Evvela Osmanlıyı kimlerin bitirdiğini,nasıl bitirdiğini bu koca devletin hangi hatalardan dolayı çöktüğünü tam manasıyla öğrenmeliyiz..
Daha sonrada Osmanlı ahlakını,edebini,yaşam tarzını hayatımıza tatbik etmeliyiz..
Zor değil aslında her şey halkta bitiyor ne yazık ki halk bilinçsiz...

Adam ülkesi için yatırım yapıyor demiryolu yaptırıyor..
Almana yaptırmış,Amerikalıya yaptırmış ne fark eder..?
Bunun hayranlıkla ne alakası var..??
Ümmetçiliği bir işe yaramadıysa neden tahtta 33 yıl kalabildi..?
Üstelik jön türklerin bin bir türlü oyununa rağmen...
Bir defa Kürtçülük Cumhuriyetin kurulmasıyla alevlendi..
Cumhuriyeti kabul etmeyen kürtler topa tutuldu hunharca öldürüldü işte kürtçülüğün alevlendiği zaman bu zamandır..
İttihatın baş kurucularından birisi yahudi onun için Almancı olduğuda pek söylenemez..

Evet burası çok doğru... halk bilinçsiz, çünkü ders kitapları tarihi ne kadar doğru anlatıyor, yada anlatılması gerekeni yazıyor mu? O nedenle bırakın bize öğretilen,ard arda düzülen tarih masallarını; bizim öncelikle en ince hudutlarına kadar hakiki tarihimizi anlamamız gerekiyor.

Lise kitaplarına şöyle bir göz atalım.. hikâye... Osmanlı vaktini tamamlamıştır, neden peki, Osmanlı'nın kuyusunu kazanlar kimlerdir; nedir... Bunları anlat bana, nerdee...!?
İşi gücü cumhuriyetin altıoku.. neyse.




Bunlar güzel sözler, kardeşim... Kelimelere takılmamak lazım, "iman"ı "aksiyon"a dönüştürmek lazım, bize düşen budur. vesselam. ;1

tarihimizi doğru dürüst yazarak ve Risale i Nur Külliyatını anlayıp idrak edip hayatımızda uygulayarak diriltiriz evelALLAH

İki Osmanlı ruhu vardır. Birisi Batıcı birisi Merkezidir. Batı olan zihniyetin ruhu hüküm sürdüğünde Osmanlı'nın yıkılmasına sebebiyet vermiştir. Doğu olan zihniyetin hüküm sürdüğü yıllarda ise Osmanlı yükselişe geçmiştir.

Batıcı olan İttihatçılar içersindeki kişilerin arasında Cumhuriyetin kurucuları yer alır. Atatürk, İsmet İnönü,Ali Fuat Cebesoy gibi isimler İttihatçılar içersindeydi. Cumhuriyetin kurulmasında askeri açıdan İsmet İnönü gibi komutanlardan daha başarılı olan Kazım Karabekir Paşa, Fevzi Paşa gibi en önemli paşalarımızın bugün tarih kitaplarında aslarına zor rastlamamamızın sebebi İttihatçı ve Batıcı olmamalarıdır.

Bu ülke, Cumhuriyetin ilk yıllarında bütün Osmanlı Arşivlerini yakıp çer,çöpe çeviren bir ülkedir! Mirasını Cumhuriyete tehdit gören bir ülkedir! Bugün de Osmanlı ruhu onlar için hala tehditdir.

Yani, bu ruhu diriltecek yine yönetim değil, Millettir.

Bence burada cumlelerle anlatilacak kadar kolay bir olgu olmadigi herkesin malumudur.Bu tur olgular illa birileri tarafindan empoze edilerekte yesertilmez.Her birey kendinden baslamalidir.Taban saglam olunca tavanda saglam olacaktir elbet.O yuzden suna sarilalim,suraya yaklasalim,su milletle iyi olalim anlayisini yikmamiz gerek.Yuce kitabimizin ongordugu sekilde yasamak,Ulu onderimiz Peygamberimiz(S.A.V)'in nasihatlerini dustur edinerek,insan olmanin hem maddi hemde vicdani vecibelerini yerine getirerek once kendimden baslamak suretiyle birleri binlere katarak birlik olmak gerekir.Adi ne olursa olsun Hak dinine yakisir bir sekilde devlet tanzimi olusur gorusundeyim.

İslam'ı iyi bilmeliyiz..., Tarihimizi iyi bilmeliyiz..., Her Türlü kirli fitne ve Oyunlara rağmen Ahlakımızı, Sabrımızı korumaya gayret etmeliyiz... ! Düşmanımızı iyi bilmeliyiz... Önce nefsimizi yenmeli daha sonra Şeytan ve Dostlarına karşı Tecrübe edinmeliyiz... En önemliside ADALET ve Hakkı Ayakta tutmak sorumluluğunu zihinlere kazımamız gerekir... Osmanlı Ruhu ve Yolunu anlayıp Taklit edeceğimiz Görüntü olmadığını nurlu Yol olduğunu anlayabilmemizden geçmektedir acizane...

bir arkadaş ne saltanat ne şeriat demiş. şimdi osmanlı ruhu demek islam ruhu demektir.
ya laikliği göze alacaksın ya da ruhla filan uğraşmayacaksın.
artık zaten osmanlı ruhuna gerek yok. Türkiye Cumhuriyetinin başbakanımızla gelen bir ruhu mevcut hali hazırda.
onu korumaya çalışmak, o yönde adımlar atmak daha makbul...

aman diriltip durma arkadaş başka işin gücün yokmu ,mazallah sonra ingilşizler kafamıza dikilirler gene.

Bu konuda, muhakkak ki bizlerin bireysel anlamda bir öz eleştiri sürecinden geçilerek aydınlanır. Bir Fatih, bir Selim, Abdülhamit ve diğer hünkâlar gibi hem maddem hem de manen insanları sizce bu toplum şunda da içinden çıkartabilir mi? Acaba, hiç kendimize ecdadımızla aramızdaki farkı mukayeseye tabi tutabilecek kadar cesurca sorular sorabildik mi? Elbettki bu milletin genleri, muzaferriyet unsurlarını içerir... Buna hiç şüphe yok. Lâkin, varlık sebebimiz inkar edilip, yokuluk yurduna râm olmak, o cevheri enkaz altınada saklı sandığa kilitlmek değilmidir? Hülasâ, bu ruh elbette yine bu bedenlerde doğar... Tâki bizler, o toplum gibi bakmaya, bakdığımızı görmeye, gördüğümüzü anlamaya ve anlatmaya başladığımızda...

hz Muhammed'in (sav) çok güzel bir sözü var ''DÜŞMANINIZIN SİLAHIYLA SİLAHLANACAKSINIZ''