![]() |
- Kurtulabilecek mi? dedi biri.
- Cevabı bilirse evet. - Soru nedir? - Soru cevabın içinde, cevap soruda saklı. Bütün saklılar bir sır içinde… Sır ise kendi içinde… Kendisi.. - Anlayabilir mi? İnsanın yaratılışındaki sır… Bu çok zor bir soru. - Anlayabilmesi için gereken her şey verildi. Ona düşen, sadece ihlas… (Fatma Ayhan) |
Bir ezgidir ruhumun inleyişleri makamını bilmediğim. Girdaplarda düşüncelerim, bir şey eksik kalır çözemediğim. Yağmur sonrası sokak kenarlarında akan sulara kapılıp gider bakışlarım ve gece olur, ay yüzünü gösterir, ruhumun denizi “gel”lerle yükselir… Yine sen kalırsın bahçemde açan tek gonca gül, sen kalacaksın bir ömür... (H. Hüseyin Kemal) |
Gerçek sevginin yüceltici gücü olduğu gibi çarpık sevginin de aynı oranda alçaltıcı özelliği vardır. Birincisinde insan kendisini bulurken, ikincisinde kendisini yitirir. Sevdiğini ilah edinir, onu tefekkür eder, onu zikreder, onu tesbih eder, onu görür, onu yaşar. O artık sevgili olmaktan çıkıp bir çeşit ‘ilah’ olmuştur. Ve zaten bu sayılanlar da bir tür tapınış yöntemleri değil midir? (Mustafa İslamoğlu) |
Alıntı:
Hayranlıkla okudum hatta bazen okuduğum paragrafı üç kere okudum çok güzeldi herkese yürek devleti ve yürek fethi kitaplarını öneririm... ALLAH razı olsun ablam... |
Evine kapanıp toplumdan koparak dâvâ bilincine ve dâvetçi kimliğine sahip olmak mümkün olmadığı gibi; faâliyet, hizmet, dâvâ diyerek, hanımların bütünüyle evlerinden kopmaları da onları kimliksizleştirecek, ya da erkek kimliğine büründürecek, fıtratlarına yabancılaştıracaktır... (Ahmed Kalkan) |
Çilek dallarını bozguna uğratan dolular gibi sancı kıvranışlarındayım, ezilen ve dökülen kaybettiğim olgunluklarımı saklıyorum senden. Eriyorum, buz gibi maveranın tutkusuna ve derviş gibi Hakk’a eriyorum. İddialı kelimeler barındıracak kadar yürekli olamadım... (Tahir Çiğdem) |
Paradoksal susuyorum. Sessizliğimi ses yaparak, en sağlam seslere dayanarak susuyorum. Sesimi dağlara duyurmak için hiç bir çaba sarf etmeksizin susuyorum. Sıradağlar karşısında dizeler boyu susuyorum. Susarak yaşam ve anlama dair yeni sebepler üretiyorum. Ben susayım ki konuşması gerekenler konuşsun... (Necmettin Evci) |
Şu kısacık dünya hayatımızda, şu daracık yeryüzünde, insan yüzü en sık muhatap olduğumuz, en çok yüzyüze geldiğimiz yüzeydir. Ancak, [...] sık sık baktığımız herhangi bir yüzey bir süre sonra bıkkınlık getirirken; insan yüzüne baktıkça, bıkkınlık değil, mutluluk duyarız. Şükür ki, en çok sevdiğimiz yüzler en sık baktığımız yüzlerdir. En çok da, âşinası olduğumuz yüzleri özleriz... (Senai Demirci) |
Her şey zamana bırakılır mı? Yoksa dedikleri gibi zaman her şeyin ilacı mı? O zaman neyi tedavi ediyoruz zamanla? Meleksi yanlarımızı mı, yoksa şeytansı yanlarımızı mı? Zamanın hangi kıyısında imanımız bekliyor bizi? (Ali Öner) |
Ey kâinatın her köşesinde Kendisine ibadet edilen ve bütün varlığın husûsî lisanlarla Kendisini zikredip durduğu Ulu Zat! Meşguliyet sahamızı yalnızca Sana hasrettiğimiz ibadetlerimizle doldur ve daima varlığını duyurarak gönüllerimizi Sana şükür hissiyle coştur; coştur ki sadece ve sadece Sana ibadet etmiş olalım ve yalnız Senin huzurunda kullukta bulunalım... (M. Fethullah Gülen) |
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle… Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla… (Yusuf Özkan Özburun) |
Bir kabahate mazeret aramak, daha büyük bir kabahattir. Hata bir hatadır; o haliyle kalsa ve telafi yolları aransa basit bir hata sayılır. Fakat o hataya bahaneler ileri sürmek ve başkaları nezdinde onu mazur göstermeye çalışmak mürekkep ve katlanmış bir hatadır... (M. Fethullah Gülen) |
Ha bitti bitecek bir hayatın var. Git, bir çiçeği kokla! Pencerene gelen kumrulara buğdayın, merhametin yok mu? “İnsan” olduğunu nerelerde hatırlıyorsun en çok? [...] Aynaya bak! Gözlerin yuvalarından çıkmış! Çok da malın mülkün var. Dağıt da bunları; hafifle! Ellerini ve kalbini elden/gözden geçir! Hayatı kokla! Sık sık çal kalbinin kapısını... orda mı? (Ali Hakkoymaz) |
Eğer helâl olarak yapamadığımız bir iş varsa, hicretimiz o işi değiştirmektir… (Ahmed Kalkan) |
Modern telakki neyi ne kadar tüketeceğimiz, nasıl yapacağımız hususunda bizim ölçülerimizi esas almıyor. Hızla dönen bir çarkın hegemonyası, durup akletmemize, ölçüleri hatırlamamıza, “Bunun için mi bu dünyadayız?” muhasebesine mani oluyor. Beşeri nefsinden yakalayan Batı uygarlığı gözleri kamaştırıyor, zihinleri karıştırıyor... (Ali Yurtgezen) |
Nefesini düşün! İliklerine kadar içine doldurduktan sonra onu dışarı atmak mecburiyetinde olduğunu. [...] Uykunu düşün! En derin yerinde nefesini tekrar tekrar alıp vermek zorunda olduğunu ve sana iade edilmezse ondan mahrum kalarak bütün servetini sonsuza kadar terk etmekten başka çaren olmadığını düşün. Bir nefeslik canının sana her nefeste lütfedilmesinden başka umarın olmadığını düşün... (İrfan Gürkan Çelebi) |
Alıntı:
ve aldım bunu.... hakkınızı helal edin, kelebek hanım.... |
Alıntı:
|
Aşk ebedi olana yöneltilir. Kesintisizdir, bitimsiz ve duraksızdır. İnsana soluk aldırmaz, iflahını keser. Ciğerlerinizi istila eden deniz suyu gibi kaplar sizi, tuzu içinizi yakar. Ancak teslim olup onda boğulmayı kabullenmekle huzur bulur insan. Aşk ciğerlerinizi doldurdu mu artık siz ebediyeti görürsünüz, gözünüzdeki perde kalkar. Bir tohumda ağacı görmek misali... (Mona İslam) |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Ebedi hayat için geçici dünya zevklerini terk etmek pek tabi akıllı insanın işidir. Aklın zekatını bu yönde verenler ne güzel şükür sahibidirler. Sadece Allah’ı tanımak bizi kurtarmayabilir; ama Allah’ı tanıtmak çok günahı bizden götürebilir. Allah’ı layıkıyla tanımak ve tanıtmak adına, kolla kardeşlerini her daim gönülden sarıl onlara, avuç avuç duayla… (Ayşe Yılmaz) |
Bakmanın ötesine geçip görmeyi başarabilmektedir maharet. Kundaktaki bebekten cennetin kokusunu alıp, okyanusun sesindeki sınırsızlığı duyabilme bahtiyarlığına erişmek… Bunu başarabildiğin an, kuşların nasihatinden insanın havlayışına kadar her şeyi olduğu gibi görüp işitebilirsin.. [...] Görünüşün ne olursa olsun.. içinde taşıdığın ne ise sen ancak osun... (Selim Sevkioğlu) |
Bir demet duaydı isteğim bir demet aşkla beraber Dua eden serçelere nispet olsun diye Birde sahil kenarında yol bekleyen kumrulara Gönderemez miydin bir demet dua ey dost... (Bilgin Erdoğan) |
Sevgiye bir tutam şefkat, bir tutam da nezaket karıştırdığınızda o, melekleri kıskandıran bir kıvama ulaşır. Sevgi, tek başına bir ölçüdür. Hak ona bakar, halk onu arar. Sevgi, Yusuf’un (aleyhisselâm) kuyusunda sabır, Nemrut’un ateşinde gül olur; hicret yolunda emniyet olup dillerde, “lâ tahzen innallahe meana”ya (üzülme Allah bizimle beraberdir) dönüşür... (Orhan Tek) |
Ben, Seni aramak ve bulmak için düştüm yollara… “Aramakla bulunmaz…” diyen söze aldanmadım. Bakmadım sözün bu yanına… Susuzluğumu hissediyorsam bana değildi bu söz. Zîra devamında “Bulanlar; ancak arayanlardır…” ümidini fısıldayan bir ses vardı. Ve ben o sese uyup düştüm yollara… (Mustafa Özçelik) |
Baktığın yerde hevesin, işittiğin seste kursağın emanettir. Bilmediğin köy “senin değildir” aslında. Yine de seni seviyorum ey dünya… (Nur Zelal) |
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır/ Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır/ Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır/ Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır/ [...] Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır/ Göğsünde sürgünümü geri çağıran bir damar vardır/ Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır... (Sezai Karakoç) |
Bazen hayat ağırlaşıyor. Bir kelebeğe, kanatlarının ve süslerinin ağır gelmesi kadar hatta! (Tarık Tufan) |
Peygamberimiz (s.a.s.)’in “Allah’ım! Korkaklıktan Sana sığınırım.” [S. Müslim Terc. 7/188] buyurması, korkaklığın kötü huylardan olduğunu göstermektedir. [...] Terbiyenin korkak yetişmedeki tesiri büyüktür. Bunun için ana baba ve öğretmenlerin [...] çocukları cesur yetiştirmek için onların kafalarını öcü ve gulyabâni masalları ile değil; mertlik ve kahramanlık hikâyeleri ile doldurmak icap eder... (Ahmed Kalkan) |
Kimini kelebek kılıyorsun Rabbim, renk ve letâfet… Kimini koza; kazanlara kaynar sulara atılıp ipek oluyorlar. Kimi tırtıl olarak ölüyor. Dut ağacının yapraklarını yemekmiş vazifesi… Kelebek olmayı hayal ederken ipek olmuş bizimki. Hâlâ kelebek olamamanın hayfında… Oysa teslim olup iyi bir ipek olsa, belki de bayrak yaparlar... (Ayşenur Vural) |
Şeytan yol kesen eşkiyaya benzer. |
http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos..._5230317_n.jpg
Bu dünyada herkes ne ekerse onu biçer. İyilik yaparsan iyilik bulursun, kötülüğünün neticesi ise yine kötülüktür. Buğday ekilen yerde arpa biter mi hiç? O halde şuna buna bahane bulma, iyi kötü her ne biçiyorsan bil ki kendi ektiğinden başkası değildir. Gönül kazanmak istiyorsan sevgi tohumu ek, cenneti kazanmak istiyorsan yollara diken serpmekten vazgeç.. Hz Mevlana |
Seni harekete geçirmeyen İmân,
sırattan da geçirmez! |
Suya anlat derler derdini gördüğün kötü rüyayı suya anlat anlat kihttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gif akıp gitsin suyla su dinlesin aksın gitsin bitsin |
‘Neyse’ deyip toparlanmalıydım artık. Dökülen cümlelerimi, kırılan gençliğimi, darmadağın olan hayatımı onarmalıydım ve yeniden kalkabilmeliydim düştüğüm yerden. Bu kadar hassas olmanın vakti değildi artık. Küçük yaralarımla uğraşarak kaybedecek vaktim yoktu. Zira hayatın tutunacak dalları vardı... (Zeynep Özcan Şeker) |
İnsan bu cihana sahip olmak için değil, şahit olmak için gelmiştir. Serveti imana şahit kılmak lazımdır. Bu ise, servete mülkiyet değil, emanet gözüyle bakmakla olur... (Mustafa İslamoğlu) |
İmansız, mesuliyetsiz ve hedefsiz ilim ve akıl… Nedir yapılmak istenen?… [...] İnsanı düşünen hayvan yapmak, onu değiştirmek, şehri vebalı kılmak, hayatı bir kusuntu hâline getirmek ve sonuçta varlığı hayalî lafızlar hâline getirmek istiyorlar. Kanaati de, teslimiyeti de ters yüz ettiler ki nesillerimiz geldikleri acı sonu görmesinler… (Cafer Yalnızyaşar) |
Bir Visal'e uzanıştı hayat dediğimiz.... Baki alemehttp://www.tevbe.org/forum/images/smilies/virgul.gifondan da öte Ayn-ı Visale yolculuğumuzdu ömür bildiğimiz... |
Ben sana denize açılma demiyorum.
Açılacak olursan tufana bile katlan diyorum!!! Sadi Şirazi |
All times are GMT +3. The time now is 06:54. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025