![]() |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Aziz Eşya
Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü; Bende tek aziz eşya annemin baş örtüsü... 1977 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Babadan Oğula
Eve dönmez bir akşam; Ve gün yüzlü çocuğu, Sorar: Nerede babam? Bakarlar, oldu, bitti; Gelir, derler çocuğa, Baban attaya gitti. Uzar gider bu atta; Ve neler neler olmaz Ve kimbilir ve hatta; Bir mahşer gerisinde; Babası döner bir gün, Oğlunun derisinde... Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bacalar
Görürüm, çıkmışlar kararmışlar çatılardan, Kemik bir kol nasıl fırlarsa mezardan. Her ân, bir haberi kollar gibi yukardan, Dipsiz maviliğin esrarını kurcalar, Bacalar... Kimi ince, kimi uzun, kimi de kısa; Dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa. Onlar, insanların gözünde bir kartalsa, İnsanlar, onların gözünde karıncalar, Bacalar... Kimbilir, belki de evlerin cinleridir; Kolları bir dâvet gibi göğe yükselir, Ölüler, ölüler, arka arkaya gelir, Ruhların mehtaba daldığı taraçalar, Bacalar... Azap kuleleri, cüceleşmiş devlerin; Kör mazgallarında raksı var alevlerin. Öyle evciller ki, tepesinde evlerin, Kopuyor içinde görünmez facialar, Bacalar... 1930 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bahçedeki İhtiyar
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış Nurlu ihtiyarın yanaklarında. Yapraktan saçını yerlere yaymış, Sonbahar ağlıyor ayaklarında. Süzüyor ufukta bir kızıl yeri, İçi karanlıkla dolu gözleri; Alnında akşamın ince kederi, Sessizliğin sırrı,dudaklarında. Yanan bir kağıtta küçük bir satır Yazı gibi akşam onu karartır; Artık o,silinen bir hatıradır, Bu ıssız bahçenin uzaklarında... 1930 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Baş
Eklense de başıma dünyada kaç baş varsa, Başım, onların hepsi için secdeye varsa... 1974 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Başıboş
Vatanımda sular akar, başıboş; Herkes, birbirini kakar, başıboş. Bozkırlardan topal bir tren geçer; Çocuk, merkep, öküz bakar, başıboş. Yanmaz da yürekler, güneşe atsan; Bir kibrit, bir orman yakar, başıboş. Tarih, kutuplara kaçmış bir fener, Buz denizlerinde çakar başıboş. Yirmi dokuz harfte sözde aydınlar, Yafta yazar, isim takar, başıboş. Allah'ım sen acı bu saf millete! Akşam yatar, sabah kalkar, başıboş... 1964 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Başım
Zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat; Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat... 1974 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bayrak ve Sultan
Baktım, renk yağarken akşam üzeri, Her şey ölü yüzde düzgün ve boya. Nesi varsa yoksa bu harap dünya, Bir büyük hayalin sade benzeri... Her şey bir gölgecik o görünmezden, Visal başlayınca ölüyor visal. Vatan bir hatıra, kadın bir misal; Sen ulaşmaya bak, sonsuza, tezden! Ey insan, sığdığın çizgiden utan! Başlangıç noktası, bir de son durak. Her zerrecik ondan arma ve bayrak; Bayraklar topluma, bana da sultan... 1958 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bayram
Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!.. 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bekleyen
Sen, kaçak bir ürkek ceylansın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgar değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü. Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir. Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye Toprağında bir taş olur, beklerim... Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Belâ
Ne var, ne var âlemde, Belâ kadar çekici? Örse benzer kellemde, Belâların çekici. Çiçeklik, bana ateş, Bana pınar, karbelâ, Koynumdan çıkmayan eş, Suyum, ekmeğim belâ... 1972 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Ben
Ben, kimsesiz seyyahı, mechuller caddesinin; Ben, yankısından kaçan çoçuk, kendi sesinin. Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı; Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı. Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların; Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların. Ben kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda; Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda. Ben başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir; Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir. Ben, Allah diyenlerin boyunlarında vebal; Ben bugünküne mazi, yarınkine istikbal. Ben, ben, ben; haritada deniz görmüş, boğulmuş; Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş. Hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum; Ölü ve Münker-Nekir; baş dönmesi uçurum... 1939 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bendedir
Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne, aşılmaz duvar bendedir, Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir. 1936 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Benim Nefsim
Ruhuma bir kefen bezi yeter de, Yetmez aç nefsime sırma ve ipek. Çare yok, yüzünden düştüğüm derde; Yesem de "toprakla karışık kepek..." Güneşle bir tutsam girmez hizaya; Dar bulur, sığmam der, dipsiz fezaya. Kuyruk sallar, sonra hırlar ezaya; Benim nefsim, benim nefsim ne köpek!.. 1972 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Beste
Halim, açık denizde düdük çalan bir gemi; Kim duyar, ötelerden haber veren bestemi?.. 1977 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bir
Varlık yalnız Bir'dedir, toplam bölüm hep birde... Devam eden yalnız bir, sayıda dört tekbirde... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bir
"Bir"i deşerken her ân beynini yiyen adam, Sayılar köpürdükçe "Allah bir!" diyen adam... 1975 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Biter
Kalkılır bir yerde, kalır oyuncak, Kurgular biter. Ölüm... O geldi mi ne var korkacak? Korkular biter. Fikir, açmaz artık beyinde kuyu; Burgular biter. Unuturuz hayat adlı uykuyu, Uykular biter. Biter, her şey biter; ses, şekil ve renk, Kokular biter. Kabir sualiyle kapanır kepenk, Sorgular biter. 1963 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bitmez
Bilmezdim, iş bütünde; Bu ömür derdim, bitmez. Bir yuvarlak üstünde Git, git, giderdim, bitmez. Bir deli kafacıktım; Sonsuzluğa acıktım. Farzet denize çıktım, Su biter, derdim bitmez. 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bizim Yunus
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Okunu kör nefsin, kılıçla çelmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Ölüm dedikleri perdeyi delmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Eli kaatile de kalkamaz elmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Zaman, onun kemend attığı selmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Toprakta devrilmiş, göğe çömelmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş; Sayıları silmiş. BİR'e yönelmiş... Bizim Yunus, Bizim Yunus... 1972 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Boş Dünya
Gittiler...Bana dünyam Birdenbire boş geldi. Seçilmiş oldu eşyam. Odalarım loş geldi. Gözlerim müebbette, Günü gelir elbette... Gelir Melek nöbette, Safa geldi, hoş geldi. 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Boş Odalar
Şu karşı evin boş odalarında, Duvarlara sinmiş bir hayâlet var. Elinde mum, gece ortalarında, Bucak bucak gezer, birini arar. Camlar tutuşurken, eski kafesler, Beyaz duvarlara aksetmiş, durur. Dağınık sürüyü toplayan sesler, Kapıya sokulup tokmağı vurur. Sonra işitilir sert bir hıçkırık, Basar odaları belirsiz cinler. Karanlık avluda döner bir çıkrık; Sanırsın, kundakta bir çocuk inler. Akşam, dağılırken yerli yerine, Bu evin önünde ürperiyorlar. İçlerinden, kendi kendilerine: Şu karşı ev tekin değil, diyorlar. 1925 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Boş Ufuklar
Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, 'İyi insanlar iyi atlara binip gitti.' 1973 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bu Dünya
Bu dünya bir tamam'dan eksiklikler âlemi; Kopuşlar, ayrılıklar, kesiklikler âlemi... 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Bu Yağmur
Bu yağmur... Bu yağmur... Bu kıldan ince, Nefesten yumuşak yağan bu yağmur. Bu yağmur... Bu yağmur... Bir gün dinince, Aynalar yüzümü tanımaz olur. Bu yağmur kanımı boğan bir iplik, Tenimde acısız yatan bir bıçak, Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik, Dayandıkça çisil çisil yağacak. Bu yağmur, delilik vehminden üstün, Karanlık, kovulmaz düşüncelerden. Cinlerin beynimde yaptığı düğün Sulardan, seslerden ve gecelerden. 1934 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Büyük Doğu Marşı
Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Avlanır, kim sana atarsa kement, Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet. Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un! Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun. Nur yoklu izinden git, KILAVUZ'un! Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun! Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un! Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun. Aynası ufkumun, ateşten bayrak! Babamın külleri, sen, kara toprak! Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak! Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak! Aynası ufkumun, ateşten bayrak! Babamın külleri, sen, kara toprak!.. 1938 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?.. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul'da bul! İstanbul, İstanbul... Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i... Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul... Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul... 1963 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Cansız At
Bilmem, kaçı kaç geçe, Bilmem, kaça kaç kala, Ya erkence, ya geçce, Sıram gelir hoppala! Altımda gacır gucur, Kişner durur cansız at... İşte servili çukur; Ve ölümsüz hakikat! 1944 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Cehennem
Ateş benim yıkayan, yuyan, emziren annem! Bir arınma kurnası olsa gerek cehennem... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Cinler
Ne derlerse desinler, Yakın dostlarım cinler... Havanın ve alevin Kemiksiz çocukları; Yüzbir odalı evin Haşmetli konukları, Rüzgârdan topukları, Yakın doslarım cinler... Kum gibi kalabalık, Bin şekil ve bin kılık; Suda bir gümüş balık, Postacı güvercinler, Zümrüt yüklü hecinler, Yakın dostlarım cinler... 1939 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Çan Sesi
Odamda yanan mumu üfledi bir çan sesi. Gözlerim halka halka gördü bu uçan sesi. Önümden bir hız geçti, aktı ateşten izler; Açıldı kıvrım kıvrım toprak altı dehlizler. Şimşekler yanıp söndü, şimşekler sönüp yandı; Derindeki sarnıçta durgun sular uyandı. Sağa sola sallanıp, dan, dan, dan, çaldı çanlar, Durmadan çaldı çanlar, durmadan çaldı çanlar, Sular ürperdi, eşya ürperdi, tunç ürperdi; Çanlar, kocaman çanlar, korkunç korkuç ürperdi. Gördüm ki, adım adım, gölge gölge keşişler. Ebedi karanlığın mahzenine inmişler... 1925 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Çek Perdeyi
Evler döşemekti bendeki tasa, Yaptım, ettim, nöbet mezara geldi. Yeter bana, üç beş arşın bez olsa; Beklenmedik mallar pazara geldi. Penceremde bir gün günlerden bir gün: Ses baygın, renk dalgın ve ışık süzgün; Belirsiz bir semte insanlık sürgün... Çek perdeyi güneş nazara geldi. Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Çırpınır
Dinle, kulağını ver de mezara! Ölüler evlattan yana çırpınır. Nesiller arası korkunç manzara; Domuz yavrulayan ana çırpınır. Kalbten kazıdılar iman sırrını; Her günün bugünden beter yarını. Acı rüzgarlara vermiş bağrını Türk Bayrağı yana yana çırpınır. Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Çift Kanat
Biri aşık biri nefret; bizim kanadımız çift... Ateş saçmalı ki nur, erisin kapkara zift... 1977 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı! Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı Ateşten zehrini tattım bu okun, Bir anda kül etti can elmasımı. Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un, Kustum, öz ağzımdan kafatasımı Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk. Al sana hakikat, al sana rüya! İşte akıllılık, işte sarhoşluk! Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare diye. Bir kanlı şafakta, bana çil horoz, Yepyeni bir dünya etti hediye Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor; Mekânı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim. Nesin sen, hakikat olsan da çekil! Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam! Otursun yerine bende her şekil; Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam! .......... .......... .......... .......... Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, Benliğim bir kazan ve aklım kepçe, Deliler köyünden bir menzil aşkın, Her fikir içimde bir çift kelepçe. Niçin küçülüyor eşya uzakta? Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl? Zamanın raksı ne bir yuvarlakta? Sonum varmış, onu öğrensem asıl? Bir fikir ki sıcak yarada kezzap, Bir fikir ki, beyin zarında sülük. Selam sana haşmetli azap; Yandıkça gelişen tılsımlı kütük. Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol! Ey yedinci kat gök, esrarını aç! Annemin duası, düş de perde ol! Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç! Uyku, kaatillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak. Teselli pınarı, sabır memesi; Size şerbet, bana kum dolu çanak. Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet, Sırrını ararken patlayan gülle? Yeşil asmalarda depreniş, şehvet; Karınca sarayı, kupkuru kelle... Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş, Mevsimden mevsime girdim böylece. Gördüm ki, ateş de, cımbız da yokmuş, Fikir çilesinden büyük işkence. .......... .......... .......... .......... Evet, her şey bende bir gizli düğüm; Ne ölüm terleri döktüm, nelerden! Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm, Yetişir çektiğim mesafelerden! Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz; Yollar bir yumaktır, uzun dolaşık. Her gece rüyamı yazan sihirbaz, Tutuyor önümde bir mavi ışık. Büyücü, büyücü ne bana hıncın? Bu kükürtlü duman, nedir inimde? Camdan keskin, kıldan ince kılıcın, Bir zehir kıymık gibi, beynimde. Lügat, bir isim ver bana halimden; Herkesin bildiği dilden bir isim! Eski esvaplarım, tutun elimden; Aynalar söyleyin bana, ben kimim? Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa, Arzı boynuzunda taşıyan öküz? Belâ mimarının seçtiği arsa; Hayattan muhacir; eşyadan öksüz? Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı! Ne yalanlarda var, ne hakikatta, Gözümü yumdukça gördüğüm nakış. Boşuna gezmişim, yok tabiatta, İçimdeki kadar iniş ve çıkış. .......... .......... .......... .......... Gece bir hendeğe düşercesine, Birden kucağına düştüm gerçeğin. Sanki erdim çetin bilmecesine, Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin. Açıl susam, açıl! Açıldı kapı; Atlas sedirinde mavera dede. Yandı sırça saray, ilahi yapı, Binbir avizeyle uçsuz maddede. Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik; Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur. İçiçe mimari, içiçe benlik; Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur! Nizam köpürüyor, med vakti deniz; Nizam köpürüyor, ta çenemde su. Suda bir gizli yol, pırıltılı iz; Suda ezel fikri, ebed duygusu. Kaçır beni ahenk, al beni birlik; Artık barınamam gölge varlıkta. Ver cüceye, onun olsun şairlik, Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta. Öteler öteler, gayemin malı; Mesafe ekinim, zaman madenim. Gökte Samanyolu benim olmalı; Dipsizlik gölünde, inciler benim. Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak... 1939 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Çocuk
Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk; Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk... Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret; Karıncaya göz atsa "niçin, nasıl?" ve hayret... Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür; Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür. Allah diyor ki:"Geçti gazabımı rahmetim!" Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim... Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın! Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın! İnsanlık zincirinin ebediyet halkası; Çocukların kalbinde işler zaman rakkası... 1983 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Dağlarda Şarkı Söyle
Al eline bir değnek, Tırman dağlara, şöyle! Şehir farksız olsun tek, Mukavvadan bir köyle. Uzasan, göğe ersen, Cücesin şehirde sen; Bir dev olmak istersen, Dağlarda şarkı söyle! 1931 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Dalgalar
Sarmış deniz kızları gibi dalgalar bizi, Uzun saçları gümüş, şeffaf tenleri fosfor. Yumuşak başlarıyla sarsarak teknemizi, Yolcu, gittiğin sahil nerde diye bağırıyor. Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser, Sulardan daha derin, yolun karanlıkları. Dalgalar, yürüyünüz, arayalım beraber, Başımızı dövecek yalçın kayalıkları!.. 1926 Necip Fazıl Kısakürek |
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Davetiye
Telli pullu, anlı şanlı bir gelin; Aynalar, gelin! Bir güzel ki, en güzeli güzelin; Gönüller, gelin! Sonsuz gerçek, habercisi ezelin; Kitaplar, gelin! Ey karanlık, gelmektedir ecelin; Işıklar, gelin! Toplanın hep, derlenin hep düzelin; Yığınlar, gelin! En güzeli, en güzeli, güzelin; Habercisi, habercisi, ezelin; Tellerinde şafak söken bir gelin; Anneler, babalar, çocuklar, gelin!.. 1949 Necip Fazıl Kısakürek |
All times are GMT +3. The time now is 06:39. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025