![]() |
Alıntı:
Evet konuyu farklı yönlere kaydırmak burada bulunma amacınıda gösterir! Arkadaşın teki gayrimüslimlerin konusunda dahi hükümeti hedef gösterince bizlerde değer verdiğimizi savunmak durumunda kaldık! Konu ne olursa olsun,konu içerisnde bize atılan her iftiraya cevap vermek bizim ana kuralımızdır! Ayrıca konu diyalogta değil sizin söyleminiz gibi aslında :) Gayri müslim arkadaşımız olup olmadığı sorulmuş konuda..Hem konu saptırılmasın diyorsunuz hemde siz farklı konuyu ortaya koyuyorsunuz! Konu diyalog konusuna müsait olabilir ama dikkatinizi çekerim DİYALOG DEĞİL!;;) Biz burada zaten kuralımıza göre oynuyoruz müsterih olun..Amacı saptıranlarada her zaman cevabımız ve yapmamız gereken bir yaptırımımız var rahat olun..;;) |
Alıntı:
Bu da aramızda ki fark herhalde..! Hayrettin Karaman evvela bize Mason Abduh ve onun mason talebesi Reşit Rızayı nasıl İslam alimi olarak göstere bildiğini ve 14 asırdan beri gelmiş ,geçmiş bütün Alimleri bu iki masondan nasıl aşağı görebildiğini açıklasın ondan sonra belki Cübbeli Ahmet Hocanın muhatabı olabilir... |
Montenegro kardeşim, yazdıklarını üşenmeden okumaya, satır aralarına bakınmaya gayret ettim.
Dinler arası diyalog ne vakit ,kimler tarafından başlatıldı bunu öğrenebilir miyim ? Dinler arası diyalog denilen şeyin, İkinci Vatikan konsiliyle başlamış bir süreç olduğunu biliyoruz biz. Bu Asya ve Afrika ülkelerindeki müslümanlara hiristiyan tebliği yapabilmek adına bir misyoner faliyetidir bizzat kilise tarafından yönetilir ve bu çok kapsamlı planlı bir çalışmadır bu çalışama ile hedeflenen bir kaç husustan biride müslümanları pasifize etmektir.. Lakin, pasifize ve ılımlı islamın en çarpıcı örneğini ,Hz.Peygamberimiz s.a.v'e hakaret etme cüreti gösteren Papa'ya bir tepki kelam dahi yapmayanlarda gördük, en bariz örneğidir bu. Peygamber Efendimiz(s.a.v),en güzel tebliğ örneğini gösteren şahsiyettir. Peygamberimizin, tebliğinde, ilettiği mesaj kelimeyi şehadetin ilk kısmı değil ikinci kısmı idi, yani İslamiyet asıl olarak kelimeyi şehadetin ikinci ksımını getirmiştir... O vakit diyalogtaki 2. kısım es geçilirken, tebliğ noktasında bir muvazaadan söz ediilebilir mi edilemez mi ? MaşAllah, suallere cevap vermeye odaklanmışsınız, ama suallerimin cevapları malesef bunlar değil; diyalogu kabul etmiyorum. Benim düşüncem budur, ve bu bir inatlaşma gibi görülmesin , doğru bildiğimi inandığımı ifade etmekte ısrar ediyorum, anlayana anlatana kadar. Ayrıca, Hayrettin Karaman noktasındada şunu belirtmeme gerekiyor, kendisi İbn-i Teymiyye'yi âlim ve hatta müçtehit ve müceddid kabul eden sapık görüşlü birisidir. Sadece bu yönü bile, onun sapıklığını görmeye kâfidir. Lakin İbni Teymiye ve Abduh gibi kuru akıl şahsiyetlerin görüşleri, Ehli Sünnetin önde gelen alimleri tarafından kabul görmemektedir. O nedenle Cübbeli Ahmet Hoca gibi Ehli Sünnet çizgisindeki bir alimi, Hayrettin Karaman gibi sapık görüşlü bir kişinin yanında ismini görmek bile tamtakır bir hatadır. O nedenle bana Hayrettin Karaman'ın ictihadlarından misaller vermeyin lütfen. Geçersizdir tarafımdan. vesselam. |
Alıntı:
Yazdığımın nasıl konuyla alakası olmaz siz onların alimleriylen görüşürken onlar size güler yüz gösteriyor ama bir yandanda benim ülkem'de ev açıp bilgisiz insanları kandırıp aklını çeliyor... Madem inançlarımız farklı olduğu halde bir arada barış için yaşayabiliriz... O zaman onların bu hain planlarını'da eleştirip yüzlerine vurmanız gerekmiyormu..? Aynı Çılgın Marslılar filminde ki gibi biz dostuz diye,diye içerden vuruyor adamlar... Ben sizin niyetinizin iyi olduğuna hükmediyorum zaten ama karşınızdakilerin niyeti bu değil bunu ne zaman göreceksiniz..? İslamı tebliğ etme hususun'da sonuna kadar varım ama bozuk bir din ile kendi hak Dinim arasın'da ortak bir payda bulmam,bulamam.. İnsanların İslama karşı olan art niyetlerini düzeltmek için onlara İslamı tanıtmak zaten kafi gelecektir... Dinden fedakarlık yapıp tevhidin yarısı söküp atmanın hiç bir yararı olmadığı gibi bunun zararı tekrar bize geri dönecektir... Hristyan papazın teslis hakkında ki saçma görüşünü yazmışınız... Şu Hristyan alemin'de teslise inanamayan kaç hristyan vardır Allah aşkına... Hiç elinize bir incil alıp içinde ki saçmalıklara göz gezdirmedinizmi..? Onlara göre Hz.İsa(a.s) Tanrıdan gelen bir tanrı çocuk e hal böyleyken nasıl oluyorda bu Allahın birliğine aykırı olmuyor el insaf yoksa artık papazların sözüne itibar edermi oldunuz böyle bir saçmalığa nasıl inanbilirsiniz... |
Olmadı ama olmasını isterdim...
|
oldu ama sanal üzerinden ve gayret ettim birşeyleri fark etmesi için ama biraz soğuk bakıyor ..Zaten 1 yıl once felan konusuyordum hala forum sıtesı uzerınden gordugum bır ınsan ama dusuncelerı yıne aynı bu cok üzücü..Ama cok ısterım boyle bı arkadaşımın olmasını..Çünkü Belki fikirlerini değiştirebilirsin..Belkide senin elinde....
|
Alıntı:
bismillah kardeşim tüm iddalarına cevap verdim ama tatmin olmadın bu senin bileceğin iştir bir şeyin doğru olup olmadığını zaman gösterecek zaman en iyi müfessirdir bir kişiyle diyalog kurmadan tebliğ yapamassın efendimizin tebliğ ve diyalog örnekleri buyur http://www.aleminsultani.com/efendimizin-hosgorusu.html sana son olarak tavsiyem insanların sözlerini eleştirirken fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi ol iyi araştır incele hemen bir yerde okuduğunu olduğu gibi alma yoksa hakkında sui-zan yürüttüğün insanların hakkına girersin yukarıda olduğu gibi |
Alıntı:
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak şiarım değildir, o nedenle gönlünüzü rahat eyleyim, bilgimiz var hamdolsun . Hayrettin Karaman hususunda bana bunları söylüyorsanız, size Karaman beyin kimleri alim diye gösterip, yazılarında iktibas yaptığı kişiler kimlerdendir bir araştırın derim. Lakin, şuradaki yazısında "İbn Teymiyye Hanbelî mezhebinde yetişmiş bir müctehiddir." diyor, oysa İbni teymiye ilk başlarda mezhebe mensubtu, sonradan sapıtmış, mezhep dışı olmuş bir kuru akıl şahsiyetten ibarettir. Dalalete düştüğü birçok Ehli Sünnet alimi tarafından sabittir, buna rağmen Karaman bey, kendisini "müctehid" olarak görüyor, ne büyük gaflet. Buyrun : http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/hayat2/0216.htm Şuradaki yazısındada "İbn Teymiyye, Muhammed Abduh gibi müceddid alimler bu üzücü duruma karşı ayaklanmış, din ve akıl prensiplerinin ışığı altında hadisleri ayıklamış, hatta Buharî ve Müslim hadislerinden bir kaçını dahi tenkid etmişlerdir" diyor, amanın !!!! İbni teymiye ve bildiğimiz mason Abduh birden "müceddid" olmuş... Lütfen dikkat buyurun, bu kişileri örnek tutması onları alim olarak görmesi dahi, ne derece düşüncelerinin sapık çizgide olduğunu gösterir. http://www.hayrettinkaraman.net/kita...meler/0107.htm diyecek sözüm yok. |
Olmadı ; gerekte yok zaten ...
|
Alıntı:
Mektubun ilk satırı bile her şeyi ortaya koyuyor "İslam ile küfür birbirinin zıttıdır onun için İslam düşmanları sevilmemelidir"diyor.. Zaten kimse bu mektubun İslamı tebliğ etmeye aykırı olduğunu söylemiyor kafirleri sevmemeyi,dost edinmemeyi,onların yok hükmünde ki Dinlerini sanki hakmış gibi önemsememeyi bildirdiğini söylüyor... Bakın burda İmamı Rabbani hazretleri onları sevmeyin,dost edinmeyin diyor siz tersini söylüyorsunuz buna ne buyurulur..? Hezeyan dolu bir yazı yazının başında İmamı Rabbani (r.h) diyaloğa karşımıydı diye sorulmuş... Yazıda'da İslamı tebliğ etmeye karşı değildi diyerek bir takım deliller getirilmiş... Yazının en sonunda'da İmamı Rabbani (r.h) Dinler arası diyaloğa karşı değildi denmiş (!?) Evvela İslamı tebliğ etmeye bu güne kadar gelmiş,geçmiş hiç bir Alim karşı değildir zaten böyle bir şey mümkün olamaz İslamı onlara tebliğ etmek her Müslümanın görevidir.. Ve bunun Dinler arası diyalogla uzaktan yakından hiç bir ilgisi olamaz..! İslamı tebliğ etmekle Dinler arası diyalog bir kefeye konulmuş yazı'da çok yanlış bir benzetme... Bir defa İmamı Rabbani (r.h)'ha iftira olur bu çünkü İmamı Rabbani (r.h) Dinler (!) diye bir kavramı kabul etmez... Onun için'de olmayan bir Dinle kendi Dini arasında diyalog kuracağını düşünmek bir hayli akla zıt düşmektedir... Bakalım İmamı Rabbani Hazretleri bu mektupta başka nelerden bahsetmiş; "Allahü teâlânın ve Onun Resulünün düşmanları ile düşüp kalkmak, o alçaklarla arkadaşlık etmek büyük cinayet, çok çirkin bir suç olur." Bakın burda İslama saldıran kafirlerden bahsetmiyor işi hemen savaşa getirmişsiniz... Bakın o alçaklarla arkadaşlık etmek büyük cinayettir diyor,insan kendi ülkesine saldıran ya da kendisine saldıran bir kafirle arkadaşlık nasıl yapacak onunla nasıl düşüp kalkacak he..?? Demek ki neymiş burda savaş açan,saldıran kafirler değil bütün kafirlerden bahsediliyormuş bunu görmek istemeyenler işte böyle hezeyan içinde geziyor... Alın işte konu onlarla arkadaş oldunuzmuydu...buyrun; " o alçaklarla arkadaşlık etmek büyük cinayet, çok çirkin bir suç olur." "Bu kimselerle görüşmek, arkadaşlık etmek, çeşitli zararlara sebep olur. Bu zararların en küçüğü, insan onların arasında Allahın emirlerini yapamaz. Küfre sebep olan şeylerden kaçınamaz. Bu vazifeleri yapmağa sıkılır. Arkadaşlarından utanır, çok küçük görünen bu zarar, dikkat edilirse, pek büyüktür." "Bir kimse, kendini Müslüman sanır. Kelime-i tevhit okur. İnanıyorum der. Müslüman olduğunu söyler. Hâlbuki kâfirlerle, münafıklarla görüşerek, konuşarak onun Müslümanlığı, imanı saf ve temiz kalmaz. Hatta büsbütün gider de, farkında bile olmaz. Allahü teâlâ, hepimizi, nefislerimizin kötülüğünden ve amellerimizin bozuk olmasından korusun!"" İmamı Rabbani hazretleri bu sözlerinin başında "Allahü tealanın ve Resulünün düşmanları ile İslama saldıranlar ile" diye başlamış sonrada bu yukardakilerini söylemiş el insaf,el vicdan siz bu ülkeye savaş açan birisinle konuşur,arkadaşlık edip,onunla düşüp kalakarmısınız..? Böyle bir şey mümkünmü..? Kafir zaten her haliyle İslam ve Resülullahın düşmanıdır burda ki sözlerden de bunun kastedildiğini anlamak bu kadar zormu...? Yahu 5 yaşında ki çocuk bile bu yaptığınız çarpıtmayı idrak eder... Burda kastedilen onlarla sadecene İslamı tebliğ etmek için bir araya gelinebilir onun dışında uzak durmak gerektiğidir... |
All times are GMT +3. The time now is 09:34. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025