Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Dış Gündem (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=125)
-   -   Lübnan'lı milletvekilinden Türkiye'ye Ağır Tehdit (Video) (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=158311)

werret 01-03-2012 01:08

Alıntı:

Azap Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 976910)
Yukarıda sözü olan şahıs da siyonistlerle toplantı yapıyor o da ayrı bir husus ;D

Bu senin iftiran.


Bu iftirana velfecr.com gibi İrancı ve iftiracı olan bir siteden bile kaynak bulabileceğini sanmıyorum.


Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejiminin yüzünden senelerdir sürgünde yaşayan Suriye Müslüman Kardeşler teşkilatı lideri Muhammed Riyad Şükfa'ya iftira atmaya utanmıyor musun ?

Beşşar Esad: “Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem. Laikliğe zarar verecek örgütlenmeye izin vermem. Bana baskı yapan devlet adamları aynaya bakıp kendi laikliklerini sorgulasın. Olayların arkasında farklı gruplar var. Samimi reform isteyenlerin dediklerini yapacağım. Ama bir de şeriatçılar var: El Kaide ve Müslüman Kardeşler. PKK Türkiye için neyse, Müslüman Kardeşler de bizim için o. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’in hamisi gibi davranması bizi üzüyor”

http://www.haber7.com/haber/20111007...an-degisti.php




Çakma mücahid Ahmedinejad...

http://d1201.hizliresim.com/t/2/1jy4v.jpg

;ı:

İntifada 01-03-2012 01:11

http://www.salom.com.tr/content/imag...age_120661.jpg

bu neci la ;D
o değil obama ilk yurtdışı gezisini niye suudi amerika pardon arabistana yaptı :/

werret 01-03-2012 01:18


Al Kral Abdullah'ı vur Ahmedinejad'a... :)

İntifada 01-03-2012 01:20

ahmedinejat pislenir yazık olur...
kral abdullahı obamaya falan vurmak lazım pis pise rahatsızlık vermez ;D

werret 01-03-2012 01:31


Suud Kralı ABD yönetimi ile en azından açıktan işbirliği yapıyor. Suud Kralı en azından İran yönetiminin yaptığı gibi insanların önünde ABD'ye ''büyük şeytan'' deyip ve Dünya'ya ABD karşıtı gibi gözükmeye çalışıp sonra da Afganistan ve Irak'ta ABD ile işbirliği yaparak ikiyüzlülük yapmıyor!


http://img685.imageshack.us/img685/9199/13997.jpg

werret 01-03-2012 01:34

Mehmet Emin Akın Hocaefendi'nin İran dini lideri Ali Hamaney'e yazdığı mektuptan alıntı:

''Humeyni’nin '...bu günkü İran halkının Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanındaki Hicaz Ehlinden (sahabe demiyor Humeyni, Hicâz ehli diyor) [İslam’da Hükümet] daha üstün olduklarını söylediğini duydukça; hatta yakın yıllarda birçok âliminizin Mekke’nin ve Medine’nin yönetiminin BM’in kontrolüne verilmesi gerektiğini dile getirdiğini (Demek ki BM Suud devletinden daha çok Allah’a ve ahiret gününe iman ediyormuş!) duyduk.

Mademki Şiî alimler ister İranlı olsunlar ister Iraklı olsunlar; Mescid-i Haramı ve Medine’yi Âl-i Suud denetiminden çıkarmayı ve kâfirlerin denetimine vermeyi, -ki zaten orası onların atalarının yurdu- düdşünenler, bize ABBASÎ Veziri İbn’u-l-Alkamî’nin Abbasi Devletini yıkmak için Moğol Komutanı ve Meliki, Hülagu ile gizli anlaşmasını andırıyor gibi geldi. O zaman bu Şiî âlimler, Filistin davasını sahiplenme hususunda yalan söyleyip takiyye yapıyorlar ve Müslümanları aldatıyorlar diye düşünmeye başladık.

Peki, bu durumda biz Ehl-i Beyt Mezhebine tabi olan âlimlerden böyle bir sözün sadır olmasına rağmen, neden Kudüs’ün Siyonist İsrailin elinden alınması için başı çekmeye çalıştıklarını da sorabilir miyiz? Bırakalım Mescid-i Aksa’ da onların elinde kalsın!? Mademki Ka’be’nin bile BM’in denetimine verilmesini istiyoruz; BM ile İsrail’in ne farkı var ki? Bu sözleri söyleyen âlimler, hangi İsrailin düşmanı oluyorlar? Biz de diyoruz ki, böyle âlimlerin akidesi ve dini Ka’be’ye sahip olacağına, Âl-i Suud sahip olsun daha hayırlıdır!

Bahreyn’deki elim ve üzücü olaylar vukubulduğunda, İran’da ve Iraklı Mollalar ve âlimler sokaklara çıkıp yürüdüler. Peki, mütevatir bir haber haline gelen Ka’be’nin ve Medine’nin Suud’un elinden alınıp BM’ idaresine bırakılmasını isteyen bir tek cahil Sünnet ehli Müslüman duydunuz mu? Bahreyn’deki aslı İsmailî Şiîlerin haklı ve haksız siyasi istekleri Ka’be’nin BM emrine verilmesi meselesinden daha mı önemli ki ,hiçbir Şiî âlim bu iddialara karşı çıkmadı en azından biz Türkiye’den böyle bir beyanat işitmedik. Bunda mazur olabiliriz.

Peki, şimdi şunu kendimize soralım: Biz Şia’nın genel akidesinin sahabeye karşı bir kin ve nefreti içerdiğini biliyoruz. Filistin meselesi ve Kudüs’ün yeniden fethi ki, bunda akidenize baktığımız zaman Mescid-i Aksa hakkındaki iddianızın sahih bir kaynağını göremiyoruz. Böyle olunca da işin hakikatının Teşeyyu’ mezhebini Filistin ve Kudüs davasıyla kamufle edip bölgede hakimiyet kurmak ve taraftar toplayarak Ubeydileri (Fatimîlerin) Suriye, Mağrib, Cezayir, Tunus ve Mısır’da yaptıklarına benzer bir büyük Şii devleti stratejisini gerçekleştirmek olduğunu düşünmeye başladık.. Bunu itiraf etmeniz veya inkâr etmeniz bir şeyi değiştirmiyor.

Biz, bütün bu zanlarımıza veya yakinlerimize rağmen ABD’nin İran’ı işgal etmesini ve devletini yıkmasını istemedik ,isteyemeyeceğiz de.. Hiç sevmediğiniz Suud bile ,Afganistan’da ABD’ne lojistik yardım sağlamıyor. Eğer Suud size güvenseydi sırtını ABD’ne yaslamazdı. Çünkü siz, bölgedeki Müslümanlara karşı yönelik çifte standartlı bir politika izliyorsunuz ve kargaşa artsın ki ,Mehdi de gelsin istiyorsunuz. Kargaşa ve herc-ü merc nasıl çıkacak? Suriye’deki tavrınız soyut anlamda belki siyasi olarak anlaşılabilir. Ama durum bunun çok daha ötesindedir. Tarihî birikimleri ve bölgede Alevilerin ve Nusayrilerin Moğollar döneminde ve Haçlı istilalarında nasıl bir rol aldıklarını unuttuğunuz zaman, her şeyi tersinden işletmek zorunda kalacaksınız.

...

Eğer Haremeyn’i BM’e teslim etmeyi düşünüyorsa bazı Şii âlimler lütfen buyursunlar İsrail vatandaşı olsunlar. Eğer Mescid-i Aksa’nın KUDÜS’te değil de gökte olduğunu söyleyenler varsa, Süleyman tapınağını Mescid-i, Aksa yerine bina etmeye ve İsrailde hahamlık yapmaya hazırlansınlar. Zaten bunlar İran’a gelen Hahamların ağızlarından öpmediler mi?''

Mehmet Emin Akın

http://www.mehmeteminakin.com/html/m...wcontent&id=78

http://www.mehmeteminakin.com/html/m...wcontent&id=79

İntifada 01-03-2012 01:39

aha kızmış ;D
gaza gelmiş ;D
dezenformasyona devam demiş ;D


BeldeiTAYYIBe 01-03-2012 02:27

Alıntı:

werret Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 976903)



''Gelelim İran'a: İran bugün "Falanca Suriyeli muhalif Amerika'ya iltifat etti, filanca Suriyeli muhalif NATO müdahalesi istedi, demek ki Beşşar Esed'e muhalefetin arkasında CIA var, demek ki muhalifler emperyalist uşağı, demek ki Siyonistlere kök söktüren Esed'e karşı bir komplo sözkonusu" deyip duruyor, sürgündeki birkaç muhalifin angajmanlarından yola çıkarak Suriye Devrimi'ni lekelemeye çalışıyor, daha ortada ABD yahut NATO müdahalesi yokken Suriyeli devrimcileri işgalci emperyalistlerle işbirliği yapmakla suçluyor; ama Irak'ın işgaline giden yolda ABD'ye iltifat edip duran Ahmed Çelebi ve İyad Allavi gibi kimselerden hareketle "Saddam karşıtları emperyalistlere çalışıyıor, Irak'taki muhalefet hareketlerini CIA başlattı, Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi de Amerikan uşağıdır, yaşasın antisiyonist kahramanımız Saddam Hüseyin" filan demiyordu. İşgal sürecinde emperyalistlerle siyasi, askeri ve iktisadi işbirliğine giden gönüldaşlarına da CIA yaftası yapıştırmadı. Zaten işgale de göz yumdu. Ara sıra Amerikalılara ayar vermek için gerginliği tırmandırıp çatışma çıkarmış olabilir, ama genel olarak işgalden istifade etmeye baktı. Menfaatleri öyle gerektirdiğinde Mukteda Sadr'a "İşgalcileri vurmayacaksın" bile dedi. İran'ı Amerikan uşağı yapar mı bu? Ahmedinejad'ı CIA ajanı yapar mı? Hayır, yapmaz. Ayetullah Sistani, El Hekim, işgalin bir sonucu olarak başbakanlık koltuğuna oturan ve Amerikalılarla petrol anlaşmaları imzalayan Nuri Maliki vs, vs, vs de CIA ajanı değil. Kendilerince bir maslahat siyaseti izlediler, Saddam ve Baas Partisi'inden kurtulmak için emperyalistlerden istifade ettiler veya onları düpedüz kullandılar. Onlar kullanınca iyi oluyor da Libyalı İslamcılar kullanınca mı kötü oluyor? İran devleti ve neredeyse blok halde Iraklı Şiiler "Hele şu Saddam bir devrilsin" diyerek ve kendilerine gün doğacağını umarak Amerikan işgaline göz yumarken, işgalcilerle beraber çalışırken veya en azından onlara tahammül ederken külliyen Amerikancı olmadıysa "Şu rejim bir devrilsin de nasıl devrilirse devrilsin" diyen Suriyeli rejim muhalifleri niye Amerikancı olsunlar?''

Hakan Albayrak

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=...=HakanAlbayrak


Okunmasi gereken bir yazi.

HaArP 01-03-2012 19:10

Burada çok fazla kafa karıştırıcı detay bulunmaktadır...!

Öncelikle Devletlerin Politikaları 2 adım ileri bir adım geri yahutta tersi olabilmektedir...! Devletler bazından alırsanız Suriye-İran-Türkiye aynı şekilde içlerine girer ! Suud en baştadır...!

Lakin Şia ekseni gerçekte var olmasına rağmen Suriye-iran stratejisine binaen hortlatılmaktadır ki buna binaen ''üretilmiş siyasi'' bir konu demekteyim acizane...! Bu itibar ile Şiaları yahut sünnileri karalamakla bir fayda elde edilemez !

Hakikate ve günümüze dönersek ! Hizbullah ile Badr Tugaylarını yan yana koymak akıl işi değildir...! Hizbullah İran ile hattının kesilmesi düzeyinde stratejik olarak desteklemektedir lakin buna rağmen Reform yahutta Kanlı eylemlere karşı çıkmaktadır ! Hizbullah'ın suriyede hedef edilmesi tamamen Abd-İsrail projesidir ki bu hat kesilirse Lübnan'da yenilenler bunun öcünü Sünniler tarafından aldıracaklardır !!! Bu manada Esed'i sallayan yahut önemseyen sadece Rusya ve Çin'dir !!!

Hataları yahutta taraflı yazılar Düşmana hizmet olduğunu hatırlatır ! Hedefin İran-Suriye-Dolaylı olarak Suud ve Türkiye'de olduğunu hatırlatmak isterim acizane...!

sevdamızmillet 01-05-2012 00:57

Boş laf bunlar.Başbakanımızın ortadoğudaki rolünü bilmeyen yok.O yüzden görünen köy kılavuz istemiyor.İstersen 1 milyon füze atıcam de laftan öteye geçemez.

werret 01-06-2012 20:47

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 977128)
Hizbullah'ın suriyede hedef edilmesi tamamen Abd-İsrail projesidir ki bu hat kesilirse Lübnan'da yenilenler bunun öcünü Sünniler tarafından aldıracaklardır !!!

''Hizbullah'' isimli şii mezhepçisi örgütün lideri Hasan Nasrullah, Suriye'deki halk ayaklanmasına karşı Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine ve Beşşar Esad kafirine siyasi olarak tam destek verecek ve bununla da yetinmeyip militanlarını Suriye'deki halk yaklanmasını bastırabilmesi için Beşşar Esad'a yardım olarak Suriye'ye gönderecek... Sonra Suriye'li müslümanların da nankör ve hain Hasan Nasrullah'ı eleştirmesine ABD-İsrail projesi diyeceksin...

Hırsızın hiç suçu mu yok ?!

Suriye'li müslümanların ne yapmasını bekliyorsun ? Hasan Nasrullah'ın bu ihanetlerine teşşekürle karşılık vermelerini mi ?

Sen öyle demişsin, başka birisi de çıkıp: ''Hasan Nasrullah denilen adam bir CIA ajanıdır , bu adamı ortadoğuda şiiliği yayması amacıyla Temmuz savaşıyla İsrail bilinçli olarak reklamını yaparak parlatmıştır.'' derse ne diyeceksin ?






''Suriye'de olanlar kimi çevrelerin iddia ettiği gibi Batı'nın İsraile karşı sözde direniş cephesini tasfiye etmek için giriştiği bir komplo değildir. Niye olsun ki ? İsrail’in fiili işgali altındaki Golan Tepelerini savaşarak İsrail'den geri almak dururken 40 senedir bunun için tek bir mermi sıkmayan ama kendi meşruiyetini sağlamak için ağzı her açıldığında İsrail’in düşmanı ve direnişin hamisi olduğunu iddia eden Suriye bugün aslında Hizbullah ile birlikte İsrail'in sınırlarının koruyuculuğunu yapmakta. Hizbullah'ı İsrail’e karşı direnişte bir odak olarak görenlere derim ki; 2008 yılında Gazze yakılıp yıkıldığında Hizbullah İsrail’e tek bir roket attı mı ? Hizbullah, İran'ın bölgedeki kuklasıdır ve ancak İran'ın çıkarlarına aykırı bir durum olursa o zaman İsrail’e roket atacaktır. Roketlerin ateşlenmesini Allah'ın dini, mazlumun inlemesi değil İran'ın ulusal çıkarları belirler. İran ve Hizbullah taraftarları ve Suriye'de yaşanan olayları Batı'nın Suriye'ye müdahale ederek direnişi (Hizbullah'ı) bitirmek için giriştiği bir komplo olarak görenlerin serap gördükleri bunca kan akıtılmasına karşın dünyanın Suriye ve Esad’a müdahaleye sessiz ve isteksiz olmalarından belli değil mi ? Bu durum aslında tezimizi yani Suriye'de asıl korkulanın mücahidler olduğunu güçlendiren en önemli kanıt; çünkü bir taraftan Suriye ve Hizbullah tehdit olarak görülecek ama diğer taraftan tehdit olarak gördükleri bu gücü tasfiye etmek için önlerine çıkan fırsatı kullanmada ayak sürecekler.''

Selçuk Yıldız

http://www.sutunhaber.com/yazar_4904_643_SURIYE-ve-GERCEKLER.html











Ayrıca ABD, eğer İran'ı kendisine karşı gerçekten büyük tehdit olarak görseydi , Afganistan ve Irak'ı değil , önce İran'ı işgal ederdi.

Bak şunu unutma; emperyalistler ve haçlılar, İslam dünyası içinde her zaman azınlıları desteklemek isterler. Şiiler de İslam ümmeti içinde azınlıktır , ABD her ne kadar İran'a düşman gibi gözükmeye çalışsa da (tabi bu sayede birçok insan İran'a hayranlık duyabiliyor ve bu da İran'ın kendi resmi mezhebi olan şiiliği yaymasını kolaylaştırıyor) ABD ortadoğu da şiilerin güçlenmesi için çok çaba harcamıştır. Mesela Afganistan'da şiiler azınlık olmasına rağmen , ABD'nin Afganistan'ı işgalinden sonra daha çok güçlenmişler , daha çok ön plana çıkmaya başlamışlardır.

Bir kere mantık olarak düşün; senin 10 tane düşmanın olsa, bunların 8'i A grubundan 2'si B grubundan olsa ama aynı zamanda A ve B grubunun üyeleri de birbirlerine düşman veya en azından bunlar birbirleriyle rekabet ve çekişme halinde olsa , sen bu 8'i A grubundan olan ve 2'si B grubundan olan 10 kişilik düşmanlarına karşı nasıl mücadele edersin ?

Genel olarak iki gruba karşı da mücadele ediyor olsan da, azınlık olan B grubunu A grubuna karşı el altından desteklemen senin işine gelir. Çünkü azınlığı güçlendirirsen çoğunluk A grubu'nun azınlık olan B grubuyla mücadele veya rekabet edebilmesi için daha çok efor sarfetmesi gerekir böylece A grubu senle savaşarak harcayabileceği gücünün ve zamanının önemli bir kısmını B grubuna karşı mücadele ederek harcar.

Eğer çoğunluk olan A grubunu azınlık olan B grubuna karşı desteklersen ne olur; A grubu, B grubunu çok daha kolay sindirir ve B grubunun bazı üyeleri A grubuna da geçebilir. Böylece de A grubu sana karşı çok daha kuvvetlenmiş bir şekilde savaşabilir. Bu da senin işine gelmez.

Bu yüzden iki rakip gruba rakip veya düşman olan bir başka grup genelde rakip veya düşman olduğu azınlığı , rakip veya düşman olduğu çoğunluğa karşı açıktan veya gizlice destekler.

Anlatabildim mi ?

werret 01-06-2012 20:53


''Bu Nasrullah denen tıfıl Filistinlileri Lübnan mülteci kamplarında katleden Şii Emel Hareketinin Beka sorumlusuydu unutmayalım. aynı şekilde desteklediği Irak Hizbullahı da Amerikaya umulmaz altın fırsatlar verdi. Sünni direnişine karşı en büyük ihaneti yaptı. Aynı şekilde Lübnanda çok sayıda Suriye muhalifini tutukladı, işkence etti. Suriye devriminden kaçanları aynı şeklide Esede teslim etti. Hizbullah militanları Suriye'de Şebbiha adlı Alevi teröristlerle halkı katletti. ... Esed çökecek az kaldı. Sonra da Lübnan'da Yahudilere kapı açıp sözde İsrail karşıtlığı üzerinden prim toplayan bu İran payandası örgüt''

Ali El Askeri

werret 01-06-2012 21:05

Mehmet Emin Akın hocaefendinin, İran dini lideri Ali Hamaney'e yazdığı mektuptan alıntı:

''Rafsancanî resmî bir konuşmasında Afganlıları (Taliban’ı) terörist gördüğünü bu nedenle dünyanın her tarafından teröre karşı olduklarını bunun için de Afganistan’da teröre karşı ABD ile yardımlaştıklarını bu işbirliğinin süreceğini söylerken, ABD’ne Irak’ta ve Afganistan’da sizler bir tek kurşun sıkmamışken, nasıl kalkıyor, ABD’ni “en büyük şeytan” ilan ediyor ve ABD’ne düşman olduğunuzu söylüyorsunuz?

Afganistan’daki Müslümanlar bizim kardeşlerimiz oldukları gibi aynı dine iman etmekle sizin velayetinize hak eden ve sizinle kardeş olması gereken insanlar; onlar mezhebî ihtilaflardan ve sizin sahabeye karşı olumlu olumsuz tavrınızdan ötürü size iyi bakmıyor olabilirler. Ama bu ABD ve Nato güçlerinin orada her gün Müslüman kanı akıtması karşısında susmanız, Allah’ın dininin ahkâmını iptal etmez. Bu, ne onların size karşı mezhebi yanlış tavırlarını ve ne de sizin siyasi çıkarlarınız ve dünya sistemine karşı olan mücadelenizde onları ihmal etmenizi haklı kılar..

Eğer onlara destek vermeniz âlimleriniz tarafından haram kılınıyorsa -ki bunu duymadık- Filistin’deki Müslümanlara yardım etmeniz de haramdır. Çünkü Onlar da tıpkı Taliban’ın tabi olmadığı gibi sizin mezhebinize tabi değiller Filistindeki ABD Afganistan’daki ABD’dir. Irak’taki İsrail askerleri, yine sizin düşman olduğunuz İsrail’in askerleridir. İsraille savaşacağınıza önce ABD’ne 200 milyon dolar karşılığı işgale karşı direnmeme fetvası veren Sistanî’yle ve ABD’nin işbirlikçisi Irak’la savaşın. Irak’ta Müslümanlara yardım etmediniz (Cihad edenleri kasdediyorum mezhepçilik taassubuyla kitalde bulunanları değil. Adaletsiz ve zalim olanları değil.) Afganistan’da Müslümanlara yardım etmediniz sözünüzün misdakı nerede?

Suriye’deki Müslümanların arkasında ABD ve İsrail olduğunu hem sizler ima ediyorsunuz, hem de Cumhurbaşkanı Ahmedî Nejâd ve Hem de Hizbullah lideri. Siz bunu gerçekten bildiğiniz için mi, Beşşar’ın ardında duruyorsunuz, yani mündessin dedikleri sızmalar veya beşinci taburun varlığından haberdar olduğunuz için mi Suriye’de ezilen Ehl-i Sünnet Müslümanların ve de Kürtlerin karşısında yer alıyorsunuz?

Peki, madem her taşın altında ABD ve İsrail var, Irak’ta olanlar kim? Orada Şiilerin ardındaki İsrail ve ABD ile niçin savaşmıyor da Suriye’deki kırk yıldır ezilen, açlığa ve sefalete mahkûm edilen ve korkuyla büyüyüp yaşlanan ve ölen bir halkın yanında olmuyorsunuz?

Siz Irak’ta ve Afganistan’da Müslümanların en büyük düşmanı ilan ettiğiniz ABD ve İsraille neden savaşmıyorsunuz da Suriye’de güya İsrail ve ABD’nin projesiyle savaşmayı göze alıyorsunuz?

Hayır hayır..!

İran samimi olamaz. İran bunu yapamaz. Suriye’deki iktidar; Tunus gibi, Mısır gibi bir iktidarın ve rejimin eline geçerse, ne kaybınız olur? Zaten siz de bu iki ülkedeki isyanları ve kıyamları desteklemediniz mi? Şimdi neden Mısır ve Tunus modeli bir devlet olabilecek olan Suriye’yi desteklemiyorsunuz? İslam’ın kaybedeceğinden korktuğunuz için mi, Şia’nın Suriye ve Akdeniz’deki gücünün zayıflayacağı korkusundan mı?''

Mehmet Emin Akın

http://www.mehmeteminakin.com/html/m...wcontent&id=80

werret 01-06-2012 21:18

Mehmet Emin Akın hocaefendinin, İran dini lideri Ali Hamaney'e yazdığı mektuptan alıntı:


''Semahatlı Muhterem Rehberi Büzürg..

Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetini ve O’nun Ehl-i Beyti’nin ilmine ve mirasına saygı duyuyorsanız, gelin bu İslam düşmanı Baas rejiminin Suriye’nin ciğerine saplanmış bir hançer gibi kanımızı akıtmasına izin vermeyelim.

İnanın Şam’da sokağa gösteri için çıkanların hemen tamamına yakını abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra cihad ve şehadet niyetiyle çıkıyorlar. Bunların kanlarının akıtılmasında eliniz olamaz; bu kanlı el vallahi sizin devletinizi de mezhebinizi de yıkar..

Bir de bu mazlum insanları katledenleri düşününüz; ne namaz kılıyorlar, -kılacak olanları olsa bile ki onlar kesinlikle Ehl-i Sünnettir- ne askerlerin namaz kılmalarına izin veriyorlar. Ordusunda namazı, oruç tutmayı ve Kur’an bulundurmayı yasaklayan bir devletin; rejimine, dinine mi yardım edin diyor Allah ve Rasulü, Ali, el-Huseyn ve Mehdi (aleyhisselam)?

Küçücük çocukları bile acımadan işkence ile öldürenler ve kadınların namuslarına el uzatanlara acaba hangi Ali radiyallahu anhu ve hangi Huseyn radiyallahu anhu izin verebilir di? Yarın siz Allah’ın katında hangi Ali ve Huseyn sevgisiyle çıkarsınız.? Dinimize hakaret eden ve Beşşar’a Rab diye secde eden ve İhlas suresini bile tahrif edip Beşşar “el-Ehad” olarak niteleyebilenler, sizin ne kadar kardeşleriniz oluyormuş da siz ve Hizbullah onların yanında duruyorsunuz, yüreğiniz burkulmadan ve vicdanlarınız sızlamadan.

Suriye’deki Müslümanların şehidleri Hama’da bugüne belki yetmiş binin üzerine çıktı. Siz devrimde bile bu kadar şehid vermediniz. Bu insanların ölümü sevmeye başladıklarını görmeniz ve buna göre Beşşar’a yol göstermeniz gerekirken bir de onu destekliyorsunuz. O zaman, sizi tanımak ve anlamak bu ümmetin üzerine farz olmuş demektir.

Ama biz Tehran sokaklarında sizin kanlı cesedlerinizi yerlerde gördüğümüz zaman, Şah’a lanet ediyor ve size de gözyaşı döküyorduk.''

Mehmet Emin Akın

http://www.mehmeteminakin.com/html/m...wcontent&id=79

werret 01-06-2012 21:29

Alıntı:

Dinimize hakaret eden ve Beşşar’a Rab diye secde eden ve İhlas suresini bile tahrif edip Beşşar “el-Ehad” olarak niteleyebilenler, sizin ne kadar kardeşleriniz oluyormuş da siz ve Hizbullah onların yanında duruyorsunuz, yüreğiniz burkulmadan ve vicdanlarınız sızlamadan.
http://img51.imageshack.us/img51/7594/18998.jpg



Alıntı:

Bir de bu mazlum insanları katledenleri düşününüz; ne namaz kılıyorlar, -kılacak olanları olsa bile ki onlar kesinlikle Ehl-i Sünnettir- ne askerlerin namaz kılmalarına izin veriyorlar. Ordusunda namazı, oruç tutmayı ve Kur’an bulundurmayı yasaklayan bir devletin; rejimine, dinine mi yardım edin diyor Allah ve Rasulü, Ali, el-Huseyn ve Mehdi (aleyhisselam)?

Özgür Suriye Ordusu'nun kahraman askerleri namaz kılarlarken...

http://d1201.hizliresim.com/t/6/1mc73.jpg



Tuğ-General Mustafa Ahmed el-Şeyh Suriye Ordusu'ndan ayrılıp Özgür Suriye Ordusu'na katıldığını açıkladı...

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

werret 01-06-2012 21:55

''Özgür Suriye Ordusu desteklenmeli

Baas rejimi, Arap Birliği’nin Suriye’de şiddeti sona erdirmek amacıyla sunduğu protokolü imzalamasından bu yana katliamlarını sona erdireceğine daha da artırdı.

Kamuoyu gözlemcilerle ve Şam’daki ikiz saldırılarla meşgulken Beşşar Esed’in
çeteleri Humus’ta Bâbu Amr mahallesine tanklarla saldırdı.

Her gün en az kırk-elli kişi hayatını kaybediyor.

Gözlemciler heyetinin başındaki Sudanlı General Muhammed Ahmet Mustafa El Dabi’yle ilgili ciddi suçlamalar var.

General El Dabi’nin hakkında Darfur’da görev yaptığı süre içinde insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama kararı çıkarıldığı fakat daha sonra isminin listeden silindiği söyleniyor.

Daha da ötesi El Dabi’nin Sudan Baas Partisi üyesi olduğu ve Şam’ın Sudanlı generali bu nedenle tercih ettiği belirtiliyor.

Bu niteliklere sahip bir kişinin tarafsız bir gözlemci olamayacağı açık.

Arap Birliği gözlemcilerinin askeri tesislere girmesi yasak olduğu için Baas rejiminin yaklaşık yetmiş bin tutukluyu askeri tesislere taşıdığı ileri sürülüyor.

Ayrıca, gözlemcilerin sayısının beş yüzden yüz elliye indirilmesi ve heyetin tamamen Baas rejiminin kontrolünde hareket etmesi nedeniyle heyetteki tarafsız isimlerin dahi görevlerini hakkıyla yerine getirebilecekleri şüpheli.

Böyle olunca da gözlemciler heyetinin çalışmalarının “embedded” gazetecilerle yapılan tek yanlı bir propaganda gezisinden pek farkı kalmıyor.

Suriye’de oluk oluk akan kanın tek bir açıklaması var:

Beşşar Esed, ya gösterileri kanlı bir şekilde bastırarak koltuğunu koruyabileceğine hâlâ inanıyor ya da “devrilmeden önce ne kadar insan öldürebilirsem kâr” mantığıyla hareket ediyor.

İşlenen katliamları başka bir şeyle izah etmek mümkün değil.

Böyle giderse bir ayda en az bin beşyüz kişi hayatını kaybedecek.

Bütün yükü Arap Birliği gözlemcilerinin üzerine yıkıp sonucu beklemek ve vahşeti seyretmek sorumluluktan kaçmaktır.

Bu aralar Ankara’dan da ses yok.

Hükümet sanki Arap Birliği’nin arkasına saklanmış gibi…
Önceki gün Bâbu Amr tanklarla dövülürken Arap sokağı yine aynı soruyu soruyordu:

“Katliama izin vermeyeceğini söyleyen Erdoğan nerede?”

Yapılması gereken, Baas çetelerine karşı Özgür Suriye Ordusu’nu desteklemek.

Silahsız insanları öldürmeyi reddettikleri için ordudan ayrılan askerlerin hem kendilerini hem de sivil halkı koruyabilmesi için para ve silah yardımına ihtiyacı var.

Bana ulaşan bilgiler Özgür Suriye Ordusu’nun yardım toplamak için açtığı
banka hesaplarının hükümet tarafından kapatıldığı yönünde.

Para ve silah olmazsa bu insanlar kendilerini nasıl koruyacaklar?

Sivil hakın korunması için dışarıdan müdahaleye karşı olduğunuzu tekrarlayıp duruyorsunuz, Baas rejiminin içeriden devrilmesi için gereken yardımı engelliyorsunuz.

Peki ne bekliyorsunuz; Beşşar’ın hidayete ermesini mi?

Suriye’de mücadelenin Libya’daki gibi topyekun bir çatışmaya dönüşmemesi ve devrimin barışçıl kalması arzusu anlaşılabilir.

Fakat bu arzu sivil halkın hayatının korunması için bir takım tedbirlerin alınmasına engel değil.

Sözkonusu korumayı dışarıdan müdahaleyle sağlayamıyorsanız, insanların içeride kendilerini koruma çabalarına destek olmalısınız.

Özgür Suriye Ordusu mutlaka desteklenmeli ve başarılı olması için her türlü ihtiyacı karşılanmalı…

Bu kontrollü bir şekilde yapılabilir.

Böylece bir yandan Suriye halkının dış müdahale olmadan kendini koruması sağlanmış olacak, bir yandan da işlerin çığırından çıkması engellenebilecektir.''

İsmail Yaşa - 28 Aralık 2011

http://www.milatgazetesi.com/2011/12...desteklenmeli/

Özgür Çağrı 01-06-2012 22:00

şii direnişi nedir sünni direnişi nedir ?

sizin şii dininemi sünni dininemi inanıyorsunuz ?

İslam neyinize yetmiyorda böyle birbirinizi yiyorsunuz anlamıyorum gerçekten.

werret 01-06-2012 22:12

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 977753)
şii direnişi nedir sünni direnişi nedir ?

sizin şii dininemi sünni dininemi inanıyorsunuz ?

İslam neyinize yetmiyorda böyle birbirinizi yiyorsunuz anlamıyorum gerçekten.

Sen bunları şii mezhepçiliklerinden dolayı Suriye'deki İslam düşmanı Baas rejimine ve Beşşar Esad kafirine destek verenlere sormaya ne dersin ?






''Sevgili şehidler bayramınız mübarek olsun

Şehidlerin, ölüm meleğini tebessümle karşılamaları ahiret inancımın altını çizerek şöyle bir dipnot düşer:
‘’ Şehidler bayram ederler…”

İnternete düşen her şehid görüntüsü bana büyük bir moral verir… Onların o gülen yüzleri en küçük bir acı bile hissetmediklerinin delaletidir… Evet, Resulullah aleyhisselam’ın ‘şehidlerin çektiği acı bir haşerenin ısırması gibidir.’ hadisinin ne kadar da sahih olduğunu bizlere gösterir…

Şehidleri severim ben…

Neden sevmeyeyim ki!

Bana iki farklı hayattan bahsederler;

‘Ölümün sana uğramasının’ istendiği bir hayat… Ya da ‘senin ölüme uğramanın’ istendiği bir hayat…

Her iki hayatın akışını ve o hayatın nasıl sonuçlandığını Allah’a hamdolsun ki görebiliyoruz… Her iki son, insana bir hayat yaşam tarzı mönüsü verir… ‘Nasıl ölmek istersen öyle yaşarsın’ gibi…

Şehidlerin hayatını dinlemek ya da okumak da bana büyük bir moral verir… Cesaretimi artırır ve bana yeni salih amellerin adresini gösterir…

Hayatımı, değer yargılarımı, sarı çizgilerimi, iman ve amellerimi tekrardan gözden geçirmemi sağlar… Ya Rabbi bu ne büyük bir davet!!!

Sen cihad beldesinde göğsünü kurşunlara açıyorsun, bilmem kaç kilometre uzaklıktaki bir kardeşin akidesinin ve amellerinin gözden geçirmesine vesile oluyorsun…

Ya rabbi bu ne güzel bir davet…

Abdullah azam Takva yayınlarından çıkan ‘’Hurilerin âşıkları’’ isimli bir kitabında şöyle der:

“ Nice ölü kalpler var ki şehidlerin ilginç hayatını dinleme suretiyle dirilmiştir. Nice kahraman gençler bir şehidin hayat hikâyesinden etkilenmek suretiyle birçok olumsuzlukları aşıp cihad beldelerine gelmiştir. Nice yolunu kaybetmiş kimseler şehidlerin hayatını okuduktan sonra doğru yolu bulmuştur. Nice fasık ve günahkârlar şehidlerin hayatından etkilenip rabbine dönmüştür…”

Şehidlerin hayat hikâyeleri insana bir yol pusulası olurken şehadetle tanışmalarına vesile olanların (Kurşun sıkanların) da hayat hikâyeleri insanın islamı sevmesine katkıda bulunur…

Özelliklede bugün Suriye’de İranlı keskin nişancıların varlığının bilinmesi, Hizbullah liderinin Esad’ı destekleyip Suriye’deki Ehlisünnet olan kardeşlerimizi terör gibi gösteren açıklamalarda bulunması Ehli Sünnetin tek düşmanının ehli kitap olmadığını da gösterir…

Mehmet Emin Akın hocamızın kaleme aldığı bir Suriye’den en son haberler başlıklı bir yazıdan birkaç paragraf sizinle paylaşayım:

“Şam mahalleleri kuşatma altında. Evler tek tek aranıyor. Çeteler ve Hizbullat’ın desteğindeki Şebbihalar kadın erken ve çocuk demeden tutukluyorlar. Mahalleleri sırasıyla kuşatıyorlar. Her kuşatmada binlerce kadını ve erkeği tutuklayıp götürüyorlar. Arananlar verilmediğinde çocukları esir alınıyor. İstenenler teslim edilmediğinde evdeki bütün kadınlara tecavüz edecekleri tehdidinde bulunuyorlar ve bunu fiilen de yapıyorlar.

Camilere baskınlar devam ediyor. Teravih namazları basılıyor ve uzaktan keskin nişancılar rastgele camilerden çıkanlara ateş ediyorlar. Cuma günleri sokaklara çıkmak çok zor.

Halk gıda depoluyor. Hastaneleri tamamen İran, Hizbbullat ve Rusya’dan gelen paralı askerler koruyor.
“Abbasin Stadyumu” tamamen İran komandolarına ayrılmış.

Hastaneleri Hizbullat’ın milisleri koruyor ve askeri hastaneleri onlar koruyor. Askeri hastanelerde Hizbullat’ın filamaları ve armaları asılı.

Sokaklara İran askerleri alenen dolaşıyorlar ve Farsçayı açıktan konuşuyorlar.”

,,,
Ya rabbi!
Hala ehli sünneti şiayla kardeş görenleri sana havale ediyorum!!!''

Feyzullah Birışık

http://www.habervaktim.com/yazar/418...rek_olsun.html




''Milyonlarca şehid gidiyor cennete''


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

werret 01-06-2012 22:51


Furkanca Bakış,

Tahran'da şuan yaklaşık olarak 1 milyon tane sünni müslümanın yaşamasına rağmen İran yönetiminin Tahran'da sünni camiisi açılmasına izin vermediğini biliyor muydun ?

Tahran'daki yahudilerin ve hristiyanların sayısı sünni müslümanlardan çok az olmasına rağmen Tahran'da havra ve kiliselerin açılmasına ise izin verildiğini biliyor muydun ?


''No Sunnah Masjids in Tehran!''

http://sonsofsunnah.com/2011/04/27/297/




İran'da yaşayan sünni müslümanların durumu...

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

Hüdaverdi 01-06-2012 22:53

Bu esadın mensup olduğu dine bağlı kişilerne den resimelre fotoğraflara tapar la ? ;D
Ülkemizde de var bunlardan.

werret 01-06-2012 23:26



''Suriye'de olan biteni anlamak için


Suriye'de yaşanan olaylar ve İran'ın bu konudaki tavrı İran'la ilgili bazı galat-ı meşhurları sorgulamamıza fırsat verdi.


Daha önce İran'a bir eleştiri getirdiğinizde bazı Müslüman aydınlar, 'İslamcı' reflekslerle İran'ı sahiplenirler ve kararlılıkla savunurlardı (hâlâ da böyle yapanlar yok değil). Bu savunma refleksi biraz da Batı karşıtlığından kaynaklanıyordu. Türkiye'deki laiklerin olumsuz İran vurguları ve İslam'la ilgili her şeyi götürüp İran'a bağlamaları da, İslamcı kesimlerin İran'ı sahiplenmelerinde etkili olmaktaydı. Bu kesimler 'İslam' ortak paydasından hareketle, İran'a toz kondurmuyorlar; meseleye derinlemesine ve analitik bakmaktan kaçınıyorlardı.


Son olay İran'ı ve politikalarındaki temel saikleri anlamamızda bir turnusol vazifesi gördü. İran, İslamî duyarlılığı yüksek, daha önce de katliama maruz kalmış Sünni kesimlere karşı, İslam'ın pratiklerinden tamamen kopuk, teorisiyle ilgisiyse ciddi biçimde sorgulanan Nusayri yönetime arka çıkmaktadır. Bu arka çıkma, Suriyeli Müslümanların zulme uğramasına, kanlarının akıtılmasına destek noktasına ulaşmaktadır. Dahası, Suriye'de yaşanan olaylardan, İran'ı uluslararası her platformda savunan Türkiye'yi sorumlu tutmakta, Türkiye'ye mesnetsiz suçlamalarda bulunmaktadır. Resmî ajansları dahil İran haber kaynakları, "Türkiye'nin Suriye'ye iftira attığını", "isyancılara silah dağıttığını" vs. söyleyebilmektedir. Maocu olarak bilinen Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek'in Aydınlık Dergisi'nin de Suriye-İran ittifakına katılarak Türkiye'yi karalayıcı yayınlar yapması enteresan bir tablo ortaya koymaktadır (Yener Dönmez, Yeni Akit, 18.06.2011).


Türkiye'nin yapıcı politikalarına rağmen, İran'ın olumsuz yaklaşımları bununla sınırlı değildir. İran, bölgede Ermenistan'ı besleyen ve destekleyen en önemli ülkedir. Tam da bizim onları dünyaya karşı hararetle savunduğumuz bir dönemde, 2010 Ağustos ayında İran cumhurbaşkanı yardımcısı Hamid Baghaey "1915'te Osmanlı'nın Ermenilere soykırım uyguladığını" söyleyebilmiştir. İran, 1990'larda Azerbaycan'ın Ruslar tarafından işgalinde ve Azerilerin ezilmesinde Ruslardan yana tavır takınmıştır.


İran, reel politiğe uygun davranarak kendi siyasetini yürütmekte, duygusal savrulmalara kapılmadan bölgedeki gücünü ve etkinliğini artırmaktadır. İdeolojik ve mezhepsel öncelik, İslamî duyarlılığın önüne geçmektedir. Bu, bazıları tarafından yadırgansa da Şiiliği ve Pers geleneğini bilenler açısından şaşırtıcı bir durum değildir. İran'ın öncelikli hedefi bölgede kurduğu Şii ekseni korumaktır. Bu eksene, Suriye ve Lübnan'a ilave olarak ABD müdahalesi sonrası Şii ağırlık kazanan Irak da katılmıştır. İran, Yemen, Afganistan, Pakistan ve Körfez ülkelerinde Şiilik kartını kullanarak etkinliğini artırmaktadır. İran, İsrail ve ABD karşıtı söylemler üzerinden İslam coğrafyasında sempati toplarken, Şiilik üzerinden yeni kartlar ve avantajlar elde etmektedir. Uygulamalarıyla Batı'nın "Şii-Sünni çatlağı oluşturarak Müslümanları vuruşturma" tezine zemin hazırlamaktadır.


Yoksa İran, İslam'la ilgisiz, Baasçı, dahası Müslümanlara tarihi boyunca zulmetmiş, Hama-Humus'ta 80 bin insanı katletmiş bir yönetime neden destek verir? Bir zamanlar İslam dışı kabul edilen Nusayriliği Şii din adamlarının fetvasıyla neden meşrulaştırır? İran eski ve köklü devlet geleneğine sahip bir ülkedir. Diplomatik ve siyasî refleksleri çok güçlüdür; bölgede ciddi bir istihbarat ağına sahiptir. Nusayri-Baasçıların elinde bulunan mevcut Suriye yönetimi İran'ın müttefikidir. Suriye'deki otoriter yönetiminin değişmesi bölge ve Suriyeli Müslümanlar adına yararlı olabilir; ancak İran adına hiç de iyi olmayacaktır.


Suriye'de yaşanacak rejim değişikliği ile İslam'la pek ilgisi olmayan, ama İran'ın müttefiki yüzde 10'a dayanan Nusayri yönetim gidecek; yüzde 80'i teşkil eden Sünni-Müslüman kesimler etkin hale geleceklerdir. Bu durum İran'ın kurduğu Şii eksenin parçalanması, Suriye'nin yanında Lübnan'ı da kaybetmesi demektir. Ayrıca oluşacak yeni durum bu bölgede Türkiye'yi İran'ın önüne geçirecek, Türkiye'nin etkinliğini artıracaktır. Suriye, Türkiye'yle ve dünyayla entegre olacak; ama İran'dan kopacaktır. Bu nedenlerden dolayı İran Suriye'deki mevcut rejime Müslümanların kanının akıtılması, büyük zulümlerin işlenmesi pahasına destek vermektedir; verecektir.


Ortadoğu'daki bazı problemleri algılamak için İran'ı doğru okumak gerekiyor. İran'ın hedeflerini, istihbarî çalışmalarını, örtülü ittifaklarını iyi anlamak gerekiyor. Batı'nın bölgeye her müdahalesinin neden İran'ı ve Şiiliği güçlendirdiğini sorgulamak gerekiyor. İran'ı Müslüman dünyanın lideri gibi gören bazı İslamcılara İran'a bir seyahat yapmalarını ve İran'ın İslam'a sahip çıkma ve yaşama konusundaki yaklaşımlarını yerinde görmelerini salık veriyorum. İran önemli bir komşumuzdur ve bizim gibi Müslüman bir ülkedir; bu ortak özelliklerimizi dikkate alarak İran'la iyi ilişkiler geliştirmemiz gerekir. Ancak, İbni Haldun'un dediği gibi "milletlerin geleceği geçmişine, suyun suya benzediği kadar benzer". Devletlerarası ilişkiler duygusal yaklaşımlarla sürdürülemez; muhatabı çok iyi tanımak gerekir. Bunun için kadimden bu yana ortaya koyduğu uygulamalar esas alınır. Bu ilişkilerde, karşılıklılık ilkesi gözetilir. Bazıları İran-Türkiye ilişkilerinde aşklarının karşılıksız olduğunu fark etmeli ve duygularının reel politiğin önüne geçmesine fırsat vermemelidir.''


Yrd. Doç. Dr. Mahmut Akpınar - 24.06.2011


http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1150413&title=yorum-yrd-doc-dr-mahmut-akpinar-suriyede-olan-biteni-anlamak-icin

HaArP 01-07-2012 02:02

Bu yazı stratejik gerçeklerin dışında duygusal bir yazıya dönüşmüştür...! Zamanlamalar istihbarat ve strateji açısından çok önemlidir...!

Bu itibar ile İran'a karşı Batı'nın stratejilerinin yenilgi ile sonuçlanmasının duygusal hazımsanmaması meseleleri çarpıtmaya götürmüştür...!

İran Devletinin stratejisini Şiilik eksenine yaymak Abd stratejisidir... Bunuda komik bir şekilde Direniş yahutta Cihad boyutundan değilde ! Şiilik ekseninden alması en büyük kanıtıdır...! Buna en büyük örnek husilerdir !!!

İran Devleti'nin Kozlarının büyük olması (Hürmüz Boğazı), Ortadoğuda Askeri alanda Arap Devletlerinin onu bastıramıyacak kapasitede olmasıda topyekün bir tukakaya dönüştürülmesinden ibarettir...!

İran Hamas ve Hizbullah ile onurlu şekilde Batıya Meydan okuyan Tek Ülkedir...! Türkiye'de ''One minute'' başlangıcı ile onurlu bir döngüye çevirmeye başlamış lakin kendi zorlukları ve mecburiyetleri ile bunu devam ettirebilmek için zorlanmaktadır...!

Bugün hiç kimse hiç bir analist özellikle bugün bir ülke olarak İran'dan daha fazla Batıya, Emperyalizme, Abd ve İsrail'e net bir şekilde tavır alamamış ve Siyonizmin ayağını İran kadar kesememiştir...! Bundan gayrısı demogojiden ibarettir...! Geriye dönük hataların ısıtılıp gündeme getirilmesi hakikatin tek taraflı bakış açısından ibarettir...!!!

werret 01-07-2012 05:01


İran rejimi fazlasıyla mezhepçi olan bir şia devletidir.

Bugün Suriye'de İslam düşmanı bir rejim müslümanları katlediyorken, İran bu rejime mezhebi ve stratejik çıkarları gereği siyasi ve askeri olarak tam destek veriyorsa
''İran'ın bana ve diğer sünni müslümanlara ne yararı var ?'' diye sormam gayet normaldir , değil mi ?

İran'ın Afganistan'da ve Irak'ta sünni direnişçilere karşı ABD ile işbirliği yaptığını ve de Suriye'deki halk ayaklanmasına karşı İslam düşmanı Baas rejimine destek verdiğini öğrendikten sonra artık İran rejiminin sünni müslümanlara yararından çok zararı olduğu düşünüyorum.

Ayrıca İran yönetimi, en azından sözde ''büyük şeytan'' dediği ABD ile bile sünni müslümanlara karşı işbirliği yaptıktan (bknz: ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgali)
sonra sünni olduğunu söyleyen bazı insanların İran'ı hala ısrarla savunmaya çalışmalarını anlamakta güçlük çekiyorum.

BeldeiTAYYIBe 01-07-2012 05:14

Degerli abiler ve kardesler.
Ihtilafa dair cok sey söylendi.
Ittifaka dair ne söylenebilir bunun üzerinden biraz fikir alisverisi olsada istifade etsek...

EZEL 01-07-2012 11:15

La bunlarda İranı bir şey sanıyor ;D

BeldeiTAYYIBe 01-07-2012 15:42

Özellikle Sayin Davudoglunun Mezhepsel kutuplasmaya müsaade etmiyecegiz tarzi aciklamalarini cok önemsiyorum...

werret 01-07-2012 20:55

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 977831)
İran Devletinin stratejisini Şiilik eksenine yaymak Abd stratejisidir... Bunuda komik bir şekilde Direniş yahutta Cihad boyutundan değilde ! Şiilik ekseninden alması en büyük kanıtıdır...! Buna en büyük örnek husilerdir !!!

Yemen'de 20 Sünni öldürüldü

Yemen'in Suudi Arabistan sınırındaki Şii Huti isyancıları ile Sünniler arasında alevlenen mezhep çatışmasında 20 Sünni hayatını kaybetti.

27 Kasım 2011

Başkent Sana'nın kuzeyindeki Damaj bölgesinde yaşayan Hutilerle Sünni yerleşimciler arasındaki gerginlik tırmanıyor. 2006 yılından beri Yemen hükümetini tanımayan ve güvenlik güçleriyle çatışma içerisinde olan Hutilerin bölgede faaliyet gösteren Selefi okullarına yönelik baskınları sonucu birçok Sünni hayatını kaybetti.

Hutiler bölgedeki Sünni gruplarla çatışmalara girerken, Suudi Arabistan sınırındaki Şii yapılanmaları giderek artıyor. 33 yıllık Ali Abdullah Salih rejiminin kronik problemlerinden olan Huti meselesi, Ocak ayından beri devam eden ve Salih'in istifasını isteyen halk ayaklanmalarının sebep olduğu siyasi krizle birlikte tırmanışa geçti.

Hutiler güvenlik güçleri ile sık sık silahlı çatışmalara girerken, zayıflayan Salih rejimi karşısında eylemlerini bölgede yaşayan Sünnilere çevirdi.


http://www.pressmedya.com/?aType=haber&ArticleID=5184

http://www.haber7.com/haber/20111127...asi-20-olu.php



''Sünni Şehir Şii Kuşatması Altında''

http://www.islam-tr.net/guncel-haber...i-altinda.html


Dammac hala Husilerin kuşatmasında

Yemen'in Güneyinde bulunan Sa'da Eyaletinin Dammac kentinin, 2 aydan beri Husiler tarafından işgal edildiği iddia edildi. Bu hareketin ardında İran'ın olduğu öne sürülüyor. Press medya'nın özel haberi

30 Aralık 2011 Cuma

Yemen'in Güneyinde bulunan Sa'da Eyaletinin Dammac kentinin 2 aydan beri Şii işgali altında olduğu belirtiliyor. Hamaney'in önderliğindeki Velayeti İmam merciyetine bağlı Husi'lerin şu ana kadar 50 Sünni'yi öldürdüğü öne sürüldü. [1] Damac kentinde Sünni'lere ait 10 öğrencisi bulunan Darul Hadis Mektebini top atışına tutan Husi'lerin şehre yiyecek gitmesini de engellediği iddialar arasında.[2] İlk kuşatma sırasında şehre rastgele düzenlenen top atışında Amerikan, Rus, Fransız ve Endonezyalıların da öldürüldüğü bildirildi.[3] Kızıl Haç'ın arabuluculuğuyla geçici ateşkes yapıldığı ve Dammac'a gıda yardımı sokulduğu ancak ateşkesin ardından Husi güçlerinin şehri yeniden roket ve havan ateşine tuttukları bildirildi.[4] Darul Hadis medresesi imamı İslam dünyasından yardım istedi ve savaşacaklarını açıkladı.[5] Husi saldırılarında kadın ve çocukların da öldüğü bildirildi. Kızıl Haç durumun oldukça kritik olduğunu duyurdu.[6]


http://b1201.hizliresim.com/t/7/1n3n3.jpg

Bombardımanda ölen bir bebek


El Kaide Bir Tabur Savaşçı Gönderdi


Yemen'in Abyan vilayetinin tümünü ve Sabva Eyaletinde de bazı kentleri elinde bulunduran El Kaide, Dammac'da Husilerin saldırısına uğrayan halkı kurtarmak amacıyla bir tümen savaşçı gönderdiklerini açıkladı.[7] Dammac halkının yardım talebi üzerine 1000 El Kaide savaşçısının kuşatmayı yararak Dammac şehrine girdikleri, bölgedeki gençleri de silahlandırarak Husi'leri püskürttükleri bildirildi. Zeydi'lere karşı bir düşmanlık beslemediklerini ilan eden El Kaide “İran güdümündeki Husi'ler, Ehli Sünneti kâfir olarak görüyor ve imamete bağlı olmayanların kanlarını helal sayıyor” açıklamasında bulunmuştu.

Husilerin Genel Komutanı Öldürüldü

El Kaide savaşçılarının Husi'lerin genel askeri komutanı Abu Ali El Hekim'i pusuya düşürdüğü iddia edildi. Çatışmalarda Ali El Hekim'in, 25 Husi savaşçısıyla beraber yaşamını yitirdiği öne sürüldü. El Hekim'in Sünni şehre, 50 gündür devam eden kuşatmayı denetlemek üzere giderken El Kaide tarafından pusuya düşürüldüğü bildirildi.


http://b1201.hizliresim.com/t/7/1n3ul.jpg


İran Şii-Sünni Savaşı Mı Çıkarmak İstiyor?

Suudi Arabistan'da Şii'lerin büyük bir isyan gerçekleştirmeleri, İran, Hizbullah ve Mehdi ordusunun Suriye'de Esad rejimine yardım için savaşçılar göndermesinin ardından İslam dünyasında büyük bir tepkiye maruz kalan İran'ın, İslam Âleminde bir Şii Sünni savaşı çıkarmayı amaçladığı iddia ediliyor. İran yanlısı Maliki yönetiminin Irak'ta Sünni Tarık El Haşimi'ye tutuklama kararı çıkarması da bölgeyi ateş topuna tutacak tehlikeli bir mezhep savaşının İran tarafından organize edildiği iddialarına neden oluyor.


Suudi Âlimler Sessiz


Suudi Arabistan sınırına yakın Sünni şehir Dammac'da 50 gündür devam eden kuşatmaya[8] Suudi Arabistan Âlimlerinden ve yönetiminden henüz herhangi bir tepki gelmedi. İran'ın, Yemen ve Suudi Arabistan'daki Şii'leri harekete geçirerek Suriye konusunda Suud yönetimine baskı yaptığı düşünülüyor. Yemen hükumetinin de şu ana kadar Dammac halkına herhangi bir yardım göndermediği bildirildi.


pressmedya.com

kaynak ve devamı için:

http://www.pressmedya.com/?aType=haber&ArticleID=5837

werret 01-08-2012 06:41

Alıntı:

werret Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 976450)

Özgürlük isteyen silahsız , mazlum Suriye'lilere kurşun sıkmak istemedikleri için ölümü göze alarak Suriye Ordusu'ndan firar eden kahraman askerlerin kurduğu Özgür Suriye Ordusu'nun askerlerini görmek ister misiniz ?



İDLİB'de Özgür Suriye Ordusu'na Katılan Şerefli Askerler! Allah-u Ekber!

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



İDLİB, Ebu Bekir es-Sıddık (radıyAllahu anh) Tugayı Özgür Suriye Ordusuna Katılıyor!

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



HUMUS, Bab Amr, Humus'lular, Özgür Suriye Ordusu askerlerini coşkuyla karşılıyor

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



[26.12.2011] Yeni Kurulan Şehid Ebu Bedir Tugayı, Özgür Suriye Ordusuna Katıldı..

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



[15.12.2011] "Cebel-i Zaviye Şehidleri" Tugayı Özgür Suriye Ordusuna Katıldı

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


23.12.2011, Yeni Kurulan "Rical Allah El-Mustakille" Tugayı, Özgür Suriye Ordusuna Katıldı..

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



[20.11.2011] Subay İbrahim Münir'in Liderliğinde Kurulan "Özgürlük" Tugayı


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



[14.12.2011] İdlib, Subay Enes Selim ve Yeni Bölüğü Özgür Suriye Ordusu'na Katıldı!

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



Şam, ''Şam'ın Şahinleri'' isimli tugay...

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



İdlib'in Güneyinde Oluşturulan Usame Bin Zeyd Tugayı..

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



Not: Özgür Suriye Ordusu'nun lideri olan Albay Riyad el-Esad, Hatay'da ,Türk hükümetinin koruması altında olarak, ikamet etmektedir.


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



Özgür Suriye Ordusu'nun Baas-Esad rejimine karşı bildirisi...

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.



KARADAVİ’DEN HÜR SURİYE ORDUSUNA KATILIM ÇAĞRISI

İRAN ANALİZ / Dünyaca meşhur İslam alimi ve Uluslararası Müslüman Alimler Birliği başkanı Prof. Dr. Yusuf Karadavi Suriye ordusundaki komutanlara seslenerek gayri meşru Esed rejimine karşı halkı koruyan “Hür Suriye Ordususuna” katılmaları çağrısında bulundu. Muhlis Suriye halkına ateş açmanın haram olduğu fetvasını veren Şeyh Karadavi herkesi bu halkı yansıtan gösterilere katılmaya davet etti. Uluslararası Müslüman Alimler Birliği başkanı Şeyh Yusuf Karadvi Arap Birliği gözlemcilerine de seslenerek göstericilerin yanlarına gitmelerini, onların yanlarında silah bulunmadığını sadece hançerlerinde ve dillerinde şu sözlerin olduğunu görmelerini istedi: “Rejimi Düşürmek İstiyoruz.”

Açıklamasında meşhur alim şunları söyledi: “İdarecilerinden istemediklerini reddetmek her halkın hakkıdır. Esed ailesi de yaklaşık 50 yıldır iktidardadır. Ancak cumhuriyet ülkesine tahakküm eden bu aileye artık daha fazla yer yoktur.”


“Bunların gitmesi gerekmektedir. Suriye halkı bu yola başını koymuştur, şehadeti istemekte olup zalimler ve tağutlardan ülkelerini kurtarmak istemektedirler.” dedi Şeyh Karadavi.


Öte yandan Suriye İhvanul Müslimin (Müslüman Kardeşler) Teşkilatı da dün Şam’da meydana gelen ve 25 kişin öldüğü, yaklaşık 50 kişinin yaralandığı patlamalardan Esed rejimini sorumlu tuttu. Patlamanın uluslarası ve Arap alemince kurulacak bir heyet tarafından soruşturulması çağrısında bulundu.


Kaynak: Beyyine


http://irananaliz.wordpress.com/2012...isi/#more-8152


ALLAH (c.c.), Üstad Karadavi'den razı olsun.

werret 01-08-2012 07:51


''Suriye’de rejim değişikliği en çok İran ve İsrail’i endişelendiriyor. İsrail, Müslüman Kardeşler’in yönetime geleceğini ve bunun da kendisi için çok belirsiz ve önü alınamayacak bir probleme yol açacağını düşünürken, İran da 30 yıllık Baas rejimi ile olan diplomatik ilişkisi sonucunda yeni gelen yönetimle arasının eskisi gibi olmayacağını, bölgesel, jeopolitik, jeostratejik bir kayıp içerisine gireceğini düşünerek Baas rejiminin asla gitmesini istemiyor. İran, Türkiye ve Suriye muhalefetini ABD yanlısı olmakla suçluyor. Ama Irak ve Suriye’ye bakalım. Beşşar CHP ziyaretçilerine diyor ki; “Ben asla Suriye’de İslam devleti, şeriat yönetimine müsaade edemem. PKK sizin için ne ise Müslüman Kardeşler benim için odur.”



Irak’ta İngiliz ve ABD ordusu beraber Saddam Hüseyin’i bertaraf ederek % 60 Şii olan Irak muhalefetine bir devlet hediye ettiler. İran asla muhalefete ‘Saddam ile reform, dialog yapın’ demedi. Aynı İran Afganistan’da ABD destekli Karzai hükümeti ile beraber Taliban’a karşı stratejik ortak. Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanlarının katledilmesine karşı Çin’i görmezden geliyor.''

Osman Atalay

http://haksozhaber.net/turkiye-ve-ir...asi-24872h.htm

HaArP 01-09-2012 13:19

İsrail Türkiye'nin bu tatbikatını konuşuyor



Ortadoğu’da sular durulmuyor. İran’ın büyük tepki çeken Hürmüz Boğazı tatbikatının ardından, ABD ile İsrail, Türkiye ile Mısır art arda askeri tatbikatlar gerçekleştirmeye başladı.





http://www.iyibilgi.com/images/haber/49057.jpgHer biri adeta güç gösterisine dönüşen tatbikatlar “savaş hazırlığı mı” yorumlarını daha da alevlendiriyor.

Türkiye ve Mısır’dan dev ortak tatbikat

Türkiye ile Mısır’ın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri ortak deniz ve hava tatbikatı Mısır ve İsrail basınında büyük yankı uyandırdı. İsrail’in Yedioth Ahronot gazetesi, onlarca savaş gemisi, F-16 uçağı ve helikopterin katıldığı tatbikatın son aylarda bölgede düzenlenen en büyük tatbikatlardan biri olduğunu yazdı. “Dostluk” adlı tatbikatın görüntüleri Mısır basınında da uzun uzun verildi. Tatbikat sırasında denizde gerçekleşebilecek olası bir saldırı canlandırılırken açık denizde savunma tatbikatları yapıldı.

İran’da şimdi kara birlikleri hazırlanıyor

İran ordusunun Hürmüz Boğazı’nda 10 gün süren deniz tatbikatının ardından şimdi de kara tatbikatının hazırlıklarına başladı. Fars haber ajansının Devrim Muhafızları Halkla İlişkiler Birimi’ne dayandırdığı habere göre, ağır kış şartlarının sürdüğü ülkenin doğusunda kara tatbikatının hazırlık safhası başladı. Tatbikatın pazartesi başlayacağı belirtildi. İran önümüzdeki günlerde Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’nda tekrar donanma tatbikatı yapacağını da açıkladı. İran’ın Hürmüz Boğazı’ndaki provaları ABD ile gerginlik yaratmıştı.

Binlerce Amerikan askeri İsrail yolunda

Rus haber kanalı RT, ABD ve İsrail’in tarihlerindeki en büyük askeri tatbikatı gerçekleştirmeye hazırlandıklarını yazdı. Habere göre binlerce Amerikan askeri İsrail’e doğru yola çıktı. Tam tarihi açıklanmayan yaklaşık 12 füze tatbikatının Tahran’ı endişelendireceği düşünülüyor. Tahranlı yetkililer bunu ‘büyük bir şeyin hazırlığı’ şeklinde yorumluyor. İsrail gazetesi Jerusalem Post ise Amerikalı Komutan General Frank Gorenc’in, “Bu yalnızca bir egzersiz değil binlerce Amerikan askerini içeren bir mevzilenme” sözlerini aktardı.

Milliyet

http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=239492

'Bu savaşı önleyebilecek iki ülke var'


"İslam mukadderatı açısından şiddetli bir şekilde imtihan edildiğimiz gerçek."




http://www.iyibilgi.com/images/haber/47472.jpg Ortadoğu'nun tarihi yeniden yazılırken, önemli duraklardan biri olan İran'daydım.
...

Türkiye'yi gıptayla takip ediyorlar. Türk dizileri için çanak anten alıyorlar. Bırakın Azerileri, Farisiler de Türkçe öğrenmeye başlamış.

Ekonomide ciddi bir Türkiye tartışması yaşanıyor. Parasını Dubai üzerinden dünyaya taşıyan İran, Türkiye alternatifini tartışıyor ciddi olarak.

Kitleler nezdinde yükselen değer Türkiye.

Türkiye, İran olacak diyen uzak görüşlü! 28 Şubatçıların canı sağ olsun.

Dış politikada Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı'nın Dış Politika Danışmanı ve Meclis Dışişleri Komisyonu söz konusu.

Ordu da iki ayak üstünde oturuyor.

Devrim Muhafızları ve düzenli ordu.

Devrim Muhafızları aynı zamanda en büyük ekonomik güç.

Peki bunların hangisi İran

Sizi yanıltmasın aslında hepsi İran.

Acem siyaseti bazen onu bazen diğerini ön plana çıkarıyor.

Biz İran'dayken Irak'taki Şii Maliki yönetimi, Sünni bakanların yerine atama yaptı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Biz buradayken böyle bir atama yapılması bir Amerikan politikası mı, yoksa Acem siyaseti mi?" diye sordu. Hem de kime? Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'a.

İran sadece İran değil.

İran aynı zamanda Irak.

İran aynı zamanda Suriye ve Lübnan.

Irak'ta Sünni bakanların yerine geri dönmesi ve bir müddet sonra Tarık El Haşimi'nin garantiler sağlanarak Bağdat'a geri dönmesi şaşırtıcı olmasın.

"Bölgede bir mezhep savaşı İran-Irak savaşından beter olur. O zaman iki devlet savaşıyordu. Ama bölgeyi içine alan bir savaş olursa önüne geçemeyiz."

Bu değerlendirme Davutoğlu'na ait.

Bu savaşı önleyebilecek iki ülke var. Türkiye ve İran.

İslam mukadderatı açısından şiddetli bir şekilde imtihan edildiğimiz gerçek.
Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak (İlgili kısım)

http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=239511

HaArP 01-09-2012 13:28

Türkiye ve İran'ı bekleyen tuzak



Yaşanacakların tüm faturası bu iki ülkenin sırtına yüklenmek isteniyor.


http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=239418

werret 01-10-2012 18:50

Alıntı:

werret Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 978031)

Dammac hala Husilerin kuşatmasında

''Kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail!''

http://www.nebeonline.com/yazi/kahro...israil-853.htm

HaArP 01-11-2012 17:41

Alıntı:

Ama nedense Husilerin Amerikan askerlerine veya İsrail askerlerine tek bir kurşun dahi sıktığını görmüyoruz.

http://www.nebeonline.com/yazi/kahro...israil-853.htm

Bu tarz yazıları yazanlar fitne çıkaranların ta kendisidir...! Husiler öncelikle şia değildir bu birincisi !!!

Abd Özel Kuvvetlerini, Suud Özel birliklerini mavf ettiler !!! Husiler yenilmeyince Abd birlikleri havadan bombalattı !!!

werret 01-20-2012 21:20

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 978971)
Husiler öncelikle şia değildir bu birincisi !!!

Husilerin şia olmadığını nereden çıkardın ?

Husiler şiadır.

Husiler Şia'nın bir kolu olan Zeydilikten ve Zeydiliğin de Caferiliğe en yakın fırkasındandır. Ayrıca husiler, İran'ın güdümünde hareket etmektedir. Bu yüzden birçok kişi tarafından husiler Zeydiliği terk edip , Caferiliği benimsemekle itham edilmektedir.


Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 978971)
Abd Özel Kuvvetlerini, Suud Özel birliklerini mavf ettiler !!! Husiler yenilmeyince Abd birlikleri havadan bombalattı !!!


ABD özel birliklerini nerede mavf etmişler yav ? ???

Bu iddiana İrancı olmayan haber sitelerinden kaynak gösterebilir misin ?




''Husileri tanıyalım

...

Husiler’in ruhani liderleri uzun süre İran’da yaşayan Bedreddin bin Emiruddin El-Husi...

Husiler tarafından kurulan “Eş-Şebaab El-Mü’min” örgütünün ilk lideri ise Bedreddin El-Husi’nin büyük oğlu Hüseyin...

Hüseyin El-Husi, 2004 yılında, Yemen Hükümeti’ne karşı başlattığı ilk isyanda öldürüldü.

Hüseyin’in öldürülmesinin ardından örgütün liderliğini 1979 doğumlu kardeşi Abdülmelik El-Husi üstlendi.

Abdülmelik El-Husi’nin bir diğer kardeşi ise halen mülteci olarak sığındığı Almanya’da, Berlin’de hayatını sürdürüyor.

Husiler’i araştırırken sadece İran desteğinin değil, Almanya’nın ve Libya’nın rolünün de gözardı edilmemesi gerekir.


Husiler, Şia’nın Ehli Sünnet’e en yakın kolu olan Zeydiler’den...

Fakat Zeydiler’in de Ehli Sünnet’e en uzak ve sahabenin neredeyse tamamını tekfir eden 12 İmam Şiası’na (Rafızilik’e) daha yakın kolu olan El-Carudiye’den...

Sanıldığı gibi Yemen’deki Zeydiler’in tümünü temsil etmiyorlar.

Bedreddin El-Husi, “Ben şahsen onların (yani sahabilerin) Rasulullah’a muhalefet ettikleri için kafir olduklarına inanıyorum” diyor, örneğin...

Oğlu Hüseyin El-Husi ise şöyle diyor:

“Bu ümmetin içerisindeki tüm kötülüklerin, bu ümmetin başına gelen zulüm ve sıkıntıların sorumlusu Ebu Bekir, Ömer ve Osman’dır. Özellikle de Ömer’dir. Çünkü o tüm operasyonun mühendisidir.”

Yemen Hükümeti, Husiler’in İran’dan maddi ve manevi yardım aldıklarını söylüyor.

Husiler ise -doğal olarak- bu iddiayı yalanlıyor.

İran’ın Husilere en azından propaganda desteği verdiği sıradan bir insanın dahi gözlemleyebileceği bir gerçek...

Kıblesi Tahran olanların düğmeye basılmışcasına hep bir ağızdan Husiler’in savunuculuğuna geçmesi ise bu gerçeğin ülkemizdeki en çarpıcı göstergesi...

Propaganda merkezlerinde hazırlanan çoğu asılsız bilgiler, haber ve fotoğraflar İran güdümündeki medya organlarına, sitelere ve yazarlara servis ediliyor.


Bu şekilde, elifi görse mertek zannedecek araştırmacı (!) yazarlar okuyucularına Yemen’i ve Husiler’i anlatıyor.

Tek taraflı; kendilerine açılan pencereden görebildikleri ve önlerine konulan bilgilerden anlayabildikleri kadarıyla...

“Bombalar yağıyor, bebekler ölüyor, katliam yapılıyor” yaygarası yapıyorlar.
Aynı yaygaranın binde birini bile İran ordusu Kuzey Irak’ı bombalarken yapmıyorlar nedense?!.

İran’da mezhepçi yönetim tarafından gasbedilen haklarını talep eden Sünnileri “terörist” olmakla suçlayan bizim sözde vahdetçi İslamcılarımız da, büyük bir ikiyüzlülükle Yemen’de asker öldüren ve ülkenin ordusuna karşı savaşan Husileri “direnişçi” gibi göstermeye çalışıyorlar; sırf Şii oldukları ve İran tarafından desteklendikleri için...


Husilere dönecek olursak...

Husileri ilk silahlandıran, kendisi de Zeydi olan Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’tir.

Muhalefet partilerinin oluşturduğu “Birleşik İttifak” üyesi Zeydi Hak Partisi’ni bölmek için “Eş-Şebaab El-Mü’min” örgütünün kuruluşunu desteklemiştir.
İran’da etkili bazı çevrelerin de Humeyni devriminden etkilenen ve ruhi liderleri uzun süre İran’da yaşayan Husilerden Lübnan’daki Hizbullah benzeri bir örgüt oluşturmak istedikleri söylenmektedir.

İran’daki bazı mollaların böyle bir rüyası olsa bile, gözlemcilerin çoğuna göre Lübnan’da Hizbullah’ın büyüyüp kök salmasına neden olan sosyal ve coğrafi şartlar Saade’de yok...

Aynı çevreler, Muktedâ Sadr’ı da İslami kamuoyuna ikinci bir Hasan Nasrullah olarak pazarlamak istediler fakat başarılı olamadılar.

Türkiye’nin tavrına gelince...

Ankara, isyancılara karşı Yemen Hükümeti’nin yanında olduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Perşembe günü Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ı arayarak Suudi Arabistan topraklarına sızmaya çalışan Husiler’e karşı mücadelesinde Türkiye’nin desteğini iletti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:

“Cumhurbaşkanı Gül, Suudi Arabistan Kralı Abdullah ile yaptığı görüşmede, Suudi Arabistan-Yemen sınırında meydana gelen son olaylarla ilgili olarak Türkiye'nin desteğini ifade etti.”

Allah’tan, Ankara’da aklı başında ve ne olup bittiğinin farkında olan insanlar var.''

İsmail Yaşa

http://www.nebeonline.com/haber/husi...yalim-8957.htm

Özgür Suriye 11-08-2012 16:22

Alıntı:

werret Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 977729)

Tuğ-General Mustafa Ahmed el-Şeyh Suriye Ordusu'ndan ayrılıp Özgür Suriye Ordusu'na katıldığını açıkladı...


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.

Tuğgeneral Mustafa Şeyh ve yanındaki komutanlar direnişçilerle birlikte

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


All times are GMT +3. The time now is 20:23.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025