Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Önden Giden Atlılar (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=360)
-   -   Necip Fazıl Kısakürek'in Nefis Sözlerini Paylaşıyoruz (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=141251)

Beylerbeyi 11-30-2010 17:42

” O halde oğlum; yarın lazımlık satan bir dükkana gideceksin ve oradan el değmemiş bir lazımlık alacak, çorbanı da bu lazımlıkla içeceksin!
İçebilir misin?…


Elbette içebilirsin… Hiçbir mahzuru da yok…
Amma velakin; mantığın kabul etse de, ruhun kusar bu çorbayı!”


eyvallah Yavuzum,Allah razı olsun.Üstad nefis söylemiş.





Necip
Fazıl'a, "Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?" diye
sormuşlar. "Evet geçirir" demiş. Bunun üzerine "deveyi mi küçültür,
yoksa iğneyi mi büyültür?" demişler. Necip Fazıl, İlahi kudretin
sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı... vermiş: - Ne deveyi küçültür
ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı
gibi, vızır vızır geçirir.

Necip Fazıl 11-30-2010 18:04

Necip Fazıl çok fazla sigara içermiş.

Bir gün bir öğrencisi ona gelir ve der ki;
-Hocam bugün bir rüya... gördüm bütün bitkiler Allah'a secdeediyordu, bir tek tütün etmiyordu...

Üstad cevabı yapıştırır:
-Getirin o kafiri yakalım.. ;D :saygılar:

Kur'ânTalebesi 12-04-2010 01:24

Sizde olan tükenir, O'nda olan sonsuz…
Feza sizin olsa ne yapacaksınız O'nsuz?..

Necip Fazıl 12-04-2010 01:39

GENÇLİĞE HİTABE


Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
'Zaman bendedir ve mekân bana emanettir! ' şuurunda bir gençlik...
Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre... Birincisi iki buçuk
asır... Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet...İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham
yobaz elinde sefalet ve hezimet.. Üçüncüsü bir asır... Allahın, Kur'an'ında 'belhümadal - hayvandan aşağı' dediği cücetaklitçilere ve batı dünyasına
esaret... Ya dördüncüsü? ....
Son yarım asır! .. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle,madde
plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet... İşte
tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören...Bunları,yükseltici aşk, sürün
dürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve
şimdi, evet şimdi...
Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözle
yen bir gençlik...
Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün 'dikey'leri 'ya
tay' hale getirecek bir çığlık kopararak 'mukaddes emaneti ne yaptınız? '
diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı
bir gençlik...
Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında 'Hakimiyet Hakkındır'
düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti
Hakka kölelikte bilen bir gençlik...
Emekçiye 'Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine
acıyamaz, kendini koruyamazsın.! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla,
kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismar
cılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın! ' diyecek... Kapitaliste
ise 'Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazıma
dıkça serbest nefes bile alamazsın! ' ihtarını edecek...
Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine,
estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...
Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine
rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı
adamının bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı
adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını,her sistem ve mez
hebe ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa
hakikatinin,İslâmda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âle
mine ve bütüıı insanlığa model teşkil edecek bir gençlik...
'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben
varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! '
fikrini besleyici bir dâva ahlakına kaynak bir gençlik...
Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet
sayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik...
Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle zifiri karanlıkta, ak sütün için
deki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık made
niyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik...
Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı,dema
gog politikacısı,çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı,takma diş
fabrikası, fuhuş albümü gazetesi,mümin zindanı mâbedi,temeli yıkık ailesi,
hasılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli
tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara
kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu sava
şı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik...
Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün
eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara 'siz güneşi cepleri
nizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! Gerçek müslüman olsaydınız bu
hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi! ' diyecek ve gerçek müslümanlığın 'na
sıl' ını ve 'ne idüğü' nü her haliyle gösterecek bir gençlik...
Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu,hürmetine yarattığı Sevgilisinin
fezâyı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve
O'ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düş
manlarını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir genç
lik...
İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum.
Şekillenmesi,billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların
viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerîmden kan çekerek yırtındığım,
paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz,su
suz, ekmeksiz,başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamın
dayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz el
lerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!
Allahın selâmı üzerine oIsun...

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es! ..

Necip Fazıl Kısakürek


unnamed 12-04-2010 01:45

Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam
Alıp beni götürsün, tam 4 inanmış adam

unnamed 12-04-2010 01:47

ÇİLE..

Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

Bir bardak su gibi çalkalandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye

Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;
Makâni bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu ögrensem asıl?

Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selam sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku, katillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep nokta nokta ruhumu sokmus,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehir kıymak gibi, beynimde.

Lugat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan mühacir; eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatıi bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerrecigim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmis zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mavera dede.
Yandı sırça saray, ilahi yapı,
Binbir avizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
Içiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırılıtılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

unnamed 12-04-2010 01:47

ÇİLE..

Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

Bir bardak su gibi çalkalandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye

Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;
Makâni bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu ögrensem asıl?

Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selam sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku, katillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep nokta nokta ruhumu sokmus,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehir kıymak gibi, beynimde.

Lugat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan mühacir; eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatıi bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerrecigim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmis zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mavera dede.
Yandı sırça saray, ilahi yapı,
Binbir avizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
Içiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırılıtılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

Feride 12-04-2010 02:15

Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet
Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!..


ZÜMRA 12-04-2010 02:16

Ağaçtan düşen yaprak nasıl 'kurumaya' mahkumsa; Gönülden düşen insan da 'unutulmaya' mahkumdur..

İntifada 12-04-2010 02:21

Bize 10 dakika sonra öleceğimizi söyleseler ne yaparız?..
Dünya ile en küçük alâkamız kalabilir mi?.. Susuzluktan dilimiz kurumuş olsa böyle bir ihtiyacı düşünebilir miyiz?.. Dünya o anda bütün nimetleriyle başımıza yağsa dönüp bakabilir miyiz?..

Peki; 10 dakika yerine 10 veya 100 yıl olmuş, farkı ne?.. Hiç’in milyon veya milyara darbı, hiç’i büyütmeye çalışmaktan başka neye yarar?..


_Ednâ_ 12-04-2010 14:42

Yalnızız , beşikten tut, tabuta kadar yalnız;
Ülfet, kara yalnızlık madeninde bir yaldız...

Necip Fazıl 12-04-2010 15:34

şu geçeni durdursam , çekip de eteğinden; soruversem: haberin var mı öleceğinden?

RDönmezs 12-05-2010 14:53

Alıntı:

Necip fazilin tek zaaf! sigradir. Bi gün n.f a 'Allaha tek secde etmeyet bitkinin tütün oldugunu söylerler. Üstad söyle cevap verir: getirin o kafiri yakacam' der.
güzel di bu

unnamed 12-06-2010 00:08

Üstat ölüme yaklaştığı sıralarda;
Demek böyle ölünürmüş...
http://img.haber365.com/bos.gif

ZÜMRA 12-06-2010 02:13

İki günlük yol için,hemen sıvanır kollar;Ve iğneden ipliğe,hazırlanır bavullar. Bir yol var ki,hazırlık,düşünülmez nedense, Musalla taşlarında, çalınırken davullar.

Terennüm 04-08-2011 17:15

yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra,

züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar?


-necipfazıl-



Beylerbeyi 08-06-2011 20:02

ölüm ne güzel şey budur perde altından haber
eğer güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber.

Necip Fazıl 08-06-2011 20:34

Bir yaz günü... Sofra kurulmuş, yemek yenilecek. Herşey hazır.Merhum Necip Fazıl masanın üzerindeki içi su dolu ''viski şişesi''ni görünce sorar:

''Bu ne?'' Cevap verir oğlu: ''Baba! Soğuk su için.Buzdolabına ancak bu şişeleri koyabiliyoruz da!''

İtiraz eder üstad:''Olmaz!'' İzaha çalışır oğlu:''Baba'İnan ki çok iyi temizledik,bol sabun ve kaynar suyla yıkadık!''
...

Üstad yine ''Olmaz!'' der ve şu ibretli izahı yapar:

''O hâlde oğlum!Yarın lâzımlık satan bir dükkâna gideceksin ve oradan el değmemiş bir lâzımlık alacak,çorbanı da bu lâzımlıkla içeceksin!

İçebilir misin?Elbette içebilirsin.Hiçbir mahzuru da yok.

Amma velâkin,mantığın kabul etse de ruhun kusar o çorbayı!''

ak sevda 08-07-2011 00:43

Gözlerin gözlerimiz gözlediği yolları gözleseydi
Gözlerin gözlerimle göz göze gelirdi


Hüdavendigâr 08-07-2011 02:41

Alıntı:

ak sevda Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 928766)
Gözlerin gözlerimiz gözlediği yolları gözleseydi
Gözlerin gözlerimle göz göze gelirdi


necip fazılmı söylemiş bunu ?

Necip Fazıl 08-08-2011 19:08

Örtü Şuuruyla Takılmadığında da ALLAH Katında Bir Değere Sahip Olsaydı; Cennetin... Baş Köşesine Rahibeler Otururdu...


[ Necip Fazıl Kısakurek ]

bayrakbekcisi_ 08-08-2011 19:11

Üstat'a sorarlar:Üstat senin neden araban yok?
Üstat' ta cevap verir:''Ona en son bineceğiz''.

Necip Fazıl 08-08-2011 19:23

Eğer gaye Türklükse Türk Müslüman olduktan sonra Türktür..

[Necip Fazıl Kısakürek]

Necip Fazıl 10-04-2012 04:47

Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir...

Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir...


Necip Fazıl Kısakürek

ak sevda 10-04-2012 12:16

"Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer!..
Perdesiz ev ise, Ya satılıktır. yada kiralık!..
N.F.K

Ertuğrul ÖZGÜL 11-18-2012 02:37

http://sphotos-b.ak.fbcdn.net/hphoto...52889521_n.png

ak sevda 11-23-2012 13:22

“Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurtalarını pişirmek için. Dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen. Lanetlilerdir...”

Necip Fazıl Kısakürek

_SoN_ 11-23-2012 14:20

Çok güzel bir konu,emeği geçenlere teşekkürler.Devamını bekleriz.

Garibüzzaman 11-23-2012 14:44

Alıntı:

ak sevda Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1022037)
"Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer!..
Perdesiz ev ise, Ya satılıktır. yada kiralık!..
N.F.K

Bu söz NFK'ya ait değildir...

Necip Fazıl 11-23-2012 15:47

Farkı yok, mantarlaşmış bir kayadan, derimin; Yüzümde çizgi çizgi, imzası kaderimin...

ak sevda 11-23-2012 22:27

Alıntı:

Garibüzzaman Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1027488)
Bu söz NFK'ya ait değildir...

her gördüğüm yerde ona ait diye geçiyor;1.
siz kime ait olduğunu söylüyorsunuz???

Garibüzzaman 11-23-2012 22:33

Alıntı:

ak sevda Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1027511)
her gördüğüm yerde ona ait diye geçiyor;1.
siz kime ait olduğunu söylüyorsunuz???

O konuda bir bilgim söz konusu değil, yalnız NFK'nın hiç bir eserinde rastlamadım bu söze...
Alttaki link sizi bu mevzuda ikna eder umarım.


http://www.n-f-k.com/nfkforum/index....mayan-soezler/

ak sevda 11-23-2012 23:23

Alıntı:
Alıntı:

Garibüzzaman


O konuda bir bilgim söz konusu değil, yalnız NFK'nın hiç bir eserinde rastlamadım bu söze...
Alttaki link sizi bu mevzuda ikna eder umarım.


http://www.n-f-k.com/nfkforum/index....mayan-soezler/
internette yalan yanlış çok dolaştığı için ikna etmedi ama üstadı çok iyi tanıyan birisine sormaya çalışacağım inş.

Necip Fazıl 11-25-2012 14:32

https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.n...37550608_n.jpg

Necip Fazıl 11-27-2012 02:04

https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.n...84774145_n.jpg

rizzelli 11-27-2012 03:21

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.

LâHuTî 11-27-2012 04:41

https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.n...34505734_n.jpg

https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.n...36048792_n.jpg

https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.n...92064223_n.jpg

LâHuTî 11-27-2012 04:41


https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.n...39793107_n.jpg

https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.n...98046737_n.png

https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.n...88293541_o.jpg

LâHuTî 11-27-2012 04:42

https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.n...40214978_n.jpg

http://a1211.hizliresim.com/13/j/fyy1l.jpg

https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.n...68037854_n.jpg

Necip Fazıl 11-28-2012 12:46

https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.n...16808384_n.jpg


All times are GMT +3. The time now is 03:09.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025