![]() |
Kaynak ekrembuğraekinci.com.
Osmanlıda cuma namazı Osmanlılarda Cuma kılınacak câmiler tesbit edilip, hatiplere padişah beratı verilirdi. Beratsız Cuma namazı kılımmazdı. Eski hukukumuz, hükümdara dinî vazifeler yüklemiştir. padişah, ibâdetlerin yapılabilmesi için gereken tedbir alır. Mâbed ve medreseleri himâye ederdi. İmam ve muallimler tayin eder. mescid yaptırırdı. Şehirlerde müftü bulundurur Ramazan ayını ve bayramları ilân eder hac emîri tayin ederdi.Cuma namazı, müslümanların sembolüdür ibâdettir.Medine’ye hicret edilip İslâm devleti kurulduktan sonra ilk Cuma namazı kılınmıştır. farzdır. şehirde sultanın bizzat kıldırması; kıldıramazsa vekilinin kıldırması gerekir. Cuma câmileri ancak kâdısı bulunan şehirlerde olurdu. Köy ve sahralarda Cuma namazı kılınmazdı. köylülerin Cuma namazına gitmeleri gerekmezdi. büyük köylerde Cuma kıldırmak üzere beratlı hatip tayin edilirdi şartlar gerçekleşmezse Cuma namazı farz olmaz. yalnızca öğle namazı kılınırdı Gayrımüslimlerin olduğu yerlerde Cuma namazı farz değildi burada Müslümanların, dinî işlerini yürütmek üzere seçtikleri kimse, Cumayı kıldırabilirdi Kırım, Bosna, Kıbrıs gibi kaybedilen beldelerdeki müslümanlar Cuma namazına devam etmiştir. Cuma namazının şartlarından birisi tek câmide kılınması idi.namaz beldenin en büyük câmiinde veya namazgâh denilen büyük sahalarda kılınırdı. Selçuklu ve Osmanlılarda her şehir ve kasabada Ulu Câmi veya Câmi-i Kebîr denilen en büyük câmide Cuma ve bayram namazı kılınırdı. ulu câmiler, ihtişam ve emsalsiz güzellikleriyle görenleri büyülemektedir. Divriği, Diyarbekir, Adana, Bursa, Manisa ulu câmilerinde Cuma ve bayramda bütün müslümanlar toplanırdı. Diğer câmilerde Cuma ve bayram namazı kılınmazdı. Namazdan önce Arapça hutbe okunur nasihat edilirdi. Peygamber ve dört halife sultanının ismi zikredilip dua edilirdi. Halifeyi anıp dua etme geleneğini Hazre-ti Ali’nin Basra vâlisi Abdullah Abbas başlatmıştır. Adına hutbe okunmak, para bastırmak hâkimiyet alâmetidir. Osmanlılarda padişah adına okunan ilk hutbe 1289’da Karacahisar’da ilk Osmanlı kadısı ve Osman Gazi’nin bacanağı Tursun Fakih tarafından okunmuştur. harb yoluyla fethedilmiş beldelerde hatip hutbeye kılıç ile çıkıp kılıca dayanarak hutbe okurdu. Abbasî halifesi Râdi, hutbeyi bizzat okuyan hükümdarların sonuncusudur. |
Kaynak ekrembuğraekinci.com.
Osmanlıda cuma namazı Hutbe, mihrabın sağında yüksek bir yerde okunur. Bugünki 12 basamaklı mermer minberi, Sultan III. Murad, 1591’de İstanbul’dan göndermiştir. Minbere perde asmak Halife Muaviye’den kalmadır. İslâm âleminde ahşap mermerden güzel oymalarla süslü, minberler yapılmıştır. Kurtuba Câmii’nin minberi altındı. Kurtuba düşünce, İspanyollar yağma ettiler.Halifelerden Hazerât-ı Ömer, Ali ve Muaviye’ye câmide suikast yapılmıştı. Hazret-i Osman zamanından itibaren, halkın sokulmadığı ayrı bölümler yapılarak umerâ namazlarını burada kılmışdır. Osmanlılarda buraya , hünkâr mahfili denilmiştir. Padişah maiyetiyle Cuma selâmlığına çıkar; her hafta bir büyük câmide Cuma namazı kılardı. Namazdan sonra padişah, devlet ricâlini hünkar mahfilinde kabul ederdi. Fevzi Çakmak, Anadolu’ya geçmeden Sultan Vahideddin ile Cuma namazında hünkâr mahfilinde görüşüp hususî talimatlarını almıştır Osmanlı padişahları Cuma namazına Cuma Alayı gibi merasimlerle giderlerdi.Cuma Alayı” veya Cuma Selamlığı” denilirdi. Padişahlar, Ayasofya Süleymaniye, Bayezid, Sultan Ahmed ve Eyüp gibi selatin camilerde,merasimle cumayı kılardı padişahların halkla yüzyüze geldikleri Cuma selamlıklarında, halk padişaha dilek ve şikayetlerini iletirdi. Merasim taburu, göz alıcı kıyafetleri ile padişahın çevresinde yürür, halk ise dilek ve şikayetlerini yazılı olarak uzatırlardı. Padişahın yakın hizmetlisi bunları padişaha sunardı. hükümdar ile halkı bütünleştiren Cuma selamlığı, büyük önem taşımaktaydı.*Padişahın Cuma selamlığına at üzerinde giderdi II. Abdülhamid, hastalığı dolayısıyla, saltanat arabasıyla merasimlere katılırdı. cuma camisi belirlenir, yeniçeri ağası hünkar mahfiline seccade serdirip kontrol ederdi. gidilecek camiye kadar, askerler yerleştirilirdi. padişah, etrafına selam verdikçe askerler kolları göğüslerine çapraz kavuşturarak öne eğilirler, saygı selamında bulunurlardı. merasime katılmak mecburiyetinde olanlar saray avlusunda padişaha mevkiileri nisbetinde iştirak ederlerdi.* |
Kaynak yenişafak.com
Cuma günü Haftanın en değerli günü olan Cuma günü geldi çattı. Milyonlarca Müslüman namaz ibadetlerini yapacak dualar edecek. Peki cuma günü okunacak dualar hangilleri Cuma günü fazileti nedir? Cuma gününde milyonlarca Müslüman vatandaş camilere akın edecek ve namaz ibadetini yapacak. dualar edilecek. Ayette geçen “el-cumu'ati" kelimesi, “toplamak, bir araya getirmek" anlamına gelen “cem'" kökünden türetilmişdir. Müslümanlar öğle saatinde camide toplanıp cuma namazı kıldıkları için Arapların arube" dedikleri güne cuma günü" demiştir.Haftanın en değerli günü cumadır Peygamberimiz şöyle beyan etmiştir: “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cumadır Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet cuma günü kopacaktır." Cuma günü ezânı işiten her erkeğe farzdır müslüman, dînen mükelleftir icâbet gerekir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Ey îmân edenler! Cumaya çağırıldığınızda Allah'ı zikretmeye gidin ve alış-verişi bırakın.Allah tarafından günahlarınızın bağışlanması ve mükafatlandırılmanız olan bu emrolunduğunuz çağrı sizin için hayırlıdır." (Cuma Sûresi: 9)sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Cuma namazını terk edenlerin Allah kalplerini mühürler.onlar gâfillerden olurlar." (Müslim; 865) Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralasında geçen günahlara keffaret olur. Resûlullah (s.a.v) cuma gününden söz ederek şöyle buyurdu: “Cuma gününde bir zaman vardır ki, şayet bir müslüman namaz kılarken o vakte rastlar da Allah'tan bir şey isterse, Allah ona dileğini verir. " Resûl–i Ekrem o zamanın pek kısadır |
Kaynak yenişafak.com
CUMA GÜNÜ FAZİLERLERİ VE İBADETLERİ Allah (c.c.) cumartesi gününü Hz. Mûsa'ya, pazar gününü Hz. İsa'ya ve haftanın en faziletli günü olan cumayı Son Peygamber Hz. Muhammed'e kutsal kıldı. günahsız geçen her gün kutsaldır cuma gününün farklı özellikleri vardır Hz. Âdem cuma günü yaratıldıCuma günü cennete kondu: ruhsal ve duygusal açıdan cennete göre yaratılan Hz. Âdem,öz vatanı cennete kondu ki, cennetin güzelliği bilincine yerleşsin geçici dünya hayâtına aldanmasın.Cuma günü dünyaya indirildi: Hz. Âdem ile Hz. Havva dünyaya gönderilmeyip orada yaşasalardı, cennette üreme olmadığından insan sayısı iki kişi kalacak güzelim cennet boş ve anlamsız olacaktı.Cuma günü tevbesi kabul olundu: Yasaklanmış meyveyi yediği için dünyaya sürgün gönderilen Hz. Adem, sürekli ağladı ve cuma günü icâbet tevbesi kabul olundu. Hz. Âdem cuma günü öldü: Bin yıl dünyanın kahrını çeken cennet ile yanan Hz. Âdem, cuma günü âhiret âlemine göçtü kırk bini aşkın evlât ve torun bıraktı. Cuma günü kıyâmet kopacak: Ölüm ve kıyâmet hoş gelmese de mü'minler için İlâhi lütuftur. ölüm yaşlılıktan, hastalıktan bunalan ve toplumdan dışlanan insanları dünya zindanından kurtarıp Berzah âlemine kavuşturur. Kıyâmet Berzah âlemindeki mü'minleri öz vatanları cennete ve Cemâlullah'a kavuşturur. |
Kaynak yenişafak.com
Cuma Günü okunması tavsiye edilen dualar Cuma günü Ya Allah diyen evliyalara katılır Ya Allah, Ya Hu" diyenin hayırlı dileği gerçekleşir. Ya Rahman" diyen gafletten kurtulur kalp nurlanır. Ya Gaffar" ism-i şerifini okuyan affa mazhar olur Yâ Veliyy" okuyanın hayırlı dilekleri kabul olunur Yâ Muhsî" ism-i şerifiyle kıyamet hesabı kolay olur Yâ Vâlî" ism-i şerifiyle dua edenin duası kabul olur, Yâ Ganiyy, Yâ Muğni" ism-ini okuyan zengin olur. Yâ Dârr" ism-i şerifini okuyan Hakka yakın olur Yâ Gafur" ism-i şerifini okuyanlar af olunur Ya Basîr" okuyanı Cenab-ı Allah hidayete erdirir, YA VELİYYÜ YA ALLAH" zikreden isteğine kavuşur. LA İLAHE İLLALAHÜ'L MELİKÜ'L HAKKU'L- MÜBİN" YA-RAKİB esmasını zikreden istegini Allah'a bildirrise isteği kabul olur. Cuma günü Allah'dan isteyin. Dua edin.La ilahe illa ente ya hannanü ya mennanü ya bedias semavati vel erdi ya zel celali vel ikram bu dua ile Allah'dan iste Allah mutlaka karşılk verir. Cuma günü Ya Meliki Muktedir sin Allah'ım bana yardım et" ismiyle dileyin, sıkıntınız gider, Ey inananlar! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman, Allaha koşun, alışverişi bırakın. bu sizin için daha hayırlıdır.Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve nasibinizi arayın. Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.."Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." |
Kaynak turknavy.blogcu.com
Kıbleteyn ve Cuma Mescidi Mescid-i Nebevi'ye 5 Km uzaklıkta bulunan ve ilk adı Ben-i Selime Mescidi iken kıblenin Mescidi Aksa'dan Kabe'ye çevrilmesiyle*''İki Kibleli Mescit Kıbleteyn Mescidi adını almıştır.İslamın ilk yıllarında namaz, Mescid-i Aksa'ya doğru kılınıyordu. Peygamber Efendimiz kıblenin Kabe olmasını namazların Kabe'ye dönülerek kılınmasını arzu ediyor Allahın emrini bekliyordu.Hicretten 18 ay sonra Efendimize müjde gelmişti.*Şaban ayının 15. günü Peygamberimizin namazında şu Ayet-i Kerime nazil olmuştur. Bakara - 144 Seni elbette hoşlanacağın kıbleye döndüreceğiz. hemen Kabe'ye dön. Ey müminler sizde namazda oraya dönün''*Hz. Peygamber namazı bozmadan Kabeye döndü, cemaat de döndü Kudüs'e doğru başlanan namazın son iki rekatı Kabe'ye yönelindi mescide ''Mescid-i Kıbleteyn'' İki Kıbleli Mescit dendi Mescidi Kıbleteyn, hz Ömer Kayıtbay ve Kanuni Sultan dönemlerinde büyük onarım görmüştür. 1987'de Suudiler Mescid-i Kıbleteyn'in Kabe tarafına mihrap, Kudüs tarafına ise Bakara Suresinin 144. ayeti ile bir pano koymuştur. Mescidin iç kısımları modern süsleme motifleri ile ve Türk Hattatı Hasan Çelebi'nin yazdığı hatlarla bezenmiştir. CUMA MESCİDİ Peygamber Efendimiz Mekke'den Medine'ye hicretinde Kuba'ya ulaşmış ve ilk mescit Kuba Mescidini inşa etmişti. 24 Eylül 622 Cuma günu Medine'ye yola çıkan Hz. Peygamber cuma vaktinde Ranuna vadisinde Avf kabilesine misafir oldu ve namazgahta*ilk Cuma hutbesini okuyarak ilk Cuma Namazını kıldırdı.ilk cuma namazının hatırasını yaşatmak üzere Mescid-i Cuma adıyla bir mescit yaptırıldı.Mescid-i Atike*adıyla anılan cami ilk olarak Medine valisi Ömer b. Abdülaziz tarafından inşa edilmiş, Osmanlı Sultanı II.Beyazıt tarafından yeniden imar edilmiş ve Hz. Peygamberin namaz kıldığı yer belirginleştirilmiştir 1992 yılında Suud Hükümetince yeniden inşa edilen Cuma Mescidi, Kuba mescidine 1Km uzaklıktadır.Osmanlı Mimarisini andıran Cuma Mescidi'nin mimarı Mahmut Kirazoğlu'dur. |
Kaynak dünyabizim.com
İlk Cuma imamı ne güzel imamdı Ranuna Vadisi Medine’nin en ünlü vadisi Efsunludur… ilk Cuma namazı ve hutbesi burada Okundu mübarek hutbeyi dinleyenler hutbeyi unutmamışlardır. namazda Melekler safa durmuştur namaz farz kılınmıştır Cuma namazında bütün güzelliklere şahit olan Ranuna Vadisi. mübarek vadidir Hazreti Osman Efendimizin torunlarından Hazreti Abdullah Efendimiz tarafından bina edilmiştir. Medinenin ilham kaynağı olup, zamanında çok güzel bahçelere ve görünüme sahip bir vadiymiş. Zamanla yıkılan vadinin son tamiri Sultan Abdulaziz Han’a aittir uzunluğu 200 metre, eni 3 metredir. Emevi yazılarına Arapça beyitlere rastlayacak her bir kayada tarihi içinize çekeceksiniz.Ranuna Vadisinde Beklemek güzeldir Beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır. Ranunada kutsal bir gün. Kuba’da on dört günlük misafirlik bitecek ve rota Medine-i Münevvere Ranuna Vadisine çevrilecektir. Günlerden cumadır cuma vaktidir. Allah’ın Resulü devesinden inecek Cuma namazına imamlık yapacak, ashabına seslenecektir! Ranuna’da hazırlık vardır… Heyecan vardır… mübarek dudaklardan dökülen sözler ümmete, ashaba, Sahabe-i Kirama, Efendiler Efendisinden ilk öğüt, ilk emir “Tevbe edin” olacaktır. Mübarek dudaklardan ümmete sesleniş! Ey in*san*lar Öl*me*den tev*be edin; fır*sat el*de iken salih amel*ler iş*le*yin sadaka ve zik*rle Rab*bi*niz*le ara*nı*zı dü*zel*tin! Böy*lece rı*zık*lan*dı*rı*lır, yar*dım gö*rür ve ka*çır*dıklarınızı l*de eder*si*niz.Bi*li*niz ki Al*lah, kı*yame*te ka*dar “cu*ma na*ma*zı”nı farz kıl*mış*tır. imam var*ken kim bu na*ma*zı bı*ra*kır*sa, ya*ka*sı bir ara*ya gelmesin Al*lah, onu ba*şa*rı*ya ulaş*tır*ma*sın! tev*be eden*ler müs*tes*na… kim tev*be eder*se, Al*lah tev*be*si*ni ka*bül eder.”* |
Kaynak mumsema.org
Cuma Mescidi Cuma Mescidi,Resulullah ın (s.a.v) Medine de ilk Cuma namazını eda ettiği Mescid Medine-Kuba yolunda olan bu yere Hz.Peygamber tarafından Hicretin ilk günlerinde Kuba mescidi inşa edildi. Efendimiz (s.a.v.) Medineye hareket ettiğinde Beni Sâlim kabilesi Efendimiz (s.a.v.)'i bırakmadı Cuma vakti girdi. Efendimiz (s.a.v.) burada ilk Cuma namazını kıldırdı. buraya Cuma mescidi dendi.mescide “Âtike” veya Beni Sâlim” mescidi de mescidi “vadi” de denir Ranuna vadisi”nin içindedir.*mescid 1990 da yeniden yapıldı. Türk mimarisini andıran yapısıyla bu mescid kuba mescidinin bir km. kuzeyindedir Mimarı Mahmut Kirazoğlu'dur. |
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR
ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK* EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN* EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK* EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR* EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM* EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ* EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM* EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM* EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR* EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL* EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ* EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS* EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY* EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ* EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT* EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD* EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR* EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR* EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ* EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR* EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS* ER-REŞİD*ES-SABUR* Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. |
Kaynak dinimizislam.com yılbaşı ve noel
*yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, evi çamla süslemek caiz olmaz. Çünkü onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur.Din kitaplarında buyuruyor ki Noel gününde, kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapan küfre girer.**Yılbaşında Türkiye ve dünyada milyonlarca çam fidanı Noel hurafesi uğruna katledilmektedir. Müslümanlar bu cinayeti işlememeli. Hristiyanlara benzememek için yılbaşında hindi yememelidir Yenirse mekruh olur. Birkaç gün sonra yenebilir. Kumar oynamak, tombala çekmek caiz değildir. gayrı müslimlere benzemek gayesiyle çeşitli yiyecek, içecek almak caiz olmaz.*Bu geceye önem vermemelidir. *Hristiyanların Yahudilerin bâtıl dinlerin ibadetlerini yapmak, onlara benzemektir Mesela 21 Martı Nevruzu kutlamak da böyledir. Kâfirlerin ibadetleri ve çirkin işleri yapılmamalıdır mubah olan âdetlerini yapmakta mahzur yoktur. *Noeli kutlamak caiz değildir. zaruret varrsa, caiz olur. devletlerarası protokolde zaruret olur. yılbaşında bir Müslümana tebrik yazıp, yeni yılın insanlık için, Müslümanlara hayırlı olmasını dilemek günah değildir. yeni yılın kutlu olsun diyene, seninki de kutlu olsun demek günah olmaz. *Müslüman her gece ne yapıyorsa, bu gece yapmalıdır mübarek geceymiş gibi mevlid okutmak, sohbetler düzenlemek uygun değildir. Bu gecenin hiç bir farkı yoktur. Bu geceye değer verilmez *Bir yazar,*Hristiyanların bayramlarını kutlamaları haklarıdır. Müslümanlar da, Ehl-i kitabın sevincine katılır, bayramlarını kutlarsa Kesinlikle caiz değildir. Mecusilerin bayramlarına Nevruz* ve* Mihrican* gününde bir şey vermek caiz değildir. Bu günlerin isimlerini söyleyerek niyet ederek hediye etmek haramdır. bu günlere kıymet veren kâfir olur, çünkü bu günlere müşrikler kıymet vermektedir.* *Ebül Kebir*diyor ki Bir kimse Allahü teâlâya elli yıl ibadet etse, sonra bir müşrike,*Nevruz şerefine yumurta hediye etse kâfir olur. Eğer bir Müslümana hediye eder ve bu güne değer vermezse, âdete uygun hareket eder kâfir olmaz. Başka bir gün almadığı şeyi, o gün alırsa, o güne değer vermişse kâfir olur. Değer vermeyip, yalnız yiyip içmek için almışsa kâfir olmaz.*(Dürr-ül-muhtar*5 /481) *Nevruz günü, Mecusilerin bayramıdır. Mecusiler gibi yapmak küfürdür diyor. Noel’de ve kâfirlerin paskalya yortularında, onlar gibi bayram yapan kâfir olur.**Zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak putlara, heykellere, haçlara tapınmak, emrolunan bir şeyi tazim etmek küfürdür. Bunları yapanın imanı gider, kâfir olur.* *İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Hinduların bayramına ateşe tapanların Nevruzuna Hristiyanların Noeline ve paskalyasına hürmet onların âdetlerini, onlar gibi yaşamak şirk olur. Küfr olur. Kâfir bayramlarında, Müslüman cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyorlar ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyorlar. Kâfirler gibi, hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfir gibi süslüyorlar. O geceleri, ayırt ediyorlar. Bunlar şirktir, kâfirliktir.*(Mektubat)*İbni Âbidin hazretleri, İhtiyaç olunca zimmîye selam vermek caiz olur. Hürmet için ise, caiz olmaz. Kâfire hürmet küfürdür buyuruyor.**Kâfire hürmet etmek, saygıyla selam vermek, üstadım demek küfür olur.*Müslümanların gayrimüslimlere hürmet etmesi küfürdür Hristiyanları memnun etmek için küfre girmek akıl kârı değildir. |
Kaynak dinimizislam.com yılbaşı ve noel
*Hristiyanların dini bayramı Noel 25 Aralık, 6 Ocak*veya başka bir gündür. Miladi yıl, 300 yıl noksandır İsa aleyhisselam ile Muhammed aleyhisselam arasında 963 yıl vardır. Hicri yıl kesindir. Miladi yıl, doğru ve kesin değildir. Günü de, yılı da yanlıştır.**Hristiyanlar, Hazret-i İsa’nın yılbaşında geleceğine değil Hazret-i İsa’nın çarmıhta öldüğüne inanırlar. İnsanları günahtan kurtarmak için Tanrı, oğlu (tövbeestağfirullah) İsa’yı öldürdü derler. İsa aleyhisselam için (Oğul Tanrı) bazen de (Tanrı üçtür.) derler. Bu saçmalıklar incildedeki tahrifattan ileri gelir şirktir küfürdür Hristiyan eğlenceleri, Noel Baba denilen hayalet içindir.*Kur'an-ı kerim*Nisa*suresinde hz İsa nın öldürülmediği, öldürülüp Çarmıha gerilenin başkası olduğu, İsa aleyhisselamın göğe kaldırıldığı bildirilir İsa aleyhisselam, Hazret-i Mehdi ve Deccal gökten inecektir.*(Rabbani) Ruhum yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, adil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak,*domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam’dan başkasını kabul etmeyecektir.[Buhari] *Meryem’in oğlu hakem olarak inecek, haçı parçalayacak, domuzu öldürecek, kin, nefret ve haset kalkacaktır*[Müslim] İsa inecek, İslamiyet için savaşacaktır. Allahü teâlâ, müslümanlardan başka herkesi helak edecektir. Deccal helak olacaktır. İsa, kırk yıl yaşayacak, ve ölecektir. Cenazeyi müslümanlar kaldıracaktır.[Ebu Davud] (İsa benim yanıma gömülecektir.)*[Tirmizi] *Hadislerde geçen,*Domuzu öldürecek*demek, domuz avı değildir. "Domuz etini yasaklayacak" demektir.*Haçı kıracak, yani Hristiyanlığı kaldıracaktır. Mizmarları kıracak Yani her çeşit çalgıyı yasak edecektir.*Yılbaşında hristiyanlara tebrik kartı yazmak Yılbaşı için caiz, Noel için caiz değildir.*Bir hristiyan Noel gününde, Noel maksadı ile bir müslümana hediye verse, ve müslümanın alması caiz değildir Noele saygı gösteren kâfir olur. *Yılbaşında aileler TV izleyip, ailesiyle vakit geçiriyorlar, yiyip içiyorlar. Bunlar Kâfirlerin Noelini kutlamak niyetiyle ise küfürdür Yılbaşı eğlencesiyse küfür olmaz. Elbette içki, kumar haramdır.yeni yıla sevinmek ve hediyeleşmek küfür olmaz.Noel için pişirilen yemekleri yemek yemek mekruhtur Birkaç gün sonra yenmelidir*Hicret esnasında, Medine şehrinin Kuba köyüne gelindiği 20 Eylül 622 günü,*Hicri tarihin başlangıcıdır Hicri tarih Muharrem ayından başlar, hicri yılbaşı*1 Muharrem’dir. Hicri kameri yılın başlangıcı 16 Temmuz 622 tarihidir*Kâfirleri taklit etmek onlara ibadette benzemek haram ve küfürdür.âdetlerde benzemek Uçağa, trene, arabaya binmek, pantolon giymek caizdir. Kâfirin dinine benzemek caiz olmaz, haç ve zünnar takılmaz Noel caiz değildir. kutlayan kâfir olur. Yılbaşında yeni yılın kutlu olsun, yeni yıl müslümanlara hayır ve bereket getirsin demek caizdir. Herkes için yeni bir yıldır. Noel ise Hristiyanların bayram günüdür. |
Kaynak dinimizislam.com yılbaşı ve noel
*Yılbaşı ve Noel’i kutlamak, miladi yeni yıl için tebrik kartı satmak, Yılbaşıyla Noel farklıdır. Noel, Hristiyanların bayramıdır.kutlamak caiz değildir. zaruret halinde, devletlerarası protokolde zaruret olduğu için, kutlamak caizdir ihtiyaç halinde, yeni yılın insanlık için, Müslümanlık için hayırlı olmasını dilemek veya Yeni yılın kutlu olsun denek Seninki de kutlu olsun demek caizdir, fakat geceye farklı muamele etmemeli, her gece ne yapılıyorsa yapılmalı. evler çamla süslememeli, hindi yememelidir. Tebrik kartı yeni yıl için caiz, Noel için caiz değildir.*Miladi yılbaşında İsa aleyhisselamın doğduğu gecede Kur’an okumak namaz kılmak, mevlid okumak, ilahi söylemek mübarek gece muamelesi yapmak, yanlıştır. Her gece Kur’an-ı kerim okuyan bu gece de okuyabilir, ama geceye ayrı muamele etmemeli, her gece ne yapıyorsak,onu yapmalıyız. İsa aleyhisselamın 1 ocakta doğduğu kesin değildir.dinimizin mübarek olarak bildirmediği güne özel muamele etmek, mevlid okutmak uygun olmaz.*Yılbaşı hindisi çam satmak Mekruh olur. Yılbaşından sonra alınıp satmalıdır Noel Baba’yı öven bir hoca,*Hazret-i İsa’nın doğum tarihini herkese tavsiye ederiz.derse Hiçbir İslâm âliminin yapmadığı bir şeyi yaparsa bid’at olur. Hristiyanlığa özendirme tehlikesi vardır. Müslümanlar, dinimizin yasaklarından uzak olmalıdır |
Kaynak islamiyaşam.com İsLamda Yeni YıL ..
*31 Aralık Pazar yılbaşı gecesidir. Yılbaşı denilince yeni yıl eğlenceleri anlaşılır. yılbaşı eğlenceleri, hıristiyan batı’nın noel bayramıyla ilgilidir 25 Aralık’ta başlayan bir hafta süren noel Avrupa ve Amerikalı hıristiyanlarca kutlanır. l Ocak hırıstiyan noeli Türkiye’de de özellikle son dönemlerde ilgiyle kutlanmaktadır*Yılbaşı, hiristiyanların dini ayramdır*ticari ön plana çıkartmıştır hiristiyanların dinsel bayramıdır. Müslümanlarca benimsenip uygulanması yozlaşma olarak görülmelidir bizi dinîmizden inançlarımızdan, değerlerimizden uzaklaştırmakta kâfirlik ve hiristiyanlığa sürüklemektedir *Dünyadaki hıristiyanlar noele katılırlar. onlar için çok önemlidir. bayramdır Küsleri ve dargınları barıştırırlar, hediye alır, yaşlıları, sakatları, hastaları ziyaret ederler. herşeyi unutup, zevk ve sefa verirler.*Çamları süsleyip püsler vitrinlere, yerleştirirler. Birbirleriyle tebrikleşirler. *noel ve, yeni yıla giriş büyük bir çılgınlık, lüks ve israfla kutlanır. hıristiyanların dini eğlenceleri 31 Aralıkta zirveye ulaşır. İnsanlar çılgınlaşır kendinden geçer Kumar, içki, dans partileri düzenler hiristiyanlıkta dini tören olan noel, Yunanistan ve Hıristiyan ülkelerinde şenlikler ile kutlanırken maalesef yurdumuzdada şenliklere dönüştürülüyor.**Noelde yapılan içkili, kumarlı eğlencelerin hıristiyanlıkla alakası yoktur. Beşeriyetin ıslahı için ALLAH ve tebliğ Peygamberinin doğum kutlamalarına bu şekilde müsaade edilir mi? İçkili, kumarlı ve insanı küçük düşüren zevkler kutlama törenleri, İlahi bir dinle bağdaşabilir mi?**Gayri müslimden dost olmaz*Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. onlar birbirlerinin dostudur kim onları dost ve edinirse, o da onlardandır. ALLAH, zalimler topluluğuna yol göstermez, hidayete erdirmez."*Yahudiler de hıristiyanlar da; sen dinlerine uymadıkça senden razı olmazlar ALLAH’ın yolu, doğru yoldur Yemin olsunki ilim geldikten sonra, onlara uyarsan, senin için ALLAH’tan ne bir dost ve ne bir yardımcı vardır."* *Ayetlerdeki gibi yahudiler ve hıristiyanlar müslümana dost olmazlar; onlar ancak birbirinin müslümanlara yaklaşmaları, menfaat içindir.* Müslümanlar ayet ve hadisleri unutmamalı dostluğu güçlendirmelidir Müslümanlığa sızan iki yüzlüler, felâket tellâllığıyla mü’minleri kâfirlere yöneltirler; iman ehlinin bunlardan sakınmalıdır Cenab-ı Hak buyuruyor:*Ey iman edenler Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmeyin.kâfirleri dost edinenler, izzet ve şeref mi arıyorlar. bütün izzet ve şeref yalnızca ALLAH’a aittir."**Ayetlerde açıkça ifade edildiği gibi milletler ve toplumsal mü’minler, daima mü’minlerin yanında yer almalı güç, kuvvet ve şerefi beraberlikte aramalıdır. güçlenmek için kâfirlere baş vuranlar küçülür maneviyatını kaybederler "Sizin dininiz size, benim dinim de banadır"* |
Kaynak islamiyaşam.com İsLamda Yeni YıL ..
*Kur’an-ı Kerim’de Yahudi ve hıristiyanların mü’minlere dost olamayacağı, müslümanların onları dost edinmemeleri ısrarla belirtilir. Mü’minler, küfür ehlini dost ve idareci edinemez. zaruret sebebi ile işbirliği ve dayanışma, ticarî,ve ekonomik çıkar ilişkisi antlaşmalar yapılması mümkün ve caizdir. bu dostluktan farklı bir ilişkidir. *Bir müslümanın yahûdi veya hristiyan müslim komşusu olabilir. münasebetleri elbette olacaktır. Amma Müslüman Müslüman kalmalı, gayr-ı müslim de gayr-ı müslim kalmalıdır. Müslüman, Cenab-ı Hakk’ın:"Sizin dininiz size, benim dinim de banadır." Buyurduğu gibi demelidir. Herkes kendi yoluna gitmelidir.**ayet-i kerimeler ve Hz. Peygamber (S.A.V.) müslümanları, itikaden ve ahlâken kılık kıyafet ve şeklen müşriklere ve gayri müslimlere benzememelerini emretmiştir.* *Hz. Peygamberimiz (S.A.V.) müslüman olmayanlara benzememeye son derece dikkat ederdi onlardan gördüğü hareketleri değiştirirdi kültür ve medeniyetlerde, kavimlere farklı bir kimlik kazandırıp, onların bütünleşmelerini sağlardı hicretten önce Muharrem ayının onuncu Aşûre gününde yahudiler oruç tutuyordu müslümanlar bunu adet edinmişlerdi.Yahudileşmemek için Muharrem ayının dokuz on veya on ve onbirinci günlerinde oruç tutmayı emretmiştir *Efendimiz müşrikleşmemek için ashabına; sakallarını uzun, bıyıkları kısa kesmelerini emretmişti Resûlullah (S.A.V), müslüman oldum diyene:*Müslüman olmayanlara benzemeyin*Kim benzemeye çalışırsa, onlardandır," buyurmuştur*benzemek Başkalarının yaptığını yapmaktır hadis-i şerif: Kâfirlere, fasıklara, günahkarlara benzemeyi yasaklamıştır Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimize sahabe ye takva sahibi kimselere benzemeyi emretmiştir*yahudi ve hıristiyanlar İslam’a inanmayanlara Müslümanların benzememeleri emrolundu Peygamberimiz (S.A.V)Bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudilere ve hıristiyanlara benzemeyiniz…" buyurmuşlardır.**Benzemenin en önemlisi giyim-kuşamdır. Peygamberimiz (S.A.V)Rahiplerin elbiselerinden sakının. Kim onların şekillerine bürünür ve onlara benzerse benden değildir," buyurmuştur Amr (R.A.) diyor ki Peygamber (S.A.V) üzerimde sapsarı bir elbise gördü ve Onu at! Çünkü o, kâfirlerin elbisesidir, buyurdu.**İslam’dan çıkıp başka bir millete dahil olmak için, İslâm’ı ve Kur’an-ı Kerim’i inkar etmek gerekmez O millete benzemeye çalışmak dahi yeterlidir Kendimizi sorgulayalım biz nereye gidiyoruz.biz kimiz ve biz ne yapıyoruz. |
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR
ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK* EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN* EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK* EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR* EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM* EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ* EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM* EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM* EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR* EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL* EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ* EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS* EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY* EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ* EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT* EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD* EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR* EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR* EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ* EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR* EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS* ER-REŞİD*ES-SABUR* Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. |
Kaynak vikipedi Mekke'nin Fethi
*Mekke'nin Fethi, 11 Ocak 630 dur 2 Hicrî: 20*Ramazan*da *Müslümanların,*Kureyşliler'in elindeki*Mekke'yi fethi olayıdır İslamiyet'in İlk Savaşlarındandır 11 Ocak 630 da mekke fethedildi *Müslümanlarla Mekkeli Kureyşliler arasında*Hudeybiye Antlaşması yapıldı Mekkeli Kureyşlilerin müttefiki olan*Beni Bekir*kabilesi Müslüman himayesindeki*Huzaa kabilesine saldırdı.ve katletti hz Muhammed*Mekkede kan bedeli ve Beni Bekir ittifakının sonlandırılmasını, aksi takdirde savaş sebebi sayılacağını bildirdi. Mekkeliler Süfyan'ı Müslümanları barış için Medine'ye gönderdi. Barış görüşmelerinden netice alınamadı.mekkenin fetih hazırlıkları başladı *Hz Muhammed,*Hicret'in 8. yılı Ramazan ayının 10. günü, 10 bin kişilik bir ordu ile 11 Ocak 630 da medineden ordusunu 4 kola ayırdı ve şu emri verdi: Size karşı konulmadıkça, saldırılmadıkça, çarpışmayacak ve kimseyi öldürmeyeceksiniz. *hz Muhammedîn hareket emriyle Fetih Suresi okunarak Mekke'ye girildi.3 kol herhangi bir direnişle karşılaşmadı Velid'in komutasındaki 4. kol,*Ebu Cehil*saldırısını püskürttü. Hz Muhammed, Mekkede af ilan etti kimseye dokunmadı*İsra Suresi'nin 81. ayetiyle putları devirdi. Müslümanlarla Kabe'yi tavaf etti.*Fetihten sonra hz Muhammed, Kâbe'de ilk hutbesinde şu sözlere de yer verdi Benim halimle sizin haliniz,*Yusuf'un kardeşleri gibidir Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi ben de Size bugün başa kakma ve ayıplama yok. Allah, sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.*(Yusuf Suresi)Gidiniz serbestsiniz." |
Kaynak sorularlaislamiyet.com MEKKE'NİN FETHİ
*Mekke, yeryüzünde Tevhidin timsali ilk Mâbed Kâbe'nin bulunduğu şehir. O Kâbe ki,Çok mübarek ve insanların kıblesi olup âlemlere doğru yolu gösteren Kâbe'dir.*Mübârek yeri ve hidayet vesilesi Tevhid-i İlâhînin delili kabeyi ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem (a.s.), inşa etmişti. Zamanla bina gözden kaybolmuş, temel sabit kalmıştır Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail ile Allah'ın emiriyle Kâbe'yi yeniden inşâ etmiş Kâbe*"Tevhid"*inancının sembolü olmuştur*yeryüzünün en şerefli ve en faziletli binâsı kabe Kureyş müşriklerinin elindeydi.*içi putlarla doluydu müşrikler, burada her türlü rezaleti ifa ediyorlardı.Gayretullaha dokunan, Hz. Âdem (a.s.) ile Hz. İbrahim'in ruhaniyetini rencide eden, Müslümanların kalbini sızlatan bu durum ortadan kaldırılmalı mübârek mâbed ve Mekke müşriklerin kirli ellerinden kurtarılmalıydı *Hz. Fâhr-i Âlem Efendimiz (a.s.m.), mekkeyi Kurtarmak istiyordu.Ancak Müslümanlar henüz az ve zâyıftı mekkenin fethedilmesi için Müslümanların çoğalması, güç ve kuvvet kazanması gerekiyordu. Hz Peygamber Cenâb-ı Hakk'ın müsait şartlar ihsan etmesini sabırla bekliyordu.*Hicretin sekizinci yılında,*İslâm, tüm haşmetiyle yayılmıştı. İslâmın en amansız düşmanları Hayber*ve Yahudiler tâbiiyet altına alınmış, en büyük bir fetih ve zafer olan*Hudeybiye Anlaşması*yapılmış Bizans İmparatorluğuna*Müte Harbiyle gözdağı verilmişti.İslâm ve Müslümanların önüne geçilemiyordu mekkenin fethinde ulvî ve mukaddes gaye için gerekli imkânları Cenâb-ı Hak ihsan etmişti. *Mekkenin fethi için tek bir mâni vardı.Hudeybiye Anlaşması anlaşmaya göre Müslümanlarla müşrikler on sene harp etmeyecek ve anlaşmayı bozmayacaklardı. Ahde vefanın Zirvesi Resûl Efendimiz,kudsî gayesi için dahi olsa, ahdini bozup müşrikler üzerine yürümeyi düşünmüyordu. *Kalblerimize nüfuz eden, gönlümüzden geçeni ve her arzumuza cevap veren Cenâb-ı Hak, Sevgili Resûlünün kalbindeki ulviyeti ona mekkeyi müjdelemişti.*Hudeybiye Anlaşmasından sonra Huzâa Kabilesi*Hz. Resûlullahın emânına girerek Müslümanlar tarafında yer almış,*Benî Bekir Kabilesi*ise müşriklerin himayesini kabul etmişti iki kabile arasında düşmanlık, ve husumet vardı. Nübüvvet nurunun parlamasıyla kanlı bıçaklı kabileler nur sayesinde Sulh etmişlerdi *Benî Bekir Kabilesi Hz. Resûlullahı hicv tahkir etmişti Huzâalılardan tahammül edemeyerek efendimize hakaret edenin başını yaraladı Bekiroğulları Vetir*suyunda Huzâalılara saldırdı Huzâalıları Harem'de öldürmekten çekinmediler Huzâalılardan*yirmi üç kişiyi öldürdüler *Mekkeli müşrikler, huza kabilesine saldıran Benî Bekirlilere at, ve silahla yardım etmiş çarpışmaya katılmıştı. bunu Peygamberimizden gizli yapmışlardı Kureyş müşrikleri,*Hudeybiye Anlaşmasını ihlâl ettilet.*bunun bilinmesinden korkuyorlardı.*Huzâalı Sâlim, Peygamber Efendimizden yardım istedi Efendimiz (a.s.m.) Huzâalılara yardım vaadi etti Kureyş müşrikleri, Benî Bekirlilere yardım etmekten son derece pişman oldu Ve Allah, bu hadiseyi Mekke kapılarının açılmasına, Kâbe-i Muazzamada Tevhid bayrağının dalgalanmasına zahiri sebeb kıldı. |
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR
ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK* EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN* EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK* EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR* EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM* EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ* EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM* EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM* EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR* EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL* EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ* EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS* EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY* EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ* EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT* EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD* EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR* EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR* EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ* EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR* EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS* ER-REŞİD*ES-SABUR* Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Hudeybiye antlaşması *Efendimiz (a.s.m.) müşriklere şöyle dedi Ya Huzâalıların kan bedellerini ödeyiniz! Yahut Bekir Kabilesi ile ittifakınızdan vazgeçiniz! Hudeybiye Anlaşmasını bozdunuz ve sizinle harbedeceğim*müşrikler kör hislere kapılarak, Peygamberimiz (s.a.v.)'in teklifini retdetdiler harbe hazırlandılar hudeybiye antlaşmasını bozdular. içlerini telâş, ve korku kapladı. îmânsız kalblerini korku sardı. Hz. Resûlullah ile barışmak için Ebû Süfyan'ı Medine'ye gönderip.*"Git muâhedeyi yenile, mütareke müddetini de uzat."*dediler. *Ebû Süfyan Peygamberimiz (s.a.v.) ile görüşüp, Hudeybiye Anlaşmasının yenilenmesini, uzatılmasını sağlayacaktı. son pişmanlık fayda vermeyecek müşrikler muvaffak olamayacakdı. Efendimiz (a.s.m.), şöyle buyuruyordu:Ebû Süfyan Hudeybiye Anlaşmasını takviye ve uzatmak için yanımıza gelmektedir. Fakat arzusuna nâil olamadan öfke ile geri dönecektir. *Ebû Süfyan Medinede, kızı*Hz. Ümmü Habîbe'nin evine gitti.Süfyan, Hz. Resûlullahın minderine oturmak istedi. Hz. Ümmü Habîbe izin vermedi Süfyan,*"Kızım" dedi, minderi mi benden, beni mi minderden esirgiyorsun?"Hz. Ümmü Habîbe,*"Bu, Resûlullahın (a.s.m.) minderidir. Sen şirk içindesin? Senin gibi birinin Resûlullah minderine oturmasına gönlüm asla razı olmaz."diye cevap verdi.*Allah ve Resûlünün muhabbeti her muhabbetin üstündedir. Onların hatırları anne babanın, müşrik bir babanın hatırı ile değiştirilemez. Onlara muhabbet, terk edilemez.insana ebedî saadeti kazandıran, Allah ve Resûlüne olan muhabbettir emir ve nehiylere hürmettir.*Süfyan kızına Vallahi kızım, sen çok değişmişsin. Sana kötülük gelmiş."*diyerek kızdı Hz. Habîbe,*"Hayır! Allah, bana kötülüğü değil, İslâmiyeti nasib kıldı. Sen ise, işitmez görmez, taştan yontulmuş puta tapıyorsun."*Babacığım! Senin gibi Kureyşlilerin, ulusu nasıl İslâmiyete uzak kalır?Süfyan'ın kızgınlığı arttı,*"Yazıklar olsun sana dedi,*Ben, atalarımın taptığını bırakıp, Muhammed'in dinine mi gireceğim, dedi *Süfyan Hz. Resûlullahın yanına vardı, Ey Muhammed!" dedi. "Hudeybiyeyi yenile ve mütârekeyi uzat diyince Peygamber Efendimiz,*"Ey Ebû Süfyan! Sen bunun için mi geldin?"*diye sordu. Süfyan, çıkmaza girmişti Hz. Resûlullahtan cevap alamayınca Hz. Ebû Bekir'e başvurdu. Resûlullah ile aracı olmasını istedi.Hz. Ebû Bekir,*"Bu Resûlullahın aittir ben buna asla karışamam."*diyince Süfyan, ümitsizce Hz. Ömer' hiddet ve şiddetle Demek, siz antlaşmayı bozdunuz, Eğer, ondan bir şey kalmışsa, Allah onu yok etsin! Ben, asla Resûlullah'tan şefaat dilemeyeceğim. Vallahi, küçük bir karınca için sizinle sizinle savaşırım. *Hudeybiye antlaşması için medibeye grlen süfyan Kendi kendine*"Vallahi, ben bugünden daha çetin bir gün görmedim."*diyerek Hz. Osman'ın yanına gitti: Ey Osman,"*akrabalıkta bana en yakın sensin. Ne olur hudeybiye mütârekesini uzat Hz. Osman,*"Benim himâyemdekiler Resûlullahın (a.s.m.) himâyesindedirler sana hiçbir yardımda bulunamayacağım Süfyan Hz. Ali'ye Benim en yakınımsın.Resûlullaha antlaşmayı uzatması için şefaatçı ol."*dedi.Hz. Ali'nin cevabı ey Süfyan!"*dedi,*"Vallahi, Aleyhisselâm karar verdi mi, mutlaka yapar.*Bu Resûlullahın işidir. Ben asla hüküm veremem.*Süfyan, yorgun ve bitkindi. Mescidi Nebevîde Ey insanlar! Ben insanları himâyeme aldım, Muhammed'in, bana vefâsızlık edeceğini hiç sanmıyorum."Yâ Muhammed,"*zannetmem ki, sözümü reddedesin!"Efendimiz,*"Ey Süfyan! Bu senin sözündür benim değil."*buyurdu.Süfyan hudeybiye anlaşması için gittiği . Görüşmelerden hiçbir netice alamadı eziklik ve ümitsizlik içinde Mekke'nin yolunu tuttu.Hudeybiye antlaşmasını uzatmak için gittiği medineden hiç bir sonuç alamayan Süfyan Mekkeye varınca Süfyan, kötü bir elçilik yapmanın ezikliğiyle olup bitenleri anlattı. Kureyş müşriklerini korku sardı |
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Mekkenin fethi *Efendimiz, kesin kararını vermişti mekke Seferine çıkılacaktı*kararını, Kureyş müşriklerinden son derece düşmana kan dökmeden teslim almak istiyordu o hak ve hakikatı tebliğe memurdu, şehri kan dökmeden alırsa insanlar İslâma girebilirdi. İnsanlar îmân edebilirdi bu yüzden*O düşmanı imhâ etmek yerine onu kazanmak ulvî gayeye daha uygundu.*Efendimiz Mekke Seferini son derece gizli tutuyordu. Hz. Âişe Vâlidemize Yol hazırlığımı yap*demekle yetiniyordu. Mekke gibi mübârek bir beldeye kan akıtmadan girmek, Kâbe- gibi yeryüzünün en şerefli ve faziletli binâsını, putlardan temizlemek istiyordu. Şu duâyı yaptı Allah'ım! Yurtlarına varıncaya kadar, Kureyşlilerin casuslarını tut, görmez ve işitmez hale getir! Beni, birdenbire görüp işitsinler*Efendimiz Kureyş müşriklerine şaşırtma yapmak için Necid tarafı meşgulmuş gibi gösteriyordu Ebû Katade Hazretlerini İzam Vadisine gönderdi.Böylece, Mekkeye değil de Necide gidecekmiş haberler yaydı böylece müşrikler herhangi bir endişe duymayacaktı hazırlık yapamayacakdı.efendimiz kan dökmeden mekkeye girecekti*Efendimiz ashabına Mekke seferine hazırlanmalarını emretti Medinedeki İslâmiyetle müşerref olan kabilelere Allah'a ve âhiret gününe inananlara, Ramazanda Medine'de hazır bulunmalarını buyurdu**Ramazan ayının ilk günleriydi Gönülleri Allah ve Resûlün muhabbetiyle coşan on bin mücahid Medine'de hazırdı.yedi yüz kişi Muhacir üç yüz atlı vardı. Ensarı mevcudu dört bin idi. yanlarında beş yüz at vardı. Efendimiz, Medine'de, yerine*Ebû Husayn'ı vekil bıraktı.İslâm ordusu Resûlullahın emrini bekliyordu.Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Zübeyr bin Avvam ve Hz. Mikdad bin Esved'e şu emri verdi Sür'atle gidiniz |
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Mekkenin fethi *Efendimiz Hah bahçesinde bir kadın bulacaksınız. Mektubu getirin Üç Sahabî, tam bir teslimiyetle son sür'at yol Hah bahçesinde kadını bularak mektup nerede?"*dediler Kadın,*mektup yok dedi.Hz. Ali kılıcını sıyırdı Allah'a yemin ederim ki" "Resûlullah yalan konuşmaz. yazıyı çıkar yada biz çıkartırız." Kadın, Mektubu Hz. Ali'ye uzattı.sahabîler, mektubu Resûlullaha getirdiler. mektup,*Bedir Ashabından Hatib tarafından müşriklere Efendimizin hazırlığını haber veriyordu *Peygamber Efendimiz, Hz. Hatib'i çağırdı. mektubu tanıdın mı?"*diye sordu.Hatip inkâr etmedi,*ben yazdım"*dedi.Ve izah etti Yâ Resûlallah! hüküm vermekte acele etme! Ben, Kureyşli değilim. Mekke'de âilem ve mallarımı koruyacak kimsem yok.Ben, Kureyşliler âilemi korusunlar diye mektup yazdım. küfre sapmadım veya dinimden dönmedim Allah ve Resûlüne ve îmânıma yeminliyim Efendimiz,*"Doğru söyledin."*buyurdu. ashabına dönerek,*"O, doğruyu söyledi. hayırdan başka birşey söylemeyiniz."*dedi. *Hz. Ömer,*yâ Resûlallah, şu münafığın boynunu vurayım."*dedi.Resûl şöyle buyurdu O Bedir Muharebesinde bulunmuştu Ne bilirsin, Allah, Bedir Harbine katılmış bulunanlara, savaş günü istediğinizi yapın ben sizi affettim Cennet size vacib oldu, siz de Cennete girmeye hak kazandınız.'*buyurmuştur."Hz. Ömer'in gözleri doldu,*"Allah ve Resûlü her şeyi bilir."*dedi. *Cenâb-ı Hak, şu âyet-i kerimelerle mü'minleri ikaz etti Ey îmân edenler! düşmanları dost edinmeyin. Siz onlara muhabbet gösteriyorsunuz; onlar hakkı inkâr etmişlerdir, RabbinizAllah'a îmânınız için Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarmışlardır. Yola cihad ve rızâm için çıkmışsanız, nasıl düşmana muhabbet gösterip sır verirsiniz Ben gizlediğinizi de bilirim, açığa vurduğunuzu da. İçinizden kim bunu yaparsa dümdüz yolda şaşırır |
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Mekkenin fethi *İslâm Ordusu mekkenin Fetih Yolunda Bütün hazırlıkları tamamladı Efendimiz, on bin kişilik*muazzam İslâm ordusuna hareket emri verdi.*Medine'den çıkış Ramazan'ın ilk günleriydi mücahidler oruçluydu Hava sıcaktı. yol zahmetliydi.harpte güç,ve kuvvet lâzımdı.*Oruç,*mücahidleri takatsız bırakıyordu. İslâm ordusu Kudeyd mevkiinde *Peygamber Efendimiz ikindiden sonra orucunu açtı ashabına da açmalarını emretti.Katade ve birçok Müslüman İslâm ordusuna katıldı*Hz. Abbas ve âilesi Cuhfede İslâm ordusuyla karşılaştı. Peygamberimiz (s.a.v.) Ey Abbas! Sen muhacirlerin sonuncususun."*buyurdu. Hz. Abbas, Efendimizin yanından bir an olsun ayrılmadı.Hz. Resûlullah ve İslâm ordusu tüm ihtişâmıyla yola devam ediyordu. Hz. Resûlullahın huzurunda İslâm'la şereflenenler Efendimizin amcası oğlu*Süfyan Hâris ve *Ümeyye*idi. *Şâir Süfyan ve Hâris* Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanları ağır dille hicvederdi. Yine Efendimizin akrabası olan Ümeyye hareketleriyle müslümanlara rahatsızlık vermekten geri durmazdı Efendimiz Onlar bana lâzım değil diyordu.Hâris, küçük oğlu Câfer'i tutarak şöyle dedi Vallahi, yanına girmeme izin vermezsen oğlum helâk oluncaya kadar yeryüzünde dolaşırım Şefkat ve merhamet timsâli Efendimizin (a.s.m.) mübârek gönlü bu sözlere dayanamadı. Onları affetti. Böylece onlar da İslâmiyet ile şereflendiler.*Kudeyd mevkiinde Efendimiz, ordusunu savaş düzenine koydu. Muhacirlerin üç bayraktarı Hz. Ali, Hz. Zübeyr *Hz. Vakkastı Ensarın on iki bayraktarı vardı. İslâm ordusunda on dört sancaktar vardı. Müzeyne Eslem Cuheyne ve Ka'boğulları sancaktardı Efendimizin gizlilik stratejisi son derece başarılıydı Mekkelilerin hiç bir şeyden haberi yoktu Efendimiz mekkeye gelincr Mekkeli müşriklere gelişini muhteşem bir ateş donanmasıyla bildirdi her mücahide ateş yakmalarını emir etti *Mekkede on bin ateş yakıldı.müşriklere korku ve dehşet. Kapladı göç etmeye mecbur kalıp hicret eden kâinatın güneşi Efendimiz, on bin yıldızla Mekke ufuklarında bütün ihtişamıyla parlıyordu. Ruh ve gönüllerin sultanı Mekke ufuklarında tüm haşmetiyle doğuyordu. güneş her zamankinden parlak kuvvetli azameteliydi nur her tarafı aydınlatmıştı mekkeli müşriklerin Söndürmek istedikleri nurun azameti ve şahlanışı çözülemiyordu on bin ateş Mekkeyi kuşatdı *Efendimiz*irak*denilen*misvak ağaçlarının*yemişlerinden toplamalarını sahabîlere emretti Size, onların kararmış olanlarını toplamanızı tavsiye ederim. Çünkü, en tadı olanları, onların kararmışlarıdır."buyurdu.Sahabîler "Yâ Resûlallah! Bu yemişi çobanlar bilir. Siz koyun güttünüz mü?"*diye sordular.Resûl Her peygamber koyun gütmüştür. Ben de ev halkımın Ebû Tâlib'in koyunlarını otlatırdım. diye cevap verdi |
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi
*Süfyan Mekkede. Müslüman olduğunu açıkladı. "Ey Kureyşliler! İşte Muhammed! Karşı koyamayacağınız kadar büyük bir orduyla yanı başınıza gelmiş Müslüman olunuz selâmete eriniz."*Süfyan'ın evine girerse, o emindir! Kim, evinin kapısını kaparsa emindir! Kim, Mescid-i Harama girerse, o emindir."*diye bağırdı. müşrikler ve Hind, Süfyan'a hakaret etti. Ümeyye, İkrime Ebî Cehil Resûle karşı halkı kışkırttı halk, müşriklere iltifat etmedi Süfyan'ın tavsiyesi ile kimisi evine kimisi de Mescid-i Harama sığındı. *İslâm ordusu Mekke'ye girmeden Zî-Tuva Vadisinde toplandı.Efendimiz ve ashab-ın sevinçleri dalga dalga yayılıyordu. Yüzlerde tebessüm, gönüllerde ferah vardı.Efendimiz, devesi Kasvâ'nın üzerinde Cenâb-ı Hakk'a hamd ve şükr ediyordu.*Efendimizin mübârek başı öne eğikti. mübârek sakalı devesine değecekti.önünde eğilecek tek zâtın kâinat yaratıcısı Cenâb-ı Hak olduğunu muvaffakiyet verenin sadece Yüce Allah olduğunu, insanların muvaffakiyet sebeblerini hazırlamakla vazifeli bulunduklarını ilan ediyordu. *Efendimiz, Mekke'ye girerken orduyu dört kola ayırdı Sağ kol*Kumandan, Seyfullah" ünvanıyla Hz. Velid'di. Mekke'ye aşağıdan girecekti.Sol kol*Kumandan, Hz. Zübeyr idi.Şehre yukarı, Küdâ mevkisinden girecekti.Üçüncü kol Ubâdedeydi ve Ensar birlikleri Seniyyeden şehre girecekti. Dördüncü kol*Piyade birlikleriydi Ubeyde Cerrah kumandasındaydı. Mekke'nin üst tarafından ilerleyecekti Efendimiz mekkede kumandanlarına şu emri verdi karşı konulmadıkça, saldırılmadıkça hiç kimseyle çarpışmayacaksınız Hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz!"*Bu emirden bazı kimseler müstesnaydı. Bunlar görüldükleri yerde, Kâbe'nin altına iltica etmiş olsalar dahi öldürüleceklerdi. Onlar da şunlardı İkrime Cehil, Sa'd Esved Hüveyris bin Utbe İslâma düşmanlık, işkence, katl, Resûlullahı ve Müslümanları hicvetme gibi affı olmayan suçlar işlemişti ölüm fetvaları verilmişti *Takvimler Hicretin sekizinci yılını Ramazan ayının on üçü Cuma gününü gösteriyordu. Gün ağarmıştı. Efendimiz, devesi Kasvâ'nın üzerindeydi. Mübârek başında Yemen işi bir sarık vardı. haşmet ve vakar içinde mübârek mekke'ye giriyordu. Allah'ına hamdediyor, minnet ve şükr arzediyordu fethi iki sene evvelden müjdeleyen "Ferih Sûresi"ni okuyordu. Bu ashabı için en mesûd, en sevinçli anlardan biriydi.*Dillerde acı söz yok, kalblerde tatlı sözler vardı.tebessüm damlıyordu. Mücahidlerde zafer ve fetihin verdiği kaybediş değil. Nefislerinde, kalb, ruh ve dillere hâkimiyet vardı.Ubâde, Bugün büyük savaş günüdür. Kâbe'de vuruşmanın helâl olacağı gündür!"diye bir söz kaçırdı.Bu söz, Mekke'ye harpsiz, kansız girmek ruhuna zıddı. Hz Resul sancağın Sa'ddan alınıp oğlu Kays'a verilmesini emir ettiler İslâm ordusu Efendimizin emriyle kılıç kaldırmadan edeb ve hürmetle Mekke'ye dalga dalga giriyordu. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi
*Mekkeye girerken hz Velîde taarruz oldu Taarruz İkrime Cehil, Ümeyye tarafından yapılmıştı Hz. Hâlid, karşılık vermedi. Çünkü emir vardı müşriklerin mücahidleri ok yağmuruna tuttuklarını görünce savaştı Müşrikler kaçtılar. iki mücahid şehid düştü, müşriklerden 13 kişi öldürüldü. Durumu Hz. Resûl öğrendi. Hz. Hâlide Allah'ın hüküm ve takdir ettiğinde hayır vardır." buyurdular. *on bin kişilik muazzam İslâm ordusu Mekke'ye çarpışma olmadan girdi kanı heder edilenlerden Hatal ve Subabe müslüman oldu Hâris Tuleytıla, Huveyris Nukayz Sâre öldürüldü. Öldürülenler Peygamberimize Mekke'de iken ağır eziyet ve hakarette bulunmuşlardı öldürülmeleri emrolunan diğer müşrikler kaçmışlardı.Efendimiz, Mekke'ye girer girmez halka emân verdi Kim Süfyan'ın evine sığınırsa, emân verilmiştir. Kim, silahını bırakırsa emân verilmiştir. Kim, evine girerse emân verilmiştir."*On bini aşkın İslâm ordusu Mekke'ye girmişti. Fakat Mekke sakin ve asûdeydi emniyetteydi Efendimiz, Kasvâ'nın üzerinde, Zeyd, Hz. Ebû Bekir, Muhacir ve Ensâr topluluğuyla Kâbe-i Muazzamaya ilerliyordu. Tebliğe başladığı günden muzafferiyete kadar mütevazi, affedici ve merhametli idi, tebliğ günün de.nasıl alicenap, şefkatli, mütevazi ve idiyse, on binlerin gönlünde taht kurmuşken yine bu vasıflarından zerre kaybetmemişti. *Efendimiz tevazû, Allah'a minnet ve şükran hisleriyle Hâremi Şerife girdi. Müslümanlar akın akın muazzam Mâbede akıyorlardı. Resûl tekbir getirince, Müslümanlar hep bir ağızdan*"Allahü Ekber!"*diyerek Mekke ufuklarını kudsî sada ile çınlattılar. dağı, taş"Allahü Ekber! Allahü Ekber!"*diyordu.mekke fethedilmişti*Mekkeyi fetheden hz Resûl binlerce sahabîyle devesi Kasvâ'nın üzerinde Kâbe'yi tavafa başladı. Tavafın her devresinde ellerindeki değnekle Hacerü'l-Esvede istilâm ediyordu.Tavafın yedinci devresinde Kasvâ'dan indi. Makam-ı ibrahimde iki rekât namaz kıldı. Zemzem Kuyusundan su içti, abdest aldı.Safâ Tepesine çıktı kendisine muazzam günü gösteren Yüce Allah'a minnet ve şükranlarını takdim etti.*Medineli Müslümanlarda endişe vardı acaba hz Resûl burada mı kalacaktı Efendimiz, Ben söylediğinizden Allah'a sığınırım! Bilin hayatım sizinle, ölümüm de sizin ölümünüzledir. buyurdular.Ensar gözyaşlarıyla Fahr-i Kâinatın gönlünü almaya çalıştılar Vallahi biz bunları Allah ve Resûlüne muhabbetimizden dolayı söylemiştik, dediler. *Süfyan Mescid-i Haramda düşünceye dalmıştı. Şeytan zihnini kurcalıyordu hz Resûl önünden geçtikçe o,Acaba şu adamla bir daha çarpışsam, ne olur?"*diye içinden geçirdi.Efendimiz, O zaman Allah seni hâkir eder."*buyurdu.*Süfyan, şimşek gibi sözler Başını kaldırıp Efendimizi yanıbaşında gördü. Şaşırdı, titredi. Allah'a tövbe ve istiğfarda bulundu Vallahi sen Resûlullahsın."*dedi.*Umeyr Peygamberimiz (s.a.v.)'i tavafda öldürmek niyetindeydi efendimize çok yaklaştı Fadale'ye hz Resûl dönüp,*Sen Fadale misin?"*İçinden ne düşünüyorsun?"*dedi. Fadale,Hiçbir şey düşünmüyor, Allah'ı anıyorum dedi efendimiz Allah'tan af ve mağfiret dile ey Fadale!"*dedi.* Ve onun için duâ etti. Fadale kötü niyetinden vazgeçti ve yumuşayan kalbiyle artdı. Hz Resûl ün nuranî tebessümü düşmanlığı dostluğa dönüştürüyor, katı kalbler balmumu gibi yumuşuyordu. Fadale, şöyle tasvir ediyordu Vallahi, göğsümden elini kaldırdığı zaman, bana daha sevimli ve sevgili bir şey yoktu.*Kureyş müşrikleri, Kâbeye üç yüz altmış put dikmişdi.Tebliğ ve Tevhid inancı ile akıl, ruh ve kalblerdeki putları yıkan Efendimiz, Tevhid inancıyla Kâbe'yi putlardan temizlemeye başlıyordu. Elindeki asâ Hak geldi, bâtıl zâil oldu. Muhakkak ki bâtıl yok olup gidicidir.âyetini okudu. putları yere düşürdü. Kâbe içinde ve çevresinde yere yuvarlanmayan hiç bir put kalmadı. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi
*Mekke fethedilince Kâbe'de Öğle vakti girmişti. Efendimizin emriyle, Hz. Bilâl, Kâbe'nin üzerinde ezan okudu. Îmânlı gönüllerde sevinç, ve canlılık, îmânsız gönüllerde üzüntü ve yıkılış vardı. Seneler önce boynuna ip takıp dolaştırdıkları, akla gelmedik eziyetlere maruz bıraktıkları köle Hz. Bilâl, Kâbe'nin üzerinde gür sesiyle şirk ehlini çatlatırcasına Tevhidi ilân ediyordu. dağ taş Tehvid-i İlâhî"yi haykırıyordu*azılı müşrikler kahroluyordu Süfyan, ve Hâris Hâris,*"Muhammed, bu siyah kargadan başka adam bulamadı mı bunu müezzin yaptı."*diye Hz. Bilâle hakaret ediyordu Süfyanın ağzından tek kelime çıkmadı.*"Ben, korkarım, Kimse olmasa kumlar ve taşlar ona haber verir, diyince Peygamberimiz (s.a.v.) onlarla karşılaştı konuştuklarını söyledi. Attab ve Hâris şehâdetle Müslüman oldu Mekke halkı derin bir tesirle .Gönülleri İslâma ısınıyordu Hz. Resûlullah ve Ashaba besledikleri kin eriyordu. *Peygamberimiz hz Osmandan Kâbe'nin anahtarını emretti. Kâinatın Efendisi yanında Hz. Bilâl, Üsâme ve Osman (r.a.) la Kâbe'ye girdi ve putlardan temizlediler Mekke halkı hükmü bekliyordu Acaba, hz Resûl onların kendisine revâ gördükleri gibi yüzlerine işkembe mi atacaktı?*dikenler üzerinde mi yürütecekti eziyet ve hakaretlerde mi bulunacaktı?*müşriklerin sahabîlere yaptıkları gibi boğazlarına ip mi takacaktı Kızgın kumlar üzerinde işkence mi yapacaktı Onları aç ve susuz mu bırakacaktı? Hayır, âlemlere rahmet olarak gönderilen şanlı Resûl, bunların hiç birini yapmadı. |
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR
ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK* EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN* EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK* EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR* EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM* EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ* EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM* EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM* EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR* EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL* EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ* EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS* EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY* EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ* EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT* EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD* EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR* EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR* EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ* EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR* EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS* ER-REŞİD*ES-SABUR* Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com Fetih Hutbesi
Efendimiz, Kâbe-i Muazzamanın kapısında durdu. Mübârek yüzündeki tatlı tebessümleriyle Allah'a hamd ve senâdan sonra şu hutbeyi irad etti: Allah'tan başka ilâh yoktur. Yalnız O vardır. O, va'dini yerine getirdi kuluna yardım etti, düşmanları tek başına perişan etti.Bilmelisiniz ki, Cahiliyye Devri kan ve mâl dâvâları, ayaklarımın altındadır insanlar Âdem'den (a.s.), Âdem de topraktan yaratılmıştır. *Allah buyuruyor ki Ey insanlar Sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık; birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en şerefliniz, Ondan en çok korkanınızdır. Muhakkak ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.(Hucurat) *Efendimiz (a.s.m.) halka,*"Ey Kureyş Şimdi ne yapacağımı tahmin edin diye sordu. Kureyşliler,*"Sen kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin! Kerem ve iyilik sahibi bir kardeş oğlusun! Ancak bize hayır ve iyilik yapacağına inanırız."*dediler.Âlemlere rahmet Efendimiz şöyle konuştu Benim halimle sizin haliniz, Yusuf'la (a.s.) kardeşleri gibidir. Yusuf un (a.s.) kardeşlerine dediği gibi ben de sizlere kınama yoktur! Allah, sizi affetsin. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.Gidiniz, sizler serbestsiniz. *Affedişlerin en makbulü, muktedirken affetmek, iyiliklerin en güzeli kötülüklere karşı yapılandır. Merhametlerin en üstünü kendisine acımayanlara acımak, şefkat etmek ve merhamettir Kâinatın Efendisi bunu yapıyordu. O, Cenâb-ı Hakk'tan ders almıştı Kolaylık göster, affa sarıl, iyiliği tavsiye et, câhillerden de yüz çevir."Mekke'nin fethinden sonra artık hicret kalkmıştır."* Ey insanlar!Şüphesiz Allah göklerle yeri, yarattığı gün Mekke'yi haram ve dokunulmaz kılmıştır. Kıyamet gününe kadar haram ve dokunulmaz olarak kalacaktır."*Allah'a ve âhiret gününe inanan için, Mekkede kan dökmek, ağaç kesmek helâl olmaz!*Mekke'de kan dökmek benden önce de helâl değildi benden sonra da helâl olmayacaktır kim öldürülürse, öldürülenin şuna hakkı vardır kısas ve kan bedeli *insanların Cenâb-ı Hakka karşı en hürmetsizi, en azgını; Allah'ın Hareminde adam öldüren, katilinden başkasını öldüren veya Cahiliyye intikamı için adam öldürendir." *İslâmiyet'te ne câhiliyyet vardır ne fetihten sonra hicret. cihad ve cihada niyet vardır."Bütün Müslümanlar kardeştirler.* Müslümanlar düşmanlara karşı tek eldirler, elbirliği ile hareket ederler."*İslâm'da, değiş-tokuş yoluyla mehirsiz evlenme yoktur.*Kadın, ne halasının ne de teyzesinin üzerine nikâhlanıp bir araya getirilebilir.Kocasının izni olmadıkça, kadının onun malını dağıtması, vermesi helâl ve câiz değildir."Kadın,mahremi bulunmadıkça üç günlük yola gidemez."vâris için vâsiyete lüzum yoktur. Ayrı din sahipleri birbirlerine vâris olamazlar."*Sabah namazı kılındıktan sonra güneş doğuncaya kadar bir başka namaz kılınmaz. İkindiden sonra güneş batıncaya kadar bir başka namaz kılınmaz.Sizi iki günün orucundan nehyederim: Biri Kurban Bayramı günü, diğeri de Ramazan Bayramı günü orucudur.Ben, size anlayacağınız, tutacağınız yolu gösterdim. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi
Arabistan müşriklerinin tek kalesi Mekke fethedilmişti. İslâmiyet kuvvetlenmişti Müslümanlar artık dinlerini istediği gibi, yaşayacaktı Efendimiz "hicret müessesesi"ni kaldırdı Hicret için bîat yoktur."*buyurdu. Efendimizin (a.s.m.) kaldırdığı hicret, İslâmın serbestçe yaşandığı Müslüman beldeden İslâmın başka beldesine hicretti. Efendimizin Mekke-i Mükerreme den, Medine-i Münevvere'ye hicreti kaldırdı*Hz Resûl Fetih Hutbesinde Cahiliyye Devrine bütün iş ve dâvâları ortadan kaldırıldı Hacılara su dağıtma vazifesi olan*Sikâye, o Peygamberimiz (s.a.v.)'in amcası Hz. Abbas'ın uhdesinde idi. Kâbe'ye hizmet vazifesi Hicâbe*ise, hz Osman'daydı Hz. Abbas, iki vazifeye talip oldu hz Resûl hz abbası Sikâye vazifesine uygun gördü. *Hz Resûl Kâbe'nin anahtarını elinde tutuyordu şerefli vazifeyi vermek için Osman bin Talhâ'yı huzuruna çağırdı Muhakkak ki Allah emânetleri ehline vermenizi insanlar arasında adâletle hükmetmenizi emreder."*(Nisâ, 4/58)âyet-i kerimesini okuyarak Ey Osman! İşte anahtar Bugün iyilik ve ahde vefâ günüdür dedi ve Kâbe'nin anahtarını ona teslim etti. *Osman bin Talhâ kabe anahtarını alırken hz Resûl Sana söylediğim vuku bulmadı mı?"*diye sordu. Hz. Osman Resûlullahı tasdik etti.şehâdet ederim ki, sen, şüphesiz Allah'ın Resûlüsün."dedi Hicretten önce Osman Müslüman olmamıştı. Peygamberimiz (s.a.v.) Kâbe'ye girmek istemiş, hz Osman mâni olmuştu. Efendimize kaba, davranmıştı. Hz Resûl-i hiddete kapılmamış istikbâl ve semâlarda İslâmın yakında hâkim olacağını görerek sükûnet ve mülayimlikle Ey Osman, ümit ederim ki, bir gün gelecek beni anahtarı elde etmiş istediğim yere koymakta, arzu ettiğime vermekte serbest olacağımı görürsün demişti. *Efendimiz Hz Osmanı kabe anahtarını vermek için yanına çağırdı hz osman Mekkeli müşrikler kuvvetten düşmüş, yok olmuştur diyince Peygamberimiz (s.a.v.),Hayır, ey Osman! Asıl bu gün Kureyş hakiki kuvvet ve şerefe kavuşacaktır!"buyurmuştu. *Efendimiz, mekkede umumî af ilân etti Safâ Tepesine çıkıp Kureyşlilerin bîatını kabul etti. Seneler önce, aynı tepede peygamberliğini açıktan ilân edip muhalefetle karşılanmıştı şimdi bîat alıyordu. İnsanlar Allah'a îmân, Allah'tan başka ilâh bulunmadığına ve Muhammed'in (a.s.m.) Onun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet ederek islamiyete bîat ettiler*Kadınlar şu hususlarda Peygamberimiz (s.a.v.)'e bîat ettiler Allah'a hiçbir zaman ortak koşmamak Hırsızlık yapmamak,Kız çocuklarını öldürmemek,Zinâ etmemek, iffetini korumak,Herhangi bir iyilik hususunda Allah Resûlüne isyân etmemek.*Mekkenin fethinde müslüman olan Kadınların başında Hz. Ümmühanî, Ümmü Habîb, Erva, Ebû Âs'ın kızı Ârikâ, Cehil'in oğlu İkrime'nin karısı Ümmü Hakîm, Velid'in kızkardeşi Fâhita bulunuyordu. Hz Resûlün ölüm fetvası verdikleri Süfyan'ın karısı Hind de vardı. Tanınmamak için kıyafet değiştirmişti Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanlara yaptığı hareketlerden pişmanlık duyuyordu .*Kâinatın Efendisi İslâmiyetle şereflenen Hind'i affetti bîatını kabul etti. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi
*Saadete kavuşan insan, sevdiklerinin de aynı saadet lezzetini paylaşmasını gönülden arzu eder. Bu, insanoğlunun fıtratında vardır Hz. Ebû Bekir, îmân edip saadet yaşayanlardandı babası Kuhâfe saadetten mahrumdu. Hz ebubekir babasının nimeti, huzur ve saadet lezzetini kendisiyle paylaşmasını istiyordu.onu Efendimizin huzuruna getirdi.efendimiz Beni Rabbim terbiye etti,*o ne güzel bir terbiyecidir."buyurarak Cenâb-ı Hakk'ın emriyle kemâle erdiğini ifade etti *Efendimiz, Hz. Ebû Bekir'in ihtiyar babasını yanına getirmesinden müteessir oldu İhtiyara, getirme zahmeti vermeseydin de onu evinde ziyâret etseydik olmaz mıydı?"*buyurunca İlâhî kaynaktan ders alan Hz. Ebû Bekir Yâ Resûlallah! Senin ona gitmenden, onun sana gelmesi daha muvafıktır."*dedi. Peygamberimiz (s.a.v.), mübârek ellerini âmâ Kuhâfe'nin göğsüne koyup Müslüman ol, ey Kuhâfe"*dedi. Hz ebubekirin babası Kuhâfe derhal Müslüman olup oğlunun saadetine saadet kattı. *İslâm düşmanı Süfyan'ın karısı Hind'in affedilmesi, öldürülecekler listesine alınanlarda ümit kapısı açtı. Vakit geçirmeden ümit kapısından girenler islamla şereflendiler. Hz. Resûlun affına uğradılar. İkrime Safvan Vahşî, bunlar arasındaydı Dünya tarihinde acaba, en amansız düşmanlarına karşı lütufkâr ve merhametli davranıp affeden, onlara kalbinde yer veren bir başka şahsiyete rastlanabilir mi?*Mekke fethedilmişti. Yüzlerde, gönüllerde sevinç vardı. Şehirde bayram havası hâkimdi. bir bedevî Peygamberimiz (s.a.v.)'in yanına yaklaştı peygamberin karşısında bedevî tir tir titriyordu.hz Resûl-i Ne oluyor sana, kendine gelsene! Ben, bir hükümdar değilim. Ben, güneşte kurutulmuş et parçaları yiyerek geçinmiş olan Kureyşli bir kadının oğluyum." buyurdu. *Efendimiz sözleriyle eşsiz bir tevazu örneğiydi O, hükümdar bir peygamber değil, kul bir peygamberdi Gönül deryasında hâkim olan her zaman tevazû idi. Hz Resûlün mübârek sözlerine muhatab olan rahatlar titremesi geçerdi Efendimiz, Kâbe ve Mekke'nin içini putlardan temizledi şehirdeki putları yok etmek .İçin hz Velid'i otuz kişilik bir birlikle Nahledeki Uzzâ putunu yıkmaya Müşellel dağındaki*Menât*putunu yıkmaya Sa'dı ve müşriklerin taptığı Süva' putunu yıkmaya Amr Âsı gönderdi. Putların hepsi yıkıldı Mekke'nin içi dışı putlardan temizlendi, Kureyşin gönlü şirkten kurtarıldı Tevhid nuruyla mekke tertemiz hale geldi. |
Kaynak sorularlaislamiyet.com mekkenin fethi
*Mekke fethedilmişti. Hz Resûl mübârek beldeden ayrılmamıştı.Mahzumoğullarından binti Esved adındaki kadın hırsızlık yapmıştı. Kadın itibarlı ve soylu idi hırsızlıkta bulunanın elinin kesileceğini herkes biliyordu. Herkes soruyordu:*"Yüksek mevkiye sahip bir kadının eli nasıl kesilebilir?" *Mekkede fatma adlı zengin bir kadın hırsızlık yapmıştı Âile halkı, Fâtıma'nın elinin kesilmemesi icin ümit ışığı arıyor Hz. Resûlullahtan şefaat istiyorlardı. Sahabilerden Üsâme kadının affedilmesini dileyince Efendimizin rengi değişti.Sen, Allah'ın koyduğu cezalardan bir cezanın affedilmesinimi konuşuyorsun?" diye buyurdu. Hz. Üsâme, üzgün bir edâyla Yâ Resûlallah! Bu uygun olmayan hareketimden dolayı Allah'tan affım için duâ et!"* *Efendimiz (a.s.m.), ayağa kalktı ve Allah'a hamd ve senâda bulunduktan sonra halka seslendi Sizden evvelkileri şu davranışları mahvetmiştir:*Onlar, asilleri hırsızlık yaptığında serbest bırakırlardı. Zâif, güçsüz birisi hırsızlık edince ona ceza verirlerdi. Muhammed'in varlığı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki; kızım Fâtıma hırsızlık etseydi muhakkak elini keserdim!" *Efendimiz zengin olup hırsızlık yapan kadının elinin kesilmesini emretti. Kadının eli derhal kesildi. Kadın tövbe etti evlendi. sık sık Hz. Âişe'nin yanına gelir giderdi.Efendimiz, milletlerin bekası için vazgeçilmez bir şart olan adaletin eşsiz bir örneğiydi *Ahlâk ve yüz güzelliğinden ve babalarının onu çok sevmelerinden dolayı kardeşleri, Hz. Yusuf'u çekemez hayatına son vermek için Kenan Kuyusuna atarlar. bir kafile onu Mısır'a götürür. Başından birçok hadise geçen Hz. Yusuf, Mısır'a aziz olur. Kader-i İlâhi, makamında Hz. Yusuf'la kardeşlerini bir araya getirir. kardeşler yaptıklarından pişmandır Hz. Yusuf,*'Bugün ve bundan sonra benden size başa kalkma ve serzeniş ezâ ve cefâ yoktur size hakkım helaldir diyerek, kardeşlerini affeder. Efendimiz, Kureyş müşriklerine: 'Benim halimle sizin hâliniz, Yusuf'la (a.s.) kardeşleri gibidir' diyerek mekkeyi fethettiğinde mekkeli müşrikleri affetti |
Kaynak ilimdünyası.com Köprü savaşı
*Hz Ömer (r.a.) hicretin on üçüncü senesinde Irak'a Komutan es-Sakafı ile bir ordu gönderdi Es sekafi Kadisiyede Elleys başkanı Câbân ile karşılaştı. Allah mecusileri bozguna uğrattı Müslümanlar Câbân'ı yakalayıp Es sekafiye getirdiler ve onun Elleys kralı olduğunu söylediler ve öldürülmesini istediler. Sekafi (r.a.) ise "ben onu Öldürmeye Allah'tan korkarım. Ona bir müslüman can güvencesi vermiş. Müslümanlar yardımda tek vücuttur. Kral olsa da biz aldatma yapmayız!" deyip kral cabanı bıraktı*Es sekafi Nemarık'tan Nersîye geçti îran baş komutanı Rüstem ile Es sekafi Sakâtiyye Çölünde müt*hiş bir çarpışmaya başladılar. Allahın inayeti ile İranlı'ları yendiler Nersî kaçtı. Sekafi kampı yıktı ga*nimetleri topladı. yiyecekleri araplara gönderdi. Nersî'nin hazinesi alındı ve beşte birini hz. Ömer (r.a.)'a gönderip diğerlerini askere dağıttı *Es sekafi ra. Bârusmada Calinus ile karşılaştılar. Müslümanlar onları bozguna uğrattı. Calinus kaçarak.iranlı komutan Rüstem'e sığındı. Rüstem Hangi Acem, daha acımasız?" deyince Calinus'Ia beraber acımasız acemli Behmen'i filleri ile sekafi üzerine yolladı. Behmen'in yanında kaplan derisinden ya*pılma Kisranın bayrağı vardı. Es sekafi Burc'taki El-Mirvahada kamp kurdu.*Rüstem Behmen'le on iki bin kişilik bir orduyu sekafi Üzerine yolladı.Düşmanın haberini alan sekafi Fırat köprüsünü kesti. Behmen sekafiye ra.haber salıp "ya bizi bırakın geçelim, ya da siz bu yakaya geçin" dedi. Ordu "hayır ya sekafi,onlar geçsin" diye itiraz etse de sekafi Kafırler ölüme bizden daha cür'etkar olamaz biz geçeceğiz" dedi. Müs*lümanlar köprüyü geçince çıkışsız dar bir yerde kafirlerle kar*şılaştı. Ramazan'ın son günüydü O gün ak*şama kadar çarpışıldı. *sekafi filin dudağını, Mihcem arka diz sinirlerini kesti. fili görünce sekafi Ey dört ayaklı! Sen ne kadar irisin, kılıçla senin dudağını kesece*ğim" demişti. Sekafinin hanımı Devme rüyada, gökten bir meleğin sekafiye şerbet dolu bir kapla işte şehitlik!" değdiğini.görmüştü sekafi "öldürülürsem komutan oğlum Cebr'dir, o ölürse Habib . O öldürülüşe kardeşim Abdullah'tır." demiş ve hepsi savaşarak şehit olmuştu |
Kaynak ilimdünyası.com Köprü savaşı
*İran sasani ordusu ve müslümanlar savaştılar iran ordusunda filler vardı müslüman ordusunu halife ömerin görevlendirdiği es sekafi komuta ediyordu Müslümanlar fillerin üzerin*e gidemiyor atlar korkuyordu Es sekafi ra.ve arkadaşları attan inmiş kılıçla savaşıyorlardı sekafi Fillerin etrafını sarın kayışlarını üstündeki adamları düşürün" emrini verdi. Ken*disi fillerin. Üstündeki adamları düşürdü Bir beyaz fil sekafinin üzerine yürüdü. Sekafi kılıçla filin dudağına vurdu. Fil sekafiye Ön ayağı ile vurdu ve çiğnedi. İnsanlar korktular Müslümanlar her yönden katledilmeye başladı. *Kimisi kaçarak köprüye doğru gitti Bayrağı Müsenna alıp kaçmayanları korudu. Abdullah Yezid köprüyü yıktı Emirleriniz ne üzere öldüyse siz de ölün, dininizi savunun!" dedi. Müşrikler müslümanlan köprüde kuşatdılar. Kimisi korkup Fırat'a attı. Ve boğuldu, diğer müslümanlar öldürüldüler. Müsenna "Ey insanlar, deh*şete düşmeden köprüyü geçin, biz yerimizden ayrılmayacağız. Kendinizi boğmayın" diye ba*ğırdı. *Köprüyü kesen Abdullahı Müsenna'ya getirdiler, abdulah köprüyü çarpışsınlar kaç*masınlar diye kestim" dedi.*Medine'liler Müsenna'dan ay*rılıp Medine'ye geldi. Kimisi çöle dağıldı. Müsenna az bir insanla orada kaldı.yaralandı şehit düşene kadar savaştı Ömer (r.a.) Muhacir ve Ensar'ın feryat ettiklerini duyunca "Ey müslümanlar, üzülmeyin, siz kaçmadınız ben sizin grubunuzum siz bana katıldınız" diye müslümanları teselli etdi Muaz ra köprü savaşında bozguna uğramış kaçarak medineye sığınmıştı Enfal suresinin 16. ayetde "Her kim savaş günü tekrar gelmek için veya bir başka cihat grubuna katılmak haricinde sırtını döner harpten kaçarsa şüphesiz Allah'ın ga*zabı ile geri dönmüş olur" ayetini okuyunca ağladı Hz.. Ömer "Ağlama Yâ Muaz! Ben senin grubunum, sen de bana katılan kişisin." dedi.köprü savaşında müslümanlar ağır bir yenilgi ve bozguna uğradılar sasaniler 2000 kişiyi öldürdü ve kimisi derede boğuldu Sekafi ra.müslümanlardan sekiz yüz kişiyle şehid oldu. |
Kaynak tdv islamansiklopedisi.com
KĀDİSİYE SAVAŞI (وقعة القادسيّة) *Müslümanlara Kuzey Irak ve İran’ın kapılarını açtı Sâsânîler’in, imparatorluğun umudu genç Yezdicerd’i tahta çıkardı amaçları müslümanların fethettiği toprakları geri almak müslümanların Sevâd arazilerindeki isyanlarını önlemekti müslümanlar Irakta ilerlemek isriyordu Sâsânîler buna bir engeldi Irak’taki Hârise gibi kumandanlar Sâsânîler’in üzerine bir kuvvet hazırlamışlardı *Müslümanlar ordularını organize ettiler İslâm ordusu Köprü savaşında 634 te Sâsânîler karşısında bozguna ugramışlardı Büveyb savaşında Dicle ve Fıratta üstünlük elde etmişlerdi. Hz. Ömer, Irak sınırında Hârise’ye, Medine kuvvetlerine katılması için emretti Niyeti ordu kumandanlığını üstlenmekti; Hz. Osman, Hz. Ali, Ubeydullah, Zübeyr Avf gibi ileri gelen sahâbîlerle görüştük Medine’de kalmaya karar verdi. ordu kumandanlığına Ebû Vakkās’ı getirdi ve orduya Irak’a yola çıkmalarını emretti.*Sa‘d kuvvetleriyle yola çıktı. Yolda kendine halifenin görevlendirdiği kabileler katıldı ilkbaharda Kûfe’nin 30 km. güneyindeki Sâsânîler’in en önemli sınır şehri Kādisiye’ye varıldı. İslâm ordusu için 70.000, Sâsânî ordusu için 80.000 kişiydi sasanilerde otuz civarında fil vardı Ebû Vakkās,bir heyeti Yezdicerd’e gönderdi İslâm’a ve cizye ödemeye davet etti; kisrâ elçilere sert davrandı Sa‘d ile Sâsânî kumandanı Rüstem savaş düzeni aldı. İslâm ordusu onlu sisteme göre düzenlenmişti; *İslam ordusunda Her kabileye onur işareti olarak sancaklar verildi. Ordu merkez, sağ kanat, sol kanat olmak üzere üç bölümdü Sâsânî ordusu ise merkez, sağ ve sol kanatdı.Müslümanlar Sâsânîler’in Fırat’tan ayrılıp kendi taraflarına geçmelerini istiyordu böylece Sa‘d geri çekilme anında askerleri hareketi kısıtlayacaktı. Sâsânîler’in geri çekilirse kanal onları engelleyecekti Sâsânî kumandanı Rüstem Sa‘d’ın teklifini kabul etti ve ordusuyla kanalı aştı.*savaş başladı ve çok şiddetli bir şekilde dört gün devam etti. Sad ra. Vücudundaki çıbanlardan dolayı çarpışmalara katılamadı ve orduyu yönetti. Bu savaşa yevmü Ermâs, yevmü Ağvâs, yevmü’l-Kādisiyye” son günün akşamına “leyletü’l-Herîr” veya leyletü’l-Kādisiyye” denir. Müslümanların ilk fillerle karşılaşıyordu tecrübesizdiler zor anlar yaşıyordu. ağır kayıplar verdiler. *Kadissiye savaşının sonunda Suriye’den gelen 6000 kişilik kuvvetin desteği ile zeki manevralarla müslümanlar üstünlüğü ele geçirdiler. Sasani Kumandanı Rüstem’in öldürüldü Sâsânîler dağıldı bozguna uğradılar Sa‘d, kazandıkları büyük zaferi Medinede müjde bekleyen Hz. Ömer’e bildirdi. Her iki ordu mevcutlarının en az üçte birini kaybettiler müslümanlar ganimet ele geçirdiler; bunların en kıymetlisi “direfş-i kâviyânî” adındaki kutsal İran sancağıydı.*Kādisiye Savaşı İslâm tarihinin en önemli zaferidir. Müslümanlara büyük bir moral ve üstünlük sağladı Irak’ın kapıları açıldı, Sâsânîler’in başşehri Medâin’in fethedildi *Kādisiye Savaşı’na 700 sahâbe katılmıştı fetih sloganı Biz insanları kula kul olmaktan kurtarıp Allah’a kul etmek için geldik” cümlesi Kādisiye’nin armağanıdır.bu savaş ve bazı savaşçıları Ka‘kā‘ ve Mihcen es-Sekafî gibi sahabe komutanlar hakkında efsanevî hikâyeler vardır. |
Kaynak Kaynak tdv islamansiklopedisi.com
CELÛLÂ SAVAŞI وقعة جلولاء *Hz. Ömer devrinde Irak’taki müslümanlarla Sâsânîler arasında gerçekleşmiştir Bağdat’ın nahiyesi olan Celûlâ Dicle nehrinin doğusunda celula ırmağının kenarında, Sevâd ile İran arasında Horasan yolunda kurulmuştur. Medâin’den 180 km. uzaklıktadır.*Celûlâ Hz. Ömer in Sâsânîler’e karşı kazandığı büyük meydan muharebesi ile meşhur olmuştur. Kadisiyede yenilen ve Medâini müslümanlara teslim eden Sâsânîler Kisrâ Yezdicerd’in teşvikiyle Celûlâ’da toplandı şehre hendek ve siperler kazdılar barikat kurdular şehri tahkim etdiler kisra yezdicerd Kadisiyede öldürülen başkumandan Rüstem’in kardeşi Hurrezâdı komutan tayin etti*Sasanilerin hazırlıklarını öğrenen Irak komutanı Sa‘d ra. nasıl hareket edeceğini Halife Hz. Ömer’e sordu. Halife yerinde kalıp ordu göndermesini emretti. Sad 12.000 kişilik bir orduyu, Celûlâ’ya sevketti.Sağ kola el-Kindî’yi, süvarilerin başına Ma‘dîkerib’i, piyadelerin başına Tuleyha b. Huveylid’i getirdi sasani kumandan Hâşim Celûlâ’yı kuşattı. Sâsânî askerleri siperlerden çıkarak İslâm ordusuna saldırıyorlar, ve geri çekiliyorlardı. *Çok şiddetli çarpışmalardan sonra müslümanlar Sâsânî ordusunu mağlûp ettiler ganimetleri ele geçirdiler. Celûlâ’da bozguna uğrayan Yezdicerd Hulvân’dan Rey’e gitti gönderdi; kendisi de Hulvân’a girdi.Celûlâ Savaşı 24 Kasım 637 de meydana geldi Celûlâ Savaşında müslümanlar Hulvân’ı ele geçirdi Kadisiye’den sonra Sâsânîler’e büyük bir darbe daha vuruldu Dicle ve Sevâdı’n fethi tamamlandı *Selçuklu Sultanı Melikşah’ın (1072-1092), Kızılribât İstasyonunda kervansaray olarak yaptırdığı ribât Ribât-ı Celûlâ kervanların uğrak yeridir Tunus Kayrevan’a yaklaşık 38 km. uzaklıkta Celûlâ adlı bir başka tarihî şehir daha vardır. Muâviye nin ordusundaki Mervân tarafından Süfyân’ın hilâfetinde fethedilen bugün harabe halinde olan şehir Aynicelûlâ diye bilinmektedir. |
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İSTANBUL’UN FETHİ müjdelenen şehir fethi mübin *Osmanlı sultanı Mehmed Han 29 Mayıs 1453’de, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti istanbulu almış müjdelenen mübarek fetih. Gerçekleşmiştir İslâmiyet mübarek ve mukaddes ideâl, uğruna Arablar, ve Türk ordusu İstanbul surlarını sayısız kez kuşatmışlar istanbul önünde seve seve can vermişlerdir*İstanbul, 1453 senesine kadar bir çok defa kuşatıldı efendimiz Kostantiniyye muhakkak fethedilecektir. fetheden ne güzel hükümdar ve ne güzel askerdir”*hadîs-i şerîfi, tüm müslümanları şehri fethetmek üzere harekete geçirmiştir Müslümanlar, feth-i mübîn için pek çok teşebbüste bulunmuştur dört halîfe, Emevîler, Abbasîler ve Osmanlılar devrinde en büyük ideâl İstanbulu ilk kez üçüncü halîfe Osman 655 de kuşatdı *Emevîler devrinde, Muâviye, oğlu Yezîdi İstanbula gönderdi. muhasara büyük sahabe hazret- Eyyûb Ensârî de vardı. 669 da eneviler istanbulu kuşatdı ancak fethedemesi hz Ensârî kuşatmada dizanteriden vefât etti İstanbul surlarına defnedildi. Emevî donanması 673 de tekrar İstanbula geldi. Yedi senelik muhasarada Bizanslıların Rum ateşi kullanmalarından dolayı muvaffak olunamadı. *714 senesinde İstanbul üzerine yürüyen Mesleme Abdülmelik 716’da karadan ve denizden şehri kuşatdı. kuvvetlerin ikmâlsiz kalması, kışın şiddeti ve Bizans entrikaları netîcesinde fetih gerçekleşemedi. kuşatmada, Bizans, İstanbul’da Dârülbalat adı ile içinde bir câmi bulunan konak yaptırmayı kabul etti. *781’de Abbasî halîfesi el-Mehdî, oğlu Hârûn Reşîd kumandasında bir orduyu İstanbul üzerine gönderdi. Boğaz içine gelen ordu Bizans’ı haraca bağladı*Onuncu asırda, İslâmiyet’i kabul eden Türkler, büyük bir îmân ile İstanbul’un fethini ulvî bir gaye olarak benimsedi 1071 Malazgird zaferinden sonra Türkler, Marmara denizi ve boğaziçi sahillerini ele geçirerek İstanbul’u tehdîd ettiler On birinci asrda Papa’nın öncülüğünde hıristiyanlar mukaddes istanbul u müslümanlardan kurtarmak ve Türkleri Anadolu’dan atmak için haçlı seferleri düzenleyerek İstanbul’un fethini geciktirdi. *1299’da Osman Gâzi’nin kurduğu Osmanlı Devleti pâdişâhları hadîs ile müjdelenen ulvî gayeye ulaşmak için faaliyetlerde bulundular. Osman Gâzi ölüm döşeğinde oğlu Orhan Gâzi’ye; “İstanbul’u al, gülzâr et” diyerek vasiyette bulundu*İstanbul’un fethinin ilâhî bir vâaddi 1391 de sultan Bâyezîd İstanbul’u kuşattı. İstanbul’da bir Türk garnizonu mahalle câmi, mahkeme kurdurdu kuşatma her sene on bin altın harac verilmesi şartı ile kaldırıldı. Bizans antlaşmayı bozdu şehir 1395’de tekrar kuşatıldı. Haçlı ordusunun Niğboluya gelmesi ile muhasara gevşetildi. Niğbolu zaferinden sonra Bâyezîd Karadeniz’deki haçlı donanmasına mâni olmak için Şile’yi zabtederek ve boğazda Anadolu (Güzelce) Hisarı’nı yaptırdı. *1397 senesinde yıldırım han istanbul kuşatmasını şiddetlendirdı Yıldırım Bizanslıların İstanbul’da bir Türk mahallesiyle şer’iyye mahkemesi ve câmi kurulmasını ve haracı kabul etmeleriyle muhâsarayı kaldırdı. Yıldırım Han’ın son kuşatması 1400’de başlayıp, Tîmûr Han’ın Osmanlı topraklarına girmesi ile son buldu. |
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İSTANBUL’UN FETHİ müjdelenen şehir fethi mübin *Fetret devrinde İstanbul Mûsâ Çelebi tarafından kuşatıldı ise de ancak neticesiz kaldı. Sultan Murâd Han, 1422 de İstanbul’u kuşattı. Dört ay süren kuşatmada her türlü savaş taktiği ve imkânları kullanıldı. Büyük velî Emîr Sultan maneviyâtı yükseltti. İstanbul’un düşmesi an mes’elesiydi Bizans entrikaları sonucu Osmanlı’ya karşı ittifak kuruldu iki cephede savaşamayan osmanlı muhasarayı kaldırdı.*Osmanlılar Trakya, Boğaz ve Kocaeli yarımadasını aldı Bizans,gittikçe küçülüyordu Avrupa hıristiyanlarının lideri Bizans, Papa’nın desteğiyle Osmanlıyı tehlike olarak görüyordu. Türk beyleri, Bizans entrikalarıyla Osmanlı Devleti’ne saldırıyordu.Çocukluğundan en büyük âlimlerden manevî terbiye ve cihângirlik şuuruyla yetişen şehzâde Mehmed, İstanbul’u fethetmek gayesindeydi müjdeleye mazhâr olmak istiyordu on dokuz yaşında 1451’de ikinci defa saltanata oturur oturmaz hadisle müjdelenen istanbulda fethi mübini gerçekleştirmek istiyordu *Fetih öncesinde Bizans’ın en önemli ikmâl yolu boğazı, kontrolü altına almak maksadıyla genç fatih Anadolu Hisârı’nın karşısına Rumeli (Boğazkesen) Hisarı’nın yaptı. hisar, dört ayda bitti. Bizanslıların dünyâyla alâkası kesilince hisarın yapılmasını durdurmak için gönderilen elçileri genç fatih reddetmiştir*genç Fâtih bizanslılara şu cevâbı, vermiştir.Varna savaşında imparatorunuz Macarlarla birlik olup, babamın Rumeli’ye geçmesine engel oldu babam zorluklar çekti. Şimdi arazimde bana karşı gelmeniz için elinizde ne hak, ne de kudret vardır. kıyılar benimdir. Anadolu ve Rumeli benimdir ahaliside benimdir çünkü siz savunmayı bilmiyorsunuz. efendiniz bir daha haber göndermesin. *Osmanlı sultânı, Mora kuvvetlerine Turhan Bey’i, Avrupa kuvvetlerine akıncıları görevlendirdi.1453 te Edirne kuşatıldı Büyük toplarla tecrübe atışları yapıldı. Osmanlıya karşı Bizansa Karadeniz’den Venedik Cenevizliler yardıma geldi. Bizans şehir savunmasını Cenevizli kaptan Justiniani’ye verdi. Surlar ve hendekler kazıldı. Mezarlıktaki taşlar surlar tamir edildi. İstanbul Şehir kapılarının muhafazası, yardıma gelen Venedikli ve Cenevizli komutanlara verildi. *Bizans Haliçi zincirle gerdirerek, şehir denizden korunmaya çalışıldı. Haliç zayıftı savunma hazırlıkları yapan Bizans ordusu ise karmaşık bir yapıya sahipti. Bulgar, İtalyan, Fransız, Giritli, Alman ve İngiliz ücretli askerlerinden meydana geliyordu.*Osmanlı ordusu 1453 te harb hazırlıklarını bitirdi ağır topçu grubu ile Edirne’den yola çıktı. Toplar Rumeli beylerbeyi Karaca Bey kumandasında on bin kişilik süvariyle iki ayda İstanbula getirildi. Anadolu Rumeli Türk-İslâm âleminin her tarafından gelen şeyh ve dervişler, Aydınoğlu, Karamanoğlu gönüllü kuvvetlerinden meydana gelen Osmanlı ordusunun mevcudu yüz yirmi beş bin idi. modern silâh ve kuvvetlere sahipti*sultânı Mehmed Akşemseddîn, Akbıyık, Gürânî ve Molla Hüsrev gibi büyük âlimlerle 24 Mart Cuma günü, namazdan sonra Edirne’den hareket etti. Gelibolu kapdân-ı deryası Baltaoğlu Süleymân 147 parçalık donanma 5 Nisan’da İstanbula ulaştı. Maltepe sırtlarına Otağ kuruldu. 6 Nisan Cuma günü İstanbul surlarında Cuma namazı kılındı |
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İSTANBUL’UN FETHİ müjdelenen şehir fethi mübin *Mehmed Han, kuşatma hattını kurdu. Ordu Topkapı’dan Edirnekapı’ya kadar uzanıyordu merkezde Sultan ve sadrâzam Çandarlı Halîl paşa vardı, Yaldızkapı’dan Topkapı’ya kadar uzanan sağ kanadda Anadolu beylerbeyi İshak Paşa ve Mahmûd Paşa, Edirnekapı’dan Haliç’e uzanan sol kanatta Rumeli beylerbeyi Karaca Paşa, Cenevizlilere âid Galatada vezir Zağanos Paşa yer alıyordu.*Vezîr Mahmûd Paşa, sünnet-i seniyyeye uyularak, şehri kan dökülmeden teslim almak istiyordu Bizans İmparatoru Konstantine elçiler gönderildi. İstanbul teslim alınırsa kan dökülmeyeceğini ahâlinin canına, malına hürmet edileceğini teklif etdi. Bizans Osmanlı teklifini reddetti 6 Nisan Cuma günü istanbul surlarına ateş edildi*Osmanlı istanbulu kuşatdığında, İstanbul’un nüfûsu yetmiş bindi, Bizans ordusu, yirmi bin asker ve elli gemiden meydana geliyordu. Osmanlı topçusu surları çökertiyor kalblere dehşet veriyor ateşleri, Bizanslıları korkutuyordu bizans ahâlisi şehri topyekün savunuyordu osmanlı topları ve bataryaları İstanbul surlarında büyük gedikler açıyordu. gedikler, kısa zamanda tamir ediliyordu. Osmanlı ordusunun tüm taarruzları neticesiz kaldı *Sultanın zamane tekniğinin en ileri top dökümhânesi kurdurulmuştu. Açılan gedikler Bizanslılarca derhâl tâmir ediliyordu, Sultan, sık sık ateş edilmesini söyledi. Osmanlı topları parçalandı. Sultan, topların atıştan sonra zeytinyağı ile yağlanmasını oğutulup daha sık ateş edilmesini emretti. Bundan sonraki top atışlarından çok iyi netîceler alındı. Makinelerin yağla soğutulması, Fâtih’in keşfidir. *İstanbul’un savunmasında Papa tarafından gönderilen Ceneviz gemileri Marmara’da görünür görünmez, kapdân-ı derya Baltaoğlu Süleymân Paşa on sekiz filo ile Yeşilköyde karşıladı. Düşman gemilerinden küçük olan Osmanlı donanması netice alamadı sultan Mehmed in hırs ve üzüntüsünden dudakları çatladı. atını denize sürdü ve elbiseleri ıslandı askerler Sultân’ı takib etti. Venedik ve Bizans gemileri, Osmanlı kuvvetlerinden kurtularak,Haliçe kadar geldi haliçte zincirlerin açılması bizans surlarından içeri alındı Osmanlının kaybı yüz şehîd ve otuz yaralı idi. Bizansta moral yükseldi Baltaoğlu Süleymân görevden alındı, yerine Hamza Bey getirildi. *sultan Mehmed karadan donanma yürütecekti Sultan, Bizans’ı sıkıştırmak istiyordu. kuvvet dengesini Bizans aleyhine bozacak ve yeni cepheler açacaktı. Sultan Mehmed bahçe ve çalılıkları temizletti, tesviyeler Yollar yapıldı taşlar üzerine kalaslar döşendi, ve yağlanarak, yola palanga, bucurgat malzemeleri yerleştirildi. Donanmanın güzergâhı iki kilometreydi. 21 Nisan’da Galata surlarına yerleştirilen bataryalar, şafakla beraber Haliç’teki hıristiyan gemilerine ateş açtılar. *Bizans kara surları dehşetli bombardımanla sallanıyordu .Türk amiral Hamza Bey de bizans üzerine hücum ediyordu genç Fâtih, karadan yürüttüğü gemileri gizlemeye çalışıyordu, Galata Cenevizlilerini güllelerle korkutuyordu. 22 Nisanda 67 Türk gemisi karadan Haliç’e indirildi. Bizans’ta hurafe yaygındı, sabaha karşı gemilerin sür’atle Haliç’e geldiğini görenler; müslümanlar sihir yapıyor” dediler. Fâtih’in dâhiyane buluşu muazzam projesi 70’e yakın gemiyi iki kilometrelik yoldan bir gecede Haliç’e indirmesi bugün dahi anlaşılamamıştır*Osmanlı donanmasını Haliç’te gören Bizanslılar büyük bir korkuya. Kapıldı vergi karşılığında kuşatmanın kaldırılmasını tekif etti. Sultan Mehmed İstanbul kalesinin teslime karşılık imparatora Mora despotluğunu teklif etdi bizans kabul etmedi.Bizansta Venedik ve Cenevizliler anlaşmazlığa düştü Birbirlerini kaçmakla suçladılar. Bizans Haliç’teki Osmanlı donanmasını yakmayı plânladı. *Bizans haliçteki osmanlı donanmasını yakmak için Venedikliler görevlendrildi. Venedikli Cocco iki kadırga ile Osmanlı donanmasını yakacaktı.Galata başkanı baskını bu gece yapmamalarını, ertelerlerse yardımda edeceğini bildirdi. Galata başkanı durumu, Zağanos Paşa’ya bildirdi, Zağanos Paşa, Kasımpaşa’daki gemilere tüfekli asker ve toplar koydurdu. baskını yapan Venedikliler zaferden emindi kadırgalarıyla en önde Türklere saldırmıştı. Türk gemileri hazırlıklıydı güllelerini atdılar baskına gelen Cocco ve venedik ordusu Haliç’in sularına gömüldüler. |
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İSTANBUL’UN FETHİ müjdelenen şehir fethi mübin *Osmanlı kuvvetleri seri bir şekilde Haliç üzerine köprü kurdular Humbarahâne ile Defterdâr arasına kurulan köprünün genişliği beş buçuk metreydi . Cenevizlilerden satın alınan boş şarap fıçıları ile kurulan köprüyü akılları almayan Bizanslılar; bunu “Su üstünde yürüme sihiri” diye değerlendirdiler. köprü İstanbul’un fethinde asker ve malzeme naklinde kullanıldı, küçük toplarla da zayıf Bizans surları döğüldü.*Kuşatmanda Sultan, büyük velî Akşemseddîn’den bilgi istiyordu. Akşemseddîn Şeyhe sor, kale feth olunacak ve düşmana muzaffer olacak mıyız?” dedi. Akşemseddîn şöyle cevap verdi; “Ümmet-i Muhammed’gâzi ve şehit oldu kâfir kalesine hücum etti İnşâallahü teâlâ feth olur.” Fâtih, Vakti için bir işaret dedi. Akşemseddîn Başını eğip, Allahü teâlâya yalvardı. Mübarek yüzü terledi. başını kaldırarak; “İşbu senenin Rebi’ul-âhir ayının yirminci günü, seher vaktinde, sıdk-u himmetle hücum etsinler! Ol gün feth ola!.. Kostantinıyye, sedâ-i ezan ile dola...” dedi. *muhârebe yeni bir kuşatma silahının kullanılması ile tekrar kızıştı. Osmanlı kuvvetleri ağaçtan yapılmış, İstanbul surlarından yüksek yürüyen bir kule getirdi. Bizanslılar kuleden korktular. kulenin iskeleti iki kat deve derisi ile kaplandı, ateşe karşı kuvvetli olması için arası toprakla dolduruldu. Üst katlarına merdivenle çıkılan yürüyen kulenin gövdesinde ateş açma pencereleri vardı. Sura yaklaşan kuledeki askerler bizans surlarını yıkıyor bizans askerleri hendekleri dolduruyordu *23 Mayıs’ta sultan Mehmed bizansa teslim teklifinde bulundu. Sultân“Umûmî taarruzu felâket ve dehşeti takdir edersiniz. Şehri ve insanları sağ bırakmak isteriz. İmparator gidebilir. İstanbul halkı gidebilir Kalmak isteyenler mal ve mülklerini muhafaza edecektir imparatora Mora despotluğu verilecektir” şeklinde bizansa isteklerini bildirdi. Bizans İmparatorunun genç fatihe cevâbı; “Sultan barış istiyorsa muhasarayı kaldırsın, istenen vergi verilecektir. Şehri teslime yetkim yoktur” şeklinde oldu. *26 Mayıs ta Macar kralı Bizans kuşatmasının kaldırılmazsa, Macaristan’ın Bizans yanında yer alacağını büyük bir donanmanın İstanbul’a yaklaştığını bildirdi. Osmanlı karargâhında bozguncu sözler dolaşıyordu. Çandarlının düşüncesi kuşatmanın kaldırılmasıydı Sultan ve Zağanos Paşa hücum istiyordu Akşemseddîn Pâdişâh’a Sert ve enerjik” olmasını öğütlüyordu. harb meclisinde, beklemenin bozguncu dedikoduları arttıracağı düşüncesi ile taarruz kararı alındı. *Zağanos Paşa, Turhan Bey, Akşemseddîn ve Gürânî istanbula taarruz yapılmasını istoyor maneviyâtı yükseltiyordu 26 Mayısta ordugâhda şenlikler başladı. 28 Mayısta mum donanması yapıldı. Bizans ışık çemberi ile çevrildi tüyleri ürperten tekbir sesleri geliyordu. Bizans dehşete düştü. Gece yarısı mumlar söndürüldü, Bizans yıkılıyordu Sehere yakın Osmanlı topçusu ateşe başladı. *29 Mayıs’da sultan Menmed sabah namazını kıldı kılıç kuşandı ata bindi askerlerine; “Şimdi parlak bir cihâd için birbirinizi teşvik ediniz, zafer için üç şart esastır. Niyetinizi hâlis edip, emirlere itaat ediniz. sükûnet ve intizâm ile verilen emirleri eksiksiz icra edin, îmânınızın ile muhârebeye koşun liyâkatinizi ortaya koyun. Zillet geride, şehâdet ileridedir. Bana gelince, sizinle döğüşeceğime yemîn ederim. Herkesin tâkib edeceğim” deyip, hücum emrini verdi. |
EN GÜZEL DUA ZİKİRDİR
ELİMİZİ SEMAYA KALDIRIYORUZ TÜM ŞEHİTLERİMİZE TÜM ÖLMÜŞLERİMİZE TÜM SEVDİKLERİMİZE VE TÜM İNSANLARA ALAHIN 99 İSMİ İLE İSTİYORUZ ALLAH *ER-RAHMAN*ER-RAHİM**EL-MELİK* EL-KUDDÜS*ES-SELAM*EL-MÜMİN*EL-MÜHEYMİN* EL-AZİZ*EL-CEBBAR*EL-MÜTEKEBBİR*EL-HALIK* EL-BARİ*EL-MUSAVVİR*EL-GAFFAR*EL-KAHHAR* EL-VEHHAB*ER-REZZAK*EL-FETTAH*EL-ALİM* EL-KABID*EL-BASIT*EL-HAFID*ER-RAFİ*EL-MUİZ* EL-MÜZİLL*ES-SEMİ*EL-BASİR*EL-HAKEM* EL-ADL*EL-LATİF*EL-HABİR*EL-HALİM*EL-AZİM* EL-GAFUR*EŞ-ŞEKUR*EL-ALİYY*EL-KEBİR* EL-HAFIZ*EL-MUKİT*EL-HASİB*EL-CELİL* EL-KERİM*ER-RAKİB*EL-MÜCİB*EL-VASİ* EL-HAKİM*EL-VEDUD*EL-MECİD*EL-BAİS* EŞ-ŞEHİD*EL-HAKK*EL-VEKİL*EL-KAVİYY* EL-METİN*EL-VELİYY*EL-HAMİD*EL-MUHSİ* EL-MÜBDİ*EL-MUİD**EL-MUHYİ*EL-MÜMİT* EL-HAYY*EL-KAYYUM*EL-VACİD*EL-MACİD* EL-VAHİD*ES-SAMED*EL-KADİR*EL-MUKTEDİR* EL-MUKADDİM*EL-MUAHHİR*EL-EVVEL*EL-AHİR* EZ-ZAHİR*EL-BATIN*EL-VALİ*EL-MÜTEALİ* EL-BERR*ET-TEVVAB*EL-MÜNTEKİM*EL-AFÜVV*ER-RAUF*MALİKÜL MÜLK*ZÜL-CELALİ VEL İKRAM EL-MUKSİT*EL CAMİ*EL GANİY*EL-MUĞNİ EL-MANİ*ED-DARR*EN-NAFİ*EN-NUR* EL-HADİ*EL-BEDİ*EL-BAKİ*EL-VARİS* ER-REŞİD*ES-SABUR* Tüm şehitlerimize ve tüm ölmüşlerimize bir fatiha okuyalım Bismillahirrahmânirrahîm.Elhamdü lillâhi rabbil'alemin Errahmânir'rahim Mâliki yevmiddin İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în İhdinessırâtel müstakîm Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn amin Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.Hamd o âlemlerin Rabbi,O Rahmân ve Rahim,O, din gününün maliki Allah'ın.Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. Hidayet eyle bizi doğru yola,O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil. |
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İstanbulun fethi müjdelenen fetih fethi mübin *Allahü teâlânın rızâsı için cihâda niyet eden Osmanlı askeri; “Ya Cennet! Ya İstanbul!” diyor başka bir makam istemiyordu. mücâhid ordusu yaralanan ve şehîd olanlara aldırmadan; “Allah Allah” nidalarıyla bizansa hücum ediyor surlara tırmanıyorlardı. Fethin gecikmesiyle genç Fâtih, Akşemseddîn’in çadırına girdi. Akşemseddîn kuru toprak üzerinde Allaha yalvarıyor, en büyük evliyâsını imdada göndermesini arzuluyordu. *Sultan Mehmed elini açıp hocası aksultanın duasına Âmin” dedi. gözlerden yağmur gibi yaşlar aktı. Mehmed Han Bizans surlarına baktı. İslâm askerinin önünde; beyaz elbiseli, yeşil sarıklı bir ordu düşmana hücum ediyordu Ulubatlı Hasan, otuz arkadaşıyla bizans surlarına Osmanlı sancağını dikti ve şehîd edildi. *Osmanlı kuvvetleri dalga dalga İstanbul’a giriyordu Bizans halkı Ayasofya kilisesine sığınıyordu. Dalga dalga Osmanlı askerleri İstanbula hâkim oldu. Kiliseye sığınan mazlum ahâliye, güçsüz acınacak durumdaki insanlara dokunulmadı *29 Mayısta genç fatih kır atıyla hocaları ve ordu kumandanları muhteşem bir alayla Topkapı’dan İstanbul’a girdi yanında, çok sevdiği hocası Akşemseddîn vardı. Fâtih çok gençti Akşemseddîn’i pâdişâh sanıyor ve çiçek sunuyordu. Akşemseddîn, Genç pâdişâhı gösterdi; “Sultan Mehmed ben değilim, odur” dedi. Sultan Mehmed de; “Gidiniz, ona gidiniz. Sultan Mehmed benim ama o hocamdır. Şehrin manevî fâtihidir” dedi. *Sultan, Türk askerlerinin tekbir sesleri arşa yükselen ve dört bir cihanı titreten ezan sesleriyle Ayasofyaya geldi. Genç Sultan, yerlere kapanan Ortodoks patriğine karşı; “Kalkın Ben sultan Mehmed, bütün ahâliye söylüyorum ki, bu günden îtibâren hayâtınız ve hürriyetiniz hususunda gazabımdan korkmayınız” diye hitâb etti*din, mezheb hürriyetini te’min eden ferman yayınlayan sultan Mehmed, Ayasofya’nın Cuma gününe kadar câmi hâline getirilmesini emretti. Fâtih, İstanbul’daki ilk Cuma namazını ayasofyada kıldı. 655’den 1453’e kadar devam eden mübarek ideâl Feth-i mübîn fetihnamelerle bütün İslâm âlemine müjdelenip dünyâya ilân edildi. *İstanbul kuşatması 6 Nisan’dan 29 Mayıs’a kadar elli dört gün sürdü. Kuşatmada Bizanslılardan dört bin üzerinde ölü, elli binden fazla esir vardı Osmanlıların kayıpları beş binin üzerinde idi. Fetihte ganîmetler ele geçirildi *İstanbul fethedilmekle, bin dört yüz seksen senelik Roma İmparatorluğu sona erdi. Osmanlı Devleti’nde yükselme devri başladı, çihân-şümul hâkimiyeti gelişti. İnsanlık îmân içinde tek devlet ve hükümdar hâkimiyeti için teşebbüse geçildi. İstanbul sefahat alemi olmaktan çıkarıldı ilim ve kültür merkezi hâline getirildi. Osmanlılar her yerde medrese ve kütüphâneler açtılar.*Sultan Mehmed’in kazandığı mübarek istanbul târihlerde feth-i celîl ve feth-i mübîn*adları ile anıldı Latin istilâsıyla harabeye dönen, istanbul nüfûsu elli bindi inen bin yıllık şehir, ahlâk ve maneviyâtı ile perişandı. fetih ile şehre hayat ve medeniyet geldi istanbul, İslâm ahlâk ve nizâmının merkezi oldu. Gökkubbeye uzanan muhteşem câmiler Allahü teâlâya niyazı temsil eden zarif minareleri,ile mübarek belde İslâm’ın kudsiyetine kavuştu *İstanbul fethedilerek Şehir ilim, kültür ve, sarayları, ile ve san’atın Türklüğün İslâm medeniyetinin dünyânın en büyük merkezi olmuştur |
All times are GMT +3. The time now is 22:11. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025