Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Köşe Yazıları (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=124)
-   -   Hadise Bülent Arınç'ı temsil eder mi? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=104082)

Sevban 05-19-2009 10:40

İznik konsülün'de yasaklanan değiştirilmemiş inciller olsa idi pekala ispatlaya bilirdik...

Tarantula_ 05-19-2009 10:41

İncil�in tahrif edilmeden önceki asıl nüshalarında Hz.Muhammed(â.s)'dan teferruatlıca, hatta ismi dahi zikredilmişdi. İncil'de O'nun ismi Ahmed olarak zikrediliyordu. Ancak daha sonra tahrif edilince asıl nüshalardan Hz.Muhammed(a.s)'ın ismi ve özelliklerinin silindiğini görüyoruz. Barnaba inicilinde uzun yıllar Hz. Muhammed(a.s)'ın geleceği bildiriliyordu. Barnaba incilinde diğer İncillere nazaran tahrifat çok değildir. Matta,Markos,Luka,Yuhanna İncillerinde tahrifat daha fazla olmuştur. Bu İncilleri incelediğimizde bu tahrifatları fark edebiliriz. Bu tahrifatlara rağmen şu anki tahrif edilmiş İncillerde Hz. Muhammed(a.s)'a işaret eden ayetlere rastlamaktayız.Bu ayetleri dikkatlice incelersek Hz. Muhammed(a.s)'ın geleceğinin müjdelendiğini görürüz.
Bu ayetlerden bazılarını sizlere takdim ediyorum.Yuhanna İncili 16/7-8. ayetlerinde şöyle yazmaktadır: "Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum.Benim gitmem sizin için hayırlıdır.Çünkü gitmezsem,Tecellici size gelmez. Fakat gidersem onu size gönderirim. Ve O geldiği zaman günah için ve hüküm için Dünyayı ilzam edecektir."
Bu ayette "Tecellici" olarak işaret edilen Hz.Muhammed(a.s)'ın ta kendisidir.
Yuhanna İncili 16/12-13.ayetlerinde şöyle denilmekte:
"Size söyleyecek daha çok şeyim var, fakat şimdi dayanamazsınız. Ama O Hakikat Ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek, çünkü kendiliğinden söylemeyecektir.Fakat ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir."
Bu ayetlerde "Hakikat Ruhu" olarak işaret edilen Hz Muhammed(a.s)'dır. Bu ayet Kur'an-ı Kerim'de Hz Muhammed(AS)'ın zikredilen özelliklerine mutabıktır. Kur'an-ı Kerim'de Allah(cc) Hz.Muhammed(a.s)'la ilgili olarak "O,heva ve hevesinden konuşmaz, O'nun konuştuğu vahiydir."(Necm,3-4) buyurulmaktadır.
Yuhanna İncili 14/26.ayetinde şöyle denilmekte:"Fakat benim ismimle babanın göndereceği tecellici,O ise her şeyi öğretecek ve size söylediği her şeyi hatırınıza getirecektir."
Bu ayet Kur'an-ı Kerim'de zikredilen Hz Muhammed(a.s)'ın özellikleriyle mutabıktır.Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmakta:
"Rasule(Hz Muhammed'e) düşen (vazife) ancak duyurmadır.Allah(cc) açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir."(Maide 99) Bu ayeti kerime İncil'deki "O size her şeyi öğretecek" sözüyle mutabıktır. Ayrıca "Size söylediği her şeyi hatırınıza getirecektir" diyerek Kur'an-ı Kerim'in ezberlenme mucizesine de işaret edilmektedir.
Yuhanna İncil'i 15/26. ayetinde şöyle denilmektedir:Babadan size göndereceğim tecellici, babadan çıkan hakikat ruhu geldiği zaman, benim için O şehadet edecektir."
Bir hadisi şerifte Hz Muhammed(a.s) şöyle buyurdu:"İnsanlar arasında Meryem oğlu İsa'ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim. Bütün peygamberler kardeştir, bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibidir.Dinleri birdir.(Buhari,Tecrid-i Sarih:1403)
Her iki peygamber de birbirlerini tasdik edip doğrulamaktadır.
İsa(AS)'ın İncil'deki bu ayetlerde haber verdiği Yunanca Paraklit ile Latince Paraklitos, Arapça tam olarak Ahmed kelimesinin karşılığıdır. Hz.Muhammed(a.s)'ın diğer ismi de Ahmed'dir.
Paraklit lafzı Hristiyanlarca "Hamdedici" veya "kurtarıcı" anlamında kullanılmaktadır.
Matta İncil'inin ve Luka İncil'inin "Göklerin melekutunun yakın olduğu" şeklindeki ifadeleri (Matta:13/31-32) Hz Muhammed(a.s) için söylenmiştir.
Matta İncil'i 13/31-32. ayetlerinde şöyle yazılıdır."Göklerin melekutu, bir adamın alıp tarlasına ektiği bir hardal tanesine benzer. O tane ki, bütün tohumların gerçi en küçüğüdür.Fakat büyüyünce, sebzelerden daha büyüktür ve ağaç olur,şöyle ki, göğün kuşları gelip onun dallarında yerleşirler." Gerçekten de İslam Dini başlangıçta zayıftı,bir hardal tanesi gibiydi daha sonra yeşerdi çok kuvvetlendi.


Selahaddin Selçuki

Tarantula_ 05-19-2009 10:43

TEVRAT'TAN İŞARETLER
" Kendilerine kitap verdiklerimiz, O'nu, çocuklarını tanıdıkla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rı gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bilmelerine rağmen gerçeği gizlerler ." (Bakara Sûresi, 146)
***
Bu bölümde; Eski Ahit 'te -muhtemelen- Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)beri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ze ( Hz.Muhammed 'e) , Peygamberimiz'in çıktığı bölgeye ve ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tirdiği mesaja işaret ettiği kanaatinde olduğumuz bölümleri inceleyeceğiz.
Kur'an , Yahudilerin, kelimelerin yerlerini ve anlamla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nı saptırmak suretiyle dinlerinde tahrifat yaptığını söy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mek(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tedir. (en-Nisa, 46; el-Maide, 41) Bu yüzden Peygambe(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mizle ilgili işaretler, Yahudiler tarafından başka anlamlara çekil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mek ve değiştirilmek istenmiştir. Kelimelerin anlamını çar(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)pıtarak var olan anlamı bozan ehli kitap; böylece Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)berimize ve İslam'a işaret eden izahların anlaşılmasını zorlaştırmışlardır.
Yahudi din adamlarının, Eski Ahit 'te, İslam ile ilgili var o(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lan işaretleri yanlış anlamlandırmaya çalışmaları, Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)berimiz'in döneminden beri süregelen bir olgudur. Bu bö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mün başında alıntıladığımız ayette kitap verilenlerin (Ya(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)di ve Hıristiyanların) bir kısmının, Peygamberimiz'in Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gamberliğini anlamalarına rağmen gerçeği gizledikleri söy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)len(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mektedir. Yine Kur'an'da, Tevrat ve İncil 'in Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rimize işaret ettiği belirtilmektedir. Bize düşen; Tevrat'ı ve İncil'i incelememiz sonucunda var olan işaretleri bulma(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ya çalışmaktır. Bu bölümde, Tevrat'ın ve İncil'in en eski nüs(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)halarının dilini bilen araştırmacıların araştırmalarını de(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğer(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lendirmemiz ve kendi incelememizi eklememiz sonucunda Peygamberimize işaret ettiğini tahmin ettiğimiz Eski Ahit ve İncil açıklamalarını size sunacağız.
Bütün Peygamberler İslam'ı Anlatmıştır
Kur'an, Hz.Adem'den beri gelen bütün peygamberleri ' Müslüman ' olarak tanıtır. Müslüman kelimesi Allah'a teslim olmayı ifade eder. Ayrıca bu kelime barışta, emniyette olmayı da ifade eder. Sami dil alimlerinin vardığı kanaate göre İbranice " şalom " kelimesi, Arapça " İslam " (selam da ay(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nı kökten gelir) kelimelerinin hepsi Samice'deki tek ve ay(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nı kökten, yani " şlama " kelimesinden türerler ve aynı an(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)la(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ma sahiptirler. Türkçe'de biz ' Müslüman, İslam ' ifadelerini sadece Peygamberimize uyanlar için kullanıyoruz. Bu ke(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)li(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)meler Türkçe'ye anlamları daralarak girmişlerdir. Oysa bu kelimeler, Allah'ın gönderdiği bütün dinlere uyanları ifade eder. Kur'an'ın kullandığı bu kavramlara Eski Ahit'te şöyle rastlıyoruz:
"Selametle(İslam'la) gelen Peygamberin söylediği eğer çıkarsa, o(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nun gerçekten Efendi'nin gönderdiği Peygamber olduğu an(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)la(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)şı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lır." (Eski Ahit-Yeremya; 28/9)
Tercümede " selametle " diye çevrilen bu kelimenin, Eski A(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hit'in orijinal dilinde " İslam " ile aynı anlama geldiğini gör(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dük.
Tarihsel olarak Hz.Musa'dan sonra gelip de; 1- Allah'ın var(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lığını 2- Allah'tan başkasına tapmamayı 3- Bütün Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)berlerin onaylanmasını 4- Ahiret gününe inanmayı 5- Gü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zel ahlâkı savunmayı; öldürmeye, çalmaya karşı durmayı ve za(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yıfların, yetimlerin gözetilmesini söyleyen ve bunu dünya ça(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)pında yerleştiren iki peygamberden biri Hz.İsa, diğeri Peygamberimiz Hz.Muhammed'dir. Eski Ahit'te ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çen ifa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)de, bir peygamberin söylediklerinin çıkmasının ve peygamberin İslam'la gelmesinin; o peygamberin doğruluğunu gös(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tereceğini söylüyor. Peygamberimizin söyledikleri sonucu mil(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yarlarca insan, Allah'ı sevmiş, Allah'ın kud(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)re(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tinin son(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)suz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luğuna inanmış; Allah'ın, Peygamberimize verdiği ki(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tapta tüm söylenenlerin doğruluğu ise, tarihin i(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerlemesi ve bili(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)min gelişmesiyle anlaşılmıştır. Eski Ahit'in hiçbir ye(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rinde ise Hz. Musa 'dan sonra peygamber gelmeyeceğine da(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ir bir a(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çıklama yoktur. Hz. Muhammed 'in pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)berliğinin doğ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ru(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)luğunu Eski Ahit'e inanan bir kişi, sırf bu ifadeden bile anlayabilir. Üstelik Eski Ahit, bir Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)berin selamet(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le (İslam'la) gelmesini şart koşarken, İslam is(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mi en çok Hz. Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed ile bütünleşmiştir.
Muhammed İsmine İşaret
" 6 : Her şeye Egemen Efendiniz diyor ki; 'Bir kere daha, vakit az(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dır ve Ben göklerle yeri, denizle karayı sarsacağım.
7 : Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin Hi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mada'sı gelecek ve bu mabedi şanla, şerefle dolduracağım,' der.
8 : ' G ümüş de, altın da benimdir', diyor her şeye Egemen Efen(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)diniz.
9 : 'Benim bu son evimin şöhreti ilkinden daha büyük olacak,' der kalabalıkların Efendisi. Ve; 'Bu yerde selam(şalom) vereceğim,' der kalabalıkların Efendisi." (Eski Ahit-Haggay; 2/ 6- 9)
Haggay 7'de orijinal metinde geçen " Himada " kelimesi, Arapça'da geçen � Muhammed ' ismiyle aynı köklerden (H-M-D) gelmektedir ve genel olarak aynı anlamları taşımaktadır. Böylece Hz.Muhammed'in ismi veya isminin anlamını ve(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ren kelime, gelecekte oluşacak görkemli bir olay ile be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ra(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ber anılmaktadır. Eski Ahit'ten sonra gelen ve Allah'ın varlığını milyarlara yayan Muhammed Peygamberin(s.a.v.) ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)li(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)şinden daha görkemli ne olabilir?! Üstelik Haggay 9'da geçen " şalom " kelimesinin İslam ile aynı anlama geldiğini, aynı köke sahip olduklarını gördük. " Himada " kelimesinin Türkçe'ye " değerli eşyalar " anlamında çevrilmesi yüzünden Eski Ahit'i İbranicesinden takip etmeyenler bu inceliği gö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)re(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)memektedirler.
Musa Gibi Peygamber
" 18 : Onlar için kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kartacağım. Ve sözlerimi onun ağzına koyacağım. Ve kendisine em(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rettiklerimin tümünü onlara bildirecek.
19 : Ve vaki olacak ki; benim ismimle söyleyeceği sözlerimi dinle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yecek olan kişiyi Ben cezalandıracağım." (Eski Ahit - Tesniye: 18/18-19)
Tevrat'ın Tesniye bölümünde, ileride gelecek bir pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)bere işaret edilmektedir. Hıristiyanlar, bu ifadenin Hz. İsa'yı işaret ettiğini söylemektedirler. Fakat birçok açıdan Hz.Musa'ya Hz.İsa'dan daha çok benzeyen Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rimiz'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)in de bu ifadeyle kastedilmiş olması mümkündür. Belki de hem Hz.İsa'ya, hem Hz.Muhammed'in ikisine birden işaret vardır. Doğrusunu Allah bilir.
Hz.İsa'nın Yahudi olması sebebiyle ayete daha uygun ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)duğu düşünülebilir. Fakat Yahudilerin ve Arapların ortak atadan geldiği, yani kardeş toplumlar oldukları bilimsel in(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)celemelerin de sonucudur. Tucson Arizona Üniversitesi 'nden Michael Hammer ve İsrail Üniversitesi nden birkaç mes(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lektaşı 1371 kişinin Y kromozomlarındaki 18 bölümü in(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lediler. 29 farklı topluluktan gelen bu insanlar içinde, yedi Yahudi (Avrupa); Latin, Kuzey Afrikalı, Kürt, İraklı, İranlı, Yemenli ve Etyopyalı, beş Arap; Filistinli, Lübnanlı, Suriyeli, İsrail Drüz, Suudi ve 16 Sami olmayan grup vardı. Çalışma, farklı bölgeden gelen Yahudilerin ve Arapların birbirleriyle yakın akraba olduklarını gösterdi. Bu çalışma Hz.İbrahim'in hem Yahudiler'in hem Araplar'ın ortak atası olduğuna dair inançla uyum içindeki bilimsel bir veridir.
Tevrat'ın Tesniye bölümündeki ifadeye dönersek, Hz. Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed'in Hz.Musa'ya, Hz.İsa'dan daha çok benzeyen birçok yönünü gösterebiliriz. Hz.Musa'nın da Peygam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miz'in de kendi yaşamları içinde kendi toplumlarında bir hakimiyet kurdukları, bir yapı oluşturdukları bilinmektedir. Hz.İsa'nın vefatından sonra Hıristiyanlar böyle bir yapı oluşturabildiler.
Peygamberlerin ortak mesajı taşıyan insanlar oldukla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rını bilen bizler için, Hz.İsa ile Hz.Muhammed'den han(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sinin daha çok bu ayete uyduğunu söylemek zordur. Fakat Hz.İsa'yı teslis(üçleme) inancıyla ilahlaştıran kiliselerin, Tes(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)niye bölümündeki bu ifadenin Hz.İsa'ya Peygambe(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miz(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)den çok uyduğunu söylemeleri büyük bir çelişkidir. Çünkü kiliseler Hz.İsa'yı tanrılaştırarak, tüm insanların gü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nahları için öldüğünü söyleyerek, Hz.İsa'yı tüm diğer pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gamberlerden farklı bir konuma sokarlar. Bu tavrı benimseyen bir Hıristiyanın, Hz.Musa'ya Hz.İsa'nın Hz.Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ham(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)den daha çok benzediğini söylemesine imkan yoktur.
Ayrıca Tesniye 18'deki ve 19'daki bir ifadeye özellikle dik(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kat çekmek istiyoruz: "Bu gelecek peygamberin, Tanrı'nın is(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miyle sözler söyleyeceği" vurgulanmaktadır. Peygamberimize gelen Kuran'ın en ilginç ve diğer kitaplarda görünmeyen özelliklerinden biri; her sûrenin (114 sûrenin 113'ü) Bes(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le ile yani "Bismillahirrahmanirrahim" (Merhametli, Şefkatli Al(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lah'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ın ismiyle) diye başlamasıdır. Peygamberimize verilen Kur(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)an'ın bu özelliği, gelecek peygambere Allah'ın sözle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rinin verileceğini ve o peygamberin "Allah'ın ismiyle" bu sözleri söyleyeceğini belirten ifadelerle büyük bir uyum oluşturmaktadır.
Peygamberimizin Çıktığı Yere İşaret
" 1 : Ve Allah adamı Musa'nın, ölümünden önce İsrail(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)o(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğul(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ları'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)na okuduğu hayır dua şudur.
2 : Ve dedi: 'Efendiniz Sina'dan geldi. Ve onlara Seir'den doğ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)du. Paran Dağından parladı. Ve mukaddeslerin on binler(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)si(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nin içinden geldi. Onlar için sağ elinde alev alev yanan ateş vardı.'" (Eski Ahit-Tesniye: 33/ 1-2)
Vefatından önce Hz.Musa'nın duası gerçekten de il(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ginç(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tir. Bu ifadede geçen birinci yer olan Sina Dağı , Hz.Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nın çıktığı bölgedir. İkinci yer Seir olup, Hz.İsa'nın çık(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tığı bölgedir. Üçüncü yer ise Peygamberimiz Hz.Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ham(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med'in çıktığı bölgeyi ifade eden Paran Dağları dır.
Böylelikle Hz.Musa'nın duasında söyledikleriyle; insanların tek Allah inancına inanmasını sağlayan, insanlığın ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ceğinde yaygın şekilde kabul görecek, Allah'ın gönder(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)di(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ği üç din bir arada anılmaktadır. Bu ifade aynı zamanda Tevrat'ın kendisinden sonra gelen Hz.İsa'yı ve Hz.Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ham(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med'i onayladığının bir delilidir. Kur'an nasıl sonda di(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğer Peygamberleri; Hz.Musa'yı ve Hz.İsa'yı onayladıysa, Tev(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rat da bunu başta gerçekleştirmiştir. Tesniye 33/2'de Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rimiz'in onbinlerin içinde geleceğinin söylenmesi, daha yaşarken Peygamberimize onbinlerce insanın uyması bakı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mından, oluşmuş olan gerçeklikle tamamen uyumludur.
Kedar Halkından Olan Putları Kıracak Seçkin Kul
Eski Ahit İşaya bölümü 42'de geçen gelecek ile ilgili an(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)la(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tımlar, Peygamberimizle büyük bir uyum göstermektedir. Hz.Muhammed gerçekten de hem putları yok etmesiyle (8. cümle) , hem daha sağken yeryüzüne hakim olup adaleti sağ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lamasıyla (3. ve 4. cümle) hem Ruh'tan (Cebrail) vahiy al(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ma(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sıyla (1.cümle) hem üstün ahlâkıyla (2. ve 3. cümle) hem insanlara ışık olup, körelmiş gönülleri iyileştirmesiyle (6. ve 7. cümle) hem Kur'an gibi yeni bir vahyi insanlara duyurmasıyla (10.cümle) ve hem Hz.İbrahim'in oğlu, İsmail'in oğ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lu Kedar 'ın soyundan olan bir toplumun üyesi olmasıyla (11. cümle) bu alıntılayacağımız Eski Ahit'ten bölümlere tam bir uygunluk göstermektedir:
" 1 : İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu seçtiğim kulum. Ruhumu (Cebrail'i) onun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır.
2 : Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek.
3 : Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak.
4 : Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O'nun kanunlarını bekler.
5 : G ökleri yaratıp, onları yayan, yeryüzünü ve ürününü seren, dünyadaki insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren Efen(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)di(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)niz Allah diyor ki:
6 : Ben Efendin. Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, se(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık ya(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)pacağım.
7 : Öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi ka(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ranlığında yaşayanları özgür kılasın.
8 : Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, öv(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lerimi putlara bırakmayacağım.
9 : Bakın önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum, bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.
10 : Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey. Kıyılar ve kıyı halkları. Efendinize yeni bir ilahi söyleyin. Dünyanın dört buca(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğın(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dan onu ezgilerle övün.
11 : Çöl ve onun şehirleri, Kedar'ın oturduğu köyler seslerini yük(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)seltsinler. Sela'da oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar." (Eski Ahit-İşaya: 42/ 1-11)
İşaya'daki bu bölümleri okuyanlar, Hz.Muhammed'le, bu anlatımların uyumunu anlayacaklardır. Bu olayların ile(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ride olacağının söylenmesi (9. cümle) de önemlidir. Demek ki; bu müjde, Hz.Musa zamanında ve daha önce açığa çıkmamıştır. İşaya 42. bölümün devamında 17'de, putperestle(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rin utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir.
Dikkatli bir incelemeyle Eski Ahit'te daha birçok işa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)retler bulunabilir. Kur'an'ın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahit'in bozulmamış işaretleri de desteklemektedir.
"Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Tanık olduğunuz halde, ne(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)den Allah'ın delillerini inkâr ediyorsunuz? / Ey Kutsal Ki(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tab'ın bağlıları! Neden gerçeği yalanla örtüyor ve bile bi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le gerçeği gizliyorsunuz?" (Ali İmran Sûresi, 70-71)
İNCİL'DEN İŞARETLER
" Ey Kutsal Kitab'ın bağlıları! Kitabın gizlediğiniz birçok bölü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)münü size açıklayan ve birçoğunu açıklamadan geçive(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ren elçimiz si(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ze geldi! Gerçekten size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir kitap gel(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)di. " (Maide Sûresi, 15)
***
Bu bölümde mevcut İncil'e dayanarak Peygamberimiz'in geleceğini müjdeleyen açıklamaları inceleyelim. Bu incelemeyi yaparken Kuran'ın, Hıristiyanların İncil'den birçok şe(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yi gizlediğini söyleyen ayetini unutmayın.
Hıristiyanların bir kısmının en çok korktuğu şey; üç(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)me inancının yıkılması, Hz.İsa'nın diğer peygamberler gibi bir peygamber olarak algılanmasıdır. Peygamberimize, İn(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)cil'in işaret ettiği kabul edilirse, Hz.İsa'yı aşırı yücelten açıklamaların yanlışlığı ortaya çıkacaktır. Bu yüzden kilise(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nin en çok gizlemeye çalışacağı bilgilerin başında İncil'de Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gamberimize yönelik işaretlerin varlığı gelmektedir. Kilise kendi otoritesini ve hatta varlığını korumak için İn(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)cil'de geçen ifadeleri saptırmaya çalışacaktır. Unu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tul(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ma(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ma(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lıdır ki Hz.İsa, Aramice konuşuyordu. En eski İncil nüshaları ise Eski Yunanca, Latincedir. Anlaşılıyor ki, tahrifatların ö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nem(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)li bölümü İncil'in Eski Yunanca'ya ve La(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tince'ye aktarılması sırasında olmuştur.
Paraklit'ten Kasıt Nedir?
"Hani Meryemoğlu İsa da; 'Ey İsrailoğulları! Ben, sizin için Allah'ın elçisiyim. Benden sonraki ismi övü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)len(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)/(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ven (Ah(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med) olan bir elçinin de müjdeleyicisi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yim,' demişti." (Saff Sûresi, 6)
***
Kur'an, Hz.İsa'nın, Peygamberimizi müjdelediğini söy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)miştir. İncil'de doğrudan bu ifadeyi bulamayanlar, Kur'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)an'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ın kutsal kitaba bağlananların dinlerini gizlediklerini söy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yen ayetine de dayanarak, Hıristiyanların bu ifadeleri içe(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ren İncil ayetlerini yok ettiklerini düşünmüşlerdir. Bir kı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sım ayetler için bu mümkündür. Fakat araştırmalar sonucu; bir kısım ifadelerin anlamı saptırılarak yanlış yorumlandığı, Kuran'ın belirttiği bu müjdeyi, mevcut İncil'lerin aslında hâlâ içinde taşıdığı anlaşılmıştır. Kutsal kitapların in(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lenmesi de, böylece Kur'an'ın bir izahının daha doğrulu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğunu ispatlamaktadır.
Kuran, övülmüş olan veya öven anlamlarına gelen " Ah(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med " kelimesiyle, Peygamberimizin müjdelendiğini belirtir. " Ahmed " kelimesi " Muhammed " kelimesiyle aynı kökten ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lir. Bazıları "Ahmed" isminin Peygamberimizin özel ismi ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)duğunu düşünür. Bizce özel isim olarak "Ahmed" yerine, "Ah(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med" kelimesinin ifade ettiği " öven, övülen " anlamlarını düşünmek daha doğrudur. Çünkü Peygamberimizin ismi Kur(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)an'da dört yerde geçer ve hepsinde " Muhammed " olarak ge(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çer. (Bakınız: Ali İmran Sûresi, 144; Ahzab Sûresi 40; Fetih Sûresi 29; Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed Sûresi, 2) Ahmed isminin özel isim olarak kulla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nıl(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğını dü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)şün(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sek de hiçbir şey değişmez. Her durumda "Ah(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)med" keli(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mesi "Muhammed" isminin anlamını vermektedir ve aynı kö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ke (H-M-D) sahiptir.
Peygamberimize işaret eden ve Peygamberimizin ismiyle aynı anlamlara gelip "Ahmed" kelimesinin karşılığı olan ke(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)limelerle, Peygamberimiz'in Yuhanna İncilinde nasıl müj(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)delendiğini inceleyelim.
Hz.İsa'nın havarilerle yediği en son yemeğin sonunda, ya(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kalanıp götürülmesinden önce, havarilerle yaptığı son görüşmeler bir tek Yuhanna İncil'inde geçmektedir. Diğer üç İncil (Matta, Markos, Luka) bu olaydan hiç söz etmez. Hz. İ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa'nın vasiyeti sayılabilecek sözler ettiği bu görüşmelerin diğer üç İncil'de olmaması nasıl açıklanabilir? Acaba bu ifadeler, diğer İnciller'den sonradan çıkarıldı mı? Yuhanna İncil'inde geçen ifadeler şöyledir:
" 15 : Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi gözetirsiniz.
16 : Ben de Baba'ya yalvaracağım ve o size başka bir Paraklit gön(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)derecektir." (İncil-Yuhanna: 14/15-16)
" 26 : Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Paraklit, Kutsal Ruh size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak." ( İncil-Yuhanna: 14/26)
" 6 : Size söylediklerimi hatırlatır." (Yuhanna 14:26) (Hz.İsa ile Hz.Muhammed'in mesajı özde aynı gerçekleri içerir.)
Hıristiyanlar, Paraklit'ten kastın Ruhu'l-Kuds(Cebrail) ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)duğunu söylerler. Peki İncil'in diğer yerlerinde geçen Hz. Cebrail neden hiçbir yerde Paraklit olarak geçmemektedir de, gelecekte geleceği belirtilen şahıs söz konusu olunca Paraklit ifadesiyle Hz.Cebrail kastedilmektedir? Hz.İsa, Yu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hanna 16'da gelecek Paraklit'in kendisi gibi olduğunu söy(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mektedir. İnsan olan Hz.Muhammed mi, yoksa Cebrail mi Hz.İsa'ya benzer ve onun gibidir? Hz.İsa'dan sonra gelip de Hz.İsa'nın Peygamberliğini savunan, Allah'ın varlığından ahiretin varlığına kadar tüm temel noktaları insanlara öğ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)reten, kendisinin bilgisiyle değil, Allah'ın kitap olarak in(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dirdiği vahiyle öğreten Peygamberimizden başka kim var(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dır?
Prof. Abdulahad Davud 'a göre �Paraklit' kelimesinin Hz. İ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa tarafından vazedilen Arami lisanındaki "Himda" ve "He(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)da" kelimelerinin Eski Yunanca'ya tercüme edilmiş şekli olması kuvvetle muhtemeldir. (Bir önceki bölümde Eski Ahit'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)te bu kelimeyle Peygamberimize işaret edildiğini gördük.)
Yuhanna İncil'inde geçen Paraklit'in, Kutsal Ruh (Ceb(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ra(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)il) diye açıklanmaya çalışılmasını eleştiren Prof. Dr. Mau(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ri(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce Bucaille , bu anlayışı reddederek Paraklit'in(Pa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rak(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tos) Hz.İsa'dan sonra gelecek, Hz.İsa gibi bir peygamber olduğunu Yunan dili etimolojisine dayanarak şöyle a(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)çık(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lar:
"Burada öne sürülen insanlara bildirme işi hiçbir surette Kutsal Ruh'un(Cebrail'in) işlerinden olan bir ilhamdan iba(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ret de(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğildir. Aksine kendisini belirleyen Yunanca ke(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)li(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)medeki yayma kav(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ra(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mı sebebiyle, onun açıkça maddi bir ni(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)teliği vardır. Şu halde Yunanca ' Akouo ' ve ' Laleo ' fiilleri bir ta(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kım maddi işleri ifade e(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)der(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ler ve bu fiiller ancak işitme ve konuşma organlarına sahip bir varlıkla ilgili olabilirler. Do(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)la(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yısıyla bu fiilleri Kutsal Ruh'a (Ceb(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rail'e) uygulamak müm(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)kün değildir. Öyleyse Yuhanna'nın Parak(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lit'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)inde, Hz.İsa gibi işitme ve konuşma melekesi olan bir insan gör(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)mek, mantığın götürdüğü bir sonuç sayılmalıdır. Yunanca me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tin bu melekeleri kesin olarak gerektirmektedir. Demek ki; Hz.İsa, ken(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)disinden sonra Allah'ın yeryüzüne bir başka insan gönderece(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğini ve onun rolünün, bir cümleyle söylemek gerekirse Allah'ın kelamını işiten ve onun mesajını insanlara tebliğ eden bir peygamberin rolü olacağını haber vermektedir. Şimdi elimizde mevcut me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tinde bulunan Kutsal Ruh kelimeleri tamamen kasıtlı olarak sonradan ya(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)zılmış bir ilaveden ileri gelmektedir. İlavenin gayesi Hz. İsa'dan sonra bir peygamberin geleceğini haber veren bir parçanın ilk anlamını değiştirmektir. Çünkü buna inanmak, Hz.İsa'nın son peygamber olmasını isteyen gelişme halindeki Hıristiyan cema(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)at(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)leriyle çelişki ortaya çıkarıyordu."
Prof. Abdulahad Davud , Paraklit kelimesinin anlamını etimolojik olarak şöyle anlatır:
"Paraklit kelimesi ' Periqlytos ' kelimesinin bozulmuş şeklidir. 'Pe(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)riqlytos' gerek etimolojik, gerekse lugat anlamı itibariyle ' şanı yü(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ce, övülmeye layık olan ' demektir. Bu hususla ilgili şahidim Alexandre'nin 'Dictionnaire G rec Français' isimli eseri olup ke(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)li(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)meyi şöyle açıklar: 'Bu birleşik isim ' peri ' ön eki ile ' övmek ' kökünden türeyen ' kleotis ' kelimesinden mürekkeptir. Bu kelime Arap(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ça'da en meşhur, en çok öven, şanı en yüce olan ' Ahmed ' keli(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sinin tam karşılığıdır. Burada halledilmesi gereken tek mesele Hz.İsa tarafından kullanılan bu ismin Arami dilindeki aslını bulmaktır."
Peygamber
" 20 : Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu, açıkça konuştu, inkâr et(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)medi: 'Ben Mesih değilim,' diye açıkça konuştu.
21 : Onlar da kendisine; 'Öyleyse sen kimsin? Sen İlyas mısın?' di(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ye sordular. O da; 'Değilim,' dedi. 'Sen O Peygamber misin?' Yah(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ya;'Hayır,' diye cevap verdi. (İncil-Yuhanna: 1/ 20-21)
Hz.Yahya'ya 3 soru sorulmaktadır ve o, bu 3 soruya da o(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lumsuz cevap vermektedir:
1. Sen Mesih misin?(İsa mısın?) 2. Sen İlyas mısın? 3. Sen O Peygamber misin?
Matta İncil'ine dayanıp, Yahya Peygamberin, İlyas Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ber olacağını söyleyenler olmuştur. Buradaki ifade; "O za(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)man öğrenciler, İsa'nın kendilerine Vaftizci Yahya'dan söz et(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ti(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ği(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ni anladılar," şeklindedir. (İncil-Matta: 17/11-13) Oysa Yu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)han(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)na'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)da geçen ifadede Yahya, çok açık bir şekilde İlyas olma(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dı(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ğını söylüyor.
Yuhanna'da üç ayrı peygamberden bahsedilir. Bunlar 1- İ(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sa, 2- İlyas, 3- O Peygamber'dir. Yahya Peygamberin, İsa Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gamberle aynı dönemde yaşadığı bilinmektedir. İncil'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)de, İsa Peygamber, İlyas'ın geldiğini ve insanların ona çok çi(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)leler çektirdiğini söyler. (İncil-Matta: 17/12)
Peki o zaman "O Peygamber" kimdir? İnsanlar Tev(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rat'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ın (Tes(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)niye: 18/18) ifadesinde belirtilen peygamberi beklemektedirler. Bu da göstermektedir ki, "O Peygamber" Hz.İsa'dan farklı bir şahsiyettir. Peki Tevrat-Tesniye 18/18'de be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lir(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)til(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)diği gibi Allah'tan aldığı sözleri insanlara duyuran, Hz.İsa'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nın çıktığı dönemde hâlâ gelmemiş olan ve Hz.İsa'dan farklı olan peygamber kimdir? Hz.Muhammed dışında Al(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lah'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)tan aldığı peygamberlik görevini yerine getirip tarihte ö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)nemli bir yer kazanmış ve Hz.İsa'dan sonra gelmiş ikinci bir insan gösterilebilir mi?..
Yalancı Peygamber Nasıl Tanınır?
" 15 : Yalancı peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.
16 : Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanır mı?
17 : Her iyi ağaç iyi ürün verir. Çürük ağaç ise kötü ürün verir.
18: İyi ağaç kötü ürün vermediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün vermez.
19 : İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır.
20 : Demek ki, onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız." (İncil - Matta: 7/15-20)
İncil'in hiçbir yerinde Hz.İsa'dan sonra peygamber gel(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yeceği söylenmez. Buna karşın İncil'de peygamberlik id(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)di(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)asında olanları tanımada şu kriter verilir: "Verilen ürüne bak ve yalancı ile doğru söyleyeni ayırt et." Oysa Hz.İsa'dan sonra hiç peygamber gelmeyecek olsaydı; Hz.İsa; "Benden son(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ra Peygamber gelmeyecektir, benden sonra kim peygamberlik id(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dia ederse o yalancıdır," diye çok kestirme bir şekilde bu so(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ruyu cevaplayabilirdi. Hz.İsa'nın, yalancı ve doğru peygamberi ayırt etmede tavsiye ettiği yöntem, başlı başına Hz.İsa'dan sonra peygamber geleceğine yeterli delildir.
Hz.İsa'dan sonra peygamber gelecek olması ise Hz.Mu(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hammed'in peygamberliğine Hıristiyanlar için yeterli delil olmalıdır. Çünkü Hz.İsa'dan sonra gelip de Allah'a inanan, Allah'a güvenen, Allah'ı seven, putları terkeden toplulukla(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rın oluşması gibi harika bir ürün sadece ve sadece Pey(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)gam(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)be(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rimizle yollanan din(İslam) sayesinde elde edilmiştir.
Tüm bu açık gerçeklere ve Tevrat'taki, İncil'deki işa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)ret(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)le(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)re rağmen, Tevrat'ın ve İncil'in onayladığını hahamlar, pa(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)pazlar örtbas etmek için, saptırmak için yarışırlar. İncil'(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)de ne adı geçen, ne kendisine işaret olan Katolik, Ortodoks mez(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)hepleri, Roma'daki Papa ve başpiskopos beyefendile(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rin(!) görüşleri ne yazık ki, Hıristiyan halkın büyük bir bö(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)lümü için Tevrat ve İncil'in görüşlerinden daha önemlidir.
"Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Me(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)sih'i efendiler(rab) edindiler. Halbuki hepsi de tek Tan(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rı'ya kulluk etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'n(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)dan başka tanrı yoktur. O bunların ortak koştukları şeylerden yücedir." (Tevbe Sûresi, 31)
"Kutsal kitabın bağlılarıyla, zalim olanları hariç, en güzel olan bir tarzın dışında bir yöntemle mücadele etmeyin. Ve de(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)yin ki; 'Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Tan(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)rı'mız ve Tanrı'nız aynıdır. Biz sadece O'na teslim ol(Uygunsuz kelime. Yönetimle irtibata geçiniz)duk.'" (Ankebut Sûresi 46) (Paraklit için ayrıca bkz.:www.mucizeler.com)

Tarantula_ 05-19-2009 10:44

İNCİL'DEN İŞARETLER Ey Kutsal Kitab'ın bağlıları! Kitabın gizlediğiniz birçok bölümünü size açıklayan ve birçoğunu açıklamadan geçiveren elçimiz size geldi! Gerçekten size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir kitap geldi.
5 Maide Suresi 15
Kuran-ı Kerim, Hıristiyanların İncil'de açıklanan birçok bilgiyi örtbas ettiğini söylemektedir. Bu bilgilerden bir kısmı, Peygamberimiz'in ileride geleceğine işaret eden İncil açıklamalarıdır. Kitabımızın bu bölümünde Peygamberimiz'in geleceğine işaret eden İncil açıklamalarını ve bunların nasıl örtbas edildiğini inceleyeceğiz.
Dünya nüfusunun yarıdan fazlasının inandığı 3 büyük din, uygulamaya yönelik bazı farklar dışında aynı mesajı vermektedir. Herşeyden önce Allah'ın birliği, Allah'tan başkasına tapmamak, Allah'ın kudretinin, ilminin sonsuzluğu gibi en önemli noktalar 3 dinde de ortaktır. Ahiretin varlığı gibi çok önemli bir inanç da 3 dinde ortaktır. Bunun dışında insan canının korunması, mülkiyet hakkının korunması, fakirlerle paylaşım tipi genel ahlâki ilkelerden Allah'ı çok anmak, şükretmek, belli vakitlerde ibadet etmek gibi hususlar da hep aynıdır. Her dinin yobazlığı kendi dinini tahrif etmiş, orjinalliğini bozmuştur. Kuran özellikle din adamı kılığında ortaya çıkan ve dinin orjinalliğini bozan bu tipleri haber vermektedir. (Bakınız 9Tevbe Suresi 31, 34, 5Maide Suresi 13, 2 Bakara Suresi 75). Bu önemli konu, bu kitabın hacmini aşacak, ayrı bir kitapta ele alınacak bir konudur. Kısaca şunu söyleyelim ki bu yobazlıkların ortak taktikleri; Kutsal Kitap'taki anlamları bozmak, Peygamberleri veya din adamlarını ilahlaştırmak, Kutsal Kitap dışında uydurma dini kaynakları kutsallaştırmaktır. Her üç din de kendi yobazlarından kurtulduğu zaman (inşallah), bu dinlerin birbirlerinin aynı mesajı verdiğini daha iyi anlayacağız. Bunun yönteminin ne olduğu bu kitabımızın konusu değildir.
Tevrat 3 büyük dinin ilk kitabı olarak hem Hz. İsa'nın, hem de Peygamberimiz'in gelişine işaret eder. İncil, Hz. Musa'yı onaylar, Kuran'a işaret eder. Kuran ise son kitap olma özelliğiyle iki kitabı da onaylar. Bu yüzden bu kitabın tümü boyunca göreceğimiz Kuran'ın Allah'ın gönderdiği kitap olduğunu ispat eden mucizeler aynı zamanda Tevrat'ın ve İncil'in Allah'ın gönderdiği kitaplar olduklarını da ispatlar (Elimizdeki Tevrat ve İncil yobazlığın etkisiyle orjinalliğini yitirmiş, kelimelerin anlamı kaydırılmış olabilir. Ama her iki kitabın kökündeki gerçekliği gözden kaçırmamalıyız).
Bu bölümde mevcut İncil'e dayanarak Peygamberimiz'in geleceğini müjdeleyen açıklamaları inceleyelim. Bu incelemeyi yaparken Kuran'ın, Hıristiyanların İncil'den birçok şeyi gizlediğini söyleyen ayetini unutmayın. Hıristiyanların bir kısmının en çok korktuğu şey üçleme inancının yıkılması, Hz. İsa'nın diğer Peygamberler gibi bir Peygamber olarak algılanmasıdır. Peygamberimize, İncil'in işaret ettiği kabul edilirse, Hz. İsa'yı aşırı yücelten açıklamaların yanlışlığı ortaya çıkacaktır. Bu yüzden kilisenin en çok gizlemeye çalışacağı bilgilerin başında İncil'de Peygamberimize yönelik işaretlerin varlığı gelmektedir. Kilise (Teslis inancı şu anda elimizde olan İncil'den bile çıkmaz. Tamamen kilisenin uydurmasıdır.) kendi otoritesini ve hatta varlığını korumak için İncil'de geçen ifadeleri saptırmaya çalışacaktır. Unutulmamalıdır ki Hz. İsa Aramice konuşuyordu. En eski İncil nüshaları ise Eski Yunanca, Latincedir. Anlaşılıyor ki tahrifatların önemli bölümü İncil'in Eski Yunanca'ya ve Latince'ye aktarılması sırasında olmuştur.
“Ben Hıristiyanım” diyen bir çok kişi dinlerini İncil'den öğrenmek yerine, kilisenin açıklamalarına göre dinlerini yaşamaktadırlar.
PARAKLİT'TEN KASIT NEDİR
Hani Meryemoğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları! Ben sizin için Allah'ın elçisiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulamaktayım. Benden sonraki ismi övülen/öven (Ahmed) bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti.
61 Saff Suresi 6
Kuran, Hz. İsa'nın Peygamberimizi müjdelediğini söylemiştir. (İncil'de doğrudan bu ifadeyi bulamayanlar Kuran'ın kutsal kitaba bağlananların dinlerini gizlediklerini söyleyen ayetine de dayanarak Hıristiyanların bu ifadeleri içeren İncil ayetlerini yok ettiklerini düşünmüşlerdir. Bir kısım ayetler için bu mümkündür. Fakat araştırmalar sonucu bir kısım ifadelerin anlamı saptırılarak yanlış yorumlandığı, Kuran'ın belirttiği bu müjdeyi mevcut İncil'lerin aslında hâlâ içinde taşıdığı anlaşılmıştır. Kutsal kitapların incelenmesi de böylece Kuran'ın bir izahının daha doğruluğunu ispatlamaktadır.) Kuran övülmüş olan veya öven anlamlarına gelen "Ahmed" kelimesiyle Peygamberimizin müjdelendiğini belirtir. “Ahmed” kelimesi "Muhammed" kelimesiyle aynı kökten gelir. Bazıları “Ahmed” isminin Peygamberimizin özel ismi olduğunu düşünür. Bizce özel isim olarak “Ahmed” yerine, “Ahmed” kelimesinin ifade ettiği “öven, övülen” anlamlarını düşünmek daha doğrudur. çünkü Peygamberimizin ismi Kuran'da dört yerde geçer ve hepsinde "Muhammed" olarak geçer. (Bakınız 3Ali İmran Suresi 144, 33Ahzab Suresi 40, 47Muhammed Suresi 2, 49Fetih Suresi 29) Bu bizim görüşümüzdür, Ahmed isminin özel isim olarak kullanıldığını düşünsek de hiçbir şey değişmez. Her durumda "Ahmed" kelimesi "Muhammed" isminin anlamını vermektedir ve aynı köke "HMD" sahiptir.
Peygamberimize işaret eden ve Peygamberimizin ismiyle aynı anlamlara gelip "Ahmed" kelimesinin karşılığı olan kelimelerle, Peygamberimiz'in Yuhanna İncilinde nasıl müjdelendiğini inceleyelim. Hz. İsa'nın havarilerle yediği en son yemeğin sonunda, yakalanıp götürülmesinden önce, havarilerle yaptığı son görüşmeler bir tek Yuhanna İncil'inde geçmektedir. Diğer 3 İncil (Matta, Markos, Luka) bu olaydan hiç söz etmez. Hz. İsa'nın vasiyeti sayılabilecek sözler ettiği bu görüşmelerin diğer 3 İncil'de olmaması nasıl açıklanabilir? Acaba bu ifadeler diğer İnciller'den sonradan çıkarıldı mı? Yuhanna İncil'inde geçen ifadeler şöyledir:
15 Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi gözetirsiniz.
16 Ben de Baba'ya yalvaracağım ve o size başka bir "Paraklit" gönderecektir.
İncil-Yuhanna-14, 15-16
Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Paraklit, Kutsal Ruh size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak
İncil Yuhanna 14, 26
7 Bununla beraber ben size gerçeği söylüyorum. Benim gitmem sizin için hayırlıdır. çünkü ben gitmezsem Paraklit size gelmez. Fakat gidersem onu size gönderirim.
8 Ve o geldiği zaman günah, doğruluk ve hüküm konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir.
İncil Yuhanna 16, 7-8
13 Ne var ki O, yani gerçeğin ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir.
14 O beni övecek. çünkü benim olandan alıp, size bildirecek.
İncil Yunanna 16, 13-14
Paraklit'e ne anlamlar verildiğini birazdan inceleyeceğiz. Yuhanna İncil'inin de en eski nüshaları Eski Yunanca'dır. Hz. İsa'nın dili olan Aramice değildir. Her türlü tahrifat olasılığına karşın mevcut ifadelerden şunları anlıyoruz:
A Gelecek gerçeğin ruhu kendisinden konuşmayacaktır. (Yuhanna16, 13) Nitekim Peygamberimiz vahiy olan Kuran'a uyardı. Bunu Kuran şöyle açıklar:
3 O, hevadan konuşmaz
4 O yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.
53 Necm Suresi 3-4
B Gelecek olan, İsa'yı övecektir (Yuhanna 16, 14). Kuran'ın birçok ayeti Hz. İsa'yı över ve Peygamberliğini onaylar.
C Gelecek olan, Kutsal Ruh ile (Cebrail) bir arada anılır. (Yuhanna14, 26) Peygamberimize Kuran'ın vahyini Hz. Cebrail'in getirdiği Kuran'da geçer.
192 Bu, evrenlerin Efendisinin indirdiği vahiydir.
193 O'nu güvenilir ruh (Cebrail) indirdi.
194 Senin kalbine. Uyarıcılardan biri olman için.
195 Apaçık Arapça bir dille
196 Daha önceki kitaplarda da anılmıştır.
26 Şuara Suresi 192-196
D O, Hz. İsa ile aynı kaynaktan aldığını bildirecektir. (Yuhanna16, 14) Muhammed Peygamber'in söylediklerinin tüm kaynağı Allah'tır. Cebrail vasıtasıyla aynı diğer Peygamberler gibi vahiy almıştır.
E Size her şeyi öğretecek (Yuhanna14, 26). Peygamberimiz Kuran vasıtasıyla Allah'ın varlığından, ahiretten, güzel ahlâka kadar her konuda gerekli her şeyi öğretmiştir.
F Size söylediklerimi hatırlatır (Yuhanna14, 26). Hz. İsa ile Hz. Muhammed'in mesajı aynı gerçekleri içerir (Her ne kadar her dinin yobazı bozsa da!).
http://www.mucizeler.com/bolumler/images/65_2.jpgHıristiyanlar Paraklit'ten kastın Cebrail olduğunu söylerler. Peki İncil'in diğer yerlerinde geçen Hz. Cebrail neden hiçbir yerde Paraklit olarak geçmemektedir de, gelecekte geleceği belirtilen şahıs söz konusu olunca Paraklit ifadesiyle Hz. Cebrail kastedilmektedir? Hz. İsa, Yuhanna 14, 16'da gelecek Paraklit'in kendisi gibi olduğunu söylemektedir. İnsan olan Hz. Muhammed mi, yoksa Cebrail mi Hz. İsa'ya benzer ve onun gibidir? Hz. İsa'dan sonra gelip de Hz. İsa'nın Peygamberliğini savunan, Allah'ın varlığından ahiretin varlığına kadar tüm temel noktaları insanlara öğreten, kendisinin bilgisinle değil, Allah'ın kitap olarak indirdiği vahiyle öğreten Peygamberimizden başka kim vardır?
Prof. Abdulahad Davud'a göre Paraklit kelimesinin Hz. İsa tarafından vazedilen Arami lisanındaki "Himda" ve "Hemida" kelimelerinin Eski Yunanca'ya tercüme edilmiş şekli olması kuvvetle muhtemeldir. (Bir önceki bölümde Eski Ahit'te bu kelimeyle Peygamberimize işaret edildiğini gördük.)
Yuhanna İncil'inde geçen Paraklit'in, Kutsal Ruh (Cebrail) diye açıklanmaya çalışılmasını eleştiren Prof. Dr. Maurice Bucaille, bu anlayışı reddederek Paraklit'in (Parakletos) Hz. İsa'dan sonra gelecek, Hz. İsa gibi bir Peygamber olduğunu Yunan dili etimolojisine dayanarak şöyle açıklar: "Burada öne sürülen insanlara bildirme işi hiçbir surette Kutsal Ruh'un (Cebrail'in) işlerinden olan bir ilhamdan ibaret değildir. Aksine kendisini belirleyen Yunanca kelimedeki yayma kavramı sebebiyle, onun açıkça maddi bir niteliği vardır. Şu halde Yunanca ‘Akouo' ve ‘Laleo' fiilleri bir takım maddi işleri ifade ederler ve bu fiiller ancak işitme ve konuşma organlarına sahip bir varlıkla ilgili olabilirler. Dolayısıyla bu fiilleri Kutsal Ruh'a (Cebrail'e) uygulamak mümkün değildir. öyleyse Yuhanna'nın Paraklit'inde, Hz. İsa gibi işitme ve konuşma melekesi olan bir insan görmek, mantığın götürdüğü bir sonuç sayılmalıdır. Yunanca metin bu melekeleri kesin olarak gerektirmektedir. Demek ki Hz. İsa kendisinden sonra Allah'ın yeryüzüne bir başka insan göndereceğini ve onun rolünün, bir cümleyle söylemek gerekirse Allah'ın kelamını işiten ve onun mesajını insanlara tebliğ eden bir Peygamberin rolü olacağını haber vermektedir. Şimdi elimizde mevcut metinde bulunan Kutsal Ruh kelimeleri tamamen kasıtlı olarak sonradan yazılmış bir ilaveden ileri gelmektedir. İlavenin gayesi Hz. İsa'dan sonra bir Peygamberin geleceğini haber veren bir parçanın ilk anlamını değiştirmektir. çünkü buna inanmak, Hz. İsa'nın son Peygamber olmasını isteyen gelişme halindeki Hıristiyan cemaatleriyle çelişki ortaya çıkarıyordu."
Prof. Abdulahad Davud, Paraklit kelimesinin anlamını etimolojik olarak şöyle anlatır: “Paraklit kelimesi ‘Periqlytos' kelimesinin bozulmuş şeklidir. ‘Periqlytos' gerek etimolojik, gerekse lugat anlamı itibariyle ‘şanı yüce, övülmeye layık olan' demektir. Bu hususla ilgili şahidim Alexandre'nin "Dictionnaire Grec Français" isimli eseri olup kelimeyi şöyle açıklar: Bu birleşik isim ‘Peri' ön eki ile övmek kökünden türeyen ‘kleotis' kelimesinden mürekkeptir. Bu kelime Arapça'da en meşhur, en çok öven, şanı en yüce olan ‘Ahmed' kelimesinin tam karşılığıdır. Burada halledilmesi gereken tek mesele Hz. İsa tarafından kullanılan bu ismin Arami dilindeki aslını bulmaktır."
O PEYGAMBER
20 Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu, açıkça konuştu, inkâr etmedi: "Ben Mesih değilim" diye açıkça konuştu.
21 Onlar da kendisine: "öyleyse sen kimsin? Sen İlyas mısın?" diye sordular: O da "Değilim" dedi.
"Sen O Peygamber misin?"
Yahya: "Hayır" diye cevap verdi...
İncilYuhanna1, 20-21
Hz. Yahya'ya 3 soru sorulmaktadır ve O, bu 3 soruya da olumsuz cevap verir:
1 Sen Mesih misin? (İsa mısın?)
2 Sen İlyas mısın?
3 Sen O Peygamber misin?
Matta İncil'ine dayanıp, Yahya Peygamberin, İlyas Peygamber olacağını söyleyenler olmuştur. Buradaki ifade "O zaman öğrenciler İsa'nın kendilerine Vaftizci Yahya'dan söz ettiğini anladılar." şeklindedir. (Bakınız İncilMatta17, 13) Oysa Yuhanna'da geçen ifadede Yahya çok açık bir şekilde İlyas olmadığını söyler.
Yuhanna'da 3 ayrı Peygamberden bahsedilir. Bunlar 1İsa, 2 İlyas, 3 O Peygamber'dir. Yahya Peygamberin İsa Peygamberle aynı dönemde yaşadığı bilinmektedir. İncil'de, İsa Peygamber, İlyas'ın geldiğini ve insanların ona çok çileler çektirdiğini söyler (Bakınız İncilMatta 1712).
Peki o zaman "O Peygamber" kimdir? İnsanlar Tevrat'ın –Tesniye 18/18deki ifadesinde belirtilen Peygamberi beklemektedirler (Bir önceki bölümde bu ifadeyi inceledik) Bu da göstermektedir ki "O Peygamber" Hz. İsa'dan farklı bir şahsiyettir. Peki TevratTesniye18/18de belirtildiği gibi Allah'tan aldığı sözleri insanlara duyuran, Hz. İsa'nın çıktığı dönemde hâlâ gelmemiş olan ve Hz. İsa'dan farklı olan Peygamber kimdir? Hz. Muhammed dışında Allah'tan aldığı Peygamberlik görevini yerine getirip tarihte önemli bir yer kazanmış ve Hz. İsa'dan sonra gelmiş ikinci bir insan gösterilemez.
YALANCI PEYGAMBER NASIL TANINIR?
15 Yalancı Peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır.
16 Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanır mı?
17 Her iyi ağaç iyi ürün verir. çürük ağaç ise kötü ürün verir.
18 İyi ağaç kötü ürün vermediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün vermez.
19 İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır.
20 Demek ki onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız.
İncil-Matta-7 (15-20)
İncil'in hiçbir yerinde Hz. İsa'dan sonra Peygamber gelmeyeceği söylenmez. Buna karşın İncil'de Peygamberlik iddiasında olanları tanımada şu kriter verilir: "Verilen ürüne bak ve yalancı ile doğru söyleyeni ayırt et." Oysa Hz. İsa'dan sonra hiç Peygamber gelmeyecek olsaydı; Hz. İsa "Benden sonra Peygamber gelmeyecektir, benden sonra kim Peygamberlik iddia ederse o yalancıdır." diye çok kestirme bir şekilde bu soruyu cevaplayabilirdi. Hz. İsa'nın, yalancı ve doğru Peygamber'i ayırt etmede tavsiye ettiği yöntem, başlı başına Hz. İsa'dan sonra Peygamber geleceğine yeterli delildir. Hz. İsa'dan sonra Peygamber gelecek olması ise Hz. Muhammed'in Peygamberliğine Hıristiyanlar için yeterli delil olmalıdır. çünkü Hz. İsa'dan sonra gelip de Allah'a inanan, Allah'a güvenen, Allah'ı seven, putları terkeden toplulukların oluşması gibi harika bir ürün sadece ve sadece Peygamberimizle yollanan din sayesinde elde edilmiştir.
Tüm bu açık gerçeklere ve Tevrat'taki, İncil'deki işaretlere rağmen Tevrat'ın ve İncil'in onayladığını hahamlar, papazlar örtbas etmek için, saptırmak için yarışırlar. İncil'de ne adı geçen, ne kendisine işaret olan Katolik, Ortodoks mezhepleri, Roma'daki Papa ve başpiskopoz beyefendilerin (!) görüşleri ne yazık ki Hıristiyan halkın büyük bir bölümü için Tevrat ve İncil'in görüşlerinden daha önemlidir.
ORTAK NOKTALARDA BULUŞMAK
http://www.mucizeler.com/bolumler/images/65_3.jpgNe Tevrat'ın, ne de İncil'in şu anda elimizde olan nüshalarında üçleme inancına dair hiçbir şey yoktur. Elimizdeki İncil'den bile teslis inancını çıkartmak tamamen bir zorlama ve saptırmadır. Fakat kilisenin din hakkındaki yorumu, İncil'in o kadar önüne geçmiştir ki kilisenin resmi açıklamaları üçlemeyi Hıristiyanlığın en önemli gerçeği olarak sunmaktadır. Eğer üçleme inancı bu kadar önemli olsaydı, İncil'de bu konuda yüzlerce açıklama olması gerekmez miydi? Oysa bir tane bile yoktur! Aynı şekilde Hıristiyanlar Tevrat'ı kabul eder. Neden Tevrat'ta üçlemeye işaret yok? Tevrat'ı çekiştirseniz bile bunu gösteremezsiniz! Neden Kutsal Ruh (Cebrail) Eski Ahit'te üç tanenin biri olarak gösterilmiyor? Neden gelecekte insan suretinde Tanrı'nın bir oğlu veya Tanrı'nın yansıması gelecek diye bir izah Tevrat'ta yok? Size göre çok çok önemli olan bu nokta nasıl Eski Ahit'te olmaz? Siz Eski Ahit'in Tanrı'nın vahyi olduğunu savunmuyor musunuz?
İncil'in şu andaki halinde geçen babaoğul meselesi de yine kilisenin yorumu sonucu bu şekilde anlaşılmıştır. çünkü şu anki İncil'lerde, Allah tüm insanların da babası olarak tanıtılır, tüm inananlar da onun çocukları olarak tanıtılır. Yani şu andaki İncil'leri okuyan tarafsız biri, İncil'deki "baba" kelimesinin tüm insanların babası olarak kullanılan bir mecaz, "oğul" kelimesini ise tüm insanlar için kullanılan bir mecaz olduğunu algılar.
Siz göklerde olan Babanızın oğulları olasınız.
İncil Matta 5, 45
Tahminimizce Hz. İsa'nın Aramice'de tüm insanların Allah'ı, Tanrı'sı, Efendisi tarzında Allah için kullandığı bir deyim Eski Yunanca "Baba" olarak çevrilmiş, "sevgili kul" anlamına gelen bir deyim ise "oğul" olarak çevrilmiştir. Bu çevirinin kaynağı ise hiç şüphesiz bu zihniyeti yerleştirmeye çalışan din adamlarıdır. Aramice İncil elimizde olmadığı için tahminimizi ispatlayamıyoruz. Fakat mevcut İncil'de bu kelimelerin kullanılış tarzı bizi desteklemektedir. Sami dillerinden baba olarak tercüme edilen "abb" kelimesi, "sebep olan kimse" anlamlarına da gelir. Belki de orijinal dildeki bu anlam tercümeler yapılırken yapılan yanlışın sebeplerinden biridir. (Bir iddiaya göre İncil'i ilk olarak Sami dilinden GrekLatin diline çevirenler, Allah için kullanılan "AlALBAR" diye seslendirilen "Aklın Kaynağı, üst Akıl" anlamındaki sözü "Ab, Abra, Abba" sözüne benzetip baba, ata anlamına gelen "Pap, Papa" diye çevirmişlerdir.) Biz bu yanlışın kasıtlı bir şekilde Hıristiyan din adamlarınca yapıldığı kanaatindeyiz. İznik konsülünde kendilerine karşı olan her fikri susturan Hıristiyan dini otorite, o tarihten sonra yanlış bir babaoğul anlayışının yerleşmesini iyice sağlamıştır. Konunun önemine binaen kitabımızın çerçevesinin dışına taştık, konuyu son olarak iki Kuran ayetiyle noktalıyoruz:
Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i efendiler edindiler. Halbuki hepsi de tek Tanrı'ya kulluk etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka tanrı yoktur. O bunların ortak koştukları şeylerden yücedir.
9 Tevbe Suresi 31
Kutsal kitabın bağlılarıyla, zalim olanları hariç, en güzel olan bir tarzın dışında bir yöntemle mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Tanrı'mız ve Tanrı'nız aynıdır. Biz sadece O'na teslim olduk."
29 Ankebut Suresi 46

Sevban 05-19-2009 10:46

Elimde incil var senin gibi körükörüne saldırmıyorum cahil... :)
Sülün osman'ı geçtin yav...

montenegro 05-19-2009 10:51

www.aleminsultani.com sitesini inceleyin HZMUHAMMED kimmiş görün

montenegro 05-19-2009 10:53

http://www.aleminsultani.com/tevrat-...-delildir.html

okuyun burayı

montenegro 05-19-2009 10:59

Tevrat ve İncil'in Hz. Muhammed'den bahsi

Kuran-ı Kerim'de de ifade edildiği gibi Tevrat, İncil, Zebur ve diğer peygamberlerin suhufları Hz. Muhammed'in (s)peygamberliğini bildirmiştir. OLUMLU YA DA OLUMSUZ BAHİS GEREKLİDİR
Madem o kitaplar Allah katından inmiştir elbette onların dinlerini nesh eden ve yerin yarısını ışıklandıran bir zattan bahsetmeleri zaruridir. Evet küçük hadiseleri haber veren o kitaplar insanlığın en büyük hadisesi olan Hz Muhammed'in (s) peygamberliğini haber vermemeleri kabil değildir. Madem haber verecekler ya tekzib edecekler ta ki dinlerini tahrib ve neshedilmesinden kurtarsınlar... Veya tasdik edecekler ta ki o hakikatlı Peygamber ile dinleri hurafelerden ve tahrifatlardan kurtulsun. Halbuki dost ve düşmanın ittifakıyla tekzib emaresi hiçbir kitapta yoktur. Öyle ise tasdik vardır.
YAHUDİ VE HRİSTİYANLAR YANLIŞINI GÖSTEREMEDİ
Resulullah (s) Kuran'ın lisanıyla onlara der ki;
"Kitaplarınızda benim tasdikim ve vasıflarım vardır. Benim beyan ettiğim şeylerde kitaplarınız beni tasdik ediyor".
"Tevratınızı getiriniz okuyunuz ve geliniz biz çoluğumuzu çocuğumuzu alıp Cenab-ı Hakkın dergahına el açıp yalancılar aleyhinde lanetle dua edeceğiz"
(3/61)

diye devamlı onların başına vurduğu halde hiç yahudi bir alim ya da Hristiyan bir kıssis O'nun bir yanlışını gösteremedi. Eğer gösterseydi pek çok sayısı bulunan ve pek çok inadlı ve hasedli olan kafirler ve münafık yahudiler ve bütün alem-i küfür her tarafta ilan edeceklerdi.

TAHRİFATA RAĞMEN YÜZON DELİL
Tevrat, İncil ve Zebur'un ibareleri Kuran gibi mucizelikleri olmadığından hem devamlı tercüme tercüme üstüne olduğundan pekçok yabani kelimeler içlerine karıştı. Hem tefsir edicilerin sözleri ve yanlış tevilleri onların ayetleriyle karıştırıldı. Hem bazı nadanların ve garazkarların tahrifatı da ilave edildi. Hatta meşhur alim şeyh Rahmetullah-i Hindî geçmiş kitapların binlerce yerinde tahrifatını keşişlerine ve Yahudi ve Hristiyan ulemasına isbat ederek iskat etmiştir. Bunca tahrifata rağmen Hüseyin-i Cisrî o kitaplardan yüzon delil Hz Muhammed'in (s) peygamberliğine dair çıkarmıştır. Risale-i Hamidiye'de yazmıştır.
FARAN'IN MEKKE OLDUĞUNU TEVRAT BİLDİRİYOR
"Rab Sina dağından geldi, halkina seirden doğdu ve Faran dağından parladı,on binlerce kutsaliyla birlikte geldi sağ elinde halki için alev alev yanan ateş vardı." (sifr.Tesniye,bab:33,ayet:2)
Faran Mekkedir... Çünkü aynı Tevrat'in başka bir yerinde, Hz.İbrahim'in oğlu İsmail'i Faran'da bıraktığı anlatılmaktadir... (Yaratılış:21)
GELECEK PEYGAMBER CİHADA MEMUR OLACAK
Yukarıdaki ayetin devamindaki "Sağ elinde halki için alev alev yanan ateş vardir" ibaresindende onun cihada me'mur biri olacaği anlaşilmaktadir...Ki Hz.Muhammed aleyhisselam bir çok cihada katilmiştir...Kaldi ki Musa(a.s)dan sonra gelen iki peygamberden sadece Hz. Muhammed cihada katilmiştir...Hz. İsa(a.s)ise savaşmamiştir...
HZ İSMAİL SOYUNDAN
Cenab-ı Hak Tevrat'in bu ayetinde Hz. Musa'ya hitaben şöyle buyurmaktadir:
"Onlar için(İsrailoğullari) kardeşleri arasindan senin gibi bir peygamber çikaracağim ve sözlerimi onun ağzina koyacağim ve ona emrettiğim her şeyi onlara ,söyleyecek. Benim ismim, ayetimle söylediği sözlere itaat etmeyenlerden bizzat ben intikam alacağim" (sifr.tesniye,bab:18,ayet:18,19)
Bu ayetteki İsrailoğullarinin kardeşi tabiriyle Hz.İsmail soyundan gelecek bir peygambere işret edilmektedir ki, Hz İsmail soyundan geldiği bilinen tek peygamber Muhammed Aleyhisselamdir...
BU PEYGAMBERLER HZ. İSA VE HZ. YUŞA OLAMAZ
Tevratta vasfı geçen bu peygamberlerin Hz. İsa ve Hz. Yuşa(a.s) olma ihtimallari ise katiyen mümkün değildir...Zira bu peygamberler İsrailoğullarindandir...Ayrica Hz. İsa yeni bir hüküm getirmemiş, sadece Hz Musa'ya ittiba etmiştir...
TAHRİF OLMAMIŞ TEVRAT
Abdullah bin amr bin as, Abdullah bin selam ve Ka'b-ul-ahbar(r.anhüm) ki, bunlarin üçüde geçmiş kitaplari en iyi bilen insanlar olarak şöhret yapmiş zatlardir...Kendi devirlerinde, o güne kadar tahrife uğramamiş Tevrat'ta şöyle bir ayet bulunduğunu naklediyorlar:
"Ey nebi!biz seni şahid, müjdeleyici,uyarici ve ümmilere siğinak olarak gönderdik. Sen benim kulum ve elçimsin. Sana "mütevekkil" adini verdim. O, haşin ve kaba değildir.Çarşilarda yüksek sesle bağirip çağirmaz. Kötülüğe kötülükle mukabele etmez.Fakat af eder ve bağişlar.Allah onunla eğri bir milleti "lailaheillAllah" demek suretiyle doğrultuncaya kadar O'nun ruhunu kabzetmez..." (Buhari,büyü 50;müsned,2/174)
Hz. İsa'ya 12 havari haricindekilere lailaheillAllah dedirtmek nasip olmamiştir...Oysa ayette bir milletten söz edilmektedir ki bu milletin peygamberi de Muhammed Mustafa'dan başkasi olamaz...
TEVRATTA VE İNCİLDE VASFINI GÖRÜPTE İMAN EDEN YAHUDİ ALİMLERİ VE HRİSTİYANLAR
Medine yahudileri şiddetli bir peygamber beklentisi içerisindeydiler. Tabiki bu beklentinin sebebi Tevratta vasıfları anlatılan bir peygamberdi. Ancak birçoğu niçin israiloğullarından çıkmadı düşüncesiyle bile bile inkar etti. Fakat Abdullah b selam, Kab-ul Ahbar, İbn-i Bünyamin, Muhayrık gibi yahudilerin de büyük alim olarak gördükleri şahsiyetler iman etmekte hiç tereddüt etmemişti. Bunlar diğer yahudi alimlerini de ilzam etmişlerdi.

Rahib Bahira ve Habeşistan Kralı Necaşi gibi hristiyanlar da kendi kitapları için aynı itirafı yapıp Resulullah'ı tasdik etmişlerdir.

Dağatir ismindeki hristiyan alim ise vasıfları görüp iman etmiş fakat ilan ettiğinde şehid edilmiştir.

Meşhur sahabi Selman-ı Farisi ise önceden hristiyandı ve hayatının büyük bölümü gelecek peygamberi aramakla geçmişti.
GAYRİMÜSLİM KALDIKLARI HALDE İTİRAF EDENLER
Rum kralı Mukavkıs namında Mısır hakimi ve yahudi ulemasının en meşhurlarından İbn Suriya ve İbni Ahtab ve onun kardeşi Kab Bin Esed ve Zübeyr Bin Batıya gibi meşhur ulema ve reisler gayri muslim kaldıkları halde ikrar etmişler ki "Evet kitaplarımızda O'nun vasıfları vardır; Ondan bahsediyorlar"
ALEMİN REİSİ
İncil'in ayeti;
"Mesih şöyle dedi: Artik ben sizinle çok söyleşmem. Çünkü bu alemin reisi geliyor...Bende asla onun nesnesi yoktur..." Yuhanna İncili bab:14 ayet 30 FARAKLİT
"Eğer beni seviyorsaniz emirlerimi tutarsınız. Ben Rabbe yalvaracğım ve o size başka bir tesellici, hakikat ruhunu(faraklit)verecektir; ta ki daima sizinle beraber olsun..." Yuhanna bab:14 ayet:15-16:

Tesellici: Fani insanları ebedi yokolma düşüncesinden kurtarıp Allahın varlığını ve ahireti kuvvetli bir şekilde ders verip insanları teselli eden Hz. Muhammed'dir (s)

Daima sizinle beraber olsun: Kıyamete kadar baki olacak bir din getiren Hz. Muhammed'dir (s).

"Ben size hakki söylüyorum. Benim gitmem sizin için hayirlidir. Çünkü ben gitmezsem Faraklit size gelmez...ama ben gidersem onu size gönderirim..." yuhanna bab:16 ayet:7:

Hz. Muhammed ancak hz isanın vefatından ve dininin iyice tahrif ve ihmale uğramasından sonra yani hem maddi hem manevi olarak gitmesinden sonra gelir.

"Faraklit geldiğinde bütün alemi hatalari sebebiyle kınar ve onları terbiye eder..." yuhanna bab:16 ayet:8

"Faraklit geldiğinde benim için şahitlik edecektir ve sizde bana şahitlik edersiniz..." yuhanna bab:15 ayet:26-27

Hz Muhammed (s) Hz İsa'nın Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmiştir.

http://www.islamicevaplar.org/ihlas.asp?siir_id=319

montenegro 05-19-2009 11:00

HZ.Muhammed geldiğinde bile birçok hristiyan bu bizim kitabımızda söylenen peygamberdir deyip iman etmiştir bu bile ispat olarak yeter

montenegro 05-19-2009 11:03

BEKLENEN VE MÜJDELENEN PEYGAMBER
İbrahim (as)’in Duası, İsâ (as)’nın Müjdesi
Bir gün ashabdan biri Allah Râsûlü’ne:“ Ya Resûlallah biraz kendinizden bahseder misiniz?” der. Cevabının bir kısmında, Allah Resûlü şöyle buyurur: “Ben İbrahim’in duâsı ve Hz. İsa’nın muştusuyum.” 29
Kur’ân-ı Kerîm iki ayrı âyetiyle bu hususa temas eder.
1) Hz. İbrahim (as) şöyle duâ etmiştir:
“Rabbimiz! Onlara kendi içlerinden, Sen’in âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi gönder. Yegane Azîz ve Hakîm Sen’sin” (Bakara, 2/129).
2) Hz. İsa (as)’nın müjdesi:
“Hatırla ki, Meryem oğlu İsa, ‘Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın benden evvelki Tevratı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak (geldim)’ demişti. Fakat o, kendilerine apaçık deliller getirince ‘Bu, âşikâr bir büyüdür’ dediler.” (Saf, 61/6).
Evet, Allah Resûlü (sav), sürpriz olarak ortaya çıkmış biri değildir. O daha gelmeden asırlarca önce haber verilen ve gelmesi bütün cihan tarafından beklenen bir Nebîdir.
O’nun nübüvvetine en büyük delil, mu’cizeliği ebedî olan Kur’ân-ı Kerîm’dir. Evet, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânda yüzlerce âyet, İki Cihan Serverinin hak nebî olduğunu dile getirmektedir. O’nu bütünüyle inkâr edemeyen bir kişinin, Efendimiz’in risâletini inkâr etmesi asla mümkün değildir. Ancak biz başlıbaşına müstakil bir mevzu olan o hususa şimdilik girmeyeceğiz. Zâten yeri geldikçe, peyderpey delil olarak müracaat ettiğimiz âyetleri arzederken, bu mevzu da kısmen anlatılmış olacaktır.
Tevrat’ın Müjdeleri
Biz, bu bölümde yüzlerce defa tahrife uğramasına rağmen, içinde hâlâ Allah Resûlü’ne işaret ve beşaretler taşıyan, Tevrat, İncil ve Zebur’dan bazı kısımları nakletmek istiyoruz. Mes’ele-nin tafsilatını, mevzu ile doğrudan alâkalı müstakil eserlere ve bilhassa, Hüseyin Cisrî’nin “Risale-i Hamîdiye”sine havale ederek, burada sadece mühim gördüklerimizden bazılarını arzedeceğiz.
Fâran Dağları
1944 senesinde Londra’da basılan Tevrat’ın Arapça tercümesinden bir âyet : “Allah insanlığa Sina’da teveccüh etti. Sâîr’de tecelli buyurdu. Farân dağlarında zuhur edip kemaliyle ortaya çıktı.”(Sifr. Tesniye, Bab: 33, âyet: 2).
Yani Allah (cc)’ın rahmeti ve insanlığa olan merhameti, ihsanı, Hz. Musa (as)’nın Cenâb-ı Hakk’la mükalemede bulunduğu Sînâ’da zahir olmuştur. Bu rahmet, o devrede Hz. Musa’ya verilen nübüvvettir. Sâir, Filistin’dir. Orada Cenâb-ı Hakk’ın rahmeti vahiy yoluyla gelip Hz. İsa’yı ve çevresindekileri bürümüştür. Aynı zamanda Hz. Mesih Rabb’in tecellilerine mazhar büyük bir peygamberdir. Çokları tecelli ile zuhuru birbirine iltibas ettiklerinden bu mes’elede de karışıklığa düşmüşlerdir. Evet, O’nda tecelli eden nefha-i ilâhidir. Fâran dağlarında ise, Cenâb-ı Hakk, sırr-ı ehadiyet ve makam-ı ferdiyetle zuhur etmiştir. Fâran Mekke’dir. Çünkü Tevrat’ın başka bir yerinde, Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i Fâran’da bıraktığı anlatılmaktadır. Öyleyse, Tevrat’ta geçen Fâran’dan maksat Mekke’dir. Sırasıyla bu âyette üç nebîden bahsediliyor. Bunlardan birincisi Hz. Musa, ikincisi Hz. İsa (as), üçüncüsü ise son peygamber, İki Cihan Serveri Hz. Muhammed Mustafa (sav)’dır. Tevrat’taki âyetin devamında şu ifâdeler var: “O’nun yanında binlerce tertemiz, pırlanta misâl ashâbı olacaktır. Ve sağ elinde ateşten iki ağızlı balta bulunacaktır.” Bu ibareden, O’nun cihada me’mur olacağı anlaşılmaktadır.
Malumdur ki Allah Resûlü, vahyin bidayetinde Hira dağında bir mağaraya çekilir ve orada kendini tefekkür ve ibadete verirdi. İlk vahiy bu dağda gelmişti30. Fâran eğer Mekke değilse başka neresi olabilir ki, oradan İslâm dini gibi bir din zuhur edip şarka-garba yayılmış olsun. Dünyada böyle bir yer mevcut olmadığına göre, Tevrat’ta geçen Fâran, Mekke’ye işarettir. Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi, Tekvin’in 21. âyetinde geçen ve Hz. İsmail’in yerleştiği yeri anlatan “Fâran’da yerleşti”, ifadesi, dediğimizi isbatlayan en büyük ve en açık bir delildir. Aksini iddiaya da kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu mevzuda yapılan itirazlar ilmîlikten uzak, indî mülâhazalardır. Hele âyetin sonundaki ashâb ve cihada me’mur olmaya işaret eden kısımlar hiçbir tereddüt ve şüpheye meydan vermeyecek şekilde, O Zât’ın Hz. Muhammed Aleyhisselâm olduğunu göstermektedir.
Hz. İsmail Soyundan
Tevrat’tan ikinci âyet:
Cenâb-ı Hakk, Tevrat’-ın bu âyetinde Hz. Musa’ya hitaben şöyle demektedir: “Onlar için (İsrailoğullarının) kardeşleri arasında senin gibi bir peygamber çıkaracağım; ve sözlerimi O’nun ağzına koyacağım ve O’na emrettiğim her şeyi onlara söyleyecek.” (Sifr: Tesniye Bab: 18, Âyet: 18)
19. âyet de bunu tamamlar mahiyettedir : “Benim ismimle söyleyeceği sözlerine itaat etmeyenlerden bizzat ben intikam alacağım.”
Bu âyetteki İsrailoğullarının kardeşi tabiriyle Hz. İsmail’in soyundan gelecek bir peygambere işaret edilmektedir ki, Hz. İsmail’in neslinden geldiği bilinen tek peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhisselâmdır. Ayrıca O da Hz. Musa (as) gibi bir şeriatla gelecektir. Diğer taraftan bu âyette gelecek peygamberin Ümmî olacağı belirtilmektedir.
İtaat etmeyenlerden alınacak intikam ise, dine ait müeyyidât ve ukûbat olmak gerektir ki, bu da ancak İslâm dininde vardır.
Tevrat’ta zikri geçen bu peygamberin Hz. İsa ve Hz. Yuşa (as) olma ihtimalleri ise kat’iyyen mümkün değildir. Zira bu peygamberler İsrailoğullarındandır. Ayrıca birçok mes’elede Hz. İsa (as) yeni her hangi bir hüküm getirmemiş, sadece Hz. Musa (as)’ya ittiba etmiştir. Hz. Yuşa’nın ise Hz. Musa’ya benzemediği gün gibi âşikardır. Çünkü o yeni bir şeriatla gelmemiştir. Halbuki “Doğrusu biz size hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nasıl ki, Firavun’a da bir peygamber göndermiştik” (Müzzemmil, 73/15) âyeti de Hz. Musa ile Efendimiz arasındaki benzerliği beyân etmektedir. Aslında daha ötesinde bir delile de ihtiyaç yoktur.
Diğer Özellikleri
Tevrat’tan üçüncü âyet:
Abdullah b. Amr b. Âs, Abdullah b. Selâm ve Ka’bu’l-Ah-bâr (r.anhüm) ki, bunların üçü de geçmiş kitapları en iyi bilen insanlar olarak şöhret yapmış zatlardır. Kendi devirlerinde, o günkü kadar tahrife uğramamış Tevrat’ta şöyle bir âyet bulunduğunu naklediyorlar:
“Ey Nebi! Biz seni şâhid, müjdeleyici, uyarıcı ve ümmîlere sığınak olarak gönderdik. Sen Benim kulum ve elçimsin. Sana Mütevekkil adını verdim. O haşîn ve kaba değildir. Çarşılarda yüksek sesle bağırıp çağırmaz. Kötülüğe kötülükle mukabele etmez. Fakat affeder, bağışlar. Allah O’nunla eğri bir milleti ‘lâilâheillallah’ demek suretiyle doğrultuncaya kadar O’nun ruhunu kabzetmez.” 31
Şimdi düşünelim. Tevrat’taki bu hitap kimedir? Derinlemesine bir tahlile ihtiyaç dahi duymadan, âyetin zâhiri ma’nâsı bu hitabın gelecek bir peygambere ve peygamberler içinde bizzat Hz. Muhammed (sav)’e yapıldığını göstermektedir. O, bütün insanlığa gönderilmiş bir peygamberdir. Ve bu mevzuda sanki âyet O’na şöyle demektedir:
Seni bütün insanlığa, doğru yolu müjdeleyici ve onları eğri yolun encamından da sakındırıcı bir beşîr ve nezîr olarak gönderdim. Sen fenalıklara göğsünü gerecek ve insanların, gidip cehennem çukurlarına düşmelerini engelleyeceksin. Aynı zamanda bu eğri büğrü, dolambaçlı yollarda karanlık içinde kalmışlara, bir ışık olacak ve ellerinden tutup, onları cennete ve Cemalullah’a kavuşturacaksın.
Seni cahiliyye devrinin ümmî cemaatına bir hırz, bir sığınak olarak gönderdim. Sana uyandıkları zaman korunacak ve kollanacaklar.. ve yine sana dayandıkları müddetçe varlıklarını sürdürebilecekler..
Sen Benim kulum ve Resûlümsün -Evet, bizler de tahiyyatımızda hep O’nun kulluğunu ve risaletini dile getiriyoruz- Ben sana “Mütevekkil” adını koydum. Cihan senin karşına dikilse ve sen de onlarla yaka paça olmak zorunda kalsan, yine zerre kadar sarsıntı geçirmezsin. Evet, her peygamberin kendine göre bir tevekkül ufku vardır. Ama sen bu hususta bir başkasın. Onun içindir ki, Ben sana “Mütevekkil” dedim.
Sonra da hitap gayba dönüyor ki buna iltifat diyoruz:
“O öfkeli, etrafını kıran bir nefret insanı değildir. Aksine O bir edep, vakâr, ciddiyet ve temkîn insanıdır. O sokaklarda bağırıp çağırmaz. Çünkü bu tür dikkat çekme gayreti, bir zaaf ve bir gurur alâmetidir ki, O böyle mezmûm sıfatlardan münezzeh ve müberrâdır.”
Kötülüğe asla kötülükle mukabele etmez. Bir bedevi gelir, cübbesinden tutup sarsar ve küstahça “hakkımı ver” derdi de sahâbeyi çıldırtan bu türlü hareketler, o şefkat âbidesini tebessüm ettirir ve “bu adama istediğini verin” buyururdu32. Evet O, en affedilmez suçları dahi affederdi. Yeterki o mevzuda, şeriatın emirlerine muhalefet söz konusu olmasın. Düşünün bir kere, kendisine bunca kötülük yapan Mekkelilere, hem de her şeyi yapabileceği o gün ne demişti: “Gidiniz, hepiniz hürsünüz.” 33
Eğri bir yolda ve cahiliye hayatı yaşayan insanlar, O’nun getirdiği nurla istikametlerini elde edecekleri âna kadar Allah (cc) habibini yanına almayacaktı ve almadı da. O’nun Refik-i A’lâ’ya yükselişi, din tamamlanıp O’nun vazifesi sona erince olacaktı. Yetiştirdiği insanlar, hakkıyla O’nu temsil edecek seviyeye gelince, O, insanlar arasından ayrılıp hakiki dostun huzuruna gidecekti. Çünkü dünyaya ait vazifesi ancak o zaman bitmiş olacaktı.
Evet, Tevrat O’nu böyle anlatıyordu, O da vakti gelince hayat-ı seniyeleriyle bunu temsil ediyordu. Doğrusu orada anlatılanlar, bizzat Allah Resûlü’nün yaşadığı hayat tarzıydı. Öyleyse Tevrat’ın bahsettiği bu şanı yüce nebî kimdi? Tarihte bu anlatılanlara denk hayatı olan bir başkası var mıydı? Elbette ki hayır! Öyle ise bahsedilen insan ancak Hz. Muhammed Aleyhisselâmdı..!
İncil’in Müjdeleri
Faraklit
Yuhanna İncilinden bir âyet: “Mesih: ‘Ben, benim ve sizin Rabb’inize gidiyorum. Ta ki size Tevil’i getirecek olan Faraklit’i göndersin’ dedi.”
Faraklit, hakkın ruhu, hak ile bâtılı birbirinden tamamen ayıran ma’nâlarına gelir. Evet Allah Resûlü, hakkın ruhudur. Çünkü ölü kalpler ancak O’nun getirdiği hak ile hayat bulmuştur. O insanların hidayete ermesi için kendini feda edercesine bir mücadele vermiştir ki; hak ile bâtılın birbirinden ayrılması, ancak böyle bir mücâdele ve mücâhede sonucu vuku bulmuştur. İşte Hz. Mesih’in haber verdiği bir Faraklit gelmiştir. O da Allah (cc)’ın son elçisi İki Cihan Güneşi Hz. Muhammed (sav)’dir.
Yuhanna İncili bab: 14. âyet 15 ve 16 da şöyle deniyor:
“Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutarsınız. Ben Rabb’e yalvaracağım ve O size başka bir tesellici, hakikat ruhunu (Faraklit) verecektir; tâ ki daima sizinle beraber olsun.”
Şimdi de sırasıyla şu âyetlere bakalım:
“Faraklit, öyle bir Ruhu’l-Kudüs’tür ki, Rabb O’nu benim ismimle (yani peygamber olarak) gönderecektir. O size her şeyi öğretecek ve benim size söylediklerimi de tekrar hatırlatacaktır” (Yuhanna, Bab: 14, Âyet 26).
“Faraklit geldiğinde benim için şahitlik edecektir ve siz de bana şahitlik edersiniz” (Yuhanna, Bab: 15, Âyet, 26-27).
“Ben size hakkı söylüyorum. Benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü ben gitmezsem Faraklit size gelmez. Ama ben gidersem O’nu gönderirim” (Yuhanna, Bab: 16, Âyet, 7).
“Faraklit geldiğinde bütün âlemi, hataları sebebiyle kınar ve onları terbiye eder” (Yuhanna, Bab: 16, Âyet, 8).
İncil’in ilk gelişi İbrânice’dir. Daha sonra Yunanca’ya tercüme edilmiştir. Bizim elimizdeki Arapça tercümeler ise, Yunanca’dan yapılan tercümelerdir. “Faraklit” ismi, Yunanca’ya yapılan ilk tercümelerde geçtiği için, İbranice asıllarında bu kelimenin karşılığı nedir onu bilemiyoruz. Faraklit, Yunanca bu kelimenin Arapça karşılığıdır. Yani ta’rîb yoluyla Arapça’ya girmiştir. Ancak biz sadece bu kelime üzerinde durup mes’elemizi ona binâ etmeyeceğiz. Belki, İncil’de müjdelenen gelecek nebînin, bütün hususiyetlerini, Efendimiz’de tahakkukunu görmeye çalışacağız:
Peygamber aşığı bir zâtın sözlerini serlevha edelim.. evet, Mevlâna Hazretleri ne güzel söyler !:
“Mustafa (sav)’nın sıfatları İncil’de vardı
O ki peygamberlerin sırrı ve bir bahr-i safâydı
Hilyesi, şemaili, gazveleri, orucu ve yemesi
Hep teker teker İncil’de bulunmaktaydı.”

Âlemin Reisi
Yuhanna İncil’i, Bab: 14, âyet 30’da şöyle demektedir:
“Mesih şöyle dedi: Artık ben sizinle çok söyleşmem. Çünkü bu âlemin reisi geliyor. Bende asla O’nun nesnesi yoktur..”
Zebur, 72. Bab, 8. âyet ve devamında şöyle deniyor:
“O denizden denize ve nehirden zeminin müntehasına kadar saltanat sürecektir. Çöl ahalisi O’nun huzurunda diz çöküp düşmanları toprak yalayacaklardır. Tarşiş’in ve Adaların melikleri peşkeş (bâc) getirip, Şeba ve Şeba melikleri hediye takdim edecekler. Cümle melikler dahi O’na secde ve hep tâifeler O’na kulluk edeceklerdir. Zira feryâd eden fakire ve bîçâre ile yardımcı olmayana O necât verecektir. Muhtaç ve fakire merhamet edip fukarânın canlarına halâs edecektir. Canları zulm ve zorbalıktan kurtarıp, onların kanı kendi nazarında kıymetli olacaktır. Yaşayacaktır ve O’na Şeba, altınından verecektir. Ve O’nun için daima duâ edip, O’nu hergün senâ edeceklerdir. İsmi ebedî olup, ismi Güneş durdukça baki kalacak ve adamlar O’nunla mübarek olacaklar. Milletlerin cümlesi O’na ‘mübarek’ diyecekler.”
Yukarıda da temas ettiğimiz gibi, biz bu mevzuya sadece istidrâdî olarak ve bir fikir vermek gayesiyle girdik. Mes’elenin daha fazla tafsilatına da girecek değiliz. Ancak şu kadarını ilave etmeden de geçemeyeceğiz: Hased ve kin, iliklerine kadar işlemiş, dünün-bugünün yahudi ve hristiyanlarının bütün tahrif gayret ve çabalarına rağmen yine de eldeki mevcut Tevrat ve İncil’de Allah Resûlü’nün peygamberliğiyle alâkalı bir hayli işaret ve beşaret bulmak mümkündür. İnşaallah, ileride talihli tarihçilerimizin gayretiyle, Tevrat, İncil ve Zebur’un en az tahrife uğramış nüshaları bulunabilirse, zannediyorum hiçbir te’vil ve tefsire ihtiyaç kalmadan Allah Resûlü’ne çok sarih işaretler bulunduğu, en âmi insanlar tarafından dahi görülecektir. Belki, Hristiyanlığın tasaffi edeceğini haber veren hadîslerde, bu ma’-nâya da işaretler vardır. 34
Diğer taraftan, Tevrat ve İncil’de bizzat Allah Resûlü ve O’nun ashâbından bahsedildiği de kitap ve sünnetle sabittir. Dolayısıyla, bunu inkara kalkışmak sapıklık ve küfürdür. 35


All times are GMT +3. The time now is 10:07.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025