Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Dış Gündem (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=125)
-   -   İran'dan Haberler (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=109353)

Ertuğrul ÖZGÜL 06-23-2009 22:17

Obama İran'a Karşı Sertleşti
 

Önceki açıklamalarında yumuşak bir üslup kullanan ABD Başkanı Obama, ilk kez İran'a karşı sert bir üslup kullandı. İşte Obama'nın sert sözleri...

ABD Başkanı Barack Obama, İran yönetiminin protesto gösterilerini "tehdit, şiddet ve gözaltına alma yöntemleriyle" bastırma çabalarını kınadı.

Obama, Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, önceki açıklamalarına göre daha sert bir üslup kullanarak, gelişmelerden dehşete kapıldığını, öfke duyduğunu ifade ederek, İran'a yönelik uluslararası tepkileri desteklediklerini, bu süreçte hayatını kaybeden tüm masum İranlıların her birini, Amerikan halkı ile birlikte andığını ifade etti.

İran'ın içişlerine müdahale etmediğini, ABD'nin eylemleri kışkırttığı iddialarının da "yalan ve saçma olduğunu" ifade eden Obama, İran halkı geleceğini belirlerken, onlara karşı "adaletsiz yöntemler kullanılmasını" kınadığını belirtti.

(aa)

Ertuğrul ÖZGÜL 06-23-2009 23:15

İran'da seçimlere itiraz süresi uzatıldı
 

İran dini lideri Hamaney, seçimlere itiraz süresinin uzatılması talebini kabul etti.

Hamaney, seçimlere ilişkin usulsüzlük iddialarına açıklık getirilmesi ve tüm şüphelerin giderilmesi için beş günlük ek süre isteğinde bulunan Anayasayı Koruyucular Konseyi'ne olumlu cevap verdi.

Seçimlere itirazın ele alınması ve şikayetlerin incelenmesi için belirlenen 10 günlük yasal süre yarın sona eriyordu.

İran'da 12 Haziranda düzenlenen cumhurbaşkanı seçimlerinde aday olan Mir Hüseyin Musevi, Muhsin Rızai ve Mehdi Kerrubi, seçim sonuçlarına itiraz etmişti.

Musevi ve Kerrubi, seçimlerin iptal edilerek yenilenmesini istemişti.




timetürk.com

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 11:12

İsyanın Hristiyan NİDA'sı!
 

İran'da seçim sonrası başlayan ayaklanmanın sembolü haline getirilmek istenen Nida ile ilgili şok gerçek!

İran’da seçim sonrası yaşanan olaylar devam ederken, yaşanan ayaklanmanın simgesi haline getirilmek istenen bir isim var: Nida. Nida, yaşanan olaylar sırasında silahlı bir kişi tarafından vurularak genç yaşında hayata gözlerini yumdu. Olay kameraya ve oradan da tüm dünya televizyonlarına yansıdı.

Nida İran direnişinin sembolü haline getirildi. Ancak dün Habertürk Kanalı’nı izleyenler eminim çok şaşıracakları bir gerçekle yüz yüze geldiler.

Nida’nın bir fotoğrafında taktığı kolye çok şaşırtıcıydı. Nida koynunda bir haç taşıyordu. 1 Gün programı konuyu haberleştirdi ve tarihçi Murat Bardakçı’yı da konuk etti. Bardakçı kolyenin bir haç olduğunun belli olduğunu söyledi. Bununla birlikte ilginç bir şerh koymayı da ihmal etmedi:

‘Ancak ben Nida’nın Hristiyan olduğuna inanmıyorum. Türkiye’de de rastlayabileceğimiz gibi özenti olarak haç takan çocuklar oluyor. Nida da onlardan biri olabilir!’

Bardakçı’nın bu fikre nasıl kapıldığı merak edilirken Bardakçı’nın başka bir sözü daha gerçekçiydi: ‘Ama hiç zannetmiyorum ama Nida Hristiyansa, İran’daki muhalif söylem ciddi bir yara alacaktır!’



stratejikboyut.com ÖZEL

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 13:04

İran'da, Rızai itirazdan vazgeçti
 

İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine itiraz edenlerden biri itirazını geri aldı.

İran'da 12 Haziranda yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan muhafazakar Muhsin Rızai, seçim sonuçlarına itirazdan vazgeçti.

Rızai, Anayasayı Koruyucular Konseyine gönderdiği mektupta, seçim sonuçlarına itirazının yasal yollardan ele alınması konusunda ciddi olduğunu, ancak zaman azlığı ve ülkenin siyasi, güvenlik ve toplumsal durumunu göz önünde bulundurarak şikayetini geri çektiğini bildirdi.

Ülkenin içinde bulunduğu hassas şartların seçim sonuçlarından daha önemli olduğunu kaydeden Rızai, durumun normalleşmesine katkıda bulunmayı bir vazife olarak gördüğünü belirtti. Rızai, İslam Cumhuriyeti, dini liderlik ve halkın hizmetinde olmaya devam edeceğini ifade etti.

18 yaş ve üzeri 46,2 milyon kayıtlı seçmenden 39 milyon 165 bin 191'inin oy kullandığı seçimlerde Rızai, 678 bin 240 oy ve yüzde 1,73 oranla üçüncü olmuştu.
Rızai, beklediğinden daha az oy aldığı ve bazı bölgelerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle Konseye resmi itirazda bulunmuş, seçimlerin kısmi iptalini istemişti.
Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde de aday olan Rızai, seçime 1 gün kala yarıştan çekilmişti.

1981-1997 arasında Devrim Muhafızları Komutanı olarak görev yapan Rızai, halen Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Sekreteri olarak görev yapıyor.


Kaynak: AA

xhidayet 06-24-2009 14:01

Şehitler diyarı İran..Mazlum İran...

İnşeallah-u Rahman bu günleri de atlatırsın..

(Çok özür diliyorum) "Kıçımızı daha fazla açmak istiyoruz!.. Meyhane-K..hane istiyoruz!" diye bağrışan Burujuvazi-Terörist takımı da havasını alacaktır..

Şehit Metin Yükselimin dediği gibi; "Bekle İran.. Bekle!..duamız sizlerle.."

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 14:36

Hamaney: Baskılara boyun eğmeyeceğiz
 

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, İran yapısının tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminden dolayı baskılara boyun eğmeyeceklerini söyledi

Hamaney, devlet televizyonundan yayınlanan açıklamasında "Seçim konusunda yasaların uygulanmasına ısrar ettim ve ısrar edeceğim. Ne yapı ne de ulus, bedeli ne olursa olsun baskılara teslim olmayacak." dedi.

İran Dışişleri Bakanı Muttaki: İngiltere ile ilişkilerimizi geriletebiliriz
İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yaşananlardan dolayı Tahran yönetiminin İngiltere ile ilişkilerini yeniden gözden geçirdiğini söyledi. Muttaki, İran yönetiminin tartışmalı seçimlere müdahale etmekle suçladığı İngiltere ile ilişkilerini geri çekebileceklerini dile getirdi. Manuçehr Mutteki, ISNA ajansında yer alan açıklamasında gazetecilerin İngiltere ile ilişkilerin durdurulmasına yönelik sorusuna "Bu konuyu gözden geçiriyoruz" diye cevap verdi.

İran İstihbarat Bakanı da seçimden sonra İran'da yaşanan şiddet olaylarında İngiltere pasaportuna sahip bazı kişilerin de karışmış olduklarını tespit ettiklerini açıkladı. İstihbarat Bakanı Gulamhüseyin Muhsini Ecei, Fars ajansında yer alan açıklamasında 1979 İran Devrimi'nden bu yana İran'da yaşanan en şiddetli sokak gösterilerinde "Batı parmağı olduğu" iddialarını yineledi.

Gulamhüseyin Muhsini Ecei, gösterilerde gözaltına alınanlardan birinin "gazeteci kimliği altına gizlendiğini ve düşmanların ihtiyacı olduğu bilgileri topladığını" öne sürdü. Fars ajansı ayrıca Washington Times gazetesi için çalışan Yunan asıllı bir gazetecini tutuklandığını duyurdu.

İran, seçimden sonra başlayan protesto gösterilerinin arkasında İran ve ABD'nin olduğunu belirtti.

Ancak Ecei açıklamasında gösterilere katılan bazı kişilerin İngiltere pasaportuna olduğunu söyledi. İstihbarat Bakanı, yaşananlardan ve dökülen kanlardan halkı sokağa çağıranların sorumlu olduğunu kaydetti

Kaynak: Zaman

asdasdsfffx 06-24-2009 14:40

İran daki rejimi desteklemesemde bir gerçek var.
ABD'nin kışkırtmaları kendini göstermeye başladı.
Youtube'da özel "İran'da neler oluyor" kısmı açıldı.
Facebook dün yapması gereken site çalışmasını erteledi ki gençleri facebook yoluylada da kışkırtabilsin.

ishakyilmaz 06-24-2009 14:43

http://www.habervaktim.com/resim/res...jpg?t=91971972

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 15:18

İran'ın, İngiltere ile arası açılıyor
 

İran, İngiltere ile diplomatik ilişkilerini gözden geçirdiğini bildirdi. Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından İngiltere ile yaşanan diplomatik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mutteki, İngiltere'nin Tahran Büyükelçiliğinde görevli ikinci ve üçüncü katiplerin sınır dışı edilme kararını teyit etti ve diplomatların isimlerinin açıklanacağını söyledi.

İngiltere Başbakanı Gordon Brown'un, misillemede bulunarak İran'ın Londra Büyükelçiliğindeki iki diplomatını sınır dışı etme kararının kendilerine henüz iletilmediğini belirten Mutteki, bir soru üzerine, ''İngiltere ile ilişkileri gözden geçiriyoruz'' dedi.

Tahran yönetimi, dün de danışmalarda bulunmak üzere Londra büyükelçisini geçici olarak geri çağırma kararı almıştı.

İran Meclisi Milli Güvelik ve Dış Politika Komisyonu, iki ülke ilişkilerinin büyükelçilik seviyesinden maslahatgüzarlığa düşürülme önerisinin toplantıda kabul edilmediğini bildirmişti.

İran, cumhurbaşkanı seçim sonuçlarına ilişkin İngiltere hükümetinin açıklamalarını iç işlerine müdahale olarak değerlendirmiş, bu ülkenin Tahran'daki büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırmıştı.

Dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in, cuma hutbesinde ''İngiltere'nin müdahaleci açıklamalarını isim zikrederek eleştirmesinin'' ardından İngiltere de İran'ın Londra'daki büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırarak açıklama istemişti.




zaman

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 18:10

Gül: İran gibi büyük bir ülkenin içişlerine karışmak doğru değil
 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "İran'ın istikrarı bizim için çok önemli. İran'daki sorunların kendi iç barışlarını bozmayacak şekilde çözümlenmesini arzu ediyoruz" dedi.

Çin başkenti Pekin'de temaslarını sürdüren Gül, TRT Türk'e verdiği demecinde, İran'daki gelişmeleri yorumladı. İran konusunun Çinli yetkililerle görüşmesinde de gündeme geleceğini hatırlatan Gül, "Biz, bu tip görüşmelerimizde devlet başkanları olarak ufuk turu yaparız. Dünyanın sıcak olaylarını gözden geçiririz. Enimim ki yarınki görüşmede de gündeme gelecektir. İran, Türkiye'nin komşusu. İran'ın istikrarı bizim için çok önemli. Huzur ve anlayış çerçevesinde İran'daki sorunların, kendi iç barışlarını bozmayacak şekilde çözümlenmesini arzu ederiz. Bir ülkenin komşusunda istikrarsızlık olursa kendisinde de olur. Ama içişlerine karışmayız" diye konuştu.

Türkiye'nin, İran'ı ilk tebrik eden ülkelerden biri olmasına yönelik eleştirileri kabul etmediğini kaydeden Gül, "İran'da seçimler yapıldı ve o ülkenin resmi otoritesi sonuçları ilan etti. Komşu bir ülke olarak bizim tebrik etmemiz de bir protokol gereğidir. Şiddet olayları İran'ın kendi konusu. Dışarıdan İran gibi büyük bir ülkenin içişlerine karışmak doğru olmaz. Türkiye, iki gün geçtikten sonra, resmen netice ilan edildikten İran'ı tebrik etti" şeklinde konuştu.



(CİHAN)

Terennüm 06-24-2009 18:53

Bu resim çok tartışılacak
 
Geçen cumartesi protesto gösterilerinde öldürüldüğünde 'şehit' ilan edildi ve kendisi için 40 gün yas tutulacak. Ancak Nida'nın boynundaki 'haç' şeklindeki kolye yeni bir tartışma başlattı





http://www.iyibilgi.com/images/haber/36425.jpg İran'da isyan 13. gününe girerken, 16 yaşındaki İranlı kız Nida'nın hikayesi dünya kamuoyunu meşgul etmeye devam ediyor. Uluslararası haber ajansı AP'nin geçtiği fotoğraflardan biri ise tartışma yarattı. Nida'nın başı açık bir fotoğrafında boynunda 'haç' şeklindeki bir kolye dikkat çekiyor. İsyanın simgesi haline dönüşen 16 yaşındaki genç kız geçen cumartesi günü öldürüldükten sonra 'şehit' ilan edildi.


http://www.iyibilgi.com/images/haber/36426.jpg

1979’da Şah’ı deviren Şiilerin yas geleneğine göre Nida için 40 gün yas tutulacak. Şiiler, Hz. Hüseyin’in şehit edilmesinden kalan, 40 günlük yas döngüsünün 3’üncü, 7’nci ve son gününde büyük törenler düzenliyor.
Ahmedinejad’ın hileyle cumhurbaşkanlığını kazandığı iddiasıyla düzenlenen protestoların bu yas döngülerinde kitlesel hareketlere dönmesi beklenirken, Devrim Muhafızları şimdiden gözdağı verdi: Her tür gösteri, bastırılacak.

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 19:43

İran seçimlerinin ABD'den görünüşü
 

Washington'dan yazan Süreyya Seyyahoğlu, ABD yönetiminin görünen penceresinden İran seçimlerini analiz etti.

Dünya Bülteni yorumcularından Süreyya Seyhanoğlu İran'daki son olayların Washington'dan nasıl görüldüğünü yazdı. İran'ın özellikle Amerika yerine İngiltereyi suçlaması, bu ülkeyle diplomatik ilişkilerin gerilmesine neden oldu. İran devlet bakış açısının düşman algısını göstermesi açısından son derece ilginç ayrıntılarla dolu analizi...

"..... Bu protestolar tüm batı başkentleri için tam anlamıyla sürpriz oldu. Eminim özellikle iki başkent, Londra ve Tel Aviv, tahmin olmasa da büyük bir umutla olayların çıkmasını bekliyor, bunun için çabalıyordu. Ancak bu düzeyde büyük protesto onlar için bile sürpriz oldu. Bu konuda Tahran kadar şaşıran bir başkentin Washington olduğunu da söylemek gerekir. Zira Washington İran'daki olaylardan Tahran'dan sonra en çok zarar gören ikinci başkent oldu.

...................

İran'da yaşanan olayların ilk müsebbibi olayları kontrol altına alamayan, sorunu idare edemeyen İran yönetimi. Ancak Tahran'daki güç dengelerine bakıldığında ilk sorumlu olarak Ahmedinejat lehinde seçimlere müdahale etmeye çalışarak eline yüzüne bulaştıran Besiçler oldu.

...............

Batılı gözlemcilerin bu yorumlarına rağmen medyada tam tersi bir hava esti ve başta BBC olmak üzere tüm Batı medyası seçimlerde Musavi'nin kazanacağı beklentisini doğurdu. Batı'daki tepkinin bir boyutu iken, bir yandan da Facebook ya da Twitter Devrimi gibi ifadelerle içerideki İranlılar kışkırtıldı. Bu süreçte ise tüm gözler Washington'a çevrildi.

...............


Obama yönetimi İran ile bir şekilde masaya oturmayı kendi önceliği olarak zaten ortaya koymuş durumda. Zira Obama'nın güvenik skalasında ilk öncelik Afganistan'daki gerilimin düşürülmesi. Bunun için de İran'ın desteğine ihtiyaç duyuyor. Yine Obama'nın Irak'ta istikrarın devamı için de İran'a ihtiyacı var. Aynı şekilde Rusya'nın enerji yollarının kontrolü ile kurduğu kuşatmayı kırmak ve İran enerji kaynaklarını Avrupa'ya ulaştırmak da Obama için önemli bir konu. Siyasi olarak da Obama'nın Müslüman Dünya'ya açılm projesinin bir parçası İran'la uzlaşmak.

Tüm bunlar varken Obama'nın en son isteyeceği şey İran'da kendisinin zor duruma düşürecek bir istikrarsızlıktır. "



Dünyabülteni

Ertuğrul ÖZGÜL 06-24-2009 19:44

İşte O Analizin Tamamı...
 
İran'da kimin oyunu?
İran'daki olayların arkasında, krizi doğru idare edemeyen İranlı yetkililer ile İngiltere ve İsrail var!


İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından başlayan protestolar sakinleşmeye yüz tuttu. Ancak Şah rejiminin devrilmesinin ardından dünyaya yayılan İran diasporası dünyanın her tarafında görülmedik bir hareketlilik yaşıyor. Adeta işgal sonrası hareketlenen Irak diasporası gibi bir yandan ülke dışında protestolar düzenlerken bir yandan da muhtemel bir geri dünüş için herkes rol kapma savaşında. Sürgünde kabine yarışı tam anlamıyla görmeye değer. Bu kervana en son Washington'da Ulusal Basın Merkezi'nde konuşan devrik İran Şahı Rıza Pehlevi'nin kendisiyle aynı adı taşıyan oğlu da katıldı.

EYLEMLER HERKES İÇİN SÜRPRİZ

Seçim ertesinde başlayan protestolarla birlikte bir anda gözler bir yandan İran'a bir yandan da Batı ülkelerinin başkentlerine çevrildi. Herkes aynı soruları sormaya başladı: Bu olayların arkasında kim var? Sırayla gidecek olursak, seçim sonrası protestolar ve tepkilerde öncelikli sorumluluk İranlı yetkililerin. Bu protestolar tüm batı başkentleri için tam anlamıyla sürpriz oldu. Eminim özellikle iki başkent, Londra ve Tel Aviv, tahmin olmasa da büyük bir umutla olayların çıkmasını bekliyor, bunun için çabalıyordu. Ancak bu düzeyde büyük protesto onlar için bile sürpriz oldu. Bu konuda Tahran kadar şaşıran bir başkentin Washington olduğunu da söylemek gerekir. Zira Washington İran'daki olaylardan Tahran'dan sonra en çok zarar gören ikinci başkent oldu. Peki olayların sorumlusu olarak kimi görmek gerekir?

ASIL SORUMLU İRANLI YETKİLİLER

İran'da yaşanan olayların ilk müsebbibi olayları kontrol altına alamayan, sorunu idare edemeyen İran yönetimi. Ancak Tahran'daki güç dengelerine bakıldığında ilk sorumlu olarak Ahmedinejat lehinde seçimlere müdahale etmeye çalışarak eline yüzüne bulaştıran Besiçler oldu. Ahmedinejat'ın zaten rahatlıkla alacağı seçim işgüzarlık neticesinde sorunlu hale gelmiş oldu.

İkinci sorumlu ise Rafsancani'nin gerilimi yüksetlmek için kullandığı Musavi oldu. Bu grup da kendi kişisel iktidar mücadeleleri için son derece farkında oldukları seçim sonuçları konusunu kışkırtarak gerilimin artmasına neden oldu.

Üçüncü sorumlu kesim olayların idaresini beceremeyen, protestoların büyümesine meydan veren, ilk zamanlardaki kayıtsız tavrıyla hayretler uyandıran İran'daki güvenlik ve siyaset eliti oldu. Bu elit eğer akıllı davranabilseydi, olaylar bu raddeye varmadan engellenebilirdi. İran'daki tüm bu hatalardan sonra başka aktörlerin devreye girmesi ise kaçınılmaz.

KÜRESEL PSİKOLOJİK OPERASYON

İlk faturayı İran'a kestikten sonra, İran'daki protestoların artmasında uluslararası basının rolü olduğunu atlamamak gerekir. Öncelikle büyük bir kampanya ile İran'da seçimleri Musavi'nin kazanacağı beklentisi yaratıldı. Seçimlerden hemen once yapılan anketlerde sonuçlar Ahmedinejat'ın yüzde 60'ın üzerine oy alacağını gösteriyordu. Hatta gözlemciler adayların yenişememesi durumunda ikinci tura geçilen seçimlerde bu sene doğrudan ikinci tura geçilmiş gibi sonuç alınacağını, ilk turda Musavi ile Ahmedinejat'ın kapışacağını söylüyordu. Bu nedenle de Ahmedinejat'ın geçen seçimlerde ikinci turda Rafsancani'ye karşı aldığı oy oranını tutturacağı söyleniyordu. Batılı gözlemcilerin bu yorumlarına rağmen medyada tam tersi bir hava esti ve başta BBC olmak üzere tüm Batı medyası seçimlerde Musavi'nin kazanacağı beklentisini doğurdu. Batı'daki tepkinin bir boyutu iken, bir yandan da Facebook ya da Twitter Devrimi gibi ifadelerle içerideki İranlılar kışkırtıldı. Bu süreçte ise tüm gözler Washington'a çevrildi.

FAİL ABD YÖNETİMİ DEĞİL

Ancak İran'daki olayların başlangıcında ABD parmağı aramak büyük oranda yanlış bir yol olur. ABD medyasında etkin, İsrail Lobisi'ne yakın bir çok isim yukarıdaki beklentinin oluşması için çaba sarfetti. Bunu gerek basın yoluyla, gerek düşünce kuruluşları ve konferanslar yoluyla dile getirerek bu beklentinin oluşmasına katkı sağladılar. Ancak tüm bu çabaların ABD'nin resmi politikası olduğunu söylemek doğru olmaz. Yani bu çabalar ABD yönetimine teşmil edilemez. Obama yönetimi İran ile bir şekilde masaya oturmayı kendi önceliği olarak zaten ortaya koymuş durumda. Zira Obama'nın güvenik skalasında ilk öncelik Afganistan'daki gerilimin düşürülmesi. Bunun için de İran'ın desteğine ihtiyaç duyuyor. Yine Obama'nın Irak'ta istikrarın devamı için de İran'a ihtiyacı var. Aynı şekilde Rusya'nın enerji yollarının kontrolü ile kurduğu kuşatmayı kırmak ve İran enerji kaynaklarını Avrupa'ya ulaştırmak da Obama için önemli bir konu. Siyasi olarak da Obama'nın Müslüman Dünya'ya açılm projesinin bir parçası İran'la uzlaşmak.

Tüm bunlar varken Obama'nın en son isteyeceği şey İran'da kendisinin zor duruma düşürecek bir istikrarsızlıktır. Sonuçta olan da budur. Bu eylemlerle Obama ve İran Yönetimi karşı karşıya bırakıldı. Obama'nın eylemler boyunca sergilediği genel tavır da temkinini yansıtıyordu. Tahran'ı doğrudan karşısına almamak için özen gösteren Obama dolaylı ifadeler kullandı. Ancak en sonunda tonunu biraz yükseltti ki bu da ABD başkanı'nın öncelikleri ve iç dengeler gözönüne alındığında ihmal edilebilir bir sertlik düzeyidir.

İNGİLTERE VE İSRAİL'E DİKKAT!

O halde Batı medyasındaki küresel psikolojik savaşın failini başka yerde aramak gerekir. Bu failin kim olduğu eylemlerin sonuçlarına bakıldığında görülebiliyor aslında: İran seçimleri ile birlikte Filistin konusunda geri adım atmayan Netanyahu Yönetimi'nin uzlaşmazlığı ikinci planda kaldı. Tüm radarlar bir anda İran'a çevrildi. Obama görüşmesinden eli boş dönen Netanyahu ne Filistin konusunda ne de İran'a saldırı konusunda bir kazanım elde edemedi. Bu nedenle dikkatin İran'a çevrilmesi Netanyahu'un işine geldi. İkinci olarak da İran'ın en sert tavır koyduğu ülkelere bakmak gerekir. Öncelikle BBC eleştirisi ile başlayan tavrı iki İngiliz diplomatın sınırdışı edilmesi izledi. Bu da İran'ın kendisine hedef olarak İngiltere'yi seçtiğini gösteriyor.

EYLEMLER İRAN'A SALDIRIYA HAZIRLIK MI?

Peki bu operasyondan beklenen nedir? Operasyondan beklenenin renkli devrim olduğu iddiası tam anlamıyla şaşırtmacadır. Zira her ne kadar medyaya farklı servis yapsalar da bahsi geçen kesimler İran'ın yapısını çok iyi bilir. Bu ülkede renkli devrim hayallerinin işe yaramayacağını da çok iyi bilirler. Bu nedenle asıl hedef ideolojik. Yıllardır İran'da seçim yapıldığı, İran'ın farklı bir cumhuriyet olduğu gerçeğini saklamaya ve İran'ı bir diktatörlük gibi göstermeye çalışanların yaptığı bir operasyon. Akıllara protesto gösterilerini kazımaya çalışanlar, önümüzdeki dönemde İran'a yapılacak muhtemel bir askeri operasyonun Saddam gibi bir diktatöre yapıldığı aldatmacasını yerleştirmek için bu operasyona giriştiler. İran'da seçimlere hile karıştırıldığı iddilarınmı ve "Diktatör'e Ölüm" sloganlarına bir de bu gözle bakmak gerekir. Ahmedinejat'ın diktatör olarak gösterilmesi ABD'den vize alamayan İran'a saldırı için uluslararası meşruiyet yaratma kaygısını taşıyor. Önümüzdeki günlerde artacak gerginlikler bu oyunu net bir şekilde ortaya çıkaracaktır.



Süreyya Seyyahoğlu / Washington - Dünya Bülteni

El Emin 06-24-2009 21:50

Ne diyim :):):)

FarukARSLAN. 06-24-2009 21:53

Konu yerine taşındı.
Ayrıca açtığımız konuların lütfen kaynağını da belirtelim.

Haberler Bölümü Kuralları

NS 06-24-2009 22:12

çorumda marasta da olayları baslatan silahları dağıtan amerikanlardı ;

iran'da da aynı oyunlar oynanıyor gibi geliyor...
insallah onlar bizlerin düştüğü hatalara düşmezler...
Allah yardımcıları olsun...

El Emin 06-26-2009 10:44

Ahmedinejad Obamaya sert çıktı: İç işlerimize karışma
 
Ülkeyi siyasi çalkantıya sürükleyen 12 Haziran'daki seçimlerden bu yana kamuoyunun karşısına çıkmayan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, dün ilk kez konuştu. Cumhurbaşkanlığını açık ara farkla yeniden kazanan Ahmedinejad'ın hedefinde, seçim sonuçlarına itiraz eden muhaliflere yönelik baskıları sert bir dille eleştiren ABD Başkanı Barack Obama vardı.
Obama'nın, İran'ın iç işlerine karışmamasını isteyen Ahmedinejad, Obama'nın selefi George Bush'u çağrıştırdığını kaydetti. İran lideri, Obama'nın İran'la ilgili açıklamaları konusunda, "Bay Obama, bunları söyleyerek yanlış yaptı. Bizim merak ettiğimiz, neden böyle bir tuzağa düştüğü ve Bush'un daha önce söylediği şeyleri söylemesi." dedi. Başkan Obama, İranlı yetkililerin protesto gösterilerini haksızca bastırdığını söyleyerek Tahran yönetimini kınamış, ABD'nin eylemleri kışkırttığı iddialarının da "yalan ve saçma olduğunu" ifade etmişti.
Dün bir açılışta yaptığı konuşmada bu eleştirilere cevap veren Ahmedinejad, Obama'nın, ABD'nin 30 yıldır diplomatik ilişkisi bulunmayan İran'la diyalog politikasına atıfla, "İran'la bu tonda mı konuşmak istiyorsun? Eğer duruşunuz buysa konuşacak ne kaldı?" diye sordu. Bu türden bir tonun, ikili görüşmelerin başlatılmasına yardımcı olmayacağını söyledi ve Obama'nın, İran halkından özür dilemesini istedi. ABD ise 4 Temmuz bağımsızlık günü kutlamaları için İranlı diplomatlara gönderilen davetiyeleri iptal ettiğini duyurdu. Davetiyeler, otuz yıllık bir aradan sonra, İran'la diplomatik yakınlaşma çabalarının bir parçası olarak gönderilmişti.
İran'da cumhurbaşkanı seçiminin adaylarından Mir Hüseyin Musavi, dinî lider Ayetullah Hamaney'in seçimlerin iptal edilmeyeceği restine rağmen itirazlarını sürdürüyor.
MUSAVİ: İTİRAZIMI ÇEKMEM İÇİN BASKI YAPILDI
Musavi dün internet sitesinde yayımlanan açıklamasında, seçim sonuçlarına yönelik protestoların halkın anayasal hakkı olduğunu belirtti. Halka ulaşmasının "tamamen sınırlandırıldığını" kaydeden Musavi, "kendisine yönelik son baskıların da sonuçlara itirazını geri çekmesi doğrultusunda olduğunu" ifade etti. Yöneticisi olduğu "Kelimeyi Sebz" gazetesinin bu hafta kapatılmasını ve gazete çalışanlarının tutuklanmasını "şiddetle eleştirdiğini" belirten Musavi, "Medya ile yasadışı biçimde karşı karşıya gelmek dış müdahalenin yolunu açar." dedi. Güvenlik güçlerinin Tahran sokaklarında kontrolü ele aldığı İran'da muhaliflere yönelik gözaltıların da sürdüğü iddia edildi. Musavi'nin internet sitesine göre 70 üniversite profesörü gözaltına alındı. Profesörlerin, Musavi ile dün geç saatlerde görüşmesinin ardından tutuklandığı ileri sürüldü; ancak devlete bağlı Fars Haber Ajansı bu iddiayı yalanladı.

DIŞ HABERLER SERVİSİ ZAMAN

xhidayet 06-26-2009 10:56

Ahmedinejad Bey!.. Ülken ve mazlum halklar seninle gurur duyor..Evelallah bunun da üstesinden geleceksiniz..:)

Ertuğrul ÖZGÜL 06-26-2009 15:20

Hatemi: Hangi hakla ve yüzle İran'ı eleştiriyorlar!
 

İran Uzmanlar Meclisi Üyesi Hatemi, ''İnsan hakları ihlallerinde ilk sırada yer alan ABD ve Batı, hangi hakla ve yüzle İran'ın içişlerine karışıyor'' dedi

İran Uzmanlar Meclisi Üyesi Ayetullah Ahmed Hatemi, Tahran Üniversitesi bahçesinde verdiği cuma hutbesinde, cumhurbaşkanı seçimi sonrasındaki gelişmeler ile Batılı ülke ve haber ajanslarının seçime ilişkin tutumlarını değerlendirdi.

Batı'nın daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimleri de sorgulamak için çok önceden planlar yaptığını belirten Hatemi, ''halkın seçimlere katılımını azaltmak için yapılan propagandaların yüzde 85'lik katılımla boşa çıktığını'' söyledi.

Seçim sonrası süreçteki gelişmelerde ABD ve Avrupa ülkeleri ile Batılı kitle iletişim araçlarının doğrudan rolü olduğunu savunan Hatemi, ''yalan yanlış haberler geçen Batılı ajanslara karşı hükümetten daha etkili önlemler almasını'' istedi.

Hatemi, Batılı yayın organlarına hitaben, ''Her şey gelip geçecek, ama sizlerin yalan ve yüzsüzlüğü kalıcı olacak'' ifadesini kullandı.

"TİMSAH GÖZYAŞLARI DÖKÜYORLAR"

Ayetullah Hatemi, seçimlere ilişkin tavırlarından dolayı BM, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ile diğer bazı ülkeleri eleştirdi ve bunları ''timsah gözyaşları dökmekle'' suçladı.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un, ''İran'daki gelişmelerden kaygı duyduğu'' şeklindeki ifadesini değerlendiren Hatemi, Genel Sekreter'e hitaben, ''Gazze Şeridi'nde 400 bebek öldürüldü, niçin endişenizi dile getirmediniz, savunmasız kadınlar katledildi yine mi endişelenmediniz. Afganistan ve Irak'ta her gün insanlar öldürülüyor hala kaygılandığınızı açıklamayacak mısınız'' diye sordu.

Hatemi, BM'nin kuruluş amacının aksine halkların değil, zorba güçlerin çıkarlarına hizmet eden bir araca dönüştüğünü savundu.

''İnsan hakları ihlallerinde ilk sırada yer alan ABD ve Batı, hangi hakla ve yüzle İran'ın içişlerine karışıyor'' diyen Hatemi, ''savaş yıllarında ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa'nın verdiği savaş uçakları ve kimyasal bombalarla Saddam rejiminin İran halkına saldırmasını'' hatırlattı.

Batılı ülkelerin, insan hakları ihlali dosyalarının kabarık olduğunu belirten Hatemi, Irak ve diğer yerlerdeki gizli hapishanelerde yapılan işkencelerin unutulmadığını söyledi.

Hatemi, ''Batılı ülke liderlerinin çocukça davrandığını ve hala siyasi olgunluğa erişmediklerini'' öne sürdü ve İran'ın tüm haklarını savunacak güçte ve kararlılıkta olduğunu ifade etti.

"NİDA'YI KENDİLERİ ÖLDÜRDÜ"

Hatemi, dış güçlerle bağlantılı kişi ve grupların yasa dışı gösterilerle ülkeyi istikrarsızlaştırmak istediğini, seçim sonuçlarının sadece bir bahane olduğunu söyledi.

Son günlerdeki kargaşaların asıl sorumlularının ABD ve İsrail ile doğrudan bağlantılı olduğunun belirlendiğini kaydeden Hatemi, ''Yargı, bu tahrikçi ve tahripçilere karşı çok sert ve kesin önlemler alsın ki, herkese ibret olsun'' dedi.

Hatemi, olaylarda zayiat veren güvenlik güçleri ile gönüllü savunma gücü Besiclere teşekkür etti, ölenler için başsağlığı, yaralılar için geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Gösteriler sırasında öldürülen Nida adlı genç kıza da değinen Hatemi, ''Nida'yı önceden planlanmış bir şekilde kendileri öldürdüler. Olay ara sokakta oldu ve İran aleyhinde kullanmak için bir malzemeye dönüştürdüler'' dedi.

Güvenlik güçlerinin, ana caddedeki korsan göstericilere müdahale ettiğini hatırlatan Hatemi, ''olaya ilişkin çekilen görüntülerin asılsız iddiaları boşa çıkardığını'' belirtti.

Kaynak: AA

Ertuğrul ÖZGÜL 06-26-2009 15:28

Musevi'nin yardımcısına yurtdışı yasağı
 

İran devlet televizyonu, Mir Hüseyin Musevi'nin yardımcısı Abulfazl Fatih'in ülkeden ayrılmasına yasak getirildiğini duyurdu.

İran devlet televizyonunda yayınlanan haberde, İngiltere'de doktora öğrencisi olan Ebulfazl Fatih'in Londra'ya gitmek üzere ülkeden ayrılmak istediği ancak resmi makamların buna izin vermediği bildirildi.

Yarı resmi Fars haber ajansı ise, ilgili mercilerin Fatih'in son protesto eylemleriyle bağlantısını araştırdığını yazdı.

12 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra gerçekleştirilen muhalif gösterilere karşı alınan tedbirler çerçevesinde Musevi'ye ait gazetede çalışan 25 kişi ve seçim kampanyasında görev alan 11 çalışan polis tarafından tutuklanmıştı. Bu arada İranlı yetkililer, yabancı basın kuruluşları adına çalışan gazetecilerin caddelerden haber bildirmesini yasaklayarak, ofislerinde kalmaları talimatı verdi.

Kaynak: İha


holyhuseyin 08-04-2010 00:51

amerikanın israilin ve ingilterenin iran üzerindeki planları yavaş yavaş belli oluyor işte 2007 de dönemin A.B.D başkanın corh bush azerbaycan cumhur başkanına kendilerine destek vermeleri halinde iranın yarısını onlara vermeyi ve burda yaşayan azerileride karışmayacakşları teklifni sundu ve kabul edildi.iki taraf içinde iyi bir antlaşma oldu ama sayın.başbakanımız RECEP TAYYİP ERDOGAN buna karşı çıkarak bölgemizde savaş istemiyoruz diyerek iranı kollamış oldu ve muhtemel bir savaş önlenmiş oldu ama şimdi göçrüyoruzki iran üzerinde planlar yapılmaya devam ediliyor.....

holyhuseyin 08-04-2010 00:56

amerikanın israilin ve ingilterenin iran üzerindeki planları yavaş yavaş belli oluyor işte 2007 de dönemin A.B.D başkanın corh bush azerbaycan cumhur başkanına kendilerine destek vermeleri halinde iranın yarısını onlara vermeyi ve burda yaşayan azerileride karışmayacakşları teklifni sundu ve kabul edildi.iki taraf içinde iyi bir antlaşma oldu ama sayın.başbakanımız RECEP TAYYİP ERDOGAN buna karşı çıkarak bölgemizde savaş istemiyoruz diyerek iranı kollamış oldu ve muhtemel bir savaş önlenmiş oldu ama şimdi göçrüyoruzki iran üzerinde planlar yapılmaya devam ediliyor

Hüdaverdi 02-10-2011 13:11

İran da muhalifler 15 şubatta (günün önemine dikkat edin) protesto yapacakmış.
Zikrini fikrini bedenini satanlar yine ayaklanıyor anlıcanız.
İran polisine güvenimiz tam :güzel:

Hüdaverdi 02-17-2011 03:44

İran'da Cenaze Töreni


14 Şubat Pazartesi gününde fitnecilerce çıkan kargaşada gerçek silahla şehit edilden Sanat Üniversitesi’nin öğrencisi Sane Jale’nin cenaze töreni bu sabah Tahran’da başladı.

Tahran Sanat Üniversitesi'nin öğrencsi 1974 doğumlu Sane Jale 14 Şubat Pazartesi günüde fitnecilerce çıkan kargaşada motorsikletli bir kişi tarafından silhala vurularak şehit edildi. Bu saldırı sonucunda bir kaç kişi de yaralandı.

Öte yandan İran İslam Cumhuriyeti Güvenlik Güçleri Komutan Vekili Radan'ın verdiği bilgiye göre münafıklar tarafından ateşlenen silahla ağır yaralanan başka bir vatandaşımız önceki gün şehit düştüğünü söyledi.

Böylece fitnecilerce çıkan kargaşada 14 Şubat'ta şehit düşenlerin sayısı 2'ye yükseldi.
14 Şubat fitnesi sırasında şehit düşen Sane Jale'nin cenazesi binlerce öğreninin omuzunda taşındı.

Mehr haber ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, 14 Şubat fitnesi sırasında şehit düşen Sane Jale'nin cenazesi Sanat Üniversitesi'nin önünde binlerce öğrencinin omuzunda Tahran Üniversitesi'ne kadar taşındı ve burada cenaze namazı kılındı.

Bu törende göstericiler fitne liderlerin yargılanmasını talep ettiler.


http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21798_orig.jpg

http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21800_orig.jpg

http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21804_orig.jpg

http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21843_orig.jpg

http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21841_orig.jpg

http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21840_orig.jpg

http://www.mehrnews.com/mehr_media/i...21833_orig.jpg

okuritriyat 07-17-2011 18:02

israil eylül de iran A saldıracakmışş
 
bu günkü gazete haberlerinde israil in iran a eylül de saldıracağına dair haberler var..ve gerekçe de tıpkı abd nin ırak a saldırmadan önceki gerekçesi.;nükleer silahlar..
israil in sahip olmaya hakkkı olan silahlara neden iran sahip olamıyor akıl almaz iş..
abd ve destekçileri iran ı da ele geçirirse aslında bizi de tam anlamıyla çevrelemiş olacaklar..


All times are GMT +3. The time now is 12:20.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025