Peki efendim madem öyle diyosunuz öyle olsun..

Arkadaşlar yorumlar için teşekkürler.

içtihat edilen tutulmaması..
'kolaylaştırın, zorlaştırmayın...' diyen dinimizin bize sunduğu kolaylıklardan, her türlü nimetinden faydalanmak lazım :)
ama tabi şartlarıda düşünmek lazım diye düşünüyorum, arkadaşlarında dediği gibi klimanın olduğu, konforun olduğu, önümüze istediğimizde su gelen, kek sandaviç gelen, molada her türlü ihtiyaçlarımızı karşılayabilme imkanımız olan bir yolculukta şahsen ben tutmayı tercih ediyorum :)

her nedense biz "kolaylşatırınız zorlaştırmayınız" ve "dinimiz kolaylık dinidir" diyerek bazen çok büyük hatalara giriyoruz.

eğer biz kardeşlerimizin ne tür şartlarda oruç tuttuklarını araştırırsak bizim orucumuzun onlarınkine kıyasla çok rahat şartlarda olduğunu görecez.

Bence 90 kilometre o devir için bir yorumdur ve her devir için geçerli değildir. Kur'an hükümleri her devir için geçerlidirler ve seferilik de o hükümlerden birisidir ancak seferilik şartları değişebilir. Naçizane kanaatime göre çağımızdaki seferilik sınırı 90 km gibi bir mesafenin çok üzerindedir.

Bir de başka bir bakış açım var:
Seferilik sadece kat edilen mesafe ile ilgili olmayabilir. Yer değiştirme neticesindeki coğrafi şartlar da işin içine giriyor olabilirler. Mesela basınç farkı.

Yani çok hızlı bir uçakla 5000 km giden birisi zaman olarak etkilenmeyebilir ama ortam onu etkileyebilir.

Oruç tutma zamanları da önemli konulardandır. Çok hızlı bir uçakla sürekli batıya giderken de iş karışabilir.

İbadetlerimiz Yüce ALLAHile bizim aramızdadır ve bilgi, tecrübe, vicdan ile kararlarımızı vermeliyiz.


Sizin durumunuzda ben olsaydım, oruç tutardım...