Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Dini Konular (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=219)
-   -   Hangi Mezhep densiniz? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=162989)

BlueMoon 06-20-2012 00:01

HaArp üstadım cok guzel aciklamis kendisine tesekkur ediyorum. Zaten mezhepler insanlara yol gosteren kolay yontemleri ogreten efendimiz (sav) in izinden giden ehli sünnet alimlerinin yoludur.

barayev 06-20-2012 00:07

Alıntı:

Sunnah Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1011966)
Tek Yol Sünni İslam


Gelmiş ve geçmiş bütün Peygamberler İnsanları ALLAHA Davet etmişlerdir bu çok büyük bi İlahi Mesajdır ve Dinin temelidir...
hiç kimseyi aslında tarikate, mezhebe, partiye değil Allaha Davet etmeliyiz buna DİKKAT edelim...

EpiVaTeS 06-20-2012 00:45

Elhamdülillah Müslümanım...
Hanefi Mezhebindenim...

Fatih Hakan 06-20-2012 01:30

Alıntı:

EpiVaTeS Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1012040)
Elhamdülillah Müslümanım...
Hanefi Mezhebindenim...

Aynen Bende

BeldeiTAYYIBe 06-20-2012 01:41

Alıntı:

İntifada Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1011798)
Fıkhi Sünni Mezhepler

Ehli Sünnet mezhepleri Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerinden oluşur. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefi mezhebi Maturidilik'e diğer üç mezhep (Şafii, Maliki ve Hanbeli) ise Eşarilik'e bağlıdır.

İtikat (inanç) bakımından bu dört mezhep arasında önemli bir farklılık yoktur. İtikat düzeyindeki farklılıklar sadece teferruattan ibarettir; ama fıkhi konularda yani uygulama ve ibadetlerde bazı farklılıklar görülür.

Bu mezhepler dışında, Sünnilik'te icma-i ümmete, kıyasa ve re'ye başvurulmasını kabul etmeyen, her sorunun çözümünü Kur'an'da, Sünnette, sahabe ve tabiunun görüş ve uygulamalarında arayan bir grup daha vardır. Bunlar; Selefiyye veya Selefiyyun (geçmişe bağlılar) olarak anılır. Bu düşünceye bağlı olanlar ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm bulmakta yetersiz kaldıkları için fazla yandaş kazanamamışlardır.

Hanbeli mezhebi, Selefiyye anlayışına en yakın Sünni mezhep olarak tanınır. Ayrıca günümüz Sünni alimleri tarafından Selefiler, Sünni olarak görülmezler, Mücessime olarak görülürler.

Hanbelî Mezhebi'nin fıkhi görüşleri günümüzde 18. yüzyılda Arabistan'da dinsel ve siyasal bir hareket olarak ortaya çıkan Vahhabilik çerçevesinde yorumlanmış biçimiyle varlığını sürdürmektedir. Hanbelî olan İbn-i Teymiye'nin görüşlerini daha aşırı yola sokan Suudi Arabistan Vahhabileri'dir. Vahhabiler'in bazı itikadi inanışları Ehl-i Sünnet'ten farklıdır. Bu sebeple Sünniler, Vahhabileri Ehli Sünnet'ten saymazlar.
Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:

Hanefi mezhebi
Şâfiî mezhebi
Maliki mezhebi
Hanbeli mezhebi

Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınmamışlardır.
Sünniler, her müslümanın bu mezheplerden birini benimseyip uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanırlar ve mezheplerin birleştirilmesini (Telfik-i Mezahib) uygun (caiz) görmezler.


Bu yazinin neresinde mezhepcilik var?

Bir aciklama ihtiva eden yazilara bile tahammül edilemez oldumu?

Mezhebli olmakla Müslüman olmak arasinda secim zorunlulugumu var?

Bir mezhebe mensub olmakla insan zaten dinine taabi oluyor.
Farkli yorumlamalara gerek yoktur düsüncesindeyim.

Allah (c.c.)'a sükretmeliyiz...öyleki bu dini kolaylik dini olarak halk etti. Ne kadar büyük bir nimettirki, milyonlarca ve hatta milyarlarca müminin refahi icin ulema geceli gündüzlü yillarca kil'i kirk yararak bu ümmete hizmet etmek amacli ilim hazinesi birakmistir...ve bu hazineden yüzyillar sonra bile istifade edebiliyoruz....Allah onlardan razi olsun.

onurcan 06-20-2012 01:49

Mezhep ve tarikat gerçeği
 


Mezhep ve Tarikat.
Her ikisi de Arapça olan bu kelimelerin anlamları:
Mezhep: Gidilen yol demektir.
Tarikat: Yol. Manevi yol, usul tarz anlamındadır.
Uygulamada farklı işlevleri olmasına rağmen, genel çerçevede birbirine yakın anlamlardadırlar. Bu anlamı, insanları ‘’ Allah’a ulaştıran yol ‘’ olarak özetleyebiliriz.

Tabii ki, çok sayıda mezhep ve tarikat olunca da, çok sayıda ‘’ yol ‘’ karşımıza çıkmaktadır. Yine uygulamada her mezhep ve tarikat mensupları ‘’ kendi yollarının ‘’ doğruluğuna inanmakta ve taraftarlarına sıcak ve sempati ile bakmakta diğer mezhep ve tarikat taraftarlarına ise aynı yakınlığı hissetmemektedirler.

Hatta özellikle mezhepler arasında anlaşmazlıklar çıkmakta, aynı dinin mensupları arasında mezhep ayrılığından kaynaklanan bir birleri ile çatışmaya ve savaşa kadar varan fikir ayrılıkları görülmektedir.

Allah’ın Kur’an’la indirdiği dinde ‘’ din kardeşliği ‘’ öngörülmesine rağmen, bırakalım kardeşliği, düşman kutuplar oluşmaktadır. Tarihte ‘’ mezhep çatışmaları ‘’ Hıristiyanlıkta da görülmüştür, ne yazık ki, İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren İslam’da da. Ve hatta kadar ülkemizde de.

Bu dinin bize indirilmesine aracı olan Peygamberimiz zamanında var mıdır, mezhep veya tarikat? Tabii ki yoktur.

Din Allah’ındır. Bu hükme itiraz edilemez.

Bu dinin kaynağı da, Allah’ın kitabı olan Kur’an’dır. Bu hükme de itiraz edilemez.
Peki, Kur’an’da Allah’a giden çeşitli yolları içeren mezhep ve tarikat kavramı var mıdır Kur’an’da?

Bu soruya bakalım Kur’an ne diyor?

*** ‘’ Dinlerini parça parça edip hiziplere ( bölüm, takım, fırka, parti ) bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah onlara yapıp ettiklerini haber verecektir. ‘’ ( 6 /159 )


*** ‘’ Dinlerini parçalayıp, hizipler fırkalar halinde geldiler. Her hizip kendi elindeki ile sevinip övünür. ‘’ ( Rum/32 )


*** ‘’ Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. ‘’ ( 3/05 )


*** ‘’ Kitapta çekişmeye girenler ayrılığa düşmüşlerdir. Bütününden uzaklaştırıcı tam bir kopuşun içindedirler. ‘’ ( 2/176 )


*** ‘’ Hep birlikte Allah’ın ipine ( Kur’an ) sarılın, bölünüp ayrılmayın. ‘’ ( 3/103 )


Ulaşılacak bir yere, bir noktaya giden bir çok yol olursa, karmaşa olur, anarşi olur.
Allah’a giden yol, Kur’an yoludur. Ve bu yol bir tanedir.

Allah ve Kur’an bu oluşumu parçalanma olarak görüyorsa, bir çok yola ihtiyaç da yoktur.

onurcan 06-20-2012 01:55

Mezhep ve tarikat gerçeği - II
 


Mezhep kurcularına imam veya müçtehid adı verilir.
İslam literatüründe mezhepler üçe ayrılır.
- Siyasi mezhepler
- İtikadi mezhepler
- Fıkhi ( ameli ) mezhepler

Bilinen ilk mezhep ‘’ Hariciler ‘’ dir. Hz. Ali’yi savunmak üzere oluşmuş siyasi kökenli bir mezheptir. Mensupları daha sonra eşkiyaya dönüştüklerinden, Hz. Ali tarafından dahi düşman ilan edilmişlerdir.
Hariciler dışındaki ilk mezhep yine siyasi kökenli ‘’ şia ‘’ dır. Siyasi mezhepler daha çok İslam devletini kimin yöneteceği fikri etrafında oluşan Hz. Ali eksenli Şia gruplarıdır. Hz. Osman’ın öldürülmesi, İslam içi savaşlar olan Hz. Ali’nin Cemel ve Sıffin Savaşları ile devam eden siyasi ağırlıklı, yukarıda isimlerini verdiğimiz harici ve şii mezhepleri ortaya çıkmıştır.

İtikadi mezhepler: Ehli sünnet mezhepleri; Maturidiyye, Eşariyye Selefiyye. ve ehli sünnet dışındaki mezhepler; Mutezile, Mürcie, Müşebbihe ve Cebriyye gibi iki grupta müteala edilirler.
İtikadi mezheplerin anlaşmazlık noktaları; hilafet, büyük günahlar, kader, Allah’ın sıfatları, Allah’ın insanlarca görülüp, görülemeyeceği, şefaat, peygamberlik, rızık ve ecel gibi konulardır.

Fıkhi mezhepler ise İslam şeriatının uygulanması konusundaki farklı düşünce ve inanışlardan doğmuştur. Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli isimlerini almışlardır.

Hemen belirmek gerekir ki, bir Müslüman Hanefi iken, insan kendi seçimleri ile kaderini etkiler diye düşünüyorsanız aynı zamanda Maturidi, yok eğer her şey Allah tarafından belirlenmiş alın yazısına bağlıdır diyorsanız bir Cebriyye taraftarı olabilirsiniz.

Peygamberimizin ölümünde sonra görev alan toplam 30 sene kadar O’ na halef olan 4 halifeden 3’ ünün, menfaat iktidar ve fikir ayrılığı gibi sebeplerle öldürülmüş olması dinimiz adına ne acı olaylardır. Ve bu olaylar, ayrılıkların, bölünmenin sonuçlarını yani dine verdiği zararları göstermesi bakımından da çok önemli örneklerdir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu olayların içinde peygamberimize yakın sahabenin ve Hz. Osman, Hz.Ali ve Hz. Ayşe gibi Peygamberimizin en yakın arkadaşları ile aile ferleri de bulunmaktadır. Devamında da yukarıda belirttiğimiz gibi din kardeşleri arasında Cemel ve Sıffin olaylarındaki gibi savaşlara varan anlaşmazlıklar baş gösterecektir.

HaArP 06-20-2012 04:15

Alıntı:

_Ednâ_ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1011987)
Çok önemli bir nokta idi üstad, bu paranoyayla, Allaha inanmak için dine dahi ihtiyacının olmadığını söyleyen zaatlar var..
bu hastalıklar çok ciddi manada imanı zayıflatan, temkin, tedbir mülahazalarına zarar veren hastalıklar....
ki bizler bu mülahazalarımızı ayakta tutabilmek için, cemaatlere, bir pîre ve bunlar ışığında belirli kaynaklara dahi ihtiyaç duymak zorunda hissetmemiz gerekir kendimizi...
Bunu başta ahir zaman için Efendimiz a.s.v. öneriyor...

Mezhep meselesindede, bu meseleyi abartıp takım tutar gibi mezhebcilik yapmak doğru değil...
4 büyük imamımızın dördününde her dediğinin doğru olduğunu kabul ediyor,
yalnız yaşayış tarzımız zorunluluklarımız itibariyle,
belki bizi daha tedbirli olmaya iticek bir İmamı yol haritamız olarak seçiyoruz...
bunu ihtiyacımız olduğu için yapıyoruz...
bu itibarlada önce kabul etmemiz gereken şey; aciz, zayıf oluşumuzdur... ve ben bana yeterim ben kendime güveniyorumculuktan vazgeçmektir...



Bu tarz örnekler ideolojik yönüyle Dine karşı olan güruhların bıraktığı zehirlerin etkisidir ! Çünkü geniş daire algısı çıkarcı, nefisçi, bencil, katı ve muhalefet, kendini beğenme, ilmini ispat için yahutta makam elde etme niyetlerinin bulunduğu dar ve Ya ak Ya kara gibi algılayışlara indirgenir ! Allah c.c. kalplerden ilmi almaz ! Alimlerini alarak alır hadisini işaret etmemiz gereken bir zaman dilimi ! Fakat şunuda belirtmek gerekir ki Müçtehid İmamlar bize salt taklidleri bırakmamışlardır ! Onlar aynı ilimleri hatta daha nice ilimleri öğrenme yolunu taklid edin ! Yani Müçtehid olun bizden daha Alim olun diye öğütlemişlerdir !!!



Alıntı:

çünkü bizler Hafizanallah, bir hareketimizle imanımızı kaybedebilecek fıtratta yaratılmışız...


Bu korku imanın derecesidir ! Lakin günümüz algıları İlimden korkmak olarak tanımlarlar ! Oysa ki İlimde derinleşenlerin daha fazla korkması gerektiğini unuturlar !!!

Alıntı:

Rabbimizden korkmalı ve imanımızı bizden verdiği gibi tekrar geri alabilir korkusuyla tir tir titremeliyiz..
Çok doğru kardeşim...! Emin olunan şey Dindir ! Şahsi kurtuluşumuz Allah'a bağlıdır ! O dilediğini affeder Dilediğini cezalandırır ! Ama biliriz ki Asla zerre kadar Haksızlık etmez ! Ümit ile korku arasında olmamız gerekir !

Allah'ın yarattığı kullar, onun yarattığı arz, onun yarattığı vücutlar ve ruhlar hatta onun yarattığı hükümler, Onun yarattığı Kur'an ve Peygamber ! Her biri geniş dairede selamet iken ! Hak için Hakkı hakkıyla söyleyemedikten sonra Haksızlık etmek yerine ! Nefislerin, şeytani telkin ve ideolojilerin zehirlerini kendi nefislerimizde Ruh ve mana alemlerimizin yok edildiğini ! Aslında yalnız nefsimize zulm ettiğimizi kavramıyor muyuz ???

Her nefis ölümü tadacaktır !!! Dönüş Allah'adır !

Fatih Hakan 06-20-2012 07:20

Ben SÜNNİ MÜSLÜMANIM ELHAMDULLULAH

MEZHEP HANEFİ

_Ednâ_ 06-20-2012 15:22

Alıntı:

BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1012057)
Allah (c.c.)'a sükretmeliyiz...öyleki bu dini kolaylik dini olarak halk etti. Ne kadar büyük bir nimettirki, milyonlarca ve hatta milyarlarca müminin refahi icin ulema geceli gündüzlü yillarca kil'i kirk yararak bu ümmete hizmet etmek amacli ilim hazinesi birakmistir...ve bu hazineden yüzyillar sonra bile istifade edebiliyoruz....Allah onlardan razi olsun.

Hamdolsun gerçektende yorumunuzu gördükten sonra düşündümde, onların bu hazineleri bırakabilmek için imkanları ne kadardı?
şimdiki imkanların belki yüzde biri mevcuttu,
işte gerçekten temiz olan onlarınkisiydi,
çünkü onların asıl kaynakları Ku'andı..
şimdilerde kafa karıştırıcı bulandırıcı o kadar gereksiz bilgi yığını varki,
saf bilgiden ziyade, her denilene inanan cahilane ve batıllarla bulanmış bilgi yığını mevcut.
insanlara birşeyler anlatmak için önce çürük olan yapıyı yıkıp, tekrar doğru olanı inşa etmeye çalışıyorsun..
mezhep meseleside işte bu mihverde kafa bulandıran bir mesele olmuş malesef...


All times are GMT +3. The time now is 09:30.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025