Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Köşe Yazıları (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=124)
-   -   Köşe yazıları (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=178391)

murataltug1985 03-28-2018 07:02

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Kur’ân, çağa göre yorumlanamaz!

*Kur’ân, çağa göre yorumlanamaz Çağ, Kur’ân’a göre yorumlanır.Çağ, geçicidir... Kur’ân, çağlar üstüdür çağ, felâketle karşı karşıya ve cehenneme dönüştürüldü: Batılılar, bilimsel atılım yaptılar, uzaya uzandılar ama uzayı okuyamadılar, insan yok olmaya sürüklendi dünya yaşanılamaz bir yer hâline geldi tabiat delik deşik edildi yaşadığınız çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız, yok oluş ve felâketler yaşayan çağın bakış açılarıyla Kur’ân’a bakmaya, İslâm’ı veya Kur’ân’ı yorumlama İslâm’ı güncelleme aymazlığına soyunursanız çağ sizi yutar *İslâm çağlar ötesidir herkese hayat hakkı tanır beşerüsütüdür, herkesi sarıp sarmalar hakikat ulaştırılmalıdır Çağı tanıyamadıkları için tanımlandıklarının farkında olamayan akılsız” adamlar Kur’ân’ı akla göre yorumlamalıyız”, diye çocuk gibi çırpınıp duruyorlar!Akılsızlık başa belâdır Biraz zekâ, biraz basiret, biraz çağ bilinci lütfen Çağ, aşılamaz, zirve bir noktada değildir
Çağ teorik ve felsefî olarak en büyük felâketini yaşanmakta donmuş tıkanmış çamura saplanmıştır teknolojik savaşlar ve büyük felâketler bizi beklenektedir Bu felâketi, sınırlarımızda coğrafyamızda iliklerimize kadar yaşamıyor muyuz?

*Batı çıkmaz sokakta düşünceyi bitirmeye düşünmeyi dondurmaya çalışıyorlar felâketle başedilmesi gerekir Avrupanın felsefî krizine karşı bilimle uğraşmalı putkırıcı bir yolculukta zihnimize taze ufuklar sunmalıyız binlerce yıllık keşif ve icatlarımız bir noktada durdu.günümüz ve çağımızı keşfetmeli krizleri kenetlenerek aşmalıyız
ZİHNÎ FELÇLEŞME YAŞAYAN SIĞ, ÇAPSIZ VE PROJE TİPLER BİZİ FELÂKETE SÜRÜKLER...
bin yıl önce Gazâlî’yedi asır önce Molla Sadra ve İbn Arabî’nin bize örnek olmalıdır Kur’ân’ı anlamalı ve yaşama aracı görmek,yaşadığımız felâketi göremek demektir. çağı tanımayan, çağın sorunlarını tanıyamaz *Kur’ân’a ve islamı yaşayamayan zihnî felçleşme ve aşağılık kompleksi yaşar insanlığın İslâm’ın çağlarüstü mesajına ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği bir zamanda islamın güncellenmesi insanları sokaklara sürükler Kur’ânı tahrif ve tahrip etmekten başka bir işe yaramaz

murataltug1985 03-29-2018 08:25

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Kur’ân, çağa göre yorumlanamaz!

*Batılıların dünyada hegemonya kurmaları, insanlığın sorunlarına Batılı zihinle bakmalarına ve Batı yanılsamasına yol açtı...aydınları Batı kuşattı zihnî felçleşme ve aşağılık kompleksi yaşadık
sömürgecilik, zihnî sömürgeciliğe dönüştü.
Batının ajanları ve gönüllü askerleri cirit atıyor her yerde; sömürgeleştirilmek isteyenler var Türkiye’de. zihni, Batılı zihin kalıplarıyla işliyor Türkiye’deki aydınların hadislere, mezheplere saldırıyorlar Peygambersiz İslâm” projesinin acentalığını yapıyorlar.Tehlikeli bir süreç bu.
*Kur’ân Hakikat kitabıdır Hakikat’in nasıl hayat bulacağını, gösteren zamanlar ve mekânlar üstü, çağlar ötesi İlâhî Hitaptır Kur’ân, asil olanı verir
Akıl, ise zaman’la ve mekân’la kayıtlıdır; bütünü değil parça’yı idrak edebilir akıl’la bütün kavranamaz.akıl sınırlar.Akıl, tek başına Hakikat’i kavrayamaz. akıl, tek başına Hakikat’e muktedir olsaydı, Kitaplar ve Peygamberler gönderilmezdi.
Kur’ân, sadece okunup anlaşılacak kuru bir bilgi kitabı değil hayata mânâ ve ruh kazandıracak Hakikat ve Hayat Kitabı’dır.Hakikat’e kuru bilgiyle ulaşılmaz. Mesele bilmek değil yaşamak’tır. İslâm, sınırların ötesine uzanır hayatımıza mânâ ve ruh katar.Akıl’sa, hesap yapar; ölçer-biçer, kesip atar, indirger...Din, hiç bir hesab yapmaz Akıl hesabîdir; din ise hasbîdir

*Din’in akılla sınırlandırılması dini ruhsuzlaştırır ve hayattan uzaklaştırır...Batı’da Protestanlıkla ve Modernlikle birlikte yaşanan felâket budur
Kişinin, din’i, kafasına göre, yorumlaması ve dini kendisine uydurması kaçınılmaz sondur...önüne gelen İncil yazıyor Batı’da.Feministler, eşcinseller, ateistler kafalarına göre incil yazıyorlar...Bizde de, böyle giderse, olacağı budur -Allah göstermesin.
Dini hurafelerden temizleye yola çıkanlar, en büyük hurafeye kendileri düşüyorlar. hadislere, mezheplere saldırıyorlar, herkes Kur’ân’ı anlayabilir diyerek Hz. Peygamber’i devre dışı bırakacaklar.
Hz. Peygamber'in (sav) devre-dışı bırakıldığı bir din, kısa devre yapacaktır. Sıra Kur’ân’a gelecek... Âyetleri tartışmaya başlayacaklar*profesörler, âyet kafama yatmadı diyebiliyor Sen kafanı değiştir diyorum ben de sığ ve çapsız kişilere.profesörler de, “Kur’ân’da değiştirilmesi gereken âyetler var,” demeye başladılar Batı’da bu proje tipler tonla...Bizde de çıkmaya başlayacak Kur’ân’ı sadece akıl’la, bilimle anlamaya çalışmak, aklı da, bilimi de vahyin önüne geçirmektir.Müslüman zihninin buharlaştığı, Batılı zihinlerle Kur’ân’ı, akıl ve bilimle yorumlamak dini din olmaktan çıkarır, hayattan uzaklaştırır.İslâmı tahrif ve tahrip eder Zihinleri hurafeler çöplüğüne dönüşen sığ ve çapsız kişilere -damarlarında Gazalî kanı dolaşan düşünürler cevap verirler.

Biz neyin ne olduğunu görebilecek durumda değiliz İnsanın ne olduğunu, nereden gelip nereye nasıl yol alması gerektiğini köküne sahipsen idrak edebilirsin değilseniz, yola çıkamazsınız; yola çıksanız bile yoldan çıkmanız muhtemeldir.
2500 yıllık Batı uygarlığının yolculuğun ve insanın hakikatle buluşmasını mümkün kılmaya yetmediğini gösteriyor Akılla çıkılan yolculuk, akıldışılıkların hükmünü icra etti felâketin eşiğine sürüklendik Akıl, hesap-kitap yaptı; başıboş canavar gibi, insanlığı, dünyayı bir düğmeye basarak yok edecek, insanı kölesi hâline getirecek, hayatı mekanikleştirecek ruhsuz teknolojiler teknolojik silahların üretti Ruhsuz bir dünya icat etti.Batılıları Batılı dünyanın saldırganlığını akladı insanlığı, tabiatı yokoluş ve felâketin eşiğine bıraktı.

murataltug1985 03-29-2018 08:25

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Çanakkale ruhunu diri tutabilirsek, tarihi biz yaparız

*Çanakkale ruhu bazı çevrelerde aşınmış olsa da, diriliğini koruyor ilham vermeye devam ediyor...
İslâm dünyasının kalbi, hilâfetin merkezi İstanbul düşmesin diye, Müslümanların yekvücut Çanakkale’ye koştukları bir ruh bu...Ümmet şuuru, direniş ve diriliş ruhu...bu ülkede bu ruh yok edilmeye çalışıldı.Ama en sert kayaları aşarak gürül gürül akan ilâhî kaynaktan beslenen ümmet şuurunun, direniş ruhunun yok edilebilmesi, diriliş tohumunun önüne geçilebilmesi mümkün değildi elbette! Çanakkale ruhunu yitirdiğimizde toprakları yitiririz ama ruhu diri tutarak yeni ufuklara taşıdığımızda tarihi biz müslümanlar yapmaya başlarız*ÇANAKKALE, ULUSUN KURTULUŞ SAVAŞI DEĞİL, BİR ÜMMETİN*DİRENİŞ VE DİRİLİŞ RUHUDUR Çanakkale bir ulusun kurtuluş savaşı değildir mazlum ümmetin çocuklarının hilâfetin düşmemesi için verdiği ölüm-kalım savaşıdır
Hilâfet, İslâm’ın bayrağıdır Osmanlı “insanlığın son adasıdır Osmanlı, 3 kıtada 6 asırlık barış yurdudur
İstanbul düştü, dünya düştü asır cehenneme dönüştü.çanakkale İslâm bayrağının yere düşmemesi için dünyanın Çanakkale’ye koşması genç-yaşlı, erkek-kadın bütün ümmetin verdiği direniş destanıdır Çanakkale.Diriliş ruhunun tohumlarının ekildiği, bitmeyen ve bitmeyecek Bedir’in ruhunun yeşertildiği muazzez bir destandır

*Osmanlı’nın cephede ölüm savaşı verdiği dondurucu kışta, islamın hakikatli çocuklarının hilâfetin düşmemesi, İstanbul’un düşürülmemesi için karda-kışta, binlerce yol katederek Çanakkale’de soluğu aldığı, yedi düvele tarihin en büyük direniş destanlarından birini yazdığı, Haçlılara, emperyalistlere, İslâm’ın bayrağının düşürülemeyeceğini haykırdığı diriltici bir ruhtur Çanakkale ruhu.Çanakkale’deki ümmet şuuru, direniş ve diriliş ruhu diri tutulduğunda, İstanbul, tarihin yapılmasında, insanlığın susuzluğunun giderilmesinde, dünyanın barış yurduna dönüştürülmesinde tarihî rolünü oynayacak biiznillah...ruhu yeniden kuşanabilirsek, tarihi yeniden biz, Müslümanlar yazarız Allah’ın izni ve keremiyle...*Yemen’de, yaşlı bir Yemenli şunları söylemişti İstanbul düştü, İslâm dünyası düştü. İslâm dünyasının ayağa kalkması, İstanbul’un yeniden ayağa kalkmasına bağlı.”İşte bu ruh yok edilmeye çalışıldı tarih şuuru, ümmet şuuru, direniş ve diriliş ruhu. Yok edilmeye çalışıldı Çanakkale yalnızca bir ulusun kurtuluş savaşı olarak zihinlere kazındı Oysa Bosna’dan Beyrut’a, Gazze’den Halep’e, Müslüman Hindistan’dan Kudüs’e kadar bütün Müslümanlar, hilâfetin merkezi İstanbul düşmesin diye Çanakkale’ye koşmuştu.Bir ümmetin emperyalistlere karşı ümmet şuuruyla yekvücut olarak gerçekleştirdiği, bizi ayağa kaldıracak yegâne direniş ve diriliş ruhuydu çanakkale

*ÇANAKKALE RUHU’NU DİRİ TUTARSAK, TARİHİ BİZ YAPARIZ ruhu yitirdiğimizde, ne bu toprakları koruyabiliriz; ne de mazlum İslâm dünyasının umudu olabiliriz.Bunu aslâ unutma
Çanakkalenin diriltici ruhu, 15 Temmuz’da hatırlandı ve şahlandı ümmet, son kale düşmesin, mazlumların umudu sönmesin diye göğsünü tanklara siper etti ve destan yazdı.Bize düşen ümmet şuurunu, direniş ve diriliş ruhunu diri tutmak; hayata yaymak, gergef gibi işlemek geleceği bu ruhla yetiştirmek...İşte o zaman toplum toparlanacak ve mazlum halkları toparlayacaktır inşallah...

murataltug1985 03-29-2018 08:26

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Üç Aylar’da bütün yollar yürek ülkesi’ne çıkar...

*Rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi üç aylara girdik Allah’a (cc) hamd olsun.Dün Regâib Gecesi'ydi; önceki gün, baharın ilk günü...
Bahar mevsimiyle başlıyor üç aylar: Çiçeklerin açtığı, yüzlerin güldüğü, Rahmân’ın Rahmet kanatlarını yeryüzüne bütün cömertliğiyle gerdiği bir toparlanış ve diriliş mevsimi bu.üç aylar, aslında manevî bir bahar mevsimidir Bizi dünyanın kirlerinden arındıran, Rahmet-i Rahmân’a yaklaştıran, diriltici, saflaştırıcı, safları sık tutmamızı sağlayıcı, kalbimizi yumuşatıcı, yüreğimizi açıcı ulvî iklime ulaştıran bir biliş, oluş ve varoluş mevsimi...*kadri kıymeti bilmeli, Rabbimize hakkıyla şükretmeli.Üç aylar: Çok katmanlı, nefis bir mânâ iklimi; diriltici, leziz bir “bahar” mevsimi...Hakk’ı tesbih eden, teslimiyetin zirvesi dağın-taşın...tohuma kucak açan toprağın...
ruh aşılayıcı bir nefesle ince ince, sessizce esen rüzgârın...gürül gürül akan her yeri sulayan, arındıran ve toprağı tohuma gebe bırakan ırmağın...taptaze meyveler veren, yemişler armağan eden ağaçların...hep birlikte, kendi dillerince, kendilerince eşlik ettikleri yeniden-doğuş, yeniden-doğruluş merasimi...toparlanış, arınış ve direniş, muazzez bir diriliş bestesi.
herkese ruh üfleyici, herkesi kendine getirici, yol gösterici derin bir mânâ atmosferi...SONSUZLUK DERYASI...

*Mânâ” kelimesi ile “manevî” kelimesi, aynı köktendir.Ruh ikizidir.aynı kökten gelir, aynı kök’e yönelir, bizi aynı köke Göğe yöneltir Müslümanın fikrinde de, zikrinde de, şükründe de aynı Gök aynı Ulvî Kaynak, meyve verir: Hayatın mânâ’sı zâhir’e bakar, bâtın’a akar çok katmanlı bir dünya sunar...
insanı sonsuzluk deryasına taşır...hayatı, kavrayan ve kucaklayan tevhîdî üç aylarda hayata geçirilir...
Mânâ ile madde, enfüs’le âfâk, bâtın’la zâhir, birleştirilir. Üç aylar HİCRET RUHU VE “BAHAR” ŞARKILARI hicret” aylarıdır.Hicret, “göç”tür Çürütücü eskiyi terketmek; ümmîleştirici, kirlerden arındırıcı kemâl derecelerine erişmektir ruh ışıması ruh kıvılcımı demektir hicret, kemâl merdivenlerini tırmanma yolculuklarıdır *Hicret, bir “bahar” mevsimi şarkısıdır: hicretler, bahar mevsimidir, direniş ve diriliş şarkıları besteler.yeniden-doğuş, ve yenilenmektir Tarihi yapan, insana kanatlandırıcı bir yolculuk yaptıran melekût âleminden süt emerek, melekelerle doğrularak mülk âleminden yurda, umuda melekût âlemine doğru yolculuğa çıkılmasını sağlayan hicret ruhudur.üç aylar, melekût âleminden leziz, meyvelerin tadıldığı, ve herkese tattırıldığı, hicret ruhuyla yaşanan kutlu bir yolculuktur.YÜREK-ÜLKESİ’NE ÇIKAN YOLLAR...dır Recep ayı, rahmet ayıdır: Tohum düşer toprağa Recep ayında...İnsan, Hakka rağbet eder, yalnızca O’na yönelir,Ve Direniş başlar Kişi, dünyaya direnir. Hakikat tohumu ekilir...

*Şaban ayında Rahmet yağar, gökten melekler ağar yeryüzüne saf saf...Ağaç, meyveye durur...
Ramazan’da müminlerin kalbi yıkanır melekler; kirleri temizler.Diriliş, gerçekleşir Ağaç, leziz meyveler verir...yürek-ülkesi’ne varılır: Hakikat tadılır ve tattırılır.Üç aylar bir Bahar iklimidir doğuş, ve kök’ten doğruluştur Üç aylarda bütün yollar, yürek-ülkesi’ne çıkar...Üç ayların yeniden toparlanışımıza kardeşlik birlik ve dirliğimizin pekişmesine, sarsılmazca köksalmasına Cenab-ı Hak’tan niyaz eder, üç aylar mevsiminin bizi ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiğimiz huzur sükûn, sürûr ve kurtuluş iklimine eriştirmesini dilerim. Vesselâm.

murataltug1985 03-29-2018 08:26

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
İşte bir maarif inkılabı taslağı...

*Okumak’tan maksat, bilmek değil, olmak’tır. Bilmek, İlim yolculuğunun, olmak’sa Hikmet yolculuğunun meyvesidir.Kuru bilgi, zihni dondurur, kalbi durdurur, ruhu soldurur...Bize zihni açacak ilim, kalbi arındıracak irfan, ruhu kanatlandıracak hikmet pınarları gerek...Gazâlî, ilimle uğraşan kişiyi “avam”, irfan’la hemhâl olan kişiyi, havass; hikmet mertebesindeki kişiyi “havassü’l-havass” olarak tarif ediyordu.zihnimizi ve önümüzü ufkumuzu açacak, insanlığın insanca bir hayat sürdürmesini mümkün kılacak yegâne yol vr
geleneğimizde, tefekkür tarihimizde, kişi, irfan mertebesine vasıl olmak için önce ilim talim eder.
*İrfan ilmin amele dönüştürülmesi, hayata aktarılması, ve karşılık bulması için gayret sarfedilmesidir.Kişi, ilmini, irfan’la amele dönüştürdüğünde, bilgi, kuru bilgi olmaktan kurtulur, kurucu, koruyucu ve kurtarıcı bilgiye dönüşür bilgi’nin kuru bilgiden kurtarılıp, kurucu, koruyucu ve kurtarıcı bir bilgiye dönüşmesi, gerekir.Hikmet mertebesi, Rahmet Peygamberi Efendimiz’in kişi, ilmiyle amel ederse, Allah ona bilmediklerini öğretir lûtfeder” buyurdu
Gazâlî, İbn Arabî, İmam Rabbânî Yunus, Mevlânâ, Sinan, gibi hikmet adamları yetiştirseydik İslâm dünyalara medeniyetlere, bilgiye açılmamızı sağlayacak köklü, güçlü bir sistemi”n tohumlarını ekecek geleceğimizi kurtarıp insanlığa umut olacaktık

*Biz, hakikate teslim olmuş insanlar, vâkî olanda hayır vardır, diye inanırız.şikâyet yerine, gelecek inşa etmeli zorlu ve umutlu yolculuğun yapıtaşlarını hayata geçirmeliyiz karınca kaderince...Batı’da bilim tavan yaptı: Genetik yapay zekâ ve robotların, hayatımıza çeki düzen vereceği ruhsuz bir dünyaya sürükleniyor insanlık...
Bilgi’yi, dünyayı, doğayı, ve, hakikati bilmek doğaya ve insana saldırı olarak gören Batı ile araç amacın önüne geçti hayat anlamını yitirdi, orman kanunları teknolojik silahların tehdidiyle dünya cehenneme çevirildi çıkmaz sokağa girdik Bilim, düşünemez,
Bilim araçtır Araç amacın önüne geçerse insan düşer, düştüğü yerden de kalkamaz
BİZ BESMELE’Yİ ÇEKELİM, RAHMET TECELLÎ EDECEKTİR...*irfandan, hikmet’ten nasibini almayan kuru bilgi, kör bilinç insanı linç etti dünyayı çölleştirdi cehennemin ortasında, inşa edeceğimiz insanlığa hediye edeceğimiz ilim, irfan ve hikmetle geliştireceğimiz hakikate medeniyete insanlığa ekmek kadar su kadar ihtiyaç var bir geç olmadan kuşatıcı ve kucaklayıcı, hayata anlam katıcı, insanlığın zihnini açıcı muazzez modelimizi adım adım hayata geçirmek boynumuzun borcudur.İnsanı insanın kurdu yapan kapitalist saldırı Darwinyen orman kanunlarının insanlığı sürüklediği cehennemden çıkaracak, insanı insanın kurdu değil, insanı insanın yurdu, umudu ve ufku yapacak hakikat medeniyetinin tohumlarını hayata geçirmek için kollarımızı sıvamak zorundayız...
niyetlenelim, besmeleyi çekelim, rahmet tecellî edecek, tohum toprağa düşecek ve meyve verecektir Allah’ın lütfu ve keremiyle.
Eğer 100 yılın tohumlarını ekemezsek, yok olmaktan kurtulamayız.

murataltug1985 03-29-2018 08:26

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Gençlerini ihmal edenler,
geleceklerini imha ederler!

*Gençliği kaybediyoruz, Genç kuşak, gözümüzün içine baka baka yok oluyor, zihnen intihar ediyor...
genç kuşakların zihnen, ruhen, bedenen ve kültürel olarak karşı karşıya kaldığı tehlikeler, terör tehlikesinden büyük ve ürpertici Bu yakıcı gerçeği görebiliyor muyuz acaba Toplum ve devlet olarak geleceğimizi tehdit eden tehlikenin farkında değiliz
Gençliğin zihnini, inancını, ruhunu, yerle bir eden saldırılar, ülkenin birinci derecede millî güvenlik sorunu biz durumun vehametini göremiyoruz ne yazık ki Gençlerini ihmal edenler, geleceklerini imha ederler *GENÇLİĞİ SUÇLAYARAK BİR YERE VARAMAYIZ... SUÇLU BİZİZ, GENÇLER DEĞİL!
Manzara ürkütücü genç kuşak ülkeye, değerlerine, medeniyetine inancını yitiriyor Gençlerin dünyalarına, ilgilerine, ihtiyaç ve sorunlarına nüfûz ederek genç kuşağı anlayabiliriz gençlik, ülkeye medeniyetine yabancılaşıyorsa, nedeni biziz, gençliğin sorularına cevap veremeyen, kayıtsız kalan, gençliği terkeden biz yetişkinler!
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Gençlik, nasıl bir saldırıyla karşı karşıya sığ, yüzeysel, ayartıcı popüler kültür: küreselleşme Amerikan kültür saldırısı hakikat fikrini yok ediyor “her şey mübah” sözü, şeytanı, iyi ve kötü’yü eşitliyor sahte deist, pagan bir kültür bu.

*pagan kültür, şimşek hızıyla yayılıyor dünyada.
modernlikle hesaplaşmadan, postmodern saldırıyla karşı karşıyayız SÖMÜRGECİ EĞİTİM, YABANCILAŞTIRICI KÜLTÜR VE YOZLAŞTIRICI MEDYA’NIN SALDIRISI ile karşı karşıyayız
sömürgeci, ezberci ve sığ eğitim sistemi yozlaştırıcı medya tarih bilincini silip süpürdü yabancılaştırıcı kültürü, sanat ve düşünce hayatımızı. yozlaştırdı işgaller yalnızca fiilen değil. zihnende gerçekleşiyor.Fiîlî işgal, görülebilir ve püskürtülebilir. zihnî kültürel / medyatik işgal zihnî işgalin boyutlarını tespit edebilmek zordur; zihnî işgalle mücadele edebilmek zordur.*zihnî işgalin boyutlarını görelim: ülkenin, eğitimi , kültürü, medya düşünce ve sanat hayatı işgal altında! çocuklarımızı el ele vererek katlediyorlar.
Gençliğin inancı İslâm’ı anlayamayacak kadar sığ, yüzeysel, Batı ise iflah olmaz bir aşağılık gençlik arasında deizm, ateizm ve nihilizm çığ gibi yayılıyor...Sömürgeci eğitim sistemi; yoz, sığ, celladına âşık kültür ve sanatta sömürgeleştirici faaliyetler, zihnen, ruhen ve kültürel olarak katlediliyor çocuklarımızı, gözlerimizin önünde...
Medeniyet bilinci ve tarih bilinci veremeyen, medeniyet bilincini, tarih bilincini, özgüveni yok eden, ezberci, sığ, sömürgeci eğitim ve değerlerimizi delik deşik paramparça eden yoz, medya rejimi; celladına âşık eden, özgüveni yok eden, ülkesine, tarihine, kültürüne, yabancılaşan genç kuşaklarımızı intiharın eşiğine fırlatıyor...

*Batılı sömürgeciler tarafından sömürgeleştirilemeyen, dışardan ele geçirilemeyen ülkemiz, celladına âşık tasmalı çekirgelerin eğitim, ve medyaya babalarının çiftliği gibi hükmetmelerinden, ötürü, zihnen sömürgeleştiriliyor.emperyalistlerin dışardan saldırılarla yapamadıklarını, içimizdeki celladına âşık “yerli” sömürgeciler yapıyor.Devlet, eğitim, düşünce, kültür, sanat ve medya hayatını yeniden yapılandırmalı.Yunus, Gazâlî, İbn Arabî, Sinan yetiştirecek bir medeniyet toplumu kucaklayabilecek bir eğitim, kültür, sanat ve medya rejiminin temellerini atmalı, vakit geç olmadan...
Cemaatler, hocalar özgüveni yüksek çaplı, öncü insan yetiştirmeye odaklanmalı ve kullandıkları dile dikkat etmeli, gençlerin sorularına cevap verecek çapta ve kalibrede bir dil geliştirmeli.

murataltug1985 03-29-2018 08:27

Kaynak yeni şafak.com yusuf kaplan yazıları
Türk askeri İslâmlaşıyor!” diye şikâyet eden celladına âşık tasmalı çekirgeler var bu ülkede!

*Bütün Türkiye biliyor Afrin’e savaşmaya giden askerle muhabir arasında geçen o anlamlı diyaloğu...Muhabir, Mehmetçiğe soruyor:
Nereye Mehmetçik: “Kızıl Elma”.
Muhabir: Ailene mesaj gönder...
Mehmetçik: “Beklemesinler!”
Muhabir: Türkiye’ye mesaj ver...
Mehmetçik: “Vatan bölünmez!”
bu asker, tam bir “Mehmetçik”:*farkında olan, ölüme düğüne gider gibi koşarcasına giden İslâm askeri, İslâm’ın, yürek ülkesinin askeri. Anadolu çocuğu, masum ama asil çocuğu Anadolu’nun...
İKİ CEPHEDE*MÜCADELE EDİYORUZ...*Kendinden geçen, bu dünyada ülkesini, ülküsünü, Kızıl Elma’sını, tanıyan, adalet, barış ve kardeşlik ve hakikat için hayatını feda etmekten çekinmeyen gönlübol, fedakâr, cefakâr ve vefakâr askerlerimizle*övüneceğimize, gurur duyacağımıza, aşağılamaya, “Türk ordusu İslâmlaşıyor” diyerek Türkiye’yi emperyalist Batılılara şikâyet etmeye kalkışan celladına âşık tasmalı çekirgeler var bu ülkede İki Türkiye’yi parçalamaya ant içmiş, terör ve emperyalist kukla teröristlerle savaş veriyoruz.ülke içinde, ülkesiyle kavgalı, ülkenin ruhunu kurutmaya ant içmiş, zihnen Batılı şizofren, zihinleri prangalı, celladına âşık sömürge aydını tasmalı çekirgelerle savaş veriyoruz

*Ordusunun namaz kılmasından, tekbir getirmesinden rahatsız olanlar Türk askeri İslâmlaşıyor”*diyerek karalara bürünenler*ülkeyi emperyalistlere şikâyet*edecek kadar ülkenin insanına, düşmandır ruhunu yitirmiş,*metamorfoz edilmiş ülkeye, insanına, kültürüne yabancılaşmıştır ülke dışardan sömürgeleştirilemedi ama içerden zihnen sömürgeleştirildi. Türk askerinin, savaşda “tekbir getirerek toplu namaz kılıyor” diyerek İslâmlaşmasından şikayet eden ülkenin çocuğu olabilir mi? ülkeye hayrı dokunabilir mi?
Bu toplumun askeri, İslâm’ın sancaktarıdır değerlidir, önemlidir, kıymetlidir.
*Bu toplumun askeri,*bin yıldır, İslâm düşmanlarına karşı hakikatin, adaletin ve kardeşliğin yurdu, umudu ve ufkudur İslâm’ın bayraktarıdır müslümanlar, dua ediyor bu askere
Burkina Faso’dan Bosna’ya, Üsküp’ten Filistin’e, Arakan’a ve Moro’ya kadar dünyanın en ücra köşelerinde askerimize dualar ediliyor
askerden rahatsız olanlar ancak köle ruhlu, zihinleri prangalı türedi tiplerdir

murataltug1985 03-30-2018 07:00

Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
“KADINIM”

*aziz şehidlerimizle kahraman gazilerimizin anaları, eşleri, kızları, bacıları, olmak üzere bütün hazreti Havva nesillerinin “Dünya Kadınlar Günü”nü tebrik ediyoruz.Dünya Kadınlar Günü, 8 Mart’ta anılmakta. Ama ben her gün kutluyorum anacığım şöyle derdi Dost, beni bilsin isterse bir deste maydanozla bilsin…”Mühim olan hatırlanmaktır. hediye hatırlanma tarafıyla kıymetlidir.her hediye kıymetlidir En değerli hediye ise duadır.
Anaya, eşe, evlada, bacıya, kardeşe, yengeye, herkese verilecek en büyük, eskimeyen, kırılmayan, bozulmayan, zayi olmayan hediye duadır.
Dua, hem dua edene hem de dua edilene yazılır. Dua’nın cuma günü olması makbul, sevabı boldur.
*Hazreti Havva’dan son kadına kadar bütün kadınlardan Allah razı olsun. “Allah, razı olsun” duadır. dua, herkese söylenebilir İmamı Rabbani hazretleri Buyuruyorlar ki: “Allah razı olsun, demek; Allah, senden bu hâlinle razı olsun demek değildir. Allah, seni razı olacağı hâle getirsin” demektir.
Kadın, ailenin inşaat ustasıdır. kızlarımızın dinimiz ve örfümüzle ecdad yolunda yetişmeleri, sağlıklı ailenin teminatıdır. aile hücredir devlet ve milleti ayakta tutar devama ve bekaya sebeptir. boşanma afetdir. yangın, sel, zelzele ve yıkımdır Boşanmalar, cemiyetimizi afet ve terör gibi tehdit etmektedir.

*Kadına gösterilebilecek hürmeti göz bebeğimiz cennet kokusu Peygamberimiz aleyhi’s salatü ve’s selam buyurmuşlardır. Kıyamet kopuncaya kadar Cennet, anaların ayağının altındadır” bu mümtaz sözü aşacak bir cümle yoktur. Öksüz ve yetim en üstün Peygamber, müjdeyi haber vermekteler:
-Cennete kavuşmak, anaların rızasını kazanmaya bağlıdır; o rızayı kazananlar cennete girerler.
Kadın; anadır ana gönüllülerdir.Havva validemiz, Sare Asiye Meryem ve Âmine Hatun, Hasan ve Hüseyin efendilerimizin anneleri hanım evliyadan Rabia’tül Adeviyye ilk hatırladıklarımızdır... kızlarımız, için ibrettirler kimi seversen ona benzersin*kadın denince cihangirler doğuran Valide Sultanlar, Fatih’in ana dediği Uzun Hasan’ın annesi Sare Hatun, İstiklal Harbi’nin dişi arslanları Nene Hatunlar, Menderes’in asalet zevcesi Berin Hanım, 15 Temmuz’un korkusuz kadınları, Fırat Kalkanı ve Afrin’de ki şehid anaları “kâfiri sevindirmemek için” tek damla gözyaşı dökmeyip sarp dağlar gibi vakur duran kartal bakışlı yiğit analar. Allah, hepsinden razı olsun.Dua ile hatırlanması gereken Sultan Abdülhamid’in “Kadınım” diye hitap ettiği Müşfika Kadın Efendi. Ve Hanedan’ın çileli sürgün yıllarında yürek paralayıcı acı ve gaddar hikâyelerinin mağduresi kadınlar…Düzgün hayatın iki yolu şunlardır:Sıratı müstakim üzre olmak.Çocukları helal sütle emzirmek.her kadın anadır ve ana gönüllüdür, merhamet şefkat sağanağıdır. irfan iklimimizde kadın pazarlama eşyası podyum, oyuncağı değil; yüksek varlıktır. Ak süt sahipleridir. kadın, bizde senede bir gün değil her zaman kıymetlidir.Kadın; anadır; çocuğun şahsiyet ve dirayet mimarıdır.
Eller, kadına ancak dua için kalkar.
Öbür türlüsü,Allah’ı da Peygamberi de incitir…

murataltug1985 03-30-2018 07:01

Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları

*Kadına dair tartışmalar Avrupa’ya aittir. İslamiyet, kız çocuk sahibi olmayı utanç sayan bir cemiyette doğmuştu. Cehaletin üzerine nur saçmasıyla kadın, layık olduğu değeri buldu. Kur’ân-ı kerim, hadis-i şerifler, Veda Hutbesi, dinimizin kadına verdiği yer ve önemle doludur. İslam kadını eş, kardeş ve ana olarak aziz kıldığı zamanda, Avrupa kadının insan olup olmadığını tartışıyordu.İslam coğrafyasında tıp, zirveyi bulmuşken Batı'da cin çıksın diye hastaya eziyetler yapılıyordu
cihangirlik asırlarında cemiyetimizin kadın meselesi yoktur. 15 asır evvel hallolmuştu
*Allah’a kul aleyhisselama ümmet olan nesiller devam etmişdir. Aksine davrananlar, günah işlemişlerdir. Günahkâr, her devirde ve her mevzuda vardır. Kitap, Kur’ânı kerimdir. Sünnet, Peygamberimizin, buyurdukları, yaptıkları ve engel olmadıklarıdır.İslam Peygamberi insin ve cinnin
insanların cinlerin Peygamberi aleyhisselamın buyurduklarını Hadis-i Şeriftir. Şerifler, binbir elekten geçirilerek Buhari ve Müslim külliyatta toplanmıştır.Hadis-i şeriflerle tefsirlerinden beslenen kıyaslama yoluyla yapılana “Kıyas-ı fukaha” denir. Tefsir, kelam-ı ilahiden murad-ı ilahiyi anlama çalışmasıdır. Müctehidlerin kıyasına ictihad denir. Mezhepler, ictihadlarla kurulmuştur. “İctihad kapısı” mecazidir. İctihad yapabilme yetkinliğini, ehliyetini kasdeder.

*İctihad kapısı kapanmamış; ümmet, müctehid çıkartamamıştır.İcma-ı ümmet Müslümanların, kitapta, sünnette, ictihadda karşılığı olmayan bir mevzuda söz ve görüş birliği etmeleridir.
Örf, gelenek ve görenektir. Teamüldür. Şeriate aykırı olmayan örf ve âdetleri tatbik etmek mubahtır. Mecelle’nin örf ile tayin, nass ile tayin gibidir” kaidesini koymuş “Âdet muhakkemdir” der. Yani bir ihtilafta şer’i deliller yoksa bir âdet varsa hâkim, o âdeti bir kanun maddesi gibi tatbik eder. Bu yargı için kolaylıktır.kıyamet kopuncaya kadar Kur’ân ve sünnet hükümleri değiştirilemez ebedi doğrulardır. Kıyas-ı fukaha için mezheb imamlarımız da emsalsiz hakiki âlimler olması gerekir. Bugün onların ictihadlarına yetişecek biri yoktur. *Unvan sahibi olmak, insana ilmî*kifayet kazandırmaz. Mecelle, içtihad ile içtihad nakz olunmaz" hükmünü koymuştur. Nakz, çürütme demektir. İcma mevzuunda toplum islama ve ilme uzak düşmüştür ki İslami hukukta değişiklik olmaz örfi, hukukta değişiklik olabilir. Mecelle Şöyle der: “Ezmanın tegayyürü ile ahkamın tegayyürü inkâr olunamaz.”*Zamanın değişmesiyle örfi hükümler de değişir, demektir.dini istismar edenler Bozuk tarikat ve cemaatler Kendine din adamı diyerek bozuk fetvalar vermektedir bu hâle gelinmesinin ilmî, ve tarihî* sebepleri vardır. Tanzimat’tan itibaren Cumhuriyet döneminde garplılaşma, adına her şey İslamiyet ve Müslümanlar aleyhine işlemiştir.

*Padişahın hal fetvasını şeyhülislam vermiş, hilafetin kaldırılmasını şeyh teklif etmiş, millet yazısını, medresesini, hukukunu, ezanını, Kur’ân öğrenme hakkını, bin yıllık, 15 asırlık birikimini kaybetmiş, Batı'nın vesayetine teslim edilmiştir. İlk ilahiyat fakültesi ve imam hatip lisesi açılması Müslümanları kontrol etmek, ve dini reform içindi. başörtüsü dramı ilk defa 1967’de Ankara İlahiyat Fakültesinin kapısında yaşandı.İslamiyeti bozamadılar. Onun sahibi Allahü tealadır. Bu din, tüm hükümleriyle kıyamete kadar yaşayacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İslamın 14-15 asır önceki hükümleri uygulanamaz” sözleri, kızgınlıkla telaffuz edilen maksadını aşan cümlelerdir.
*Bu millet, ehl-i sünnet yolunda olmak, İmam-ı Azam Gazali, Abdülkadir-i Geylani, İmam-ı Rabbani gibi gökteki yıldızlar kadar çok ve gökteki yıldızlar gibi yüksek olan âlim ve evliyaya tabi olarak ilimde, san’atta, irfanda, fazilette, cesarette cihangir olmuştur.Milletimizin yeniden cihangir olması, Kızılelma ve, İlayı Kelimetullah bayrağını dalgalandırabilmesi için hak mezheplerden taviz vermemek, selefilik, mezhepsizlik tehlikelerine dikkat etmek, Efgani, Abduh, gibilerin peşinde gitmenin yıkım olacağını fark etmesiyle mümkündür.Devlete düşen, 15 asırlık birikimi bugünkü ve yarınki nesillere kazandırmaktır.
Biz, kuluz; insanlara karşı hatamız olduğunda özür diler, günahımız olduğunda tövbe ederiz.
İslamın hükümleri ebedidir, kalbleri onaracaktır.
kayıp,*yıkımımız olur.Bu millete*hiçbir hain, hiçbir dalkavuk*ve*hiçbir hata*girmesin.yakalanmış günler, son fırsattır. iki asır bekleme zorunda kalmamalıyız.fırsat harcanırsa Kader, bize bir kere daha gülmeyebilir.

murataltug1985 03-30-2018 07:01

Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
KURTLAR CEMİYETİ

*Cemiyet-i Akvam Milletler Cemiyeti, I. Dünya Harbi’nden sonra 25 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda 10 Ocak 1920’de kuruldu. Merkezi Cenevre’ydi. faal devletleri ABD ve Fransa’ydı. Fransızca, İngilizce , İspanyolca resmî diliydi. sulh için kurulmuştu. II. Dünya Harbi’nin çıkmasına mâni olamadı. Üye sayısı, o bugünkünün beşte biri kadardı Musul meselesinde aleyhte tavır sebebiyle üye olmadık. dünya için kayda değer bir hizmet yapmadı 1947’de dağıldı
24 Ekim 1945’te BM II. Dünya Harbi’nin galibi devletlerin güdümüyle kuruldu. *2.dünya savaşının galip devletleri, BMGK yı vesayet altına aldılar. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin daimi üyedir. Üyenin vetosu ile kararın hükmü kalmaz. Resmî dil sArapça, Çince ve Rusçayla 6’ya yükselmiştir Merkezi, tarafsız bir ülkede değil New York’tadır. BM’nin iki organı önemlidir. Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi. Güvenlik Konseyi patronlar kulübüdür Cemiyeti Akvam, I. Dünya Harbi’nin galipleri tarafından kurulmuştur. maksat, sömürü ve silahlı işgaldir Sömürgeciler, Cemiyeti Akvamı bir kullanmış hedeflerine BM ile kavuşmuşlardır

*1.dünya savaşından önce Diplomatik savaş ve silahlı işgal yaşanacaktı. İsrail’in var olmasında, devamında ve büyümesinde BM destek oldu. BMGK’nin adaletsiz yapısı olmasaydı İsrail, işgaller yapamaz, 1967 Arap-İsrail Savaşında Filistin’i yutamazdı.BM’nin kurulmasından sonra 3 gelişme yaşandı 1948’de İsrail 1950’de NATO’, 1951’de AB kuruldu BM, konsey daimi üyelerinin NATO ise Amerika’nın yedek ordusudur Cemiyeti Akvam da süper güç yoktur. Osmanlı, Rus, Avusturya-Macaristan ve büyük devletlerinin yıkılmasıyla
Birleşik Krallık tek kalmış 1920’lerde güç, Londra’dan Washington’a kaymıştır. II. Dünya Harbi’nde iki süper güç vardır bunlar iki koçbaşı ABD ve SSCB’dir. Bu dönemin adı Soğuk Savaş’tır. Bu dönem, SSCB’nin 1989’da dağılmasıyla apansız bitti. *Dünya sscb nin yıkılmasıyla süper güç oldu ve dünya kargaşa dönemine girdi. ABD, süper güç olamadı 2003’teki Irak işgaliyle Rusya’ya süper güç tacı giydirdi. Bugünkü süper güç sayısı muğlaktır.
Rusya ve süper güçler terör örgütlerine devletlerbişgal ve sömürü ihaleleri veriyor
BM bunların seyircisi GK müsebbibidir. BM ile dünya adalet ve huzura kavuşamaz, zulüm ve gözyaşı bitmez.BM, daha iyisi inşa edilemediği için devam ediyor. Daha iyisinin kurulması dünya savaşına bağlıdır. Yeni bir BM, vekil güçler yüzünden mi, siber savaşlar sonunda mı kurulur kestirmek zor.BM, ömrünü tamamlamıştır.
SSCB gibi apansız çöküverir.

murataltug1985 03-30-2018 07:01

Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
MANEVİ BOZGUN TEHLİKESİ!

*II. Cihan Harbi’nden sonra 1945’te BM, 1948’de İsrail, 1949’da Avrupa Konseyi, 1951’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kuruldu. 1957’de
Avrupa Ekonomik Topluluğu, 1992’de Avrupa Birliği adını aldı.İkinci Dünya Harbinden sonra 1945-1990 arasında yeni devletler batıya karşı, kurulurken İsrail, BM, Amerika, İngiltere ve malum devletler tarafından kurduruldu ve korundu.Siyon kavmiyetçiliği, Yahudi sermayesi ve Haçlı desteği olmasa İsrail kurulamaz ve himaye edilip haritayı işgal edemezdi. *Irak İşgali, Suriye İşgali, Kuzey Suriye’de laik Sosyalist Kürt Federasyonu kurma teşebbüslerindeki niyet ve gaye İsrail’i Nil-Fırat arasındaki güya vaad edilmiş topraklara yerleştirmekti Batıyı bilip hilelerine vâkıf olmak gerekir. tarihin öğrenilmesi şarttır. 12 Eylül 1683 Avrupa’nın kapısı Viyana’yı yoklayıp kaybettiğimiz acı gündür. Tarih ve talih bize küstü. 15 Temmuz 2016 ise şerden hayr zuhuruyla tarih ve talihin bize güldüğü dirilişin yaşandığı gündür.31 Mart 1909’da Abdülhamid’e darbe yapılıp Devlet-i Ebed Müddet’in Selanik’teki bir Yahudi konağına sürgün edildiği tarihtir bu tarihlerden bugüne millet, ümmet kanlı gözyaşları dökerek gelmiştir. Kan kusup, “kızılcık şerbeti içmiştir.

*millet, yaşanan günleri kaybetme endişesindedir.
millet olarak Ehl-i sünneti ümmeti Kitap, ve Sünneti, Ümmet hassasiyetini gözümüz ve kalbimiz gibi korumalıyız. Aksi, mezhepsizleşmek, dinsizleşmek, Şialaşmak, Vehhabileşmektir
Hadis-i şerif i Kütüb-i Sitte’yi baş tacı etmeliyiz. mezheblerimizden şaşmamalıyız. Sırat-ı müstakim de ancak böylece kalabiliriz. Alparslan, Fatih, Kanuni, Abdülhamid ve yüzlerce İslam hükümdarının sırrı budur. Onlar, ilim-akıl-gönül dengesini kurmuşlardır ümmetin 15 asırdır ameline esas kabul ettiği kaynaklar kifayetsiz devlet memurlarının cahil din bezirgânlarının insafına kalırsa manevi*bozgun yaşanır.
Manevi bozgun olunca bina yıkılır.
*Millî*ve yerli silahlarımız vatandaşı ve vatanı koruduğu gibi Ehl-i sünnet de milleti ve ümmeti korumaktadır. Aksini yaşayan nice devlet, tarih olmuştur. 15 Temmuz işgalini önlememizdeki sebep budur. şehadete koşan gencin kalbini İlmihaller, evliya menkıbeleri beslemiştir
Kılı kırk yarma günüdür.mason ve siyon oyununa gelinmesin.din reformcularının arkasında İngiliz, siyon ve masonlar vardır 15 Temmuz'u devreye sokmak istiyor olabilirler. Geceleri uykusuz geçirecek zamandır. Kumpasa; tezgâha ve dalkavuklara dikkat! Su*uyur, düşman uyumaz. İslamın iç ve dış düşmanları vardır.çok uyanık olmalı.Yaşamak için mecburuz...

murataltug1985 03-30-2018 07:02

Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
TASHİH İÇİN FIRSAT

*İslamda Kur’ân İslamı” ve İslamcı” sözü yoktur dinde reform yapma peşindekiler İslam’ın 4 temel rüknü Kitap, Sünnet İcma-ı ümmet ve Kıyas-ı kaldırıp yalnızca Kur’ân-ı kerîm’i kabul ediyorlar
mukaddes kitabımızın zamanın gerisinde kaldığı iddiasındalar bazıları da Kitabı ve Sünneti kabul etmekte Kütüb-i Sitte ve hadis külliyatını inkar etmekte Onlar hadis asılsızdır. Buhari Müslim Haccac gibi hadis âlimlerine su-i zan ve iftira etmekteler hadis külliyatlarını gözden düşürmeye tevessül etmekteler. **hadis-i şerifler, 15 asırdır hayatlara yön vermektedir. Mevzubahis *kimseler için icma-ı ümmet ve kıyas-ın değeri yoktur. tasavvuf, evliya ve* mürşidi kabul etmezler. Onlara göre mezhebler lüzumsuzdur. “Asr-ı saadette, mezheb mi vardı?” derler. Kur’ân-ı kerimi oku, ne anlıyorsan o dur derler meal Kur’ânı kerim değildir, kaleme alanın görüşüne göre açıklamasıdır. reformcu ve selefiler için müfessirlerin önemi yoktur. Herkes kitabımıza anladığı gibi amel edebilir. Oysaki hukukta bile hâkimler, savcılar, avukatlar dilediği gibi yorumlayıp yapamazlar. Anayasa vardır,* kanun vardır, içtihatları ve okul vardır 20 sene kıdemi olan bir hâkimin bile kararı bozulabilmektedir. kanun böyle iken Allahü teâlânın kitabı aleyhisselamın sözleribhadis külliyatları nasıl olur da bakkal defteri muamelesi görür?

*hiçbir kişinin veya hey’etin ilahiyatçı akademisyenin Kur’ân-ı kerimi masanın bir tarafına hadis kitabını diğer tarafına koyup “bu hadis değil bu hadistir” gibi bir hüküm vermeye *ilmî salahiyeti yoktur. *İyi niyetle çalışan diyanet ve ilahiyat mensuplarına elbette bir şey denemez. Ancak haddini bilmek gibi irfan yoktur. Kaç ilahiyatçı, kaç diyanet* mensubu, İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Gazali, Akşemseddin, *Rabbani, Yesevi, gibi hukukçu, âlim ve evliyayla kıyas edilebilir. Buna rağmen geçmişte“İmam-ı Azam da kim, ilkokul mezunu bile değil” diyenler çıkabilmiştir
*bozuk masonlarla ingilizlerle Efgani, *Abduh ve Reşit Rıza gibilerle Tanzimat’tan sonra bize nüfuz etmeye çalıştı. Akif dâhil onlara kapılanlar oldu. Abdülhamid Han çarptılar. Büyük Sultan, onlara geçit vermedi en ücra köylere katır sırtında Ehl-i sünnet âlimlerinin asırlardır okunup amel edilen kıymetli **kitaplarını sandık sandık gönderdi.
Cumhuriyetten sonraysa dinde reform Batı’ya benzemek adına yapılıyordu. Türkçe ezan, Türkçe namaz, camilere sıra konma ve mihraba piyano medrese, dergâhların vs. *Tek Parti, dinî yıkamayınca ilahiyat ve imam hatipler açmış, dini içeriden kuşatırken halkın hoşuna giderek rey alıp iktidarını da korumak istemiştir.

*Diyanet, iktidar, muhalefet, medya veya başka bir yerden dine saldırılar olduğunda cesurca hakikati haykıramamıştır. 28 Şubat’ta Diyanet yoktu. Diyanet cuma günleri kürsülerde trafik haftası kutlamaktaydı. İlahiyatçılar bir şey yapmadılar. 28 Şubat ihanetinde ekranlarda Peygamberlik ilân edecek olan ilahiyatçılar için ilahiyatçı ve ilahiyat fakültesi ne de diyanet tek kelime etmedi işlem yapmadı. “Tesettür füruattır” diyen FETÖ’ye*sen yalan söylüyor, farzı inkâr ediyorsun!” demediler. *
İlahiyat fakülteleri din ilmiyle değil, dinî ilimlerle laik eğitim yapmaktadır. Yorumlar, felsefidir Kitaplarda netlik değil, kafa karıştırıcı iktibaslar vardır. dinde nakil esastır. Diyanet YÖK kadar özerk değildir. Devlet kurumudur. Siyasi otorite vr İktidar değişince* ters düşmemeye çalışmaktadır.
*Cumhurbaşkanı Erdoğan, dile getirince YÖK, TEOG imtihanının zararlı olduğunu fark etti. *Diyanet de Cumhurbaşkanı konuşunca sayfa sayfa konuşmaktadır.ilmî ve tarafsızlığıyla Diyanet, millet için ortak değer olmalıdır. Din kalpazanlarıyla mücadele etmeliyiz.Kaba softa ve yobazlara karşıyız.Teknoloji ve şehirleşme yeni sualleri getirecektir. doğru cevaplar, fetvalar verilmesi gerekir. Din üzerinden tehlikeli bir fitne çıkmıştır.
yangın, alev almadan sönmelidir.Konuştukça girdap derinleşmektedir. Cumhurbaşkanı itibar ve sevgisini kaybetmemelidir. birlik kolay kurulmadı. bozgun yaşanırsa zor kurulur. mayınlara, tuzaklara, ajanlara, abdestsiz, namazsız madrabaz müçtehitlere, din yorumcularına, dine dost görünen yıkıcılara *dikkat etmelidir. *Dinimizin esası nakildir. İslam âlim, ârif ve evliyasını yok saymak güneşi inkâr etmektir Üç aylarda maksadı aşan, hayal kırıklıklarına yol açan konuşmaları tashih edecek bir güzel konuşmayla bu sayfa kapatılmalıdır.*Türk milletini de İslâm ümmetini de ayakta tutan mezhepleri, dergâhları yıkmak isteyenlere fırsat verilmemelidir. İlmini ve ahlâkını kaybeden cemiyet, içten içe çürüyerek bir gün çöker. Bu sebeple ne kadar korkulsa yeridir.

****

murataltug1985 03-30-2018 07:02

Kaynak türkiyegazetesi.com.tr rahim er yazıları
18 MART ÇANAKKALE, 18 MART AFRİN,

*18 Mart 1915 Deniz Zaferimizin üzerinden 103 yıl geçti.ama Çanakkale, dilimizden hiç düşmedi; muhabbeti kalbimizde büyüdü. Canlarını verip Çanakkale’yi şehitlerimizle, gazilerimize gani gani rahmetler diliyoruz. Kabirleri cennet, dereceleri yüksek olsun. Mevla’mız bizleri, onlara lâyık eylesin.Tarihin hiçbir döneminde bu denli kayıp vermedik. Sarıkamış’ta 22 Aralık Ocak 1915 günlerinde 90 bin şehid, Çanakkale’de 18 Mart 1915 günlerinde 253 bin şehid. Verdik Gazilerin sayıları en az yarısı kadardır. *Kanal Yemen , Filistin Suriye Galiçya Cephesi ve tüm Harb-i Umumide, Büyük Harbde Kayıplarımız şehid ve gazilerle milyonu buldu Hepsi genç, hepsi fidan gibi civanlar. Harp türküleri onları anlatır. o kahramanlık ağıtları, Mehmetçiği ve duygu sağanakları altında en iyi anlatandır. Hey on beşli on beşli, Yemen Türküsü, Yüzbaşılar Yüzbaşılar, Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı ve diğerleri.
Çanakkale’de ölen her 10 askerimizden biri yedek subaydır. Galatasaray, İzmir, Konya Sultanileriyle Erzincan Askerî Mektebi o sene mezun veremezler. Talebe cepheye gitmiş 33 yılda binbir emekle yetiştirilen gençlik, harcanıp tükenmiştir. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi ile ordu terhis edilir Acı, ağır ve hazin bir karar
acaba terhis edilecek kaç asker kalmıştı?”

*Tarih, yaşanmış vakalardır Kızarak veya taraf tutarak tarih değiştirilemez. Çanakkale saklandı. Bugün daha yeni öğreniliyor Abdülhamid Han’ın büyük bir ileri görüşlülükle 1915’ten seneler evvel yaptırdığı Hamidiye Tabyaları, Çanakkale Boğazı’nın savunulmasında birinci derecede etkili olmuştur. Genelkurmay, Çanakkale fotoğraflarını ilk defa paylaştı. Genelkurmay arşivlerinin açılması lâzım. Çanakkale öğrenilmeli. 57. Alay, niçin her ferdine kadar şehid olmuştur? Burada nasıl bir kusur var bilinmeli. Harbiye Nazırı Başkumandan Enver Paşa iken ve Çanakkalede imzası varken, Cevad Çobanlı ve Türk Paşalar birinci dereceden sorumluyken harpte miralay yarbay rütbesindeki 57. Alay Kumandanı Mustafa Kemal, neden harbin muzaffer kumandanı olarak takdim edilmiştir
*Çanakkale neden bir kişiye mal edildi komuta cephemizdeki Sanders, ve Fritz paşalar kimdir
Çanakkale, Payitaht için isteniyordu. İngiliz, nasıl oldu da hiçbir engel yaşamadan 13 Kasım 1918’de çapulcularıyla İstanbul’u işgal etti hangi vaadlerlerle tek kurşun atmadan 6 Ekim 1923’te Payitahtı tahliye etti.Tarafsız, vicdanlı kaleme mahcup etmeyecek eserlere ihtiyaç var.
Bir asır arkada kalmış ama gerçekler meçhul.
doğrular çıkıp geliyor.18 Mart 2018 Sabahı Hür Suriye Ordusu ve Mehmetçik sabah namazını kıldılar. Nusret için Allahü teâlâya el açtılar. 08.30’da Afrin’e girdiler. zaferin kazanılması için devlet adamı, asker, ter döken herkesi ve dua eden milletimizi ve ümmetimizi tebrik ediyoruz.

*Mehmetçik, Fırat Kalkanı’ndan sonra de Afrin’de destan yazdı. işgalden kurtardı Afrin Çanakkalede Sarıkamışta, bizim topraklarımızdı. bu topraklardan da aziz şehid ve gazilerimiz, Allahuekber Dağlarındaki Çanakkale’deki şehidlerimiz yatmaktalar. O gün vatan 5 milyon km2 idi. Afrin Zaferimiz mübarek olsun; Rabbim, devamını nasib buyursun. Şehidlerimize rahmet, arkada kalanlara sabır, gazilerimize şifalar diliyoruz. Tek sivil ölmeden büyük zaferin kazanılması iftihardır 100 sene önceki gibi 7 düvelle mücadele verdik. Bu zafer o günkü kayıpların hesaplamasıdır. doğrudan karşımıza çıkamayarak satın aldıkları örgütleri sahaya sürdüler, Mehmetçik ezip geçti. *Afrin Zaferi’nin 18 Mart’a denk gelmesi kaderin tebessüm ettiren hoş bir yazısı oldu.Şimdi sıra Menbiç’te Sonra kuzeye doğru Kandil’e kadar yolumuz var…Bu bir beka dâvâsı ve İstiklâl mücadelesidir. 40 yıldan beri mücadele veriliyordu. hain FETÖ siyasete, devlete, orduya, sızıp yerleştiği için muvaffakiyet elde edilemiyordu. Şüphesiz ki onlar, silah ve uyuşturucu kaçakçıları bölücü, örgütlerle ortak çalışıyordu millî ittifak kurulmuşken hız kesmeden aynen devam 18 Mart 2018’de bir zafer de MHP kazandı.Türk milleti, 18 Mart 2018’de Devlet Bahçeliyle bir zafere imza attı. Siyasi Cephe’deki zaferle 2023 inşa edilecek Cumhur İttifakı, kuvvetlenecek

*Devlet Bahçeli, devletin ihanete maruz kaldığı senelerde vatanseverlikten zerre taviz vermedi tarihî hizmetler yaparken, MHP’yi gasp ve talandan kurtardı.Hizmetlerini istikbal, altın madalyayla ödüllendirecektir. ebedî âlemde mükâfaatını görecektir. din, devlet, millet aşkıyla dolu Sn. Bahçeli’yi, sâdık dâvâ arkadaşlarını, MHP camiasını ve kalbi toprakları için atan şehidler torunu yiğit ülkücüleri cân-u gönülden tebrik ediyoruz. Muvaffakiyetiniz daim, yolunuz açık olsun.şükürler olsun ki mübarek üç aylarda her cephede diriliş yaşamaktayız.Bu bir tarih dönemecidir.Bir ihsan-ı ilâhidir.imtihandır.
bozuk din anlayışlarına mânevî tökezlenme tehlikesine dikkat etmeliyiz Her zaferin sahibi Allah’tır, her zaferin sebebi, Şanlı Peygamber aleyhisselamdır…

murataltug1985 03-31-2018 12:03

Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
Bir GÜZEL mektup

*Hasan Celal Güzel in fikirleri, Abdülhakim Arvasi deryasından kalemine nur çekmiş bir üslubun eseridir:Doğumunun 171. Sene-i devriyesinde İslâm Halifesi, Türk Hakanı, Osmanlı Padişahı cennetmekân Abdülhamid Hân'ı daimî muhabbet ve hurmetlerimle yâd ediyorum. O, Cenab-ı Hakk'ın sevgili bir kulu, bir evliyaullah ve kutb'üz zaman Tarihimizde Hulefa-yı Râşidîn haricinde O'nun kadar büyük İslam Halifesi yoktur. Türk Hakanlarının en büyüğüdür. Tarihçiler, O'nun Osman Gazi, Fatih, Yavuz ve Kanuni kadar büyük olduğunu kabul ederler. *Abdülhamit hanın Hükümdarlığı değerlendirilince en büyük Osmanlı Padişahı olduğunu bilmek lazım. İmparatorluk 1923 te değil, O'nun tahttan indirildiği 1909 da yıkılmıştır. Devlet-i Aliyye'nin yüz ölçümü 5 milyon km2'nin üzerindedir. Ulu Hakan Abdülhamid Han, Kanuni kadar hüküm sürseydi bugünkü mevcudun en az üç misli büyüklüğünde muazzam bir devlete sahip olabilirdik. Ne yazık ki O'nun ve Osmanlı'nın kıymetini çok geç anladık. şanlı ecdadımıza layık oldukları şekilde sahip çıkabilmiş değiliz.
Abdülhamid Han'ın asil, necip ve kıymetli torunlarına en derin hurmetlerimi arz ediyor mübarek Hakan'ın ve Hanedan'ın bir muhibbi ve hâdimi olarak kabul buyurmanızı istirham ediyorum. *Abdülhamid Han kuddise sirruh Hazretlerine Allah'tan -celle celalüh- rahmet diliyorum."şayet merhum Özal, başkan tercihini Celal Güzel'den yana yapsaydı, bugün farklı bir Türkiye'de olabilirdik" Abdülhamid Han, sürgüne gönderildiği Selanik'teki Alatini Köşkü'nün bahçesinden adımını attığı anda akşam ezanı başlar. Ulu Hakan, o vaziyette durur ve tevekkülünü terennüm eder Azîz Allah!..

murataltug1985 03-31-2018 12:04

Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
İBB’YE TEKLİF

İstanbul Büyükşehir Başkanlığının metro çalışmalarını takdirle karşılıyor ve memnun oluyoruz. Haliç’in Avrupa Yakasında metro yapılmasına memnun olduk. Bu imkânsızı zorlayarak hizmet üretmektir.Ancak Haliç’ten geçerken hizmet yara almıştı. Sultan Selim Camii ile Selim Han ve Abdülmecid Han türbelerinin hemen altındaki yere metro durağı yapılıyordu İBB Fener Metro Durağı hizmete geçiyor” diye ilan asmıştı. isim seçimi isabetsiz.Fener, Fatih’in tarihî semtidir. Patrikhaneyi çağrıştırır. Patrikhane bu ülkenin kurumudur Ancak başka türlü memnun edilmesi mümkündür Fatihte halk oylaması yapılsa herkes metro durağına Yavuz Selim yahut Selimiye veya Abdülmecid Han veya Mecidiye isminin verilmesini seçecektir. Yavuz Selim ismi kazanacaktır Zaten mahalle bu ismi taşımaktadır. Fener için verilen reyler, dikkate bile alınmayacak kadar düşüktür Haliç Metrosu hayrlı olsun.
Fakat isim seçmekteki özensizliği kabul edemiyoruz.

murataltug1985 03-31-2018 12:04

Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
KİM HAKLI?

*İstanbul’da bir taksici rahatsızlığı yaşanıyor. kızgın taksiciler UBER’in korsan olduğu iddiasıyla şirket arabalarının yolunu kesip şoförlerini tartaklıyor, yolcu gibi UBER taksi çağırarak aynısını yapıyor
şirkete dava açmışlar. Ticaret serbest rekabettir UBER, kredi kartıyla çalışıp, fatura kestiğine göre nasıl korsan olur? Şehirleri dağbaşı sanıp yol kesmek de ne demek vatandaşlar, tepki verdi. 10 günde IOS ve Android’den indirilen UBER hesabı 5 kat arttı Plaka fiyatları düştü. Taksici esnafı, düşünebilse plakanın ucuzlaması bir fırsattır. yıllardır plaka suistimali yaşanmaktadır. *Bir şarkıcı 100 tane taksi plakası satın alıp yüksek rakamlarla taksicilere kiralamaktalar. Sürücüler, köle gibi 12 saat direksiyondalar. Makine olsa 12 saat çalışamaz. Plaka fiyatları inanılmaz meblağlardadır. hiçbir sürücü kullandığı taksinin sahibi değildir.taksi yolcusu saygısızlıklara maruz kalmaktadır. taksiye binmek imkânsızdır. Taksiden yolcu indirilmektedir Taksi sürücüsü, yabancıların ülkemize dair ilk izlenimleridir şoförler eğitimden geçirilmelidir.öfkeli taksiciler, şunu düşünmeliler:
Vatandaş, neden UBER’e rağbet etmekte? “Gönül isterdi ki ulaşım markasını dünyaya pazarlamış olaydık. taksiciden yaka silkmeyen yolcu yok gibidir.Yolcu, uçakta takside emniyet, dürüstlük ve insanca muamele bekler.İBB, Bitaksi ve UBER’e benzer bir teşebbüste bulundu ama anlaşılmadı.
İstanbulda taksi derdimiz vardır. Taşeron işçi meselesine çare bulunduğu gibi buna da çare bulunmalı. Taksi sürücülüğü hiçbir işe alınmayanların yaptığı bir meslek olmamalı. Bu durum, düzgün taksicileri rahatsız etmektedir.

murataltug1985 03-31-2018 12:04

Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
MAZLUMLARIN ÜMİDİ OLMAK!

*Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin Giresun Kongresinde bir mektub paylaştı. Mektup, Guta’daki bir hanımdan geliyordu“-Ne olursunuz Sayın Cumhurbaşkanım? Afrin’de attığınız adımları, Guta’da da atınız. dayanma gücümüz kalmadı. 250 bin kişilik Guta’da 20 bin kişiye düştük. Herkes, Guta’yı terk ediyor. akıbetimizin ne olacağı belli değil mektubu memleketimiz kalbden imzalamaktadır. O dilek, bu milletin dileğidir. ümmetin dileğidir. Mektup ümmete yazılmıştır.
kulakları sağır edecek bir imdat çığlığıdır.
Doğu Guta, Şam’ın ilçesidir. Rejim, Rus ve İran iş birliğiyle harabeye döndü. Halk, ekmek, yemek, ilaçtan mahrûm. Şehir enkaz. Nüfus katledildi
*Gutada çatışmasızlık ilân edilmesi, ve ateşkes kararı hiçbir fayda temin etmedi. Binlerce ölü ve yaralı var Guta Srebrenitsa’dır guta Esad’ın ikametgâhına 10 km mesafededir. ihmal edemeyiz!’’Şam’ın merkezinde utanç yaşanıyor. strateji ve diplomasiyle ele almamız gerekir. çığlığa sağır ve bigâne kalamayız Gutalılar vatandaşlarımızdır Diplomatik imkânlarla çözüm bulmalıyız ÖSO Guta’ya sızarak meşru müdafaa yapabilir bugün Osmanlılar gibi çaresiz mazlumlara, mağdurlara kurtuluş ümidi hâline geldik dün İspanyol barbarlığına karşı Endülüs Sultan II. Bayezıd Hân’dan yardım istemiş, Murat Reis onları tahliye için çırpınmışlardı. Endülüs’ten sadece Müslümanları Yahudileri de kurtardık. Onlara sessiz kalmadığımız gibi yardım isteyen gayrı Müslimlere harbi göze alıp yardım etmiştik

*Bugün mazluma el uzatan olmak şereftir. Allah’ın lütfudur. IMF nin küstahlığı unutulmadı. Kavuştuğumuz nimetleri kaybetmemek için
Millî silah sanayiîni, ekonomiyi büyütmeli, ana caddeden çıkılmamalıdır Bu millet, Satuk Buğra Han’dan beri aynı ana caddededir. Şia, Vehhabilik, Selefiliğe iltifat felakettir Mustafa İslamoğlu ve benzerlerinin rehberliği de felakettir kendisi “Diyanet kadın müftü atasın” diyor ve bunun izahının yapılması gerekir. Bin beş yüz yıldır hiçbir mezheb imamı, müctehid, âlim, evliya şeyhülislam yahut Sultan, kadın müftüyü düşünemez miydi? İtikadi bozukluğa yönelişin, Endülüs faciasında büyük payı vardır.Diyanette MEB, adliye de FETÖ’den boşalan yerlerin dinde reformcu, Vehhabi, Selefi, Şia kadrolarla doldurulması yıkım olur. Allah, öyle bir gün göstermesin
*Doğu Gutalılar bize mektup yazmaktalar.
Biz kime yazabiliriz Sultan Süleyman zamanında “gün gelecek ahali, 70 sent için küffara el açacak!” denseydi kimse inanmazdı. Fakat geçmişte bunu hep birlikte ve üzüntüyle yaşadık.Parmağımızı yılana aynı delikten ısırtmayalım!
****

murataltug1985 03-31-2018 12:05

Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
Dost, doğruyu söyleyendir!

İslâm âleminin iftihar ettiğimiz, yükselişine yıldırım düşmesin. İki asır sonra doğruluyoruz.mes’uliyyet mevkiinde olanların doğru yoldan, sapmaları felaket olur. geçmişten ders çıkarmalıdır.
Abdülhamid Han, Mehmed Han, Alparslan, Kılıçarslan, Eyyubi, Ahmed Yesevi, Yunus Emre gibi kıymetimiz neye nasıl inanıyorsa biz de bu yolda kalmaya devam etmeliyiz. O yol, bizi zirveye taşırdı Ondan uzaklaşmak ise bizi yere düşürdü
Kişiye göre, devre göre İslamiyet olmaz. Bu mezheblerin düşmanı tek partinin yaptığı dini çağa uydurma faaliyetlerinin ifadesidir.
Mehmet Akif, İstiklal Marşı adlı bir abide manzume yazmış, fakat Halife Abdülhamid’e hakaret hatasını işlemişti.

Sevgili Peygamberimiz -söyleyene değil, söze bakılır” buyurmaktalar. Doğruyu kim söylerse söylesin doğrudur. Hatayı kim yaparsa hatadır. Necip Fazıl mason Cemaleddin Efgani ile talebesi Abduh ve Reşid Rıza ve Seyyid Kutup gibi isimleri l çürütürken Mehmet Akif’i yermektedir
Anadolu’ya tasavvuf, Hazreti Türkistan Ahmed Yesevi ve Türkistan’dan geldiği gibi, itikaddaki imamımız Maturidi Türksitanlı olduğu gibi 19. Asrın din reformcuları Türkistan, Kafkaslar ve Lübnan ile Mısır’dan gelmedir. İngiliz, İslamiyet’i tahrip için köstebek gibi çalışmıştır. Efgani, Payitaht’a Sultan Abdülhamid zamanında sızmıştır. Şimdi ise birtakım kimseler, nakilsiz tefsir yazmakla övünmektedir

Regaib Gecesi’nin ne olduğunu bile bilmeyen , Prof. etiketliler roman yazmakla tefsir yazmayı karıştırmaktalar.Dinini doğrudan doğruya ve sadece Kur’ân’dan me’âlden, hadisten öğren” demek dinî ilimleri, İslamiyeti ve ulemayı hafife almaktır Mezhebleri miracı âlimleri tasavvufu reddeden kimseler, bu toprakların malı değildir. Komünizm, faşizm gibi yabancı ideolojilerdir. Amaçları haçdır. milleti ayakta tutan İslâmiyet’i içten çökertmekle vazifeli ahmak ajanlardır. laflarına kanmamalı.Tuzaklarına dikkat etmelidir.
Takiyye yalnızca FETÖ’ye mahsus değildir.

murataltug1985 03-31-2018 12:05

Kaynak*turkiyegazetesi.com.*Rahim Er yazıları
ADAM GİBİ ADAM!

*Büyük Birlik Partisini kuran, Alperenler Hareketi’ni başlatan merhum Yazıcıoğlu Nur içinde yatsın, mekânı cennet-i âlâ olsun. *25 Mart 2009’da Yerköy mitingine giderken helikopteri Göksun Keş* Dağı’na çarpmış, helikopterdeki 6 kişi ölmüştü.
Bu *bir kaza değil, faciadır; tertiplenmiş ihanettir. *Kahramanmaraş valisinin resmî açıklamaları farklılaşmıştı. Muhsin Başkan gibi şehid düşen İHA muhabiri İsmail Güneş’le alâkalı çelişen ifadeler oldu.dosya kapatıldı.dosya, 15 Temmuz işgalinden sonra açıldı. Bugün Yazıcıoğlu’na ve helikopterdeki herkese kasdeden FETÖ/PDY terör örgütüdür.
*Muhsin Yazıcıoğlu, birtakım malûmata sahipti ve Erdoğan’la paylaşmaya başlamıştı. *28 Şubat Darbesi ve*faili meçhulleri Terör örgütü, suikast ihanetini, engellemek için yapmıştı.*Bir kimse, yerli ve millî ise vatansızlarla milliyetsizlerin gözüne diken olur.16 Temmuz’da örgütün maskesi düştü, takiyyesi bozuldu, Hocaefendi tarikatı ve terör örgütü rezil ve rüsva oldu iplikleri pazara döküldü.
Yazıcıoğlu milletin gözünde bir kahramandır. dâvâ adamıdır. 12 Eylül 1980 darbesinin Mamak* zindanlarındaki zalim işkenceler alpereni vatanından soğutamamıştı. Dininin, vatanının, milletinin ve ülke değerlerinin sevdalısıydı.

*Yazıcıoğluna andık büyük bir rağbet vardı Bu rağbet, hem kadr-ü kıymet bilme ve hem de bir özürdür. vefatından sonra hürmet edilene, hayatta iken kıymet vermemek insanoğlunun kumaşıdır
geç de olsa kıymet bilmek, hiç kıymet bilmemekten yeğdir.yeter ki Allah, razı olsun; insanlar kıymet bilse ne olur, bilmese ne olur?” kazanan, kıymeti bilinen değil kadr-ü kıymet bilenlerdir.Aksi “vefasızlıktır Muhsin Yazıcıoğlu 1998 de Tiran’a *gitmişti Sırplar, Kosovayı kuşatmışdı. köylere yardıma giden Muhsin Başkan, Tiran’da helikopter kiraladı. Helikoptere 4 kişi bindi Hududa sıfır uçuyordu. bir mermi sıkılsa helikopter taş gibi yere düşerdi Ama Allah’ın koruduğuna kim ne yapabilir? köye geldi ve Kardeşlerimiz bayram ettiler.*Yazıcıoğlu, Kosova Kurtuluş Ordusuna maddî yardımda bulundu. Sırbistan’a karşı istiklâl mücadelesi veren teşkilatın lideri şehid edildi yazıcıoğlunun Ölmeden evvel yazdığı “Üşüyorum anne” şiiri, ölüm iklimine verilmiş bir haberdi. Ama o üşümedi. Çünkü şehidler ölüm acısı çekmezler.
Ne demişler?İyiler, iyi atlara binip gittiler…
Önden gidenlere selâm olsun Adam gibi adamlara rahmet olsun!

murataltug1985 04-04-2018 06:25

Bedri alıçlu anlatıyor

*O sabah Son derece normaldi Operasyon Emri almıştım. İmha edilmesi gereken bir mayın vardı.
15 kişiydik. itirafçı mayını gösterecekti. Askerlerimi kayaların arkasına gönderdim. Toprağı kazıdım, tırnaklarımla mayını El yapımı bir mayındı.*
Askerlerimi Ölmesin diye kayaların arkasına gönderdim.Ben ölebilirim” Ama ben ekibimin komutanıyım. Kimsenin hayatını tehlikeye atamam...*Mayın önümde duruyordu
El yapımıydı üç ana malzeme Patlayıcı, ateşleme düzeneği ve fünyeden oluşuyordu PKK, litrelik şişeyi ikiye böler, altlı üstlü kablo yerleştirip kabloları 6 pile iliştirir, pet şişedeki kabloları fünye denen ateşleme sistemine bağlar Patlayıcı Pet şişeye bastığınızda, kablo temas eder fünye ateş alır ve patlar. kol ve bacak kopartır*Patlayıcıya silahla ateş ettim, patlamadı Etkisizleştirdiğim pek çok mayın oldu. O gün çelik yelek ve eldiven yoktu Mayını etkisizleştirmek için fünyeyi çıkardım patlamaması lazımdı Ama vücut elektriğinden Fünye patladı...Hafızamda o bölüm yok... Mayın elimdeyken patlamış... Yüzüm darmadağın olmuş, gözler gitmiş... Suratım tanınmaz haldeymiş, kafatasımın sol tarafı yokmuş. Müthiş bir kan kaybı içinde ben konuşuyormuşum...25-30 kilometredeki insanlar dumanı görmüşler... hayatta kalışım Kader mayın... Ellerimi kopartıyor, bacaklarımı yaralıyor gözlerim gidiyor... Bu benim 12’nci ameliyatım kafatasımın sol tarafı suni kemik... 46 gündür yoğun bakımdayım

*olaydan sonra Gözlerim bağlıydı eşimi duydum. “Biz neredeyiz?” dedim. “Ankara’da, hastanede” dedi. “Hayrola?” dedim, “Mayın patladı” dedi.*
Düşünecek bir şey yok. Bu, bir emirdi. Ben de mayını çıkartmaya gittim.emri verene suçluk duygusu ve Sıkıntı yok... ben mayını çıkartmasam Kimse Niye çıkartmadın?” diyemezdi. mayını çıkartma sebebim şu: Ben basmam. Benim bölüğüm basmaz benden sonraki mayına basar, bacağı, kolu kopar. Onun yerine benimki koptu... (gülüyor) Güneydoğu sorunu çözülemez Çünkü bugünkü değil, çok eski mesele..Karşı taraf
Sizi ikna eder çok sıkı bir ideolojiden geçiyorlar. Türkiye’deki en yeni terörist, 99 katılımlıdır, 11 yıllıktır ömrü bu işlerle geçmiş. Acemi asker 4 ay eğitim alıyor, hiçbir şeyden haberi yok. Teröristler tecrübeli. Ve onların kaygısı yok askerimizin ise aile, ve geleceği var...*Bir anne oğlunu Güneydoğu’ya gönderirken korkar
Ama Güneydoğu’yu bizden kopartıyorlar Kürt devleti kuruluyor” diye düşünüp, çocuğunuzu doğuda askere gitmesini istemiyorsanız bu ihanettir...Güneydoğu’da herşeyi öğrenmek zorundasınız öğrenmezseniz ölümdür
çatışmada ya sağ kalırsın ya ölürsün. eğitim. Şart sıçrayamıyorsan, attığını vuramıyorsan, ölüm ihtimali yüksek. bölge insanını farklı Onlar da senin gibi...insan Kürt açılımı lazım.ve Türkiye’nin her tarafına Pervari Siirt, serin ve güzeldi... İnsan hayatı gelip geçiyor, kimseye bir şey kalmıyor Yüzbaşım ellerinizi ve gözlerinizi kaybettiniz” dedi
Nasip” dedim. “Gözleriniz de görmüyor” dedi. “Olabilir” dedim. yapacak bir şey yoktu Kabullendim

*Benim yaşım 34. Bu gözler çok gördü bir sürü çatışma, bir sürü sağ ve ölü insan, bir sürü acı ve gözyaşı... hayatı çok ciddiye almayacaksın, ne geliyorsa yaşayacak kabullenecek hırs yapmayacaksın...İnsanın gözlerini ve ellerini kaybetmesi İşlerimi görebilmek için el lazım, göz lazım. Artık bende ikisi de yok.- (Gülüyor.) Nasip...
mayınla uzman çavuşum uğraşıp da onun başına gelseydi yıkılırdım, altından kalkamazdım.
KAPORTAM DEĞİŞTİ AMA AYNI ADAMIM
Psikolojik destek...verelim” dediler, “Yok sağ olun” dedim...İyi ki evliyim, iyi ki eşim var” Eşim, en büyük desteğim. Her kadın dayanamaz, benim yükümü çekiyor, müteşekkirim. Kendisi doktor ve, benim için bıraktı mesleğini, *Eşim gece gündüz bana bakıyor, bu kadar büyük bir fedakârlık beni üzüyor. ikinci bebek geliyor. Çocuk büyütmek için el ve göz gerekmiyor... Onlar sevgiyi hissediyorlar. 6 yaşındaki oğlum kazaya İlk başta sıkıntılıydı, beni yadırgadı, olaydan bahsedilmesini istemedi, ama alıştı. kaportam değişti ama ben aynı adamım . Halime şükrediyorum, bunun daha kötüsü var: Ölebilirdim. aklım yerinde olmayabilirdi.korktular uyanacak ve kafası çalışmayacak” diye düşündüler hatırlamaz, kimseyi tanımaz, karakteri değişir... diyenler oldu ama çok şükür Hiçbiri olmadı.Müthiş olan ben değilim, insan bedeni...

murataltug1985 04-04-2018 06:25

Bedri aluçlu anlatıyor

*Bundan sonra Çalışmak istiyorum ne yapacağımı bilmiyorum. Kitap yazarım belki.*Çok sayıda çatışma yaşadım Askerlik mesleği ölüm mesleği. Ya öleceksin ya öldüreceksin.ölüm tehlikesiyle burun buruna geldik Pek çok kere.Öldürdüm.
Bir şey hissetmedim.teröristin gözünün içine baka baka mı tetiği çektim Yakın mesafeden öldürdüm Ben öldürmesem, o beni öldürecekti.*anlattıklarımı kolay yaşıyorum Ben 150 askerle operasyona gidiyorum, tereddüt edip tetiği çekemezsem, askerler ölür.*ben askerin kahramanı değil
komutanıyım. onları canım pahasına korurum.
ailem , karım ve çocuğum var. Beynimin bir tarafı orduya, bir tarafı kendinime ait?*
evin kapısından çıktıktan sonra ev yoktur. Bitmiştir.
*Elazığda doğdum Annem ev hanımı. Babam kütüphane memuru. Çocukluğum, kütüphanede geçti.Büyüyünce Asker. Ve komando.olmak istiyordum sebebini Bilmiyorum komando olmaya uygun insan üstü yeteneklerim yoktu. Askerliğin en çok yürümesi zevk veriyor, uzun yol yürümeniz gerekiyor, bazen günlerce...Komandoların kurbağa filan yedikleri şehir efsaneleri...Ama becerikliler,
Ben kahraman değilim. İşimi yapıyorum Ben profesyonel askerim.İlkokulu Elazığ’da okudum, ortaokulu Anadolu Lisesi’nde, liseyi İzmir’de, Harp Okulu, ve Hacettepe’de yüksek lisans yaptım. 2.5 sene de Amerika’da yüksek lisans yaptım.

*New Jersey ve New York’ta 2.5 sene kaldım. Ankara’ya döndüm ve tayinim Siirt-Pervari’ye çıktı. Siirt’e eşim ve oğlum geldi.Eşimle
Hacettepe’de yüksek lisans yaparken.evlendik, oğlumuz Amerika’da doğdu.Siirt’te göreviniz neydi Komando bölük komutanıydım.*Arazide teröristi bulur ve öldürürdük Çok soğukkanlıydık
Ama görev buydu günlerimiz terörist avlamakla geçiyordu Siirt dediğinde insanlar, sıcak, düz bir yer hayal ediyorlar. Pervari, Siirt’e arabayla 2 saat mesafede, çok yüksek bir yayla. Pervaride 150 sene önce yerleşik hayata geçmişler. Her sene göçerler gelir. görev için insan psikolojilerini, iyi bilmeniz lazım. iletişim kurup orayı seversiniz,yoksa “Benim burada ne işim var” der, acı çekersiniz...*Ben Elazığlıyım, doğuya yabancı değilim. yüksek lisans konum, “PKK idi siirte her şeyi bilerek gittim.Terörle mücadelede akademik düşünmeniz ve saha”ya inmeniz gerekir yoksa terörü çözemezsiniz. Göçerlere ulaşmak için 20 saat yürümeniz gerekiyor, PKK göçerleri kullanıyor malzeme temin ediyor Yoksa PKK onları öldürür, teröristlerle ticaret yapanlar var Kırmanca konuşuyorlar PKK silah var. Göçerin hayvanını otlattığı bölge, PKK’nın bölgesi ve pkk ya ses çıkarırsa, hayvanını otlatamaz.*göçerler listeyi bana getiriyorlardı. Şunları götür, ve götürme.” diyordum terörist? Et Un, tuz, şeker, çay, telsiz pili istiyordu mayın yaparken kullanıyorlardı
*Terörist Spor ayakkabı istiyordu arazide ızdırap çeksinler...diye göndermiyorduk Unu, şekeri yolluyorduk çünkü göçerin PKK’ya bir şey vermesi lazımdı. Vermezse yaşatmazlardı
erzakların bırakıldığı yere pusuya yatıp teröristleri ele geçiriyorduk pusu kurmaya çalıştığımızda teröristler tarafından farkedilip, vurulma tehlikemiz vardı pusu bölgesi insanların yaşadığı bir bölge değildi, biz askerleri sen fazlalık görüyorlardı pusuda çok beklersek Kabak gibi meydana çıkabilirdik

murataltug1985 04-05-2018 06:53

Kaynak habertürk.com
Susurluk kazasının kamyon şöforü: " Ölenlerle ben de öldüm"

*Susurluk kazasının kamyon şoförü, her zamanki işini yapıyordu. 240 kilometre hızla gelen* otomobile çarptı. 3 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Onlar sıradan kazazedeler değildi. Şöförün hayatı karardı. Tarih 3 Kasım 1996 saatler 19.15’i gösteriyordu. Türkiye o günü hiç unutmayacaktı, unutmamalıydı. 06 AC 600 plakalı Mercedes, Susurluk’un Uçakyolu Mevkii’nde benzin istasyonundan çıkan 20 RC 721 plakalı kamyona arkadan çarptı. ölen üç kişi ve bir yaralı vardı
*İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, kırmızı bültenle aranan* Çatlı,ve sevgilisi Gonca Us DYP* Milletvekili Sedat Bucak’ın aynı otomobildeydi, Türkiye’yi ayağa kalkdı
Temiz toplum, temiz siyaset'' söylemi girdi hayatımıza.Yıllarca tartışıldı,* kitaplar yazıldı. Birileri öldü, birileri yargılandı. Gözler şofördeydi. Sanki bir şey biliyordu. Onun da Canı acıyordu.* canını acıtan. mahkum edildiği yoksulluktu yıkıcı olan.* o kaza anıydı. Hasan Gökçe; 11 yıldır “Allahım neden ben?'' diye soruyor gariban Buldanlı kamyon şoförü, dramla yaşamayı* öğrendi zamanla.“3 Kasım 1996’da ne oldu?'' Güvendiğimiz her şeyi yerle bir oldu* merak etmiyor muyuz? yıllardır o kaza belleğimize kazındı

*Susurluk kazasının şöförü Hasan Gökçenin* yaşadıkları . Kolay değildi yaşadıklarını unutması kolay olmayacaktı.köyünde. Yoksulluk izleri, çocukların yırtık ayakkabıları* görülüyordu. Evini
banyosu ve televizyonu. Yoktu Rüzgara karşı suntayla kaplanmıştı. Eşi dik durmaya çalışıyordu Çok rezil durumdayız'' diyor. gözyaşları sel gibi.akıyor* Eski günleri acıyla yad ediyor. “Kazadan önce rahattık. kamyonumuz vardı. Çocuğumuzu üniversiteye gönderdik, kızım ortaokuldaydı. Tatile gidebiliyorduk. Şimdi ayda 500 YTL getirebilmek için gece gündüz çalışıyoruz'' Oğlum üniversite kazanmıştı.* kazayla. şey altüst oldu. Çocuğum okulu bıraktı.'' askere gitti Kütahya’da. çalışıyor, ve okuyor. Gelmiyor buralara.'' *Susurluk kamyon şöförü Hasan Gökçe, cezaevindeyken Cumartesi Anneleri ona yardım getirmiş. Sonra biri onları kovmuş.32 yıldır evliler, eşiyle ilkokulu birlikte okumuş, severek evlenmişler. “Bizi ölüm ayırır'' diyorlar
******

murataltug1985 04-05-2018 06:54

Kaynak habertürk.com
Susurluk kazasının kamyon şöforü**anlatıyor

*3 Kasım 1996’da Mercedes gelip bana arkadan çarptı.Kaza anında bağıranlar ve feryat edenler. Vardı Herkes hareketsizdi.* Sedat Bucak ı ölü zannettim Emniyette kaza yaptım dedim. otur'' dediler. Emniyet amirinin* telsizinden ses geldi. Ses, “Amirim başın sağolsun, ölen emniyet müdürü Hüseyin Kocadağ imiş'' diyordu.Polise sığınmak istedim. Sedat Bucak’ın korumaları geldi. Polistiler silahlar vardı bunlar ölenlerin yakını. Silahları var. "Nerede kamyoncu" deyip, beni bulacaklar, öldürecekler diye korktum. hemen kaçtım. Polise teslim oldum.Kazada Bir şoför daha vardı.kaza* aracı zırhlıydı. körün elindeki değnek gitmiş, ben ona yanıyordum. Ekmek tekneme ağlıyordum. Kazada Ölenlerden biri milletvekiliydi ben bittim diye düşündüm *emniyet amiri, baba adammış. Yoksa* kafayı yerdim. tuttu omzumdan, “Olan olmuş. Sen de ölebilirdin. Şükret haline'' dedi. kendimi kaybetmişim kazada emniyet müdürü, ölmüştü ve ben Hayat bitti'' dedim.Çatlı’nın öldüğünden ve kazadakilerin kim olduğundan haberim yoktu emniyet amirinde kamyonum emniyet amirini öldürdüğü halde bana kötü muamele etmedi jandarma yüzbaşı şöyle dedi: “Senin kazada ölen, devletin 18 yıldır aradığı Abdullah Çatlı.''Çatlı’yı tanımıyordum. Yüzbaşı. Zaman geçtikçe* öğreneceğimi söyledi.Bagajdan çıkan silahları gördük Yüzbaşı beni. sıkı güvenlik altına aldı

*sıkı korunuyorduk neyin ne olduğunu bilmiyorduk
Korktuk yanımdaki Astsubay birilerine Bizi burada uçuracaklar'' diyordu Onlar korkunca ben de korktum. Ve O günleri hatırlamak istemiyorum.
Kaza da kimlerin öldüğünü öğrendiğimde büyük bir şok yaşadım ben de öldüm. Dedim ki, “Benim kamyon, aslında bana çarptı.''suçlu bulunup Cezaevine girdik Cezaevinde herkes kaza anını soruyordu bir şeyler bildiğimi görmem gerekeni* gördüğümü ve , sustuğumu söylüyorlardı
Ben* bir şey görmedim.* Çatlı’nın ölmediği* söylendi. Ama ben hepsini gördüm,ve hepsi ölmüştü.*ÖLENLERİN ÇOCUĞU VARDI
İnsanlar Türkiye seninle gurur duyuyor'' diye slogan atıyorlardı bu bana , Hiçbir şey. Hiç bir şey hissetmedim*susurluk kazasında devlet siyaset mafya üçgeni ortaya çıktı peki sonrasında ne oldu
Ben istemiyorum, Türkiye’nin benimle gurur duymasını. Kazayı İsteyerek yapmadım. Ölenler suçlu olabilir. Ama onların çoluğu çocuğu vardı. Benim yaptığım gurur duyulacak bir şey değil.
Çatlı, Bucak, Kocadağ adlarını ilk kez kazada duydum Sonra merak edip okudum
Vay be, ben ne yapmışım'' dedim
Kim demez ki. Hâlâ her gün bir kez daha “Vay be'' diyorum.Cezaevindeyken korkmadım. suçum olsa yaşatmazlardı beni.beni kahraman ilan edenler kadar, katil ilan edenler oldu Çatlı’yı öldürdün dediler* önemli bir adamdı Çatlı.

*Susurluk kazasında Hükümette Erbakan ve Çiller vardı. CHP’liler ölenleri sevmiyorlardı.benimle ilgilendiler, ama ben siyasetle ilgilenmedim.
Mehmet Ağar, dönemin emniyet müdürüydü. genel başkan oldu. Esas suçlu Çillerdi Susurluk Kazasından önce devlete güveniyordum. Sonra fikrim değişti.devlet beni mağdur etmemeliydi
Aydınlığa bir dakika karanlık'' eylemi yapıldı. Biz Işığı ellemedik* Ellesek yanlış olurdu.
olay, farklı boyutlara gidebilirdi. sadece hayatta kalmaya ve karnımı doyurmaya çalışıyordum.
Kazadan sonra bir kaç kez Susurluk’tan geçtik
olayları hatırlayıp. O günü yaşadık Bütün vücudumu sedef kaplamıştı. Kazadan* sonra. sinirsel' sorunlar yaşadım Çok mağdur oldum.*Kazadan sonra Bir yıl çalışamadım. borçlarım birikti. Kamyonumu vergi borcundan dolayı bağladılar. otoparkta çürüyor. Çok sıkıntı yaşadık.* içine düştüğüm darlık ve kaza beni.üzdü kazayı Unutamıyorum. 20 yıllık ömrümü yedi.Ailemiz dağıldı. isyan etmedik. Tekrar mutlu olmak istiyoruz.

murataltug1985 04-05-2018 06:54

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
ŞEHİT ÜSTEĞMEN, İZZETTİN POLAT”

*Size hüzünlü, gerçek bir hikâye anlatacağım!
1974 yılında, Muş’ta tanıdım İzzettin Polat’ı. Muş Lisesi’nde…Lise’ye Trabzon’da başlamış, ve Muş’a göçmüştük. Dışarıdan geldiğimiz için tedirgindik bocalıyorduk, sınıfın başkanı, izzettindi onunla** kafadar olduk. kardeş olduk İzzettin, adı gibi* izzetliydi Bir doksandan uzundu Yakışıklıydı. şıktı Boksördü. boks takımının değişmeziydi birincilikleri vardı. sevecen, iyi, güzel bir yürek taşırdı İzzettin. "Çocukla çocuk, büyükle büyüktü En ciddi duruşunda bile, gülümseme vardı Beş vakit namazını* aksatmaz, teneffüslerde abdestini tazeler, sonra sıraların üzerinde, namazını eda ederdi. *Şehit izzettin polatın Gönlü ve eli* açıktı cömertti.Boyu, heybetliydi* bayramlarda, resmigeçitlerde, en önde bayrağı taşır, aslanlar gibi yürürdü. görevi kimse ondan alamazdı.* başkanımızdı. kimseyle tartışmaz kavga etmezdi,Öğretmenleri onu* sever ve takdir ederdi Yaz tatilinde* inşaatta çalışıyordu boyacılık yapıyordu. onu Takdir etmemek mümkün değildi. Şık ve temizdu Yaz çalışıyor, kışın* krallar gibi okuyordu. Onun "Başka çaresi yoktu” Okumak için çalışmak zorundaydı Ailesinin durumu iyi değil!”ilk boks antrenörümdü onunla başladı spor hayatım.Lisede. okul birincisiydi onun içinde askerlik* ateşi, vardı türk milliyetçisiydi vatanına ve milletine düşkündü adı gibi* izzetliydi Kara Harp Okulu’na başvurdu o, bir çocukluk düşünün peşinde koştu. subay olmak istermişti

*Şehit izzettin polatın*Kuşkuları vardı ürküyor, doğum yerinin ve kökeninin; düşüne engel olacağı düşünüyordu. Bense Hiç merak etme. Ordu senin gibi bir subayı elinden kaçırmaz boş laflar seni Kötülemek, karalamak ve milletle orduyu birbirine düşürmek için çıkarılmış dedikodulardır” dedim Boylu boslu, güçlü, sporcu, çalışkan, yürekli, yiğit, memleket ve millet sevdası ile donanmış, inanç yüklü İzzettin’in Harp Okulu’na gireceğinden şüphe etmedim.İzzettin sınavı kazandı, hem de en üst sıralarda sevindik* Subay kıyafeti içinde! Koç gibiydi mutluydu. gurur duyduk onunla. gelecekte görüşmek üzere helalleşip, vedalaştık. Dört* arkadaştık hepimiz başka yollara gittik
*1981 de okulumu bitirdim. İlk görev yerim Vandı Adresim Eğridir Dağ Komando Okuluydu. İzzettin Kayseri Hava İndirme Tugayı’ndan, gelmişti Eğridir’e. Ben yedek subay öğrenci, o ise teğmendi…* bir şaka yapayım, dedim. Hey! Uzun! iki çay kap getir bakayım!” dedim. Askerlik kurallarını alt üst eden istekti Kimse üzerine almadı, çağrımı. Ben, İzzettin’e çağrımı sürdürdüm.
İzzettin, Bana koşup geldi şakamı sürdürüp gardımı aldım ve bağırdım.Gel bakalım İzzet! Sana, dayak atayım da gör!”tanıdı beni. Kucaklaştık. Bir oğlu olmuştu. sık sık görüştük İzzettin’le Vedalaşırken "Seni Kayseri’ye beklerim!” dedi.

*Kayseri Hava İndirme Tugayı’na çıktı görevim. İzzettinle Taburlarımız yan yanaydı. paraşütle atladık eğitimlerde birlikte yer aldık.Sayılı gün çabuk geçti. Teskereyi almadan vedalaştık İzzettin’le.* Şark görevi bekliyorum!” Van’a gideceğim!” dedim. Bütün ayrılıklar hüzünlüdür okul arkadaşlığından sonra* Dostluğumuz pekişti.
eşimin hemşerisiydi, eniştem oldu İzzettin
Hakkâri’ye çıktı tayinim.Güzel memleketimin havası değişmişti, terör* kan kusuyordu* Şehitler veriyorduk. Çalıştığım daire asker hastanesinin karşısındaydı. Çok acı görüntülere şahit oluyorduk. her gün Şehit sayısı artıyordu.İzzettin Polat’ Üsteğmen Çukurca’da görevdeydi. Bir pusuda şehit edildi Çukurca’da askeri birliğe, teröristlerce pusu kuruldu. bir binbaşı, bir üsteğmen on bir er ve İZZETTİN POLAT* Şehit oldu.”*İnsan, tanıdıklarına, sevdiklerine, dostlarına toz kondurmaz, ölümü yakıştırmaz. Böylesi acı haberleri hep uzakta görür İçim yanarak diyorumki türk milletinin başı sağolsun. Dondum kaldım. Duyduğuma inanamadım.* bugün sözünü etmiştik bugün haber bırakmıştım gelecekte başka yerlerde karşılaşmayı, çocuklarımızın* bizim gibi kardaş olmasını dilerdim. Oysa* yiğit kardaşımın Şehit olduğunu söylüyordu haber spikeri.Hayır!” dedim " olamaz!”ağlıyordum hüngür hüngür.hıçkırıklar için de sordum. Ve malesef İzzettin Polatı, Şehit verdik Üsteğmenimizi. Şehit verdik Vatan sağ olsun!”
Vatan sağ olsun Bu vatana feda olsun canımız…
İzzettin! Şehitlik için çizmişti yolunu.* Mesleğini severek seçmiş, gururla giymişti o kutlu elbiseyi. O Peygamber Ocağı’nın neferiydi.

murataltug1985 04-05-2018 06:55

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
ŞEHİT ÜSTEĞMEN, İZZETTİN POLAT”

*Şehit üsteğmenim Lisenin bayrağını taşırdı. Harp Okulu’nda* bayrak taşımıştı uzun zaman. Şimdi bayrağı, tabutuna saracaklardı. Onları kimse ayıramayacaktı sonsuza dek.Vatan sağ olsun!”* Vatan olmayınca biz sağ olmuşuz, ne çıkar?
Ama yürek yangınına kimsenin diyeceği olmaz!
Yüreğim yanmıştı. Hala yanar… arkadaşımın* şehit naaşı. Gelecekti*Aksakallı Hacı Babası geldi, ağabeyi geldi, Sarılıp ağladık gece boyu. Acı ateşin üzerine koyverdik gözyaşlarımızı. yüreğimiz yanıyordu, Albayraklara sarılmış şehitlerimiz yan yana yatıyordu Hepsi gideceklerdi sonsuza ve vatan toprağının özleminde Şehitlerimizi Aldık. Kucakladık, omuzladık. götürdük…defnettik Gerekenleri yaptık…Şimdi kevser ırmağından su içoyorlar Şehit Üsteğmen İzzettin Polat. Adı, muşta ilköğretim okulunda yaşatılıyor…*şehit* İzzettin Polat Muşluydu. Ay yıldızlı bayrağa hayran, vatanına milletine sevdalı, bir yiğitti , mert ve inançlıydı, dilinden* tevhidi eksik olmazdı sevecen ve cömertti, arkadaş, dost canlısı bir kahramandı.Arkadaşımdı kardeşimdi Siz de bilesiniz kardaşım olduğunu, onunla övündüğümü; dualarınızda anasınız, Fatiha ile ruhunu şenlendiresiniz diye yazdım Yiğit kardeşim, Şehit Üsteğmen İzzettin Polat’a ve tüm Şehitlerimize, Allah* Gani Gani Rahmet Eylesin Şehitlerimiz* ülkenin bütünlüğü ve teminatıdır.********

murataltug1985 04-05-2018 06:55

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com KÜR ŞAD

*Kür şad Nihal Atsız Hoca’nın Türk Milleti’ne kazandırdığı,, unutulmaz kıldığı bir isimdir. Bugün her çocuğun, gencin, büyüğün ad ya da unvan olarak taşıdığı efsanevi bir isimdir
Nihal Atsız’ın 1946 da yazdı rın BOZKURTLAR”, romanını tüm nesilleri etkilemiştir* Türk Tarihi’ni destanlaştırmıştır Atsız Hoca tüm milliyetçileri etkilemiştir, "BOZKURTLAR” romanı. *İlk okuduğumda 13 yaşındaydım.defalarca okudum, gözlerim doldu kitabın etkisi hiç eksilmedi
Tarihe merakım bu kitapla başladı.kitap, araştırmaya yöneltti beni. Göktürk Tarihi’ni incelerken, özellikle "Kürşad Destanı”nı aradım,
*Edebiyatçılığı ve romancılığı ile* Atsız Hoca kürşadı mıhla kazıdı zihinlere Böyle bir yiğit yaşamış destanlaşan Kürşad İsyanı’nı” başlatmış, yiğit yoldaşları ile, gerçek bir kahramanlık örneği vererek Çin Sarayı’nı basmıştı. Ancak tarihlerde adı Kürşad” değildi.Nihal Atsız büyük hayal gücü ile güzelim kalemi ile öylesine bir roman yazdı ki! Öylesine etkiledi ki kitleleri… ‘Kürşad’ adını verdi yiğide! tarihçiler* çaresiz kaldık! Şimdi değiştir bakalım* ismi, değiştirebilirsen!”Kür” Kaşgarlı Mahmut’un, Divan-ı Lugat it Türk'te de geçtiği üzre; "Yiğit” anlamındadır Kür-er” yiğit er, "Kür-alp” yiğit alp, anlamındadır Şad” ise* Orta Asyada soyluluk unvanıdır, "Prens ve bey” anlamına gelir "Şadlık”, yöneticidir Kağanın yakın akrabalarından seçilen "Teginlere” verilen bir yöneticilik payesidir

*Şadlar” yalnızca Kağana karşı sorumludur
Kürşad” Yiğit Şad” "Yiğit Bey” demektir Çin tarih yazarken isimleri Çinceye çevirmiştir Türk Hakanının, isim çevirisinde zorluklar yaşanmaktadır. Çin yazısının okunmasındaki ve* telaffuzundaki farklılık nedeni ile "Teoman Han” olarak bildiğimiz Hun Hakanı’nın adının "Touman, Tuman Duman” olması gerektiği söylenmiştir Mete Han için "Motun, Bağdur ve Bahadır” isimleri uygun bulunmuştur. Ancak, iki yüz yıl önceki* ilk telaffuzlar unutulmamış,"Teoman ve Mete” adları* en iyi bilen tarihçiler tarafından bile kullanılmıştır geniş halk kitlelerinin kabulü kolay kolay değiştirilememektedir.tarihçi* Nihal Atsız Hoca, Çin Sarayı’nı basan korkusuz Göktürk Yiğidine "Kürşad” adını vermiştir Çin Kaynaklarındaki ismini istememiştir. Bilinmez hayatını bilinir, yaptıklarını unutulmaz kılmıştır. destanın unutulmamasını, yiğitlerin ölümsüz kalmasını sağlamıştır.Yazdıkları, tarihe* uygundur.*Yıl 639…T’u-li Kağanın kardeşi Chie* 629 yılından beri Çin’de ikamet zorunda bırakılmış Göktürk soylusudur Göktürkleri etkisizleştirmek isteyen Çin Göktürk soylularına unvanlar dağıtmıştır. Aşina unvanı "Chung-Lang Generali” gibi bu ünvanlar Üst düzey* Çin’de yalnız soylulara verilmektedir göktürkler kürşada ayrıcalıklar tanınmış,* ordunun da başına getirmiştir. Kürşad Çin’de, yaşamaya alışamamıştır Aşinaya tün ayrıcalıklar ıstırap vermektedir. özgürlüğü ve anavatan Ötüken’i özlemektedir. Amacı* Çin’den çıkmak, Göktürklerin özgürlüğü için savaşmaktır. Göktürk Beyleri ile* irtibat kurar. Kırktan fazla Göktürk Soylusuyla örgüt kurar

*Kürşadın* Ağabeyi Tu-li Kağan’ın oğlu Ho-lo-hu’ Çin tarafından ödüllendirilmiştir, ama kontrol altında esaret hayatı yaşamaktadır.gizli örgüt Aşina yönetiminde plan yaparlar.Çin prensi Li geceleri saraydan çıkmaktadır kürşad ve 40 çerisi
Saraydan çıktığında onun yakalayıp, esir alacaklardı. Aşina ve yoldaşları Çin imparatorunuda esir alıp Çin’deki Göktürkleri özgürlüğüne kavuşturacaklardı.Aşinanın yeğeni, kağan seçilecekti. Aşina asla kağanlık istememiştir , Aşina ve 40 yiğit yoldaşı sarayda pusu kurdular beklenmedik, büyük bir fırtına çıktı Çin Prensi saraydan çıkamadı. Aşina saraya hücum ederek İmparator tsung’u kaçırmaya karar verdi.
*Kürşad ve 40 yiğit* kahramanca vuruştu çin muhafız hattını geçtiler İmparatora ulaşmaları an meselesiydi. Ancak Çin Generali Sun* kabalık bir kuvvetle saraya geldi. Aşina ve yiğitleri teslim olmadılar savaşarak saraydan uzaklaşmaya çalıştılar. Amaçları* Wei ırmağını aşmak ve topraklarına ulaşmaktı. Ancak* başaramadılar. Sınır devriyeleri tarafından kuşatıldılar. Yiğitçe savaşarak can verdiler.Bu isyan Çin’deki Göktürklere umut oldu. Çin İmparatoru çok korktu. Göktürklerin Çin’de yaşamalarının yıkım olacağını söylediler Göktürklerin Çin’den çıkarıldı
Yiğit Göktürk Soylusu, Aşinaya en uygun ismi,* Nihal Atsız verdi Ona "Kürşad” dedi yaptıklarını unutulmaz kıldı Yediden yetmişe herkes onu tanıyordu türkler* "Kürşad” adını taşıyordu.
Yiğitleri, yaptıklarını destanlaştırmak büyük beceridir. Aşina adı değişmiş kürşad olmuştu aşinaya Kürşad” adını Nihal Atsız Hoca koydu…
Hadi, değiştir, değiştirebilirsen!”

murataltug1985 04-06-2018 07:00

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
MOĞOLLAR VE TATARLAR

*Moğolların fetih ve egemenlik yöntemi basit ve ilkeldir Cengiz ordusu ile bir kente yaklaşırken, elçilerini gönderir ve şu çağrıyı yapardı.teslim olun ve herşeyinizi verin! Yoksa sizi yok edeceğim!"
Yaranma ve yaşama amacı olanlar teslm olur ve yaşarlardı eziyet çekerlerdi direnip yurdunu korumak için savaşanları ise kaçınılmaz vahşi bir son beklerdi Moğollar kentleri yakarlar, yıkarlar, yağmalarlar, teslim olsalar bile katlederlerdi
Sanatkarlar, ayrıp bütün erkekleri öldürür, kadın ve çocukları köle yapar tecevüz ederek katlederlerdi
*Cengiz ölüm ve yıkım makinasıydı Türk bunu asla yapmamıştır.Moğollar; en acımasız katliamcılar Vikingleri geçmiş, acımasızlık ve vahşilikte sınır tanımamışlardır.13. yüzyılda yaşamış İngiliz tarihçi Matthew Paris Moğolları şöyle tanımlamıştır:
Şeytanın iğrenç ulusu. Tartaros'un iblisleri"
Tartaros Yunan Mitolojisinde ölüllere hükmeden yeraltı tanrısı Hades'in günahkarları cezalandırdığı yerdir.*Hades, görünmez, anlamına gelir. yeraltı zenginliklerinin sahibidir Hades Zeus ve Yunan tanrılarına karşı gelenleri, katilleri, Tartarosta cezalandırırdı. Cengiz Moğolları Tarratos, Tartarlar diye anılmaya başlamışdır.*Zamanla sadece Tartar sözü ile anılır oldu.Tartar sözünü insanlar Uraldaki müslüman Tatarlar ile karıştırdı.*Türk budunu zalim Moğollarla aynı adla anılır oldu.Moğol Tartar...Türk Tatar...bu ikisini karıştırmayalım.Tatar Türklerine bu kötülüğü yapmayalım.Moğollarla (Tartarlarla) Tatarların hiç bir ilgisi yoktur, çok şükür.*

murataltug1985 04-06-2018 07:01

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com EMİRGAN

EMİRGAN adı nereden gelir?

*Sultan IV Murat ilk İran seferinde...Revan Erivanı kuşatmıştır kalesini İranlı Emirguneoğlu Tahmasb Kulu savunmaktadır Sultan Murat Revan'ı alır.*
Emirguneoğlu'nun sohbeti, hoşuna gitmiştir.
Ona vezirlik verip Halep beylerbeyi tayin eder ve Yusuf ismini vererek İstanbul'a getirir. Yusuf adı yerine Emirguneoğlu adı kullanılır.Emirguneoğlu ayyaş biridir. Eğlence ve, sefaya düşkündür. Sultan Murat.Ona İstinye'de o zaman Feridun Paşa bahçesini Ahırkapı'da mükellef bir sarayı ve Kapıhane'de bir çiftliği hediye eder.*
Emirguneoğlu İstinye'de yerleşir.O bölge onun adıyla anılır Emirguneoğlu, olur Emirgan...
*Emirguneoğlu'nun sonu tüm yardakçıların sonu gibi olur.Sultan Murat devrinde sözü geçen, paşa aslında yaramaz ve sefih bir adamdır Sultan İbrahim e İrana, dönmek istediğini söyler Sultan ibrahim Bire deyyus, nimetimizin kadrini bilmez mi? cezası vücudunu ortadan kaldırmaktır" diyerek katledilmesi buyrur Emirguneoğlu idam edilir.
köşküne padişah arazilerine de Sadrazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa el koyar.
Her nasılsa adı unutulmaz ve bugün emirguneoğlu ismi istanbuldaki emirgan semtine verilir

murataltug1985 04-06-2018 07:01

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
Lu-Shan (Onluk) Başkaldırısı

*Uygurlar, Doğu Göktürk Kağanlığıyla savaştadır
742 yılında Uygur egemeni Bilge Kağan, Karluk ve Basmıllarla Doğu Göktürk Kağanlığı'na saldırdı.744 de egemenlik altına aldı. Göktürk Kağanı Bolmış öldürüldü. Basmıl Kağanı Asinas da öldürüldü Uygurlar Orhun'a sahip oldular.Bilge Kağan buyruğundaki 19 boydan oluşan Doğu Uygurlarını On Uygur ve Dokuz Uygur olarak teşkilatlandırdı.*
Bilge Kağan Çin'i yöneten Tang Hanedanı ile dostluk kurarak. güçlenmeyi amaçlamıştı. çok başarılı oldu.*Ardından oğlu Bayançur Tahta geçti.
Tang Hanedanı zordaydı. İmparator tsung iç işlerinde sorunlar yaşıyordu. *Çin Karayandaki ve Kuzeydeki tehlikelere karşı 400 bin kişilik bir ordu kurmuştu ordunun, ihtiyaçlarını karşılamak zordu vergilerin artması çini yoksullaştırıyordu. Çin-Tibet savaşı sürdüğü için ordunun varlığı sürmek zorundaydı. eski Türk yurdu Kansu'yu almak isteyen Tibetliler sürekli çine yüklenmekteydi 751 Yılında Talas'ta Bugünkü Kırgızistanda Çin ordusu ve müslümanlar karşılaşmış, çin büyük bir hezmiet yaşamıştır Çinli General Kao bir kaç bin çeri ile kaçarak canını kurtarmıştır Çin bin yıl boyunca Orta Asya' tarım Havzası'nda egemenlik kuramamıştır Tang Hanedanı zayıflamıştır çin imparatoru tsung işleri ile uğraşmak yerine, zamanını eğlenmek, yemek içmekle geçiriyordu.

*Çin Devlet işlerini Başbölün Vezir Yang yönetiyor çin imparatoru Yang 'ın kızkardeşi ile gönül eğlendiriyordu.*Çin'in karayanında sınırda, Türk asıllı An Lu-Onluk adlı sanggün Tang Hanedanı'na başkaldırdı.*Amacı saray ile çini ele geçirmekti.*
Onluk yetenekli, gözüpek, cesur, ve yiğitti imparatorun metresi Kui-fei sayesinde İmparator tsung'un gözüne girmiş orununu yükseltmişti. ordusundaki üst orunlar Türktü İmparator nedenini sorunca Türkler savaşçı kişilerdir. iyi savaşırlar. Yönetmek kolaydır." Diyerek 755 te çine
Başkaldırdı Türk sanggünleri ona destek verdi.
150 bin atlı hazırdı.An Lu- ordusuyla Lo-yang yakınlarında Tang ordusunu yendi. yang'ı ele geçirdi. kendisini imparator ilan etti.*
*Tang ordusu gözde sanggünleri yokedilmişti. ordunun başına Karluk Türkü Koşu Han getirildi
An Lu-Sahan ordusu ile Koşu Han'ı da yendi. çok sayıda ordubaş ile tutsak etti.*An Lu nun
Gücü çok artmıştı.çin Başbölününü ve metresi öldürüldü. Çin imparatorunun oğlu *Li babasına isyan etti Kansu İlinde kendini imparator ilan etti. Çin'de artık üç imparator vardı. iç kavga çok uzun sürecekti başkentte kargaşa çıktı. Başkaldırıyı başlatan An Lu oğlu Ch'ing tarafından öldürüldü.*
Sokum, onun buyruğunu reddetti. Tsung başkaldırıyı bitirmek için Uygur Kağanı Bayançur'dan yarıdm istedi.Bayançur 757 de Kuoya elçiler gönderdi.

*Uygur elçileri çini başkaldıranlardan temizleyecek taşınmazlar Tang Hanedanı'na bırakılacak altın, gümüş, eşya, kadınlar kızlar ve. Çin sarayından bir konçuy Uygur Kağanı'na gelin olacaktı.*Çin imparatoru Tsung bu anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı.*uygur kağanı Bayançur Kağan, oğlu Tigin yönetiminde 50 bin savaşçıyı Çin'e gönderdi. Çin çerileri ile Uygur atlıları başkaldıranlara saldırdı. başkent alındı. Lo-yang düştü. Uygurlar i istediklerini aldılar.Başkaldıranlar birbirlerine düştüler.*Sokum, An Lu nun oğlu Ch'ingi öldürdü.orduyu buyruğuna aldı. Kendisine efsanevi Sarı İmparator'un orununu vererek Lo-yang'a yöneldi.**Uygur Kağanlığı Bögü Kağan'ın yönetimindeydi sene 762 iydi Çin'deki karışıklık sürüyordu.İmparator Tsungun oğlu Bögü Kağandan yardım istedi.*Bögü Kağan Çinde Büyük bir törenle karşılandı.*Bögü Kağan çok gururluydu çindeki başkaldırıyı uygur kağanı Bögü Kağan bastırdı.
İsyan Yedi yıl sürmüş, türk sanggünleri Çin buduna büyük bir korku yaşatmış Tang İmparatorluğunun 53 Milyon olan sayısı 17 milyona düşmüş, 36 milyon insan başkaldırıda, açlık ve hastalıktan ölmüştü.*

murataltug1985 04-06-2018 07:01

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
VARVAR ALİ PAŞA

*Sultan İbrahim Tarihe Deli İbrahim diye geçmiştir
Sefahatin zirvesinde. Hazine boşalmış.
vezir ve sadrazamlar ona para yetiştirme derdine düşmüştür Sadrazam Ahmet Paşa karmaşadan yararlanıp cebini doldurmak istemiştir
Sivas valisi Varvar Ali Paşa'ya buyruk salıp
akça istemektedir var var paşa
Dürüst, sağam, rüşvetsiz, biridir Ali Paşa. cevap verir.parayı nerden bulurum? Yol keserek halkı mı soyayım diyince sadrazam Nerden bulursan bul. Cevab verir İbşir Paşanın, hatununu isteyince
"Olmaz!" der Ali Paşa, Müslümanın nikahlı karısını başkasına teslim etmem İbşir Paşa dostumdur. Ona kötülük etmem."cevabını verir

*Herkes Ali Paşa'nın azledileceğini ve katledileceğini düşünüyordu var var ali paşanın çıkışı sadrazamı durdurur. Ali Paşa sultan ibrahime birinin dur demesi gerek. Saltanat devletden habersiz Reyaya perişandır. Padişaha söylenir bir anda nereden çıktığı belli olmayan adamlar Sivas'a dolarlar.*sekban ve, leventtendirler aralarında soyguncular da vardır. halkı soyup zorbalığa başlarlar. Ali Paşa Engel olur.*soyguncular geldikleri gibi giderler.*
Ali Paşa'nın çevresinde ise çok az adam kalır.
Ali Paşa'Nın isyanını duyan İstanbul, onun üzerine İbşir Paşa'yı...görevlendirir Paşa ya Ya Ali Paşa'nın başı ya senin başın" denilince korkmuştur.
İbşir Paşa'ya Sivas Valiliği verilir.
*Varvar Ali Paşa Ben asi değilim. Makamda gözüm yok" deyip Sivas'ı teslim eder.*yanında 5000 askeri vardır.İbşir Paşa ve Varvar Ali Paşa savaşırlar.
Ali Paşa yenilir. yakalayıp İbşir Paşa'nın karşısına getirirler.İbşir Paşa sorar.Paşa baba bu ne haldir? Neden devlete karşı geldin diyince Varvar Paşa cevap verir.Senin gibi deyyusun karısını sadrazama vermedim diye bu haldeyim. Halkın parasını almadım, namusunu bildim. Senin gibi deyyusu başıma saldılar. Var gereğini yap!" der. Ve başını kesip. İstanbul'a gönderirler.

murataltug1985 04-06-2018 07:02

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com neden

*Bunca saldırının, fitnenin, dedikodunun, ve, kendi değerlerimize saldırmanın gerekçesini anlamakta zorlanıyorum Bu kadar da olur mu?"geçmişten gelen illetler camiaları perişan etti umutları kırdı, ama yinede dinleyen ve anlayan olmuyor.
mevcut durumumuza gittikçe alışıyoruz.
gençlerimiz, güvendiklerimiz, umutlarımız pis bir dedikodu ve fitne çemberinin içindeler.Gün geçtikçe sayıları artıyor. Hastalıkları yayılıyor *sağıtılamaz duruma geliyorlar Tükenmenin, yok olmanın eşiğine gelindiğini fark edemeyip iktidara gelme masalını anlatıyorlar. üretmeyen, çağa ayak uyduramayan, fitne ve dedikodu ile kirlenenler menfaatçiliki ön plana çıkartıp birbirini yemekle meşgul oluyorlar bu sistemlerin iktidara gelmesi asla mümkün değildir tükenmeleri ve yok olmaları kaçınılmazdır.*Neden bu duruma düştüler bu camianın üzerinden silindir geçti.asfalt yapımında kullanılan, ağır, beton silindirler Bir insan bedeninin üzerinden geçer gibi gezdiler Ezilmiş, iç organları ortaya çıkmış, dağılmış, beyni patlamış, kalbi parçalanmış, midesinin içinde ne varsa dışarıya çıkmış...12 Eylül'den sonra bir cenaze oldular ortada bırakıldılar. yıkanması, kefenlenmesi gömülmesi gerekiyor koktular ve çürüdüler
cenaze oldular unutuldular İşte bugün duyduğumuz kokuların nedeni cenazelerinin ortada kalmasıdır kendi yandaşları kendi dertlerine düştü cenazeyi açıkta, dosta düşmana karşı ortada bıraktılar

*Bu duruma nasıl geldiler , olanlara nasıl seyirci kalıdılar nasıl yitikleştier idamlar, işkenceler, satışlar, iftiralar, iç kavgalar, fikirsizlikler niçin Kimsenin umurunda olmadı.ülkeyi
Kaderine terk ettiler milleti Aç, susuz, sahipsiz bıraktılar ülkeye çile çektirdiler ülke umurlarında olmadı.üretmediler çabalamadılar.edebiyatı ile gönülleri kandırmaya çabaladılar.Yetmedi.
büyük kavgalar yaşandı.İç hesaplaşmalar oldu.
Bölünmeler oldu.ülkeyi sarstılar,
Ülkeyi sattılar, iftiralar, hakaretler...ettiler
Ülkeyi suçluymuş gibi dışarıya İhbar ettiler
Şehitlerimiz oldu ölümler yaşandı.sessiz kaldılar
Halktan toplanan paralar Kimlerin cebine gitti, kimleri zengin etti.*Birden zenginleştiler hainleri deşifre etmediler hainleri kahraman ilan ettiler İhanet ettiler davalarını sattılar ülkemizi itibarsızlaştırdılar Türk halkı bu camiayı kaldıramadı.Bölündüler yamaları düştü şeriatlara tarikatlara saldırdılar ırkçılık, paracılık, koltukçuluk oyunları oynadılar fitne ve dedikodu çıkardılar. Bu tek çıkar yoluydu. palazlanmak istediler*Türkiye bir bela ile karşı karşıyaydı. Kimliksizlik,kişiliksizlik, milliyetsizlik, fikirsizlik onların değeriydi Yalnızca para kazanmak ve köşeyi dönmek istiyorlardı kimliksiz bir yapıydılar ülkeye el attılar pusuda bekliyorlardı ortalıkta godoş godoş dolanıp kahramanlık sözleri edenlerin çanaktan beslenen, ve yalanan kemikçilerdir.*

murataltug1985 04-06-2018 07:02

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com neden

*Kokuşma ve kurtlanma sürdü.*Köşe dönmecilik, para kazanmacılık ve koltuk kapmacılık camiayı perişan etti.garip bir bürokrat nesli doğdu. kendini düşünen, koltukçu, köşe dönmeci, paracı...ve
Ağızları iyi laf yapanlar şimdi ortalığı kapladı amaçları vekil koltuğu ve bürokrat koltuğu kapmaktı.*Cenazeleri Hapistekileri
Şehitleri unuttular geçmişleri yoktu kopuktular İğrenç yapısına uyum sağlanıyordu.Benzeşiyorlardı Uyanık olup zenginleştiler yalnız, ve perişandılar
MAFİA laştılar pırıl pırıl insanlara el attı.
Çek-senet mafıası onlarla en gözde zamanlarını yaşadı.ama devlet olaya el attı halk hainleri temizledi Bugün kalanlar, o günlerin artıkçıları...
Meclisin ahlakını bozdular

*Yıkımı hızlandırdılar Diğer partilere benzeyip kopyaladılar kötüye Sahiplendiler dedikodu ve fitnen getirdiler Pislikler oluk gibi aktı insanları kirletdiler Liyakat yerini yağcılığa yalakalığa bıraktı
Geçmişimizi silmek istediler Kahraman bir nesili dışladılar Bağlarımızı kopardılar Eğitimi bitirdiler mecliste vekillik, bürokraside koltuk, dışarıda çek-senet kovalıyorlardı Yıkıma katkıda bulundular
kemik peşinde koştular.*koltuk aşkına kişileri topluyorlardı dayanak ve güçleri ortadan kalktı.
bütünleştiricilikleri gitti.her şeyleri bitti.
Üzerine sifonu çektiler tükenmenin son perdesindeler koltukçu ve Hırsızlıkları ortaya çıktı. Devlet hırsızları...*Fitne, dedikodu ile hemhal olmuşlar Üretmekten aciz...Üretene düşmanlar Okumaz bilmez görmezler Yazana düşmanlar Fitne ve dedikodu için gerekçe bulurlar Kendi etini yemeye düşkündürler. parçalamak için hazır pusuda beklerler Yalancı, iftiracı, yağcı, yalaka, biatçı, menfaatçi, koltukçu, makamcıdırlar Ahlaksız...Beline düşkün...Zinacı...Paçacıdırlar
paracı ve, iktidarcıdırlar

murataltug1985 04-06-2018 07:02

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
MUHSİN YAZICIOĞLU NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ

*Bu rezil acundan göçüp , gerçek acuna ulaşmış kişiler için, siyasi düşüncesi, geçmişi ne olursa olsun; yaşayanlar, konuşurken, ve yazarken dikkatli olmak zorundadırlar.ölenin ailesi, akrabaları, dostları,, sevenleri vardır. Öleni incitmeye kimsenin hakkı yoktur.*göçen kişi yanıt veremez kendini savunamaz Ölenin anılarına, ruhlarına, kişiliklerine saygılı olmak, erdemdir.*bilgi karmaşası içinde, bunca yağı içinde gerçekleri bilmek için kanıt bulunmalıdır. Kimse kanıtsız itham edilemez. Kanıtsız, kimsenin hakkında konuşulamaz.
destan kişileri hakkında yazarken, konuşurken, yorum yaparken dikkat gösterilmeli, en doğruları yazmak için çırpınmalıdır.*Amacım, destansı kişilere destek olmaktır Amacım, destanlaşanları yüceltmektir insanları yerden yere vurmak değildir.Amacım, gençlerin doğruya ulaşıp doğruyu öğrenmeleri, yanıtsız sorulara yanıt vermek insanlara yardımcı olmaktır Hedefim insandır aksaçlıların istikametinde kardeşlerimin düşüncelerine katkıda bulunmaktır onların düşüncelerini değiştirmek değildir. Çünkü bu mümkün de değildir Muhsin Yazıcıoğlu bir destandır Destanları sevip yazan bir milletiz. Bunun nedeni yoktur Destan gücü, bu milletin en önemli özelliğidir Muhsin Yazıcıoğlu, neden destandır
Çünkü, sıradan kişilerden farklıdır.Çünkü, üstün özellikleri vardır çok değişik bir yaşamı olmuştur.
yıkılmamış, yıkılamamış bir kişilik sahibidir.

*Muhsin başkan koca reis bir destandır, yapılamayanı yapmış, dayanılmayacaklara dayanmış, yıkılmayacakları yıkmıştır.
özverilidir. Çalışkandır. Emekçidir. Güçlüdür. Kuvvetlidir. Dayanıklıdır. Bilgedir. Öncüdür. Dosttur. Arkadaştır. Ülkü sahibidir.ender çıkacak kişilerdendir. onun destanı güzeldir. Ve hak emtiştir. bu milletin destanlara, destanlaşanlara ihtiyacı vardır. Muhsin Başkan. saygındır
Türk çocuğudur. milletin çocuğudur olağanüstü bir zamanda yaşamış, olağanüstü olaylarda yer almış O destanın hakkını vermiştir. Koca reis
Anadolu çocuğudur. Zorlu koşullarda büyümüştür. varsıllığı tatmamış, yoksulluğu bilmiştir. Tırnakları ile kazıyarak tırmanmıştır.**Muhsin Başkan, güçlü kişiliğini yaşantısına ve Anadolu'ya borçludur. Yılmaz bir savaşçıdır Direniş ve gücünü zorluklardan almıştır. Başbuğ ile Muhsin Başkan'ın yaşam koşulları ve çizgileri farklıdır. yol ayrımına düşmüşlerdir Düşünce farklılıkları doğmuş, aynı konuda değişik kararlar vermişlerdir Kişileri, ortamlar yetiştirir. Kişiler, yaşadıkları ile kimlik bulur Muhsin Başkan Muhsin Başkan, görevlerin hakkını vermiştir.kendi düşüncelerini uygulamaya, çalışmıştır. onu sahiplenen Ülkücü camiaya inancını kabule zorlayınca anayoldan bir miktar sapmalar olmuş, Başbuğ Türkeş'e düşüncelerini kabul ettirmek istemiş, Ülkücü Hareket'in Türkçülükle başlayan çizgisine İslami ağırlık kazandırmak için çok uğraşmıştır.

murataltug1985 04-07-2018 08:40

HAYIRLI VE NURLU CUMALAR ALLAH'IM!

Sonsuz hamdü sena ve şükürü edalar sana olsun, hamd-imizde ve şükrümüzde bizi daim eyle! Kullugunda kaim eyle! Cennet vatanımızda yaşayan müslüman kardeşlerimizin birlik ve beraberliğini ilel-ebed payidar eyle Allah'ım !
Şanlı Ordumuzu, karada , denizde ve havada daima mensur ve muzaffer eyle Allah'ım!
Terör ve şer şebekelerine fırsat verme müslüman kardeşlerimize sintibah ver.Ümmetim dalalette birleşmez.” buyuran Habibin hürmetine bizleri dalalette birleştirme.Ümmetin üzerindeki kara bulutları bertaraf eyle Ya Rab!

Ülkemizin menfaatini istemeyen çıkarcıları hüsrana uğrat Allah’ım Ya Rab! Ümmet-i Muhammede (asm) şuur, hidayet, basiret nasip eyle.Yüce Mevlamız! Ülkemizi Batı ülkelerinin önüne geçir ve bizlere İslam medeniyetini göstermemizi nasip eyle.Ya Rab! tüm İslâm ülkelerinde barış ve istikrarın tesis edilmesini, terör ve anarşinin yok edilmesini nasip eyle.
Devlet yöneticilerini İslâm’a hizmetkâr eyle.
Allah'ım! Şanlı Ordumuzu ve kahraman Mehmetciğimizi düşmanlarına karşı muzaffer eyle! Düşmanları zelil ve perişan eyle! Ya Ferd, Ya Hayy, ya Kayyum, Ya Hakem, Ya Adl, Ya Kuddüs İsm-i azamın hakkı için, güzel isimlerinin hakkı için dualarımızı kabul eyle. Âmin âmin âmin🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🌷🌺🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷 🇹🇷

murataltug1985 04-07-2018 08:40

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
MUHSİN YAZICIOĞLU NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ

*Yazıcıoğlu Türklük, ve İslam, için büyük savaşlar vermiş, İslami inancını Ülkücü teşkilata ve MHP'ya taşımış, fakat yol ayrımına gelinmiştir.*Korkusuz, cesur, pervasız duruşuyla yoldaşını yolda bırakmayan yiğit, Muhsin Başkan. Koca reis
güvenin adıdır güvencedir.Onun yoldaşları onu asla terk etmemişlerdir doğruluk Onun kimliği ve zırhıydı.Dediğini mutlaka yapardı.Sözünü mutlaka tutardı.Başladığını bitirirdi.Ardındakine güç verirdi.
Ona Güvenen karşılığını alırdı.Ölümden asla korkmaz ve çok güçlü bir inanç sistemine sahipti yürüyünce onu kimse durduramazdı.
*Koca reisi Devleti bilirdi. Yağıları da bilirdi.
Yapacağım, deyince yapardı.Bu onun en büyük gücüydü.Kabul edilmesi zor Cenazesinde kalabalıklar yolcu etti onu. övdüler peki kıymetini bilebildikmi koca reisin Çok yağısı vardı az seveni vardı aldığı oylar belliydi zor günlerinde yanında olmuş dostları çok azdı Çok takdir ediliyordu üstün özellikler taşıyordu.Çok beğeniliyordu ve kıskanılıyordu, onun gibi olmak zordu.onun gücünden, yararlanmak isteyenler oldu. tek kişilik orduydu Onu vekil listelerinde görmek, partilerine kazandırmak büyük bir onurdu. bütün liderler onun için savaşlar verdiler.

*Koca reisi mecliste hangi partiden olursa olsun kimse yadırgamadı, ayıplamadı.ve suçlamadı.*
parti kurduğunda onu desteklemediler
MHP için Ülkücü hareket için önemliydi
Muhsin Başkan MHP'nin başına geçseydi, MHP nasıl olurdu Onsuz olmuyordu, onun yolu ve inancı yolu MHP'ye aykırı geliyordu. MHP de İslami çizgi kabul görmüyordu. Ve kica reis oy alamıyordu.
İslamcıların ise kendi partileri vardı.
Türkçüler çünkü Muhsin Başkana oy vermiyordu çünkü koca reis Türkçü düşüncede değildi.
Muhsin başkan suikaste uğradı ve şehit edildi.
kaza süsü verildi.*Çatlı Reis'in kazası nasıl kaza değilse, Muhsin Başkan'ın kazası da kaza değildir.
istihbarat oyunudur.Çok iyi kurgulanmıştır Ama kesinlikle kaza değildir.*Neden Neden, az oy alan, budun desteği zayıf olan bir siyasi liderin, canına kast edildi yeterince oy alamayan bir kişi ile uğraşıldı Neden senaryo düzenlendi Neden büyük bir oyun kurgulandı Muhsin Başkan'ın seveni az Sayanı ve takdir edeni çoktu. Yağısı ise inanılmaz dereceydi.Muhsin Başkan'ın yağıları kimlerdi gurur duyduğum, şehitliğine üzüldüğüm, adını her andığımda ardında Fatiha okuduğum Muhsin Başkan'ın rahmetle yad ediyorum Destan kişilerinin ölümleri de destansı olur Muhsin Başkan, devlet adına, devletin bekası adına kendisine yüklenen görevleri eksiksiz yapmıştır, ve yapacaktır ta ki kahpe bir helikopter kazasında şehit edilene kadar
Ona kimse bir şeyi zorla yaptıramazdı. yapmak istediğini her zaman yaptı.

murataltug1985 04-07-2018 08:41

Kaynak ahmethaldunterzioğlu.com
MUHSİN YAZICIOĞLU NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ

*MHP Muhsin Başkana kızgındı MHP'nin bölünmesini, hazmedemediler Başbuğ'u yalnız bıraktın dediler. Ve böyle düşünenler kalabalıktı muhsin başkan mhp den küs ayrıldı ancak mhp de onu şehit edecek kimse yoktur Sevmezler ama son derece saygılıdırlar. Muhsin Başkan 12 Eylül de etkin bir konumdaydı. komünist ve bölücüler onun yağısıydı. örgütler onu ortadan kaldırmak istiyordu. 12 Eylülde Muhsin Başkanı suçlayanlar öç oldu. öç almak istiyorlardı yabancı şebeke örgütleri Muhsin Başkan'ın ardını bırakmadı. tehditler savurup suikast denediler Onu öldürmekten vazgeçmediler.*Peki, bu işte parmakları olmuş olabilir mi? Büyük ihtimalle!
Evet, büyük ihtimalle!*Muhsin Başkan'ı yağı olarak gören dış istihbarat yani acunu yöneten güçler için Muhsin Başkan en büyük yağıydı milli güçlere amansızca yağılık eden yapıların kurguladıkları acun yapısında Türkiye'ye yeni bir kimlik kazandırmak isteyen dış güçler için Muhsin Başkan büyük bir engeldi. ona çok kızgındılar.*koca reisin şehit edilmesinde yabancı istihbaratın parmağı vardı Devletin inançlarını sömüren fetö teröristleri Muhsin Başkan'ı hedef almıştı Çünkü örgüt, lider aramıyordu.Çünkü teröristler kendini eşsiz görüyor mehdiliğe haşa peygamberlik iddiasında bulunan kahpe bir liderleri vardı Muhsin Başkan'a koca reise vatansever bir yiğide ihtiyaçları yoktu.onu şehit ettiler

*Muhsin başkanın çok fazla oyu yoktu. En fazla % 1,5 gibi seçmen tabanına sahipti Feto'nun Muhsin Başkanı ikna etmesi, mümkün değildi. Koca reis asla inandığından vazgeçmez, kendini kullandırmazdı.Feto Muhsin Başkan'la uğraştı
Onu ortadan kaldırmak istedi Onu FETO teröristleri şehit etti Hava Kuvvetlerindeki hücrelerini düzenlemişler yağıları ve yandaşları ile ortak çalışarak koca reisi şehit etmişlerdir koca reisi
PKK DHKPC komünist örgütler dış istihbarat ve fetö şehit etmiştir Muhsin Başkan'ın oyu yoktu.*
Seveni azdı bir partisi vardı.*BBP...Onun sözünden çıkmayan, gençlik teşkilatı Alperenleri vardı
Feto siyaset peşinde koşuyordu.
Siyasi bir kimlik bulmaya çalışıyordu.
CHP içine girmişti.HDP'yi kullanıyordu. Ve tüm siyasi partilerin içine sızmıştı*Feto kendine gençlik teşkilatı kurup siyasetin içine sızıyordu sinsice yaklaşıp, yerleşiyordi BBP de yuvalanmak istiyordu.önünde büyük bir engel vardı MUHSİN BAŞKAN...o büyük bir emekle kurduğu yapıya FETO'yu sokmuyordu. Asla izin vermiyordu. Mala, mülke, paraya değer vermiyordu. O sağlam ve inançlı yapısıyla FETO'yu rahatsız ediyordu.Engel ortadan kaldırılmalıydı.Bunun için çalıştı FETO.Muhsin Başkan'ın yağılarıyla işbirliği yaptılar öç almak ve büyük bir destanı, büyük bir milli gücü yok etmek istiyorlardı Plan uygulandı. Pusu kuruldu zaman beklendi.Türk Milletinin yağıları Muhsin Başkan'ı Şehit ettiler.Amaçları BBP ve Alperenleri savunmasız, duruma düşürüp FETO yu siyasileştirmekti Yazık ettiler yiğidimize.Ancak başaramadılar.Amaçları uğruna şehit ettiler ama DESTANINA el süremediler.Ne demiş şair Kişiler ölür, destanlar yaşar!

murataltug1985 04-07-2018 08:41

SIZIN DE BÖYLE TAKIPÇILERINIZ YOK MÜ?

*Kaç takipçin var?” diye sordum, sosyal medya fenomenine bir Çok” dedi, şu cevabı verdim Benim senin kadar takipçim yok. sekiz tane.takipçim var diyerek saymaya başladım Birinci ve en büyük takipçim Allah’tır. Uykuda bile takip eder O’ndan gizli kalmak mümkün değildir. O yazmadan takipçilerin kalem oynatamaz. İyi hareketimde gönlüme genişlik verir, yanlışda ise göğüsümü daraltır doğruyu ve yanlışı O’nun sayesinde anlarım. Elhamdülillah Sonraki takipçim Kirameyn Katipleri’dir. İyi kötü, hayır veya şerri anında kayda geçerler. Alim unutur kalem unutmaz deyip yazmaya devam ederler.*Dördüncü takipçim şeytandır. takipçilerin en tehlikelisidir. Şerdir. Allar pullar, acuzeyi dilber, zehiri ab-ı hayat gösterir. Tuzakları örümcek ağı gibi zayıf olsa da, insanı çok rahat kandıran müthiş bir yeteneğe sahiptir. Beşinci takipçim nefsimdir. boynu bükük, masum yüzlü bir dilenciye benzer. Aç gözlüdür, doymak bilmez. Gözleri fellik fellik arayış içindedir. Her şeyin hakkı” olduğunu söyler . Dırdırından kurtulamam Sadece açlıkla terbiye ederim onu. Dizginlerini bırakıversem beni uçurumdan yuvarlar da “Tüh, adamcağıza yazık oldu!” bile demez. Şeytandan sonraki en yaman takipçimdir

*Altıncı sıradaki takipçim rızkımdır.vefasızlığını görmedim ama ben vefasız ve nankörüm, onu değersiz ve küçük görürüm. Başkalarının rızkı bana tatlı gelir Devamlı onun peşinden koşarım rızkım ise ben senin peşinden koşarken ne diye benimle inatlaşır. Başkasının rızkına göz dikersin Kimbilir belki de haklıdır. yedinci takipçim de belalarımdır. Günahlarımdır Doğduğumdan beri hiç yalnız bırakmadılar rüzgar gibi okşar geçerler, hatırlatırlar kendilerine lütfunda kahrına hoş mevlam diyerek misafir ederim onlar tanrı misafiridir her gelen bela mutlaka hayır bırakır onlar gicince eyvah derim gittiler ve ben onları ağırlayıp misafir edemedim der pişman olurum ama iş işten geçmiştir
*Sekizinci ve son takipçim ölümdür. Trafik ve iş kazaları, kalp spazmı, nefes yetmezliği, doğal afetler, savaş ve terör onun bahanelerdendir. Ben unutsam o beni unutmaz, ensemde dolaşır bir tane daha takipçim var mezarlıkta sonra benimle kalacak olan salih amellerimdir “Benim gerçek dostum bunlardır..” Herkese selam ve muhabbetler. Kalın sağlıcakla...!

murataltug1985 04-07-2018 08:42

Kaynak türkiyegazetesi.com ahmet şimşirgil
Elbette su vermez ipsize kuyu!

*Afgani ve talebesi Abduh’tan etkilenenler halife ve Osmanlı hakanı Abdülhamid Han’a düşman olmuş ve onu tahttan indirmişlerdi Abduh bugün hâlâ ilahiyat hocalarınca tavsiye edilmektedir Abduha göre inanç:*“Aklın ve naklin delillerine, amelî hükümler de Kitab’a Sünnet’e ve selef uygulamalarına dayanmalıdır filan kitapta böyle yazıyor’ diye değil, delili sağlam ise doğrudur, benimsenir. Her Müslüman’ın kitap ve sünnete bakarak Allah ve Resulünün ne dediğini ne istediğini anlama hakkı vardır. âlim gerekmez…”
Son derece parlak, ilgi çeken, hoş ifadelerin gerisindeki korkunç ve sinsi maksadı gözden kaçırmamak gerekmektedir. *Abduh ifadeleriyle Kur’ân-ı kerim, Sünnet ve Eshaptan sonraki âlimleri yıkmakta ve yok etmektedir. şu sualler sorulmalıdır Mezhep imamları ictihad yaparken Kur’ân-ı kerim, hadisler ve Eshab-ı kiramın dışındaki kaynaklardan mı aldılar? Kafalarına göre mi konuştular?Dinin üçüncü delili İcma’yı inkâr mı ediyorsun? İcma sünnete dayanmıyor mu? ‘Ümmetimin âlimleri dalalette birleşmez’, hadis-i şerifini inkâr mı ediyorsun? içtihadı yapacak? âlimleri silmek korkunç bir çelişki değil midir? Afganiden önceki âlimler Kur’ân-ı kerimi ve sünnetleri anlamaktan aciz mi idiler âlimleri silerken insanları içtihat ehli kılmak nasıl bir zekâ ürünüdür? Gazali Rabbani Molla Gürani, bir kalemde silinecek fakat okuma yazma bilmeyenler allame kesilecektir

*Abduh için içtihat basittir. Arap dili ve Edebiyatını, bilmek yeterlidir o akılla alay etmektedir müçtehitleri tefsir, hadis, kelam, fıkıh ilimlerini inkar etmektedir. Abduh ve Afgani ekolü ile yetişen ilahiyatçıların insanlara siyer ve hadis yerine tarih, sosyoloji, felsefe, okutmalarının nedeni budur?
Abduh’un, herkesi akla göre hüküm çıkarmaya yöneltmiş kendi arzusu, ve aklıyla âyet ve hadislere mana vermiştir İngiliz misyonerlerinin aşıladığı bu girişim, İslam dinini bozma projesidir. Ne hazindir ki başarılı oldu.Abduh âyet ve hadisleri kafasına göre çarpıtmış. bütün âlimleri yok saymıştır
Abduh tefsirinde Cinler için*“muzır mikroplar”*tabirini kullanmıştır Kelamcılar: Cinleri hayat sahibi görülmeyen gizli cisimlerdir der.
*Abduh tefsirlerinde cinleri mikrop ve hastalık olarak yorumladıktan sonra daha da ileri giderek cinleri gören kimsenin vehim ve hayale kapıldığını, cinlerin hakikat olmadıklarını belirtir insanların
hayvan gördüğünü söyleyerek ayet ve hadislere muhalefet etmektedir Abduh,*“sefer hâlinde su bulunsa teyemmüm edilir” diyerek Ehl-i sünnetten ve ulemadan ayrılır. Abduh burada*“En çok şaşılacak şey Kur’ân’ın gafletidir”*demek suretiyle on dört asırlık İslamî kaideleri edepsiz bir tarzda gafletle karalamaktadır.Abduh, Fil suresindeki Ebabil*kuşlarını, sinek taşları ise sinek ayağına yapışmış toz ve mikroplardır diyerek kudret-i ilahiyeyi yok saymıştır

Abduh Ehl-i sünnet değildir Hazret-i İsa’nın vefatını göğe çıkarılma hadisesinin inkar eder abduh ehl-i sünneti ayetleri tefsir ve hadis-i inkar eder
Abduh’un talebesi ve onların yolunda yürüyen ve Ehl-i sünnetden bîhaber ilahiyatçı geçinen zavallılar İsa aleyhisselamın öldüğünü ve yeryüzüne gelmeyeceğini iddia etmektedir İngiliz Lawrence’leri islamiyeti değiştirdiler ingilizler ve abduhun hayranları kendi fikirlerini FETÖ cülere aşıladılar.Abduh’un fikirlerini Reşid Rıza yaydı.
Abduh’un dinde reformcu fikirleri,*Selefilik*adıyla günümüze kadar gelmiştir. Bugün mezhepleri birleştirme ve mezheb sahibi âlimler gibi dinde kendilerini yetkili görmek, Abduh hayranlarının en bariz özelliğidir

murataltug1985 04-07-2018 08:43

Kaynak türkiyegazetesi.com ahmet şimşirgil
Kılavuzsuz bu yola varamazsın!

*Âlimler, korkulu, geçit vermez sarp yollarda rehber, bunalımlı zamanlarda ferahlık ve rahatlık veren manevi liman gibidir. Dünyada dağları iyi tanıyan sakat bir rehber, karanlık yollarda cansız bir el feneri ve paralı, fakat cahil bir zengin bile zor durumdaki insanları ferahlatabilir. Peki yalnız ve beş parasız, hiç bilmediğin bir âleme çıkacağın yolculukta sana kim kılavuzluk edecektir?
Kılavuzsuz bu yola sen varamazsın,
Bu müşkül işi sen başaramazsın. ölüm gününü, düğün gününe çeviren mürşitleri, kılavuzları bulmalı ve iyi tanımalısın!*İngilizler ve Siyonistler doğruya giden yolları kesen, bozan, ajanlarını Müslümanların arasına asırlardır saldılar ve salmaktalar FETÖ’nün başı, 15 Temmuz 2016’da devletimize kastetmese bir kısım onu çağlar üstü bir rehber olarak gösterecekti Hayreddin Karaman, FETÖ*başının 1998’de Papa’ya gönderdiği ve emrinde olduğunu bildiren mektubu okumamış mıydı İmanın şartlarını dörde düşürdüğü ve bunları sayarken,*“ubudiyyet veya adalettir”*diyerek imanda şüpheye yol açtığı yazısını görmemiş miydik Hıristiyan ve Yahudiler de Cennet’e gidecek Kelime-i şehadetin ikinci kısmını (Muhammedü’r Resûlullah) söylemeye gerek yoktur”, mesajını işitmemiş miydik Buna rağmen gençler yıllarca neden bu gruba sürüklendiler suçlu kim

*Abdülhamid Han döneminin FETÖ’sü Afgani ve iki çanakçısı Abduh ve Reşit Rıza’yı âlim bilip gençlere sevdirenler vardı hayrettin karaman Afgani, Abduh ve Reşid Rıza’yı uzun uzun anlatmış gençlere onların fikirlerini aşılamıştır
Afgani ve Abduh Abdülhamid Hanın düşmanıydılar modernizmin haçlı şövalyeleriydi Osmanlının yıkılmasında Ehl-i sünnet akidesinin bozulmasında rol oynadılar İngiliz ve Siyonist uşağıydılar Buna rağmen haklarında parlak övgülerle sözedilmekte yıkıcı fikirleri aşılanabilmektedir...Reşid Rıza
Lübnan’ın Kalemun kasabasında 1865 te doğdu iyi bir aile çevresinde yetişti Ehl-i sünnet eğitim aldı. İmam-ı Gazali ve İmam-ı Şarani hazretleri onun baş ucu kitabı gibi idi. tasavvufa meylederek Nakşi dergâhında bulundu.*Reşid Rıza’nın zahidâne hayatı ve Ehl-i sünnet itikadı Afgani ve Abduh’un eserleriyle değişti Ürdün’de Abduh’un derslerine katıldı. Afgani ve Abduh’un *“Pan İslamizm”* dedikleri Müslümanları birbirine düşüren yıkıca fikirleri kendisine rehber oldu Görünüşte Abdülhamid Han’ı destekliyorlardı. sinsice ingilizlere hizmet etdiler Müslümanları inanca çağırıp arapçayı savunurlarken Osmanlıyı sinsice yıpratmak peşindeydiler Abduh’un vefatıyla tarikatın başına Reşid Rıza geçti. sinsi fikirleri ve Abdülhamid Han düşmanlığı ortaya çıkdı. Abdülhamid Hanı *istibdat*diye niteliyor kitleleri hareketlendiriyordu. İttihat ve Terakki ile iş birliğine girişti. Sözde Arap Türk anlaşmazlığını kaldıracak, birlik ve beraberlik sağlayacaktı. tek konuşma dili Arapça olmalı”, diyen bu adamın yanında Türkçü ve Turancılar ne buluyordu acaba?

*Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesiyle Reşid Rıza ve ittihatçıların şu sözleri Türklerin hakanına ve Müslümanların halifesine nasıl bir nefret ve düşmanlık gösterdiklerini ortaya koyar Abdülhamid Han ve çevresindekiler! Allaha başkaldırıp Sünneti ve farzı terk ettiler. Şeriatı uygulamadılar. Osmanlıları istibdat ile yönettiler. Büyük servetler edindiler… Allah onları yakaladı. Kalplerine korku saldı...”Reşit Rıza ve Abdülhamid Han’ı tahttan indiren Jön-Türklerin, Ermeni Rum ve Yahudilerden farkı yoktu talimatı Londra’dan Mason localarından aldılar Mason ve Siyonistler Osmanlı ülkesi planlarını işlemeye başladılar
İslam ittihadı,*Osmanlı birliği*gibi kavramlar gitmiş, yerini*Arapçılık*ve*Türkçülüke bıraktı.
*Reşid Rıza İttihatçılara karşı Hicaz Şerifi Hüseyin’i destekledi onu Arap Devleti kurmaya teşvik eddi
Abdülhamid Han devrinde sudan sebeplerle Osmanlı Devleti’ni sarsan Reşid Rıza, İngiliz sömürgecileri ile de iyi ilişkiler içerisine girdi İngiliz sömürgesini övdü FETÖ*başının,*ülkenizi, eşinizi, kızınızı, oğlunuzu haçlılara teslim edin*sözü, Afgani, Abduh ve Reşid Rıza’nın bir adım ilerisidir Reşid Rıza azılı Türk ve Ehl-i sünnet düşmanıdır Ona göre İstanbul *fetih hadisi*yoktur
“İstanbul’un gerçek fethi, orasının Türk eşkıyalarının elinden Araplarca kurtarılması ve fethi ile mümkün olacaktır.”*demektedir onun bu sözü hangi İslam birliğini savunduğunu ve kimlerin hizmetinde olduğunu göstermektedir.
*Hayreddin Karaman,*Afgani, Abduh ve Reşid Rıza’yı örnek göstermektedir. Karaman’ın Gerçek İslam ve birlik anlayışı nedir acaba? Müslümanların birliğine hançer gibi saplanan İngilizlerin azılı üç şövalyesinin, nelere mal olduğunu bilmemesi mümkün müdür?Sayın Karaman İstanbul’un fethini işgal olarak mı görmekte ve kurtarılmasını mı beklemektedir? azılı Ehl-i sünnet ve Osmanlı-Türk düşmanlarını severek II. Abdülhamid Han’ı nasıl anlayacaksınız?

murataltug1985 04-07-2018 08:43

Kaynak türkiyegazetesi.com ahmet şimşirgil
Kişi dilinin altında gizlidir!

*II. Abdülhamid Han’ı anlamak her şeyi anlamaktır peki anlayabiliyor muyuz onu anlamak için öncelikle onu ortadan kaldıran ve Osmanlıyı işgal eden ingiliz maşalarını iyi tanımak lazım Yoksa havanda su döğer İbret almadan boş okumalar yapar Tarihin ruhuna ters düşeriz. Üstadın ifadesiyle Başsız başsız adamlar!”*deyimine uygun olarak ortalıkta gezeriz Abdülhamid Han’ı hakkıyla anlamak tanımak Zamanın FETÖ’lerini tanımak gerekir Aksi hâlde İslam’ın birliğini temin eden halifeyi yok etmek için çaba harcayan, devrin FETÖ’cülerinin yerini her dönemde yeni bir FETÖ almaya namzet olacaktır. *Afgani ve abduh İslam âlemini paramparça ettiler. Bunları rehber edinenler*“Devlet-i ebed-müddet”*denilen Osmanlı Devleti’mizin mahvını hazırladılar. II. Abdülhamid Han’a*Kızıl Sultan*ve*Müstebit*diye saldırdılar.Abdülhamid Han’a, Reşit Rıza’nın müstebit diye saldırması bizi yaralıyor Reşit Rıza “İstanbul’u Araplar, eşkıya Türklerin elinden alacaktır”*derken bu hainin lafı bizi yaralıyor ve unutmuyoruz Afgani, Abduh ve Reşit Rıza’nın osmanlıyı yıkmak için mason ve İngilizlerle dostluk kurdular kendilerini islamın birleştiricisi Abdülhamid Han’ı, Yusuf Nebhani’yi, İslam’ın düşmanı olarak gösterdiler

*FETÖ başının 1998’de Papa’ya mektup yazdı ve hizmetinde olduğunu söyledi İmanın şartlarını dörde düşürürken, dördüncü ubudiyyet* veya* adalettir”*şartını belirtmesi uygun muydu?
Meleklere iman, kitaplara iman ve kadere iman bahsini amentüden çıkarması ve iman esaslarına*şüpheli yaklaşması önemsizmiydi fetö ya inananlar nasıl bir gaflet içindeydi
Sayın Cumhurbaşkanımız dershane tezinde FETÖ’nün gerçek yüzünü millete göstermekti.* ülkeyi Haçlılara teslim etmek isteyen bir ajann maskesini düşürmek istedi ve düşürdü.
Mehmet Görmez*fetönün dinsizliğini ortaya koyan bir rapor hazırlattı. rapor, FETÖ’nün İslam’a zehir saçan sözleri ve icraatları ile doluydu.
*Sn hayrettin karaman fetönün sözlerini işitmediniz mi? Yoksa ittifak içindemisiniz Sayın Karaman müçtehid olarak doğruyu başkasından bekleyemezsiniz. ilahiyat profesörü olarak doğru ve yanlışı belirtmede vazifeli olduğunuza inanmıyor musunuz? FETÖ yolunda heba olan gençlerde sorumluluk sahibi olduğunuza vebalde bulunduğunuza inanmıyor musunuz Cumhurbaşkanımızın*“İlahiyatçılar doğruları anlatsın”*sözünden rahatsız mısınız? Memleket Haçlılara peşkeş çekildiğinde ilminizin kime faydası olacaktır söyler misiniz siz beni iftiracılıkla
Suçluyorsunuz Unutmayın iftira etmeyeni müfteri ilan etmek kendi yanlışlarını gizlemek yolunda en büyük iftiradır!..


All times are GMT +3. The time now is 09:48.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025