![]() |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
manda isteyenler düsmanımızdır ülkeyi avrupaya amerikaya peskes cekenler düsmanımızdır |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
İnönücülük=Atatürkçülük |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
|
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
|
Hezimet 85 yaşında
Ayrıca İsmet İnönü'nün Atatürk'ün kökü dışarda yahudi uşakları diyerek kapattığı mason locaları İsMET İnönü zamanında sayesinde açılmıştır. Sırf Bu gerçek bile Atatürkçülük ile İnönücülüğün birbirinin tamamen tersi olduğunu kanıtlaya yetebilir.
|
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Çevir kazı yanmasın kopyala alimi İsmet inönü gibi açık oy gizli tasnif yapmamış ya. |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Bunun yanında 1935 yılında da Türk Masonlar Derneği kendisini fethetmiştir.1963 yılında da bu dernek tekrar kurulmak istemiş, İsmet Paşa yine izin vermek istememiş ama Menderes'in Demokrat Partisi'nin devamı olan Adalet Partisi'nin eski mason derneği üyesi Demirel'in baskısı nedeniyle kabul etmek zorunda kalmıştır. |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
İstese Milli Şef,hiç seçim yapmaz mıydı ? Yapmazdı. Demokrat Parti'yi kapatmaz mıydı ?Kapatırdı. Peki neden yaptı tüm bunları ? Menderes gibi bir demokrasi düşmanı olamdığından olmasın ? |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
|
Hezimet 85 yaşında
yillarca halka "türkce ezan" gibi bir sacmaligi reva görende inönüydü!.. menderesin ne demokrasi düsmanligini gördün o ülkemize demokrasiyi getirmistir inönü zamaninda tek seslilik, diktatörlük vardi ;)
|
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Artık seni ciddiye almıyorum. Her lafı çarpıtmaya bayılıyorsun. Ama bunu bile beceremiyorsun. Artık sana cevap vermiyorum. |
Hezimet 85 yaşında
milli şef'in nesi demokrat?Şaka mı yapıyorsun kuzum? ;)
|
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
İlk defa 1931 yılının sonlarında Atatürk’ün emriyle ezanın ve Kuran’ın Türkçeleştirilmesine başlandı. Ve ilk Türkçe ezan 30 Ocak 1932 yılında Fatih Camii’nde Hafız Rıfat Bey tarafından okundu. Daha sonra ezanın Türkçe metni yurdun dört bir yanına gönderildi ve 4 Şubat 1933 yılında tüm müftülüklere ezanın Türkçe okunması ve buna uymayanların cezalandırılması emredildi. Bu uygulama 16 Haziran 1950 yılında yeni iktidar Demokrat Parti tarafından sona erdirildi. Kısaca ezan Atatürk yaşarken ve onun emriyle Türkçe okunmaya başlandı. Eğer Atatürk bu işe onay vermeseydi hiç kimse ezanı Türkçe okutamazdı. Atatürk’ün Balıkesir’de, 1923 yılında söylediği bir sözü aktarıyorum: "Minberler halkın beyinleri, vicdanları için bir iyilik ve doğruluk kaynağı, bir aydınlanma kaynağı olmuştur. Böyle olabilmek için minberlerden yankılanacak olan sözlerin bilinmesi, anlaşılması ve sanat ve ilmin gerçeklerine uygun olması gerekmektedir” Kısaca İsmet Paşa’yı suçlamak istiyorlar ama aslında onlar da biliyor ki bu uygulamayı yapan Atatürk. Ama ona saldırmaya güçleri yetmiyor. Hem Atatürk’e saldırmak başlarına bela olur, hem de neden Atatürk’ü kolayca oy alabilmek için kullanmak varken karşılarına alsınlar? Ama onların asıl hedefleri Cumhuriyet ve daha da önemlisi laiklik. Onlar bu ülkeyi kurup laikliği getirenlerin din hakkındaki düşüncelerini gayet iyi biliyor. |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
İsmet İnönü, o zamanlar ordu üzerinde tek hakimdi.Ayrıca Demokrat Parti'nin kuruluşuna onay bile vermezdi. 1946 seçimleri halk alışsın diye yapılan bir seçimdi.Asıl seçim 1950'de yapıldı.İstese kendisi Kurtuluş Savaşı'nın kahramanı olarak gören orduyu hemen harekete geçirir ve 1950'de Menderes'i astırırırdı. Kendisine gerçekten de komutanlardan böyle bir talep gelmiş ama "halkın tercihi" diyerek Menderes hükümetine saygı göstermiştir. Bu cevap,maviinsan kullanıcı adlı üyeyi de bilgilendirir sanırım. Ayrcıa bir daha cevap vermeyeceksen verme.Ben hep buradayım.Ve Atatürk'e,İnönü'ye,ordumuza edilecek her söze verilecek bir cevabım vardır. |
Hezimet 85 yaşında
kopyala, yapistir yanmasin.. yok atatürk yaptirmis, yok söyle olmus öyle varsayimlar üzerine konusmayalim gercekler üzerine konusalim.
nasil ki Atatürk bu ülke icin bir sanssa, inönü bir sanssizliktir.. belkide inönülü yillar olmasa cok daha ileride olacaktik... Demorkasiye resmen balta vurdu, ekonomik olarak hic ilerleme olmadi, halkin dinine karisilir oldu, kendi egosunu tatmin etmek icin paraya bile kendi resmini bastirdi.. Sükürler olsun ki demokra partiyle beraber, inönülü karanlik yillar bitmis ülkemiz demokrasi ve ekonomi alaninda büyük atilimlar yapmistir.. Rabbim bize bir daha inönü gibi liderlerle yönetilme imkani vermesin... |
Hezimet 85 yaşında
Kopyala yapıştır alimi
Hep burada mısın? Hiç belli olmaz canım 8) |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Varsayımlar ? Türkçe ezan 1931'de okunmaya başlandı.Bunun neresi varsayım.O tarihte Atatürk karar verdi buna. İsmet İnönü'nin neresi şanssızlık.Irkçı darbeyi önleyip ülkeyi Almanya tarafında savaşa sokmak isteyenleri önlemesi mi yoksa İkinci Dünya Savaşı'nda ülkeyi savaşa sokmayıp Birinici Dünya Savaşı'nda yapılan hataları yapmaması mı ? Demokrasiye nerede balta vurdu ? Demokrat Parti'nin kurulmasına izin verdi,istese hiç seçim yapmayacakken ülkeye demokrasiyi getirdi ? Ekonomi ilerleme olmamış ! Dünya Savaşı yıllarında Türkiye düzeyinde ve konumunda bir ülke olup da ilerleyen bir ülke gösterin bana. Demokrat Parti'nin yaptığı atılımlar.Amerika'dan yardım alıp atılım yapmayı biz de bilirdik.Lozan'da bir sahne vardır.Orada İngiliz delegasyonu İsmet Paşa'ya "şimdi bize kafa tutuyorsunuz ama ileride bizden it gibi para dileneceksiniz" demiştir.Paşamız da "ben yönetimde olduğum sürece böyle bir şey olmayacaktır.sizin paranıza ihtiyacımız yoktur" demiştir.Evet,asla da böyle bir şey yapmamıştır ama maalesef Menderes,İngiliz delegasyonunun dedii şeyi yapmıştır. Yüce Allah (c.c) bize milleti, oduna oy verecek kadar aptal sanana demokrasi katilleri tarafında yönetilmeyi göstermesin. |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
|
Hezimet 85 yaşında
sadece bir soru madem bu inönü bu kadar basariliydi neden genel secimlerde menderese parti icinde de ecevite yenildi buyur beni aydinlat bakalim!
benim adima inönü bu ülke icin bir talihsizliktir, inönülü yillar kayip yillardir sebebide gayet aciktir o yillarda ülkemiz hic bir ilerleme kaydetmemis aksine despotca yapilan icraatlarla resmen diktatörce yönetilmistir! |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Cumhuriyet Halk Partisi, halk içinde giderek popüler hale gelmekteydi ve sürekli faal olacak bir lider gereksinimi içerisindeydi.İsmet Paşa, yaşı nedeniyle buna yetişemiyordu.O yüzden genç bir lidere ihtiyaç vardı. Ayrıca partide Ecevit gitgide daha popüler bir hale gelmekteydi.Halkın desteğini de arkasına almıştı.Ayrıca parti,psikolojik olarak bir lider değişimi istiyordu. Bu sebeple,Ecevit'e yenildi ama yenilince ilk yaptığı iş de gidip Ecevi'ti tebrik etmek olmuştur. Menderes'e yenilmesinin sebepleri vardır.Dünya Savaşı'ndaki zorluklar nedeniyle halk içinde bir memnuniyetsizlik başlamıştı.Chp,ülkeyi kuruluşundan beri yönetiyordu ve halk, artık bir yenilik istiyordu.Ana neden budur. Ayrıca, Atatürk döneminde sinmiş olan gerici ve irticacı gruplar, Demokrat Parti ile sahneye çıkmışlar ve halk üzerindeki etkinliklerini artırmışlardır. Ayrıca İsmet Paşa'nın yönetici olduğu dönem komünizm ve faşizmin en koyu olduğu yıllardı.Ve yeni kurulmuş Cumhuriyet'in kendisini sağlama alması için biraz da otoriter olması gerekiyordu.O zamanlar olması gerekenler yapıldı. Ayrıca İsmet Paşa'nın da hataları olmuş olabilir.Köy Enstitülerini savunmaması ve muhalefetin baskıları ile kapatması bence büyük bir hatadır. |
Hezimet 85 yaşında
Televizyondaki adamı dinlerken kulaklarıma inanamadım: 1950 öncesini hasretle yâd ediyor, her şeyin çok güzel gittiğini söylüyordu. Oysa 1950 öncesi gerçeği, söylediklerinin tam tersiydi... “CHP önderlerinden birinin çocuğu mu, yoksa bir memur çocuğu mu?” olduğunu düşünmekten kendimi alamadım. Çünkü o dönemi övebilmek için, ya “memur çocuğu” ya da “CHP önderlerinden birinin çocuğu” olmak gerekiyor... Köy çocukları, yeterince beslenememekten dolayı şişen karınlarını tutup kırk yamalı giysileriyle birlikte tüm varlıklarını saklama ihtiyacı içinde ürkek ürkek bakınırken, memur ya da “CHP çocukları” (kısaca), cicilerini savura savura şehir meydanında özgürce oynarlardı. Onları gören, tüm şehri, içindekilerle birlikte babalarının tapulu malı zannederdi. Öylesine şımarık, öylesine umursamaz, öylesine savruktular. Merakımı fısıltıya gömüp, anneme “Kim bunlar?” diye sorduğum gün, kurtlanan barsaklarımı arındırmak için yarı zorla doktora götürüldüğüm gündü. “Ağa çocukları” demişti annem, hafiften iç çekerek. Daha önce sorduğum için “Ağa”nın ne anlama geldiğini biliyordum. “Onlar zengindi, memurdu, mâmurdu, beydi; onlar her şeydi...” Onlar vali idi, kaymakamdı, nahiye müdürüydü, başkandı, şube reisiydi, belediye reisiydi, kumandandı... Biz ise gariban köylülerdik. Köylülerin gayr-i resmi olarak ağaların her türlü çağrısına uyma zorunluluğu vardı. Çağrıya uymayanın başına bin türlü belâ gelirdi. Askerliğinizi yeni yapmış olsanız da, defterinizi dürerler-tekrardan askere gönderirlerdi. Ölümüne çalışıp zar-zor denkleştirerek ödediğiniz vergi borcunuzu tekrar ödemeniz için jandarma destekli tahsildarı kapınıza gönderirler, odanızdan yatağınızı, ahırınızdan dananızı çıkarır, tepenizdeki damın kiremitlerini indirirlerdi: “Vergi borcuna masuben (tahsildar “mahsup” diyemez “masup” derdi) el koyuyorum!” Köylü çaresizlik içinde boyun büker, en fazla da, “Ellerin kırılsın inşAllah” diye beddua ederdi. Direnmeniz halinde belayı büyütürler, bu kez, “Hazine arazisi” iddiasıyla atadan kalma toprağınızı elinizden alırlardı. Aç kalırdınız. Ağaya-paşaya direnenleri, en azından bir bahane ile karakola çektirip eşek sudan gelene kadar dövdürürlerdi. Üstelik bu karakol ziyaretlerini her hafta tekrarlatabilirlerdi... Aslına bakarsanız, köylülerin en fakir kesimi (ki çoğunluğu teşkil ediyordu) ağaların imecesine (gönüllü katkılarla topluca yapılan iş) gitmeye gönüllüydü. Neden derseniz, ancak ağaların imecesinde kursaklarına doğru düzgün yemek giriyordu. Ancak ağaların imecesinde karınları tıka basa doyuyordu. “Ağanın imecesinde öyle bolluk vardı ki, makarnayı ekmeksiz yedik” sözü, çocukluğumun atasözlerinden daha yaygın bir sözdü. Kısacası, benim çocukluğumda yalnızca memurlarla Halkçıların (CHP önderleri anlamında) karınları doğru düzgün doyardı. Bazıları ise sözün tam anlamıyla, bir elleri yağda, bir elleri balda yaşarlardı. Halk ise alabildiğine yoksuldu, alabildiğine fakirdi, alabildiğine garibandı; neredeyse bir dilim ekmeğe muhtaçtık. Devir, sözün tüm açılımları itibarıyla “fakr-ı mutlak” devriydi. Şekersizlikte ramazan baklavalarına üzüm pekmezi katılıyor, çay bulabilen bahtiyar, çayını kuru üzümle tatlandırıyordu... “Köylü şeker bulamıyor Paşam” diye arz ettiklerinde, Milli Şef İsmet İnönü’nün şöyle buyurduğu rivayet ediliyordu: “Şeker bulamayan pekmez kullansın!” (“Halk ekmek bulamıyorsa pasta yesin” diyen Fransız Kraliçesi Mary Antoinet miydi?) Pekmezi olmayan ne yapsın peki, ölsün mü?.. Şekersizlikten kim ölmüş ki? Şekersizlikten değil, ama doktorsuzluktan, ilâçsızlıktan ölüyorduk. Köylü sefil, köylü aç, köylü bîilâçtı. çocuklar, beslenme yetersizliğinden dolayı şiş karınlıydı. Çöp bacaklarına ağır gelen şiş karınlarıyla yalpalayarak yürürlerdi. Anadan yarı üryan halde oynar, altı delik çarıklarıyla kar üzerinde yürüyüp izlerini belli ederlerdi. Çarıkların altındaki delik karın üzerine aynen çıkardı. Onlara bakıp mahalle çocuklarının ne yöne gittiğini bulurduk. Bu da bizim oyunumuzdu işte, oyuncağımız filan yoktu ki zaten, başka ne oynayabilirdik... Annelerimizin evlerdeki el tezgâhlarda dokudukları kumaşı denize indirip beyazlatana kadar deniz suyunda yıkar, elbise yerine onu giyerdik. CHP yönetimi sayesinde, takım elbise köylülerin rüyasına bile girmezdi. (Koca köyde tek bir takım elbise varmış, o da köy camiinin oturma odasında asılıymış. İlçeye, daha doğrusu “hükümete” işi düşen onu giyer, huzura öyle çıkarmış). Ezan-Kur’an yasağını (Din eğitimi anlamında), hac yasağını, jandarma-tahsildar korkusunu bu yoksulluğa katın. Ardından da yıkıma terk edilen, kiralanan, hatta satılan camiler listesini ekleyin. Böylece, 1950 öncesi gerçeğine birazcık ulaşmış olursunuz. Yavuz Bahadıroğlu Okunası bir yazı ... :) |
Hezimet 85 yaşında
Allah razı olsun Alamet-i_Farika bu yazıyı hatırlıyorum
|
Hezimet 85 yaşında
inönü komunizmin etkisinde kalmadi mi?
suna emin ol bu halk inönüyü benimseseydi bastaci yapardi demek ki o halk cok zulüm görmüs ki ilk firsatta inönüye gereken cevabi verdi!.. Hala daha ekonomik alanda yaptiklari konusunda beni tatmin edemedin ;) |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
İsmet Paşa'ya bir kız çocouğu gelmiş ve "babam işsiz kaldı, ben de şeker yiyemiyorum" demiştir. Buna karşın İsmet Paşa da "sizi aç bıraktım maalesef ama babasız bırakmadım" demiştir. Sonuçta Dünya Savaşı yıllarından bahsediyoruz.Bugün hayal gibi gelse de o yılların zorluklarını gözönünde canlandırmak bile korkunçtur. Ayrıca yazının çok mübalağalı ve ideolojik yazıldığı bellidir."Kedi, uzanamadığı ciğere mundar" der atasözümüze olduğu gibi. |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Ayrıca savaş zamanında ekonomi ne kadar canlanabilirdi ki.Genç erkeklerin ekseriyeti silah altında ve ülkede seferberlik var.Bu şartları da göz önüne almak var.Şu anda Lübnan'da ne kadar düzgün bir ekonomi kurulabilirse o zaman da onlar yapıldı. Varlık vergisi de bunun için çıkarılmıştır. |
Hezimet 85 yaşında
peki nasil oluyorda inönü iktidardan inince ülke saha kalkiyor :). bu arada kedi, mundar hikayesi senin menderese söylemlerinde daha bir asikar ortaya cikiyor :)
|
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Bahane üretmek kolaydir, icraat yapmak zordur... o ülke savas gibi büyük bir badireyi atlatmisken, inönü iktidariyla neredeyse savasi arar duruma gelmistir!... inönü bana göre komunizm rejimini uyguladi bu nedenlede ülkemiz yillarca tutucu, icine kapanik ve hic ilerlemeyen bir dönem yasadi ta ki demokrat parti iktidarina kadar zaten ondan sonrada chp dogru,dürüst iktidar olmadi :) |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Ayrıca Demokrat Parti, marshall yardımlarından alarak, Amerikan emperyalizmi güdümüne girişimizin başlangıcını yapmıştır. Dış borç ile gelişme sağlanır ama nereye kadar ? Şu anki 500 milyar dolara yakın dış borç,cari açığımızın korkunçluğu ve gelişmişlik seviyemizin düzeyi bu konuda bir fikir vermiyor mu ? Kedi-mundar hikayesine gelince.Güzel bir atasözümüzdür ve isteyen istediği gibi kullanır. |
Hezimet 85 yaşında
Senin yorumunda çok ideolojik olmuş. Gerçekeleri görmek İsmet Paşa penceresinden bakınca mümkün olamıyor. İsmetçilik adına Atatürkçü maskeler artık takanı da rahat ve feraha ram edemiyor. Rahatsız ediyor. Keşke paralara Bay-kıl resmi basabilsek - aynı İsmet de olduğu gibi - tek parti dönemine geçebilsek, aç olsak, fakir kalsak ama bot boyamaya devam etsek felsefesi artık ne karın doyuruyor nede zihin dolduruyor. Biz bie yakışanla devam ediyor, eskiye bakıyor, hüzünleniyor ama çok da ders alıyoruz.
Bak bende çok ideolojik (!) yazdım. Ne yaparsın buda benim sanatım. ;) |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Madem komünistti, o halde neden demokrasiye geçirdi? Ayrıca İnönü ve komünizm, ekonomik bazı esinlenmeler dışında çok alakasızdır."ben Türk milliyetçisiyim" diyen İnönü,komünizmin kıyısından geçmezdi. Ülke asla savaşı arar durumuna gelmemiştir.Belki büyük zorluklar çekildi ama insanların savaşı aradığını düşünmek mantıksızdır.Dünya Savaşı'nı canlandırın kafanızda ve İnönü'ye bizi o kıyametten uzak tuttuğu için dua edin. Sadece milyonlarca Türk gencinin hayatını kurtarması bile büyük bir başarıdır. Ne olmasını istiyordunuz ki ? Cumhuriyetin yeni yeni yetiştirdiği nesillerin savaşlarda kırıma uğramasını mı ? |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
|
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
Paralara neden Baykal'ın resmi basılsın ? "Paralara Devlet Başkanı'nın resmi basılsın" kanunu artık yürürlükte değil.Kaldı ki Baykal da şu anda Devlet Başkanı değil ? Ayrıca şu anda tek aprti iktidarı olsa saydıklarının hiçbiris olmaz çünkü şu anda tüm dünyayı kasıp kavuran bir Dünya Savaşı yoktur. |
Hezimet 85 yaşında
Demorkasiye inönü gecirmedi bizi sartlar onu zorladi yoksa inönünün ne isi olur demokrasiyla filan bak demokrasi geldi aldi boyunun ölcüsünü oda böyle olacagini biliyordu, son ana kadar direndi ama öyle bir noktaya geldiki artik diktatörlükde fayda etmiyordu..
Yoksa acik oy, gizli tasnif cok isine yariyordu cook 8) |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
İnönü gibiler Atatürkçülerdir.Bu ülkenin başına da daima Atatürkçüler gelmelidirler.Demokrat Parti iktidar geldi de ne oldu ? Dış borçlanma ve Amerikaya bağımlılıktan başka ? |
Hezimet 85 yaşında
Alıntı:
|
Hezimet 85 yaşında
İsmet İnönü'yüde diğer atalarımız ecdadımız gibi rahmetle minnetle duayla anmayı çok isterdik.
Ancak kendi devrinde dine dindara olan taarruzlarını ve şu kansızların sözünü söylediğini , halkı canından bezdirdiğini öğreniyoruz. Zaten insanın otomatikman İnönü lafını duyunca hemen sevmiyor bir duraksıyor.İşte o durmanın nedenlerinden bir parça ! Diyorki askere 'kimse işitmesin, millet düşmanınızdır' ! Hadi padişahı geçelim orası karışık, yedi düvel düşmandı o devirde onuda geçelim. Peki milleti niye düşman gösteriyorsun ! İşte böyle Allah aslının ne olduğu gösterir ! Hemde kendi yayın organından ! http://img65.imageshack.us/img65/229...mezsenmxq6.jpg http://img65.imageshack.us/img65/3329/472innmq2.jpg |
All times are GMT +3. The time now is 02:46. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025