Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Tartışıyorum (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=121)
-   -   Gülen Hareketi 28 Şubatta Ne Yaptı ? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=160733)

Terennüm 03-03-2012 15:42

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995156)
oğuzhan asiltürk şakirt olmuş diyorlar :) Ya da 28 şubatta cemaatin tutumunada özenmiş olabilir :)

evet hanefi avcıyıda şakirt diyorlardı hemde emniyetin abisi demekki asiltürkte saadetin abisiymiş:)

Mavera 03-03-2012 15:43

Alıntı:

İntifada Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995160)
fethullah gülen ve cemaat 28 şubatta hatasızdır diyemediğiniz için mi sürekli refahın hatalarından bahsediyorsunuz :)


28 subatta bütün islami cenah hatalidir.. biz resmen oturduk, sindik, sustuk.. mesela ben ihl deydim o zaman katsayi gündeme gelince cok yaygara kopardik ama is bittikten sonra bir kac ciliz ses disinda sesini cikartamadi..
islami basin, stk, kurum, cemaatler adini ne koyarsan koy aman bana bulasmasinlarda ne yaparlarsa yapsinlar moduna girdi..

Terennüm 03-03-2012 15:47

Alıntı:

İntifada Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995160)
fethullah gülen ve cemaat 28 şubatta hatasızdır diyemediğiniz için mi sürekli refahın hatalarından bahsediyorsunuz :)

Bu bir itiraftır yavuzum..demekki cemaat yanlış yapmamış..hatası olan erbakanı desteklememiş ...

Özgür Çağrı 03-03-2012 15:47

asker daha demokrat diyenlerle
beceremediniz artık bırakın diyenlerle
ecevite şefaatçi adayı olanlarla
demirele toplumsal uzlaşı ödülü verenlerle

beyazıtta ve bilumum meydanlarda hükümetin arkasında duran coplayan gaz yiyen hakkını arayan müslümanları

şu yaşanan süreçte bir tutma Allah Aşkına (:

Özgür Çağrı 03-03-2012 15:48

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995164)
evet hanefi avcıyıda şakirt diyorlardı hemde emniyetin abisi demekki asiltürkte saadetin abisiymiş:)

bu kadar çok sızma ve sızdırma meraklısı bir yapıdan beklerim :)

İntifada 03-03-2012 15:49

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995171)
Bu bir itiraftır yavuzum..demekki cemaat yanlış yapmamış..hatası olan erbakanı desteklememiş ...

niye itiraf olsun ?
biz refahın hatasız olduğunu savunmadık...
bu sonuçların ortaya çıkmasını gerektirecek hatalar yapmadı dedik...
erbakan ne kadar hatalı olursa olsun asla darbeciler kadar hatalı olamaz...
eh darbecileri destekleyen biriside erbakan hatalıydı ondan desteklemedik diyemez herhalde...

Terennüm 03-03-2012 16:00

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995172)
asker daha demokrat diyenlerle
beceremediniz artık bırakın diyenlerle
ecevite şefaatçi adayı olanlarla
demirele toplumsal uzlaşı ödülü verenlerle

beyazıtta ve bilumum meydanlarda hükümetin arkasında duran coplayan gaz yiyen hakkını arayan müslümanları

şu yaşanan süreçte bir tutma Allah Aşkına (:

kendine küfreden generale sahip çıkanlarla
rektörler selam duracak deyip, üniversitedeki inançlı öğrencileri sıkıntıya sokanlarla
imam hatip arka bahçemiz deyip,imam hatiplerin önünü tıkayan süreci hızlandıranlarla
mgk kararlarına imza atmadık deyip iki defa imzalaynlarla
ergenekona sahip çıkıp orduya toz kondurmayız diyenlere bakıp niye gülen destek vermedi demek ne kadar samimi olur??

Terennüm 03-03-2012 16:02

Alıntı:

İntifada Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995176)
niye itiraf olsun ?
biz refahın hatasız olduğunu savunmadık...
bu sonuçların ortaya çıkmasını gerektirecek hatalar yapmadı dedik...
erbakan ne kadar hatalı olursa olsun asla darbeciler kadar hatalı olamaz...
eh darbecileri destekleyen biriside erbakan hatalıydı ondan desteklemedik diyemez herhalde...

erbakanın arkasında hangi doğru hareketi için destek verilmeliydi onu bari söyle yavuzum??

Terennüm 03-03-2012 16:04

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995174)
bu kadar çok sızma ve sızdırma meraklısı bir yapıdan beklerim :)

bu milletin evlatları kendi kurumlarına özgürce giremiyorsa birileri elini kolunup sallayıp giriyorlarsa ve siz onlara birşey demeyip bu milletin evlatlarına sızmışlar deyip ağzını açıyorsanız size söyleyecek sözüm yok...

Özgür Çağrı 03-03-2012 16:13

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995186)
kendine küfreden generale sahip çıkanlarla
rektörler selam duracak deyip, üniversitedeki inançlı öğrencileri sıkıntıya sokanlarla
imam hatip arka bahçemiz deyip,imam hatiplerin önünü tıkayan süreci hızlandıranlarla
mgk kararlarına imza atmadık deyip iki defa imzalaynlarla
ergenekona sahip çıkıp orduya toz kondurmayız diyenlere bakıp niye gülen destek vermedi demek ne kadar samimi olur??

Üniversitelerde mücadele eden adil düzen sevdalıları bugün geçmişleriyle onur duyuyorlar. Mücadelelerini yeni nesillere anlatıyorlar. Biz o gün eğilmedik diyebiliyorlar biz o gün çarpıştık diyebiliyorlar. Biz o gün rektörlük önünde binlerle namaza durduk diyebiliyorlar . Bizim o gün bir vakıf binamız mühürlenirken arka sokakta 2. gün yenisini açtık oda mühürlendi onun yanındaki sokakta 3. gün yenisini açtık yılmadık diz çökmedik diyebiliyorlar. İnançlı öğrenciler sıkıntıya girmediler. Onlar imtihan oldular imtihanlarını başarıyla geçtiler.
İşte o günler oraya buraya pısanlar tırsanlar imza vermekten bile korkanlar abim ne der diye düşünemeyenler bugün utançlarını gizlemek zorunda kalıyorlar. Bugün hala mescit açılması için imza bile vermiyorlar. Yaşayanlar anlatıyorlar canlı şahitler var amma en büyük şahit Allahtır . Allah şahittir yaşananlara ve yaşanılanlara karşı takınılan tutumlara.

İmam hatiplilerin sorgulayıcı tavrı karşısında onları cemaatlerinin biatçı itaatçi sorgulanamaz ritüellerinin kalıplarının içine sokamayanlar imam hatip neslinide ve onların süreçteki mücadelesinide sindiremediler. Şimdilerde imamhatiplileri en ucuza dersanelerine kaydettirenler o neslin ateşini mücadelesini sorgulayan tavrını yaklaşımını yok etmek istiyorlar. ehlileştirmek koyunlaştırmak itaatkar kılmak istiyorlar. İmam hatipliler kurban etmek istiyorlar.

Milli güvenlik kurulu kararlarının arkasında duran ab abd nato büyük sermaya ve ahlaksız kartel baskısı karşısında olabildiğince dik duran dik durmaya çalışan iç savaştan kaçınan süreci iç savaşa süreklememek için hareketini sukunete çağıran bir adama beceremediniz artık bırakın diyenler mi asker daha demokrat diyenler mi hesap soruyorlar. Önce onlar kendilerine hesap sorsunlar tarihte yaptıklarını sorgulasınlar.


Hiç kimse hatasız değildir. Herkesin ufak tefek büyük küçük hataları olmuş olabilir fakat o zorlu günlerde ayakları sabit olmayanlar bu güzel günlerde o günlerde ter akıtanlara hesap sorma cürretine sahip olamazlar.

Allah ayaklarımızı ayaklarınızı Adil düzen yolunda adaletsizliğe karşı savaş yolunda sabit kılsın.

amin.

Özgür Çağrı 03-03-2012 16:15

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995189)
bu milletin evlatları kendi kurumlarına özgürce giremiyorsa birileri elini kolunup sallayıp giriyorlarsa ve siz onlara birşey demeyip bu milletin evlatlarına sızmışlar deyip ağzını açıyorsanız size söyleyecek sözüm yok...

içeride çeteleşenler ister milletin evlatları olsun ister onun bunun evlatları olsun eğer içeride yapılanıp adaletten sapma riskini doğuruyorsa biz buna karşı oluruz.
Biz devletin kurumlarının içerisinde doğan her türlü çeteleşmeye yapılanmaya karşıyız.
Bunun ocusu bucusu yoktur.

Terennüm 03-03-2012 16:23

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995194)
içeride çeteleşenler ister milletin evlatları olsun ister onun bunun evlatları olsun eğer içeride yapılanıp adaletten sapma riskini doğuruyorsa biz buna karşı oluruz.
Biz devletin kurumlarının içerisinde doğan her türlü çeteleşmeye yapılanmaya karşıyız.
Bunun ocusu bucusu yoktur.

kimsenin çeteleştiği yok aksine o çeteler temizleniyor..bu milletin kurumların en uç noktalrına kadar sızmış milli görünüp kaynağı dışta olnalrın temizlenme sürecidir bu süreç..

yıllardır bu millete kan kusturmuş olan zihniyet temizlenir şöyle feveran ediyor..cemaat geliyor..cemmatin bir yere geldiği falan yok ayağı kayanlar yıllar önce laiklik elden gidiyor cumhuriye çökertiliyor diyenler şimdi cemaat geliyor vaveylası koparıyor..

İntifada 03-03-2012 16:25

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995188)
erbakanın arkasında hangi doğru hareketi için destek verilmeliydi onu bari söyle yavuzum??


denk bütçe
memura emeklye işçiye rekor zam
çekik güçün kovulması
israil ve amerikayla ilişkilerin hükümet düzeyinde kesilmesi
borçlanma yapılmaması
d 8 lerin kurulması

belediyeciliği hiç saymıyorum bile...
refah belediyelerinin yaptığı ortada...
bir istanbullu olarak ben şahidim...

hiç birinin hatrı yoksa 30 sene önce yaktığı aydınlanma meşalesi için...
erbakanın karşısında müslüman hassasiyete sahip bir tane bile parti yoktuki onu desteklemediniz diğerini desteklediniz diyeyim...

bunların hepsini geçelim erbakanın arkasında niye duralım diyorsunuz,peki karşısında neden durdunuz ?
varmı bi cevabınız ?
illa askeriyeden taraf mı olmalıydınız ?


Terennüm 03-03-2012 16:28

Alıntı:

Furkanca Bakış Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995193)
Üniversitelerde mücadele eden adil düzen sevdalıları bugün geçmişleriyle onur duyuyorlar. Mücadelelerini yeni nesillere anlatıyorlar. Biz o gün eğilmedik diyebiliyorlar biz o gün çarpıştık diyebiliyorlar. Biz o gün rektörlük önünde binlerle namaza durduk diyebiliyorlar . Bizim o gün bir vakıf binamız mühürlenirken arka sokakta 2. gün yenisini açtık oda mühürlendi onun yanındaki sokakta 3. gün yenisini açtık yılmadık diz çökmedik diyebiliyorlar. İnançlı öğrenciler sıkıntıya girmediler. Onlar imtihan oldular imtihanlarını başarıyla geçtiler.
İşte o günler oraya buraya pısanlar tırsanlar imza vermekten bile korkanlar abim ne der diye düşünemeyenler bugün utançlarını gizlemek zorunda kalıyorlar. Bugün hala mescit açılması için imza bile vermiyorlar. Yaşayanlar anlatıyorlar canlı şahitler var amma en büyük şahit Allahtır . Allah şahittir yaşananlara ve yaşanılanlara karşı takınılan tutumlara.

İmam hatiplilerin sorgulayıcı tavrı karşısında onları cemaatlerinin biatçı itaatçi sorgulanamaz ritüellerinin kalıplarının içine sokamayanlar imam hatip neslinide ve onların süreçteki mücadelesinide sindiremediler. Şimdilerde imamhatiplileri en ucuza dersanelerine kaydettirenler o neslin ateşini mücadelesini sorgulayan tavrını yaklaşımını yok etmek istiyorlar. ehlileştirmek koyunlaştırmak itaatkar kılmak istiyorlar. İmam hatipliler kurban etmek istiyorlar.

Milli güvenlik kurulu kararlarının arkasında duran ab abd nato büyük sermaya ve ahlaksız kartel baskısı karşısında olabildiğince dik duran dik durmaya çalışan iç savaştan kaçınan süreci iç savaşa süreklememek için hareketini sukunete çağıran bir adama beceremediniz artık bırakın diyenler mi asker daha demokrat diyenler mi hesap soruyorlar. Önce onlar kendilerine hesap sorsunlar tarihte yaptıklarını sorgulasınlar.


Hiç kimse hatasız değildir. Herkesin ufak tefek büyük küçük hataları olmuş olabilir fakat o zorlu günlerde ayakları sabit olmayanlar bu güzel günlerde o günlerde ter akıtanlara hesap sorma cürretine sahip olamazlar.

Allah ayaklarımızı ayaklarınızı Adil düzen yolunda adaletsizliğe karşı savaş yolunda sabit kılsın.

amin.

:) Allah selamet verisn..bari 28 şubatı gülen çevik bir ve bçgyle beraber planladı de konuşmayalım :)

Terennüm 03-03-2012 16:31

Alıntı:

İntifada Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995200)
denk bütçe
memura emeklye işçiye rekor zam
çekik güçün kovulması
israil ve amerikayla ilişkilerin hükümet düzeyinde kesilmesi
borçlanma yapılmaması
d 8 lerin kurulması

belediyeciliği hiç saymıyorum bile...
refah belediyelerinin yaptığı ortada...
bir istanbullu olarak ben şahidim...

hiç birinin hatrı yoksa 30 sene önce yaktığı aydınlanma meşalesi için...
erbakanın karşısında müslüman hassasiyete sahip bir tane bile parti yoktuki onu desteklemediniz diğerini desteklediniz diyeyim...

bunların hepsini geçelim erbakanın arkasında niye duralım diyorsunuz,peki karşısında neden durdunuz ?
varmı bi cevabınız ?
illa askeriyeden taraf mı olmalıydınız ?

askeriyeye kimin taraf olduğunu dürbünü ters çevirisen daha net görürsün..kendine küfreden generali niye görevden almadı..rakı getirn diyen paşaya haddini bil diyemedi? omuz atannlara niye ses çıkarmadı??? dik durmuş bunu bana anlatmayın kardeşim.. ordumuza toz kondurmayız diyende rahmetlinin ta kendisiydi..kim askeriyeden tarafa???

İntifada 03-03-2012 16:43

onları zaten bizde eleştiriyoruz...
askerle halkı karşı karşı getirmeyelim diye susulması hataydı...
dik duruş gelmedi orada...
sorun asker daha demokratik,beceremedi gitsin diyenleri gözünüzün görmemesi...
taassubun her türlüsü zararlı...
ecevit askere ses çıkardığı için i destek verdiniz...
çıkın açık açık deyin erbakan radikaldi,bizim istediğimiz yönde şekillendirmedi ülkeyi,okullarımızı sahiplenmedi,hoşgörü ortamını bozdu bizde yanında değil karşısında yer aldık...

Terennüm 03-03-2012 16:54

niye olduğunu merak ediyorsan necip fazılın yazısına bakabilirsin kardeşim...

xfce 03-03-2012 16:59

28 şubat darbeside diger darbeler gibi amerika tarafından yapılmıştır.

Terennüm 03-03-2012 17:02

Alıntı:

xfce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 995221)
28 şubat darbeside diger darbeler gibi amerika tarafından yapılmıştır.

http://www.aktifhaber.com/foto-galer....-4761-13g.jpg

Ammar 03-03-2012 23:25

:))'den destek beklemiyoruz bikercik olsun bari müslüman olduğu için diyalog kursalardı kıyamet kopmazdı ya... sözü söz sultanına bırakanlar mucadele sultanına ( erbakan ) bir kelime bile diyalg kurmadılar çekil önümü aç ( hükümetten istifa et ) demekten başka !

erbakanın her tarafı çevrili iken her taraftan aldırı alıyorken iki okulu kapanmasın diye erbakanı istifaya çağıranlar erbakanın o haldeki hatlarını dillendiriyor waybeee...

manifesto 03-04-2012 00:08

İnsanın kaburgası kalın olmaya görsün
Ne söylesen anlamaz
Beceremediklerini söylemek bu kadar mı zor?
Beceremediler
Tıpkı Faziletin kapatılmasından sonra
Kartolozlarla partiyi sürdürme çabaları gibi
O zaman da anlamamışlardı
Şimdi de anlamıyorlar..
Anlamaları da mümkün değil

Dünya değişti
Türkiye değişti
Bir onlar değişmedi
50 yıl önce ne diyorlarsa
Şimdi de aynı şeyleri diyorlar
En kötüsü
Bunu marifet biliyorlar

dedektifx 10-22-2012 13:30

S. Mirzabeyoğlu ile F. Gülen'in şimdiki vaziyetlerini karşılaştırın. Anlarsınız kimin nerede olduğunu.

El Emin 10-22-2012 15:37

Alıntı:

Terennüm Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 994801)
----------------------------------------------------------------------------

hani bir fıkra vardır ya bir yarım hoca minbere kurulmuş anlatmaya başlamış;

Hz. Davut'un çocuğu yokmuş. bir gün açmış ellerini rabbine dua etmiş. ''Allah'ım eğer bir çocuğum olursa senin için kurban edeceğim'' diye.. duası kabul olmuş bir kızı olmuş kızına Ayşe adını vermiş. yıllar geçmiş Davut nebi duasını hatırlamış. Kızını da alıp bir dere kenarına götürmüş. Kızın boynuna bir ip geçirmiş tam onu asacakken yerden Azrail bir deveyle beraber çıkmış.

Cemaatten biri daha fazla dayanamamış; 'bu anlattığının neresini düzelteyim; Davut değil İbrahim, kız çocuğu değil erkek çocuğu, Ayşe değil İsmail, dere kenarı değil dağbaşı, ip değil bıçak, Azrail değil Cebrail, deve değil koç be adam!

yani kardeşim bu yazdıklarının neresini düzeltelim?


Konuyu dahi okumadım yorumlarıda ,sizi görünce duraksadım..
Okudum ve gerçek manada güldüm yani espiri bu yani...:)
Bizim cocukların ağzına dolanmıs bir söz var onu söyleyesim geldi,
Adamın çıkmaz sokağısın üstad :)

El Emin 10-22-2012 15:38

Alıntı:

dedektifx Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1024247)
S. Mirzabeyoğlu ile F. Gülen'in şimdiki vaziyetlerini karşılaştırın. Anlarsınız kimin nerede olduğunu.


Bende fethullan gülenle necip fazili karşılaştırdım..
Biri kabirde diğeri hayatta..
sonra erdoğanla hasan mezarcıyı karşılaştırdım,
söylememe gerekyok silsile böyle devam etti..

Ezcümle mantığı kest..:)

dedektifx 10-23-2012 19:58

Alıntı:

El Emin Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1024278)

Bende fethullan gülenle necip fazili karşılaştırdım..
Biri kabirde diğeri hayatta..
sonra erdoğanla hasan mezarcıyı karşılaştırdım,
söylememe gerekyok silsile böyle devam etti..

Ezcümle mantığı kest..:)

Hangi konudan bahsettiğim malum, o dönem kimin dik durduğuda. Mantığınız gayet hoş, sofistleri araştırın, onlara benziyor ;ı:

EpiVaTeS 10-23-2012 20:52

28 Şubat'da Gülen Hareketi doğru olanı yapmadı...;;)

Gökberk 10-24-2012 15:35

28 Şubat' ta fırtınanın önünde bir çınar gibi dikilenlerin nasıl çatırdadığını gördüm.Sürecin içinde baktığımda cemaatin duruşunda büyük yanlışlar var ama bugün yanlışın fırtınada bir başak gibi eğilmemek olduğunu öğrendim.
Savaştada öyle değilmidir.Yeri gelir korunmak için imza atar çekilirsin,taviz verirsin.
O gün baktığımda yanlış bugün baktığımda ise bir doğru görüyorum.

xkatolizorx 12-09-2012 00:21

Şimdi doğru olanımı yapıyor sanki dersaneleri kapatırlarsa hükümeti sandığa gömzeriz diye ifadeler var samanyolu haber kim kimi nereye gömüyo anlamadım sorsun bi gülen cemaati kendine bu kadar önlerini açan büyük BAŞBAKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN simit satarakmı buralara geldi yoksa fem dersanesinde okuyupta torpille bir yerlere yerleşipmi yanlış anlamasında kimse son gelişen olaylardan sonra ben gülen hareketininde samimiyetinden şüphe etmeye başladım o neden partimizin yanında olalım dünyaya meydan okudumuz şu donemde iç karışıklıklara mahal vermeden istikrarımıza devam edelim sağcı,solcu,cemaatçi ,alevi,kürt bolunmeyelelim düşmanımız cok 28 subat geçti gitti izleri kaldı onlarıda bu hukumetimiz saracak 28 subat olmasaydı şuan bu istikrar olmazdı herşeyde bır hayır vardır deyip imanımızı ınancımızı koruyalım...
Kısaca geçmişten ders çıkartıp herkeze eşit ölçüde ayrıştırma seyreltme yapmadan eşit davranıp HZ.ÖMER adaletinden örnek alıp ülkemizi komşularımızı müslüman alemini bir arya getirip katlıamların önüne geçip adaleti tüm dunyaya anlatmamız lağzım gülendi şuydu buydu bunlar boşa tartışlmalar eğer her birey sabah kalktığın islam alemi için ne yapıcam bilinciyle neye hizmet edicem bilinciyle güne başlarsa zaten bizim önümüzde kimseler duramaz vesselam....

xkatolizorx 12-09-2012 16:21

Alıntı:

dedektifx Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1024247)
S. Mirzabeyoğlu ile F. Gülen'in şimdiki vaziyetlerini karşılaştırın. Anlarsınız kimin nerede olduğunu.

ORHAN TURAN / Yenişafak

14 yıldır hapiste, son 10 yıldır tecrit altında... Suçunun ne olduğunu, onu yargılayan hakim bile çözemedi. 60'a yakın kitabın yazarı Salih Mirzabeyoğlu 14 yıllık tutsak hayatında ilk kez Yeni Şafak'a konuştu. Mirzabeyoğlu, Yeni Şafak'ın Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli İnfaz Kurumu'nda yüz yüze yapılan 4 saatlik görüşmede yargılama sürecinden başlayarak günlük yaşamını anlattı. '14 yıl geçti. 9 yıldır da hücrede yaşıyorum. Geçmişe baktığımda itibarsızlaştırma, aşağılamanın bir arada olduğu bir süreç görüyorum 28 Şubat böyle bir şey... Beni sorgulayanlar 'Yukarıdakiler öyle istiyor' diyerek yargıladı' diyen Mirzabeyoğlu, bundan sonraki yargı süreciyle ilgili olarak, 'Bu kadar hukuksuzluğa uğramış bir adam olarak ne düşünebilirim ki...' diyor. Telegram yoluyla yıllardır işkence maruz kaldığını söyleyen Mirzabeyoğlu, 'Beni bu yöntemle delirtmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Amaçları itibarsızlaştırmak' diyor.

14 YIL SONRA İLK KEZ

Burası 'Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'... Yuvarlak bir masa etrafına muntazam dizilmiş üç sandalye... Kırmızı karton kapaklı bir defter ve tükenmez kalemle o masada bekliyorum. 'Acaba ne kadar yaşlandı. Elleri titremeye başlamış mıdır?' diye içimden geçirirken, mahkum ve tutukluların ziyaretçi odasına giriş yaptıkları demir kapı açılıyor. Önce açık mavi gömleği üzerinde apoletlerin olduğu genç bir infaz memurunu görüyorum. Ardından bir memur daha... Bana 'mahkumla ilgili' bir şeyler söylemeye geldiklerini düşünürken, ardından saçları ensesinde Mirzabeyoğlu görünüveriyor.

'NASILSIN' DİYE O SORDU

Cezaevi öncesi fotoğraflarda siyah saçlarıyla aklıma kazınan Mirzabeyoğlu, 48 yaşında iken tıkıldığı bu hücrede şimdi 62 yaşında ama düşündüğümden daha dinç gözüküyor. Kalemi defteri bırakıp ayağa kalkıyorum. Aradaki 3 metreyi ağır adımlarla yürüyerek bulunduğum masaya doğru, hafif tebessüm eşliğinde gözlerime bakarak ilerliyor. Hiçbir şey söylemeden gözlerine bakıyorum.

Kendimi tanıtmayı unuttuğum o andan sonra adımı ancak söyleyebiliyorum. 'Nasılsın' sorusunu ise önce ben değil o soruyor. Utandığım için 'İyiyim' bile diyemiyorum. Garip bir his... Bir dahlim var mı bilemem ama sanki olup biten ne varsa kendi hesabıma düşen bir sorumluluğu yerine getirmemişim gibi hissettiriyor yaşadıklarım.

YARGI HİÇ BU KADAR HIZLI OLMAMIŞTI

Türkiye'de şikayet edilen yargılama uzunluğu bir anda tarih olmuş, 1998'de başlayan yargılama 2003'te noktalanmıştı. 99 suçun faili birkaç yılda sadece bir tek adamın üzerine yıkılarak bulunmuştu. Davanın ilk hâkimi olan Sedat Karagül, emekli olduktan sonra, DGM hâkimliği sırasında hep baskı gördüğünü itiraf edecekti. Bu yüzden Adalet Bakanlığı'nın açtığı davadan dolayı da tazminatla cezalandırılacaktı. Davayı bir an önce sonuçlandırmadığı için dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından görevden alındı. Ancak vitrindeki sebep, hatalı kararlardan dolayı görevden alındığı' yönünde olacaktı.

'ÖRGÜTSEL FAALİYETİ YOKTUR'

Önce Metris, Kartal F Tipi ve son olarak Bolu... Yıllarca bir tür zihin kontrol yöntemi olan Telegram işkencesine maruz kaldığını söyledi. Geçtiğimiz 22 Ocak'ta annesi vefat ettiğinde onu hiç kimse duymadı. Hatta gözaltına alınmadan önce, yakalanması için talimat gönderen Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin talebine İstanbul DGM 'Kendisi kitap basan, dergilerde makaleleri çıkan bir şahıs. İstanbul hudutları dâhilinde hiçbir örgütsel faaliyete katıldığı, talimat ve emir verdiği bilgisi yoktur' diye cevap verdiğinde bile O'nun sesini kimseler duymayacaktı.

Beni sorgulayanlar iBDA-C'nin ne olduğunu bile bilmiyordu

'Tarih 28 Aralık 1998... Saat 14.30... Yer Tuzla... O zaman için ilkokula giden çocuğumu okuldan almak için bekliyorum... Çocuk okuldan çıkıp, onu beklediğim caddenin karşısına geliyordu ki, hızla yaklaşan birkaç sivil otomobil, ani bir frenla ikimizin arasına giriverdi. Hatta araç biraz daha geç frene bassaydı, çocuğuma çarpabilirdi. Otomobilden inen kişiler hiçbir kimlik, arama, yakalama vb. karar ibraz etmeksizin "gidiyoruz' dedi... Onlara "ne demek gidiyoruz, siz kimsiniz?" deyince, "kim olduğumuzu şubede görürsün" diyerek ellerime kelepçe, gözüme bandaj takıp beni İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'ne götürdüler. Terörle mücadelede günlerce gözaltında kaldım. Sorgudan geçirildim. Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Hasan Özdemir ve savcı olduğunu tahmin ettiğim dördüncü kişi de sorgu sürecine katıldı. Bizim dava başı sonundan belli bir tiyatroydu. Zaten bunu açıkça da ifade ettiler. Komiser Bahri bana, 'Aslanım, kimse kitaplarını okumayacak. Buradan savcının önüne ne giderse o...' diyerek, bu sorgulamanın asıl amacına dair işareti veriyordu. Bizi hiç tanımadıkları sordukları sorulardan belliydi... O güne kadar yazdığım onlarca kitabın birini bile okumamışlardı. İBDA'nın ne olduğunu bile bilmiyorlardı.

LİDERSİZ ÖRGÜT OLUR MU...

Terörle mücade kapsamında gözaltına alındım. 4-5 gün gözaltında tutuldum. Hakkımda açılan davanın mahkeme kararında ise 'Kumandan Salih Kod Salih İzzet Erdiş'in örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlere doğrudan doğruya katıldığı tespit edilememiş olmakla beraber... Lidersiz bir örgüt düşünülemediği gibi örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlerden de örgüt liderinin sorumlu tutulmaması eşyanın tabiatına aykırı düşer' ifadeleri yer aldı.

Jandarmanın copuna çarptı

Tutuklandıktan sonra 6 ay boyunca duruşmalara katılmayan Mirzabeyoğlu için 25 Ocak 2000'de sabaha karşı, Metris Cezaevi'ne büyük bir operasyon yapıldı. Noel Baba operasyonu ile Mirzabeyoğlu'na kaydadeğer bir 'yeni yıl hediyesi' verildiği düşünülüyor olmalıydı. Mirzabeyoğlu adliyeye getirildiğinde, ağır işkenceden geçtiği anlaşılıyordu. Ayakta zor duruyordu, saçı sakalı zorla tıraş edilmişti. Yüzü kanlıydı. Medya olayı, 'Metris'in üç aslanı yolunmuş tavuk', 'İşte bu kadar', 'Kafasını jandarmanın copuna çarptı' gibi başlıklarıyla verdi. Akıl tutulması gibi atılan manşetlerin en dikkat çekeni Star Gazetesi'nin 27 Ocak 2000 tarihli 'Tıraş olurken yüzünü kesti' başlıklı manşeti oldu. Gazete işkenceyi alaylı bir üslupla 10 başlıkta veriyordu: '1- Jandarma koğuşa dalınca uyanıp alnını ranzaya çarptı. 2- Sendeleyerek kalktı, ayağı kayınca burun üstü düştü düştü. 3- Kalkayım dedi, uyku sersemiydi. Dipçiğe gözünü vurdu. 4. Kendini topladı. Kapıdaki askılığı görmedi, kulağını taktı. 5. Jandarma sıkı sıkı sarılınca boynuna kan dolandı. 6. Koğuştan çıkıyordu, kapıyı açık zannetti...

28 Şubat: Aşağılama itibarsızlaştırma ve yıpratma

Mirzabeyoğlu, muhabirimizin "28 Şubat size ne hatırlatıyor" sorusuna '14 yıl geçti. 9 yıldır da hücrede yaşıyorsunuz. Geçmişe baktığınızda manzara size ne söyletiyor' diye soruyorum. 'İtibarsızlaştırma, aşağılamanın bir arada olduğu bir süreçti' cevabı verdi.

Yürümekten kesildim dışarı çıkamıyorum

'Günüm, Telegram'ın bendeki etkisine göre değişiyor. Üç hücrenin ortak kullandığı bir havalandırma var. Her gün 13.00 ile 16.00 arasında buraya çıkılabiliyor. Ancak saat 13.00'e geldiğinde, ben çıkmak istesem de Telegram'ın üzerimde bıraktığı etki sebebiyle bitkinlikten o havalandırmaya çıkacak halim bile olmuyor. 4-5 aydır yürümekten kesildim. O yüzden dışarıya çıkamıyorum. Kimi zaman namaz kılarken bile Telegramcıların sözlü ve fiilî tacizlerine uğruyorum. Meselâ secdeye varıyor, "Subhanerabbiyel alâ..." diyorum... O ânda bile, küfürlü sözlerle karşılık veriyorlar. Bu yüzden namazlarımda zorlanıyorum. Bazen namazımı kesmek durumunda kalıyorum. Kur'an okurken, özellikle bazı harfler üzerine geldiğimde adeta şok uyguluyorlar. Genelde saat 17.00'de yatıyorum. Akşam saat 20.00'de sayım yapılıyor. Sayım sonrası 22.00'den sabah 6-7'ye kadar yazı yazıyorum. Ancak bu sistematik değil. Telegram'dan dolayı bu program kimi zaman tam tersi şeklinde gelişiyor. Bazı günler hiç yazamıyorum."

Başı sonu belli tiyatro

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Mirzabeyoğlu, "Ne yaptınız da bu cezayı aldınız" sorusunu şöyle cevapladı: Bu süreç öncesinde, beni şu anda nasıl görüyorsanız, sivil hayatımda da aynı yaşantımı sürdürüyordum. Yani yazıyordum. Benim niyetim belli. En başında ben Müslümanım. Hayatımı buna göre şekillendiririm. Böyle olduğuna göre yazdıklarım da bu çizgide şekillenir. Şimdi ben de size subjektif bir takım yargılarla yaklaşabilirim. Buraya benimle görüşmek için gelmişsiniz, sizi polis de göndermiş olabilir. Savcı tarafından görevlendirilmiş de olabilirsiniz. Bir kere, ben öyle görmek istedikten sonra size bu ön yargıyla yaklaşır ve her hareketinizi bu kurguya nispetle değerlendiririm. Tekrar ediyorum; bizim dava, başı sonundan belli bir davaydı, bir tiyatroydu...

Sokakta yakaladılar hücrede basıldı dediler

Bizim davada sürecin nasıl işletildiğine dair televizyon haberleri, en bariz örnektir. Ben Tuzla'da, evimin yakınındaki okulun önünde saldırıya uğradım, gözaltına alındım. Ama buna rağmen birçok tv. kanalı haberi çok farklı bir şekilde verdi. Meselâ zannediyorum Show TV'deydi... Haber, 'Hücre evine baskın' başlığıyla geçti... Haberde, sanki aranıyorduk, sanki kaçıyorduk ve sanki kaçtığımız yerde yakalanmışız gibi göste-rildik... Yakalandığımız yer olarak da koyun ağılı gibi bir yeri gösteriyorlardı... Benimle birlikte Saadettin Ustaosmanoğlu'nu da almışlar, güya korumammış. Oysa ki Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni olan S. Ustaosmanoğlu'nu o zamana kadar ilk ve son kez Bursa'da görmüştüm. Ben İstanbul'un bir ucunda ikamet ediyordum. O ise Fatih'te... Ve buna rağmen benim korumam olduğu söylendi.

Komiser Bahri, araya İBDA-C sıkıştır

Gözaltına alındığım Aralık 1998 tarihi, Ramazan ayına denk gelmişti. Kimi zaman 14 saat aralıksız sorguda kalıyordum. İrademi kırmaya çalışıp, tüm suçları üzerime yıkmak niyetindeydiler. O kadardı ki, ifademi yazıya döken Komiser Bahri'nin yanında bulunan bir diğeri Bahri'ye, 'Bu ifadelerden birşey çıkmaz. Araya İBDA-C falan sıkıştır' tavrıyla ifadelerimi çarpıtıyordu. Günlerce süren polis safahatı, ardından savcılık, bir de oruçlusun... İnsan bir müddet sonra öyle bitkin düşüyor ki, 'ne olacaksa olsun' aşamasına gelebiliyor.'

Bu kadar hukuksuzluğa ne diyebilirim ki

Geçtiğimiz ay CHP milletvekili Veli Ağbaba'nın kendisine yaptığı ziyareti değerlendiren Mirzabeyoğlu, şöyle konuştu: "Evet Veli Bey, avukatıyla ziyarete gelmişlerdi. Kendilerinin bu ziyareti sadece bana özel değildi elbette ancak beni de ziyaret etme nezaketini gösterdiler. Ben kendisine teşekkür ettim. Buradan ne çıkar ne çıkmaz. Önemli değil. Bu kadar hukuksuzluğa uğramış bir adam olarak ne düşünebilirim ki... Siyaset; bir keyfiyet işidir. Keyfiyeti getirmenin işidir. Kim, hangi keyfiyete mâlik olarak ne getirecek... Sistem çapında kim, ne teklif ediyor. Evvelâ bunun konuşulması ve ortaya koyulması lâzım. Basit itiş-kakışların haricinde birşey yok. Çünkü olması gerekene dair kimsenin söyleyecek birşeyi yok. Hücremde bir televizyon var. Telegram'ın yoğun olduğu zamanlar tv. işkenceyi daha yoğunlaştırıcı bir etki yapabiliyor. O yüzden çoğu zaman televizyon seyretmiyorum.
"


All times are GMT +3. The time now is 01:31.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025