![]() |
MOHAÇ SAVAŞI
Kaynak enfal.de.com* Kanunî, sabah namazından sonra,gözleri yaşlı ellerini göğe kaldırarak askerlere hitab etti İlahî, kudret ve kuvvet senden, imdad ve himaye senden. Ümmet-i Muhammed'e yardım et. Müslümanı yerindirme, kâfiri sevindirme " diye dua eder.* Bu duayla Osmanlı saflarındaki askerlerde cesaret ve din şevki artar. süvariler, atlarından sıçrayıp yere atladılar. Yüzlerini toprağa sürüp secde ettiler Allah'tan zafer dilediler.şevk ile atlarına bindiler Padişahları ugrunda canlarını vereceklerine and içtiler. Padişah, cenk elbisesiyle merkezdeki yerini almıştı. Sabah namazından saatler geçtigi halde taarruz başlamadı Kanunî, düşmanın yaklasmasini bekliyordu. Nihayet bekledigi an geldi ikindi vakti Macarlar taarruza geçti mohaç savaşı 29 Agustos l526 (20 Zilkade 932) Çarbamba günü ikindi vakti Macar hücumuyla başladı Osmanlılar 'ın savaş planına vakıf olmayan Macarlar, altmış bin kişilik bir hücum ile işi halledeceklerini ümit etmişlerdi.Osmanlılar ise Macarları merkeze çekip çenbere alarak imha etmek istiyorlardi.* Macar komutanı Piyer Pereney ile Papaz Tomori, bütün kuvvetleriyle Vezir-i A'zam ve Rumeli askerine hücum ettiler. Osmanlı kuvvetleri geri çekilip düşmanı içeriye aldılar. Macar kuvvetleri içeri alınıp toplarin önüne getiriliyordu. Bâli Bey kuvvetleri, düşmanın arkasını çevirerek Macar süvarilerini ikiye ayırdılar.* Macarlarin Kral Layoş komutasindaki kolu, Anadolu kuvvetlerine yüklendi. Padişah ordusunun kalbine hücum ettiler. Kendisini muvaffak gören düsman içeri girdi. 35 Macar şövalyesi Kanunî'ye sokulup Pâdişahı esir alıp öldürmeye yemin etmislerdi. Bunlar, Marczalinin komutasında bulunuyorlardı.* Yeniçerilerin siddetle çarpistigi Padişahın etrafinda küçük bir kuvvetin kaldığı bir anda Marczali ile Kanunî bizzat karşı karşıya geldi marczalinin arkadaşları, imha edilmişlerdi. Kanunî, tek başına üç sövalye ile dövüştü bir kaç ok yediyse de oklar, zırhı delemedi.Kanunî, üç şövalyeyi bizzat kendi kılıcıyla öldürdü Macar kuvvetleri topların önüne getirildi "akıncı" ve "deli" kuvvetlerince çevrildi 300 topa ateş verilince Macarlarn dehşete kapılıp darmadağın oldular. savaşta komutan olan layoşun bataklikta ölüsü bulunmustu Osmanlilarin kilicindan kurtulan askerler gece bataklığa düşüp boğulmuşlardı.* Mohaç Muharebesi iki saat sürdü.Osmanlı ordusunun mevcudu 300 bin, Macarlarınki l50 binden fazla idi. tarihçi Peçevî, "Mohaç gazasında ikiyüz bin kâfir katl ve esir olundu denilse belki noksanı var, mübalağası yoktur" derken, iki tarafin kuvvetlerinin denk oldugunu belirtmek ister.* Lütfü paşa da Macar askerlerini şu ifadelerle dile getirir: "200 bin atli otuz bin piyade tüfenk Macar kuvvetleri 230 bin civarında idi. savaş Osmanlı planına uygun cereyan etti Kral Layoş, askerini üçe ayırmış, toplara karşı,bir gedik bulamamıştır. Osmanlıların Rumeli ve Anadolu kolu Macarları çenbere almıştır.* Osmanlılar, mohaç ovasında Allah Taala'nin: âyet-i kerimesi'nin işaret ettigi gibi galip gelmişlerdi. Macar Kralının komutası altında Macarlar'dan Alman, Leh, Çek, italyan ve ispanyollar'dan meydana gelen büyük bir ordu bulunmakta idi. Mohaç zaferinin ertesi günü akıncılar, düşman ülkelerine akınlara gönderilmişti. Macar ordusu imha olunmuştu. Osmanlıların önünde engel kalmamıştı. Mohaç ovasındaki üç günlük istirahattan sonra Osmanlı ordusu Macaristan ın başkenti Budin üzerine yürür. l0 Eylül l526'da şehir teslim olur. |
İBRAHİM PAŞA TEBRİZ KUŞATMASİ
Kaynak enfal.de.com* 2l Ekim l533 de Vezir-i A'zam Damad Ibrahim Paşa bağdada gönderilir. İbrahim Paşa,Konyadayken Ulama Han Bitlis'e girip ve Şeref Han'in başını keser. Şeref Han'ın oğlu III. Semseddin, karşı duramayacağını anladığından Ibrahim Paşa'ya müracaat eder. Bitlis'i ocaklik hâline getirilip Seref Han'ın oğlu III. Semseddin'e verilir. bölgede Şeref Hanlar'ın nüfuzu büyüktü.Bitlis Valisi olarak 4l yil idarede bulunmuştu. Ulama Han "Ahlat, Adilcevaz, Erciş ve Van'ı Osmanlılar'a itaat ettirmiştir Tahmasb harb hazırlıklarına başlar Bağdadı ele geçirmek isteyen ibrahim Paşa, Tebriz üzerine hareket eder. Sadrazam'ın ordusu Sa'dabad civarında konakladığı zaman, Tebriz halkının ileri gelenleri, bağlılık arzederler. Böylece Ibrahim Pasa, l3 Temmuz l534 te savaşmaksızın Tebriz'i ele geçirir.* Paşa, tebrizde müstahkem bir ordugâh inşa ettirerek l000 kisilik bir kuvvet koyar. Şehre kadı tayin ederek her türlü yağma ve kanunsuz hareketler yasaklanır paşa kimseyi incitmemeye ve halkı memnun etmeye son derece dikkat ediyordu. İbrahim Paşa'nn hareketleri kısa zamanda meyvesini verip tesirini gösterecektir.* Irakayn seferi sonrası büyük Vezir-i A'zam ibrahim Paşa, l5 Mart l536'da idam edilecektir. Irakayn seferindeki hataları yetkilerini sınırsızca kullanmasi Defterdar Çelebi'nin öldürülmesindeki rolleri Kanunî'nin çok sevdigi vezirini devlet selâmeti için gözden çıkarmasına yol açmistir |
2. Macaristan Seferi Viyana Kuşatması
Kaynak enfal.de.com Osmanlılar sayesinde Macar Kralı seçilen Zapolya, bu imkanı değerlendiremez. Osmanlılar'a karşı avrupadan yardım ister Macar kralı seçilmiş Ferdinand Budine yürür zapolya kuvvetlerini Tokaj'da mağlup eder zapolya kayınpederi Lehistan Kralı'nın yanına sığınmak zorunda kalır Zapolya, Osmanlılar'dan tekrar yardım ister. yardım talebi, Osmanlıları sür'atlen harekete geçirir 29 Subat l528 antlaşmasına göre Osmanlı Devleti, Zapolyayı hükümdar olarak tanır. Ferdinand vergi vermek şartıyla Macar Kralı olarak tanınmasını istediyse de teklif kabul edilmez Budin'in Zapolyaya iade etmesi istenir.* Kanunî, Vezir-i a'zam ibrahim Paşaya II. Macaristan seferinin serdarlığını tevcih ederek büyük yetkiler vermisti.kanuni Macaristan yönetimine asker ve kaynak kullanmak yerine, Zapolyanın idaresinde yarı bağımlı bir Macar Devleti'ni Habsburglar'a karşı tampon bir devlet olarak birakmayi tercih ediyordu VİYANA SEFERİ Budin'e giren Kanunî, Ferdinand ile karşılaşmak niyetiyle Viyana'ya hareket eder ordu, Avusturya - Macar sınırındaki Ovar kasabasini ele geçirir Viyana önlerinde toplanmaya baslar.Ferdinand'in ise kuvvet toplamak için Avusturya içlerine çekilmisti. Viyana şehrinin muhasarasında Osmanlı ordusu hazırlıksızdı Belgrad, Mohaç ve Budin'deki ağır toplar olmaksızın, orta ve hafif toplarla kalede istenilen gedikler açılamadı. Almanlar, kaleyi büyük bir fedakarlıkla savunuyorlardı. Surların önünde iki taraf da ağır zayiatlar veriyordu.ancak Surlar altından lağım açılamıyordu.* aralıksız süren çalışmalar sonucu surlarda gedikler açılıp hücumlarda bulunuldu havaların soğumaya başlaması, kışın yaklaşması erzak sıkıntısının had safhaya ulaşması, askerin gücünü etkiliyordu. Kanunî, l7 günlük muhasarayi kâfi görmüştü ancak bu kadar kisa sürede böyle müstahkem bir mevkiin düsürülmesi, ordu ne kadar kuvvetli olursa olsun imkansızdı.* l4 Ekim l529'da hücum başarıya ulaşmayınca, muhasaranın kaldırılmasına karar verilir. Halbuki son hücumda gedikler açılmış kalenin dayanma gücü tükenmek üzeredir kışın kar ve yağmurun yağması üzerine "Pâdisah-ı islâm emriyle leskere (askere) zarar ve ziyan müretteb olmasın diye kanuni "bir adami on bunun gibi hisara vermezen" deyip kuşatmayı kaldırır* Kanunî haklı ve yerinde bir karar alarak Kış ve soğukların bastırmasıyla viyana kuşatmasını kaldırır hakan askerini düsünmüştür bölgedeki kar yağışı ve şiddetli kış soğukları felaket getirebilirdi. Şarlken (Charles Quint) Avrupa'dan topladığı kuvvetleri Linz'e yığıyordu. Viyana ancak iki hafta dayanabilirdi. Ancak kale feth edilse bile sonra ne olacaktı ?* Kanunî çekilir çekilmez, Linz'deki Alman ordusu şehri muhasara edecekti. muhasara için Viyana'da çok büyük bir askerî güç bırakmak icab ediyordu. Şehirde, Türk topçu ateşinden yıkılmadık bir yer kalmamıştı. Böylece şarlken taht şehrinin tahribi ile cezalandırılmıştı.* Kanunînin viyana seferinde l4 bin Osmanlı askeri şehid olmuş ve yaralanmıştı. Almanya tamamen perişan olmuştu. Viyana sefer-i hümayûnu 7 ay, 7 gün devam etmişti. Macaristan'daki Osmanlı hakimiyeti sağlamlaşmış, Avusturya ve Kuzey Macaristan tahrib edilmiş saldırı ihtimali ortadan kalkmıştı. |
Belgrad'in Fethi*
Kaynak enfal.de.com* Canberdi Gazalî'nin isyanında Macaristan'a sefere karar verilir. stratejik önemi olan Belgrad, Avrupa seferleri için bir üs durumunda idi. stratejisinden dolayi Fâtih han da burayı almak için tesebbüslerde bulunmustu. askerî güçlerine güvenen Macarlar, Pâdisahi tebrik ietmedikleri gibi haracı istemek üzere Macaristan'a gönderilen Osmanli elçisini öldürmüslerdi.* elçiyi öldürmekle yetinmemiş kulakları ile burnunu keserek Süleyman hana göndermişlerdi.insanlık tarihi için yüz karasi bir vahset sergilemişlerdi olumsuz gelişmeler üzerine harp kaçınılmaz hale gelmisti.Kanunî, kendisine ve devletine yapılan hakaretin cezasına inandığı için harp hazırlıklarına başlanılması için emirler göndermisti.* İran hudud güvenliği sağlanıp savas kararı alındıktan sonra babasi ve dedeleri II. Bayezıd ile II. Mehmed'in türbelerini ziyaret ettikten sonra l8 Mayis l52l' de bizzat kendisinin başında bulundugu Osmanlı ordusu, Belgrada hareket eder. müzakerelerde Veziriazam Pîrî Mehmed Paşa'nın görüşüyle Belgrada yürünmesi Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa'nın ise Bögürdelen hisarini almasi kararlastirilmistir Sabacz böğürdelen hisarını kuşatan Ahmed Paşaya kaledeki garnizon, direniyor kendisini savunuyordu.muhafizlar yok edildiler.kuşatmada Osmanlılardan epeyce şehid verildi. Ahmed Pasa, büyük bir mücadeleyle 7 Temmuz'da Sabacz (Bögürdelen)i zaptetti Böylece Kanunî ilk fethini gerçekleştirmiş oluyordu.* Sultan Süleyman, Ahmed Pasa ile sancakbeylerini huzuruna kabul ettikten sonra sabacz kalesine gelir.istihkâmların arttırılmasını ve Sirmi'ye geçmek için Sava üzerine köprü yaptırır. Süleyman han gayretleri artırmak için nehir kenarinda çardak altinda insaatin tamamlanmasini bekler. manevî bir destek ve etki altinda kalan ordu can ve başla köprü inşaatını ongünde tamamlar Belgrad kuşatmasında Pîrî Paşa Zemin Kalesini ele geçirir Pîrî Paşa' yı çekemeyen Ahmed Pasa'nin tesiriyle Belgrad muhasarası kaldırılıp Budine yürüme kararı alınır ancak karardan vazgeçen Sultan Süleyman,l Agustos'ta Zemin civarına otağ kurup, belgrad kuşatmasının sonuçlandırılması emrini verir.* Şiddetle kuşatılan Belgrad dayanamayacağını anlayınca eman dileyerek kaleyi teslim eder. Kale halkı Macaristan'a giderken, Sırplı olan bir kısımda evlad, ve mallariyla Istanbul'a nakl olunarak Yedikulede iskan edilir mahalleye Belgrad Mahallesi denilmeye başlanır. Fetihten sonra 200 top ile tahkim edilen Belgrad Kalesi, ve Semendire 900 bin akça has ile Bosna Sancakbeyi Yahya Paşa oğlu Bâli Bey muhafazasina tayin edilirken Bosna Sultanzâde Hüsrev Bey'e verilir. Belgrad seferinde Osmanli ordusunda filler de bulunuyordu iki tane olduğu belirtilir Kanunî'nin ilk seferine Edirne, Filibe Sofya medreseleride iştirak etmislerdir. Belgrad, ele geçirildiğinden itibaren Avrupa seferlerinde en mühim üslerden biri olmus "Dâru'l-cihâd" adini almistir. Sultan Süleyman, Belgrad'dan iki yaşındaki oğlu Murad'in,ve kızının ölüm haberini almış. İstanbul'a girdikten on gün sonra da dokuz yaşındaki oglu Mahmud çiçek hastalığından öldü Vezirler, cenazeye yaya refakat ettiler. Bunlar Sultan Selim türbesinin yanina defn edildiler. |
(l562)Bogdan Seferi
http://www.enfal.de/otarih48.htm II. Bâyezıttan beri boğdan Osmanlılara bağlı bir voyvodalıktı voyvodalık Kili ve Akkirman kaleleriyle devletin nüfuzuna girmiş yarim asırdan fazla devleti uğraştıracak hareketlerde bulunmamışlardı. voyvodalık vergi vermekte ihmal göstermişse de göz yumulmuş sadece ikaz edilmişti. Kanunî, Macaristan seferinde boğdanı Voyvoda Petru Rares'e bırakmıştı. Voyvodalık, her yıl Osmanlı Devleti'ne 4000 duka altın, 40 kısrak ve 20 tay göndermekle yükümlü tutulmuş. kararlaştırılan hediyeler bizzat Rares'ten alınarak karşılığında vezirlere mahsus samur kürk sancakbeyi alâmeti olarak iki tug hediye edilmişti Rares, gizlice Osmanli Devleti aleyhinde çalışmaya başlamıştı. Ferdinand ile muhabere müzakerelerine baslayan Rares, Erdel sınırlarına tecavüz etti Zapolyaya karşı Ferdinand ile birleşti vergilerini göndermedi Osmanlılara bagli Venedikli Gritti'yi öldürttü Rares'in bu faaliyeterinden Kanunî l538 Mayıs'ında Boğdan üzerine yürümeyi kararlaştırır. Barbaros'un donanma ile denize açıldığının ertesi günü istanbul'dan hareket eden Osmanlı ordusu, Edirne'ye ulaştığında Kanunî "Seferimiz Boğdan üzerinedir" diyecektir. Kanunî, Rares'in azıgnlığa son verip itaat etmesi halinde merhametli davranacağını bildirmişti.* Rares'in samimi olmadigi anlasilmis sefere devam edilmiştir. dehşete düşen Rares, Transilvanyaya kaçmıştır Osmanlı ordusu Yaş sehrini yakip yıkmış Suçeva sehrini almıştır. Kanunî, umumi af ilan ederek voyvoda seçilmesini ister. Kanunî Rares'in kardeşi Lacustayı voyvoda arayarak berat verir. sefer sonunda Osmanlılar, Prut ile Dinyester nehirleri arasındaki yerleri ele geçirirler Elde edilen yerler, sancak haline getiriliŕ. yıktırılan Kili kalesi inşa edilip Akkirman müstahkem bir kâle haline getirilir Bender sehri ele geçirilir Boğdana voyvoda vaziyete hâkim olamaz Sultan Süleyman, voyvodaliğı tekrar rarese verir |
Kırım seferi
http://www.enfal.de/otarih48.htm Kanunî döneminde Kırım da kardes kavgaları artmıştı. Kanuni mücadeleyi takip ediyordu islâm Giray'ın yerine hanlığa tayin edilen Sahib Giray, Kırımda kendini mücadelenin içinde bulmustu eski han islâm Giray, Sahib Giray'ın Osmanlı destegi ile hanlığa oturmasını hoş karşılamamıştı.* Sahib Giray muhaliflerini yok etmeye başlamıştı. Nogayları kendi tarafına çekmis ve islâm Giray'ın, öldürülmesinden sonra Nogaylar'a karşı cephe almıştır. Sahib Giray, yegeni Baki'yi saflarina çekmiş Moskova seferinde ortadan kaldırmıştır.* otorite tanımayan Nogaylar'a karşı Sirinlerle birleserek l546 - l547'de Kirim tarihinde "Nogay Kırımını gerçekleştirmistir. . Kırım da, Osmanlı modeliyle hâkimiyet tesisine çalisan Sahib Giray ın Kanunî'nin teveccühüne mazhar olması, vezirler arasinda aleyhine bir faaliyete sebep oldu. Sahib Giray vezirleri tahrikten çekinmiyordu. Kanunî'nin iran seferine kuvvet göndermemesi, gözden düşmesine yol açmıştır* Girayın müstakil bir hanlık kurmaya çalıştığı söylentileri kuvvetlenmiştir. Kazan hanlığına Devlet Girayın tayinini istemiş rakipten kurtulmayi ümid etmişti. Fakat kendisi azlolunur. Osmanlı Devleti tarafindan Kırıma gönderien Devlet Giray, Sahib Girayı yakalayarak üç oglu ile birlikte öldürür.* Ruslar düşmanı olan Sahib Giray ortadan kalktıktan sonra ivan Vasili, Kazan ile Ejderhanı zaptederek çar ünvanını almıştı Devlet Giray Ruslarin eline düşen Ejderhanlığını geri almış Moskova akınlarıyla Ruslar vergiye bağlanmıştı. Devlet Giray, Zigetvarda Mirzalar komutasında Tatar askeri göndermiş. Bu kuvvetler, Erdel Beyi Sigismund ile birlikte Avusturyalılar in eline geçen yerlerin alınmasında büyük hizmetler görmüşlerdi. |
Kaynak türk tarihim.com
Bursa'nın Fethi *Bursa'nın fethi 1326 yılında Orhan Gazi marifetiyle gerçekleşmiş, fetihten sonra Bursa bey sancağı ve başkent olmuştur Osmanlı beyliği ilk zamanlarda komşuları ile iyi ilişkiler gütmüş, Bizans ile barış ve menfaat ilişkilerinde sulh geliştirmiştir. Osmanlı beyliğinin devletleşmesi ve güçlenmesi ile gaza ve fütuhat düşüncesi Tekfurlar ile Osmanlı Devletini karşı karşıya getirdi.*Osman Gazi Bizans’ın en kuvvetli tekfuru İznik’e taarruz etti şehri onlarca yıl kuşatma altına aldı. İznik’i kuşatmadan kurtarmak isteyen Bizans, Bursa tekfurlarıyla Osman Gazi’ye karşı koymaya çalıştı tarihe Koyunhisar Muharebesi olarak geçen mücadele ile bölgedeki Bizans tekfurları büyük bir mağlubiyete uğratıldı devletin sınırları İznik ve Bursa Ulubat hattına kadar genişledi*İznik kuşatma altına alındı hem de Bursa tekfurluğunun Bizans bağlantısı kesildi ikmal ve yardım imkânları ortadan kaldırıldı. hem İznik hem Bursa hisarları aşılması güç bir engeldi hisarın çevresi kuşatılarak dışarıdan yardım engellendi tekfur ve teslim olmaya zorlandı Bursa’nın kuşatılması Dimbos savaşından sonradır (1303). Bursa’yı fethetmek isteyen Osman Gazi, hisarın giriş kapısına hisar yaparak kalenin ana kapısından giriş çıkışları engellemiş, hisarın dağ sırtlarına da ayrı bir hisar yaparak dışarıdan gelecek taarruza karşı önlem almıştı.kuşatma yalnızca hisarlarla değil tebaanın hisar çevresine yerleştirilmesiyle de devam ettirildi.* *Bursa kuşatması 23 yıl sürdü. Bursa Tekfuru zaruret içerisine girdi. Tebaa yarı aç yarı toktu Osmanlı, kendi rızasıyla hisarın dışına kaçan gayrimüslimleri teslim oldukları için ödüllendirerek hisarın dışında müreffeh bir yaşam sunuyor, hisarın dışındaki Bizanslılar bağırarak onları teslime çağırıyorlardı.*Kuşatma amacına ulaşmış, Bursa Tekfuru dayanamayarak Bursa’yı teslime razı olmuştu. Orhan Gazi, tekfurun teslimini istedi. Tekfur, kendisi ve ailesinin canının bağışlanması, servetine el konulmaması, şehrin yağmalanmaması ve isteyenlerin hisardan çıkmasına şartlarıyla hisarı teslim etti. Orhan Gazi’ye 30 Bin altınla Osmanlı kuvvetlerinin nezaretinde hisardan ayrılarak Gemlikden gemiyle İstanbula gitti.**Bursa ahalisinin bir kısmı hisardan ayrıldı önemli bir kısmı Osmanlı himayesini seçti ve Müslümanlığı kabul ederek Osmanlı tebaası haline geldi. Hisarın teslimiyle şehir Orhan Gazi tekfurluğun hazinesini gazilere bağışladı. ganimet her bir gaziyi zengin etti Tekfurun teslimi için arabuluculuk yapan tekfurun veziri Saroz, Osmanlı himayesini tercih etti. hazinesini de Orhan Gazi’ye sundu. Orhan Gazi ganimeti Gazilerine bağışladı.* Orhan Gazi, Saroz’a hisarı niçin teslim ettin diye sorduğunda Saroz; “ pek çok sebep var. Birincisi sizin devletiniz büyüdü ve güçlendi bizim uğursuz devletimiz bahtsızlaştı., Baban köylerimizi zaptettiğinde köylülerimiz size itaat ettiler ve bizden yüz çevirdiler, bizi anmadılar. Niçin ansınlar, sayenizde rahata kavuştular. Onları görüp rahatlığa heves ettik. *tekfurumuzun çok malı vardı alacak bir şey yoktu. Altınlarımız fayda etmiyordu. imparatorumuz düşkün ve acizdi. kötüye uyduk, Kite tekfuruna uyduğumuz için düştük. dünya hep değişir. Şimdi bizimde değişmemiz gerekiyor” demiştir.*Orhan Gazi, hisarı sulh yoluyla aldı saraya gelirken ölmüş Bizans askerleriyle karşılaşmıştı. Onlar açlıktan ölmüşdü Bizans’ın surları aşılınca surlara sancağı diken Ulubatlı Hasan İstanbul’un fethinin sembolü olmuştur. Bursa’nın fethinde de hisarın fethedildiğini ilan etmek gayesiyle Osmanlı sancağını diken kişinin adı Ahi Hasan’dır. İlginç bir tevafuktur ki; Osmanlı’nın iki değerli başkentinin fetih sancakları “Hasan” isimli sancaktarlar tarafından çekilmiştir.**Orhan Gazi, Bursa’ya büyük önem vermiş, bölgeyi Türkleştirerek Osmanlı tebaası olmak isteyen Müslüman kitleleri Bursa’da ikame ettirmiştir. Bursa tekfurluğunun gayrimüslim köylüleri İslam’ı kabul ederek bölgenin yerli halkına girmiş, kalabalık bir yerleşim yeri haline gelmiş fethinden 9 yıl sonra Osmanlı Devletinin başkenti olmuştur (1335).* |
Kaynak ensonhaber.com
Ulubatlı Hasan İstanbul fethedilirken surlara ilk önce çıkan ve Türk bayrağını surların üzerine ilk diken askerdir. Bizans anlatımına göre, Türkler 29 Mayıs Salı sabaha karşı Edirnekapı ile Topkapı arasında hücüm başlattılar savunmanın temel direği Venedikli General Giustiniani'nin yaralanıp cepheyi terketti Türk askerlerin heyecana gelip Fâtih handan Topkapı Surlarına tırmanılması emriyle Uluabatlı Hasan isimli küçük rütbeli ve genç asker 30 askeriyle Osmanlı bayrağını surlara dikmişdir. Türk kaynaklarındaki yorum şöyledir: Uluabatlı Hasan, İstanbul fethedilirken surlara ilk çıkan ve Türk bayrağını sura ilk diken askerdir. Otuz arkadaşıyla beraber Topkapı surlarına tırmanmış. On sekiz arkadaşı çıkmaya çalışırken öldürülmüş, en yüksek yere çıktığı zaman takımında yalnız o kalmıştır. Bayrağı dikmeyi başarmış ancak ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri, Bizans askerlerinin taş ve ok yağmuru onu şehit etmiştir.Fetihten 2 gece önce, Otağ-ı Hümayün da padişah çok güzel bir dua etmiştir. Dışarıdan Amin"*sesi gelmiştir. II. Mehmed* "Amin"*diyen kişinin bulunmasını istemiştir. Bulunan kişi Uluabatlı Hasan'dır. Neden Otağ-ı Hümayün'e yakın olduğu sorulunca istanbula, ilk saldıranlardan olmak istediğini ama kumandanının izin vermediğini söylemiş. Padişahın izni ile en ön safa geçmiş ve en ön safda yer alıp kahramanca savaşmıştır. Kaynak vikipedi Ulubatlı Hasan*(Ulubat,*Karacabey,*Bursa; d. 1428 - ö.*29 Mayıs*1453;*İstanbul),*İstanbul'un fethinde*Doğu Roma surlarına ilk sancağı diktiği iddia edilen*Osmanlı*askeridir Sipahi*veya* Yeniçeri*şeklinde kurgulanmıştır. dönemin kaynaklarında ve Bizans tarihinde ismi geçmiyorken sonraki tarih kitaplarında yer almaktadır.*İstanbul surlarına ilk Türk bayrağını diken Ulubatlı Hasan'dır. tarihçiler Ulubatlı Hasan'ın aslında hayali olduğu kanaatindedir. şehrin fethedilişinde o kargaşada surlara bayrağı ilk diken kişinin isminin sağlıklı bir şekilde zikredilmesinin mümkün olmayacağıdır. Osmanlı kaynaklarında, ve İstanbul'un fethini anlatan yabancı tarihçiler Ulubatlı Hasan'dan bahsedmemektedir. Ulubatlı Hasan, İstanbul'un Türkler tarafından fethedilişinin simgesi ve Türk mitolojisinin parçasıdır pek çok roman çizgi film dergi ve sinemada yer almıştır.*Fetih 1453'te Ulubatlı Hasan'ı*İbrahim Çelikkol*canlandırmıştır. Kaynak a haber.com Ulubatlı Hasan'ın mezarı bulundu *İstanbul'un fethinde, vücuduna 27 ok saplanıp bayrağı Topkapı surlarına diken Ulubatlı Hasan Osmanlı tarihinde büyük önemi vardır*Ulubatlı Hasan'ın bugüne kadar yeri bilinmeyen mezarı bulundu. Ulubatlı Hasan'ın mezarının, Fatih'in en eski semtlerinden olan Silivrikapı sur dışında bulunduğu öne sürüldü.Ulubatlı Hasan'ın mezarının neden sur dibine gömüldüğünü şöyle anlattı:* "Ulubatlı Hasan fetih ve Sultan Mehmet'in önüne geçmemesi için, Fatih'in hocası Akşemsettin, "Hasan'ın cesedini alın, sur dibine gömün. Mezarı belli olmasın' diye emir veriyor. yeniçeriler Ulubatlı Hasanın mezarını Silivrikapı sur dışına gömerler. Burası yıllarca 'Elekli Baba' mezarı olarak bilinir. *Ulubatlı Hasan şehit olmadan önce Sultan Mehmet kendisine, 'İstanbul sana değermiydi?' sorusu üzerine, "Elek elek oldum Sultan'ım, ancak yine de sancağımı bırakmadım. Peygamber efendimiz bizimle beraberdi" demiştir UluabatlIı zengin bir ailenin çocuğu olan Hasan, Sultan Mehmet ile kılıç talimi yapmıştı. Ulubatlı Hasan, Sultan'ın izni ile İstanbul'un fethinde en ön safda yer almış kahramanca savaşmıştı. Osmanlı sancağını surlara diken Ulubatlı şehit düşmüştü. Hasan'ın mezarı bilinmiyordu.1428 yılında Bursa Karacabey doğumlu Ulubatlı Hasan, İstanbul'un fethinde 1453'te şehit düştü.Hasan, İstanbul'un fethedilişinin simgesi Türk mitolojisinin parçasıdır Birçok filmde canlandırılmaktadır. |
Kaynak türk tarihim.com
İznik'in Fethi *İznik'in Fethi, 1331 de Orhan Gazi eliyle gerçekleşmiş, İzmit fethinin hazırlıklarına başlanmıştır Osman Gazi’nin döneminde İznik, kuşatılmış ancak surları aşılmaz olan kadim Bizans şehri fethedilememişti. Fetih için Bizans bağlantısı kopartılmalı ve İznik’e destek gönderilmesi engellenmeliydi İznik’in kuşatmasına Karatigin kalesinin fethedilmesi ile başlanmıştır. kalenin fethi ile çevreye yerleştirilen Türk göçerleri İznik tekfurunun hisardan dışarı başlarını çıkartamaması anlamına geliyordu. Karatigin kalesinin fethinden sonra geçen 25 yılda İznik Bursa tekfurluğu gibi zarurete düşerek zayıflamış ve yılgın düşmüştü. Orhan Gazi, İznik’i kuşatmaya aldı. *Bizans İmparatorunun torunu ve İmparatorluğun varisi 3. Andronikos, kuşatmayı bertaraf etmek için yola çıkınca Orhan Gazi, İznik’i kontrol için az sayıda gazi bırakarak kuşatmayı geçici olarak durdurdu 3. Andronikos ile giriştiği savaşta galip gelerek Bizans’ı bozguna uğrattı.*İznik’in fethi için tüm koşullar yerine gelmişti Orhan Gazi, İznik’i kuşatma altına aldı (1331). Aslında bu kuşatma İznik için bir kurtuluş oldu İznik halkı hisardan kaçıp gönül rızasıyla Osmanlıya katıldı. hisardan kaçamayan köylüler gazilere haber gönderip heba olduklarını dile getiriyor, şehirin fethedilmesi için çağrıda bulunuyordu. Orhan Gazi İznik surlarına geldiğinde tekfur, yağma yapılmaması ve can güvenliği temin edilirse hisarı teslim edecekleri haberini ulaştırdı. *Orhan Gazi, sulh ile iznik hisarını teslim alarak köylülerin can güvenliğini sağladı, gayrimüslimleri muhafaza etti. Orhan Gazi’nin lütufkâr ve merhametli tavrı gayrimüslimleri etkiledi. İznik’teki köylüler ve tekfur askerleriyle osmanlıyı terk etmedi İznik ahalisi Bizansın aşağılamasından kurtulmuş, Müslümanlığı gönül rızasıyla kabul etmişlerdi. İznik ahalisi Orhan Gazi’yi işgalci bir komutan gibi değil yeni hükümdarları gibi karşılamıştı. Orhan Gazi’nin İznik’e girmesi bir şölen havasıydı Orhan Gazi izniki tetkik etti kocaları açlıktan ve savaşlarda ölen pek çok kadını gayrimüslim dul ahaliyi gazileriyle nikâhlayarak İznik ahalisini bağrına bastı. İznik Bursa ve Yalova’da olduğundan daha hızlı ve samimi şekilde Müslümanlaştı ve şehir muazzam bir İslam kenti haline geldi.**Orhan Gazinin, İznik ahalisine gösterdiği yakın ilgi bu kadarla kalmadı. Bizzat kendi emriyle büyük kiliseyi Cuma mescidi haline getirdi ve manastırı medreseye çevirdi. İmaret kapıları açıldı açlık ve sefalet içerisinde yaşayan İznik ahalisine aş verdi İznik’te kendisine gösterilen teveccühten o denli memnun oldu beyliğini İznik’e taşıdı ve burada yıllarca aradığı huzur ve sefahati tattı.*Orhan Gazi, İznik’in fethi ile bir zamanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı Süleyman Paşa’nın başkent yaptığı şehri ele geçirmiş, onun oturduğu makamın sahibi olmuştur.*İznik’in fethi Osmanlı uç beyliklerinde değişiklikler meydana getirdi. Büyük oğlu Süleyman Paşa’yı İznik’e çağırdı ve bölgeyi güvence altına aldı. Murat Hana Bursa’yı emanet etti. Amcasının oğlu Gündüz Bey’i ise Karacahisar’a tayin ederek sancakların görev taksimini tamamladı.* |
Kaynak kutulamare.gen.tr
Unutulan Zafer Kut’ül Amare *Ku’ül Amare; Birinci Dünya Savaş’ının en kanlı savaşlarındandır. Osmanlı Devleti birden fazla cephede savaşdı. Bu cephelerden biri de Irak cephesiydi. Irak cephesi, İngilizlerin petrolü ele geçirmek amacıyla 15 Ekim 1914’te Bahreyn’i ve 23 Kasım 1914’te Basra’yı işgaliyle açılmıştır. İngilizler için yeraltı zenginliklerinin olduğu, Hindistan sömürgeleri önemliydi. Osmanlı Sultanı Abdülhamit Han’ın hayata geçirdiği Hicaz demir yolu da İngilizleri rahatsız ediyordu.*İngilizler, Irak’a sömürgedeki Müslüman Hintlilerden oluşan birlikle sefer düzenlemişti.İngilizler, Irak Seferi’nin başında Osmanlı’ya üstünlük sağlayarak Bağdat’a ilerledi Çok geçmeden ilerleyiş durdurulmuştur. Başkomutan Enver Paşa, Irak cephesinin başına Süleyman Askeri Bey’i getirmişti. *Süleyman Askeri Bey, yerel güçleri örgütleyerek İngilizleri durdurmayı planlıyordu. İngiliz ilerleyişine rağmen İttihat ve Terakki kuvvetleri bölgedeki güçlerini kolordu seviyesine çıkardı Süleyman Askeri Nasırıye’yi ele geçirip, Şuayibede ingilizlere saldırdı. imkansızlıklar neticesinde Osmanlı askerleri zayıf düşüp Büyük kayıplarla geri çekildi. Durumu gururuna yediremeyen Süleyman Askeri Bey hayatına son verdi.İngilizlerin Irak’taki kuvvetlerine General Townshand getirildi. Osmanlı kuvvetlerinde Nurettin Bey bulunuyordu. Irak savunmasına hazırlanıyordu Osmanlı imkanları sınırlıydı. İngilizler 3 Haziran’da Amara’yı, 25 Temmuz’da Nasırıye’yi ele geçirdi. İngiliz casusları Araplar arasında propaganda yapıyordu *İngilizler Arapları, Osmanlı zulmünden kurtaracaklarını iddia ediyordu kazandıkları başarılarla Bağdat’a ilerlediler General Townshandın. Beklediği emir 23 Ağustos 1915’te geldi. Osmanlı birliklerinin imhası, Kut’ül Amare’nin işgali isteniyordu.İngilizler Osmanlıya ağır kayıplar verdirdi. Birliklerimiz geri çekildi . Meydanı boş bulan İngilizler 29 Eylül’de Kut’ül Amare’ye girdi. Basra bölgesi ve suyollarını ellerine geçirdi Nurettin Bey birliklerini geri çekiyor ve savaş düzeni alıyordu.Kut’ül Amarede Osmanlı Askerlerini gören İngilizlerin kanı donmuştu ancak Bağdat alınmalıydı. General Townshand 14 Kasım’da Bağdat’a harekat başlattı. *Osmanlı Irak, Musul ve İran birliklerini birleştirerek altıncı kolorduyu oluşturdu. Ordunun başına Alman Mareşali von der Goltz atanmıştı. Osmanlı ordusu omuz omuza topraklarını savunuyordu. 25 Kasım’da İngilizler geri çekilmek zorunda kalmıdı.İngilizlerin kaybı 4.567’ye ulaşmıştı. kayıplar toplam savaş gücünün üçte biriydi İngilizler Kut’ül Amarede beklemeye başladılar. Kut’ül Amare üç tarafı Dicle Nehri ile çevrili olduğu için avantajlıydı. Osmanlı birlikleri 3 Kasım’da Kut’ül Amare’ye ulaşdı.Kut’ül Amare Kalesi’ne top atışları başladı. Kale duvarlarını aşıp tel örgülere takılan Osmanlı askerleri kayıplar veriyor, ve durmadan saldırıyordu. İngilizler kuşatmanın bir ay süreceğini sanıyor ve ellerindeki yiyeceklere güveniyordu *Osmanlı saldırısına karşı. General Townshand İran’a saldırı düzenleyen Ruslardan yardım isteyecek ancak işe yaramayacaktı. Çünkü Osmanlı askerleri Rus birliklerini dağıttı Osmanlı ajanları ile İngiliz ajanları arasında büyük mücadele yaşandı. Teşkilat-ı Mahsusa’nın ajanları pusulalar dağıtıyordu. pusulalarda ise Hintli Müslüman askerlerin İngiliz birliklerini terk etmeleri, İslam Halifesine karşı savaşmamaları isteniyordu. pusulalar oldukça etkiliydi. Parmağı tetikte kendini vuran, nöbette uyuyan, firar eden Müslüman Hintli asker artmıştı. Hintli Müslüman askerler din kardeşleriyle savaşmak istemiyordu Kut kuşatması tüm şiddetiyle devam ediyordu, İngilizlerin 27 günlük yiyeceği kalmıştı. *Osmanlı ordusu kıt kanaat besleniyor canla başla saldırarak yardım birliklerini yok etti. Kuşatmayı uzaktan izleyen Townshand umutlarını yitirdi Halil Paşa İngilizlere teslim çağrısında bulundu İngilizlerin hali içler acısıydı atları yemeye başladı, Müslüman askerler yemiyorlar ve aç kalıyordu Günde ölen asker sayısı 20’ye ulaşmıştı.İngilizler ajan Lawrence’ı Halil Paşa’ya göndermişti. İki milyon sterlin teklif edildi Halil Paşa şanlı zaferi hiçbir şeye değişmek istemiyordu. 29 Nisan günü teslim olunmazsa saldırıyı kuvvetlendireceklerini iletti. İngiliz cephaneliği yok ediliyordu.29 Nisan günü general Townshand koşulsuz teslim olduğunu bildirdi. 29 Nisan 1916’da Binbaşı Nazmi Bey Komutanı’nın piyade alayı Kut’ül Amare’ye giren ilk Türk birliğiydi. *Hükumet Binasına Türk Bayrağı çekildi. Halil Paşa kılıcını uzatan General Towshand’a “Bunlar şimdiye kadar sizindi, bundan sonra da böyle olacak” dedi. beş general on üçü üst düzey subay, dört yüz seksen bir subay ve üç bin üç yüz dokuz İngiliz askeri esir alındı. Bu zafer İngilizlerin gördüğü en korkunç yenilgiydi.Halil Paşa askerlerine yaptığı konuşmada “Bugünü Kut Bayramı ilan ediyorum” demiştir. İstanbul bayram havası vardı Halil Paşa birinci derece Osmanlı nişanı ile 43. Alay Sancağı’da altın ve gümüş madalyayla ödüllendirilmiştir. Kut Zaferi Osmanlı’nın en büyük destansı zaferlerinden biriydi. Ancak ne yazık ki büyük zafer tarih kitaplarında yer almadı bayramı kutlanmadı *iddialara göre kut zaferi 1930 da İngilizler tarafından yasaklatıldı. Diğer iddia ise 1950 de Türkiye’nin NATO üyesi olmasıyla Kut Zaferi yasaklanmıştır. ne sebepten olursa olsun, Osmanlı Devleti’nin bu son şanlı zaferi unutulmamaya ve kutlanmaya değerdir. Kut zaferiİngilizlerin unutmadığı ama bize yüz yıldır unutturulmaya çalışılan şanlı Türk zaferdir. Büyük Türk komutanı Halil Paşa zafere izafeten Kut soyadını almıştır. Halil Paşa’yı rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun. |
Kaynak pomak forum
Plevne savaşları ve Gazi Osman Paşa *Doksan üç savaşı olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda, Tuna boyundaki Plevne'de Gazi Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun, düşman kuvvetleri Rusya ve Romanya karşısında gösterdiği kahramanlıktır 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başlarken, Ruslar Niğbolu'dan Plevne'ye kadar Vid Suyunu işgal ederek Vidin'deki Osman Paşa'ya karşı bir cephe meydana getireceklerdi. Niğbolu'nun ele geçirilmesi gerekiyordu. Niğbolu saldırısını Ruslar kazandılar. Osma ırmağında mevzilenen üç tabur Osmanlı piyadesi Rus süvarilerini geçerek Plevne'ye çekilmeyi başardı Ruslar Niğbolu'yu ele geçirince bu mevziye yöneldiler. General Schildner tümenini Plevneye sevketti. *Rus Schildner de Plevnede zayıf bir kıta bulacağı düşüncesinde Osman Paşa, Rusların Tuna'yı aştıkları haberini aldı, Bulgaristan ve Balkan Yarımadası içinde açılan yol kavşağı Plevne'nin askeri önemini tespit etti. serdar-ı ekrem Nadir Paşa'dan aldığı emirle Niğbolu'ya yetişmek maksadıyla yola çıktı. Ne var ki geç kalınmış ilk hamlede Plevne'yi tutmak gayesiyle ve süratle mevziye yöneldi. BİRİNCİ PLEVNE SAVAŞI: Osman Paşa, Rahova üzerinden Plevne'ye geldi. 15.000 savaşçı ile 58 parça top toplamıştı birliklerini Vid Suyu'nun sağ sahilini tahkimde kullandı.8 Temmuzda Ruslar, 12.000 asker ve 70 topla Plevneden saldırıya geçtiler. Rus piyadeleri uzun kollar halinde hücuma geçiyor ve Osmanlı askerinin şiddetli ateşiyle eriyorlardı. Ruslar 3.000 kişi kaybederek çekildi Osmanlıların kaybı 1.000 şehitti. Ruslar Osma Çayı'na doğru çekilirken Osman Paşa takib etmedi Sofya ile Vidin için tedbirler aldı Plevne'nin kuzey ve güneyini tahkim ederek Plevne'yi müstahkem ve heybetli bir ordugah yaptı kuvvetleri ile cephaneyi buraya taşıttı. İKİNCİ PLEVNE SAVAŞI: *8 Temmuz yenilgisinden sonra Grandük Nikola, Krodner'i süvarileri ile takviye ederek bütün güçleriyle saldırı emretti. Krodner'in emrinde 35.000 savaşçı ve 170 top vardı. Osman Paşa'nın 20.000 askeri ve 58 topu bulunuyordu. Savaş 17 Temmuzda başladı. Ruslar iki koldan saldırdı Rus topçusunun sayıca üstün olması, Osmanlıya karşı işe yaramamıştı. Rus piyadeleri Osmanlı topçusu tarafından yıldırım gibi biçilmişti Ruslar intizamsızdı ufacık bir takip, bozguna yol açabilirdi. Ancak, Osman Paşanın kolordusunda süvari birliklerinin bulunmayışı, sonucu bi fırsat kaçırıldı Ruslar 7.300 ölü vermişlerdi Osmanlıların kaybı 2.200 şehitti*18 Temmuz zaferiyle Osman Paşa, Şıpka'da bulunan Süleyman Paşa ile ve Tırnova yoluyla Mehmed Ali Paşa ile birleşmek için harekete geçti İstanbul'dan gelen kesin emirde Plevne'yi müdafaa etmesi bildiriliyordu. Osman Paşa Vidin ve Sofya'daki kuvvetlerini karargahına getirtti. emrindeki küçük Osmanlı ordusu 40.000'i bulmuştu. Plevne müstahkem mevkii ise kuzeyde Bukova, doğuda Griviçe, güneydoğuda Radişev, güneybatıda da Krışin olmak üzere dört bölümdü Plevnedeki Rus-Romen ordusu 100.000 asker ve 450 parça toptu. orduya Romanya prensi Karol kumanda ediyor, ordunun kurmay başkanlığını Rus generali Zotof yapıyordu. Romenler, Vid ile Iskar arasındaki sol kanada yerleşemedi düşman Vid Irmağındaydı kolordularını Osmanlı mevzilerine yaklaştırma kararı aldılar Osman Paşa, Plişat üzerinden ilk huruç hareketine girişti fazla kayıp verdi ve geri döndü Rus karargahı kesin sonuç istiyordu Çar ile Grandük Nikola karargahlarını batıya naklettiler. hücum günü Çar'ın doğum günü 31 Ağustostu Romenler sağda 4. ve 9. kolordular merkezde, Skobelef ve İmeretinski kuvvetleri soldan hücum kollarını harekete geçirdiler. YEŞİL TEPELER SAVAŞI: 26-29 Ağustosta Rus topçusu bombardımana başladı. Osmanlı topçusu cevap veriyordu. Osman Paşa toplarıyla tesirli bir ateş sistemi kurmuştu. Piyadelerini siperler ardına gizledi Rus ateşi tesirsizdi Rus piyadeleri büyük kayıplara uğruyordu Topçu ateşinin tesiri yaratamamasından rus hücumu 31 Ağustosa alındı hücumda Romenler Griviçe'nin kuzeyindeki büyük bir istihkamı zapt ettiler ve Rus desteği ile koruyabildiler. Sol kanatta Skobelef süvari birlikleriyle Krışin Tepesi'ne saldırdı tepede iki bağımsız istihkamı ele geçirdi. Osmanlı müdafaası bütün saldırıları kırmış, Rusları çekilmeye mecbur etmişti. serbest kalan Osmanlı kuvvetleri, Skobelef üzerine yöneldi Rus generali taarruzu durdurdu geceyi istihkamlarda geçirdi Ruslar, 1 Eylül sabahı çekildiler . yenilgileri ağır olmuştu. 22.000 kisilik kayıpa karşılık, Osmanlı yaralı ve şehitleri 4.000 civarında idi. Skobelef piyadesinin yarısını kaybetmişti. ÜÇÜNCÜ PLEVNE SAVAŞI: Ruslar müttefikleri Romenlerle birlikte 7 Eylülde saldırıya geçti 11 Eylüle kadar süren topçu ateşiyle altında Osmanlı mevzilerine yaklaştı 11 Eylülde üç taarruzla Kayalı Dere mevzilerine girdi 20.000 kişiyi bulan ağır zayiat üzerine çekildi Sultan II. Abdülhamid 21 Eylülde Osman Paşa'yı gazi unvanı ile taltif etti. |
Kaynak pomak forum
Plevne savaşları ve Gazi Osman Paşa ABLUKA (13 EYLÜL- 10 ARALIK 1877):* *Rus genel kurmayı, Osman Paşa'yı savaş meydanında yenemedi Plevne kuşatması komutanlığına çağırılan Sivastopol müdafii Todleben, Plevneyi abluka altına alarak, açlıkla osmanlıları teslimr zorladı. Rus ve Romenler Plevne'de toplandı. Gorko komutasındaki ordu Vid Irmağı'nın sol sahiline gönderildi. görevi Osman Paşa'nın tabur erzak ve mühimmat damarı olan Sofya- Vidin yolunu kesmekti. Gorko, istenen sonuca ulaştı. Osman Paşa'nın kırılmasının an meselesi olduğunu bildirdi. Birkaç gün önce son imdat kuvveti Rus hatlarını yararak Plevne'ye girmişti. 24 Ekimde ise Ruslar Romen kolordusu ile 75 km.'lik bir çember meydana getirmişti bulunuyordu. Osman Paşa direnme kararında idi. *Skobelef Yeşil Tepelerini işgal etti. Ruslar 40.000 savaşçı ve 10.000 de toplama askerle kuşatmada dayanan Osman Paşa'nın bir kaç günlük erzakı kalmış, hayvan yemi sıkıntısı da baş göstermişti. Cephane bitmek üzere idi. 22 Kasımda Rus Balkan kolordsunu yenilgiye uğratan Süleyman Paşa'ya Plevne yolu açıldı ise de Osman Paşa'yı kurtarmak yerine Rusçuk'a yöneldi ve Ziştoyide feci bir yenilgiye uğradı., Osman Paşa için yapılacak iki iş kalmıştı. Teslim olmak ya da bir huruçta son kahramanlığı göstermek. Osman Paşa 30 Kasım gecesi tümen ve alay komutanlarını, karargahında toplayarak düşüncelerini anlattı. ordusunu ikiye ayırdı. Birinci ve yarma hareketini yapacak olan vurucu gurubun komutasını üzerine aldı. *İkinci grubu yaralı taşıyan arabaları ve Plevne'nin 300 hane kadar olan Türk halkı teşkil ediyordu. Osman Paşa silah ve yiyecekleri dağıttı gece ezani saat 2'de yarma hareketine girişti. Saat 10'da Vid Suyu'nu aşarak düşmanın birinci hattını yardı ve Bunun üzerine ikinci grup harekete geçti. kafile, ağırdı Köprüde düşman topçu ateşi ile karşılaştılar Osman Paşa, vurucu birliklerine saldırı emri verirken, ikinci grubu kurtarmaya çalışıyordu. Birinci grup ikinci düşman hattını da yarıp 1.000 m. kadar ilerlemişti yeni bir kuşatma ile karşılaştı. kanlı bir savaş başladı. Rus ve Romen birlikleri yardıma koştular. savaş korkunçtu.*Osman Paşa'nın atı şarapnelle devrildi kendisi sol bacağından yaralandı. askerlerin maneviyatı birden çöktü. *Osmanlı saflarında dağılma görüldüğü Romenler ikinci gruba dahil birlikleri teslim almaya başladılar. Osman Paşa teslim olmak üzere karargahına beyaz bayrak çekti. Osman Paşa hükümdarına baş kaldıran Romanya prensi Karol'e teslim olmayı reddeddi kılıcını Todleben'e verdi. 32.000 muhariple 80 top Rus ve Romenlerin eline geçti Osmanlı tarihinin en şahane müdafaa savaşı 156. gününde, 10 Aralık 1877 Pazartesi günü sona erdi |
Kaynak pomak forum
* GAZİ OSMAN PAŞA :* *Türk tarihinde adına marş besteleten üstün şavaş teknikleriyle kendisinden bahsettirebilen bir kaç komutandandır. Doksanüç Harbi Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878) Plevne cephesinin ünlü kumandanıdır 1832’de Tokat’ta doğdu. Beşiktaş Askerî Rüşdiyede ve Kuleli Askerî lisesinde okudu. Harbiye’yi yirmi yaşında ikincilikle bitirdi. Harp Akademisinde Kırım Savaşının çıkmasıyla Tuna cephesine gönderildi. dört yılda, teğmenliğe yükseldi. Savaşın sonunda yüzbaşı oldu. 1856’da Akademi tahsilini tamamladı. Genel Kurmayda çalıştı. Anadolu haritasını çıkarma göreviyle Bursa’ya gönderildi. Teselya’da, Yenişehir’de Cebel-i Lübnan’da görev aldı. Girit isyânlarında Girit’e tâyin edildi. 1866’da Girit’te Serdâr-ı ekrem Ömer Paşa'nın takdirini kazandı.*Miralay oldu Yemen’e gönderildi. Arkasından Paşa rütbesiyle Rumeli’deki Beşinci Ordu Kumandanı tâyin edildi (1875). korgeneral oldu. Sırp isyânında emrindeki birliklerle İzver tepelerini ve Zayçar kasabasını zaptetti. Sırp ordusunu yendi mareşal oldu (l876).Gâzi Osman Paşa'yı tüm dünyâya tanıtan, (1877-1878) Osmanlı-Rus Harbindeki kahramanlıklarıdır. Bu harpte, Plevne cephesinde dünyâ harp târihine yeni prensipler getirdi. Gâzi Osman Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Vidin ve Rahova nın korunmasıyla vazifeliydi. Tuna’yı geçerek savaşın düşman topraklarında yapılmasını teklif ettiyse de, izin verilmedi. Rusların Berkofça Dağlarını aşmasıyla Osman Paşaya hareket emri verildi. Osman Paşa, Plevne önlerine geldi. Rusların elindeki şehri ele geçirerek, savunma tedbirleri aldı. *Ruslar Pelevne’ye saldırdı Osman Paşa, ilk saldırıyı bertaraf etti (20 Temmuz 1877). Ruslar, 30 Temmuz'da tekrar saldırıp kanlı savaşlardan sonra geri çekildi. Rus Çarı, Romenlerden yardım istedi. şu telgrafı çekti.İmdâdımıza gel Tuna’yı geç! Acele Plevne’de yardımımıza yetiş! Türkler bizi mahvediyor Hıristiyanlık, kaybetmek üzeredir!” Romenler elli bin kişilyle Plevne’de Ruslar'a yardıma koştu. 11 Eylüld'e Rus-Romen ordusu, Plevne’ye taarruza etti. On iki saatlik Rus taarruzu, düşmanın, mağlûbiyetiyle neticelendi. Osman Paşa, üçüncü Plevne Savaşını da kazandı 11 Eylül 1878 teGâzi unvânını aldı.büyük kuvvetlerle kuşatmaya devâm eden Ruslar, Plevne’nin teslimini istedi. Gâzi Osman Paşa, reddetti. yerden yardım gelmeyen Plevne’de yiyecek, yakacak sıkıntısı başlamıştı. *Gâzi Osman Paşa, bir huruç harekâtı ile Plevne’den çıkmaya karar verdi. Plevneliler, Osman Paşaya Eğer Plevne’den çıkarsanız, Bulgarlar, bizlere zarar verir. Müsâade ediniz biz Müslüman ahâli de Plevne’den çıkalım” şeklindeki teklifle Bulgar halkını çağıran Osman Paşa, Müslümanlara zarar vermeyeceklerine dâir söz aldı. Müslümanlar; “Biz de sizlerle gelelim.” diye yalvardılar. Osman Paşa, kimseyi kırmazdı “Biz askerî harekât yaparız. Siz ayak uyduramazsınız” dediyse de, istemeyerek râzı oldu. Huruç sabahı halkın hayvanları ile askeri intikal yoluna askerden önce, dizilmiş olduğu görüldü. Plevnede tam bir hengâme vardı Rus topçusu ateşe başladı. Nice çoluk çocuk, kadın-kız şehid oldu. Halkın aceleciliği harekâtı ifşâ etmişti. *küçük bir kasaba olan Plevne’yi kuşatan Rus ordusuna karşı asker “Allah Allah” sesleriyle hücûma geçti. Sayı ve silâhça kendilerinden fazla olan düşman ordusunun birinci hattını kahramanca yardı. Ruslar, asker ve silâhça çoktu takviye alıyordu. çıkış harekâtında Osman Paşa'nın atı öldü. Kendisi bacağından ağır yaralandı. Açlık, hastalık, anında askerin harcanmaması düşünceleri, Gâzi Paşa'yı teslime mecbur etti. Yarası, sarılırken, Rus generali Ganetski onu esir aldı. Az sonra Rus Başkumandanı Grandük Nikola, askerî törenle, askerlik ve esirlik kâidelerine aykırı olmasına rağmen, Osman Paşa'nın kılıcını iâde etti. samimiyetle takdir tebrik ve hürmet gösterdi *Nikola, Osman Paşaya Şu anda yeryüzünde bu kılıcı şerefle taşımaya hakkı olan tek insan sizsiniz” demekten kendini alamadı.Rus Çarının bulunduğu karargâhına getirilen Osman Paşa, Çar tarafından tebrik edildi. Rusya’ya trenle götürülen Osman Paşa, trende Rus subaylarıyla harp üzerine Fransızca sohbetler etti. Rusya’ya varışında, ülke içinde istediği yere gidebileceği bildirildi. Gâzi Paşa, Türk illerini gezdi. Her şehirde devlet reislerine yapılan merâsimle karşılandı. Osman Paşa, bir müddet sonra Sultan hamid Han’ın teşebbüsleriyle Rusya’dan İstanbul’a döndü. halk tarafından büyük sevgi ile karşılandı. Sultan hamid göz yaşları içinde alnından öptü ve kendisine; “Sen benim yüzümü dünyâda ak ettin Allah da senin yüzünü iki cihânda ak etsin” diye duâ etti. *Serasker oldu. Yedi yıl görevde kaldı Sultan hamid onu Saray Mareşalliğine getirdi.Ölünceye kadar görevde kaldı. Törenlerde, Pâdişâhın arabasında ona karşı otururdu. 1900’de 68 yaşında vefât etti. Kabri, Fâtih Câmii avlusundadır. Türbesini, onu çok seven Sultan hamid yaptırmıştır. Gâzi Paşa, temiz ahlâkı, kahramanlığı, Müslümanlığı ve devlete bağlılığı sevgi ile anılmıştır. Adına yazılan Plevne veya Osman Paşa Marşı hâlâ söylenmektedir. GÂZİ OSMAN PAŞA MARŞI Tuna Nehri akmam diyor, Etrâfımı yıkmam diyor,* Şânı büyük Osman Paşa,* Plevne’den çıkmam diyor. Karadeniz akmam dedi. Ben Tuna’ya bakmam dedi. Yüz bin Moskof gelmiş olsa, Osman Paşa korkmam dedi. Kılıcını vurdu taşa, Taş yarıldı baştan başa, Şânı büyük Osman Paşa, Askerinle binler yaşa. Düşman Tuna’yı atladı, Karakolları yokladı. Osman Paşanın emrinde, Beş bin top birden patladı. |
Kaynak türktarihim.com
Maltepe (Palekanon) Savaşı *Maltepe Savaşı, İznik'in fethini engellemek için gelen 3. Andronikos ile Orhan Gazi arasında yaşandı Osmanlı'nın galibiyetiyle sonuçlandı uzun yıllar süren İznik fethi için hazırlıklarını tamamlayan Orhan Gazi, 1329’da İznik surlarına ulaştı. Bizans, İznik’i kaybetmesi durumunda Gazileri İstanbulda göreceğini biliyordu. yaşlı imparator 2. Andronikos’un torunu 3. Andronikos İznik’i kaybetmemek için hazırlıklara başladı İznik hisarı önüne yola çıktı. Orhan Gazi, kuşatmayı güvence altında tutacak askeri İznik hisarında bırakıp yanında 5 Bin gazi ile 3. Andronikos’un üzerine gitti Andronikos, Gebze Darıcada savaş hazırlıklarına başladı.* *Orhan Gazi, 1000 kadar kuvvetle Tavşancıl tepesine konuşlandı. 2 Bin kuvveti gizleyerek kanat kuvvetleri haline getirdi. 300 atlı süvariyle ve ok atışlarıyla Bizans ordusunu kışkırtdı. Orhan Gazi’nin amacı 1000 yaya kuvvetle zayıf bir görüntü oluşturmak ve Bizans ordusunu üzerine çekerek savunma yapmaktı Andronikos taarruza kalkmadı. 300 atlıdan ok atışlarıyla ilerlese de Bizans harekete geçmeyince 1000 atlıdan oluşan yeni bir süvari sert bir taarruza girişti taarruz da başarıya ulaşamadı. Bizans savunma savaşı yaptı Orhan Gazi, tüm kuvvetleriyle taarruza kalktı. Andronikos’da taarruza kalktı. savaş meydan muharebesine döndü. Muharebe Bizans kuvvetlerinin taarruzları ve Osmanlı savunmasıyla devam etti. Bizans zafere inanmıştı. Askerler zafer için saldırıyor, Orhan gazi taarruzları bertaraf etmeye çalışıyordu.*Orhan Gazi’nin kıdemli gazileri savunma yerine geri çekilen Bizansı yıpratmayı tavsiye ediyordu. Orhan Gazi düşmanı savunma ile yıpratmayı düşünüyordu. Bizans askerlerini zafere inandırıyor ve kandırıyordu.*3. Andronikos, son taarruzunda ağır yaralandı. Bizansda karmaşa oldu. Orhan Gazi, taarruza kalkarak Bizans üzerine yürüdü. Bizans ordusunun üzerine atılan 300 süvari karşısında Bizans askeri utanç verici şekilde kaçarak geri çekildi. dörte bölündü keşmekeşe sürüklendi. 3. Andronikos, zafer ümidiyle çıktığı yolculuktan ağır yaralandı (11 Haziran 1329). Orhan Gazi, bu galibiyetten sonra esas hedefi İznik’e yöneldi.* |
Kaynak turan davası.tr.gg
Alperenler * *Alp eski Türklerce cesur Savaşcı ruhlu yiğid kişilerdir kahramanlıkları ile ön plana çıkmışdır.* Türklerin İslamiyeti kazanmasıyla Alp'ler Erenliğe çağrılmıştır. Allah ve Peygamber yoluna savasan Mücahitlere *Alperen ismi verilmiştir. Cesur ve bilgili bir nesil olan Türkler Üç kıtaya Alperenlik ismi ile yayılmışdır. Alperenlerin Allah'tan başka hiç kimseden korkusu yoktur Allah için savasır Yanlızca Kuran-ı Kerimi ve Allahın ismini yüceltmek Tüm dünyaya Nizam-ı Alem Ülküsünü yaymak için savaş verir. her Alperen Okumalı Dine ve çağımızın koşullarına uygun yaşamalı islam medeniyetini örnek almalıdır. MehmetAkif o günlerden bu günleri görerek ne güzel yorumlamıştır. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır diye; **Alperen bir elinde Bilgisayar Diğer elinde Kuran olandır.*Alperenlerin en büyük silahı imanlarıdır dostunu okumalı bilmeli ama düşmanınıda bilmelidir. Fikir koşusunda geri düşmemelidir. bilgi çağına yol alınmıştır. Yanlızca bilgi yarışı olmalıdır. Yeni Dünyanın koşulları teknolojiden geçer teknolojiyi yakalamalı ve geliştirmeliyiz. neslimiz dün Dünyaya Medeniyet verirken bugün avrupalı bizim Kültürümüzü bozmuş Bize düzeltmek kalmıştır. Düzeltmek bilgiden Erenlikten geçer.Alperenlerin izleyeceği Peygamberimizin yoludur Peygamberimizin güzel ahlakı ve sünnetlerini uygulamaktır. İnsanları onun gibi sevmeli Onun gibi dünyaya bakmalıdır. Unutmamalıdır ki hak herkes içindir. ahiretde boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hak taleb edecektir *kul hakkının önemini benimsemeliyiz. yaşayışımızı buna göre sürdürmeliyiz. Cenabı Allah'a veremeyeceğimiz iki hesabımız vardır birincisi Allah'a şirk koşmak ikinci kul hakkıdır buna göre davranmalıyız.Alperenler dünümüzün Yesevisi, Dede Korkutu, Sultan Mehmet'i Dadoloğlusu Yunus Emresidir. Bugünümüz onların yaşam şekiline bakarak onlar gibi yaşayandır. Alperen İman ateşi ile yanan Vatan aşkı ile büyüyenlerdir. *Alperenlerin ideali gayesi yanlızca Allah Peygamber Ve Yüce Türk Milleti olmalı düşmandan arınmış yanlızca kendi düşüncelerine hükmeden Düşmanına dünyayı dar eden bir ideali olmalıdır. çevresine örnek kişiliğini kabul ettirerek peşinden gel dedirten bir kişilik olmalıdır. İlmi bilgisini cesaretine ekleyerek dünyaya kendi düzenini Nizam-ı Alem Davasını Tüm dünyaya yayana kadar kendi sevdasını anlatmalıdır. * * |
Kaynak beyaztarih.com
Emir Timur: Bozkır'ın Altın Çocuğu Timur İmparatorluğu Fars ve İslam unsurları ile Türk-Moğol devlet ve askeri unsurlarını bünyesinde barındıran ve soyu Türk-Moğol boylarından biri olan Barlaslar'a dayanan Çağatay Emiri Timur tarafından kurulmuş Türk-Moğol devletidir. Timur İmparatorluğu Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar’ın yıkılmasından sonra Türklerin Türkistan’da kurduğu en büyük devlettir Türkistan ve Horasan, İslam mimarisinde en parlak dönemini yaşamıştır. 15. yüzyılın sonlarından itibaren Türkistan, Harezm, Kırım, Kazan ve Azerbaycan'da Çağatay Türkçesi yüksek bir kültür dili haline gelmiştir. Dinin, ilim ve sanatın koruyucusu Timur; Türkistan’da Türkçenin, Türk sanat ve kültürünün Fars kültürünün baskısı altında yok olup gitmesini önlemiş ve öne geçmesini sağlamıştır Türk edebiyatı gelişmiş, sanat, bilim ve edebiyat dünyası Timurla Rönesans’ını yaşamıştır. Timur, Büyük Timur İmparatorluğu'nun kurucusudur. Tarihin gördüğü en büyük askeri ve siyasi dehadır Timur, sağ ayağı aksak kalınca kendisine*Farsça*Timurlenk,*Türkçe ise*Aksak Timur*denilmiştir. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle Harezm Kıpçak,* İran,*Irak,* Suriye*ve* Hindistan topraklarına hakim olup 1402 Ankara Savaşı'nda*Yıldırım Bayezid'i mağlup etti. Seferlerinin en kanlısı ve uzunu Batı Asya'daki seferlerdir. Birincisi üç, ikincisi beş üçüncüsü yedi sene sürmüştür. Seferleri ele geçirdiği şehirlerin bazılarını yakıp yıkmış kellelerden kuleler yapmıştır. Kan dökücülüğü ve tahripkarlığına rağmen*Semerkant'ın imarına çok önem vermiş âlimlerin*incitilmesine müsade etmemiştir. Seferlerinin çoğunu Türk-İslam ülkelerine yönelttiği için eleştirilmiş Orta Asya*göçebelerinin İslamlaşmasında*büyük rolü olmuştur. Timur'un devletindr, Türk Moğol ve İslam medeniyeti iç içedir Müslüman*olmasının yanı sıra eski*Türk-Moğol*geleneklerini yaşatmış ve*Cengiz Han*yasasına çok önem vermiştir. Kimi tarihçilere*göre Timur için*yasa*şeriattan*öncedir . Cengiz Han ile akrabalığa önem veren Timur, Cengiz Han soyundan Kazan Han'ın kızı Saray Mülk Hanımı nikahına alarak damat Küregen*lakabına hak kazanmıştır. Cengiz Han'ın soyundan gelmediği için "Han" unvanı yerine "Emir" unvanını kullanmış ve ölünceye kadar kukla dahi olsa, Cengiz Han soyundan birini*Han*olarak yanında taşımıştır. Timur,*Maveraünnehir’de Özbekistan'da* Semerkand’la*Belh*arasında Şehri şebz sınırları Keş şehri Hoca Ilgar köyünde dünyaya geldi. doğum tarihi 9 Nisan 1336 Salı,*Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'nde göre Sıçan Yılı olarak verilir. efsanede, avucunda pıhtılaşmış kan ve ihtiyar adamın saçları gibi beyaz saçlarla doğmuştur. Avucunda kan ile doğması zamanın hakimi sahip kıranlık alameti olmakla beraber çok kan dökeceği biçiminde yorumlanmıştır. Timur sahip kıran unvanını cihangir unvanı ile birlikte kullanmıştır. Saçlarının beyazlığı ise erken yaşta bir olgunluk görülüp onun ileride büyük işler başaracağına inanılmıştır. Timur'un babası Turagay annesi Tekira Hatundur Çağatay ulusunu oluşturan Türk-Moğol kabilelerinden*Barlaslar'ın reisi olan Turagay sadece kendi kabilesinde değil Tüm Çağatay ulusunda itibarlı bir bey idi. Emir Timur'un soyu ölümünden sonra torunu*Uluğ Bey*tarafından Semerkant'ta yazılarak, Timur'un mezarına dikildi Timur'un ceddi Tumanay beşinci göbekten Cengiz Han'ın atasıdır. Timur’un boyu uzun, vücudu heybetliydi. Omuzları geniş, başı büyük ve alnı genişti. Elleri ve ayakları iri, kol ve bacakları ise oldukça uzun ve kalındı. Görünüşü ürkütücü olan Timur’un, suratı asık, sağ eli felçli ve sağ ayağı topaldı.Timur'un mühründe kuvvet doğruluktur doğruluğa önem verdi otuz yıl boyunca geçtiği her yerde yıkıntılar ve yıkımlar bıraktı acımasız yüzünü gösterdi ancak taş kalpli olmadı, heyecanlandı ağladı sevdi yakınlarına ve dostlarına bağlı .Torununun ölüm haberini aldığında kendini yerden yere atmış ağlamış acısını belli etmiştir. Kızı Akabeg, büyük oğlu Cihangir, kız kardeşi Turhan Hatun'un ölümleriyle bezginlik içinde bulunsa da Kuran-ı Kerim ve hadis-i şerifler okuttu tarih ve hikayeler okutup dinledi üzüntüsünü unuttu hükümet işleriyle ilgilendi Sinirleri sağlam değildi Önünde korkunç ve kanlı savaş öykülerine dayanamadı dilenciliği kabul etmedi, halkın yiyecek bulmasına dikkat etti Timur, mecliste gasp, saldırı, tecavüz ve kan dökmekle ilgili sözlerin dile getirilmesine ve küfüre asla izin vermezdi Başkent Semerkant'ın ihtişamı için sanatçıları, zanaatkarları, bilim adamlarını, şairleri, din adamlarını Semerkant'a çekti onları zorla Semerkant'a getirdi. Seferlerinde geçtiği yerleri acımasız şekilde yakıp yıkarken diğer yandan Semerkant'ı yeniden yapmıştır. Ele geçirdiği ülkelerdeki sıradan yontma işçisinden en büyük sanatçıya kadar birçok insanı tek bir şehirde topladı. Semerkant'ı büyük yeteneklerin merkezi haline getirdi alimler seyyidlere çok hürmet gösterir onları dinlemekten keyif duyardı. Allah dostları alimler ile devamlı irtibatta idim. Her işimde onlarla istişare ettim. Onların hayır duaları bana zaferler kazandırdı", demektedir. hiçbir ülkede alim ve şeyhlerin incitilmesine müsade etmeyen Timur ünlü komutanların hayatlarını ve seferlerini okurdu.*ünlü tarihçi*İbn Haldun*ile yaptığı görüşmeler sırasında sahip olduğu tarih ile İbn Haldun'u bile şaşırtmıştır. Türkçe, Moğolca ve Farsça üç dil bilmekteydi. casusları vardı casuslar sufi, derviş, tüccar, müneccim, asker, sanatkar, pehlivan olarak ülkeleri dolaşırdı Satranç oynamayı çok seven Timur, sinirli olduğu zamanlarda bu oyunu oynayarak rahatlardı. Satrancı mükemmel oynadığı için çok az kimse kendisiyle oynamaya cesaret edebildi Timur, normal satranç ile oynamayı aşmış ve büyük satrançla oynamıştı. satranç tahtasını ona onbire çıkarmış ve taşlara iki deve, iki zürafa, iki boğa, iki aslan, iki debbâbe, iki öncü, bir vezir, bir gözcü ve diğer taşları eklemiştir. Timur’un satrançcıları arasında satrançcılarının pîri fakih ve muhaddis Alâeddin et-Tebrizî vardı. et-Tebrizî ile büyük satranç oynayan Timur’un, oyunda şerhleri vardır. İbn Arabşah, yanlarında yuvarlak bir uzun satranç gördüğünü ifade eder. bu oyunu oynarken rakibine*Şah-Ruh*yaptığı sırada Timur’a iki müjde getirilmiştir. birincisi bir erkek çocuk sâhibi olduğu, ikincisi de Ceyhun nehrinin kıyısına inşaa ettirdiği şehrin tamamlandığı idi. Bunun üzerine Timur oğluna*Şahruh, şehre ise Şahruhiyye adını vermiştir. Timur, genç yaşda iken*Doğu Türkistan’da hüküm süren Moğol hükümdarı Tuğluk Timur’un 1360 da Maveraünnehir’e geldigi dönemde beylerin bölgeyi terk etmelerine rağmen kendisi terk etmedi Tuğluk Timur’a bağlandı. Kendisine ata yurdu Keş ve çevresi bırakıldı Tuğluk Timur, oğlu İlyas Hocayı Maveraünehir'in idaresine getirirken, Timur'u da hizmetine tayin etti. İlyas Hoca emirlerinin zalimce hareketleri üzerine Timur, Emir Kazagan'ın torunu Emir Hüseyine gitti. Horasan'a kaçarlarken* Türkmenler*tarafından yakalandı Mahan'da altmış gün hapis yattıktan sonra Sancari kabile reisi Mübarekşah'tan yardım görerek buluşmak üzere ayrıldı düşman karşısında zora düşen Sistan*hakimi Melik Fahrenddin'in çağırması üzerine bin kişi ile yardıma geldiler. Fahreddin'in vaatlerini yerine getirmedi Sistanlılar ile çarpıştı Timur'un sağ eline ok isabet ederek yaralandı. ayağının sakatlanması bu çarpışmada oldu Timur ve Maveraünnehirde,*Belh*ve Keş şehirlerini İlyas Hocadan alıp, kendisini yendi Tuva Han'ın torunlarından Kabilşahı han ilan ettiler. Timur v Maveraünnehir'e hakim olmuştu. arkadaşı Hüseyin'in kız kardeşi Olcayı Timur'a nikahlamıştı akrabaydılar 1365'ten araları açıldı Timur ile Hüseyin Mâverâünnehir hâkimiyeti için mücadeledeydiler Emîr Hüseyin, Âdil Hān adına hareket ediyordu. Timur da Cengiz Han soyundan Suyurgatmış Han’ı tahta oturtup Emîr Hüseyin üzerine yürüdü. 1370 te Belh’te yakalandı ve Emîr Keyhüsrevin kardeşini öldürmek suçundan öldürüldü. Timur, Emîr Hüseyin’i ele geçirince Mâverâünnehirin hâkimi oldu. Emir Hüseyin'in Haremi ve hazineleri Timur'un eline geçti. Timur l dördünü kendi haremine aldı bazılarını beylere aldığı hanımlar arasında Kazan Sultan'ın kızı Saray Mülk hanım da bulunuyordu Saray Mülk Hanım'ın han kızı olması dolayısıyla Timur'a han damadı küregen(Gürgan) unvanını taşımaya hak kazandı Timur, Harezm meselesini halledince irana yöneldi. O dönemde Ceyhun’dan batıya şu devletler mevcuttu.*Herat*ve Horasan’da*Kertler(1245–1383); merkezi Sebzvar ve Horasan’ın batısında Serbedârlılar merkezi* Cürcan*olmak üzere Astarabad,* Bistam,*Damgan* Simnan*yöresinde Toga Timurlular; merkezi* Şirazda*Fars*ve*Kirman*taraflarında Muzafferîler (1294–1393); merkezi*Bağdadda Irak-ı Arab, Irak-ı Acem ve Azerbaycan bölgelerinde ise*Celayirliler* (1336–1432) hüküm sürüyordu. sürekli çekişmeler vardı. Timur Kert hanedanından başlayarak bütün bunları hakimiyetine aldı. 1380 de Kert'lerin elindeki Herat'ı ele geçiren Timur, Horasan hakimi Serbedarlılar'ın başşehri Sebzvar'ı ele geçirdi. 1381'de Emir Veli yönetimindeki Toga Timurlular'ın üzerine yürüdü ve İsferayin'i ele geçirerek Astarabad'a ilerledi. Emir Veli, Timur'un ayrıldıktan sonra ükesine yeniden hakim olduysa da 1384'te Timur'un gelince Azerbaycana kaçtı ve ülkesi tamamen Timura katıldı.Timur, Horasan seferlerinde iranı 1386'da tamamen ele geçirmeye karar ver Semerkantta Hac kervanlarına hücum ettiği bahanesiyle Luristan hakimi Melik İzzeddin'i ele geçirip oğullarıyla Semerkant'a gönderdi. Azerbaycan'a yöneldi. Bağdat hakimi Celayirli Sultan Ahmet'in Tebriz'e ilerlemekte olduğu haberini aldı Sultan Ahmet Celayir, Timur'un geldiğini duyunca Bağdat'a döndü*Tebriz*Timur tarafından kolayca ele geçirildi. Yazı Tebriz'de geçiren Timur *Gürcüler*üzerine gaza seferi düzenledi.*Sürmeli*ve Kars kalelerini alarak tahrip etti Nahcivan*ve*Karsta fetihlerde bulunarak*Tiflis'e girdi. Müslüman Gürcüleri serbest bırakmış ve ödüllendirmiştir. yaptığı seferler gaza amaçlıydı Tiflis'i ele geçirip Şirvan taraflarını aldı kışlamak için Karabağ'a geldi. 1387'de*İsfahan’a girdi. İsfahan’da, seyyidler, alimler, Timur’u karşıladı şehirin emân karşılığında mal vermeleri kararlaştırıldı. Şehrin ileri gelenleri orduda alıkondu, Timur Melik ile Mehmed . Sultan Şah malı toplamak için şehre gittiler. Şehirden bir grup askerlere saldırarak öldürdü Timur, Isfahanlılar isyan edince şehre döndü ve yedi yaşından küçük çocukları ailelerinden ayırtarak topladı. yedi bin çocuğu ailelerinin gözleri önünde saatlerce atlılara ezdirmek suretiyle katletti kafalarını vücutlarından ayırdı. Kentin yarısını dolaşan tarihçi 1500 kelleden 28 kule saydığını yazmaktadır. Timur İsfahan’ı ele geçirdikten sonra Şiraz’a yöneldi ve Şiraz'da Toktamış muhalefet ederek asker gönderdi Semerkand tarafında karışıklık vardı. Timur Semerkand’a döndü. Şiraz'ın alınması 1393 yılında Muhammed Muzaffer çocuklarının l ortadan kaldırılmalarından sonra mümkün olacaktı.timur Harezme seferlerinde Kaşgar ve Isık Göl taraflarında Moğollar ile Dest-i Kıpçaka asker sevk ediyordu. Timur, Harezm'de iken onun yokluğunu fırsat bilen Moğollar, Maveraünnehiri yağmaladı. 1375 te Duğlat emiri Kamereddin üzerine yürüdü 1376'da Moğol emiri yenilerek kaçdı. Cengiz Han'ın oğlu Cuci'nin soyundan gelen Toktamış, Ak Orda hükümdarı Urus Han, babasını öldürtünce Semerkand'a giderek 1375'te Timur'a sığınmıştı. Timur'dan sağladığı destekle 1375'ten başlayarak Doğu Deşt-i Kıpçak'a egemen olup 1378'de Altın Ordayı ele geçirdi. Timur'un yardımlarını unuttu onu küçümsedi Altın Orda Devleti'ni büyütmek için Timur'a bağlı *Harezm'i istedi. Timur'la araları açıldı 1387'de Yağma amaçlı Timurun şehri Azerbaycan'a girdi ardından Timur'un oğlu Ömer Şeyh'i yenip *Maveraünnehir'i acımasızca yağmaladı.Timur, Toktamış üzerine yürümeden Harezm’e yürüdü. 1388’de beşinci kez Harezm’e giren Timur Toktamış’ın en önemli destekçisi Kongratlar’a bir darbe vurdu muhalifini ortadan kaldırdı. Ürgenç’i ele geçirdi halkını Semerkanda göçürdü, şehri yıktırdı, arpa ekilmesini buyurdu. Şehir 1391 senesinde Timur’un Kıpçak’a yürüyüşüne kadar 3 yıl harap kalmış ve Kıpçak seferi esnasında Harezm’in imarını emretmiştir. 1390 da Semerkant’tan Deşt-i Kıpçak’a gitti Otrarda Toktamış Han’ın elçileri. Toktamış’ın af mesajını iletti Timur elçilere, Toktamış’tan iyi davranış görmediğini, ona güvenmediğini belirtti ve elçiyi tutuklattı 22 Şubat 1391’de harekete geçti. Timurun ordusu açlık ve susuzluk problemlerini aşmış, Toktamış’ın ordusu ile 20 Haziran 1391'de Kunduzca mevkinde karşılaştı savaşın sonunda Toktamış’ın ordusu bozulmuş, Toktamış kaçmıştı. Toktamış Han’ın, Timur’u yok etme taktiği tutmamıştı. |
Kaynak beyaztarih.com
Emir Timur: Bozkır'ın Altın Çocuğu Toktamış'a karşı seferlerde İran'da Timur'a yüz çevirilince timir bölgeye asker gönderdi savaş ilan etdi, 1392 Haziran ayında*Buhara'ya geldi. Ceyhun ırmağında Mazenderan 'a gelen Timur, buranın hakimlerine baş eğdirdi Güney İran Fars bölgesinde Muzafferiler üzerine yürüdü. Şah Mansur'un Timur'u tanımadı Şiraz'a yüründü. Şah Mansur 1393 te büyük bir yenilgiye uğradı tüm hanedan üyeleriyle birlikte öldürüldü ve ülkesi Şeyh Ömer'e verildi.Mazenderan ve Fars’ı zapt eden Timur, 1393 Ağustos’unda Bağdata yürüdü. Bağdat’da Celayirlilerin son temsilcisi Sultan Ahmed’ Timur’dan korkup onu kabul etmiş ancak Timur’a karşı koyacak gücü göremediğinden Memluk Sultanlığına sığınmıştır. Timur Bağdat’a yürümüş Bağdat'ı ele geçirmiştir Erzincan Emiri, Ak koyunlu ve Kara Koyunlu beyleri ile Sivas-Kayseri hakimi Kadı Burhaneddinden itaat istemiş Memluk sultanı'na elçi göndermiştir. Musul, Mardin ve Diyarbakır'ı zaptedip Van gölünün kuzeyindeki Aladağ'a gelmiştir. Erzincan Emiri Taharten bağlılık bildirmiştir. Memluk Sultanı Timur'un elçilerini öldürmüş Timur Suriye'ye yürüme kararı almıştır Kadı Burhaneddin'in çabalarıyla Yıldırım Bayezid, Berkuk, Toktamış ve Kadı Burhaneddin arasında bir ittifak kuruldu Erzurum'a gelen Timur Anadolu'da Güneyden Memlukler, Kuzeyden Altın Orda kuvvetleri arasında kalacağını görüp geri dönme kararı alıp Toktamış'ın üzerine yürüdü. geri dönüşte Gürcistan'da fetihlere girişti. sebebi Kral Bagrat'ın Timur'a boyun eğip ona bağlı bir kral olduktan sonra isyan etmesi idi. Kendisine söz verildikten sonra sözünde durmayarak ihanette bulunanları şekilde affetmeyen Timur, olarak Tiflis'i yağmalattı yıkıma uğradı. Hıristiyan din adamlarına ve abidelerine saldırıldı. kiliseler yağmalanarak tahrip edildi. Dehşetli bir kıyım Gürcistanda sürdürüldü. tarihsel yapılar yerle bir edildi.Timurlular kamp yaparken, yağma ve öldürmeler sürdürüldü 1391'de Kunduzca savaşında yenilen ancak Kıpçak'taki gücünü koruyan Toktamış,*Memluk* sultanı* Berkukla Timur'a karşı ittifak kurmuştu. Öc almak için Timur'un*Mardin*ve*Diyarbakır*bölgesinde bulunduğu sırada*Şirvan'a halkını kılıçtan geçirdi kenti yağmalatıp, yıktı. Timur, 1395 Şubat ayında Toktamış üzerine yürüdü hedefi Toktamış'ı kesin olarak ortadan kaldırmaktı Timur'un ordusu Toktamış ile 1395'te Terek nehrinde karşılaştı. Timur, ordusundaki kadınlara asker kıyafeti giydirip aşağı doğru hareket ettirdi erkekler yukarı kesimden karşıya geçerek Toktamış askerlerini korkunç bir yenilgiye uğratıp perişan etti. Timur, Toktamış’ı ele geçirememişti. Timur, Toktamış’ın kuvvet toplayarak üzerine gelmesini engellemek için,*Dinyeper ırmağına yürüyerek Toktamış ile hareket eden kabileleri yağmalamış, onları Balkanlara sürmüştür. Timur Ejderhan ve Berke Sarayını ele geçirmiştir. Altın Ordu Hanlığı’na çok büyük bir darbe indirerek bütün gücünü yok etmiştir. Timur, 1398 Mart ayında*Hindistan*Seferi’ne çıktı. Kafirlere cihad ilan etti seferin sebebi buradaki kâfirleri ortadan kaldırmak sonraki seferlerine maddi kaynak sağlamaktı Timur ve ordusu İndus nehirini geçti *Pencab*ve*Sind*bölgelerinin merkezi Delhi*üzerine yürüdü. Delhi'ye Tuğluk hanedanı II. Mahmûd hakim idi. Timurun çoğu ateşperest olan yüz bin esiri vardı Kumandanlar, bu kadar çok esirin savaşı tehlikeye düşüreceğini hatırlattı Timur, hepsinin idam emrini verdi. Zabitlerin ve neferlerin kendi esirlerini kendi elleriyle öldürmelerini istedi. emre itaat etmeyenler idam cezasına maruz kalacakdı. Bir saatten az zamanda Timur'un askerlerinin kılıcıyla yüz bin esir öldürüldü. Timur'un zaferini anlatan fetihnameleri götüren filler on sıra meydana getiriyordu. Sanatkarlar, ressamlar, mimarlar eserlerini Timur'un başkenti Semerkant'a götürdü Cami-i Kebir'in inşasında kulanılmak üzere oyma nakışlarla nakışlanmış birçok taşlar ve*Hindu mabedlerindeki eşyalar Semerkant'a nakledildi.Timur’un 1399 da Azerbaycandan hoş olmayan haberler aldı Horasan valiliğinden sonra 1393 de Hülagünun tahtına tayin edilen ve Azerbaycan idaresine getirilen Mîrânşâh, Hind seferine katılmamıştı. 1396 da attan düşmüş, fiziksel sağlığına kavuştuysa da garip davranışlara başlamıştı. sıhhatine kavuşamamıştı. İran ve Azerbaycan'da idare gevşekti devlet malı çarçur ediliyordu Timur Hind seferinden dönüşünden 4 ay sonra yeni sefere çıktı. 5 yıllık sefer Timur'un en büyük seferidir. Mîrânşâh’ın asayişi sağlayamaması bu son Ön Asya seferinin sebebidir Timur Toktamış’ı yendikten sonra Samur Irmağından Yıldırıma mektup yazdı "Çerkez oğlancığı" diye andığı*Berkuk’u Çerkes oğlancığı ile dostluk halindeki "Sivas kadıcığı" *Kadı Burhaneddin'e haddini bildirmekten söz etmişti. Bayezid’e geleceğini bildiriyordu. Mîrânşâh ın idaredeki zaafindan Timur bölgeye yöneldi. 1400 yılı kışını*Karabağ’da geçiren Timur Bingöl'e geldi. Suriye ve Anadolu’yu ele geçirmek için engel kalmamıştı. Timur ile Bayezid arasındaki problem Erzincan Emîri Tahartendir. Taharten Timur’un ilk seferinden itibâren tanımış. Bayezid ise 1399’da Malatya*Kâhta,*Divriği, Behisni, Dârende kalelerini topraklarına katmıştı.*Fırat’a kadar olan yerler Osmanlılara geçti. Sıra Anadoluda siyâsî birliğin sağlanması için Fırat’ın doğusundaki* Harput, Diyarbakır*Erzincan*ve*Erzurum'a gelmişti. Bayezid, Erzincan Emîrinden itaat istedi Erzincan Emîri Taharten, vergi vermeyi kabul etti Kemah’ı Osmanlılara vermeyeceğini söyledi. Bu oyalama siyasetiydi Taharten Timur’a Bayezidı şikayet etmişti Timur, Sivasa geldi. Sivas yüksek surlarla çevriliydi. Güney tarafında hendek vardı. Hisar kuşatmaya alındı Lağımlar kazılmış ve Timur’un askerleri hiç durmadan çalıştı şehirdekiler kalenin düşeceğini anlayınca kaleyi teslim etti Timur Sivas'ı kan dökmeyeceğine söz vererek teslim almıştı 4 bin Ermeni'yi kazdırdığı büyük çukurlara gömmek suretiyle öldürttü işte sözümü tuttum bir tanesinin bile kanını dökmedim demiştir. Timur Sivas'ta bakım evlerindeki*cüzzamlıları*Türkistan'da hastalık olduğundan askerleri arasında yayılmaması için imha etti. Sivas'ı savunan Bayezid'in oğlu birkaç gün sonra öldürüldü. Timur Sivas’ı aldıktan sonra Suriyeye yöneldi. Sivas’ı almasına rağmen Malatya Osmanlıların elindeydi. Arkasında kendisine ait olmayan yer bırakmak istemeyen Timur dönüp*Malatya’yı almış ve güneye inmiştir. Timur Sivas ve Malatya’yı almakla Yıldırım’a gözdağı verdireceğini zannediyordu Sivas’ı aldıktan sonra Bayezid’e Sivastan ders alıp sulha girmesini, küçüğün büyüğe itaatinin vâcib olduğunu yazmıştır. Haleb Nâibine*Osmanoğlu denen bu çocuğun edebinin kıtlığını duyup kulağını çekmek istedik ve onun ülkelerinden Sivasta duyduğunuz şeyler yaptık*demekteydi.Timur ile Bayezid arasındaki çekişmede Sivas’ın Timur tarafından alınması önemlidir. Timur ilk kez Osmanlı hâkimiyetindeki bir bölgeyi ele geçirmiştir Bâyezîd durumun ciddîyetini anlayıp İstanbul kuşatmasına son verip Anadolu’ya geçti. Kayseride beklemeye başladı. |
Kaynak beyaztarih.com
Emir Timur: Bozkır'ın Altın Çocuğu Timur Sivas’ı alınca Memlukler*üzerine yöneldi. Memluk sultanı Berkuk'un ölümüyle Memlukler karıştı Timur'un Berkuk'a gönderdiği elçi öldürülmüş,*Kara Yusuf*tarafından tutsak alınan Avnik hakimi Kahirede hapsedilmişti. tahta geçmiş Ferec'e Atlamış'ın verilmesini istedi ancak elçileri Halebte hapsedildier. Malatya'da bulunan Timur Behısnı ve*Anteb'i alarak*Halepe vardı. Memluk ordusuyla şavaşa karar verdi fillerinin arkasında yerini aldı. fillerin üzerindeki okçuları yanar oklar yağdırıyordu filler Memluk askerlerine hücum ettiler. Askerleri hortumlarıyla havaya fırlatıp yere düşeniayaklarıyla ezdiler. Memluk askerleri kaçtı. Timur'un şehre kolayca girdi. Şehir yağma edildi kadın erkek çocuk yaşlı ayırt edilmeksizin kılıçtan geçirildi. 1401 Temmuzunda kırk gün süren kuşatmadan sonra Bağdad’ı ele geçiren.Timur'un Şam, Haleb ve Bağdad’ı ele geçirdi Karakoyunlu Kara Yusuf ile Sultan Ahmed Celayirî’ Bâyezîd’e sığındı Bu durum Bâyezîd ile Timur arasında bir problem idi. Timur ile Yıldırım mektuplaştı Timur, Bayezid’e yazdığı birinci mektubunda; Kara Yusuf ile Bağdat Sultanı Ahmed Celâyir’in, Osmanlı idaresine sığınmamasını bu iki kişinin yakalanıp aileleri ile birlikte teslim edilmesini, veya öldürülmelerini sınır dışına çıkarılmalarını iletmiştir. Yıldırım , Timur’un isteklerini emrivâki saymış, muhtemelen kendisine iltica edenlerin kışkırtmaları Sivas kuşatmasında , Osmanlı'ya karşı beslediği istila planları sebebiyle çok sert hakaret etmiş Mektubunda Timur'a kudurmuş köpek demekten çekinmeyen Bayezid, gelmezsen zevcelerin boş olsun ben sana karşı çıkmazsam zevcelerim boş olsun diye ağır bir dil kullanmıştır. Timur’u, Osmanlı üzerine yürümeye teşvik edenler arasında Erzincan Emiri Mutaharten, Akkoyunlu Beyi Karayölük, Osmanlı karşısında topraklarını kaybeden Türk beylikleri, özellikle Karaman beyi yer almaktaydı. Ceneviz, Fransa, Bizans ve Kastilya gibi Osmanlı karşıtları, bu savaşın olması için Timur’la ilişki içerisindeydi. Batı Hıristiyan devletleri ve Bizans 1398'den beri Timur ile iyi ilişkiler içindeydi İstanbul'u kuşatmaya tutan Bayezid'e karşı imparator Manuel, Timur'un egemenliğini tanıdığını haraç ödemeye hazır olduğunu bildirdi. Timur, Anadolu'da Tatarlara adam göndererek onları Bayezid'e karşı kazanmaya çalışıyordu. Karabağ kışlağında Bayezid'ten gelen Osmanlı elçisine, Osmanlılar Frenklere karşı gaza yaptıklarından ona karşı yürümek Frenklerin kuvvetlerini arttırır bu nedenle Rum diyarına yürümek yanlısı değilim dedi. Fakat, Bayezid'in Karakoyunlu Kara Yusuf'u himaye etmekte ısrarını meydan okuma olarak görüyordu. Timur son olarak barış için Bayezid'in Kara Yusuf'u idam yahut teslim veya uzaklaştırması koşullarını ileri sürdü. Bunu kabul edersen baba oğul oluruz gazalara yardım ederiz dedi ve 12 Mart 1402'de Karabağ'dan Anadolu'ya hareket etti. Timur, savaş için hazır ol mesajıyla elçiyi geri gönderdi. Sivas sahrasında Bayezid'in elçileri önünde ordusuna geçit resmi yaptırdı. barış önerdi. Bayezid'in büyük bir ordu ile hareket etti Timur'u karşılamak üzere Doğu Anadolu yollarına düştü. Timur Ankara'ya ulaştı. Bayezid stratejik manevrada kaybetti. Aceleyle geri döndü. Yorgun askeriyle Çubuk Ovasında konaklarken Timur ordusu en iyi koşullarda konuşlanmıştı. Savaş Timur'un saldırısıyla başladı ve Osmanlıların sol kolu bozuldu. Tatarlar Timura sığınmış Anadolu beylerinin Bayezid'in ordusundan kaçtı Bayezid'in birlikleri dönmek istiyordu. Bayezid, Timur'un sadık adamı Mahmud Han tarafından esir alınmıştı Ankara Zaferi akabinde Timur, ordusunu Bayezid'in Bayezid'in hazinesini ele geçirmek üzere Osmanlı başkenti*Bursaya gönderdi. Timur birlikleri şehri yakıp yıkıp yağmaladı Süleyman Çelebi, Rumeli'ye geçmek üzere babasının yaptırdığı Anadolu Hisarı'na sığındı Timur Süleyman Çelebi'ye iki adam gönderip huzuruna çağırttı. Süleyman Çelebi'ye giden adamlar, Çelebiden zengin armağanlar getirdi Bayezid'in büyük oğlu Süleyman Çelebi, Timur'u kabul edip ne zaman emrederse gecikmeden huzuruna geleceğine söz verdi. Timur, Anadolu'da Bayezid'in ortadan kaldırdığı beylikleri ihya etti. hanedanları kendi egemenliğine aldı.timur Bursa'dan sonra*İznik*ve*Çanakkale*boğazına ilerleyip ganimetler elde etti Akdeniz kıyılarına, Antalya ve Teke'ye gönderdiği emirler tüm bölgeyi yağma edip büyük ganimetlerle döndü Timur*Sivrihisarda çadırlar kurdu. Kütahya'ya indi aman malı alıp şehre zarar vermedi Germiyanoğulları ona ziyafet meclisi kurudu. Muhammed Sultan*Manisa'da, Şahruh*Uluborlu-Keçiborluda kışlarken Timur *Denizli-Aydın*yolu ile*İzmirde*Tire'de kışladı Timur, 14. yüzyıldan itibaren Türklerin elinden çıkmış İzmir'i Hıristiyanların elinden almaya Bayezid'in yapamadığı fetihi yapmaya karar verdi. İki haftalık kuşatmadan sonra İzmir fethedildi. Süleyman Çelebi'nin elçisi gelerek Bayezid'in oğullarının büyüğü olarak Osmanlıların itaat ve kulluğunu sundu. Bursa'da yerleşen*İsa Çelebinin elçisini Timur iyi karşıladı, İsa Çelebi bağımlılığını sundu. Timur Cenevizlerdeki Foça kalesine Muhammed Sultan'ı gönderdi. Kaledikiler aman diledi ve haraç ödemeyi kabul etti. Muhammed Sultan'ın rahatsızlığını işiterek Akşehir'e yöneldi. 8 Mart 1403'te Bayezid'in öldüTimur çok üzüldü, Bayezid'e ait bütün ülkelerin ve beylerin kendi hükmüne girdiğini ilan etti. Akşehir'de babasının yanında Bayezid'in oğullarından*Musa Çelebi'ye hilat, kemer, klıç ve tirkeş vererek Bursa'yı ona bağışladı Musa Çelebi'ye babası Bayezid'in naşını Bursa'ya götürmesi için teslim etti. Bayezid'ten birkaç gün sonra Timur'un veliaht ilan ettiği torunu Muhammed Sultan 13 Mart 1402'de 29 yaşında öldü. Kukla han Mahmud Han ise 11 Mart 1403'de ölmüştü.Ankara Savaşı’ndan sonra Anadolu'da sekiz ay kalan geri dönüş yolunda 1403 yılı Temmuzunda Gürcistan'a gelen Timur kışlamak üzere Karabağ'a yöneldi. Kışı Karabağ'da geçirdi 1404 Mart ayında Karabağ'dan Erdebil'e geldi toy toplandı Hülagü Han tahtı, Azerbaycan, İstanbul'a kadar tüm Anadolu, Irak-ı Acem, Arran, Mugan, Ermenistan ve Gürcistan Miranşah oğlu Mirza Ömer'e bırakıldı. Miranşah'ın asker ve beyleri de onun buyruk ve vesayetine girdi. Timur 1404 Temmuz ayında Semerkant'a geldi. Zaferler kutlamaları toylar düzenletti ve imara girişti. Torunlarından altısının nikahlarını kıydırdı . Timur, 18 Şubat 1405 de, Çin’e seferine giderken Otrar’da 69 yaşında öldü.*Ölüm sebebi kulunçtu Semerkand’a torunu Halil Sultan tarafından, daha önce ölmüş torunu Muhammed Sultan’ın Ruh Abâddaki medresesine defnedildi. Timur, torunu Muhammed Sultan'ı tahtının varisi görüyordu. Ancak Muhammet Sultan 1404 te genç yaşda öldü Timur bu çok sevdiği ve varis gördüğü torunu için Semerkant’ın seçkin bir tepesinde büyük mozeleum inşasını emretmiş ve Muhammed Sultan buraya defnedilmişti. Mozeleum, anıt mezar, camii ve medreseden oluşuyordu. Timur ölünce çok sevdiği torununun yanına defnedildi. O zamandan sonra burası tüm Timur hanedanının yattığı anıt mezar durumuna getirildi. Timur’un ölümünden sonra oğlu Şahruh, diğer oğlu Miranşah ve torunu Uluğ Bey buraya defnedildi. Gur Emir Mozolesi yedi bölümden oluşuyordu: Sağda Müslümanların dua ettiği hanaka, solda medrese ve merkezde mosoleum, iki tarafında anıtı tamamlayan iki minare. Medrese ve hanaka günümüze ulaşamamıştır. Anıtın yüksek kubbesi altında üç sıra halinde yan yana yatan on mermer mezar taşı bulunur sadece Timur’un mezartaşı siyah renkte nephritis taşıdır burası sembolik mezardır. Gerçek mezar salonun altındadır ve ziyarete açık değildir. Timur’un bedeni, taş lahidin içindedir. İslam geleneği ile başı Mekke’deki Kabe’ye yöneliktir. Orta Asya geleneğinde kutsal ölülerin mezarlarına konulan at kuyruğunun burada da bulunur Timur, Şehr-i Sebz’de yazlık sarayında, genç yaşta ölen iki oğlu, Cihangir ve Ömer Şah için Mozeleum inşa ettirmişti. Bu kompleksde kendisi için de bir mezar odası vardı 1960 da bir kız çocuğunun Timurlu Mozelesi Kompleksinde oynarken üzerine bastığı yerin çöküp açılan çukura düşmesi ile Timur’un ölmeden kendisine yaptırdığı mezar odası bulundu. Timur’un mezar odasında devasa bir lahit bulunmakta idi. Ağırlığı nedeniyle lahdin kapağı zorlukla açılmış ve içinin boş olduğu görülmüştü. Timur sağlığında mezar odasını hazırlatmış, bu mezar odası Orta Asya geleneğindeki gjbi Atilla ve, Cengize yapıldığı gibi gizli tutulmuştu. |
Kaynak ekrembuğraekinci.com
NÂMAĞLUP BİR HÜKÜMDAR EMiR TiMUR* Özbekistan, Timur Han’ı en büyük millî kahraman kabul etmiş. Adına caddeler, meydanlar, mektepler açmış. Büyük heykeller dikmiş. Onun yaptırdığı eserleri tamir ediyor. Garp kendisine alâka duyuyor; kitaplar, romanlar yazıyor; ülkesi ecnebi turistlerle dolup taşıyor.Emir Timur Moğoldur. Cengiz’den üç kuşak sonra Müslümanlaşmış ve komşusu Türklerle karışmış Timur’un ana dili Türkçe 1336 da Özbekistan’daki Şehrisebz’de doğdu. Şehrisebz yeşil şehir demektir. Çağatay Devleti’nin Taşkent hâkimi babası Turagay, meşhur Nakşî şeyhi Emir Külâl’i severdi. Emir Külâl, Timur’a talebesi Şemseddin Külâl’i hoca tayin etti. Semerkand’daki muhteşem türbesinde başucunda hocası Mir Bereke önünde Emir Külâl’in oğlu Ömer yatmaktadır. Gençliğinde attan düşerek sağ ayağı sakat kalmış; sağ elinin iki küçük parmağı kopmuştu.muhalifleri Timur-Lenk (Aksak Timur) der. 1941 de Sovyetlerce kabri açıldığında 1.70 boyunda, sağ ayağı aksak bir cesed bulunmuştur. Kabrin kapağında “Mezarımı açan benden daha korkutucu bir düşmanla karşılaşacak” yazdığı söylenir. Kazının ertesi günü Hitler, Rusya’ya saldırmıştır. Emir Timur 34 yaşında Belh hâkimi oldu. Cengiz Han soyundan bir hanımla evlendiği için Gürgân (han damadı) diye tanındı. Evlilik itibarını arttırdı. Kendisini Cengiz Han’ın vârisi gördüğü için Türkistana hâkim olarak Büyük Türk Hakanlığına oturdu. Bununla beraber Cengiz’in insafsızca yakıp yıktığı Müslüman Türk beldelerini ihyâ etti. desteklediği Altınordu hânı Toktamış kendisine hıyânet edince üzerine yürüyüp devletini yıktı Emir Timur’un en büyük hatasıydı. Ruslar bu topraklara yayılarak büyük bir devlet kurmuştur Emir Timur Anadolu’ya yürüdü. Önünden kaçan iki hükümdar, Yıldırım Sultana sığınıp padişahı Emir Timur’a karşı kışkırttı. Eski Anadolu beyleri de Emir Timur’a tahrik ettiler. Padişah, Bizans, Trabzon, Altınordu, Mısır ve Hindistan devletlerinin hakimi Emir hafife aldı. Timur sadece Anadolu’nun bağlılığını istiyordu Ulemâ ve vezirler padişahı sulha teşvik etti. Ancak Avrupa’yı dize getirmiş Bayezid, alttan alacak adam değildi. Emir Timur 6000 km yürümüş 300 bin kişilik ordusunda her türlü adamı vardı. Zaptı güç olan askerin harbte yaptığı zulümleri Emir Timur’a yüklemek yersizdir. Ankarada tarihin en büyük meydan muharebesi yaşandı. Osmanlı askerleri filler karşısında dayanamadı, yok olmadı. Niğbolu gâlibinin mağlûbiyeti, Avrupa hükümdarlarını dehşete düşürdü. Elçi ve hediyelerle Emir Timur’a dostluk bildirdiler. Memlûk Sultanı, tarihçi kadı İbni Haldun’u Emir Timur’a gönderip Mısır’a girmemesi için iknâ etti.Padişah iki oğlu ile esir düştü. Emir Timur padişah ve ailesine hürmet etti. Kızlarını oğullarına aldı. Gittiği yere beraber götürdü. Şerefine düşkün padişaha bu ağır geldi. Kendisi için kapalı bir araba rica etti. Kabul olundu. Sonraki bazı tarihçiler Timur’un padişahı kafese koyup gezdirdiğini söylemiştir doğru değildir. Astım hastası padişah Akşehir’de kederinden vefat etti. Emir Timur’un “Yazık oldu! Büyük bir mücâhidi kaybettik” dediği rivayet olunur. Şehzâde Süleyman, İsa ve Mehmed esaretten kurtulmuşlardı. Mehmed Çelebi babasını kurtarmaya muvaffak olamadı. Bursa düştü. Devlet hazinesi düşmana geçti. Bir asırlık devlet arşivi yakıldı. Emir Timur Anadolu’da kalmadı. İzmir’i Rodos şövalyelerinden alıp döndü. Osmanlıların Timur-oğulları’na tâbiyeti 1447’ye kadar devam etti. Bu zaferin Emir Timur’a ne kazandırdığı meçhuldür. Anadolu birliği büyük yara aldı. Osmanlı padişahları az zamanda felâketin sardı. 50 yıl sonra İstanbul’u fethederek büyük bir imparatorluk kurdu. Emir Timur 1405’te Çin seferinde vefat etti. Anadolu yerine Çin’e yürüseydi tarihin akışı değişirdi. Bu, Çin’in Müslümanlığı demekti. Vefatından sonra halefleri ihtişamı sürdüremedi de, soyundan Uluğbey, Hüseyin Baykara, Bâbür gibi büyük hükümdarlar yetişti. Bâbür Hindistan’ın tamamını fethederek burada 1858’e dek yaşayacak Gürgâniye Devleti’ni kurdu. Emir Timur hatâ ve sevapları ile büyük bir hükümdardı. Pâyitahtı Semerkand dünyanın en parlak şehri idi. bu ihtişamın izlerini görmek mümkündür. Kanunlar hazırlattı. tarihini yazdı. En büyük hizmeti, oğlu Mîrânşahın, Hurûfî tarikatı reisi Fadlullah’ı ortadan kaldırtmasıdır. müridleri Anadolu’ya kaçarak Bektaşî tekkesine sığındı. Bugün Emir Timur aleyhtarlığının bir ucundan bunlar tutar. Osmanlı tarihçileri Sultan Bayezid ile mücadelesi sebebiyle kendisini haksız yere kötüler. Emir Timur’un iki sergerdeyi takip etme uğruna Anadolu’yu ezmesi yersizse, Sultan Bayezid’in böyle bir cihangirin gücünü idrak edemeyip karşı çıkması yanlıştı. Kendisine sığınanları geri vermese bile sınır dışı edebilir; büyük felâket önlenebilirdi. Tarihçilere göre maalesef Sultan Bayezid’in politik dehası, askerlikteki kadar değildi. Ne var ki altı asır öncesi için bugün ahkâm kesmek de zordur |
Kaynak türktarihim.com
Kayılar Kayılar, 12. yüzyılda İran coğrafyasına, buradan Anadolu'ya geçerek Selçuklu tebaası olmuş ve Osmanlı Beyliğinin ve devletinin kurucu unsurları olmuşlardır Kayılar, 24 oğuz boyundan biridir varlıklarını yüzlerce yıldır koruyan güçlü ve önemli bir boydur. Göktürkler ve Karahanlılar döneminde İç Asya’da varlıklarını sürdüren Kayılar, 9. Yüzyılda Selçuklu Devleti bünyesinde Horasanda varlıklarını sürdürdü. Selçuklu hudutları içinde Türk boyları gibi konar/göçer yaşayan Kayılar Anadolu’ya iki ayrı dönemde iki ayrı kol halinde girdiler. İlk önemli Kayı kolu Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya giriş yapmış ve güçlenerek Artuklu beyliğini kurmuşlardı. Horasan ve Mervdeki Kayı kolu ise Moğol baskıları nedeniyle Batıya sürüklenmiş, Harzemşahlar ile* birlikte 12. Yüzyılın sonlarında Anadolu’ya girmişlerdir.* Kayılar büyük bir nüfusa sahiptir iki büyük beylik kurmuştur Selçuklu devrinden önce ismine rastlanmamaktadır. Çünkü Kayılar büyük Türk kitleleriyle ortak hareket etmemişlerdir Göktürkler ve Karahanlılar döneminde siyasi olayların içinde bulunmadılar. Ancak varlıklarını yüzlerce yıl devam ettirdiler Anadolu’ya göç ettiklerinde 70 bin çadırlık geniş bir nüfusa sahiptiler kendi kaderlerini kendileri belirlemiş, Türk Tarihindeki yerlerini 12. Yüzyıl itibariyle almışlardır.*Kayılar, Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılma sürecinde Anadolu Beylikleri’nin bağımsız ve kendi başlarına idare edildiği dönemde Bizans’a karşı başarılarıyla güçlenmiş, yaklaşık 40 yıllık bir süre sonunda İmparatorluk haline gelerek Osmanlı Devletinin kurucu unsurları olmuşlardır.* Osmanlı Devletinin kuruluşunda baş rol üstlenen Kayı Boyunun Anadolu’daki varlığı Büyük Selçuklu Devletinde Anadolu’ya giren Türk boyları kadar eski değildir. Kayılar Anadolu’nun Türkleşmesinden yaklaşık 100 yıl sonra Anadolu’ya girmişlerdir.* Kayılar, Moğol saldırılarının etkisiyle İç Asya’dan batıya göç hareketine girişen Türk boyları ile birlikte Büyük Selçuklunun hükmettiği İran coğrafyasına göç etdi. Ancak Büyük Selçuklu Devleti 1157’de yıkılınca İran coğrafyası Abbasilere geçti. Büyük Selçuklunun yıkılmasından sonra merkezi bir yönetime bağlı olmasada vilayetler Büyük Selçuklunun görevlendirdiği valilerin elindeydi Selçuklu valileri Abbasileri bölgelerinde arzu etmiyorlardı. Aynı şekilde Moğol baskısıyla İç Asya’dan göç eden göçebe Türk boyları Müslüman olmalarına rağmen Arap hükümdarlarca yönetilmek istemiyordu Selçuklu valileri ve göçebe Türk boyları ortak menfaatte buluşarak Abbasi akınlarına karşı ittifak kurdu Kuzey İran coğrafyası Türkmenlere, Tatarlara ve Moğol baskısıyla İç Asya’dan göç eden göçebe Türk boylarına ev sahipliği yapıyordu. Selçuklu valileri Türkmenleri, Tatarları ve göçebe Türklerin en güçlüsü Kayıları ikna ederek Abbasi akınlarına karşı ittifak oluşturdular ve bulundukları bölgeyi Horasan/Merv kentlerini Abbasi akınlarından korudular. Bu başarıda en büyük pay Kayılarındı Kayılar Büyük Selçuklu sonrası İran coğrafyasında başsız kalan Türkmenlerin bağlılığını kazandı büyük bir nüfuz kazanarak bölgedeki Türklerin liderliğini üstlendi.*Kayılar bu tarihte 20.000 çadırlık kalabalık bir oymaktı. Türkmenler ve Tatarlar ise 50.000 çadırdı Kayı beyi Süleyman Şah’ın giriştiği savaşlardaki kahramanlık ve Kayıların başarıları Türkmen ve Tatarları etkiledi. Yeni ve güçlü bir lider arayan bu Türkler Süleyman Şah’a biat ederek Kayı boyuna katıldılar. Kayılar artık 70.000 çadırdan oluşan 50.000 kişilik muazzam bir savaşçı ordusuydu. Oymağın savunması için vazifelendirilen askerler en az 30.000 askerlik bir sefer gücüydü bu rakam büyük bir savaşın kaderini belirleyebilirdi Kayılar devletsiz ve töresiz kalmış,Moğollar ve Abbasilerce hedef haline gelen coğrafyasında varlıklarını devam ettirmek yerine Gaza etmek ve Anadolu’da kurulmuş ve Anadolu Selçuklu Devleti’ne yakın olmak için Anadolu’ya göç etmeye karar verdi Anadolu göçlerindeki ilk durak Ahlat oldu (1191). Kayılar, ardından Erzurum’a ve Erzincan’a yerleştiler. Ahlat, Erzurum, Erzincan Anadolu Selçuklu Devleti ile Harzemşahlar arasında sınır hattıydı. Doğusda Harzemşahlar Moğol akınlarına karşı koymaya, Batıda Anadolu Selçuklu Devleti Anadolu hâkimiyetini güçlendirmeye ve Haçlı seferlerine karşı koymaya çalışıyordu. Kayılar Anadolu Selçuklularına ve Harzemşahlara tabi olmadı kendi kaderlerini tayin ettiler. Yaklaşık 30 yıl Erzurum ve Erzincan’da yaylayıp kışladılar Süleyman Şah, asıl vatanı Türkistana geri dönmeye karar verdi. Genç ve kahraman bir bey olarak ayrıldığı Türkistan’a yaşlanmış, ömrünün son demlerini yaşayan bir bey olarak dönüyordu.* Kayılar, Türkistan’a göç ettikleri güneyde Fırat nehri ve Halep vilayetinden gerçekleştirdiler ve Halep Caber kalesi yakınlarına kadar ilerlediler. Göç istikametleri gereği Fırat nehrini geçmek zorunda olan Kayılar, sığ bir boğazdan nehri geçmeye karar verdiler. Süleyman Şah nehri kontrol etmek için atını nehre sürdü ancak at sendeleyip nehre düştü ve boğularak hayatını kaybetti. Süleyman Şah, sudan çıkartılarak Caber kalesine defnedildi. Bu bölge sonradan Türk Mezarı olarak anıldı Günümüzde Süleyman Şah türbesi olarak geçen anıt mezarın Kayı beyi Süleyman Şah’a ait olduğu düşünülmektedir.* Süleyman Şah’ın vefatı Kayı boyunun dirliğini Yaklaşık 70.000 çadırlık boyda en kalabalık kitleyi Türkistan’da Süleyman Şah’a tabi olan Türkmen ve Tatarlar oluşturuyordu. Süleyman Şah’ın ölümü üzerine Kayılardan ayrılarak Şam’a göç ettiler. Günümüzde Şam Türkmenleri oluşturdular Türkmen ve Tatarların ayrılmasından sonra geriye kalan ve Kayılar Süleyman Şah’ın 3 büyük oğluna uydular. Süleyman Şah’ın 4 oğlu vardı. Sungur Tigin, Gündoğdu , Ertuğrul Kayı boyuna önderlik ettiler. En küçük kardeş Dündar çocuk yaşta olduğu için ağabeylerine uymuştur.*Türkmen ve Tatarların ayrılmasından sonra Türkistan’a göç etmekten vaz geçen Kayılar, Fırat nehri üzerinden Erzurum’a geri döndüler. Pasin Ovasında bulunan Sürmeli Çukuru mevkiinde kışladılar. birliktelik uzun sürmedi. Süleyman Şah’ın en büyük oğlu Sungur Tigin ve onun küçüğü Gündoğdu Bey, Süleyman Şah’ın ölümüyle yarım kalan Türkistan göçünü tamamlamaya karar verdi Ertuğrul bey Türkistan’a dönmek yerine Anadolu’da gaza etmenin daha doğru olacağını düşündü. Kayı boyunun büyük bir bölümü, Sungur Tigine ve Gündoğdu beye biat ederek Türkistan’a göçtü Ertuğrul beye yalnızca 400 çadır, kardeşi Dündar ve annesi Hayme Sultan biat ederek Erzurum’da kalmıştır.*Kayılar Türkmenlerin, Tatarların ve Sungur Tigin’e biat edenlerin ayrılmaları ile küçülerek 70.000 çadırlık oymaktan 400 çadırlık bir obaya dönüştü. güçlü değillerdi. Kışlayabilmek için bir hükümdara tabi olmaları, Gaza içinse orduya mensup olmaları gerekiyordu. birkaç yüz kişilik askeri güçle ancak çetelerle ve yağmacılarla baş edebilirlerdi.*Ertuğrul Bey güvenli bir yurt edinmek hem de Gaza için küçük oğlu Saru Yatı’yı Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubat’a elçi gönderdi. Keykubat, Ertuğrul Beye olumlu yanıt vererek Kayılara Söğüt vilayetini kışlak, Domaniç ve Ermenibeli dağlarını yaylak tahsis etti. Kayılar artık Selçuklu Devletinin tebaası olarak yaşayacak Selçuklu ile gaza edecek Anadolu’nun bereketli topraklarında hayatlarına devam edeceklerdi. Kayılar önce Ankara’ya oradan Söğüt’e geçtiler. Söğüt Kayıların kadim Yurtları haline geldi. Ertuğrul bey, Gazi unvanını aldı ömrünün sonuna dek Söğütte yaşadı. uzun ve müreffeh bir ömrün ardından 1281 de 90 yaşında vefat etti. Büyük Oğlu Osman bey tarafından inşa edilen türbesi Söğüt Bilecik ilçesindedir Ertuğrul Gazi’nin vefatından sonra Kayıların başına büyük oğlu Osman Bey geçti.* |
Kaynak tarihnotları.com
Çiçi Yabgu(kağan) Hunların zayıfladığı bir dönemde,Hun Türklerinin idarecesi TanhuHo-han yeh (M.Ö.58-31) Çin idaresine girmek istemişti.kurultayda Tanhu Ho-han yeh’in kardeşi Çiçi yabgu ,bağımsızlıktan yanaydı bağımsızlık yanlıları: -“Böyle bir şey nasıl olur?At üstünde savaşarak devlet kuran atalarımız,çarpışarak ve ölerek ülkemizi korudular.İçimizde vatanı için ölmeyi göze alan yiğitler var.Çin imparatorluğu belki bizden güçlüdür.Fakat bize boyun eğdiremez.Türkleri kendisine diz çöktüremez…” diyerek kurultay sonrası Çiçi Yabgu liderliğinde ülkenin batısına çekildiler. Çinliler 70.000 kişilik bir orduyla(M.Ö.36) Çiçi(Küçük) Kağan’ın üzerine yürüdü. önce Çin Çiçi Kağan’a,teslim olmasını teslim olursa canının bağışlanacağını,az bir kuvvetle karşı koyamayacağını bildirdi. Çiçi Kağan,yanındaki 1.500 savaşçısıyla savaşa karar verdi. Savaştan önce askerlerine -“Boyun eğmeyeceğiz! Atalarımız bize topraklarla birlikte bağımsızlığı emanet ettiler.Savaşçılığımızla düşmanları titreten bir millet olduk.Korumakla yükümlü olduğumuz emanetleri,adi bir ömürle değişemeyiz. savaşçıların kaderi ölümdür.Biz ölsek de kahramanlığımızın şanı yaşayacak. Çocuklarımız ve torunlarımız milletlerin efendisi olacak…” Yapılan savaşta Çiçi Yabgu ve askerleri,bağımsızlık uğruna kahramanca çarpışarak can verdiler… |
Tarih ağustosta yazılır
Ağustos ayında Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi ve Anadolu’nun korunmasını sağlayan Büyük Taarruz’a kadar birçok zafer yaşandı. 1071’de Türkler Anadolu’ya girerken, Otlukbeli, Çaldıran ve Mercidabık zaferleri, Türk askeri ve Türk komutanının kahramanlık, üstün zeka, cesaret eseri olarak tarihteki yerini aldı. Ağustos ayında Türklere Anadolu kapılarını açan 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi: Malazgirt Ovası’nda Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Diyojen arasında gerçekleşen, Anadolu’nun Türklere yurt olmasını sağlayan bir meydan savaşıydı. 11 Ağustos 1473 Otlukbeli Zaferi: Erzincan’ın Tercan Ovası’nda ‘Otlukbelinde Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in komuta ettiği Osmanlı ordusuyla Akkoyunlu Uzun Hasan arasında yapıldı. 23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferi: Van’ın 90 kilometre kuzeydoğusunda Çaldıran Ovası’nda, yapılan ve her ikisi Türk olan Osmanlı ve Safevi devletleri arasındaki savatı Osmanlı devleti kaderini tayin etti. Zafer, Anadolu birliği yolunda atılmış önemli bir hamleydi 24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi: Çaldıran’dan 2 yıl sonra Sultan Selim’in başda bulunduğu Osmanlı ile Memlükler arasında, Halep şehrinin kuzeyinde gerçekleşen Mercidabık Savaşı’nda büyük bir zafer kazanıldı. Hilafet Osmanlı’ya geçti. Suriye, Lübnan ve Filistin, Osmanlı hakimiyetine girerken, Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. 29 Ağustos 1521 Belgrad’ın Fethi: Orta Avrupa’nın belkemiği durumundaki Belgrad, Sırplar’a ait iken Türkler’e karşı savunulamadığı için Macarlar’a terk edildi. İkinci Murad’ın ve Fatih Sultan Mehmet’in kuşatmalarından da kurtulan Belgrad, 1521 de Kanuni’ye boyun eğdi. Ve Osmanlı’nın Avrupa seferleri için en önemli üssü oldu. 29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi: Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusuyla, Macaristan Kralı 2. Layoş’un Macar ordusu arasında, bugüne kadar yapılmış en büyük savaş olan Mohaç Savaşı gerçekleşti. Zafer, iki saatlik kısa bir savaşla Osmanlı’nın oldu.1 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın Fethi: Venediklilerin elindeki Doğu Akdeniz’in en büyük adası Kıbrıs, Osmanlılar için coğrafi önem arz ediyordu. Sultan 2. Selim’in emriyle Kıbrıs, Lala Mustafa Paşa tarafından fethedildi.7 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi: Kurtuluş Mücadelesi’nin önemli dönüm noktalarından Erzurum Kongresi 23 Temmuz-7 Ağustos arası yapıldı. Kongrede, manda ve himayenin reddedilmesi, ulusal bağımsızlığa karar verilmesi ve ilk kez ‘milli sınırlar’dan bahsedilerek, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı anda Türk vatanı olan toprakların parçalanamayacağı gibi önemli maddeler yayımlandı. 23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Muharebesi: Türk ordusu Sakarya’da Yunanlı işgalcileri bozguna uğrattı. Amansız mücadele, 22 gün 22 gece sürdü. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’da Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu, Dumlupınar’da yenilgiye uğrattığı Yunanlıları İzmir’e kovalayıp 9 Eylül’de denize dökerek büyük bir zafere imza attı. Kaynak ensonhaber.com Malazgirt Zaferi'nin 947. yıl dönümü Türk tarihinde "zaferle özdeşleşen ay" olarak gösterilen Ağustos ayında kazanılan ilk galibiyet, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi oldu. Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden dünyaya gelen ve amcası Tuğrul Bey'in yerine 27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan, 42 yaşında elde ettiği büyük başarıyla dünya tarihine yön verdi.Milletin kutlu davası: Malazgirt Sultan Alparslan'ın, 26 Ağustos 1071'de Bizans İmparatoru Diyojen'in ordusuna karşı sayı olarak az ancak yürekli askerleriyle asırlarca konuşulacak taktiksel bir savaşla elde ettiği büyük başarıdır 947'nci yıl dönümü kutlamalarıyla yeniden hafızalarda yer alacak. Başkan Erdoğan'ın himayesinde ve katılımıyla Muş Malazgirtte "Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı" ile Bitlis'in Ahlat ilçesinde Malazgirt zaferi anlatılacak.Türklere Anadolu'nun kapılarını açan büyük zaferin komutanı Sultan Muhammed Selçuklu hükümdarı Çağrı Bey'in ikinci oğlu olarak 20 Ocak 1029'da dünyaya geldi. Babası ile amcası Tuğrul Bey'in vefatıyla saltanat mücadelesinden gelip gelerek 27 Nisan 1064'te Selçuklu tahtına çıktı. Alparslan'ın ilk hedefi Bizans'ın idare ettiği Anadolu coğrafyası oldu. ilk olarak kuzey sınır hattı olan Gürcistan ve batı sınır hattı olan Anadolu'ya seferler düzenledi. Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans'tan ilk toprağını aldı.Kazandığı topraklar ve sahip olduğu güçlü ordusuyla İslam dünyasında önemli bir yer edinen Sultan Alparslan, hilafet makamını taşıyan Abbasilerin de koruyuculuğunu üstlendi. Abbasi Halifesinin Fatımilere karşı 1070'te yardım talebi üzerine Sultan Alparslan, ordusuyla Fatımiler üzerine yürüdü. Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberiyle Bizans ordusu, üç yıldır hazırlıklarını yaptığı doğu seferini başlattı.Bizans ordusunun taarruzunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriyeye ilerleyişe geçti. Rey şehrinde konuşlanacağını yaydı Alparslan, Rey yerine Muş'a hareket etti. Bizans ordusu Rey şehrine ilerlerken, Sultan Alparslan Malazgirtte karargah kurdu. Alparslan, din alimlerinin tavsiyesiyle muharebeyi cuma günü yapmaya karar verdi. Ordusuyla 26 Ağustos Cuma günü namaz kılıp dua eddi ardından Diyojenin üzerine yürüdü. Selçukluların "Turan" taktiğinin en başarılı örneğini uyguladı Romen Diyojen yenilgiyi kabul etti askerleriyle yaralı olarak esir alındı. Diyojen'e gösterdiği hoşgörüyle nam salan Alparslan, Barzam Kalesi kumandanı Yusuf Harizmi'nin bıçaklı saldırısına uğramasının ardından 24 Kasım 1072'de hayatını kaybetti. Sultan Alparslan, Türkmenistan'daki Merv şehrine defnedildi. Vasiyeti üzerine oğlu Melikşah tahta geçti.Anadolu'nun kapılarını Türklere açan sultan"*Alparslan, tahtta kaldığı yıllarda önemli seferlere imza attı. Büyük devlet adamı ve komutan Sultan Muhammed Alparslan, Abbasilerin yardımına koşarak İslam dünyasının hamiliğini üstlendi."YAŞADIĞIMIZ TOPRAKLAR TÜRKİYE'YE DÖNÜŞTÜ 947 yıl önceki muharebe Bizans ordusu için büyük hezimet, Türkler için ise büyük zafer Bizans ve Türkler daha önce de 1048'de Pasinler Savaşı'nda karşı karşıya geldi Malazgirt'i önemli yapan, 1071'de bizzat kağanlar Alparslan ve Diyojen tarafından yapılan bir harp oluşudur. Diyojen'in amacı, Anadolu'yu Türklere kapatmaktı. Alparslan'ın amacı da ordularına ve insanlarına yer bulmaktı. Kazanan Alparslan oldu. yaşadığımız ata toprakları Türkiye'ye dönüştü."*"TURAN TAKTİĞİNİN EN İYİ UYLANDIĞI SAVAŞTIR" Alparslan Malazgirt Ovası'nda 25 bin, Bizans ise 50 bin civarındaydı Alparslan'ın yanında 4 bin muhafız birliği kalmıştı. Afşin Bey Anadolu'dan 10 bin kişiyle geldi.10 bin kişi gönüllüler vardı. 26 Ağustos günü cuma namazında Alparslan, beyaz bir elbise giyip ordusuna 'Bu kefenim olsun' dedi. Malazgirt hilal taktiği ve 'Turan' taktiğinin en iyi uygulandığı bir savaştır. Dünyada çok kısa süren savaşlardandır. yaklaşık 2 saat sürüyor. Diyojen savaş alanında yakalanıyor."BİZANS 105 YIL BOYUNCA KARŞI ÇIKACAK GÜCÜ BULAMADI" Savaşta yakalanan Diyojen'in bir krala yakışır muamele gördü:*"Malazgirt Savaşı Türklerin Anadolu'yu yurt edinme zaferidir. zaferle Bizans Malazgirt Savaşı'ndan 105 yıl sonrasına kadar Selçuklulara karşı çıkacak gücü bulamadı. Alparslan'ın emriyle Anadolu'da 5 devlet kuruldu. Danişmentliler, Saltuklular, Mengücekler, Artuklular ve Sökmenliler bu zaferden sonra kuruldu. İleri uçta Selçuklu Hanedanı'ndan Süleyman Şah'ın kurduğu Türkiye Selçuklular Devleti var Bizans'ın direnecek gücü kalmadığı için hızlı bir yerleşim yaşandı Anadolu tamamen Türk yurdu haline geldi"ZAFERDEN SONRA AVRUPALILAR ANADOLUNUN TÜRK YURDU OLDUĞUNU KABUL ETTİ" Malazgirt Savaşı'ndan sonra Avrupalı seyyahlar Anadoluya "Türkmenia" diyerek Türk bölgesi olduğunu kabul etti Malazgirt Savaşı'nın yapıldığı yerde tamirat yapılıyor. eserler oluşturuluyor. Otağlar kuruldu. Ortasında Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldızı betimleyen tarihler yazılacak. Osmanlı'dan önce bu toprakların bize ait olduğunu gösteren vesikalar geçiriliyor. Türklerin Anadolu'ya yerleşmesi ve kök salmasının temelinde Malazgirt Zaferi yer almakta Malazgirt'te Türklere karşı çıkacak bir güç kalmıyor. Bizans kabuğuna çekiliyor. Bu savaşla Türkler büyük bir öz güven kazandı." Kanuni’nin dört katlı tacı Osmanlı sultanlarının tarihi savaşları kadar, ihtişamlı kıyafetleri de hikâyelerle dolu. Padişahlar çok büyük tarihî, maddi ve manevi değere sahip olmalarının yanı sıra, her biri sanat eseri niteliğinde kıyafetlerle süslenirdi. Sultanların kimliğiyle ilişkilendirilen kıyafetlerin kültürel ve siyasi maneviyatı da vardı. Kaftanlarından ipek kumaşlarına, yüzüklerinden tacına; tüm hazine Osmanlı sultanlarının tarihi parçalarıydı Osmanlı’da en önemli statü simgesi olan başlığa çok önem verirlerdi. Padişahlar törenlerde “horasanî”, “mücevveze”, “selimî” ve “katibî” denilen başlık giyerlerdi. Bu parçaları müzelerden, ve dizilerden tanıyoruz. Osmanlı’nın sarığını, kavuğunu, fesini gördük ama Kanuni’nin dört katlı altın tacından gözümüzü alamadık. Batıda Muhteşem Süleyman, Doğuda Kanunî Sultan Süleyman, bir cihan padişahıydı.fetihleri gibi, giydikleri de düşmanı ezip geçiyordu. Tacı dillere destandı dört katlıydı HER KAT BİR İMPARATORLUĞU TEMSİL EDİYOR doğu, batı, kuzey ve güneyi temsil ediyordu Asya Hakan’ını, Roma Sezarlığı’nı, Trabzon ve Mısır sultanlığını temsil ediyor. cihan padişahlığını ifade ediyor. Taç, üzerindeki şilin inceliği, hem papalık tacına, hem de Habsburg İmparatoru*’nun tacına ve savaş miğferine atıfta bulunuyor. İhtişamıyla da adeta ezip geçiyordu Kanuni’nin tacı, sultanlara yarışır bir tasarımdı, uzun ve silindir şeklinde olması düşmana verilen aşağılayıcı bir mesaj ve üstünlük göstergesiydi. |
Kaynak islamveihsan.com
Sultan Alparslan kimdir? Sultan Alparslan döneminin başlıca olayları nelerdir?*Malazgirt Savaşı ne zaman, nerede ve kimler arasında yapılmıştır? Sultan Alparslan’ın vasiyeti nedir? Sultan Alparslan nasıl öldü? Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarı, Fethin babası, Veli, Büyük cihangir; Sultan Alparslan Horasan Meliki*Çağrı Bey’in oğludur. Selçuklu-Karahanlı savaşı başlamadan 20 Ocak 1029’da doğdu.* küçük yaşta babası Çağrı Bey’in hastalanması üzerine Gazneli taarruzlarını durdurması,1049’da*Karahanlılara 1058’de*Gaznelilere zaferler kazanması, Çağrı Bey’in veliaht sıfatıyla yönettiği Horasan ve Selçuklu topraklarında büyük bir itibar kazanmasını sağladı. Çağrı Bey’in Ağustos 1059’da*ölümüyle*Horasan Meliki*oldu. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey*Eylül 1063’te ölünce, vasiyeti üzerine tahta üvey oğlu Süleyman çıktı. Vezir Amîdül mülk tarafından tahta çıkarılan Süleyman’a karşı*Alparslan, ağabeyi Kirman Meliki*Kavurd, amcası*Mûsâ Yabgu, Çağrı ve Tuğrul beylerin amcazadeleri Kutalmış*taht üzerinde hak talep etti. Alparslan,*Herat’taki amcası İnanç Yabgu üzerine yürüyerek mağlûp etti. Ardından ordusu ile imparatorluk başkenti*Rey’e hareket etti. 1063 yılının son günlerindeki savaşta Kutalmış’ı mağlûp etti. Alparslan’ın Rey’e girmesi*üzerine*İsfahan’a ilerleyen Kirman Meliki Kavurd geri döndü. Alparslan’ın tahta çıkarak adına hutbe okutup sikke kestirmesinden sonra saltanatı,*Halife*tarafından 27 Nisan 1064’te tasdik ve ilân edildi. Sultan Alparslan, iki ay idarî işlerle ve orduyla meşgul oldu Şubat 1064’te*“Rum gazâsı”*adlı batı seferine çıktı.*Sultan Alparslan hükümdarlığında devletin batısına önem verdi, batıda fetih, doğuda asayişi sağladı .babası Çağrı Bey’in*Bizansa yaptığı akınlarda keşfedilen*Doğu Anadolu*Türkler*için en uygun yerleşme alanıydı Selçuklu, devlet teşkilâtı, kuvvetli ordusu ve mükemmel idaresiyle*Orta Asya Türk toplulukları için sığınılacak kapı oldu. Selçuklu topraklarına akan ve*Oğuz boyları, kimi*Selçuklu şehzadelerinin hizmetine girerek fetihlere katıldı kimi de kendi beylerinin emrinde, yeni yurtlar için savaştı. Selçuklu ülkesine XI. yüzyılın başlarından beri süren göçler sosyal rahatsızlıklara neden oldu. Bu konargöçer Türklerin hayat şartlarına uygun, Orta Asya’ya benzeyen ve hayvan yetiştirmeye elverişli Anadolu’nun fethini zorunlu kıldı. Hıristiyanların elinde bulunan*Anadolu’nun fethedilmesinde kararlı olan Selçuklular Türkleri Bizans sınırlarına sevketti Anadolu’ya ulaşmak için*Urmiye gölünden*Tiflise uzanan yerlerde Bizans’a bağlı prensliklerin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Sultan Alparslan,*Gürcistan seferinin ardından Doğu Anadolu’ya geçerek 16 Ağustos 1064’te Bizans’ın elindeki en müstahkem şehir Ani’yi fethetti. Ani’nin Müslümanlarca fethi Doğu ve Batı’da*büyük yankı*uyandırdı.1065 te büyük bir ordu ile*Hârizm’e hareket eden Alparslan,* Mangışlakda kervanlara saldıran, asileri uzaklaştırdı. Kıpçakları itaat altına alarak doğuya yöneldi ve*Mâverâünnehir’e girdi.*Cend şehrindeki atası*Selçuk Bey’in mezarını ziyaret etti. Cend topraklarını Selçuklulara bağlayarak seferini tamamladı. Alparslan’ın asayiş amacıyla başlattığı doğu seferi,*Hazar denizinden Taşkent’e* bütün toprakların büyük bir kısmı savaşmaya gerek kalmadan Selçuklu hâkimiyetine girmesiyle sonuçlandı.Sultan Alparslan, 1068 yılında ikinci*Kafka seferine çıktı. Amacı Azerbaycan’ı Selçuklulara bağlamaktı. Tiflis dahil Azerbaycan şehirleri fethedildi. Sultan Alparslan, her iki Kafkasya seferini yarım bırakmasına rağmen Türklerin Anadolu’daki ilerlemeleri devam etti. Anadolu’nun elden gittiğini gören Bizans, imparatoriçesi ile evlenerek tahta geçen Diyojen’i kurtarıcı gördü. Diyojen, 1068 de ücretli ordusu ile Anadolu seferine çıktı. Diyojen,*Orta Anadoludan güneye inip*Suriyede stratejik *Menbiç Kalesi’ni fethederek geri döndü. Ardından yaptığı iki seferde netice alınamadı. Diyojen,*Türk meselesini halletmek üzere büyük bir orduyla Anadolu’yu akıncılardan temizlemek ve İran içlerinde*Selçuklu başkentini zaptetmek amacıyla 13 Mart 1071 günü dördüncü sefere çıktı. Sultan Alparslan, Suriye’de*Fâtımîler*ile mücadele ediyordu. Tuğrul Bey’den beri Selçukluların kurmaya çalıştığı İslâm dünyasındaki dinî-siyasî birlik, Fâtımîler sebebiyle gerçekleşmiyordu. Sultan Alparslan, Suriye’de iken Bizans imparatoru Malazgirt ve Ahlat’a karşılık, Menbiç’i Selçuklulara bırakmak istedi Teklifi kabul etmeyen Sultan Alparslan, Bizans ordusunun geldiği istihbaratı üzerine, ordusunun bir bölümünü Şam’ı fethetmek üzere Suriye’de bırakarak Musul’a geçti. Selçuklu ordusunun yaşlı ve yorgun askerleri terhis edilip zinde kuvvetler alındı savaş hazırlıkları yapıldı. 26 Ağustos 1071*Cuma günü*Malazgirt ovasındaki meydan savaşında Selçukluların büyük zaferi Türklere*Anadolu kapılarını açtı savaş*dünya tarihinine tesir etti.Artuk, Mengücük, Saltuk, Dânişmend*ve Türk beylerinin güçleriyle Bizansın dörtte birine denk gelmesine rağmen Selçuklu ordusu moral gücünün yüksekliği, taktik Sultan Alparslan’ın konuşması*ve savaşta Peçenek ve Uz*kuvvetlerinin Selçuklu safına geçmesiyle savaş kazanıldı. Bizans ordusu ücretli, dil, din, ortak gaye unsurları olmayan kuvvetlerden oluşuyordu. Selçuklu ordusu Müslüman Türklerden ibaretti. Bizans kumandanlarında rekabet ve fikir ayrılıkları bulunurken Selçuklu kumandanları, Alparslan’ın etrafında kenetlenmişti. Bizans ordusunun manevra kabiliyeti zayıf, ağır birliklerdi*Türk kuvvetleri hafif teçhizatlı, manevra kabiliyeti yüksek süvari kıtalarından olması, savaşın sonucunu etkiledi. Savaşın kazanılmasındaki en önemli neden Sultan Alparslan’ın Türklerin*tarih boyunca*kara ve deniz savaşlarında kullandığı,*Kurt Kapanı*Turan, Hilal Taktiğiydi Sultan Alparslan, savaştan sonra Diyojen’i*şeref misafiri*olarak ağırladı. İki hükümdar dostluk kurdu barış antlaşması imzalandı. Diyojen’in tahttan indirilmesi ve 4 Ağustos 1072’de öldürülmesiyle antlaşma uygulanamadı.Alparslan, Diyojen’in ölümüne üzüldü barış antlaşmasının geçersiz kıldı Bizans üzerine bir ordu gönderdi. 200 bin kişilik ordusuyla*Türkistan seferine çıktı. sebebi Selçuklu Devleti’ni tehdit eden*Karahanlıları ortadan kaldırmaktı. Sultan Alparslan, Karahanlı topraklarında direndikten sonra teslim oldu huzura kabul edildi Barzam Kalesi*kumandanı*Yûsuf Hârizmî* tarafından, hançerle vurularak ağır şekilde yaralandı, dört gün sonra da 24 Kasım 1072’de*şehit oldu. Sultan Alparslan, ölmeden önce oğlu*Melikşah’a biat edilmesini, dul kalan son karısının kardeşi Kirman Meliki Kavurd’la evlendirilmesini, Kirman ve Fars bölgelerinin Kavurd’a bırakılmasını ancak onun başkente yakın*Şiraz’da oturtularak kontrol altında tutulmasını vasiyet etti. Sultan Alparslan’ın ileri görüşlülüğünü gösteren vasiyet, Kavurd’un isyan etmesi üzerine uygulanamadı. MALAZGİRT SAVAŞI VE ÖNEMİ 26 Ağustos 1071’de Doğu Roma bizans ile yapılan ve Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Malazgirt Meydan Savaşı’nın sebepleri, sonuçları ve önemi… Büyük Selçuklu Devleti’nin temellerinin atıldığı*Dandanakan Savaşı’ndan (1040) sonra Mervde toplanan kurultayda alınan kararlar yönünde büyük fetih hareketleri başladı. Anadolu’nun Türk yurdu haline getirilmesi için yapılan akınlarda Doğu Roma (Bizans) başına geçen* Diyojen, Türk fetihlerini durdurmak amacıyla büyük bir orduyla Mart 1068’de*Anadolu seferine çıktı. iki seferde başarı kazanılamadı. İmparator Diyojen, *İran’a ulaşıp Selçuklu başkentini ele geçirerek sorunu kökden halletmek için güçlü bir orduyla yola çıktı. 200 bin kişilik ordu Peçenek, Uz, Kıpçak ve Hazar Türkleri ile İslav, Alman, Bulgar, Frank, Ermeni ve Gürcülerden oluşturuldu ve güçlü silahlarla donatıldı. Selçuklu Sultanı Alparslan*Suriye’de Fatimîler ile meşgul iken gelen*Bizans *İmparatoru Menbiç’e karşılık*Ahlat*ve*Malazgirt’in iadesini istedi Sultan, elçiyi sert bir cevapla gönderdi ve Musul’a yöneldi, yorgun ve yaşlı askerlerini terhis eddi taze kuvvetlerle Anadolu’ya geçti. Silvan’da iken bizans Malazgirt Kalesi’ni zaptedip halkı kılıçtan geçirince alparslan Ahlat’a doğru yola çıktı. İmparatorun Ahlat’a gönderdiği birlikler Ahlat Selçuklu Garnizonu kumandanı*Emîr Sunduk*tarafından bozguna uğratıldı.Çeşitli milletlerden oluşan birlikten mahrum 200 bin kişilik Bizans ordusuna karşılık Selçuklu ordusu aynı idealde yaklaşık 50 bin kişilik*Müslüman Türklerden ibaretti. Sultan Alparslan’ın beraberinde* Gevherâyin,*Afşin,* Sav Tegin,*Sunduk*ve*Ay Tegin*gibi Anadolu ve Bizans’ı*tanıyan tecrübeli akıncı beyleri Artuk,* Dânişmend,*Saltuk,*Mengücük,*Porsuk*gibi Selçuklu devletinin değerli emîrleri vardı Alparslan Ahlat-Malazgirt arasındaki*Rahve ovasında karargâh kurdu ve askerlerini tepelere yerleştirip ovayı kontrolüne aldı. Bizans ordusunun büyüklüğü sebebiyle meydan savaşına girişmeye karar vermediğinden barış teklifinde bulunmak, ve düşmanı tespit için İmparatora heyet gönderdi. İmparator, Sultan Alparslan’ı reddetti. Sultan Alparslan ordusunu savaş düzenine geçirip süvarilerini pusuya yatırdı. kumanda edeceği 4 bin kişilik hassa askerini merkeze yerleştirdi. Bizans merkez hattında Diyojen Nikephoros Andronikos Dukas gibi kumandanları vardı Bizans ve selçuklu ordusunun savaş düzenine girmesiyle iki ordu Malazgirtte savaştı Abbâsî Halifesi Kāim-Biemrillâh, İslâm dünyasının ilgilendiği*Malazgirt Muharebesi’nin Sultan Alparslan tarafından kazanılması için hazırladığı dua metnini Cuma namazında tüm İslâm ülkelerinde minberlerden okutulmasını emretti. Cuma günü öğleye kadar orduyu denetleyen Alparslan, ordusuyla Cuma namazını kıldı “Ölürsem kefenim olsun”dediği beyaz bir elbiseyle asker karşısına çıktı ve “Ben, Müslümanların camilerde bizim için dua etmekte oldukları saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehid olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden sultan ne de emir alan bir asker var; ben içinizden biri olarak savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler geri dönebilirler.”Sultan Alparslan, ilk hücumu başlattı. Şiddetli çarpışmalardan*sonra Sultan Alparslan’ın yönettiği*Kurt Kapanı Turan, Hilal Taktiği ile Bizans ordusu çembere alındı. Bizans ordusunda savaşan Peçenek, Uz, Kıpçak Türkleri Selçuklu tarafına geçti. öğle vaktinden geceye devam eden meydan savaşında Bizans yenilgiye uğradı. Ordusu kılıçtan geçirildi, İmparator ve çok sayıda general esir alındı, askerler kaçarak canlarını kurtarabildi. Sultan Alparslan İmparatora esir değil hükümdar muamelesi yaptı. barış antlaşmasına göre, 1)*İmparator kurtuluş akçesi 1,5 milyon altın verecek 2)*Bizans her yıl Selçuklu’ya 360.000 altın vergi ödeyecek.3)*Bizans’ın elindeki İslâm esirleri serbest bırakılacak. 4)*Bizans Selçuklu’ya askerî yardımda bulunacak.5)*İmparator kızlarından birini sultanın oğluna nikâhlayacak. 6)*Antakya, Urfa, Menbiç ve Malazgirt Selçuklu’ya bırakılacak. Barış antlaşmasından bir gün sonra*Sultan Alparslan, Diyojen’i İstanbul’a uğurladı. Bizans mağlûbiyet haberini alınca Diyojen’i tahttan indirip yerine*VII. Mikhail Dukas’ı İmparator ilân etti. Bizans kuvvetlerince teslim alınan Diyojen Kütahya’da gözlerine mil çekilerek hapse atıldı; ertesi yıl da*Kınalı ada zindanında öldü. Savaştan sonra*İsfahanda Alparslan, Abbâsî halifesi ve İslâm hükümdarlarına fetihnâmelerle kazandığı zaferi müjdeledi. Bu haber coşkuyla karşılandı ve Halife Kāim-Biemrillâh, Alparslan’a değerli armağanlar göndererek zaferi kutladı ve unvanlar verdi. İslâm memleketleri Alparslanı özel heyetlerle kutladı. şair ve edipleri sultan hakkında övgüler yazdı. Malazgirt Türk ve dünya tarihinin dönüm noktasıydı Bu zafer sonunda, Bizans’ın bütün imkânlarını ve ordusunu kaybetti Türkler önemli bir direnişle karşılaşmadan Ege ve Marmara kıyılarına ilerledi fethettikleri toprakları vatan edinip*Saltuklu, Mengücüklü, Dânişmendli, Dilmaçoğulları, Ahlatşahlar, Yinaloğulları, Çubukoğulları ve*Artuklu*devletlerini kurdu. Kaynak sözlervadisi.com Sultan Muhammed Alpaprslan 1030 yılında doğan*Alparslan,*Çağrı Bey*in oğlu veTuğrul Bey*in yeğenidir. Gazne Hükümdarı Mevdut a karşı 1044 te büyük zafer kazanmış Çağrı Bey ona, 1058 de Belh, Toharistan, Tirmiz, Kobadiyan, Vahş ve Valvalic gibi şehirleri bırakarak devlet yönetimine hazırladı. 1059 da Gaznelilerle yapılan anlşmada 1060 ta Çağrı Bey in ölümüyle Alparslan, Horasan Selçuklu Devleti’nin başına geçti. 1063’te Tuğrul Bey in vasiyetiyle Vezir Kündüri tarafından tahta çıkarıldı. 1068’te Bizansa savaş ilan etti,kazandıkları savaşlarla Türkler Ortadoğu’ya ilerlemiş; Bizanslılar’ı, Türkleri’i çıkarmak için Malazgirt’e gelmiştir. Alparslan 1071 de, Türk tarihinin en önemli zaferi Malazgirt Savaşı‘nı kazanmıştır. Bizans fetret yaşamıştır. Alparslan, Bizans İmparatoru Diyojen’in canını bağışlamış, onu yıllık vergiye bağlayıp bir süre esir tutmuştur. Fidyesi ödenen Diyojen ülkesine döndüğünde, tahtından indirilmiş ve VII. Mikhail’in yeni Bizans imparatoru olduğunu görmüştür. Tahtını almak için mağlup düşmüş; Kilikya’da yakalanarak gözlerine mil çekilmiş; İstanbul’a getirilmiş ve Kınalıadaya sürgün edilmiştir. Gözlerinin kör edilmesinden dolayı enfeksiyon sonucu ölmüştür. Malazgirt Savaşında esir Diyojen’in imzaladığı vaad geçersiz kalmıştır. Alparslan, esir aldığı bir kale komutanı tarafından 1072 de vefat etmiştir. Sultan Alp Arslan’ın İmam-ı a’zam’ ın türbesini Harizm Camii . Şadyah kalesini yaptırmıştır. İlim adamlarını korumuş Medreseler kurmuş Malazgirt Savaşında Diyojen’i, yenmiş Anadolu kapılarını Türklere açmıştır. Nizamiye Medreseleri’nin kurulmasına katkıda bulunmuştur. Sultan Alp Arslan hasta*veya yoksul gördüğünde hislenir, ağlar ve derhal yardım ederdi Sultan Alparslan Nizamü-l Mülk ile Nişapur caminin kapısında elbiseleri perişan gençleri görünce, kim olduklarını sordu.Vezir:Bunlar insanların en şereflileri olup,dünya zevki bulunmayan ilim talipleridirler. Bunun üzerine sultan onlara bir yurt yapılmasına ve maaş bağlanması emrini verdi.* Malazgirt zaferi ile Anadolu kapılarını Türklere açan Büyük Kumandan Alparslan’ ın saray mutfağında hergün*elli koyun veya keçi kesilerek fakirlere dağıtıldı Elçi görüşmeleri dışında hiçbir zaman tahtına otumamıştır* Sultan’ın divanında sayılamayacak kadar çok fakir isimi kayıtlı olup bunlara düzenli maaş verilirdi Şehzadeliği diğer şehzadeler gibi oturarak değil bir akıncı gibi geçirmiştir.*Büyük bir kumandan ve adaletli bir idareci olan Alparslan İslâmiyeti harfiyyen yaşamaya gayret etmiş ve İslami ahlakla milletine örnek olmuştur. Düşmanlarını bile affetmesiyle, üstün ahlakını göstermiştir.*Bir gün birkaç insan sultan alparslana nizamül mülk hakkında şikayet getirmiştir. Sultan namazını bitirip mektubu okuyup,Nizamülmülkü çağırtmıştır kendisine mektubu al yazılanlar doğru ise ahlakını güzelleştir değil ise iftira edenleri bağışla onlara öyle işler verki insanları kandırmaya vakit bulamasınlar.*Sultan Alparslan 27 bin askeriyle*Bizans topraklarında ilerlerken keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :* 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor der.*Sultan Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der :*Biz de onlara yaklaşıyoruz…* Malazgirt Savaşı Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında*26 Ağustos 1071de gerçekleşmiştir.*Selçuklu*Hükümdarı*Alparslan*ile* Bizans İmparatoru*Diyojen*arasındaki savaşı Büyük Selçuklular kazanmıştır. Malazgirt Savaşı ile “Türklere*Anadolu’nun kapıları kesin bir zaferle açılmıştır”. Alparslan’ın Anadoludaki fetihleri ve Diogenes’i harekete geçirir. Alparslan 1071 de Mısır Fâtimî Devleti’ne karşı çıktığı seferden *Malazgirt’e iner. Günlerden Cumadır. Akşama kadar süren savaşta, koskoca Malazgirt Ovası 100 binden fazla Bizanslıya mezar olur. Bizans imparatoru esir edilir. zafer, Türklerin Anadolu’ya yerleşmelerini ve hâkimiyetlerini sağlar. |
All times are GMT +3. The time now is 17:51. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025