![]() |
vay be şu forum ömründe en kısa sürede 578 paylaşım yapmışmıdır acaba..
helal sizlere... |
Alıntı:
|
Konunun maşallahı var :)
Aklımda bir kaç isim vardı ama seçenek tek olunca diğer arkadaşların hoşgörüsüne sığınaraktan Eşref kardeşime oyumu veriyorum |
hit rekoru kiracak bu konu....
|
Vakitsizliğin gözü körolsun , şahsım adına yığınla cevap verilmesi gerekli mevzular var.
El emin kıvrak zekan ile yaşanmamış ama yaşanmaya ramak kala her şeyi piyes haline dönüştürmüşsün. Yavuz uzaklığın verdiği soğuk atmosfer seni bana yakınlaştırmaz bilakis uzaklaştırır ısınman gerek :) Ahmet hocam karasu sahilinde ayağım yere değmedikce yüzmem demiştim itiraf etmiştim ama bakıyorumda herkes öğrenmiş bunu , tekrarı olurda karasuda buluşursak denizin ortasına doğru açılır orda yalnız bırakırım seni. :) |
Akinci kardesimiz acik ara ile en cok sevilen üyemiz demek ki :)
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Bu arada biz ahmet abiyi el bebek gül bebek büyüttük bu yaşa getirdik sen alıp denizin ortasında bırakacakmışsın..Bir dahada karasu falan izin vermeyeceğim..:) Bu arada yenge bunları öğrense varya vay senin haline ahmet abi..En az üç gece eve giremezsin...:)Yalçın abi aynısı senin içinde geçerli..:) |
yav ağalar dikkat edelim lütfen kounştuklarımıza...
ramak kaldı filan... noluyor? la ergen muhammet ne yiyorsun sen?;D |
Alıntı:
|
Alıntı:
Yani sahillerde ramak kalmalar falan yok..Evimde oturuyorum..;) Ama saygıdeğer büyüklerimiz ne yiyor ne yapıyor ne ediyor işte orasını hiç bilmiyorum ama bir ara tespit adına gizliden izlemek farz oldu boynumuza..Millet adına cemaat adına herkesin selameti adına farz oldu..:) Bu arada ergen kavramında bence reforma gitmeliyiz..Lügat kavramıyla hayatımızda vuku bulan sahneler çok tezat..:) |
ben size yetişemem ağalar;D
siz sahilde ramak kala takılın;D |
Alıntı:
Yoksa bu konular çok tehlikeli hiç gerek yok :) |
furkana verdim ama tesadüfen.hiçkimseden şikayetim yok
|
Yavuzum sen bana vekilen katılmıştın dimi ankete ;D;D;D
|
Alıntı:
:) |
Alıntı:
|
Alıntı:
bi yakınlaşma olmuş ;D |
akıncı yeter artık ... birazda başka konulara bi el atın...mesela ak icraatlardan bahset...
|
onurcan abi sen ne takıldın bu konuya ?
|
harap olmuşum ;D
önce Akıncıya oyu verecektim, sonra Maveraya kaydı gözüm, sonuçlara baktım akıncı almış başı gidiyor oy vermeye gerek yok dedim bari en garibanına vereyim diye düşünürken bir de baktım en gariban benmişim ;D;D epivates, olm hep diyordun tekli oy sistemi olsun diye, al sana tekli oy ;D başın göğe erdi mi tek oyla :w: tüm lobi faaliyetlerin boşa gitmiş, maveraya dua et. ben de bana tek oy verecek kişiyi dört gözle beklicem :) yarışa katılması için oyum ALmi'ye. hakediyor da (: |
harbi murat durum vahim :)
|
Alıntı:
Alıntı:
|
Çok fazla forumda aktif olamadığım için oy veremiyecem.
Ama gördüğüm kadarı ile forumda en çok yorumları ile aktif olan üyeler sırasıyla
Kendilerine başarılar diliyorum. |
Çok geç olmadan bende vereyim..
3 kişi arasında kararsız kalsam da Eşref abiye verdim.. |
Eşref reyiz gel birleşek mi? Koalisyon kuralım şu akıncıyı deviririz..:)
|
sahi oylamayı neye göre yapıyoruz?
benim oyum eşrefe sebebi ise tam benim istediğim gibi az ama öz yorumlar yaparak demagojiye girmeden yorumlarını yazıyor..yoksa çok fazla yorum yaparak mesaj sayısının şişkinliği beni cezbetmiyor..bu yüzden kendisine tekrardan bu vesileyle teşekkür ediyorum..belki tek eksiği daha fazla konuda yorum yapmayıp bizleri fikirlerinden yoksun bırakması olabilir.. |
Alıntı:
BEnde Akıncıya her konuda aktif olarak forumu ayakta tutan en sağlam kolonu olduğu, zamanının çoğunu foruma ayırarak, üşenmeden sıkılmadan bilgi paylaşımları yaparak kişileri aydınlattığı, hadiini bilip nerde nasıl davranacağını bildiği için verdim oyumu... Bu listedeki tüm arkadaşlar çok değerli ve bu forum için çok gerekli ve gerçekten en değerli şeyleri olan zamanlarını vererek emek harcamış insanlardır. Ama bu listede birşey gerçektirki listedeki isimlerin birçoğundan sonra bu foruma üye olmasına rağmen birinciliği hakeden tek bir kişi vardır, oda zaten birincidir... |
bencede anketteki birinci olan arkadas bunu fazlasiyla hakediyor.. kendisi her aktivitede yer aliyor, forum disinda forumu tanitiyor, konulara gelisi güzel degil bilgi iceren yorumlar yapiyor..
tabiki isin geyik, muhabbet kismida var ki bence oda olmasa forumun tadimi olur ;) |
Birinci belli ikinci kim ? :p
|
kimse kusura bakmasin ama listedeki birinci olan akinci bunu fazlasiyla hakkediyor....
varmi bu adam gibi gecesini gunduze katan.... olusturdugu arsiv bilgileriyle bizleri aydinlatan... yok.... o yuzden akincinin oldugu listede az oy aldim diye uzulen olmasin.... |
Alıntı:
Ben üzülüyom la :( ;D;D;D;D |
Kimse meraklanmasın hakeden almış başını gitmiş (:
|
Birinci belli ikinciyi seçiyoruz..ALmi'ye oyum
Bakıyorum Eşref te yönetici kardeşliği hakim ne iş :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Rock'n coke gibisin,kamp kurmak istiyorum aga :w:
|
Alıntı:
Suheyb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Sizden önceki kavimlerden birinde bir hükümdar ve onun bir sihirbazı vardı. Sihirbaz ihtiyarlayınca hükümdara: −Ben yaşlandım, bana bir genç gönder de ona sihir öğreteyim dedi. Hükümdar ona sihir öğreteceği delikanlıyı gönderdi. Gencin yolu üzerinde bir rahip vardı. Yola çıktığında onun yanında oturup sözlerini dinlerdi. Rahibin sözleri hoşuna giderdi. Sihirbaza giderken rahibe uğrar, onunla bir süre otururdu. Sonra sihirbaza varınca da, sihirbaz delikanlıyı geç kaldığı için döverdi. Bu durumdan rahibe şikâyet edince rahip: −Sihirbazdan korktuğunda, beni ailem alıkoydu; ailenden korktuğun zaman da, beni sihirbaz bırakmadı dersin dedi. O hal üzere gidip gelirken bir gün insanların yolunu kesen büyük bir vahşi hayvanla karşılaştı. Kendi kendine: −Büyücü mü yoksa rahip mi daha faziletli bugün öğreneceğim dedi. Bir taş aldı ve Allah’ım! Eğer rahibin işi sana sihirbazın işinden daha sevimli ise şu hayvanı öldür de halk yoluna devam etsin diyerek elindeki kaya parçasını attı ve canavarı öldürdü. Halk da geçip gitti. Bunun üzerine delikanlı rahibe gelerek olup bitenleri haber verdi. Rahip de ona: −Oğlum bugün sen benden daha üstünsün. Senin durumun kemale ulaştı. Fakat yakında imtihandan geçeceksin. Bir belaya uğrarsan benim adımı verme dedi. Bu çocuk anadan doğma körleri, Alaca denilen cilt hastalıklarını iyileştiriyor ve daha birçok hastalıklara yakalananları tedavi ediyordu. Bu durumu kralın yakın dostlarından olan kör biri duydu. Çeşitli hediyelerle delikanlının yanına gelerek: −Eğer beni iyileştirirsen bunların hepsi senin dedi. Delikanlı adama: −Ben hiçbir kimseyi iyileştiremem. Şifayı ancak Allah verir. Eğer sen Allah’a iman edersen O’na dua ederim. O da sana şifa verir dedi. Adam hemen Allah’a iman etti. Allah da ona şifa verdi. Sonra bu adam hükümdarın yanına gitti. Önceden olduğu gibi onun yanı başına oturdu. Hükümdar ona: −Sana gözlerini kim iade etti? dedi. Adam: −Rabbim iade etti dedi. Kral: −Senin benden başka bir rabbin mi var? dedi. Adam: −Benim Rabbim de, senin Rabbin de Allah’tır dedi. Bunun üzerine hükümdar o adamı tutuklattı. Çocuğun yerini söyleyinceye kadar kendisine işkence yaptırdı. Bunun üzerine delikanlı hükümdarın huzuruna getirildi. Kral delikanlıya: −Oğlum! Senin sihrin, anadan doğma körleri, abraşları iyi edecek dereceye ulaşmış, şöyle şöyle yapıyormuşsun öyle mi? dedi. Delikanlı: −Ben hiçbir kimseye şifa vermiyorum. Şifayı ancak Allah veriyor dedi. Bunun üzerine kral onu da tutuklattı ve devamlı işkence ettirdi. Sonunda rahibin adını söyledi. Hemen rahip getirildi. Kendisine: −Dininden dön dediler. O reddetti. Bunun üzerine hükümdar testere istedi. Testereyi başının ortasına gelecek şekilde rahibin başına koydular. Testere başını ikiye ayırdı. Arkasından hükümdarın yakın dostunu getirdiler. Ona da: −Dininden dön dediler. Reddedince onun da başına testereyi yerleştirip, başını ortasından ikiye ayırdılar. Sonra da delikanlıyı getirdiler. Kendisine: −Dininden dön dediler. Reddedince, kral onu adamlarından bir gruba teslim etti. Onlara: −Bunu dağın tepesine çıkarın, dağın tepesine varınca dininden dönmezse onu aşağıya atın diye emir verdi. Onlar da onu götürdüler, dağa çıkardılar. Çocuk: −Allah’ım, dilediğin şekilde beni onlara karşı koru dedi. Bunun üzerine dağ sarsıldı. Onlar da dağdan aşağı yuvarlandılar. Çocuk yürüyerek hükümdara geldi. Hükümdar ona: −Yanındakilere ne oldu? diye sordu. Delikanlı hükümdara: Allah beni onlara karşı korudu diye cevap verdi. Hükümdar yine onu kendi adamlarından bir gruba teslim edip şöyle dedi: −Bunu büyük bir gemiye bindirin, denizin ortasına götürün. Dininden dönmezse onu denize atın dedi. Onu götürdüler. Delikanlı dua ederek: −Allah’ım nasıl dilersen beni onlara karşı koru dedi. Bunun üzerine gemi onlarla beraber alabora oldu, hepsi boğuldular. O yürüyerek hükümdara geldi. Hükümdar: −Yanındakilere ne oldu? diye sordu. Delikanlı hükümdara: −Allah onlara karşı beni korudu dedi ve krala, beni öldürmek istiyorsan diyeceğim şeyleri yapman gerekir dedi. Kral: −Nedir o? dedi. Delikanlı şu cevabı verdi. −Halkı bir meydana topla, beni de bir hurma dalına bağla, sonra ok torbamdan bir ok alarak, yayın tam ortasına yerleştir. Daha sonra, delikanlının Rabbi olan Allah’ın adıyla de. Sonra da at. Böyle yaparsan beni öldürürsün dedi. Bunun üzerine hükümdar halkı bir meydana topladı. Onu hurma dalına bağladı. Sonra ok torbasından bir ok aldı. Oku yayın ortasına koydu. Sonra: −Çocuğun Rabbi olan Allah’ın adıyla diyerek oku üzerine attı. Ok delikanlının şakağına saplandı. Çocuk elini şakağına koyup öldü. Bu durumu gören halk: −Delikanlının Rabbi’ne iman ettik dediler. Kralın adamları kralın yanına geldiler ve ona: −Gördün mü korktuğun şeyi? Vallahi korktuğun şey başına geldi, halk Allah’a iman etti dediler. Bunun üzerine kral derhal sokak başlarında hendekler kazılmasını emretti. Hendekler açıldı ve içlerinde ateşler yakıldı. Hükümdar: −Herkim dininden dönmezse onu zorla ateşe atın. Ya da kendilerine haydi ateşe atlayın denilsin diye emir verdi. Adamları da dediği gibi yaptılar. Nihayet kucağında bebeği ile bir kadın ateşin önüne geldi. Kadın duraklayıp ateşe düşmekten çekindi. Kucağında ki bebeği: −Ey anneciğim sabret. Çünkü sen, hak din üzeresin dedi’ buyurdu.” Müslim 3005 İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) bu hadisin şerhinde birçok noktalara değiniyor ve hadisten önemli hükümler çıkarıyor. Biz bunlardan önemli gördüğümüz birinin üzerinde duracağız: Hak yolda yürürken bütün zorluklara sebat göstermek ve hakkı ortaya koymaktan bir an bile geri durmamak. Gerçi mü’min ölümle karşı karşıya geldiği anda kalbindeki imanı muhafaza etmek şartıyla iki şıktan birini seçmekte serbest bırakılmıştır. Ammar bin Yasir (Radiyallahu Anh) küfrü söylerken, Bilal (Radiyallahu Anh) Rabbim bir diyerek hakkı ilan etmeyi tercih etmiştir. Allah-u Teâlâ onların her ikisinden de razı olsun. Fakat daha şerefli olanı, mübarek olanı hak yolda yürürken zorluklara, acılara sabır göstermek ve hakkı ortaya koymaktan bir an bile tereddüt etmemektir. Hadistekine benzer bir olay Kur’an’ı Kerim’in Buruç suresinde anlatılmakta. Tek suçları, bir olan Allah (Azze ve Celle)’ye kulluk etmek olan mü’minler topluca içinde alevli ateşler bulunan hendeklere atılıyorlar. Onlar da kundaktaki çocuğun gösterdiği sabrı gösterip ölümü tercih ediyorlar. Allah-u Teâlâ gösterdikleri bu üstün teslimiyetten dolayı onları yüce kitabının temiz sayfalarında anıyor. Bundan daha büyük bir şeref olabilir mi acaba? Biz Müslümanlar, bir kısmımız, bolluk ve rahatlıkla imtihan ediliyoruz. Gerçi Müslümanları bir vücudun azaları gibi düşünürseniz, acılar içinde kıvranmamız gerekli ama maalesef daha bir vücudun azaları gibi değiliz. Allah (Azze ve Celle) bizleri de yeryüzündeki diğer Müslümanları imtihan ettiği gibi zorluklarla imtihan ederse, eğer sabrımızın ve imanımızın derecesini ölçmek isterse ne yaparız? Böyle bir sınava hazır mıyım? Sorusunu her Müslüman kendine sormalıdır. Allah (Azze ve Celle) hâkimdir ve en doğrusunu bilendir. |
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 23:07. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025