Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   İslami Kıssalar & Hikayeler (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=148)
-   -   Sarayımızı nasıl buldun? (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=174992)

MEÇHUL ADAM 11-16-2014 17:40

Kişi kimi seviyorsa onun kusurunu ve hatasını görmez.Bunlar taassuplaşmış kimselerdir.Yani, sorgulama melekelerini yitirmiş ve hakikatleri göremeyen ve yaşayan ölülerdir.Bu gibi kimselerin aklı derin bir uykuya dalmıştır.

Cihannur 11-16-2014 17:51

Alıntı:

MEÇHUL ADAM Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1054844)
Kişi kimi seviyorsa onun kusurunu ve hatasını görmez.Bunlar taassuplaşmış kimselerdir.Yani, sorgulama melekelerini yitirmiş ve hakikatleri göremeyen ve yaşayan ölülerdir.Bu gibi kimselerin aklı derin bir uykuya dalmıştır.


Bunu bana söylüyorsan yanlış yapıyorsun. Erdoğan'ın yanlışlarını da görüp söylüyebiliyorum. Mesela, Reis'in Mısır'da yapmış olduğu siz de laikliği uygulayın, devleti laikleştirin minvalindeki açıklamalarını doğru bulmuyorum. Mesela, Erdoğan, başkanlık sistemini savunuyor; oysa ben, başkanlık sisteminin Türkiye'ye zararının faydasından çok olacağı kanaatindeyim ve başkanlık sistemine karşıyım. Mesela, dershanelerin kapatılması uygulamasını doğru bulmadığımı AK Parti Forum'daki çeşitli mesajlarımda dile getirdim. Bu misalleri çoğaltmak mümkündür.

Cihannur 11-16-2014 18:50

Ülkesini (Türkiye) ve milletini (Türk Milleti) seven herkesin, vatansever olan herkesin, Recep Tayyip Erdoğan'a saygı duyması zorunludur. Çünkü İstanbul'u; çöp dağlarından, susuzluktan, hava kirliliğinden kurtaran ve İstanbul'un mâkus talihini yenmiş olan belediye başkanı, Erdoğan'dır. Çünkü Türkiye'yi siyasi ve ekonomik istikrarsızlıktan kurtaran, Türkiye'nin IMF'ye borcunu bitirerek IMF defterini kapatan ve yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle Türkiye'nin de mâkus talihini yenmiş olan başbakan, Erdoğan'dır. 27 Nisan 1909 tarihinde Sultan 2. Abdülhamid Han'ın iktidardan indirilmesiyle yere düşürülmüş olan Büyük Türkiye bayrağını, 93 yıl sonra 3 Kasım 2002 Genel Seçimini kurmuş olduğu AK Parti'ye kazandırarak yerden kaldırmış olan genel başkan ve başbakan, Erdoğan'dır. Halkımızın Reis'i, halkımızın seçtiği ilk Cumhurbaşkanımız olan Reis-i Cumhurumuz, Türkiye'nin lideri olan Erdoğan'dır.

Sultan Alparslan, Büyük Selçuklu Devleti'nin sembol lideri, Fatih Sultan Mehmed, (Büyük) Osmanlı Devleti'nin sembol lideri, Recep Tayyip Erdoğan da (Büyük) Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sembol lideridir.

zülcenaheyn 11-16-2014 19:42

Erdoğan önemli hizmetlerde bulunmasına rağmen bu ülkede kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, Erdoğan'ı bile...

Aksi halde herkes Atatürk'ü sevmek zorundadır diyen zırtapozlardan bir fark kalmaz...

Sonra Dersim üzerinden Atatürk'ü eleştireyim derken birileri de Uludere olayını sorar ve mal gibi cevap verilemez...

Yani aynaya bakmak iyidir ara sıra...

Cihannur 11-16-2014 20:26

Alıntı:

zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1054853)
Erdoğan önemli hizmetlerde bulunmasına rağmen bu ülkede kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, Erdoğan'ı bile...

Aksi halde herkes Atatürk'ü sevmek zorundadır diyen zırtapozlardan bir fark kalmaz...

Sonra Dersim üzerinden Atatürk'ü eleştireyim derken birileri de Uludere olayını sorar ve mal gibi cevap verilemez...

Yani aynaya bakmak iyidir ara sıra...


Mesajımı dikkatlice okumamışsınız. Sevmekten değil saygı duymaktan bahsediyorum. Erdoğan'ı kimse sevmek zorunda değil; ama İstanbul'un ve Türkiye'nin mâkus talihini yenmiş olan Erdoğan'a, bu güzel ülkeye ve bu aziz millete bağlı olan, vatansever olan herkes saygı duymak zorundadır.

Uludere Olayı'yla Dersim Katliamı'nı birbiriyle kıyaslamak elmalarla armutları toplamak gibidir hatta bundan daha abestir. Dersim Katliamı'nda isyanı bastırıyoruz kılıfı altında çok açık ve net olarak Kürt Alevisi katliamları yapılmıştır, masum insanlar billinçli bir biçimde katliama uğratılmışlardır. Dersim Katliamı insanlık dışı büyük bir zulümdür. Uludere Olayı ise kazaen vuku bulmuş olan bir dost ateşidir. Roboski'de 35 vatandaşımız, terörist sanılarak yanlışlıkla öldürülmüşlerdir.

Uludere Olayı tıpkı Kocatepe Olayı gibi kazaen olmuş bir bombalamadır. Kıbrıs Harekâtı sırasında 22 Temmuz 1974 tarihinde savaş uçaklarımızla yanlışlıkla Kocatepe gemimizi bombalayarak batırmış ve 67 askerî personelimizin şehid olmasına sebep olmuştuk. 1974 yılından 2014 yılına kadar 40 yılda bugüne kadar kimseden Kocatepe gemimizin kendi savaş uçaklarımız tarafından batırılmasının Kocatepe Katliamı olarak nitelendirildiğini duymadım. Savaşlarda; vurulmak istenilmeyenlerin, dostların, masumların yanlışlıkla vurulmaları ihtimaliyat dahilinde olan acı olaylardır. Kürtçüler ve bir kısım solcular, Uludere Olayı'nı katliam gibi gösterme uyanıklığı içine girmişlerdir; ama yemezler. Dost ateşi denilen atışlara savaşlarda, çatışmalarda çok kere rastlanır.

Nasıl ki kendi gemimiz olan Kocatepe'yi yanlışlıkla batırıp 67 askerimizi yanlışlıkla şehid etmişsek, Roboski'de 35 vatandaşımızı da terörist sanarak yanlışlıkla vurup öldürmüşüzdür. Nasıl ki Kocatepe Olayı katliam değil Kocatepe Katliamı değil, dost ateşiyse, Uludere Olayı da katliam değil Uludere Katliamı değil, dost ateşidir.

zülcenaheyn 11-16-2014 20:42

Erdoğan o olaydan sonra genelkurmay başkanına aferin dedi yahu, dün gibi hatırlıyorum...

..

Sevmek ya da saygı duymak.... Ne olursa olsun... Hiçbir T.C. vatandaşı hiçbir zorunluluk altında değildir..

Cihannur 11-16-2014 21:10

Alıntı:

zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1054859)
Erdoğan o olaydan sonra genelkurmay başkanına aferin dedi yahu, dün gibi hatırlıyorum...
..

Sevmek ya da saygı duymak.... Ne olursa olsun... Hiçbir T.C. vatandaşı hiçbir zorunluluk altında değildir..


Söylediğiniz gibiyse işte o da Uludere Olayı'nın katliam değil kaza olduğunun bir kanıtı olarak görülebilir. Çünkü Erdoğan, o bombalamada öldürülenlerin teröristler olduklarını sanmış ki Genelkurmay Başkanımızı tebrik etmiş. Yoksa, "35 köylü vatandaşımızı öldürmüşsünüz, sizi tebrik ederiz" diyecek hâli yok ya Erdoğan'ın.

O kadar çok zorunlulukları var ki T.C. vatandaşlarının... Erkek olanlarının askerlik çağı geldiğinde askere gitmek zorunlulukları, vergiyi doğuran bir işlemde bulunanlarının vergi vermek zorunlulukları, araba kullanmak isteyenlerin ehliyet almak zorunlulukları... O kadar çok zorunluluklarımız var ki T.C. vatandaşları olarak bizlerin, say say bitmez âdeta.

Daha dün sayılacak bir dönemde T.C. vatandaşı olan
küçük çocuklar okullarda, Andımız denilen faşist bildiriyi okumak zorundaydılar, böyle bir zorunlulukları vardı. İşin daha da acısı, o faşist bildiri "Türküm" diye başlıyor ve "Ne mutlu Türküm diyene" sözleriyle bitiyordu ve bu sözleri Türk olmayan T.C. vatandaşları da söylemek zorundaydılar. Benim için sorun yok, ben söylerim; çünkü ben Türküm, Türklüğümle, kültürümle gurur duyuyorum. Ama ya Türk olmayanlar ne yapsınlar? On yıllar boyunca zorla söylettiler; Kürt çocuklarına, Arap çocuklarına, Laz çocuklarlarına, diğer etnik kimliklerden gelen çocuklara Andımız'ı ve "Türküm", "Ne mutlu Türküm diyene" sözlerini.

Hiçbir şey yapmasaydı da
Andımız denilen o faşist bildiriyi kaldırması,
T.C. vatandaşı küçük çocukları o faşist bildiriyi okumak zorunluluğundan kurtarması bile yeter Erdoğan'a saygı duymak için.

zülcenaheyn 11-16-2014 21:22

Valla ben Erdoğan'ın özür dilediğini hatırlamıyorum... Hem askere aferin diyor hem devlet olarak özür dilemiyor... Uludere olayı ortada iken Dersim'i hatırlatmak çok siyaset ve samimiyetsizlik kokuyor...

Atatürk devri otoriterliğine vururken AKP'nin otoriterleşmesi de samimiyetsizlik kokuyor...

AKP kemalistleşiyor, devletleşiyor kısaca...

T.C. vatandaşlarının vergi, askerlik, vs. gibi vatandaşlık görevleri dışında hiçbir zorunlulukları yoktur demokrasi altında....

AKP birçok görevini yerine getirdi kemalizmi tasfiye ederek, evet, ama şu anda askeri cunta ve kemalizm tehlikesi bitti ve yeni bir tehlike var, o da kemalistleşen AKP tehlikesi....

Ve bugün Atatürkçü diktatörlük yıkılıp tasfiye olurken bu operasyonun başka bir diktatörlük için mi gerçekleşiyor olduğu gibi bir düşünceye de düşebilen çok insan var bu ülkede...

Pullarda Anıtkabir yerine Saray'ı tercih ederim ama kötünün iyisi diye, ama tek başına Saray "sonradan görmüşlük" abidesi olarak duruyor karşımızda

Cihannur 11-16-2014 22:35

Alıntı:

zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1054863)

Pullarda Anıtkabir yerine Saray'ı tercih ederim ama kötünün iyisi diye, ama tek başına Saray "sonradan görmüşlük" abidesi olarak duruyor karşımızda

Gelişmiş ülkelerde de olmak üzere başka pek çok ülkede de devlet başkanlığı sarayları vardır. Büyük Türkiye'nin devlet başkanlığının küçük bir köşkte (Çankaya Köşkü) temsil edilmesi iyi olmazdı. Büyük Türkiye'ye büyük ve görkemli bir saray (Ak Saray) yakışırdı. Türkiye kendine yakışanı yaptı ve Büyük Türkiye olma yolunda hızla ilerleyen kendine Ak Saray gibi büyük ve görkemli bir saray inşa etti. Dönüp tarihimize baktığımızda dünyadaki mevcut ülkelerin tarihleri arasında en şanlı olanının, en muhteşem olanın Türkiyemizin tarihi olduğunu görüyoruz. Dünya'nın; en önemli, en özel ve en güzel ülkesi bizim ülkemiz Türkiye'dir. İşte bu Türkiye'ye, böyle bir Türkiye'ye Ak Saray yakışır.

zülcenaheyn 11-16-2014 22:55

Allah aşkına yahu işçiler sürekli çalışma şartlarından dolayı ölürken, gazilerin SGK'larının ödeme yapmaması sonucu protez bacakları geri alınırken, bu kadar fakir insan varken ve mütevazi siyasetçi örnekleri de ortada dururken bu kadar büyük israflarla sonradan görmüş gibi, parayı bulup da sonradan azmış gibi devasa bir saray yaptırmak.... Diyecek söz yok, pes doğrusu...


All times are GMT +3. The time now is 08:31.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025