![]() |
#31 |
![]() kışkırtıcı provakatör hemen devreye girmiş
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
![]() Pes artık be kardeşim. Hani %99 u Müslüman olan bir ülke nerde ?!
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
![]() Kamuoyuna;
Derneğimizin yaptığı yasal faaliyetler suç kabul edilerek hakkında fesh kararı verilmiştir. Dava temyiz edildiğinden yasal süreç devam etmektedir. Genel merkez ve şubelerin faaliyetleri durdurulmamıştır. Muhtaç ailelere yardım ve kutlu doğum faaliyetleri başta olmak üzere tüm faaliyetlerimiz devam etmektedir. Derneğimizin feshi kararı hakkında önümüzdeki günlerde basın açıklaması yapılacaktır. Mustazaflar ile Dayanışma Derneği Genel Merkezi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
![]() Hür-Der: Mustazaf Der'in Kapatılması Kolluk ve Yandaş Yargı Zulmüdür'
Mustazaflar ile Dayanışma Derneği (Mustazaf-Der), “Yüz binlerin katılımıyla kutlu doğum programı düzenlemek, muhtaç ve yoksullara yardım etmek, İsrail’i telin etmek veya Kurban Bayramında muhtaçlara kurban eti dağıtmak” gibi suçlamalarla Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından feshedildi. Mustazaf Der’in kapatılması nedeniyle basın açıklaması yapan İnsani Hak ve Hürriyetleri Derneği (Hür-Der), sivil toplum örgütlerinin, Türkiye’de dini, etnik veya diğer hak taleplerinin yaşama geçirilmesi için çalışan vazgeçilmez unsurlar olduklarını belirterek, son yıllarda farklı STK’ların yasal ve meşru faaliyetlerinin, örgütsel faaliyetler olarak gösterildiğine dikkat çekti. Açıklamada, “Türkiye’de sivil kültürün yerleşmesi için çabalayan, Sivil Toplum Örgütleri’nden rahatsız olan derin devlet ve derin yapılanmalar varlığını devam ettirmektedirler. Oysa Sivil Toplum Örgütleri bir ülkede demokrasi, hak ve özgürlüklerin gelişimine katkı sunan temel yapıların başında gelmektedir” denildi. Müslüman Toplumun Sesi Hukuka Aykırı Bir Şekilde Kapatıldı Açıklamaya şu ifadelerle devam edildi: “Yasalar, İnsan Hakları Avrupa sözleşmesi ve mahkemesi kararlarına göre; hakaret, müstehcenlik veya şiddete çağrı yapılmadığı sürece ifade özgürlüğü sınırlandırılmamalıdır. Aynı şekilde başkalarının hak ve özgürlüklerini sınırlamayan, baskı ve şiddet içermeyen her türlü faaliyet, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kapsamında değerlendirilir. Türkiye çapında birçok şubesi bulunan ve etkinlikleri ile halkın ezilmiş ve hakları gasp edilmiş Müslüman toplumunun sesi ve tercümanı olmuş saygın bir dernek olan Mustazaf-Der (Mustazaflarla Dayanışma Derneği) hukuka aykırı bir şekilde kapatılmış bulunmaktadır.” Bu Bir Zihniyet Sorunudur Mustazaf-Der’in bu güne kadar tüm faaliyet ve etkinliklerini yasal zeminde yaptığı ifade edilen açıklamada, halkın temel dini değerlerinin savunucusu olmuş Mustazaf Der’in mevcut yasalara aykırı, illegal yapılanmalarla hiçbir ilişkisinin olmadığı kaydedildi. “Sivil alandaki temel hak ve özgürlüklerle ilgili meşru çalışmaların niyet okumalarla, suç olarak algılanması bir zihniyet sorunudur.”denilen açıklamada, “Toplumsal barış ve bir arada adil bir yaşam hakkı, herkesin kendi inanç ve değerleriyle, görüşleriyle ifade edebilmesi en temel hakkıdır. Bu haklar hiçbir şekilde engellenmemelidir” ifadelerine yer verildi. STK’ları Kapatmak İçin Bahane Arayan Bir Düzen Çağdaş Olamaz Açıklamada, “Dernek ve STK’lardan korkan ve onları kapatmak için bahane arayan bir düzen asla çağdaş, çoğulcu ve demokratik bir sistem olamaz” denilerek, “Sosyal, demokratik, hukuk devletiyim diye kendini tanımlayan bir devlet asla kendini oluşturan bireylerin yasal çerçevede oluşturdukları ve şiddeti reddeden sosyal ve siyasal örgütlenmeleri kapatma teşebbüsünde bulunamaz. Şimdiye kadar halkını anlayamamış, eğitim gördüğü batıdan sadece taklitçiliği öğrenmiş ve zorbalıkla halkına ithal batılılaşmayı benimsetmeye çalışan ve bunu sistemleştiren ittihatçı zihniyet; halkın bağrından çıkan, halkının değerlerine sahip çıkan, halkının duyulmayan sesini duyuran yapılara asla tahammül” edemediği vurgulandı. Tepeden Bakan Zihniyet Açıklamaya şöyle devam edildi: “Mustazaflar ile Dayanışma Derneği’ni kapatma girişimi, aslında halktan kopuk, tepeden bakan zihniyetin değişmediğini ve halkın temsil gücünün yok etmeğe çalışıldığının bariz bir ifadesidir. İfade ve örgütlenme özgürlüğü; bir düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygunun barışçıl yollardan açığa vurulmasının veya dış dünyada ifade edilmesinin ve bunun için örgütlenmenin serbest olması ile mümkündür. Başkalarının hak ve özgürlüklerini ihlal eden -şiddete yönelik faaliyetleri- yasal olarak soruşturma veya cezalandırılma gerekçesi olarak değerlendirilebilir ise de, bunları içermeyen faaliyetlerin bu kapsama alınması haksızlıktır. Düşünsel bir yapıyı temsil eden yasal dernekleri kapatmak ilkel bir anlayıştır.” Ülkemiz Kokuşmuş Zihniyetten Kurtulmadıkça Esenliğe Kavuşamayacaktır Hukuki ve meşru temelde faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarının “İllegal faaliyet gösteren” yapılar şeklindeki bahanelerle kapatılmasının, hak ve özgürlüklere tahammül edemeyen derin devlet ve derin yapılanmaların (Ergenekon) varlığını devam ettirdiğinin bir tezahürü olduğu belirtilen açıklamda, “Hedef haline getirilmeye çalışılan Sivil Toplum Örgütlerine yönelik yapılan bu isnatlar insan hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahaledir. Ülkemiz bu kokuşmuş zihniyetten kurtulmadıkça, sistemdeki ve hukuksal düzendeki kokuşmuş zihniyetin varlığını ortadan kaldırmadıkça esenliğe kavuşamayacaktır” denildi. Açıklamanın sonunda, halkın dini ve diğer hak taleplerini dillendirmeyi temel ilke edinmiş ve bu amaçla çalışma yapan Mustazaf-Der’in ulusal ve uluslararası hukuka göre meşru faaliyetleri suç sayılmaması ve ifade ve örgütlenme haklarının engellenmemesi gerektiği vurgulandı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|