Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-06-2011, 17:13   #1
Kullanıcı Adı
Bilal Baştan
Standart Muhalefetin halkı, halkın muhalefeti / Mehmet ALTAN
Dün, siyasi partilerin son grup toplantıları vardı. Ama ben “Ankara’nın gündemi”ni bir yana koyarak önce “Türkiye gündemi”ne yöneldim...
Türkiye’nin en has gündemi, yeni yapılan anayasa değişikliği nedeniyle yakında çok öğretici sinyallerinden mahrum kalacağımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında yatıyordu...

***

Baktım, cezalar yağmur gibi yağmış...

Dün açıklanan ilk mahkûmiyet kararı adeta Türkiye’nin otopsi raporu gibiydi: AİHM, Samsun’un 19 Mayıs ilçesine bağlı Yörükler Beldesi’nde, 51 yıldır süren kadastro davasında, Türkiye’nin, vatandaşlara 700 bin TL manevi tazminat ödemesine karar vermişti...

Kararın kendisi, her türlü söylenecek sözü anlamsız kılıp, yoruma yer bırakmadığı için ikinci mahkûmiyet kararına geçtim.

Okuma yazma ve Türkçe bilmeyen Sultan Şaman’ın gözaltı süresince avukat ve çevirmen isteği reddedildiği gerekçesiyle, Türkiye 2 bin 800 euro tazminata mahkûm olmuştu...

Gene AİHM, “İtirafçı: Bir JİTEM’ci Anlatıyor” adlı kitabın yayınevine verilen para cezasını ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirmişti... 51 yıldır bitmeyen tapu ve kadastro davası, resmi dili bilmediği halde kedisine gözaltı süresince çevirmen verilmeyen vatandaş, toplanan kitap, bunlar konuşmadığımız “Türkiye gündemi” idi...

***

Seçim yaklaştıkça dozu daha da artacak olan Ankara’nın atışmalı siyasal gündeminde ise karşılıklı suçlamalar vardı...

Başbakan Erdoğan, “8 yıldır söylüyorum; böyle muhalefete can kurban, inanın can kurban. 12 Haziran seçimlerine çok bildik, çok tanıdık bir rakiple, sürekli çark eden, umut simsarlığı yapan, hayal tüccarlığından medet uman bir CHP ile giriyoruz” derken... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da siyasal iktidarı “Deniz Feneri Davası” üzerinden eleştiriyordu:

“Bu düzen yolsuzlukları kapatma düzenidir. Almanya’da Deniz Feneri Davası görüldü. Suçlular bulundu, daha önemli kişiler Türkiye’de dendi. Hatta biri Türkiye’de önemli bir kurumun üst yönetimindeydi. Ancak dokunulmadı.

Bu dava açılmazsa, bunun sorumlusu Ankara’daki başsavcıdır, bu dava açılmazsa bunun sebebi de hükümettir.”

***

Başbakan Erdoğan’ın “bu partinin adındaki ‘halk’ ifadesine bakmayın, bu parti halksız bir CHP’dir. Bunlarda halk yok” sözünden hareketle, “muhalefetin halkı yok ise halkın muhalefeti neydi” sorusuna takıldım... O bağlamda, Pazartesi gecesi 239’uncusunu gerçekleştirdiğimiz Mehtap TV’deki “akıl defteri” programına gelen onca elektronik mesajdan rastgele ikisine geri döndüm:

“Sayın Altan, askeri yargının ‘askerlik hizmetlerinin gereklerine göre değil, hakim bağımsızlığı ve tarafsızlığına göre yapılandırılması’ hususu 12 Eylül’de referanduma sunuldu. Yüzde 58 oy ile bu değişiklik halk tarafından kabul edildi. Sorun şu ki; bugün 4 Nisan 2011 referandumun üzerinden 7 ay geçmesine rağmen AK Parti bu anayasa değişikliğini anlamlı ve uygulanabilir hale getirecek uyum yasalarını hala çıkarmadı. Meclisin 3 çalışma günü kaldığı dikkate alınırsa çıkacak gibi de görülmüyor. Askeri yargıda askerlik hizmetlerinin gerekleri hala geçerli. Referandumda evet oyu veren bir vatandaş olarak bu uyum yasalarının niçin çıkarılmadığını anlamakta zorlanıyorum ve AK Parti’nin hukukçu kurmaylarına sizin vasıtanızla bu konuyu soruyorum. 28 Şubat bin yıl sürmedi ama AK Parti’nin demokratikleşmesi yüz bin yıl sürecek gibi görülüyor. Saygılarımla-Hasan Yılmaz.”

Adana’dan Muhammet Bas da mevcut düzenin iç yüzünü sergileyen bir örneği naklediyordu:

“Maliye bakanlığı TSK personelinin maaşını kamuoyuna açıklamama kararı aldı. Ben de bilgi edinme yasasından teğmenden Genelkurmay Başkanı’na kadar aldıkları maaşı sordum. Gelen cevabi yazıda muhatabın Milli Savunma Bakanlığı olduğunu söylediler. Sonra aynı dilekçeyi Milli Savunma Bakanlığı’na gönderdim. Milli Savunma Bakanlığı da konunun muhatabının Genelkurmay Başkanlığı olduğunu ve dilekçemin oraya yönlendirildiğini belirten bir mail gönderdi. Sonra Genelkurmay bana ilgili dilekçede istenen bilgilerin kişilerin ÖZEL hayatını ilgilendirdiğini, dolayısıyla bu konuda cevap veremeyeceklerini ifade eden bir mektup gönderdi. Kısacası TSK personelinin aldığı maaş kişilerin özel hayatını ilgilendirdiği için cevap vermediler...”

 

Bilal Baştan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 04-06-2011, 21:38   #2
Kullanıcı Adı
Hakan Özkan
Standart
Mehmet altan kafayı taktı bu uyum yasalarına haksızda değil yani.
Hakan Özkan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı