![]() |
Kaddafi zulümleri
http://www.t24.com.tr/content/newsde...=128938&cat=27 560 Ölü Son aylarda 30 bin kişiyi katletti. Sayısı bilinmeyen nice insanı yaktı http://www.youtube.com/watch?v=sQ_Q9NwAJrw http://video.mynet.com/habervideo/Li...uleri/1306303/ Her hafta oğullarıyla birlikte küçük kızların ırzlarına geçen saltanatı için halkına her türlü işkenceyi reva gören bir pislikti. Afrikadan kiraladığı kiralık katillerin yaptığı zulmü ne çabuk unuttunuz ? Suudi amerikada da refah var o zaman bu kukla şeytanlarıda sahiplenin. Kaddafi geberdi ne iyide oldu. 3/196-197: Küfre sapanların bolluk içinde şehir şehir dolaşmaları sakın seni aldatmasın. Azıcık bir nimetlenmedir o. Sonra onların varacağı yer cehennem olacaktır. Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azab indirdik. (2/59) |
Alıntı:
bu şartlar altında insanlar neden devrim yapar ? öznelikleri ellerinden alınmış birer nesneye dönüştürüldükleri için olabilirmi ? ıraktaki süreci libyayla bir tutmayın dedim kaç defa sebeplerini dile getirerek... batılıların müdahalesi halk ayaklasından sonra oldu... ırakta durum bu değildi işgal için gelindi ve saddamı amerika devirdi... oysa libyada amerika kara harekatı yapmadı... süreci halk işletti... |
giden zalime sevinmek yerine gelecek olan yeni kuklaya müsade etmemek en büyük devrimdir.
|
halk belirleyecek..
diktatör değil... en büyük devrim bu olacak... |
Alıntı:
Kafir deme hakkını kendinde nasıl buluyorsun... Zalim olabilir zulmün önde gideni olabilir... ama kafir diyemezsin... yaptıklarını inkar eden yok... bana amerikan ağzı propaganda ile konuşma... |
Alıntı:
|
Alıntı:
kaddafinin zulmünü sağır sultan duyuyor size kalsa adam mazlum gariban oldu nerdeyse forumda geberdi gitti bütün zalimlerin akıbeti aynıdır hepsi acı çekerek iğrenç bir azap içinde ölürler. tarih sahnesinin seyrinde gayet normal bir olay aslında. |
batılıların müdahalesi ehveni şer tabi ki değildir...
ama nato karşısında kaddafide ehveni şer değildir... batılı yönetmedi bu süreci... halk yönetti batılı kendisine bu filmde bi rol bulma çabasına girdi... eğer yarın birgün işgale kalkışırlarda gitmezlerse libyadan o zaman bu devrimci halk onlada mücadele verecektir emin olun... ama amerika sömürmek istediği yerden gitmezdi bunuda bilin derim... ırak işgali ile libya devrimini bir göstermek libya halkına yapıalcak en büyük haksızlık olur... |
Alıntı:
zalim olmasına itiraz eden mi var olm...??? biz diyoruz ki kafir demeyin... iman ile paranın kimde olduğu belli olmaz... |
Alıntı:
Daha kaddafinin öldüğü ilk gün Nato "devrim bitmiştir. Libya halkından ücretimizi talep ediyoruz" dedi(petrol) Tabiki natonun gittiği yerden hayır gelmez zulm tecavüz hırsızlık günbegün artacaktır. ama busefer güçsüz kaddafi değil karşılarında teçhizatı sağlam siyasi kanadı güçlü bir örgüt olacaktır. Asıl mesele natoyu oradan çıkartabilmek. |
nato zaten gidicek oradan...
amerika 4 ay önce gitti... bence halkı kukla olarak görmekten vazgeçin... mis gibi bir inkılabdır bu... kaddafiyi tanımasak,bilmesek melek sanacağız... |
Karzai gibi kukla mı kalmadı
İnşallah mis gibi bir inkılab olurda bende yanılmış olurum. |
bak üstadım...
afganistanda bir devrim oluyorduda nato buna uçaklarıyla destek vermek üzere gitmedi afganistana... amerika işgal için girdi karadan ve havadan... natoda eli mahkum gitti... |
afganistan özgürlük için...
ırak özgürlük için... libya özgürlük için... hep özgürlük için... devam özgürlüğe... bizede gelsinler özgürlüğe... |
valla ırak ve afganistanı işin içine katmak devrimleri sulandırmaktan başka birşey değildir...
çünkü süreçleri ortaya koyduğumuzda birbirlerine benzemediğini görüyoruz... |
niye onlarda devrim...
biri talibandan kurtulma devrimi... diğeri saddam'dan... devrim değil mi ikiside...??? halklar izin vermeseydi devrim olabilirmiydi...??? Saddam heykelini alkışlar eşliğinde indirenler halk değil miydi...??? |
Alıntı:
İsrailin güdümünde olan bir güçtür nato Tabiki israil de malum Bekleyip olanları görmekten başka çare yok |
Ne alakası var ?
Amerika afgansitan ve ıraka pat diye girdi... Halk amerikaya karşı savaşmadı mı işgalin başladığı ilk günden beri... Saddam dediğiniz zalimin ordusu neredeydi ? Kuyuda yakalanmışta tutuklanmışta yersen tabi... afganistanda halk talibana karşı ayaklanmıştıda taliban onları katlederken mi girmişti nato oraya ? Libyada halk kıyama kalkınca kaddafi günlerce katletti insanları... üstüne fransa gösteriş için saldırdı... natoda bu şöhreti fransaya kaptırmamak için fransayı çekti piyasadan... karadan giriş yapmadı nato süreci tamamen halk yönetti... amerika aylar öncesinden gitti natoda gideceği tarihi açıkladı... ne alakası var ırak işgaliyle,afganisan işgaliyle bunun ? |
Alıntı:
yav dün erbakan hocaya yaptıklarından dolayı demediğini bırakmıyordu milli görüş camiası kaddafiye... ne olduda bugün böyle sahiplendiniz anlamış değilim... olayların arkasında el kaide var osmanlı gibi gelip bizi işgal etmeye çalışıyorlar dedi bu adam isyanın ilk günlerinde... nedir bu adamı değerli kılan söyleyin bizde bilelim... |
Alıntı:
|
Alıntı:
Önce bm denetçileri girdi... denetlediler bişey bulamadılar... ama sakladılar diyip olmayan silahları... sonra halkı kışkırttılar... en sonunda halkta gerekeni yaptı... amerika geldi diye havalara uçtular... 1 milyon ıraklı mefta oldu... bence iyi okumak gerek...;;) |
Alıntı:
İkincisi, 1965 Genel Seçiminde Adalet Partisi'ni iktidara getirmek için verilen oylar Süleyman Demirel'e verilen oylar anlamında değil, Demokrat Parti'nin devamı olan partiye (Adalet Partisi) verilen oylar anlamındadır. Adalet Partisi'nin, 12 Mart 1971 darbesinden sonra 1973 seçimlerinden sonraki iktidarında da sağın büyük partisi olmasının avantajı vardır. Demirel, o dönemde sağın büyük partisinin lideri olma avantajıyla bazı süreler iktidarda kalabilmiştir. Türkiye'de sağın büyük partisi hangisiyse iktidarı genellikle o siyasi parti elde eder. 2002'den bugüne de sağın büyük partisi AK Parti olduğu için ve AK Parti'ye sağda önemli bir alternatif çıkmadığı için, AK Parti, 3 kez üst üste tek başına iktidar olabilmiştir. Üçüncüsü, darbecilere uzaktan itiraz etmek kolay, darbe olduktan sonra ise onlara fiilen karşı durmak zordur. Darbeciler orduyu ele geçirdikleri için ellerinde silah olan yüz binlerce insana hükmetmektedirler. Darbecilerin karşısında fiilen duran ölümü göze almış demektir. Türkiye'de bugüne kadar yapılmış olan darbelerden hemen sonra darbecilere direnilip fiilen karşı çıkılsaydı, bunun sonucunda pek çok insan (binlerce, on binlerce, yüz binlerce belki de milyonlarca insan) ölebilirdi. Suriye'de iktidarda bulunan kâfir Nusayri yönetim, kendisine karşı fiilen direnen binlerce Müslümanı katletti. Dördüncüsü, Türkiye'de darbecilerle fiili çatışmanın göze alınmamış olması akıllıca ve doğru bir davranış olmuştur. Eğer Türk Milleti; 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 darbelerinden sonra yüz binlerce askere hükmeden darbecilerle fiili çatışmaya girmiş olsaydı, o 4 askerî darbenin sonrasındaki çatışmalarda belki yüz binlerce, belki de milyonlarca insanımızı kaybedebilirdik. Darbeciler, kendilerine fiilen direnen yüz binlerce, milyonlarca Müslümanı acımadan katledebilirlerdi Allah korusun. Beşincisi, devrimden falan bahsettiğim yok. Darbeciler Cumhuriyet Döneminde 4 kere gayrimeşru yolla iktidarı ele geçirdiler; biz ise darbecilerin elinden iktidarı 4 kere meşru yolla aldık. Söylediğim budur. Onların belirlediği kurallar meselesine gelince... Darbecilerin belirlediği kurallara göre yaşamıyoruz. AK Parti olsun, Anavatan Partisi olsun, diğer başka partiler olsun yapmış oldukları yasal ve anayasal değişikliklerle ve fiili uygulamalarla darbecilerin çoğu uygulamalarını değiştirmişlerdir. Günümüzde özellikle AK Parti iktidarından sonra Türkiye artık özgür bir ülke haline gelmiştir. AK Parti sayesinde üniversitelerde başörtüsüyle okuma sorunu çözüme ulaşmıştır. Türkiye'de başörtülü kız öğrencilerin çok büyük çoğunluğu üniversitelerde artık başörtüleriyle öğrenim görebilmektedirler hamdolsun. Altıncısı, ülkemizde kendi anlayışımıza göre anayasal değişiklikler yapmamız kolay değildir. AK Parti, 12 Eylül 2010 halk oylamasına sunulan değişiklikleri uğraşarak yapmış ve kendi partisinden verilen fireler yüzünden siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran değişikliğinin referanduma sunulmasını sağlamayamıştır. 12 Eylül 2010 halk oylaması % 58 evet oyuyla kabul edilmiş, ama halkımızın % 42'si de o anayasa değişikliğine hayır oyu vermiştir. Halk dediğin farklı anlayışlara sahip olan insanlardan oluşur. Türkiye'de; statükocu, laikçi ve faşist direniş sert ve nispeten kuvvetli olduğu için demokratik ilerlemeler yavaş olmuştur. Burada asıl önemli olan şey demokratikleşme yolunda ilerlemelerin sürmesidir. Laikçilerin ve faşistlerin direnişlerine rağmen ülkemiz; hak, hukuk, demokrasi ve özgürlük alanlarında ilerlemesini sürdürmektedir şükürler olsun. Yedincisi, darbeciler her açıdan kaybetmişlerdir Allah'a şükürler olsun. Türk Milleti darbecileri sevmemiş ve onları kınamıştır. Yıllarca darbe destekçiliği yapmış olan CHP bile askerî darbelere taraftar olduğunu söyleyememekte, darbeleri savunamamakta ve darbelere karşı olduğunu söylemektedir. Darbeyle iktidardan indirilmiş olan Adnan Menderes'in itibarı iade edilmiş, Adnan Menderes'in ismi; Aydın'da üniversiteye, İzmir'de havalimanına, ülkemizin çeşitli illerinde; liselere, ilköğretim okullarına, caddelere, bulvarlara vd. verilmiştir. Darbeyle iktidardan indirilmiş olan Süleyman Demirel, uğradığı darbelerden (12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980) sonra tekrar başbakan olmuş, siyasi hayatına cumhurbaşkanı olarak veda etmiştir. Darbeyle iktidardan indirilmiş olan Necmettin Erbakan, İstanbul'un görmüş olduğu en görkemli cenaze törenlerinden biriyle uğurlanmış, Genelkurmay Başkanlığı, Necmettin Erbakan'ın arkasından taziye mesajı yayınlamış ve o taziye mesajında, Necmettin Erbakan'ın ülkemize yapmış olduğu büyük hizmetlerin daima hatırlanacağını söylemiştir. Darbeciler Cumhuriyet Döneminde yaptıkları 4 askerî darbeyle sağ partileri 4 kez gayrimeşru yolla devirmişler, Türkiye'de sağın iktidar olmasını engellemeye ve laikçileri iktidara getirmeye bütün güçleriyle çalışmışlar, ama bu amaçlarına ulaşamamışlar ve sağın iktidarını önleyememişlerdir. Ülkemizde halen 9 yıla yaklaşan bir zamandır yine bir sağ parti (AK Parti) iktidardadır hamdolsun. Darbecilerin bütün güçleriyle saldırmalarına rağmen, sağ zihniyet ve sağ partiler kazanmış; darbeciler, laikçiler, darbeci ve laikçi zihniyet kaybetmiştir şükürler olsun. Yani kısacası, kaybedenler darbeciler olmuş, kazananlar ise Türk Milleti ve darbeyle iktidardan indirilenler -28 Şubat 1997 darbesine destek olmasıyla milletin gönlündeki değerini kaybeden Süleyman Demirel'in 28 Şubat 1997 tarihinden sonra halk nazarında itibarını kaybetmesini ayrı tutarsak- olmuşlardır. |
Alıntı:
karadan havadan denizden toplu bir işgaldi ırakta yaşanan... amerika ayak bastığı andan itibaren halk amerikaya karşı savaşmadımı ? saddam ve ordusu nerelerdeydi... 1 milyon ıraklı amerikaya karşı savaştığı,işgale karşı savaştığı için şehit oldu... hani libyada amerikan askeriyle halk birbirine kurşun sıktımı ? kaldıki kara harekatı dahi yok ki kurşun sıksınlar... ben amerika geldi diye havaya uçan peşmerge takımını hatırlıyorum sadece... |
cihannur uzun uzun yazmana hiç gerek yok...
darbeye karşı koyuyoruz dedin ne koyuyoruz dedim seçimle koyuyoruz dedin... bende diyorumki adam darbe yapıp kurallarını koyuyorda sen o kurallara bağlı olarak yaşamaya devam ediyorsan muktedir olamamışsın demektir... bu darbeye karşı koymak değildir... akılcılıkta değildir... bildiğin tırsmaktır... |
Alıntı:
Darbecilerin koydukları kurallara göre yaşadığımız sözün günümüzdeki yaşantımızla pek örtüşmüyor. 1982 Anayasasını yıllar içinde epey değiştirebildik şükürler olsun. Günümüzün 1982 Anayasası, içinde her ne kadar bazı faşizan maddeler bulunsa da ilk yasalaştığı zamandaki gibi halk düşmanı ve faşist bir anayasa değil artık. Şimdiki 1982 Anayasamız pek çok açıdan demokratik ve özgürlükçü bir anayasa olarak değerlendirilebilir. Mevcut 1982 Anayasasına göre; bundan böyle cumhurbaşkanlarımızı halk olarak bizler seçeceğiz, Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçimi demokratik ölçülerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üyelerinin seçilmeleri demokratik ölçülerde, Yüksek Askerî Şûra ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararları yargı denetimine açılmış durumda. Bunlar gibi daha pek çok demokratik uygulamalar mevcut 1982 Anayasamızda bulunmakta. AK Parti, 12 Haziran 2011 Genel Seçiminde 330'un üzerinde milletvekili çıkarabilseydi; sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapıp Türkiye'yi daha da demokratikleştirip daha da özgürleştirebilecekti. AK Parti, 12 Haziran 2011 Genel Seçiminde 327 milletvekili çıkarabildiği için; sivil, demokratik ve özgürlükçü yeni anayasanın yapılması zora girdi; ama hâlâ umut var. TBMM'de; sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya AK Parti'nin milletvekillerinin haricinde en az 5-10 milletvekili daha destek verirse, daha demokratik, daha özgürlükçü ve sivil bir anayasaya sahip olabiliriz. Bakalım, yaşarsak neler olacağını göreceğiz inşaallah. Ülkemizin ve milletimizin önümüzdeki yıllarının, içinde bulunduğumuz yıla göre daha iyi olacağı umudu içindeyim. |
ee sen şunun cevabını ver...
adamlar darbe yapıcak kuralı koyucak biz ise 50-60 yıl sonramı kurtulucaz o kurallardan ? bu kazançmı sence ? sence kaybeden darbeci olsaydı ısrarla tekrarlarmıydı darbeyi ? |
Alıntı:
|
abi gözünü seveyim beni çıldırtıyorsun şu rakamları yazıp yazıp durma...
biliyorum referandumda kimin ne oy aldığını... |
Alıntı:
|
Benim ölümüne asla ama asla üzülmeyeceklerimin arasında ; bir pkk'lılar bir de israilliler var. Diğer ölen hele hele bu sekilde vahşice ölen kişiler için -ırkı, dini her ne olursa olsun- sevinmem mutlu olmam mümkün değil.Haberi görünce mutlu da olmadım fakat üzülmedim de. Herhangi bir sey hissetmedim dersem daha doğru olur sanırım.
Yalnız şöyle bir şey de var ki; Bu adam çoluk çocuk genç yaşlı demeden kendi halkını katletti, o insanlar can çekişirken bir yerde; bu adam keyfine baktı. Yedi içti güldü gurur duydu hatta kendisiyle. Şimdi yaşadıklarının bedelini de ödedi. Kimse yaşadıklarının cezasını ödemeden dünyasını değiştirmez. Neticede kişi nasıl yaşarsa öyle ölür. Bu adam da hak ettiği şekilde öldü. Burdan bakınca insanların gözünün döndüğünü görüp, bu kadar da olmaz diyebiliyoruz rahatlıkla. Ama bunu bir de onlara sormak lazım. Anneleri babaları evlatları yakınları bu adam yüzünden bir hiç uğruna öldü. Bu yüzden bize garip gelen bu görüntü onlar için gayet normal olabilir. Canları fazlasıyla yanmış olmalı ki bir cani gibi davranabiliyorlar. |
| All times are GMT +3. The time now is 16:20. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025