Peki nikel buyrun başlayalım

Birinci cümlenizde Osmanlı Devletinin, Güneydoğu'ya Kürdistan dediğini yazdığıma değiniyorsunuz ve Türkiye Cumhuriyeti madem Osmanlı'nın devamı ise neden Osmanlı'daki hak - hukuk -adalet sisteminin Türkiye Cumhuriyeti'nde olmadığını soruyorsunuz. Deniz dalgası zannedilip üzerinde sörf yapılacak bu sorunuzu yine de şu cevapla anlamlandırmaya çalışayım, çünkü burası sahil değil.
Osmanlı'daki sistemin neden bizde olmadığını ülkemizin kurucularına sormak lazım.

İkinci cümlede Başbakan'ın "Tek Vatan Tek Bayrak Tek Devlet Tek Millet" sözü ile yukarıdaki yazımın çakıştığını söylüyorsunuz. Osmanlı Devleti kadar geniş bir coğrafyaya yayılarak onun kadar uzun süre bu geniş coğrafyayı idare edebilmiş başka bir medeniyet yok. Osmanlı Barışı - Osmanlı Coğrafyası.. Bakın bakalım orada durum nasıldı? Tıpkı Başbakan'ın sloganında olduğu gibi: Tek Vatan Tek Bayrak Tek Millet Tek Devlet.. Yani Osmanlı Vatanı, Osmanlı Bayrağı, Osmanlı Milleti, Osmanlı Devleti. Yoksa Başbakan'ın sloganından ülkedeki azınlıkları çıkarıp atacak değiliz. Büyük devlet de böyle olunur zaten, Cihana bu anlayışla hakim olunur, hükmedilir.

***

"İlle de Ak Partili olmak , Ak Parti felsefesi budur diyenlere boyun eğmek mi dir?"

Kusura bakmayın ama AK Parti felsefesini ben belirlemiyorum, açarsınız Kurumsal Kimliği, açarsınız Parti Tüzüğünü, açarsınız Parti Programını bakarsınız AK Parti'nin felsefesi neymiş.

***

"Şu tazdıklarınız bence CHP ve MHP düşüncesine daha yakın.Ak Parti düşüncesine yakın bulmuyorum"

Ya bir de cevap bekliyorsunuz, şu çirkinliğe ne dememi istersiniz? Sizin beni CHP ve MHP'ye yakın bulmanızla ben onlara yakın olmam tıpkı parti felsefesini benim belirlemediğim gibi. Neyse odur.

***

"Eğer önce refah seviyesi yükselsin , iş güvenceleri artırılsın , eğitim ve sağlık hakları güvence altına alınsın , demokrasi çıtası yükseltilsin dediysem bunun neresi faşistlik anlayamadım"

Sözlerinize katılmamak mümkün mü.. Refah seviyesi de yükseliyor, iş güvenceleri de artırılıyor, eğitim ve sağlık da güvence altına alınıyor, demokrasi çıtası da AK Parti ile hiç göremediği ölçülere yükseldi zaten bunların hepsi muasır medeniyet ülküsünde birbiriyle paralel gelişmeler. Buraya kadar güzel yalnız bu noktadan sonra kurduğunuz cümle (Çünkü o zaman her kes gururla "Ne mutlu Türkiye'liyim" diyecek) Güneydoğu'yu ve Kürt insanını ve de sorunun içeirğini hiç bilmediğinizi ya da daha doğru bir ifadeyle hiç umursamadığınızı gösteririr. Arınç'ın dediği gibi "Kürtler onurlu insanlardır" önüne kemik atarak siyasi, kültürel, etnik haklarından vazgeçiremezsin. Sadece sorunun sosyal boyutunu halletmiş olursun. Ayrıca Ne Mutlu Türkiyelim zaten diyorlar. Türkiyelilik kavramında sorun yok ama demek istediğini anladım. O faşistlik sözünü üzerinize nasıl alındınız anlamadım, ben birine birşey diyeceğim zaman adını veririm.

***

Hem sindirme politikalarından nefret edeceksiniz , hem de sindirmek için böyle bir yazı yazacaksınız

Neyi sindirmeye çalışmak için yazmışım o yazıyı söyler misiniz lütfen. Şu kadar elzem bir sorunun çözümü için demokratik hak ve özgürlükler kapsamında bütün parti yöneticilerimizin oy birliği ve hemfikriyle bir açılıma gidiyoruz hala daha aramızda buna karşı çıkan partililerimiz varsa ben de parti felsefesini hatırlatırım tabi!

***

Ak parti milli görüş hareketinin devamı ise ben yokum arkadaş. Çünkü milli görüş hareketine gönül verseydim şimdi Ak Partili değil Refah Parti li olurdum

AK Parti, Milli Görüş hareketinin devamı olmadığını açıkça beyan etmiştir, bunu da partimizin bildirge, program vslerinde bulabilirsiniz. Ben orada partinin ekseriyetinin fikri gelişim sürecine dair bir durum tespiti yaptım, o kadar.

Parti ne yaparsa ona uyulacak diye birşey söylenemez. Parti 7 senede irili ufaklı bir sürü icraat yapmıştır, AK Partili biri olarak bunların birçoğuna uymayabilirsiniz hatta bu icraatları yaparken parti yöneticileri de hemfikir olmayabilir. Benim katılmadığım uygulamalar da var. Ama bu mesele 7 yıllık icraatın hepsinin toplamından daha büyük. Öyle 'parti tüzüğüne göre parti ne yaparsa ona uymak zorunlu mu' gibi bir salvoyla geçiştirelemeyecek kadar ciddi bir konu. Türkiye'nin kaderiyle ilgili bir çalışma, burada fikir ayrılığına düşmek partinin temel felsefesi ile ayrışmaktır. Bu kabul edilemez geliyor bana. İleriki cümlelerinizde haklısınız Açılımın Kazançları diye bir başlık fikri güzel. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduktan sonra yaptıklarını özeleştiriden kaçan, önyargılı ve bu durumu kabul etmek istemeyenlerden başka herkes itiraf ve kabul ediyor.

Başbakan Erdoğan Demokratik açılımla ilgili henüz somut bir proje veya bir paketi ortaya koymadı.Öncelikle meselenin kamuoyunda tartışılması yöntemini izledi ve sorunun çözümünü bir "süreç" işi olarak gördü.Sorunun çözümüne toplumun her kesimini katmanın, özellikle Kürt meselesi için olumlu ve yerinde bir yöntem olduğunu söyleyebilirim.
Muhalefetin hükümetin açılımına yönelik "haydi açıkla" tavrı ve çeşitli sebebiyetlerle işleyen sürece müdahaleleri "Demokratik Açılımı" akamete uğratma girişimleridir.Ne yaptığını bilmez bir tarvır sergileyen muhalefet liderleri, bu şekilde çözümün değil sorunun bir parçası olduklarını bir kez daha ilan etmiş oluyorlar.
Son olarak hükümetin bu girişiminin hala adı konmamıştır ve hükümetin esas olarak ne yapmaya çalıştığı kimsenin malumu değildir.Şu ana kadar hükümet çözüm için belli bir pakette ortaya koymadı.Daha ziyade,yukarıdada dediğim gibi şuan ki amaç konuyu ortaya atıp herkesin şöyle bir ağzını yoklamak.
Muhalefetin daha paketi görmeden "hayır" demesi ne kadar mantıksızsa paket ortada yokken birilerinin "sonun kadar evet" demesi çokta mantıklı olmasa gerek.
Bizim şu anda desteklememiz gereken şey...ortada bir problem olduğu ve bu problemin çözülmesi gerektiğidir.

sonuna dek basbakanımızın yanındayım ve destekliyorum

Sonuna kadar evet.

Sıradan bir Türk vatandaşı olarak bu konuda 2'ye ayrılmış durumdayım....Biz hepimiz aynı gemideyiz…bu gemi su aldığı zaman hepimiz etkileneceğiz…bu milletin;bu ülkenin üniter yapısına bayrağına,değerlerine bağlı ,saygılı kürt kökenli vatandaşlarıyla en ufak bir sorunu yoktur ,olmayacaktır.
ve bizim öz kardeşlerimiz olan Kürtler(pkk denilen eli kanlı terör örgütünden bahsetmiyorum) bu devlete,bu bayrağa ve devletin üniter yapısına sadakatle bağlı olduklarına inancımız tamdır..Bugün yaşanan çatışmalar ;dış güçlerin organizesinde bir psikolojik savaş olarak uyguladıkları durumdur.Bu noktada düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmemeliyiz..

Cumhuriyetten bugüne her isteyen Kürt kökenli kardeşimiz;vatandaşımız istediği şehre yerleşmiştir,iş kurmuşlardır,istediği üniversiteler de okumuşlardır.Cumhuriyet bütün vatandaşlarını 1.sınıf Kabul etmiştir.Dikkat edersek;PKK’nın işlediği ilk cinayetlerin hiçbirisi Türkiye Cumhuriyetine ve Türk halkına yönelik değildi..Doğrudan Kürt halkına yönelikti..Yakılan okullar,yok edilen köprüler ve yollar halkı imkanlardan mahrum etmeler hep bölge halkına yönelikti…Bu dinsiz,kitapsız,marksist örgüt;başarılı olmak için kürt halkını yanına almak zorunda olduğu için;önce onun yüreğine korku ve nefret yerleştirmek istedi..O yüzden de ilk dönem eylemlerinin hepsi kürt halkına yönelikti..Nitekim o öldürülen bebekler bölge halkının bebekleriydi…Bu ülke de Kürtçe konuşuluyor,kürtçe eğitim veren kurslar açılıyor..Radyolar da yayın yapılıyor,kürtçe gazete ve dergi çıkarılıyor….Ben Kürdüm diyen ya da kürt kökenli olan devlet memuru olabiliyor,askeriye de görev alabiliyor,en iyi okullar da okuyabiliyor,devletin yönetim kademesinde bulunabiliyor hatta başbakan olabiliyor…..Ben kürdüm diyen bir vatandaş ticaret yapıp;iş adamı olabiliyorsa;ülkenin dört bir yanında fabrikalar açıp;istihdam sağlayabiliyorsa;e bu nedir?....Bu ülkenin Karadeniz in de,Toroslarında yolu olmayan binlerce köyü var…Bu ülkenin Karadeniz inde askerini,jandarmasını başının tacı yapmasına ve buna karşılık hiç fabrikası olmayan Karadeniz şehirleri var..tıpkı diğer bölgeleri gibi…..

Olayın bir yönüne böyle bakıyorum;diğer yönden bakınca da;Ülkenin güney doğusunda yaşayanların kendi hayat pratiklerinde yaşadıkları acıların, sıkıntıların direkt tanığı olmasak da biliyoruz…Bölge idarecilerinin zulmü,merkezin yanlış reçeteleri;zaman zaman Kürt halkını canından bezdirmiştir..Bunu fırsat bilen bazı kanun kaçakları bireysel ikballeri için bu memnuniyetsizliği kullanıp devlete isyan bayrağı açmışlardır…Siz var olan sorunları,dile getirilen endişeleri yok edip;boşlukları doldurmaz iseniz;o ihtiyacı karşılamazsanız işte gördük başkaları dolduruyor ve karşılıyor.Son 4,5 yılda bölgeye yapılan yatarımların,sağlık desteklerinin, yoksulluk yardımlarını, eğitim yardımlarının bölge halkı üzerinde çok olumlu etkileri oldu. Ama kürt meselesinin sorun olarak devam etmesini isteyenler bu etkiyi görmek istemedikleri gibi halkı korkutarak,tehdit ederek dile gelmesini engelliyorlar…Ama bu mesele üzerinden siyaset yapanlar, prim yapmak amacıyla halkın acıları üzerinden kavga dilini benimsemeyi, çözümü geciktirecek tutum ve davranışları tercih ediyorlar.

Herkesi, çözümün parçası olmaya çağırıyoruz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'demokratik açılım'la ilgili olarak, kimseye her şeyi 'biz yapalım, kuralı biz koyalım, çerçeveyi biz çizelim' gibi bir dayatmaları olmadığını, çünkü Türkiye'nin tamamı olmadıklarını söyledi


http://www.facebook.com/group.php?gid=134798173544&ref=nf

DEMOKRATİK AÇILIMI DESTEKLEMEYEN YA BİLGİSİZ YADA DÜŞÜNCESİZDİR.

Başbakan dinleyince destekliyorum
dtp dinleyince desteklemiyorum
kürtleri seviyorum pkk nefret ediyorum
anketi oylamadım

bi yönden evet ...kürtçe resmi oluyor...desteklemeliyiz diyorum..
peşmergelerin öyle bayram yapar gibi yurda dönmesini hazmedemiyorum o zamanda desteklemiyorum...
ben kürt açılımı istiyorum...pkk değil..

Geçen seferki gelenlerin karşılanma görüntüleri bir daha olursa bu ülkede ne kürt açılım kalır ne akp.

Teröristlerin kahramanlar gibi karşılanması asla millet tarafından kabul edilemez. Adam gibi gelsinler, evlerine yuvalarına dönsünler samimi iseler.

Bu konuda malesef ki sizlere katılıyorum.

Hiçbir vatandaşımız bu görüntüleri kabul edemez.Benim gibi Akpartili olanı da,olmayanı da.

Dtp'nin planı işledi o görüntülerde.Açılım yanlısı görünüp açılımı "daha başka" yerlere çekerek kendi lehlerine kullanma amacı güdüyorlar.

Başbakanımız dikkatli olmalı,Yoksa bir sonraki seçim sonumuz bile olabilir.

Teşekkürler, aklın yolu birdir derler, acizane ben de sizin gibi düşünüyorum. Bir saadetci olarak:) o görüntüler bir iki kere tekrarlanırsa akp çok kötü olur, ama başarılı olursa, pkk silah bırakırsa, askerlerimiz şehit olmaktan kurtulursa akp köşeyi döner.

başbakan evet dikkatli olmalı, bazılarının oyununa gelmemeli.

Haburdaki o görüntüler yeniden olsun diye dua eden mhp gibi chp gibi partiler pusuda bekliyor.

Chp yükselişe geçemez daha Sarıgülü var bu işin de. :) Mhp milliyetçilik nidaları ile,birazda dini değerlere değer veren bir parti kılığına bürünürse çok fazla oy kapabilirler. Adeta "kurt" gibi bekliyor bozkurtlar,dediğin gibi aynı tablo oluşsun diye..

Kürt meselesi hakkında tarihten örnek vererek eleştirenlere hayret ediyorum. Hangi tarihi yada tarihin neresini ne kadar biliyorsunuz?
Sizlere bir kitap tavsiye edeceğim alın okuyun bilmeden konuşmayın. Kürtler ve bu açılım hakkında konuşmak için önce iyi bir bilgiye sahip olmak lazım. Nitekim Kürt meselesi Osmanlı zamanından beri meseleydi. Birinci dünya savaşından sonra jöncüler tahtaya Ne Mutlu Türküm diye yazdığı için onlarda "Ne mutlu kürdün diyene" yazmışlar. Yani olayın kökeni çok çok çok eskiye dayanıyor. Son 30 yıla bakıp yorum yapanlar büyük hata içeresinde.
Kitap tamamen akademik bir çalışmadır, yorumdan ziyade bilgi vardır alın okuyun:

Osmanlı Devleti ve Kürt Milliyetçiliği
Yazar: Hakan Özoğlu

Tanıtım yazısı:
Türkler ve Kürtler Anadolu'da uzun süre beraber yaşamış, aynı dini paylaşan önemli iki halk. Buna karşılık Türkiye üzerine yapılan ve özellikle Türkiye'de yayınlanan akademik çalışmalarda Kürt konusu yakın zamana kadar, bilinen sebeplerden dolayı, maalesef kıyıda köşede kalmaktan kurtulamamıştır. Halbuki, Türkiye ve Osmanlı tarihini anlamak, Kürtleri bu tarihin önemli bir parçası olarak görmeyi gerektiriyor. Elinizdeki kitap Kürt önde gelenlerine ve onların 20. yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik hareketine Türkiye Çalışmaları çerçevesinde yaklaşıyor ve Osmanlı devletinin Kürt aşiretleri ile ilişkilerini, birinci el kaynaklara bağlı kalarak, tarih sürecinde inceliyor. Kürtlerin Türkiye tarihindeki rolünü göz ardı etmek kadar yanlış olan başka bir yaklaşım da, Kürt kimliğinin tarih boyunca hep algılanabilecek ve değişmez bir öze sahip olduğunu iddia etmektir. Kitabın bölümlerden biri tamamen Kürt kimliğinin tarihteki gelişimini incelemeye ayrılmıştır ve Kürt teriminin anlamının tarih boyunca devamlı bir değişikliğe uğradığını ve bu değişikliğin en önemli sebeplerinden birinin, içinde yaşadıkları devletlerle olan etkileşimler olduğunu savunmaktadır. Yakın zamana kadar Türkiye'de yayınlanan ve Kürt milliyetçiliğinin ortaya çıkışını inceleyen kitaplarda genellikle ideolojik boyut öne çıkmaktaydı. Bu da akademik tarafsızlığa ters düşmekte ve okuyucunun yanlış bilgilendirilmesine sebep olmaktaydı. Son yıllarda birinci el kaynakların artan bir sıklıkla yayınlanmaya başlaması ve yabancı dillerdeki, akademik objektifliğe dikkat eden bazı önemli çalışmaların Türkçe'ye çevrilmesi sevindiricidir. Türkiye'deki okur böylece, Kürt milliyetçiliği gibi Türkiye, Ortadoğu ve hatta Avrupa için böylesine önemli bir konudaki literatürü daha yakından takip edebilme olanağına ve doğru bilgilendirilme şansına sahip olmaktadır. Umarım, elinizdeki bu kitap Osmanlı devleti ve Kürt önde gelenleri arasındaki ilişkiler konusunda bilgi sınırlarımızı daha da genişletmeye katkıda bulunur.
Hakan Özoğlu Chicago Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Bölümü öğretim üyesi.

Ön yargılı cevaplar yazmadan önce OKUyun.

pek çok şey yanlış başladı.desteklemiyorum maalesef...adı bile berbat bence...bu milleti bölünmeye götürdü apaçık şekilde.kürtler türkler daha da yaklaşmadı birbirlerine bence açılım sonrasında...

Van da açılan pankartı hatırlatırım geçen hafta: "KATİL VE İŞGALCİ TC. KÜRDİSTANDAN DEFOL" ...Bu açılımdan sonra oldu dikkatinizi çekerim...

kürt açılımı diyerek ülkemizde daha önce kürt kardeşlerimize karşı bir ayrımcılık olduğunu gösterircesine büyük bir yanlışlık yapılmaktadır. aslında bu bir açılım değil kapitülasyondur.

Sizin bahsettiğiniz pankarta verilen tahammül DEMOKRASİ nin gereğidir.Eğer gerçekten demokrasi istiyorsak yine sizin bahsettiğiniz pankartaki düşünçe açılımdan daha çok yıllar önce de vardı ama baskı işkence ve acıkca sistemin zulmu onu dışarı vermesine izin vermezdi.AK parti iktidarı zamanında demokrasi tam olmasada biraz söz edilmeye başlandı ve bunlarda cesaretlenerek bu tür sloganları atmaya başladılar.
Bİr zamanlar türkiyede kürt demek sucken şimdi kürtleri savunmak demokrasinin güzelliğindendir.

Yine bazı arkadaşlarımız yazdıkları yorumlarda diyorlarki Demokratik açılım TÜRK ve KÜRT leri birbirinden uzaklaştırıyor.İki milleti birbirinden uzaklaştıran Cumhuriyetin LAİKLİk sistemi üzerine kurulmasıdır
Şeyh Saidin bu konudaki düşünceleri şöyledir;

Kürtlerle TÜrkleri yüzyıllardır birbirine bağlayan DİN dir. Dinide kaldırdılar ve bizi birbirne bağlayan birşey bırakmadılar.

O pankartı açanlarda bu açılımın olmasını istemeyenlerdir.

O pankartı açan şerefsizler sırf bu açılım baltalansın, gene istediğimiz gibi insanları öldürelim, askerleri şehit edelim diyen alçaklardır.

Onların oyununa gelmemek lazım.

"Adı bile berbat bence" ..

Birincisi açılımın adı Kürt açılımı değil,"Demokratik açılım".. Velev ki "kürt açılımı"ydı;Adına berbat deme haddini nereden alıyorsun?

İkincisi o tip pankartlar her zaman vardı; Bunun sebebini açılıma bağlamak sığ bir görüştür. Amaçları açılıma darbe vurmaktır. Terör örgütleri bu ülkenin kürtlerle alakalı açılım yapmasını desteklemez,aksine darbe yemekten çekinir.

"Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" Milletimizin asıl sorunu da bu zaten.

Arkadaşlar yorumlarınızı okudum. Ama oncelikle şunu belirteyim bazılartı hem demokrasi ve demokratlıktan dem vuruyor hem de yazdıüıma tahammül edemeyecek kadar da FAŞİST bir kafaya sahip.Ak partiye oy vermek ak partili olmak için yeterli değil midir? İlla herhangi bir siyasi fikrin militanı mı olmak lazımdır...Beni beğenmeyen beğenmez umurumda da değil zaten ama bunu seviyeli bi biçimde belirtsek daha uygun olur. Adı bile berbat dedim çünkü bizim ülkemizde kimse tanıştığı adama ispanyadaki gibi usa daki gibi ya da almanyadaki gibi soy sop köken sormaz. bu açılımla insanlar birbirine şüphe ile bakmaya başladı onu demek istedim. ben bu toplumun içinde yaşıyorum ve gördüğümü yazıyorum burada.

Birisi Van daki pankarta demokrasi gereği demiş...Çok komik bir açıklama.Dünyada hangi demokrasi vardır ki kendi kendini yesin?Eğer kendi vatanımızda topraklarımızda bize atalarımızdan yadigar kalan ve uğruna yüzbinlerce şehit ver,ilen topraklarda İŞGALCİ olarak görüleceksem ben bu zihniyeti savunanlarla Kıbrıslı Rumlar-Yunanlılar-Ermeniler arasında bir fark göremiyorum...Eğer özgürlük ve demokrasi buysa ben almayayım...
Birii o pankartı açanlar baltalamak için açmıştır diyor. Bu da gülünç çünkü açılımla beraber gelen süreçte Aponun muhtap alınması, genel af v.b. istekler bir de sınırdan içeri giren 34 PKK lının mektuplarında istedikleri istekler birbiriyle örtüşüyor. Neden baltalasınlar ki adamlar.

Bir diğeri senin ne haddine demiş eleştirmek...Ben bu partiye bütün ailemle beraber oy verdiysem her türlü icraatını ÖVMEK VEYA YERMEK hakkına da sahibim...Hatta oy vermesem bile bu ülkede yaşayan eşit bir vatandaşsam her türlü eleştiririm. Kafanızı kuma gömmekle bir yere varamazsınız...Sevieli bir şekilde kafamızdaki sorulara cevap bulmaya çalışıyoruz...

Birisi de açılımla aidiyet arttı gibi ironik bir laf etmiş.Buna diyecek bir şey bulamıyorum.İnsan bu kadar kör olamaz olmamalı...Ayrışarak birleşme ne demektir. Ayışarak aidiyetin arttığı hangi ülke görülmüştür bir örnek verirsen yutacağım sözlerimi...Adamlar yerel seçimlerde Kürdistanın haritasını çizdik diyor sen aidiyet artı diyorsun...İlginç...

elestirebiliyorsan demekki bu hükümetimizin dogru yaptiginin kanitidir.. cünkü daha önce bu konuyu elestirmek bir yana agzima bile alamazdik!..
hükümetimiz tabulari yikmistir ve kanayan yaraya parmak basmistir sonucta artik önyargilardan uzaklasip insanlarin irkiyla, etnik kökeniyle, diliyle ugrasmak yerine bunlari ülkemiz adina zenginlik görmeliyiz..
eger siz bunlari yok sayarsaniz bizlerde cok tabi sizi fasist diye nitelendirebiliriz sizde bunu elestiri olarak görmelisiniz yok bu söylemi kabul etmiyorsaniz tezleri öne sürersiniz..
Ak partinin cizgisi bellidir ve bu cizgide fasizme yer yoktur ama ak partiliyim diyerek habire ak partiye elestiri göndermek, ak parti basliklar altinda hemen bitmek ortaya takiyye kokusu yayar!

galevere laf olsub torba dolsun mahiyetinde cevap yazmıssın benm yazdığım hiçbişeye cevap veremezsin...gerçekler acıdır.

Destekliyorum ve doğru bir adım hareket oldunu düşünüyorum..
Tarihte Yapılan zincirleme hataların ülkemizin huzurunu refahını kaçirdığının farkındamısınız bilemem ama Bu sorunların cözülmesi gerektiği mecburi bi zorunluluk..!

faşizmin her türünden Allh(c.c.) a sığınırız...ama sen benm yazdıklarıma cevap verememişsin dedim...ayrışarak nasıl birleşebiliriz dedim tık yok...bunların hepsi bizi birbirimizden koparan şeyler dedim tık yok...başbakanımıza ve icraatlarına gönülden bağlıyız ama onun da yanlışları olabilir...olamaz mı...yanlış düşündüğümüz şeyleri eleştirmeden doğruya nasıl ulaşabiliriz.

peki burada ayristirma nerede? yillardir gözardi edilen, ikinci plana atilan, ekonomik olarak mahrum birakilan bir zümreyi ülkenin diger insanlariyla esit statüye getirmenin neresi ayrimcilik?
evet basbakanda yanlis yapar örnegin su ermenileri sinir disi edelim sözünü cok elestirdim gerci sonra düzeltme oldu ama acikcasi taassub sahibi degilim aka, kara demek gibi bir huyumda yoktur..
birlikteligi ister chp ister mhp yapsin yine desteklerim!

Açılımı destekliyorum fakat 'demokratik açılım' adı altında başlayıp 'Kürt açılımı' na dönmesinden oldukça rahatsızım. Kürtlere hakları verilirken diğer azınlıkların haklarını görmezlikten gelmek olmaz.

sadece azinliklarin degil, cogunlugunda hakki verilmeli yani en dogrusu herkese esit hak verilmeli irkina, dinine, rütbesine, maddi durumuna, ve benzeri seylerine bakilmaksizin..
ancak ülkemizdeki suanda konjoktör o bölgenin sorunu üzerinde durdugu icin devamli bu konu öne cikmaktadir..
sonucta birilerine hak verirken, baska bir kesiminki kisitlanirsa bu kas yaparken, göz cikarmak olur..
kürt sorununa el atarken, ermeni sorununu icinden cikmaz haline getirmek bizi yine basa döndürür!