Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Belgelendirme (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=206)
-   -   Dünden bugüne : BAŞÖRTÜSÜ (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=28320)

Berika 07-04-2008 23:58

Ben Bir Başörtüsü Engellisiyim
 
Ben Bir Başörtüsü Engellisiyim
--------------------------------------------------------------------------------
Merhaba sevgili günlüğüm! Gazete de okudum bugün. Önümüzdeki hafta "Engelliler haftası" imiş. Biliyormusun biricik günlüğüm içimi derin bir hüzün kaplayı verdi. Herkesin bir imtihanı var işte! Rabbimiz çeşit çeşit dert ve sıkıntılarla kulları imtihan eder. Hastalıklar, özürler sabredilirse Allah katında günahlara kefaret olucu birer nimettir.
Biliyor musun biricik günlük! Bence bedensel engellilik gelip geçici bir imtihan. Asıl kötü olan iman engelli olunması olsa gerek. Ne kadar acı değil mi? Düşünsene Allah kalbini mühürlemiş, gözlerin hakikati göremiyor, kulakları bir türlü gerçekleri duyamıyor. Allah muhafaza ne acı bir durum değil mi? Bedensel engelli olsan, sabretsen ecrin büyük oluyor ve günahlarına kefaret oluyor. Ama iman engelli olmak ne garip, hiç kurtuluş ümidi yok. Düşündüm de günlüğüm iman engelli olunca amel engellide oluyorsun haliyle. Kulluk etme niyetinden uzak kalmaktan daha acı bir engellilik olmasa gerek. Hem iman engelli olunca sorgu edebilme engellisi de oluyorsun. Hakikati düşünme engellisi de oluyorsun. Ne kadar kötü bir durum olsa gerek değil mi? İnsan olma farkından mahrum kalmak. Ne anlamı var ki günlüğüm bedensel olarak sapasağlam olmuşsun ama iman engellisin neye yarar ki? Mü'min bedensel engelli olduğunda günahlarını hafifletiyor. İman engelli bedensel sağlamlığıyla günahlarını artırıyor. Çok ilginç değil mi sence günlüğüm?
Benim sırdaş günlüğüm sana bir sır vereyim ister misin? Biliyorum sende konuşma engellisin. Evet diyemezsin bana. Ama sen dinleme ve paylaşma engelli değilsin günlüğüm. Ne mutlu sana. Birçok insan bundan bile mahrum biliyor musun? Derdini duyuramazsın, sıkıntını dinleyerek bile paylaşamazsın. İyi ki sen varsın günlüğüm. Namazlarımın ardından Rabbime dua edip sıkıntılarımı O'na havale ettikten sonra o kadar rahatlıyorum ki bilemezsin. Belki seninle de bu huzur sayesinde paylaşabiliyorum çoğu şeyi. Neyse, tatlı günlüğüm paylaşacağın sırrı unuttum sanma, sıkı dur şimdi. Ben bir BAŞÖRTÜSÜ ENGELLİSİYİM! Ne o, neden şaşırdın. Haklısın! Doğal olarak seninde aklına başörtüsü takamayan bir kız geldiğinde ilk tanımlamanı anlayabiliyorum. Ne olacak? Başörtülü kız denince akla ya irtica gelir ya da mağdur. Hayır canım! Ben ne mürteciliği nede mağdurluğu kabul etmiyorum. Hiç kusura bakma. Çünkü Rabbim beni başörtülü yaşayacak şekilde hislerle yaratmış. Yani başörtüsü benim herhangi bir uzvum gibi. Kolum, elim, ayağım gibi bir şey. Hangi yakıştırmayı yaparlarsa yapsınlar ben bir başörtüsü engellisiyim. Ama bu uzvumu ne trafik kazasında kaybettim ne de herhangi bir ateşli hastalıkta. Doğrusu bende anlayamadım nasıl başörtüsü engelli olduğumu. Ya! Günlük doğuştan başörtüsü engellisi olsan belki az çok idare edebilirdin. Tıpkı doğuştan görme engelli ile sonradan gözlerini kaybeden insan arasındaki fark gibi bir şey bu.
Ne garip bir engel biliyor musun bu benimkisi? Engeli ayaklarında olan sadece belli şeyleri yapamaz, misal top oynayamaz ya da ne bileyim kaldırımlarda zorlanır. Evet Allah sabır versin bu da zor bir durum. Ama sevgili günlüğüm en azından insani hakları var bu kardeşlerin. Engellilikleri sadece bedensel. Ve o kardeşlerim aşağılanmıyorlar. Bazı yerlerden kovulmuyorlar. Engelini aşmadıkça şuraya giremezsin demiyorlar. Ya ben? Ne yapabilirim günlük? Ben niye engelli oldum durup dururken. Okuluma gidemiyorum yürüme engelliyim. Derslerimi dinleyemiyorum duyma engelliyim. Sınıfta tahtadaki yazıları okuyamıyorum görme engelliyim. Bilgimi artıramıyorum zihinsel engelliyim. Haksız mıyım söyle hadi? Başımı örttüğüm için neden ben bütün engellilerden daha engelliyim? Hangi tıp kitaplarına bakacağım ben bu sorunun çözümünü? Ve niçin bizim ülkemizde var oluyor bu başörtüsü engelliliği. Havasından mı, suyundan mı, toprağından mı desen saçma olacak. Çünkü biliyorum ki bu coğrafyada bin yıldır gözükmemiş bir engelli çeşidi bu. Hangi yasak meyveden tattım ki ben örtü engellisi oldum.
Sevgili günlük söyle hadi başörtüsü engellisi olmak % kaç özürdür sence? %20? %40? %80 mi yoksa? Peki neden malul emeklisi değilim? Biliyorum cevabın yok bu sorularıma, zaten olmazda. Hangi engellilik insan olma engelliliğidir. Başörtüsü engellisinden başka. Başörtüsü engellisi = İnsan olma engellisi diye bir tez ortaya koysak ispatı mümkün olur mu sence günlüğüm?
Tamam, sırdaşım yazmayacağım daha sustum! Sadece şunu bil BEN BİR BAŞÖRTÜSÜ ENGELLİSİYİM!

Teyfik Alındanesi VUSLAT DERGİSİ... ALINTIDIR.

Berika 07-14-2008 15:42

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
Başörtüsü mü desek, türban mı desek tartışması neye yarar ki? Başörtüsü de desek, türban da desek, aynı şeyi demek istiyoruz; Müslüman kadının tesettürü...
Tarihler, Müslüman kadının tesettüründen duyulan rahatsızlığın ilk örneklerinin bizzat Asr-ı Saadet'te olduğunu haber verir. Bu rahatsızlığı ilk duyan Yahudiler'di. Bir keresinde bir Müslüman kadının tesettürüne müdahaleye kalkışmışlar, çıkan olaylar üzerine Allah Resulü onlarla olan anlaşmayı feshederek, bazı Yahudi kabilelerini Medine'den çıkarmıştı.
Müslüman kadının tesettüründen duyulan rahatsızlık, yakın tarihimizde de ortaya çıktı. Mütareke döneminde, işgal askerleri, Maraş'ta Müslümn kadınların tesettürüne müdahale etmek istemişlerdi. çevreden itirazlar olmuş ve münakaşa çıkmıştı. Derken Sütçü İmam belirdi ve işgal askerlerine haddini bildirdi. Milli Mücadele dönemenin en unutulmaz sahnelerinden biri meydana geldi.

Ama işgalcilerin yapamadığını sonrakiler yaptı. Müslüman kadının tesettürünü peyderbey kaldırdılar.
Böylece şehilerde tesettürsüz bir Batılı kadın modeli ile, kenar mahallelerde ve taşrada tesettürlü bir içine kapalı hayat tarzı ortaya çıktı. Batılı kadın modeline uyan kadınlarımız okur, sosyal hayata katılırken, tesettürünü açmayan kadınlarımız sosyal hayatın dışında kaldı.
Buna rağmen, henüz trajik sahneler yaşanmıyordu. Bu sahneler, şimdilik sadece komünist ülkelerde mevcuttu. Müslüman kadının tesettüründen duyulan rahatsızlık, sadece komünist ülkelerde yasaklama ve kovuşturma sebebi yapılmıştı. Sovyetler, Orta Asya'da, Bulgarlar ve Arnavutlar Balkanlar'da, tesettürle amansızca mücadele ettiler. "Kamusal Alan" uygulamaları ilk defa komünist ülkelerde ortaya çıktı. Kadınları zorla soydular ve her türlü dini kitabı toplattılar.
Bu politikayı her nasılsa Türkiye'de de hükümetler örnek almaktan sakınmadılar. Dini kitaplarla savaşın en meşhur sahneleri, İnönü döneminde yaşandı. Müslüman kadının tesettüründen duyulan rahatsızlığın ayyuka vardığı tarih ise 1968 oldu. Bu tarihte kendilerini "kemalist" olarak ifade eden "gizli komünistler"e devletin her kademesinde rastlanıyordu.

Bunlardan biri de Bahriye üçok'tu. Sovyet modelini Türkiye'ye taşımaya kalkışarak, Ankara İlahiyat Fakültesi'ne tesettürlü gelen bir genç hanımı dersten çıkarmak istedi.
Türkiye'de tesettür mücadelesi, mütarekete yıllarından sonra, ilk defa burada ortaya çıktı. Başını açması yönünde baskı yapılan Müslüman hanım, baskıyı reddedince, dersten çıkarıldı. Bunu gören 317 öğrenci de dersten çıktılar ve Ankara İlahiyat öğrenime ara vermek zorunda kaldı. Bu ve bunun gibi hadiseler, tıpkı Sütçü İmam olayında olduğu gibi, baskılara karşı mücadele şuurunun hızla gelişmesine yol açtı.
12 Eylül Cuntası da Müslüman kadınını tesettüründen büyük rahatsızlık duyuyordu. Kenan Evren, bir Erzurum seyahatinde, köylerine su getirilmesini isteyen hanımlara, "Başınızı açarsanız, köyünüze su getiririm" demişti. 1986'da tesettür yasağına karşı gösteriler İstanbul'dan başlayarak çığ gibi yurdun dört yanına yayıldı. Bazı hocaefendiler, bu gösterileri karalamaya çalıştılarsa da, Müslüman genç kızların üniversiteye girmeleri engellenemedi. Böylece tesettürlü kadınların şehir hayatına ve sosyal hayata katıldıkları yeni bir dönem başlıyordu.

Bu dönem 28 Şubat'a kadar sürdü. 1997'de İslâmcı parti hükümetin büyük ortağı durumundayken müdahale gerçekleşti. Hükümet yıkıldı ve Müslümanlar her alanda kovuşturulmaya başlandı. 1998 başlarında Kemal Alemdaroğlu İstanbul üniversitesi'nde türbanı yasaklamaya kalkıştı. Bazı cılız gösteriler dışında ciddi bir tepki ile karşılaşamayınca, 1998-99 öğretim yılından itibaren tesettür yasağı bütün üniversiteler ve imam-hatip okullarında uygulamaya konuldu.
Sovyetler ve çin'den sonra, tesettür yasağının en şiddetli uygulandığı ülke Türkiye oldu. Türkiye'de belki Sovyetler ve çin'den daha büyük acılar yaşandı. Binlerce genç kız, mağdur edildi, yerlerde sürüklendi, coplandı ve bir o kadarı tahsilini tamamlamak için Batılı ülkelere gittiler. Tesettür yasağı tarihinde bir eşi görülmemiş "İkna Odaları" uygulaması getirildi.


Abdullah Burak

ümitli_bekleyis 07-14-2008 15:58

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
Alıntı:

BEN BİR BAŞÖRTÜSÜ ENGELLİSİYİM!
:(

Yazının içinde geçen şu cümleye katılıyorum ;

Başımı örttüğüm için neden ben bütün engellilerden daha engelliyim?

Onların en azından belli başlı, kanunlarla koruma altına alınmış hakları var. Biz de ise her türlü görev sorumluluk olmasına karşı hak yok.

Allah yardımcımız olsun.Bu zulmün daha fazla zayiat vermeden sona ermesi dileğiyle... :(

Sağol Zeynep (+)

Berika 07-14-2008 23:11

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
ben teşekkür ederim eda :)

okuyan tek kişisin 8) :D

Meftun 07-14-2008 23:19

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
Alıntı:

Berika Nickli Üyeden Alıntı
ben teşekkür ederim eda :)

okuyan tek kişisin 8) :D


öhhüüüüü :-X

biz neciyiz burada :(

Berika 07-14-2008 23:23

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
bu daha kötü

okudun ve yorum yapmadın >:(

Yâren 07-14-2008 23:26

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
Hadi kavga edin ;D

Berika 07-14-2008 23:27

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
sen bizim hiç kavga ettiğimize şahit oldun mu ;D

Neşe 07-14-2008 23:31

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 

Bunlardan biri de Bahriye üçok'tu. Sovyet modelini Türkiye'ye taşımaya kalkışarak, Ankara İlahiyat Fakültesi'ne tesettürlü gelen bir genç hanımı dersten çıkarmak istedi.
Türkiye'de tesettür mücadelesi, mütarekete yıllarından sonra, ilk defa burada ortaya çıktı. Başını açması yönünde baskı yapılan Müslüman hanım, baskıyı reddedince, dersten çıkarıldı. Bunu gören 317 öğrenci de dersten çıktılar ve Ankara İlahiyat öğrenime ara vermek zorunda kaldı. Bu ve bunun gibi hadiseler, tıpkı Sütçü İmam olayında olduğu gibi, baskılara karşı mücadele şuurunun hızla gelişmesine yol açtı. :-* :-*


aynı olayı bnede yaşadım türbanla derse girdim diye hoca beni dersden çıkardı hiç unutamıyorum rabbim öyle insanlara fırsat vermesin paylaşım için allah razı olsun :-*

Yâren 07-14-2008 23:33

TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ
 
Alıntı:

Berika Nickli Üyeden Alıntı
sen bizim hiç kavga ettiğimize şahit oldun mu ;D

Bu olmayacak anlamına gelmez. :)
Ama yinede etmeyin


All times are GMT +3. The time now is 14:03.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025