oruç tutmak, ameliyatsız, en önmeli biyolojik tedavi yöntemidir’’ demektedir. Ki, Almanya’da orucu önererek bir çok hastayı iyileştirmiştir.Bir kişi İmam Askari’ye sormaktadır… ‘‘ Allah Orucu neden mecbur kıldı’’ Cevap ise günümüzdeki en önemli sosyal sorunu ortadan kaldıracak niteliktedir…* İmam Askari, ‘‘ Allah, zenginin, fakirin açlık hissini anlaması ve ona merhamet etmesi için emretmiştir’’ demiştir.
sosyal dayanışma içerisinde yapılan oruç insanın uhrevi gelişmesine ve kişinin kendisinden sosyal düşük olanlara karşı şefkatli davranmalarını teşvik edecektir…

*oruç, günümüz toplumunun en büyük hastalığı olan kişilerin birbirine karşı şefkat ve merhamet duygularının artmasını sağlar Ruhsal Şifadır:*ruh sağlığının korunması için Oruç tutulmalıdır
Oruç tutan ruhen ve fiziken dinçtir. zengin-fakir arasında bağ kurarak toplumsal barışa katkıda bulunur.Kişiyi sözünde sözüne vefa göstermesini sağlar. Oruçta verilen söze riayet edilir, İftar ruhen zirvedir verilen söz tutulmuş mükafat alınmaktadır, anlaşmaya uyulmuş kişisel gelişime sağlanmıştır ruh mutludur.Kolaylığı ve güzelliği herkes paylaşabilir ama zorluğu aylaşmak istemez. Oruç, açlığı toplumsal olarak paylaşmayı sağlayarak toplumsal bağları güçlendirir.Oruç kötü, kırıcı, yıkıcı konuşmalardan, söz ve fillerden uzak durmaktır*oruç kişinin bu kötü eylemlerden zihnini temizler Ramazan ayı boyunca zararlı maddeler*tüketen kişiler bir ay boyunca bu maddelerin zararından kendi sağlıklarını korur ve savunma sistemini toparlamasına yardımcı olunur.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2018, 22:24   #5
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak biriz.biz

Ramazan Fıkraları

Anladık Ramazan başlamış

Ramazan hilali görülmeyince oruç tutmanın caiz olmayacağını bilen tiryaki, hilali görmemek için evini kapayıp perdeleri sımsıkı örter geceleri kahveye giderken başını önüne eğermiş bir su birikintisinde hilalin aksini görünce ürkerek şöyle demiş Hey mübarek! Gözüme mi gireceksin, anladık işte ramazan başlamış!..

Bir gün fazla tutmuş

Adama sormuşlar :Kaç gün oruç tuttun?
Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim! .
Aynı soru Bektaşi’ye sorulunca, istifini bozmadan yanıt vermiş Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!

Bir eşek bir öküz

İki softa, ramazanda bedava yeriz diye Bektaşi köyüne misafir olurlar. içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi sorar Senin arkadaşın nasıl bir adam Bilgisi var mı, yok mu O da kendini üstün göstermek için*
eşeğin tekidir", cevabını verir.*öteki softaya da aynı soruyu sorar:*Senin arkadaşın nasıl bir adam? öküzden farkı yoktur", cevabını verir.*Akşam iftar kurulur.tepside arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar sorarlar:*Bunlar ne erenler?*
Bektaşi gülerek cevap verir:*Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için daha iyi azık olur mu?"

Bizi de yedirirsin!

toplu ramazan yemeklerinde, iftardan artan yemekleri, yemek masasına hizmet eden çocuklar yermiş.. artan yemekler onların hakkı imiş. iftarda hoca cemaata: Çorbayı arttırmayın israf haramdır. Yemeği bitirmek sünnettir, der. Ve çorba tamamen biter. sebze yemeğine gelince hoca yine Arttırmayın sünnettir” der yemek biter.çocuklar aç kalır hoca şakalaşmak ister:Balam sizin adınız ne, der.Çocuklar: Farz hoca efendi, derler.Hoca:
Balam hiç farzdan ad olur mu?” der. Çocuklar
Olur ya, sünnet diyelim de bizi de cemaata yediresin öylemi ?” derler…

Bizim eve de buyursun!

Bir zat Ramazan’da hiç evine gelmez, boyuna davetsiz iftarlara gidermiş. Bir akşam birisi evine gelerek: Bu akşam sizin efendiyi davet ediyoruz, buyursunlar,deyince,*Evin hanımı:*Ramazan neredeyse bitecek, efendiyi gören yok. Siz görebilirseniz söyleyin. Bir gece de kendi evinde iftara buyursun!

Borcun var mı?

Bir ramazan III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben Senin borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve şu cevabı alır:Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş...*Ragıp Paşa 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?'*Şair Haşmet cevaplamış:Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.

Bu mahalleden değiliz de...

Evvel zaman içinde iki şair ve edip ahbap Mehmet Celâl ile Faik Esad, Beylerbeyi’nde iftar davetine icabet için yola koyulur fakat vakti hesap edememişlerdir ve iftara saatler vardır. iki ahbap,
Camiye gidelim, vaaz dinleriz, vakit geçer, fikriyle Beylerbeyi Camii’ne gidiyorlar.*Vaiz cehennemden bahsetmekte, diliyle zebânileer, alevleer, katran kuyularıı” dedikçe cemaat dehşetle tir tir titremekte Bizimkiler vaize kulak asmamakta ama ahali hüngür hüngür ağlıyor. Ağlayanlardan biri, kısık sesle, Siz vaizi dinlemiyor musunuz? diye sorar.dinliyoruz elbet” diye cevap veriyor Peki ne dediğini anlıyor musunuz?” "Anlıyoruz elbette, soruyorsun peki?”Adam hayretle Yahu bizim ağlamaktan ciğerimiz sökülüyor, sizde ise hiçbir elem işareti yoktur, nasıl oluyor Şair cevap veriyor:
Efendim biz bu mahalleden değiliz, yabancıyız, misafirliğe geldik

“Buba Ramazan nedur?”

Temelin küçük kızı Emine, Ramazanda babasına:*
-Buba Ramazan nedur? diye sorar.Temel Kiizz Emunem, Üstadum dedu ki: Ramazan İslâmun şartlarunun birunculerindendur. Bülûğ çağuna eren her Müslümana oruç tutmak farzdur.Emine:
-Buba ver elime, ben de tutayum” der.Temel:*
-Kizum elle değül, bir gün yemek yemeden, içmeden aç kalarak oruç tutacaksun” der.*
Emine:*-Anladum buba, der.*Temel:*
-Emunem, diluna, gözuna, kulağuna da sahip olacaksun yoksa aç kalman fayda etmez” der.*
Emine:“Vuuyyy, o zaman arkadaşım Hatice’ye de bir daha karuşmuyacağum buba, der.

Bunları Ramazana Verin

Vaktiyle adamın birisi her şeyin en güzelini ayırır, "Hanım Ramazan'a sakla" dermiş. Gel zaman git zaman Ramazan gelmiş, güzel güzel yemekler pişmeye, iftar sofraları dolmaya başlamış.
kapıya bir dilenci gelmiş ve Allah için yardım istemiş.Kadın: Adın ne senin?" "Ramazan"
Dur öyle ise..."Evde ne kadar güzel yiyecek, içecek varsa kaplara doldurmuş."Al git bunları, bizim bey sana saklıyordu" demiş.

Çayımı içim gelirem

Erzurum kahvelerinde insanlar iftar beklerken içeriye biri girmiş:-Abi çabuk goşu gelin bi tenesi orucuni basır cigara içirdi gözümün ögünde kahveden biri cevap verir:-Ola tamam bi dur neye fenikisen ambu çayımi içim gelirem.

Çömlek hesabı

Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur Hoca'nın yaramaz oğlu,muziplik olsun diye. Bir zaman sonra arkadaşları:*Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'da:*
Şimdi eve gider öğrenirim, der ve evin yolunu tutar.
Çömleği boşaltır; Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkındır Hoca. Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırkbeşi" der.Hocaya gülüşürler Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırkbeşi olur mu? diye itiraz eder. Hoca, kızgın bir ifadeyle: Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der.

Deniz oruç bozar mı?

Naim Hoca`ya sormuşlar;*Denize girersek orucumuz bozulur mu?´ diye.Naim Hoca
Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz. Amma deniz size girerse orucuz bozilir. Ona göre...

Gökte Misafir Edilen Ne Yer?

Nasreddin Hoca, Ramazan ayı vaazlar etmek, namazları, teravihleri kıldırmak üzere evine uzak köyde işe başlamış. Hoca’ya köyde oda tahsis etmişler. Görevi kısa olduğundan getirmemiş,
Köyde vaaz ederken bir ara Hz. İsa’nın göğe çekildiğinden söz etmiş. yaşlı bir kadın Hoca efendi, Hz. İsa göğe çekildi dedin, ama ne yeyip ne içtiğini anlatmadın! Hoca:*Bre kadın, günlerdir köyün misafiriyim. Bir gün olsun misafirimiz ne yer ne içer demediniz de, gökte misafir edilen Peygamberin ne yeyip ne içtiğini soruyorsun ! demiş

Halim Mecalim yok

Bektaşi’ye sormuşlar:Baba Erenler niçin oruç tutmazsın? Bektaşi’de mazeret hazırdır:
-Vallahi tutmak isterim ama halim yok.
Bektaşi’yi zorda bırakmak için sorarlar:
-İftara çağırsalar gider misin ne yapar eder giderim.Bektaşi’nin cevabına Bu nasıl olur? Allah’ın emrini dinlemiyorsun kulların davetini kaçırmıyorsun Bektaşi’nin cevabı hazırdır:
Bunda şaşılacak ne var? Cenabı Hak merhametlilerin merhametlisidir affedicidir. Fakat insanlar böyle midir? Onlar, en küçük sebepten güceniverirler. Bunun için kulların davetlerini kaçırmamak gerekir

Nasıl Yetişeceksin

Sultan II.Mahmud Han Ramazanda ahbablarını iftara davet etmiş. şair İzzet Molla da davetliler arasındaymış.Yatsı ezanı okunmuş, cemaatle namaza başlamışlar. İmam namazı iki secdeyi bir edecek kadar acele kıldırıyormuş. Çok kısa zamanda sonuncu rekatın tahıyyatına gelmişler. bir adam -Hazır abdestim varken cemaate yetişeyim, diye düşünüp safa dahil olacağı sırada selam verilmiş.*İzzet Molla adama şöyle demiş:
Be adam! Biz içinde iken yetişemiyoruz, sen dışarıdan gelip nasıl yetişeceksin?
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2018, 22:24   #6
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak biriz.biz

Ramazan Fıkraları

Niyet*

Bektaşi'ye, sahurda sorarlar:Oruca nasıl niyet etmeli Bektaşi, tıka basa yedikten sonra cevap verir: Dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım diye niyet edip ağzını çalkalamalı.

Oruç farz sahur sünnet

Adamın biri hanımını zorla sahura kaldırıyor yemek hazırlatıp sahur yiyormuş sonrada orucu.*
kadın dayanamamış Ula herif sende vicdan yokmu orucu tutmuyorsun zorla sahur hazırlatıyorsun, demiş.Adam Oruç farz.sahur yemek sünnet değilmi diye sormuş*Kadın Evet demiş*
Adam hanım farzı yapmıyorsak sünneti demi yapmayalım, demiş.

Oruç gitti ama

Oruç tutan Bektaşi susamış. kırda giderken bakmış gürül gürül bir çeşme...*kendinden geçmiş bir lıkır lıkır içmiş Aman erenler ne yaptın? Oruç gitti, diye seslenmişler Bektaşi, sular bağrına doğru inerken cevap vermiş Oruç gitti, ama fakire can geldi!

Oruç Tutayım Diye Bozdum

Günler sıcak ve uzun. Aylardan Ramazan. gün boyu tırpanla ot biçmiş Tonyalı. Hararetten, dili bir karış varmış eve. Kafaya takmış, orucu bozacak ama, arkadaşı Orucunu bozma, akşama ne kaldı ki?
Bir punduna getirip bozmuş orucunu Tonyalı. Arkadaşı:Ne yaptın? Nasıl bozdun orucu? cevap vermiş Tonyalı Baktum ki, orucu bozmazsam susuzluktan öleceğum. Ölürsem bir daha Allah için oruç tutamayacağum. Dedum, ey Rabbum, yaşayup senin için oruç tutayim diye orucumu kestum.

Pabuçları yürüteyim derken...

Ramazan gecesi Ayasofya Camiinde teravih namazı açıkgöz yankesici yanındakinin cebindeki enfiye kutusunu aşırır. yetinmez, kunduralarını da çalar. Malları çalınan, hırsızlığın da farkındadır. ses çıkarmaz. tam camiden çıkarlarken, hırsızın omzuna vurur ve koluna girer. Hırsız, şaşırır Efendi, nezaketle:Siz, namazdan evvel enfiyemi sormuştunuz, takdim edememiştim. İnanmanız için enfiye kutusunu size vermiş, namaza durmuştuk. eksik olmayın, kunduralarımı da taşıyorsunuz. Zahmetinize teşekkür ederim. Bu lûtfunuza artık hacet kalmadı.

hırsızın yüzü mor! Enfiye kutusunu ve kunduralarını alanın sözlerini halkı güldürür, hırsızın yakasına yapışırlar ve karakola götürürler. Komiser, hırsıza çıkışır:herif! Bu kaçıncı rezaletin? Kaçıncı kundura hırsızlığın? Neye yaparsın bu işi?Hırsız, boynunu bükerek Hakkınız var efendim, Kusurum var, kötü alışkanlık! Fakat çok şükür cemaatten dayak yemeden pabuçları geri verdim, Şaşkınlığım yeter. Ancak, Allah aşkına siz de halime merhamet buyurun, hiç olmazsa bir kerecik dayak yemiyeyim.

Sohbet Arkadaşı*

Osmanlı’da her devletlünün Allah dostu arkadaşı vardır. Paşa’nın musahibi Haşmet Baba haramdan sakınıp, sözünü sakınan, hikmet ehli bir zattır. Koca Ragıp Paşa “tebasında* bulunanlara kolaylık gösterenler affonulur” müjdesince Haşmet’i de yanına alarak, çarşı defterlerini kontrole gider. Paşa’nın her ramazan yaptığı bu gizli işini sadece Haşmet Baba bilir.*Ragıp Paşa manava girip:*
“Selamün-aleyküm. veresiye defteriniz var mı?”,
Ve defterde ne borç varsa öder. Esnaf Paşa’nın gizlilik tembihine uyar. Borcu ödenenler, Allah’a hamdü senâ eder. Ragıp Paşa Haşmet’e takılır
Bre Haşmet ölümü düşünürüm de. Kabir taşıma ne yazdırayım?Dün altımda olanlar, bugün üstümde” yazdır Paşam!*Hoş cevap verdin. Senin borcun var mı?”*Vardır bakkal tayfasına 2 altın, manava 3 altın...”*Sana kul borcunu değil, orucu sordum ”
Siz sadece kul borcunu sorarsınız, orucu ancak Yüce Allah sorar.”

Su katıyorlar

Bektaşiyi ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler.*Çakırkeyif Bektaşi'yi gören kadı:*
Behey kafir! Bu yaşta içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu? der.*Sırtınızdaki ipek kaftan haramdır..." diye karşılık verir Bektaşi.*Kadı:*Buna pamuk katarlar.*Bektaşi Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar, der.

Temel oruç tutarsa

Temel, Ramazan günü Sultan Ahmette iftarı bekler. Güneş tepede,Temeli kurutmaktadır.*turist kafilesi satıcılardan iri bir karpuz alır ve temelin gözü önünde sapır şupur yer. bizimki yerinden kalkar usulca eğilerek Uy,dininizun kiymetini pilesinuz ha!*

Teravihi Unuttu

İki kafadar Ramazan’da kadı kıyafetiyle köy köy dolaşıp köylüleri falakaya yatırıp para kazanmaya başlar. Kadı Efendi bunları yakalatır 5 vakit namaz için kırk sopa attırıp bırakır İki kafadar köyden uzaklaşınca Tabanlarım sızlıyor, dinlenelim, deyince diğeri Yürü yürü! Dinlenmenin sırası mı Kadı Efendi teravihi unuttu. Hatırlarsa vay halimize!

Yalansa

Abartıcı kişi hattat İzzet Efendi dostuna:
Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kur’an yazıp bitirdim, demiş.dostu söze girmiş Geçen Ramazan Kandilli’ye, iftara gidiyordum. Boğaziçi’nde fırtına çıktı Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı. Kayık dalgalarda sallanırken iftar oldu, toplar atıldı. sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum.Mustafa İzzet Efendi bağırmış Yalan Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur’an-ı Kerim çarpsın.

Yumuşasın Diye

Adamın biri Ramazanda erik yiyormuş. adam:*
-Yahu, Müslüman oruç yer mi? demiş.Adam:*
Hayır oruçluyum, cevabını verince adam, avurdunun şişliğini işaret ederek Ağzındaki nedir? diye sormuş.Adam-Eriktir, iftara kadar yumuşasın diye ağzımda tutuyorum!*demiş.
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-12-2018, 22:26   #7
Kullanıcı Adı
murataltug1985
Standart
Kaynak biriz.biz

Oruç ve Ramazan Hikayeleri

Ayeti Kerimenin İndirdiği İftar

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin küçük yaşta hastalanır Hz. Ali ile Hz. Fatıma çocuklar iyi olunca, oruç tutar. Birinci gün, iftar yemeğini, o yetimlere vererek, iftar etmeden, ikinci gün oruca başlarlar. akşam yine kapıya gelen Allah için diyen fakir ve miskinlere verirler. O gece de, iftar etmez üçüncü gün orucuna başlarlar. Bunun üzerine, Ayet-i Kerime iner Meal-i şöyledir:*"Bunlar, adaklarını yerine getirdiler. Uzun ve sürekli kıyametden korktukları için, çok sevdikleri yemekleri miskin, yetim ve esirlere verdiler. Biz bunları, Allahu Teala'nın rızası için yitirdik. Sizden karşılık teşekkür, beklemedik, bir şey istemeyiz dediler.* Bunun için, Cenab-ı Hak, onlara Şarab-ı Tahur içirdi."*(İnsan suresi)

Beşikte Oruç

Abdulkadir Geylani Hazretleri, henüz üç aylıkken görülen kerametleri annesi söyle anlatır:Oğlum birkaç aylıktı. Mübarek Ramazan geldi. Birinci gün şafak söktükten güneş batıncaya kadar hiç süt emmedi. İkinci gün de ayni durum tekrar edince anladım ki Abdulkadir oruç tutuyor.İkinci sene Şaban ayının sonuna doğru hava bulutlu olduğu için halk Ay'ı göremedi. Ramazanın başlama tarihini tespit edilemedi Abdulkadir'in meziyetini bilenler annesinin*yanına gidip süt emip emmediğini sordular. o gün Abdulkadir şafaktan beri süt emmemişti. Ve o günün ramazanın birinci günü olduğu anlaşıldı.Beşikteyken oruç tuttuğunu şu beyit ile dile getirir. "Başlangıcım şöyleydi, dillerde söylenirdi.*Beşikteyken oruçtum, bunu herkes bilirdi.Allah ona ayağını veli kullarımın omuzlarına koy derken sebebi bu olsa gerek ...

Bir Ramazan Masalı

*Bir varmış, bir yokmuş. uzak dağlarda, bir ülke varmış. insanlar büyük işler yaparmış; İşler büyük olunca, her an yoğun olurmuş. kimse kimseyi görmezmiş Sabah erkenden halk, işbaşı yapar; akşama kadar işden ayrılmazmış. büyük işlerin adamlarıymış ne onları hiç ilgilendirmezmiş güneş... papatyalar, yapraklar dokunmazmış yüreklerine... Onlar papatya suyunu şifa diye satmayı, sonbaharda kış öncesi yakıt azaltma planları yapmayı severmiş. Kıyıda köşede hastalar, fakirler ve yaşlılar; kalırmış onlar için...*Hayat, bu Hastalanırsan devre dışısın derlermiş Fakirler için kimse tek lâf etmezmiş. Onlar, yokmuş ülkenin gündeminde...*Gel zaman git zaman; sokakda tellâllar bağırmışlar.Duyduk duymadık demeyin! Padişahımız hastalığa dûçâr olmuştur. Herkes, şifa için elden geleni yapın; duâsı makbûl olanlar el açsın; duâ eden olmamış ama; "Nasıl şifa oluruz?" diye düşünen hekimler, saraya akın etmişler. padişah kocaman olmuş!!! Masalda padişah yemek yemeye çok düşkünmüş Padişah yemek yiye yiye hasta vücudu kocaman olmuş. Artık oturup kalkamıyormuş. Hiç kımıldamadan yatıyormuş midesinde kalbine yer kalmamış. mide büyüyünce, kalp küçülmüş Hekim ilaçları.kâr etmemiş. kalbine hiç bir şey yaramamış.
Padişahın yakınları ümîdi kesmişler.

*kalbi sağlam bir hekim:*Allah'tan ümit kesilmez!.." Ümit, kulların en sağlam ipidir."demiş ümitlerini yeniden yeşerterek beklemişler. Bir gün, ülkeden yaşlı bir adam girmiş. gözü ve gönlü yaşlı adamın bilmezlermiş gözünden çıkan yaşları, gönlündeki sızıyı... O, dimdik, gezmiş, Allah'ın yol verdiği ülkede.Az gitmiş, uz gitmiş, serçeler ve karıncalar fark etmiş, bu adamda bbaşkalık olduğunu... ülke insanlarına inat, her âna anlam katıyormuş. Güneşe gülümsüyor, karıncalara yol veriyormuş. O yürüyor, ardından bir "huzur" bırakıyormuş huzura alışık değilmiş insanlar. içlerine çekmişler huzur rüzgarını. Hayat yavaşlamış Bir adam, tek başına nasıl değiştirebilirmiş bunca şeyi, sözsüz, kelâmsız?! Nihayet; yolunu kesip adını sormuşlar. adam, tebessüm etmiş:*"-Ramazan..." demiş.
*Ramazan'ın yürüyüşü devam ediyor. Ünü her yere yayılmış, saraya ulaşmış. Ümidi kuşanmış saray halkı, Ramazan'ı lütuf saymışlar ve saraya dâvet etmişler.Saraya giren Ramazan, lükse, şatafata hayret etmiş. ülke gündemine düşmüş fakirler... israf kanına dokunmuş; üzülmüş, kalbine yaşlar inmiş. padişahın huzuruna... giren Ramazanın sızlamış kalbi, padişaha yaklaşmış; kalbini dinlemiş. cılızmış kalbi; Padişahın yakınlarına dönmüş Ramazan; Bu hastalığın hekimlikde adı; şişmanlıktır. Mânevi âlemde ise biz buna «ağır ruh hastalığı» diyoruz."Çare Allah'tır, Allah'tandır. 30 gün, 30 gece kalacağım ülkede... İlan edin halka; 11 ay beden doymuştur; bir ay ruh doyacak! Fakirler kardeş bilinecek, duâlar alınacak. zamanın kıymetini bilecek bütün insanlar.

*Seheri, sabah bilecek; «vaktin oğlu» olma yarışına girecekler Vaktin oğlu na Biz ona «ibn-ül vakt» deriz. bu hâle erişenler, aldıkları nefesi hissedebilirler, ciğerlerinin her köşesinde... kalbin her atışı bir hayra alâmettir padişaha dönmüş, Ramazan:Sen de iyilik yap. Hâl-hatır sor güle, böceğe!.. Tâ ki, kalbinin ‘tıp tıp'larını duyasın..."
saraydan çıkmış Ramazan. Ardında, rüzgarını bırakmış. Ülkenin şehrini, sokağını, dolaşmış. Bir ay sürmüş yolculuğu... Bir akşam ezanı, terk etmiş ülkeyi. Bir dahaki seneye niyetlenmiş; yine düzen, yine sekînet getirmeyi...Burda da masal bitmiş.*
masalda hiç mi kötü yok?" Ramazan geldiğinde; kötüler, esir edilirmiş Gökten üç rahmet inmiş; biri padişahın kalbine; biri "vaktin oğlu" olabilenlere, biri de Ramazan'ın rüzgârını yüreğinde hissedenlere...


Bizzat Şeytan Uğraşıyor


Bir Ramazan günü Abdulkadir Geylani Hazretleri dostları çölden geçiyorlardı. Hava sıcaktı. oruç takati kesmiş. yola devam ediyorlardı. ışık şöyle seslendi:Ben rabbinizim Ramazan'da yemek içmek size haramdır. Ama şimdi size helal kıldım. Yiyiniz içiniz.hemen su kaplarına ve yiyeceğe el attılar. Abdulkadir Geylani hazretleri uyardı Sakın oruçlarınızı açmayın! Sonra sesin geldiği tarafa dönüp:"Euzu billahi mine'ş-şeytani'r-racim. Euzu billahimine şerri zalike" kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım.*görünen şeyin zararından Allaha sığınırım, der demez nur kapkara kesildi! Şeytan kendisini göstererek onları aldatmaya yeltenmiş ama oyunu ortaya çıkmıştı.

Cehennem Korkusu

Haccac ve adamları Mekke ile Medinede yolculuk ya*parken su başında mola verdiler.Sofra kurulunca; Haccac fakir birisi getirin beraber yiyelim dedi. Hizmetçiler üzerinde hırkalı birini gördüler. Ve Haccaca götürdüler. Gel yemek yiyelim, dedi.
Adam yemem diyerek Haccac'ı reddetti Haccac sebebini sorunca:-Beni senin sofrandan daha iyi. bir yere çağırdılar.-Nereye çağırdılar? Deyince adam:-Allah'ın misafirliğine çağırdılar. Ben oruç tutuyorum deyince,Haccac sıcak ta mı tutuyorsun? Deyince adam şöyle cevap verdi:-Evet, sıcak ta tutuyorum ki kıyametin sıcaklığından kurtulayım, dedi.

Çoban ve Elma Ağacı

Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında elma ağacının altında dinlenir ve onunla konuşarak:*Hadi bakalım evladım ihtiyarın elmasını ver artık".*Ve bir elma düşerdi, en güzelinden, en olgunundan. Yaşlı adam çakısıyla onu dilimlere ayırır ve küçük bir yoğurtla ekmeğe katık ettikten sonra, babasından kalan Kur'an'ını okurdu
Çoban, ağacı yirmi yıl önce diktiğinde sık sık sular, abdest suyundan geriye kalanı kullanırdı. Elma ağacının kökleri, bu sularla kuvvet bulmuş serpilip meyve vermişti. Çoban gençti şimdi bükülüp boyu kısalmış, ağacınki çınar gibi büyüyüp göklere yükselmişti. ağaç Onu bir evlat sevgisiyle okşarken :*"Ver yavrum, bu günkü kısmetimi."*
Ve bir elma düşerdi nazlanmadan, yıllar boyu aksamadan.

Köylüler, uzaktan uzağa yaşlı çobanın veli bir zât olduğunu söylerlerdi. Yaşlı adam, namazını kıldığı gün, yine elmasını istedi. Ancak düşmemişti. Beklediği gelmiyordu. Gözyaşları, doğmuş kuzuların tüylerini ıslatırken, ağacın altından uzaklaşıp koyunların arasına attı kendini. Yavrusu, ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar çobanın beli bükülmüş, güçsüz bacakları vücudunu taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını toplayıp köye yöneldiğinde, caminin her nurlu minarelerinden yankılanan ezanla irkildi Yeniden doğmuştu çoban. Birşey hatırlamıştı.*Çocuklar gibi sevinerek ağaca koştu şefkatle sarılırken :*hıçkırıp ağlayarak.*"Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan ihtiyarı üzmeden neden söylemedin, bu günün Ramazan'ın ilk günü olduğunu ?"*

Ebubekir (r.a.) Oruç Açıyor

Hazreti Ebubekir kavurucu bir yaz günü oruç tutmuş ve iftar sofrasında bir tas su vardır İftar vakti gelince soğuk su ile oruç açmak için bardağı ağzına götürdü. Ve bardağı bırakması bir oldu. hıçkırıklara boğuldu Hz. Ebubekire neden hıçkırıklara büründüğünü sordular.*Hz. Ebubekir cevap verdi Bir gün Allah Resulü ile otururken eliyle hareketler yapıyordu. karşısında birisi varmış gibi git diyordu sordum.Resullailah cevap verdi Dünya yanıma geldi kendini kabul ettirmek istedi, git kendini bana kabul ettiremezsin dedim.-Yeminler olsun sen kurtulsan senden sonrakiler kurtulamayacaklar kendimi onlara kabul ettiririm.
Hazreti Ebubekir Bende soğuk su içerken dünyayı kabul edenlerden mi oldum diye ağladım.O soğuk su içerken bunu düşünüyorsa biz soframıza inip kalkan yemekler için ne demeliyiz? Dünyanın kullarıyız dersek doğru olur mu?

Gıybet Dinledim Orucum Bozuldu

Allah dostlarının orucu akşama kadar aç kalmak de*ğildir. orucu haram ve mekruhlara şüpheye karşı bile kendini kapatmaktır. Onla*rın derdi sadece akşama kadar aç kalmak değil, oruçla Rıza-i ilahiye kavuşmaktır. Onlar için yılın her ayı ramazan ayıdır Sürekli oruç tutarlardı.*Bir gün oruçlu iken yanın*da Hindistan sultanı, gıybeti yapılınca; Dıhlevi hazretleri;"Eyvah orucum bozuldu" dedi. Yanındakiler; efendim gıybet yapan siz değildiniz" de*yince Gıybeti yapan da dinleyende ortaktır." hadisi şerifi ile karşı*lık verdi

Hayvanlar Oruç Tutmaz

Son Asrın Evliyalarından Hacı Cemal Öğüt Fatih Camiinde, Ramazan vaazı veriyor. oruç tutmayanları, başı açıkları, namaz kılmayanları görüyor, onlara bir şeyler demesi lazım, Konuya şöyle giriyor: Şu Hacı Cemal var ya, bu saf hanımla nasıl yaşayacak, nasıl idare edecek, Diyeceksiniz ki: "Senin hanım çok mu saf?"sormayın, o kadar saf, o kadar saf ki, isterseniz örnek vereyim de anlayın. Hacı Cemal'in nasıl yaşayacağını siz düşünün. Efendim, cübbemi buraya gelirken bizim hanım mutfakta iftarlık hazırlı*yordu. feryadı bastı.
ayakkabılarımı çıkardım mutfağa koştum, mutfakta bir şey yoktu Dedim ki: Hanım, yangın alarmı ve*rir gibi ne bağırıyorsun Dedi ki:"Görmüyor mu*sun kediyi?"

kediye ne olmuş?"İftarlık pideleri yiyor" Tepem at*tı.
Hanım ne kadar cimrisin. İnsan pide için bu kadar çığlık atar mı? camiye gidiyorum. Ne kadar pide istersen getiririm, deyince, hanım dedi ki:
"İlahi hoca, asıl saf olan sensin! Ben pideye mi acıyorum? Görmüyor musun, mübarek Ramazanda hayvan oruç tutmuyor, oruç? Şapur şupur pide yiyor. hay*vanın oruç yediğine kızıyor ve üzülüyorum."Tepem attı. dedim ki hatun sen bilmiyor musun hayvanlar oruç tutmaz, sen bilmiyor musun hayvanlar namaz kılmaz, sen bilmiyor musun hayvanlar açık yerlerini örtme ihtiyacı duymazlar" Cemal Hoca cemaate
Nasıl bizim saf hatuna iyi söylemiş miyim?"
Cemaatte gülüşmeler, mesaj alınmıştır.

Huzura Oruçlu Gitmek

Ramazan ayının ilk günleriydi. Nasuhi Efendi, dergahın bahçesinde dolaşıyordu. Onun bahçede hanımı, gece vakti niçin geziniyorsunuz?" diye sordu. O da;*Allah Teala bilir bayramı burada geçireceğiz.kendime yer hazırlıyorum." buyurdu.
Hanımı Niçin böyle söyleyip yüreğimizi yakıyorsunuz." dedi.Nasuhi hazretleri;*
"Takdir-i İlahi böyledir." cevabını verdi.*Aradan günler geçti. Ramazan-ı Şerif te sevenlerini etrafına toplayıp, oğlu Alaed din Efendiyi halife tayin etti ve vasiyeti bildirdi. Muhammed Nasuhi Hazretlerinin talebesi Şami Efendi, vefat edeceği gün hocasını ziyaret etti. Nasuhı Efendinin hastalığı artmıştı. Şami Efendi

"Efendim az oruç tutup ilaç kullanırsanız rahatsızlığınız iyileşebilir." deyince,*Nasuhi Efendi;*
Oğlum! Cenab-ı Hakk'ın inayetiyle otuz senedir farzları değil nafileleri dahi noksan yapmadım. İnşallah bu gece dergah-ı iz*zete oruçlu giderim." buyurdu.*Nasuhi hazretleri vefat ettikleri gün dervişlere;*"Bu gece Cüneyt-i Bağdadi, Abdülkadir-i Geylanı, hazretleri teşrif buyuracaklardır. hizmette kusur etmeyin.*İftar vaktinde Nasuhı hazretleri lokma yerken "Hu" diye seslendi.*Allah Teala'nın ismini zikredip ruhunu teslim etti.-
murataltug1985 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı