![]() |
#1 |
![]() "Ordu profesyonelleşirse ruh kaybolurmuş"... Pardon? Şimdi generaller bedavaya mı çalışıyor, para almıyor mu yani?
![]() Ferhat Güneş'in yazısı Bedellinin bedeli Diyelim ki bir evde arkadaşlarınızla birlikte kalıyorsunuz. Geceleyin kalkıyorsunuz, bir bakmışsınız ki karşınızda devasa bir yabancı: “Sen benim kölemsin” diyor, “istersem canını da alırım, malını da alırım ”. Ne yaparsınız? Can havliyle “aman malımı al da git” diyorsunuz. Fakat ne hikmetse oda arkadaşınız “Olmaz” diyor, “ben gitmem ama bizim diğer oda arkadaşımız var, o çarpışacak, ölecek”. Daha da ileri gidiyor: “Olmaz! Sen de malını veremezsin, sen de canını vereceksin”. Bu oda arkadaşınızın gerçekten aklı var mıdır? Bedelli askerlik muhabbetinin bütün hikâyesi budur. Devlet kafasından zorunlu angarya diye bir şey uydurmuş; diyor ki “ben senin 6-12-15 ayını bedavaya veya zorla alırım, sana istediğim uyduruk işi de veririm, hatta canım isterse ölümün kol gezdiği yerlere tedbirsiz sürerim, keklik gibi avlanırsan da ne yapalım”. Bedelli askerlik isteyenler “hiç olmazsa malımızı verelim de canımızı kurtaralım bu haydutluktan” diyor sadece, bütün hikâye bu. Abartı değil bu; gerçekten haklı bir mücadele olur, yöneticiler tedbirini alır, o zaman hepimiz gideriz; o durumda gerçekten şehit de olursun. Ama komutanın önüne bir ateş yaktı, “buraya atlayacaksın” dediği anda atlarsan, bunun adı şehitlik değildir, cinayettir, intihardır. Ama asıl ahlaksızlık hikâyede başka yerde. Bu mevzu gündeme geldiğinde “asker millet” ukalalığı yapanlara “madem o kadar askerlik meraklısısın, sen bir daha git o zaman askere, çocuğunu gönder, damadını gönder, ne duruyorsun” dediğiniz anda, kıllarını kıpırdatmazlar. “Sen önden git, biz arkadan geleceğiz” deyin milim hareket etmezler. Yani başkalarının çocuğu ölecek, sıkıntı çekecek, bunlar oradan keyif çatacak, kahramanlık taslayacaklar. “Ordu profesyonelleşirse ruh kaybolurmuş”… Bir de bu var. Pardon? Şimdi generaller bedavaya mı çalışıyor, para almıyor mu yani? Erin bedavaya çalıştığı yerde general niye para alıyor, o da bedavaya, karın tokluğuna çalışsın, asgari ücret alsın o zaman. “Para alınca o ruh kaybolur” demek bugün TSK bünyesinde para alan 300 bin kişiye en büyük hakarettir. Bu ciddiyetten uzak laflarla ne kadar zaman kaybedeceğiz? Kocaman adam hâlâ 5 yaşında gibi konuşuyorsa o adam bir iki kere uyarılır, sonra ciddiye alınmaz ve “selam sana” denilir geçilir. Fakat çok ilginçtir, Erdoğan bu gayr-ı ciddi argümanları oy kaybetmemek için ciddiye aldı ve 3 senedir askerlik konusunda adım bekleyen insanlara posta koymayı adet haline getirdi. Bedelli askerlik gibi uyduruk bir mevzuyu haddinden fazla önemsedi ve o insanları resmen süründürdü. Sanki başka mevzu yokmuş pek çok kişi bu konuyu bir muhalefet meselesi haline getirdi. Adam orada ölürken, sürünürken, ailesinden uzakta 15 ay geçirirken, angarya çalıştırılırken, diskoda işkence görürken, en hafifinden verimsiz kullanılırken vicdanınız kanamıyor da, birileri “lanet olsun, malımı vereyim de bari kendimi kurtarayım” dediğinde mi vicdanınız kanıyor? Yalan söylüyorsunuz. Ve gariptir, bunca “zengin çocuğu” muhabbetinden sonra Erdoğan’ın dönüp dolaşıp kelimenin tam anlamıyla hayli yüklü bir bedelli askerlik teklifi yapması da ne hazindir! Zengin olmak ayıp değil ve bedelli askerlik gibi bir fırsat, imkânı olan herkese sonuna kadar helaldir; fakat ilaveten bu imkânın AK Parti’ye en fazla oyun da geldiği alt ve orta sınıflara ya hiç hitap etmemesi ya da onları çok zorlaması ne acıdır! Onların hiç hesaba katılmayıp, “senin canını bağışlamam için malını son zerresine kadar alacağım” denmesi ne kötüdür, kaç aile rahatlıkla 30 bini cebinden çıkartabilir ki! Üç yıl boyunca bir mevzu süründürülüp bir de tam tersi nasıl yapılabilir? Normalde Erdoğan’ın yapması gereken açıklama şuydu: “27 yaş üstüne kimseye askerlik yok, para verme de yok, bitti, yakında da tamamen profesyonel olacak”. Hadi bunu diyemedin, dönüşüm yapmak için paraya ihtiyacın var diyelim; o zaman da bedelli çıkartırsın, yaş sınırı bile koymazsın, gelire göre bir miktar belirlersin, birkaç yıla profesyonel orduya geçileceğini hissettirirsin ama söylemezsin. İnsanlar gelir, başı ağrımaması için parayı verir, sonra dersin ki “bundan sonra askere gelenlere ücret verilecek” vs. Yani ordu profesyonelleşene kadar bir müddet yarı gönüllü, yarı paralı bir usulle gidersin. 2 yıl sonunda da tamamen geçersin profesyonele. Bedelli parası veren der ki, “2 yıl için para vermiş gibi olduk ama devlete helal-i hoş olsun”. Bitti, ebediyen bitti bu mesele! Kimse kusura bakmasın, AK Parti’yi eleştireceğiz, onun hata yapması diğer partilere benzemez çünkü. 12 Eylül referandumunda önce askerî yargıyı tamamen kaldıracaktı, sonra yerinde bıraktı, kabul. Referandumdan sonra seçim yaklaştı, radikal adım atamazdı, tamam. Seçim sonrasında bütün devlet kurumlarıyla oynadı, Genelkurmay’la oynamadı, hadi o zaman eleştiri için erken dediniz. YAŞ’ta diklendi ama Koşaner istifa edince dik durmadı, eyvallah. Paşa sözcülüklerine kulağımızı kapatalım. Dışişleri Bakanlığı’nın zorlamasıyla biraz harekete geçti, sonra hemen kamu hizmeti seçeneğinden çark etti. Gele gele bugün, başka noktada değil ama askerlik noktasında AK Parti, CHP’den bile geriye düşmüştür. CHP’nin teklifi bile daha iyiydi. Yeterince işaret hâlâ mı yok yani? Bir parti böyle böyle geriler. Erdoğan çok güzel söylemişti: Statüko illa değiştirilecek diye bir şey yok, mevcut durum hayırlıysa aynen bırakılır, illa yenilik yapmak gerekmez. Ama “rahatım bozulmasın” diyerek gerekli adımları atmadığınız anda statükocu zihniyetten ne farkınız kalır? Geleceği doğru bir şekilde kurma vizyonuyla hareket etmediğiniz müddetçe, değişim zamanlarında çok gereksiz bedel öder ve ödetirsiniz. Bedelli askerlik çok basit bir duraktı ama bu vizyon ortalarda olmayınca hem mesele gereksiz yere süründürüldü hem de sonuçta bir işe yaramadı. Moralhaber.Net
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|