![]() |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Müslüman Kadın Dürüsttür
Allah Kuran'ın "Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sözü doğru söyleyin. Ki O ( Allah), amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın..." (Ahzab Suresi, 70-71) ve "... yalan söz söylemekten de kaçının." (Hac Suresi, 30) ayetleriyle insanlara yalandan sakınıp doğru söz söylemelerini hatırlatmıştır. Allah, gerçekleri ters yüz ederek yalan söylemenin pek çok kötülüğü de beraberinde getirip kişiyi şeytanla dostluğa sevk ettiğini bildirmiştir: Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya inerler. Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223) Müslüman kadın, Allah'ın "Kahrolsun, o 'zan ve tahminle yalan söyleyenler'" (Zariyat Suresi, 10) ayetiyle bildirdiği gibi, yalanın Allah'ın beğenmediği ve yasakladığı bir tavır olduğunu bilerek hayatı boyunca bu tavırdan sakınır. İnsanın dünyada söylediği her sözün, ahirette karşısına çıkacağını bilir. Hayır adına söylenen her söz Allah'ın rahmeti ve nimetiyle karşılık görürken, yalan yere söylenen sözler de insanların üzerine büyük bir yük ve sorumluluk olacaktır. Bu nedenle mümin kadın her sözünü, ahirette Allah'a hesabını vereceğini düşünerek konuşur. Yalan, ahirette insanı zarara uğratacaktır. Ancak dünya hayatında da insana hiçbir kazanç sağlamadığı da unutulmamalıdır. Yalan söz, insanı daima maddi ve manevi kayıplara uğratır. Yalan söyleyerek insanlara karşı ikiyüzlü ve samimiyetsiz bir tavrı benimseyen insanın yüzüne samimiyetsiz ve sahtekar bir ifade çöker. İçten içe insanları aldattığını, dürüst ve samimi olmadığını bildiği için, kendisine olan saygısını kaybeder. Aynı şekilde, yalan söyleyerek kandırdığını düşündüğü insanlara karşı olan saygısını da yitirir. Onların kendi samimiyetsizliğini fark edemediklerini düşünmesi, bu insanlara karşı kibirli bir bakış açısı geliştirmesine ve onları küçük görmesine neden olur. Ayrıca bir yalan, genellikle peşinden daha pek çok yalanı daha getirir. Kişi yalanını gizleyebilmek için her seferinde onu daha da geliştirmek zorunda kalır. Hayatı boyunca da sürekli olarak yalanlarının ortaya çıkma korkusu içerisinde yaşamaktan, çevresindekilere karşı da samimiyetsiz bir yaklaşım içinde olur. Bu kimselerin samimiyetsizliklerini ve yalan sözlerini Allah dünyada veya ahirette bir gün mutlaka ortaya çıkaracaktır. Doğru söz ise daima insanı üstün konuma getirir ve yüceltir. Allah güzel söz ile kötü sözün farkını Kuran'da şöyle bir örnekle anlatmıştır: Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir. Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler. Kötü (murdar) söz ise, kötü bir ağaç gibidir. Onun kökü yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma, tutunma imkanı) kalmamıştır. Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar. (İbrahim Suresi, 24-27) Müslüman kadın, doğru sözün ve dürüstlüğün getireceği bereketin ve hayrın farkındadır. Bu nedenle kendisinin zor durumda kalacağını ya da yakınlarının zarar göreceğini bilse bile, dürüstlüğünden hiçbir zaman için ödün vermez. Mertlikle, açık sözlülükle hak olan ne ise onu söyler. Allah Kuran'da müminlerin göstermesi gereken bu ahlakı şöyle bildirmiştir: Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. (Nisa Suresi, 135) Allah ayrıca, bir başkasına karşı duyulan kızgınlık ya da öfkenin de insanı doğru sözden ve dürüstlükten uzaklaştırmamasını şöyle hatırlatmıştır: Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8) Cahiliye toplumlarında yalan kimi kadınların da sıkça başvurabildikleri bir yöntemdir. Kimi zaman en yakınlarına; ailelerine, eşlerine, çocuklarına, kardeşlerine ya da arkadaşlarına bile yalan söyleyebilmektedirler. Bunların her biri için kendilerine bir mazeret uydurmuşlardır. Bazı yalanların zararsız olduğunu, insanların iyiliği için yalan söylemenin meşru olacağını, küçük yalanların yalandan sayılmayacağını iddia ederler. Örneğin gittikleri yeri, görüştükleri insanları, paralarını nereye harcadıklarını eşlerinden gizlemelerinin, her evlilikte olabilecek zararsız yalanlar olduğunu ve bunların hiçbir kötülüğü olmayacağını savunurlar. Oysa yalana dair savundukları bu mantıkların hiçbiri doğru değildir. Allah insanlara yalan söylemeyi yasaklamıştır. Yalan aynı zamanda şeytanın bir özelliğidir. Bilindiği gibi Şeytan, Hz. Adem'in cennetten çıkarılmasını sağlayabilmek için yalana başvurmuştur. Müslüman kadın Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendisine rehber edinmesi dolayısıyla yalanın insanı nasıl bir yola doğru sürüklediğini bilir ve bu tavırdan titizlikle sakınır. Her ne olursa olsun, dürüstlüğün insanı her zaman için saygın kılacağını ve doğru sözün kişiyi mutlaka hayra yönelteceğini bilerek bu ahlakında kararlılık gösterir. Peygamber Efendimiz bu konudaki bir hadis-i şerifinde iman edenlere şöyle buyurmuştur: "Halktan korkup hakkı söylemekten kaçınmayın, bildiğiniz ve gördüğünüz hakkı söyleyin."25 |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Müslüman Kadın Cesurdur
Cahiliye toplumunda erkeklerin de sık sık dile getirdikleri, kadınlar hakkındaki genel tespitlerden biri, zorluklar karşısında gereken sabrı ve olgunluğu gösteremedikleri yönündedir. Kadınların bu tür durumlarda olayları daha da zorlaştırdıkları, karşılarındaki insanlara yük olan bir tavır içerisine girdikleri düşünülür. Gerçekten de kimi kadınların tehlike ya da zorluklarla karşılaştıklarında heyecana kapılıp beceriksizleşmeleri, tedbirsizce tavırlar sergileyebilmeleri, olayları daha da tırmandırıp çevrelerindeki insanları da telaşa kaptırabilmeleri söz konusu olabilmektedir. Erkekler ciddi boyutlarda tehlike içeren olaylarla karşılaştıklarında dahi, çoğunlukla soğukkanlılıklarını koruyup, olaylara gözüpek ve cesur bir tavırla yaklaşabilirlerken, kimi cahiliye kadınları sıradan günlük olaylar karşısında dahi paniğe ve korkuya kapılabilmektedirler. Bu panik ve korku ile, olayları daha da içinden çıkılmaz hale getirip, içerisinde bulundukları durumu çok daha zorlaştırabilirler. Bu nedenle bu tür durumlarda çoğu zaman erkekler, bir yandan karşılaştıkları zorluklara çözüm getirmeye çalışırken, bir yandan da yanlarındaki kadınların bu olumsuz tavırlarını yatıştırmakla uğraşmak zorunda kalırlar. Müslüman kadınlar için ise böyle bir durum söz konusu değildir. Allah'a karşı olan sevgileri, güvenleri, bağlılıkları ve teslimiyetleri onlara güçlü bir cesaret, gözükara ve yiğit bir karakter kazandırır. Allah'ın insanları zorluklarla deneyeceğini; bunlar karşısında cesaret ve teslimiyetle Allah'a bağlılıkta kararlılık gösterenleri ise rahmetine kavuşturacağını bilirler. Bu da onları daha kararlı ve şevkli kılar. Allah Kuran'da iman sahiplerinin bu özelliklerini şöyle bildirmiştir: Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146) Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara Suresi, 156) Onlar, kendilerine insanlar: "Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun" dedikleri halde imanları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir. (Al-i İmran Suresi, 173) Müslüman kadının bu cesareti, dünya hayatına dair hiçbir kaygı yaşamıyor olmasından kaynaklanır. Allah'a olan derin teslimiyeti ve güveni, mal ya da can kaygısına kapılmasını engeller. İnsanı Allah yaratmıştır ve hayatına son verecek olan da yine ancak O'dur. Aynı şekilde dünya hayatında sahip olduğu maddi manevi tüm nimetleri; sağlığını, gençliğini, malını, mülkünü herşeyini kendisine veren Allah'tır. Bunları alacak olan yine ancak Allah'tır. Mümin kadın, Allah'ın herşeyi hayır ve hikmet üzerine yarattığını bildiği için, bunlardan herhangi birine zarar geldiğinde de, bunun Allah'tan bir güzellik ve bir hayır olarak kendisine ulaşacağını bilmenin rahatlığını yaşar. Bundan dolayı, bir tehlike, zorluk ya da risk durumu ile karşı karşıya kaldığında asla yılgınlığa kapılmaz. Bunun yanı sıra Müslüman kadının cesareti onun Allah'ın sınırlarını koruma konusundaki kararlılığından da anlaşılır. Şartlar ne olursa olsun, Kuran ahlakından kesinlikle taviz vermez. Allah'tan başka hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaz; Allah'ın rızasına en uygun davranışı sergilemekte hiç tereddüt etmeden büyük bir kararlılık gösterir. Allah iman edenlerin bu özelliklerini Kuran'da şöyle bildirmiştir: Ki onlar, Allah'ın risaletini tebliğ edenler, O'ndan içleri titreyerek-korkanlar ve Allah'ın dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter. (Ahzap Suresi, 39 |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Müslüman Kadın Boş Sözlerden ve Boş İşlerden Sakınır
Allah Kuran'ın bir ayetinde iman edenleri "Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir." (Müminun Suresi, 3) sözleriyle tanımlamıştır. 'Boş işlerden ve boş sözlerden yüz çevirmek' önemli bir mümin özelliğidir. Bir başka ayette ise Allah, "Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir." (Furkan Suresi, 72) sözleriyle, müminlerin böyle bir tavır ile karşılaştıklarında onur ve asaletlerinden ödün vermediklerine ve bu ahlakı yaşayan insanlara uyum sağlamadıklarına dikkat çekmiştir. Boş sözlere dalmak ya da boş işlerle oyalanmak, cahiliye toplumlarındaki kadın karakterinde sıkça görülebilen tavırlardır. Önceki başlıklar altında da değinildiği gibi, kendilerine büyük idealler edinmedikleri takdirde, bu ahlakın hakim olduğu kadın karakterinde önemli olan belli başlı konular vardır. Bunlar arasında kendilerine, ailelerine ya da çevrelerine fayda sağlayanları olduğu gibi, tamamen kendilerini oyalamak için edindikleri birtakım alışkanlıklar da yer almaktadır. Bunlardan en bilinenleri; haftanın belirli günlerinde yapılan arkadaş toplantılarında vakit harcamak, tüm günü hiçbir fayda sağlamayan programlar izleyerek televizyon karşısında geçirmek, saatler süren telefon konuşmalarında ya da ev sohbetlerinde küçük büyük her konudan şikayet edip yakınmak, dedikodu yapmak, insanların kusurlarını dile getirmek gibi tavırlardır. Tüm bunların ortak özelliği ise, genellikle ne kendilerine ne de başkalarına hiçbir fayda sağlamayacak, alışkanlıklar oluşudur. Allah Kuran'ın "Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır..." (Enbiya Suresi, 3) ayetiyle, Allah'a iman etmeyen insanların bu özelliklerine dikkat çekmiş ve bu kimselerin kalplerinin dünya hayatına dair işlere karşı tutku dolu bir oyalanma içerisinde olduğunu bildirmiştir. Müslüman kadın ise, cahiliye ahlakının kadın karakterine ait tüm bu özelliklerden uzak bir kişilik sergiler. Allah'ın insan için dünya hayatında çok kısıtlı bir ömür süresi belirlediğini ve zamanın hızla tükendiğini bilmektedir. İnsanların ahiret hayatında Allah'ın sonsuz cennetini, rahmetini ve rızasını kazanabilmek için ellerindeki tek imkan ise dünya hayatındaki bu ömür süreleridir. Bu nedenle Müslümanlar yaşadıkları her anın kendileri için çok kıymetli olduğunu bilerek hareket ederler. Tek bir anlarını bile boş bir işle oyalanarak, boş sözlere dalarak geçirmelerinin büyük bir kayıp olacağının ve bunun, ahirette insanın büyük bir pişmanlık duymasına neden olabileceğinin farkındadırlar. Her anlarını bu dikkat açıklığı ile geçirir ve daima Allah'ın rızasını kazanabileceklerini umdukları işlere yönelirler. Allah'ın "Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır." (Al-i İmran Suresi, 114) ayetiyle bildirdiği gibi, yaşadıkları her anı Allah'ın rızasını kazanabilmek için 'hayırlarda yarışarak' geçirirler. |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Ne guzel hep Allah'la olan dostlugumuzun oneminden bahsetmis :) Allah'tan baska kimseden bir sey beklememeli Musluman Kadin
Musluman kadin icin sadece evi ve ailesi olmadiginin da onemini cizmis: Dünyanın dört bir yanındaki zorluk içerisindeki insanların, açlık çeken, salgın hastalıklarla mücadele eden, savaş ve çatışma ortamlarının zorluğunu yaşayan çocukların, kadınların, yaşlıların tüm sıkıntılarını adeta kendi sorunuymuş gibi düşünüp onlara çözüm ulaştırabilmek için elinden gelen gayreti gösterir. Musluman kadinin kendi zekasini kullanmasi gerektigi: Kimi cahiliye kadınları ise, güç ve iradenin erkeklere ait olan özellikler olduğuna inanırlar. Erkeklerin, zorluklar ve sıkıntılar karşısında, hem kendileri hem de yanlarındaki kadınlar adına güç ve irade göstermekle sorumlu olduklarını düşünürler. Kadınların yapabilecekleri en iyi tavrın ise, onlara sığınmak ve onların akıllarına, iradelerine ve güçlerine teslim olmak olduğunu sanırlar. Bu nedenle, daima korunup kollanmayı beklerler. Özellikle de zorluk ve sıkıntı ortamlarıyla karşı karşıya kaldıklarında, mevcut güçlerini ve iradelerini de kaybeder, telaşa kapılırlar. Bu da akıllarının iyice karışmasına ve mantıklı düşünme yeteneklerini kaybetmelerine neden olur. Duygularini kontrol etmesi gerektigi: Allah'a gönülden bir bağlılık, içten bir teslimiyet, her olayın Allah'ın kontrolünde olduğunu bilerek, herşeyi hayır gözüyle değerlendirmek, insanın duygularına kapılıp olumsuz tavırlarda bulunmasını engeller. Müslüman bir kadın Allah'a olan güçlü sevgisi ve derin Allah korkusu nedeniyle duygusallığın neden olduğu tüm tavır bozukluklarından titizlikle sakınır. Dogal kisilik: Bunun yanı sıra Müslüman kadın, insanların rızasını kazanmanın kişiye ne dünyada ne de ahirette bir fayda sağlamayacağını da bilmektedir. Allah Kuran'da Kendisi'ne şirk koşulmasını affetmeyeceğini bildirmiştir. Bu nedenle iman sahipleri şirkten ve insanların rızasını kazanmaya yönelik tüm tavırlardan titizlikle sakınırlar. Bu da, onların samimiyette bir ömür boyu kararlılık göstermelerini sağlar. Durustluk: Müslüman kadın Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendisine rehber edinmesi dolayısıyla yalanın insanı nasıl bir yola doğru sürüklediğini bilir ve bu tavırdan titizlikle sakınır. Her ne olursa olsun, dürüstlüğün insanı her zaman için saygın kılacağını ve doğru sözün kişiyi mutlaka hayra yönelteceğini bilerek bu ahlakında kararlılık gösterir. Cesaret: Şartlar ne olursa olsun, Kuran ahlakından kesinlikle taviz vermez. Allah'tan başka hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaz; Allah'ın rızasına en uygun davranışı sergilemekte hiç tereddüt etmeden büyük bir kararlılık gösterir. Müslüman Kadının İdealleri Büyüktür paylasim icin tskler + |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Müslüman Kadın İffetli ve Onurludur
Allah, "Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle, insanlara çok önemli bir bilgi vermiştir: kimi insanların büyük önem verdikleri, tüm hayatlarını uğruna adadıkları ve elde etmeye çalıştıkları dünyevi değerlerin hepsi geçici güzelliklerdir. Asıl değerli ve kalıcı olan ise, insanların sahip oldukları manevi değerler ve tüm bunlarda gösterdikleri sürekliliktir. Ancak bu gerçeği göz ardı eden kimi insanlar, gerçek değerin, onur ve saygınlığın; zenginlik, itibar, mal mülk sahibi olmak gibi unsurlarda olduğunu sanarak, bunların peşinde koşabilmektedirler. Aynı şekilde çevrelerindeki insanları da bu ölçülere göre değerlendirip, onlara da, sahip oldukları bu maddi özelliklere göre saygı, sevgi ve hayranlık duyabilmektedirler. Oysa tüm bunlar Allah'ın insanların kullanımına verdiği nimetlerdir; ancak insanları hem Allah Katında hem de dünya hayatında değerli ve üstün kılan özellikler ise çok daha farklıdır. Onur, iffet ve vakar, bunların başlıcalarındandır. Bu kavramlar, müminin takvasını ortaya koyması dolayısıyla, bir insana değer ve anlam kazandıran, gerçek anlamda saygı ve sevgi uyandıran özelliklerdir. Dünyanın en zengin, en güzel ya da en üst makamına sahip insanı olunsa dahi, bunların hiçbiri kişiye iffetli, vakarlı ve onurlu bir insanın asaletini ve üstünlüğünü kazandıramaz. Bu özelliklere sahip olan insanın doğal bir heybeti ve güzelliği, doğal bir ruh derinliği vardır. Allah, "Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi 'onurlu-üstün' bir makama sokarız." (Nisa Suresi, 31) ayetiyle, onuru, Kuran ahlakını yaşamada samimi bir çaba gösteren, Kendisi'nden gereği gibi korkup sakınan kimselere vereceğini bildirmiştir. Bir başka ayette ise Allah, gerçek onuru Kuran ahlakını yaşayan insanlara vereceğini şöyle bildirmiştir: Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat artırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır. (Hadid Suresi, 18) Gerçek onur, insanın sahip olduğu Allah korkusu ve ahiret inancı nedeniyle, küçük insanlarla küçülmemesini, basit davranışlara, küçük çıkarlar elde etmek için küçük sahtekarlıklara, yalana, ikiyüzlülüğe tenezzül etmemesidir. İnsanların cahilce tavırlarına olgun davranışlarla ve güzel ahlakla karşılık vermesidir. Mümin kadın da Allah'a olan derin imanı ve korkusu nedeniyle, onurlu ve vakarlı bir kişilik sergiler. Kuran ahlakına uygun bir tavır sergilemenin insanı daima üstün konuma getireceğini bilerek, Allah'ın beğendiği tevazulu ve teslimiyetli ahlakından hiçbir zaman taviz vermez. Allah Kuran'ın pek çok ayetiyle iffetin önemine ve kadına kazandırdığı değere de dikkat çekmiştir. Allah, tüm alemlerin kadınlarına Hz. Meryem'in ahlakını ve iffetini örnek verdiğini bildirerek, bu özelliğin insana kazandırdığı üstünlüğü hatırlatmıştır: Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran Suresi, 42) Allah Kuran'ın diğer ayetlerinde ise iffetin mümin kadının önemli bir belirleyici özelliği olduğunu şöyle hatırlatmaktadır: İçinizden özgür mümin kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın... (Nisa Suresi, 25) ... Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide Suresi, 5) Bir başka ayette ise Allah, iffetin önemini "... onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur..." (Ahzab Suresi, 59) ifadesiyle bildirmiştir. İffet bir kadına saygınlık ve onur kazandırmakta ve onun toplum içerisinde eziyet görmesini engellemektedir. Mümin kadınlar, Allah'ın Kuran'da bildirdiği tüm sınırlara en güzel şekilde uyarak onur, vakar ve saygınlık kazanmış olurlar. Böyle bir insanın tüm tavırlarından, konuşmalarından, hareketlerinden, yüzündeki ifadeden, bakışlarından, gülüşünden ne kadar iffetli ve vakarlı bir kimse olduğunu anlayabilmek mümkündür. İffetli bir kadının doğal bir asaleti, insani bir heybeti ve güvenilir bir kişiliği vardır. Nitekim Allah yukarıdaki ayette de, müminlerin bu özellikleriyle 'tanındıklarına' dikkat çekmiştir. Kuran'ın bir başka ayetinde ise "... Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir..." (Fetih Suresi, 29) ifadesiyle, Allah müminlerin yüzlerinden tanındıklarına dikkat çekmiştir. (Harun Yahya) 21- Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 328 22- Risale-i Nur Külliyatı, 21. Lema, s. 668 23- Risale-i Nur Külliyatı, 20. Lema, s. 662-663 24- Risale-i Nur Külliyatı, Barla Lâhikası, s. 78 25- Kütüb-i Sitte Ebu Saidu'l - Hudri r.a. 1. cilt, s. 89 |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Bende teşekkür ediyorum Bir Başka Rabbim biz bayanları bu karakterde eylesin.
|
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Bu harika konu...
Ben ilk mesajda ki ayetlerde Allah'ın kadına şeref kazandırdığını söylemesinden yola çıkarak şunu açıkça söyleyebilirim ki kendini dinine adamış kadın her zaman daha karakterli ve değerli oluyor... |
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Dua için AmiN..Faydalananlardan oluruz inşaallah..Allah Razı Olsun..+
|
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Canım gerçekten de bayanlarınki çok kapsamlı alınmış ...oku oku bitmede yaf.. :)...çok değerli ve nasiplenilecek bir konu açmışsın... bir artı da buna+1(bir saat sonra)
|
Kurana Göre İdeal Müslüman Kadın Karakteri
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 08:31. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025