![]() |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Hz fatmanın evliliği 1 Hicretin ikinci senesinde* efendimizin kızı hz Fatıma, evlenme çağına gelmişti.Fatıma-tüz-Zehra validemizi pek çok kimse istedi. aleyhisselam, bunlara, "Onun işi, Hak teâlânın emrine bağlıdır" buyurdu.*Hz.Ebu Bekir, Ömer ve Mu'az mesciddeydi "Hz Fatıma'yı, hz Ali'den gayri herkes istedi. Kimseye iltifat olunmadı" diye konuştular.*Hazret-i Sıddik; "Zannederim ki, Ali'ye nasip olur. Buyurdular *Hz ömer* Eba Bekir! Sen, hep hayır yaparsın. Kalk, sana arkadaş olalım" diyerek hz Ali'nin evine gittiler. Hz. Ali* Onları görünce, karşılayıp hal ve hatırlarını sordu.Hz. Ebu Bekir, "Ya Ali! Her hayırda öndersin ve Resul-i ekrem katında kimseye nasib olmamış mertebedesin. Fatıma kimseye iltifat olunmadı. Sana nasib olacağını zannediyoruz.niçin istemezsin dediler*Hazret-i Ali nin mübarek gözleri yaşla doldu Ya Eba Bekir! Beni ziyadesiyle yaktın. fatmaya* başka rağbet eden yoktur. Lakin elimin darlığı manidir" Hz. Ebu Bekir, "Böyle söyleme. Allahü teâlâ ve Resulünün yanında, dünya bir şey değildir. Buna fakirlik mani olamaz. Var, talep eyle" dedi.2 *Hz Ali buyuruyor ki: "Resulullah'ın huzuruna utanarak girdi* Resulullah'ın bütün heybeti üzerinde idi. Ali* konuşamadı* efendimiz; "Niçin geldin, Fatıma'yı istemeye geldin" mihr olarak verecek neyin var?"Hutami zırhlı gömleğini sat ve parasını getir. kafidir" buyurdular."**efendimiz, hazret-i Ali'ye; "Atın sana lazım olur, zırhını sat Ya Ali, git kendine bir ev kirala" buyurdu.*Hazret-i Ali, evleninceye kadar efendimizle beraberdi Efendimizin emirleriyle Mescid-i Nebevide hz Aişe'nin odasının karşısında Harisenin evini kiraladı. Zırhını hz Osman efendimize 480 dirheme sattı. Hz Osman, zırhı* hediye verdi.*efendimiz, hz osmana dua ettiler ve;Osman, Cennet'te refikimdir" buyurdular. *Hazreti Ali, zırh ve dirhemlerle Peygamberimizin yanına geldi* efendimiz, Bilal-i Habeşi'yi çağırdı Bu parayla gül suyu, bal al Mescid'in kenarında temiz bir kab içinde su ile eziniz. Bal şerbeti yapınız ki, nikah kıyıldıktan sonra içelim.buyurdu*Ensar ve Muhacirlerden Eshabımı mescide davet et ve Fatıma ile Ali'nin nikahlarının kıyılacağını halka ilan et" diye emretti.* 3*Bilal-i Habeşi, Efendimizin emriyle* hzi Ali ile hz Fatıma'nın nikahlarının kıyılacağını halka ilan etti. Eshab-ı kiram, Mescid-i*Nebevi'ye gelerek, içini dışını doldurdular.**efendimiz şu hutbeyi okudular hamd ve şükür, alemlerin Rabbine mahsustur. O, nimetlerle öğülen, kudret ve kuvvetinden ibadet edilen, azabından* korkulan, hüküm ve fermanı yeryüzünde ve göklerde hakim olandır. *Mahlukatı kudretiyle yaratan, adaletli hükümleriyle bunları ayıran, insanları İslâm ve peygamberi Muhammed (aleyhisselam) ile şereflendiren O'dur...*Allahü teâlâ kızım Fatıma'yı Ali bin Ebi Talib'e nikahlamamı emretti. sizi şahid tutuyorum* Allahü teâlânın emriyle 400 miskal gümüş mihr ile* Fatıma'yı, Ali ye nikahladım. Rabbim bir araya getirsin mübarek kılsın. Nesillerini temiz ve rahmete anahtar, , ümmet-i Muhammed'e emin kılsın. Rabbimden kendim ve size mağfiret dilerim."*Hazret-i Ali şu hutbeyi okudu: "... Huzurunda bulunduğumuz aleyhisselama salat ve selam ederim ki, mübarek kerimeleri*Fatıma'yı 400 miskal gümüş mihrle bana nikahlamıştır. din kardeşlerim! efendimizin buyurduklarını işittiniz Ben de buna şahid ve razıyım kabul ediyorum. Allahü teâlâ şahiddir, hepimize vekildir." *Nikah akdinden sonra, efendimiz taze hurma getirttiler ve; "Haydi hurmadan ayiyiniz" buyurdular. Hz Bilal bal şerbeti dağıttı,* sahabiler; "Barekellahü fi küma ve aleyküma ve ceme'a şemleküma" diye dua ettiler. 4 Hz* Fatıma, nikahtan sonra ağlıyordu. efendimiz Ey Fatıma! Sana ne oldu ki ağlıyorsun? Allahü teâlâya yemin ederim ki, seni, isteyenlerin en alimine, hilim ve akıllılıkta en üstününe ve ilk Müslüman olanına nikahladım" buyurdu.* *Hazret-i Fatıma; "Babacığım! Evlenen her kızın mihri altın ve gümüşle takdir ediliyor. Benim de mihrim böyle takdir edilirse, diğerlerinden ne farkım olur. *Hz fatma babasına kıyamet günü sen, mü'minlerin günahkarlarından kime şefaatte bulunursan, ben de onların hanımlarına şefaatte bulunmak istiyorum.*Muradım budur" dedi.*Allahü teâlâ, hazret-i Fatıma'nın dileğini kabul etdi* efendimiz; "Ya Fatıma, peygamber çocuğu olduğunu belli ettin" buyurdular.*Hazret-i Ali mihr konusunda uzun zaman geçmişti. hicabımdan ve utandığımdan ağzımı açamadım. efendimiz, beni gördüğünde"Senin hatunun ne iyi hanımdır. Sana müjdeler olsun ki, o, alemdeki hatunların seyyidesidir" buyururlardı. |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) hz fatmanın düğünü 1 Hz. Ali hz fatma ile nikahlanmıştı sırada düğün vardı hz alininin yakınları "Ya Ali* Bu akd-i izdivac ile mesrur olduk. muradımız odur ki, iki mes'ud birbirlerine yakın olalar" deyince, Hz. Ali,*muradım odur, lakin hicab ediyorum, utanıyorum dedi.* *Hazret-i Ali'nin yakınları düğün işini efendimizin dadısı Ümmü Eymen'e söylediler. Ümmü Eymen de; sizin gelmeniz lazım değildir.** bu hususta hatunlar dinlenir" dedi. Ümmü Eymen, Resulullahın hanımlarına söyledi. hazret-i Aişe'nin Hazret-i Hadice'yi anarak; o hayatta olsaydı, bize bir endişe olmaz idi" dediler.*efendimiz ağladı ve buyurdu ki: "Hadice gibi hatun hani? Halk beni yalanlarken o tasdik etti ve bütün malını yoluma sarf etti. İslâm'a yardım etti. Hakk teâlâ emretti ki, Hadice'ye müjde ver: Cennet'te ona zümrütten köşk yapılmıştır." 2 *efendimizin hanımları, hz Ali'nin muradını arz ettiler. efendimiz, hz Ali'yi davet etti Resulullah; "Zevceni ister misin ya Ali?" buyurdu.Hz. Ali; "Evet ya Resulallah! Anam babam sana feda olsun" dedi. efendimiz, Esma binti ye; "Git, Fatıma'nın evini hazırla!" buyurdu.**Esma, hz Fatıma'nın gelin* evine gitti. efendimiz Fatıma'nın evini gözden geçirdi.hz Ali'nin getirdiği paranın üçte ikisiyle yiyecek, süs ve koku üçte biriyle giyecek alınmasını emrettiler ve ev eşyasını tamamlattı *Hazret-i Fatıma'nın çeyizinde şunlar vardı üç minder, saçaklı bir halı, içi hurma lifi ile doldurulmuş baş yastığı, iki tane el değirmeni, bir su kırbası, topraktan yapılmış su testisi, meşinden su bardağı, bir havlu, bir elek, dabağlanmış koç postu, eskiyip tüyü dökülmüş alacalı Yemen halısı, hurma yaprağından örülmüş bir sedir. Yemen işi iki alacalı elbise, bir kadife yorgan.* 3 Hz Ali şöyle anlattı: "Beş dirhemle hurma, dört dirhemle yağ aldım. Resulullaha getirdim. Deriden bir sofra istedi. Hurma, un, yağ ve yoğurdu mübarek eli ile karıştırıp, yemek yaptı ve; "Ya Ali! kimi bulursan getir" buyurdu.Ya Resulallah! Halk çoktur" diyerek arz eyledim.Alemlerin efendisi onar onar yemek yesinler" buyurdu. erkek ve kadın yedi yüz kişi yemek yemiş ve doymuştu" *Hazret-i Ali'nin ve Fatıma'nın velimesi yenildikten sonra, efendimiz hazret-i Ali'ye; "Ya Ali, kızım**Fatıma gelin olarak evinize gitti. Ben de dua edeceğim. Beni bekleyin." buyurdu. Hazret-i Ali eve gelince, bir köşeye oturdu.*efendimiz kapıyı çaldı. Kardeşim ali burada mı?" buyurdu. Düğün evinde, sadece efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Ümmü Eymen ve Umeys vardı.*Efendimiz, bir kab su getirtti. Mübarek ellerini yıkadı Suya misk döktüler. Hz Fatıma'yı çağırdılar. Efendimiz sudan serpti Allahümme inni e'izuha bike ve zürriyetiha min-eş-şeytan-ir racim ya Rabbi Onun ve zürriyetinin racim olan, taşlanan şeytanın şerrinden muhafazası için sana sığınırım diye dua ettiler.*Efendimiz Hz* Ali'ye Allahümme barik fihima ve barik aleyhima ve barik lehüma fi neslihima" diye dua ettiler. İhlas Mu'avvizeteyn Felak ve Nas surelerini okuyup; "Allahü teâlânın ismi ve bereketi ile ehlinin yanına gir" buyurdular. mübarek elleriyle kapının iki kanadını tutup, bereket ile dua ettiler ve ayrıldılar. 4 Hazret-i Ali düğünden sonrasını şöyle anlattı: *Düğünden sonra efendimiz, hanemizi teşrif eyledi. Gönülleri alan, hikmet dolu sözleri ile nasihat ettiler ayet-i kerime okudu üzerime su serptiler* Kalan suyu, Fatıma'ya serpti *hz ali hakkında hz Fatıma dedi ki: "Babacığım, bütün kemal sıfatlar kendisinde . Lakin, Kureyş hatunları Senin erin fakirdir" diyorlar" deyince, efendimiz Ey kızım! Senin baban ve helalin fakir değildir. Bütün yer ve gök hazinelerini* bana arz ettiler. Kabul etmedim. Allahü teâlânın katında makbul olanı kabul ettim. Buyurdu*Ey kızcağızım! Fatma benim bildiğimi, bilseydin, dünya nazarında hor ve aşağı olurdu. hakk için, erin, Eshabın önderidir, ilim bakımından en derinidir. Ey kızım! Allahü teâlâ* Ehl-i beytten iki kimse seçti... Biri baban ve biri helalindir. ona isyan eyleme emrine muhalefet etme!"**Fahr-i kainat efendimiz,* hazret-i Ali'ye hz Fatıma'yı ısmarladı; "Ya Ali! Fatıma'nın hatırına riayet eyle. O benden parçadır. Onu hoş tut.* onu üzersen, beni üzersin* buyurdu. İkisini Allahü teâlâya ısmarladı.* *Hz.Fatıma; "Ya Resulallah! İç hizmeti ben* Dış hizmeti Ali görür. Bana hizmetçi ihsan ederseniz,* memnun edersiniz" dedi. efendimiz buyurdu ki: "Ey Fatıma! Sana hizmetçiden daha iyi* hizmetçi* ihsan edeyim?"mi Her gün yatarken otuz üç kere Sübhanallah, otuz üç kere Elhamdülillah, otuz üç kere Allahü ekber, bir kere de La ilahe illallahü vahdehu la şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şey'in kadir, söyle. Kıyamette bin hasene bulursun. hasenatın ağır gelir" buyurdu. efendimiz, kerimelerinin evinden ayrılıp, hane-i saadetlerine gittiler.* |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Yahudilerin düşmanlığı* 1 *Bedir galibiyeti ile Medine'deki Yahudi ve putperestlerin kalblerine korku düştü. Yahudiler, insafa gelip; kitaplarımızda okuduğumuz zat, budur. O'na karşı durmak mümkün olmaz. O,* galip gelecektir" diyerek Müslüman oldular. *Yahudiler Muhammed, harpten anlamayan Kureyşlilerle savaştı. galib geldi. bizimle cenk etseydi, harp nasıl yapılır, zafer nasıl kazanılır gösterirdik" dediler.*Ka'b bin Eşref ismindeki* Yahudi Bedir'de İslâm ordusunun galibiyetiyle , Müslümanlara* kinlendi Mekke'ye gitti. müşriklere* Medine'ye saldırmalarını şiirlerle teşvik ve tahrik etti. efendimiz ile çarpışmak üzere oanlaştı. *Yahudiler efendimize su-i kast düzenledi. Allahü teâlâ bunu efendimize bildirdi buyurdu ki: "Onlar, Allahü teâlânın kendilerine lanet ettiği, rahmetinden uzaklaştırdığı kimselerdir..." (Nisa suresi: 52)* 2 *efendimiz, şerefli eshabına; "Ka'b bin Eşref'i kim öldürür o, Allahü teâlâ ve Resulüne eza etmiştir" Mesleme; "Ya Resulallah! ben onu öldüreyim diye sual eyledi.efendimiz Evet, isterim" buyurdu.* *Mesleme, planlar kurdu. Arkadaşlarından* Naile, Bişr, Haris* Beraber öldürürüz" efendimize* "Ya Resulallah! İzin buyurursanız, Ka'b'ın hoşuna gidecek sözler söyleyebilir miyiz?" dediler.* efendimiz, müsaade buyurdular. *Mesleme, arkadaşlarıyla Ka'b ın yanına gitti. "Şu Muhammed, çok vergi yükledi. enden ödünç* almak için geldim" dedi. Ka'b sevinerek, Mesleme'nin kendisi gibi düşündüğünü sandı O sizi* bıktıracak" dedi. Mesleme; "İşte O'na uymuş bulunduk. Bakalım sonu ne olacak? Şimdi biraz ödünç hurma ver" dedi.*Ka'b; " bana rehin vermelisiniz!" dedi. Mesleme ile yanındakiler; "Ne istersin" dediler. Ka'b; "Oğullarınızı* dedi. Kabul etmediler.* deve yükü hurmaya karşılık rehin olundu diye söylenir ki, bu* unutamıyacağımız bir leke olur.*sana silahımızı ve zırhımızı rehin verebiliriz" dediler.*Ka'b bu teklifi kabul etti. *Meseleme, ile naileyi Ka'b kaleye çağırdı. Ka'b'ın karısı; "Bu saatte nereye dedi. Ka'b; "Gelenler Mesleme ile kardeşim Naile'dir"* Karısı; "İşittiğim bu ses bana iyi gelmiyor. Sanki kan damlıyor" dedi. Ka'b; onlar kardeşimdir* Ebu Naile'dir. iyi bir gençtir. Geceleyin, kılıç vuruşmasına çağırılsa,tereddütsüz gelir. dedi.* *Müslümanlara gizli savaş ilan eden, Ka'b bin Eşref'i öldürmek üzere kaleye giren, Mesleme üç kiyişi* kaleye soktu.*Mesleme arkadaşlarına; "Ka'b gelince, saçını koklayacağımı söyler, başını* koklarım. Sizde kılıçlarınızla, vurunuz" dedi.* *Ka'b bin güzel giyinmişti güzel kokuyla geldi. İbn-i Mesleme; "Şimdiye kadar böyle güzel koku koklamadım" diyerek Ka'b'ın yanına vardı. Ka'b; "Arab'ın en güzel kokulu kadınları yanımda" diyerek övündü.Mesleme; "Başını koklamama izin verir misiniz" dedi.**Ka'b, müsade etti Mesleme onu kokladı. başını yakalayıp, arkadaşlarına, kılıçlarıyla vurmalarını işaret etti. İlk kılıç vurulduğunda Ka'b şiddetle bağırdı* Mesleme, hançeri ile onu öldürdü. mücahidler derhal* Medine'ye ulaştı efendimize müjdeyi verdiler, Peygamberimiz, Allahü teâlâya hamd etti mücahidlere dua buyurdu.* 3 *Ka'b bin Eşref kafirinin öldürülmesi, Yahudileri korkuya düşürdü. Ka'b gibi yahudilerin lideriydi yahudilerin öldürülmesi an mes'elesiydi *Yahudiler efendimize şikayetçi.oldular. Resul-i ekrem "O, hep düşmanlık eder, aleyhimizde şiirler söylerdi. sizden kim böyle yaparsa, cezası kılıçtır" buyurdular.**Yahudiler, efendimizle antlaştılar...Kaynuka Yahudileri, Müslüman hanımlarla alay istemiş, sahabeler ise kılıçla çekip, o Yahudiyi öldürmüştü.*Yahudiler mübarek sahabiyi şehid ettiler.* 4 *efendimiz yahudileri toplayıp; "Ey Yahudi topluluğu! Siz, Allahü teâlânın Kureyş'e verdiği azaba yakalanmaktan korkunuz Müslüman olunuz. Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğumu iyi bilirsiniz.*Allahü teâlânın size olan ahdini de kitabınızdan okumuşsunuz..." buyurdu. *merhamete rağmen antlaşmayı bozan Yahudiler,* Alemlerin sultanına meydan okududular. Cebrail aleyhisselam vahiy getirdi şöyle buyruluyordu: antlaşma yapan bir kavmin, hainliğinden endişeye düşersen, hak ve adalet üzere ahidlerini reddettiğini kendilerine bildir. Allahü teâlâ hainleri sevmez" (Enfal suresi)* *Habib-i ekrem ordusuyla Kaynuka Yahudilerinin kalesine yürüdüler. Yahudiler, korkup teslim oldular. Şam'a sürülüp Medine topraklarından çıkarıldılar |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1*Mekkeli müşrikler, Bedir bozgunundan ders almadılar acısını unutamıdılar. Kureyş savaşta kaybetmiş Şam ticaret yolu Müslümanlara geçmiş ve müşrikler çileden çıkmıştı*Süfyan'ın ticaret kervanı, Mekke'ye yüzde yüz kârla dönmüştü. Sermaye Dar-ün-Nedve de muhafaza ediliyordu.Saffan İkrime Rebia gibi müşrikler , kardeşlerini, kocalarını, oğullarını Bedir'de kaybetmişti Müslümanlar büyüklerimizi öldürdü. Bizleri perişan etti. intikam zamanı geldi. ordu hazırlıyalım. Medine'yi basalım, intikam alalım" diyorlardı*Cehl, Utbe, Şeybe gibi azılı kafirler öldürülmüş müşriklerin başına, Süfyan geçmişti Hatipler ve şairler getirip, insanları savaşa teşvik etti kadınlar def ve dümbelek çalıyordu Müslümanları Medine'den çıkarmak, Peygamberimizi öldürüp ve İslâmiyet'i yok etmek için müşrikler, kabilelerden asker topladılar. *Mekke'de 3000 kişilik büyük bir ordu hazırlandı. 700'ü zırhlı, 200'ü atlı olup, 3000 deve vardı. Çalgıcıların ve kadınların ordusuna Süfyan komuta ediyordu. hanımı kafir Hind kadınların başında savaşa teşvik ediyordu. *Kafir hind bedir gazasında babasını ve iki kardeşini kaybetmişti. acısını unutamıyor, kadınların harbe katılmamasını istiyenlere "Bedir harbini hatırlayın! Kadınlarınıza, çocuklarınıza kavuşmak için*Bedir'den kaçtınız!.. kaçmak istiyenler, karşılarında bizleri bulacakdır!.." diyerek onları susturuyor Kureyşlileri tahrik ederek savaşa teşvik ediyordu 2*Müşrik Mut'im'in mızrak atmakta usta, ve mahir Vahşi adlı kölesi vardı. Attığını vuran keskin bir nişancı idi. Hind, babası*Utbe'yi, amcası Tuayma'yı Bedir'de öldürdüğü için, hz Hamza'ya karşı intikam ateşi ile yanıyordu*Cübeyr, kölesi Vahşi'ye, Hamza'yı öldürürsen, seni azad eder, serbest bırakırım!" dedi.*Hind de; "Onu öldürürsen sana altın ve mücevher vereceğim!" diyerek vaadlerde bulundu.*Mekke'de hazırlıklar tamamlandı Kureyş ordusu, sancaklarını açarak Ebi Talha ve Süfyan'a verdiler.Hz Abbas; müşriklerin üç bin kişilik bir ordu kurduklarını, yedi yüzünün zırhlı, iki yüzünün atlı üç bin develerinin ve sayısız silahlarının bulunduğunu Medine'ye haber verdi.**efendimiz müşriklerin üç bin kişilik ordu ile geldiğini öğrenince, sahabeye vazife verdi. sahabiler, müşrik ordusunu araştırdılar Alemlerin efendisi, hazırlığa başladı. Medineye nöbetçiler koydu, Eshab-ı kiram, Evde kalanlarla helallaşarak, Sultan-ı enbiya efendimizin etrafında toplandılar.*efendimiz, Eshabına Cuma Hutbesinde Allahü teâlânın dinini için cihad etmenin, Allah rızası için çarpışmanın önemini. Bu uğurda ölenlerin şehid olup, Cennet'e gideceğini müjdelediler. Düşman karşısında sebat edenlere, güçlüklere göğüs gerenlere, Allahü teâlânın yardım edeceğini haber verdiler.3 *efendimiz, Buyurdular ki "Rüyamda, kendimi sağlam bir zırh içinde gördüm. Kılıcım Zülfikar'ın ağzında bir gedik açıldığını, boğazlanmış bir sığırı, arkasından da bir koçun getirildiğini gördüm."**Eshab-ı kiram; "Ya Resulallah! rüyayı nasıl yordunuz?" şöyle tabir ettiler; "Sağlam zırh giymek, Medine'ye, ve Medine'de kalmaya işarettir. Orada kalınız... Kılıcımın ağzındaki gedik zarara uğrayacağıma işarettir. Boğazlanmış sığır, Eshabımın şehid düşeceğine işarettir. koç, askeri birliğe işarettir inşaallah zafer bizim olacaktır!" *Efendimiz buyurdu Rüyamda kılıcımı yere çarptım, ağzı kırıldı. Bu Uhud günü Eshabımın şehid düşeceğine işarettir. Kılıcımı yere çarptım, düzgünleşti Bu da, Allahü teâlâdan feth geleceğine, mü'minlerin toplanacağına işarettir" buyurdu. 4*Resulullah vahiyle bildirilmeyen hususlarda, Eshabıyla istişare yapardı,Eshabdan düşmana karşı "Medine'de kalarak müdafaa savaşı yapalım" dediler. Peygamberimizin arzularına uygundu. Hz Ebu Bekir, Ömer, Sa'd Mu'az gibi Eshabın büyükleri, efendimiz gibi düşünüyorlardı.*Bedir gazasında bulunamayan kahraman sahabiler; Bedir gazasındaki sahabilerin ecir ve sevabı, Bedir şehidlerinin ulaştığı yüksek dereceleri efendimizden işittikçe, harpde bulunamadıklarına son derece üzülmüşlerdi.*Uhudda sahabiler düşmanı Medine dışında karşılayıp göğüs göğüse çarpışmak istiyordu Hz Hamza, Nu'man Ubade bunlardandı 5*Hazret-i Hayseme Ya Resulallah! Kureyşli müşrikler asker topladı Develeri ve atlarıyla topraklarımıza girdiler. Bizi evlerimizde ve kuşatacak,ve gidecekler. Arkamızdan laflar edecekler. cesaretleri artacak, baskınlar düzenleyeceklerdir. Düşman karşısına çıkmazsak, kabileleri bize göz dikecekler. *Allahü teâlânın bize, müşrikler karşısında zafer ihsan edeceğini umarım.Bedir beni şehitlikten mahrum eyledi. Oğlumla Bedir gazasında kur'a çekmiştik O benden talihli imiş, şehidlik şerefine ulaştı.*Ya Resulallah! Şehidliği özledim. Dün gece rüyada oğlumu güzel bir surette gördüm. Cennet bahçeleri ve ırmakları arasında dolaşıyor bana; "Cennet eshabına katıl! Ben, Allahü teâlânın vaad ettiği gerçeğe kavuştum!" diyordu.*Ya Resulallah! sabahleyin, oğluma Cennet arkadaşı olmayı arzu ettim başladım. yaşım ilerledi. Rabbime kavuşmaktan başka muradım kalmadı.Canım sana feda ya Resulallah! Şehid olup, oğluma Cennet'te arkadaş olmakla şereflenebilmem için, dua et!.." diyerek yalvardı.Efendimiz Onun isteğini, kırmadılar şehid olması için dua buyurdular. |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1 *Uhud savaşında sahabeler şehir dışında savaşmayı arzu ettiklerini gördü Peygamberimiz, düşmanı Medine dışında karşılamaya karar verdiler. "Ey Eshabım! Sabır ve sebat ederseniz, cenab-ı Hak, yardımını ihsan eder. Bize düşen, azim ve gayret göstermektir!" buyurdular. *İkindi namazını kıldıran Kainatın sultanı, saadetli ve mübarek evine vardılar. Hz Ebu Bekir ve hz Ömer, Resul-i ekremin sarığını sarıp zırhını giymesine yardım ettiler. Efendimiz, kılıcını kuşandı, kalkanını sırtına yerleştirdi. *Eshab-ı kiram efendimizi bekliyorlardı. Medine'de müdafaa savaşı yapmak isteyenler, Resulullah, Medine dışına çıkmak fikrinde değildi. Sizin sözünüzle kabul etti.Resulullah, emri Allahü teâlâdan alır. Siz, O'na bırakınız.*emrettiğini yapın dediler.*Diğerleri pişman oldular resule muhalefet etneyelim diyerek, fikirlerinden vaz geçtiler.* *Peygamberimize Canımız sana feda ya Resulallah! Sen Medine'de kalmak istiyorsan, kalalım. emrine muhalefetten cenab-ı Hakk'a sığınırız" diyerek özür dilediler Habib-i ekrem efendimiz Bir peygamber, zırhını harbetmeden çıkarmaz. Ta ki, cenab-ı Allah hükmedinceye kadar. nasihatım şudur ki, emrettiğimi yapar, Allahü teâlânın ismiyle sabredip sebat gösterirseniz, Allahü teâlâ size yardım edecektir..." buyurdular.* 2 efendimiz ordusunu uhud savaşına hazırlarken akşam oldu. Akşam ve yatsı ezanını, Hz. Bilal okudu. Peygamberimiz, namazı kıldırdı Mesleme'yi elli kişilik bir birliğin başına verdi sabaha kadar nöbeti emretti Eshab-ı kiram istirahata çekildi. efendimizin başucunda nöbet tutma şerefi hz Zekvan'a nasib oldu*düşman ordusu, İslâm ordusu İkrime kumandasındaki süvari birliğini devriye kolu olarak vazifelendirdi. Müşrik İkrime, Harre mevkiine kadar İslâm ordusuna sokuldu mücahid devriyesinden korkarak, geri çekildi. *alemlerin efendisi, Eshabıyla. Uhud dağına geldi müşrikleri görüyordu. Bilal-i Habeşi, ruhları coşturan, içleri eriten yanık sesiyle sabah ezanını okudu. Mücahidler, silahlı olarak Peygamberimizin arkasında namaz kıldılar, dua yaptılar. Kainatın sultanı, üzerlerine ikinci bir zırh ve mübarek başlarına miğferini giydiler.*münafık başı Übey; "Biz, kendimizi öldürtmeye mi geldik? niye anlayamadık" diyerek, 300 münafıkla birlikte İslâm ordusunu terk ederek uhud savaşından kaçtı *İnanan, gönül birliği yapan, canlarını, başlarını ilahi kelimetullah yoluna koyan göz kırpmadan, şehadete can atanlar Peygamberimizi, kanlarının son damlasına kadar korumak üzere söz verdiler. 3 Peygamberlerin efendisi, uhud mücahidlerini nizama soktu. Orduyu, arkası Uhud dağına, önleri Medine'ye gelecek şekilde yerleştirdi. Sağ kanada Ukaşe sol kanada Ebu Selemeyi kumandan tayin etti. Ebi Vakkas ile Ubeyde okçu birliklerinin başında Zırhlı kuvvetlerin başına Zübeyr zırhsız kuvvetlerin başına hz Hamza geçtiler. *uhud savaşının Hazırlıkları tamamlandı. Efendimizin sancağı Umeyr'e verildi Hz-Mus'ab, elinde sancak efendimizin önündeydi Hz Hanzala, Medine'den sür'atle Uhud'a gelip, mücahidlere katıldı.*müşrik komutanı Süfyandı. Medine'yi arkalarına aldılar. Sağ kanattaki süvarilere*Halid sol kanattaki süvarilere İkrime kumanda edecekti. Saffan süvari birliklerinin başındaydı Müşrik sancağını Talha bin Ebi Talha taşıyordu. 4 uhud savaşında İslâm ordusunun sol tarafındaki Ayneyn tepesinin dar geçitine efendimiz, Cübeyr kumandasında, elli okçu koydu. Peygamberimiz, uhud okçularına şu emri verdi;*Bizi arkamızdan koruyun Yerinizden ayrılmayın Düşmanı yendiğimizi görseniz de emretmedikçe, yerlerinizden asla ayrılmayın Düşman bizi öldürsede bize yardımcı olmayın. bizi korumayın düşmanı oka tutun Allah'ım tebliğime sen şahidsin*emir tekrarı yapan Peygamberimiz ısrarla; "Kuşların, cesedlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi, emretmedikçe yerinizden ayrılmayın.kafirleri ayaklarımızla çiğnediğimizi görseniz bile, haber etmedikçe asla yerinizi terk etmeyiniz buyurdular.5 *Kureyş ordusu; sayı, silah ve techizatça İslâm ordusunun dört misliydi gürültü ve şamataydı , intikam hırslarıyla gözleri dönen kadınlar tef, dümbelek çalıyor, şarkılar söyleyerek askeri savaşa teşvik ediyor, taptıkları putlardan yardım istiyorlardı.*Mücahidler dua ediliyor; "Allahü ekber! Allahü ekber!.." diye tekbirler getiriyor, "Din-i İslâm"ın korunması ve yayılması için Allahü teâlâdan yardım talep ediyordu.**Peygamberimiz kahraman Eshabına cihadı cenab-ı Hakk'ın yolunda çarpışmayı emretti şehitlik sevaplarını anlattı "Ey*Eshabım! Sayıları az kişilere, düşmanla çarpışmak güç gelir. sebat ve gayret gösterenleri Allahü teâlâ ferahlığa erdirir. Allahü teâlâ, itaat edenlerle beraberdir... Allahü teâlânın vaadini ve mükafatını isteyiniz..." buyurdu. |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1 *Uhud gazasıyla ilgili ayet-i kerimelerde Ey mü'minler Allah ve Resulüne itaat edin ki, merhamet olunasınız. Rabbinizden mağfiret istemeye ve Cennet'e koşunuz. Bunun için çalışınız! *Cennet'in büyüklüğü, gökler ve yer küresi kadardır. Cennet, Allahü teâlâdan korkanlar için hazırlandı. Bunlar, mallarını Allah yolunda verirler. Öfkelerini belli etmezler. affederler. Allahü teâlâ ihsan edenleri sever" (Al-i İmran)*onların mükafatı, Rablerinden magfiret ve ağaçları altından ırmaklar akan Cennet'lerdir. Onlar, orada ebediyyen kalacaklardır. Allahü teâlâya ve Resulüne itaat edenlerin mükafatı ne güzeldir!" buyuruluyordu. (Al-i İmran suresi: 136)2 *Gönülleri imanla dolu, gözlerinden cesaret kıvılcımları sıçrayan, şehid olmak arzusuyla yanan Eshab-ı kiram yerlerinde duramıyor, düşmana atılmak için emir bekliyordu.*Uhud savaşında Bedir gazasında ki gibi hz Ali beyaz, Zübeyr Avvam sarı, Dücane dkırmızı renkteki sarıklarını başlarına bağladılar. Hz Hamza deve kuşu kanadından yapılmış tuğunu taktı.*Müşrikler ve müminler ordusu birbirine yaklaştı. heyecan son noktaya gelmişti. Biraz sonra; Allahü teâlânın dinini yaymak için en yakınları ile savaşmaktan tereddüt etmeyen İslâm mücahidleri ile batıl yolda ısrar eden İslâm düşmanları arasında büyük bir meydan savaşı başlayacaktı.* 3*İki ordu birbirine yaklaşmışdı... zırhlı bir müşrik, mücahidlerden er diledi. İslâm ordusundan, uzun boylu, sarı sarıklı kahraman bir mücahid meydana yürüdü Bu, efendimizin halasının oğlu Avvam idi. *İslâm ordusundan; "Allahü ekber!.." nidaları yükseliyor, hazret-i Zübeyr'in muzafferiyeti için dua ediliyordu. Avvam'ın müşrike yaklaştı devesi üzerinde müthiş bir mücadele başladı.*Peygamberimizin; "Onu yere düşür!" buyuruğu işitildi. Zübeyr, bu emirle müşriğe kılıç çaldı. tolgalı başını gövdesinden ayırdı. 4 müşriklerin sancaktarı Talha meydana fırladı; "er var mıdır?" diye bağırdı.Allahü teâlânın arslanı hz Ali Bir vuruşta, zırhlara bürünmüş müşrik sancaktarının başını yardı. Peygamberimiz; "Allahü ekber!.. Allahü ekber!.." diye tekbir getirdi. Eshab-ı tekbir sadaları yeri göğü inletti.*Müşrik sancağının yere düştüğünü gören Talha'nın kardeşi Osman bin meydana koştu. Hz Hamza Ya Allah!" diyerek Osman'ın omuzuna öyle bir kılıç indirdi ki, sancak tutan kolu koparak can verdi.*müşriklerden, Ebu Sa'd meydana yürüdü. baştan ayağa zırhlı idi. Küfür sancağını kaldırdı Benim karşıma kim çıkabilir?!." Dedi Hz.Ali , müşriki öldürüp şirkin sancağını yere çaldı*müşrikler meydanda mümin mücahidlerle savaştı sahabiler, Allahü teâlânın izniyle galip geldi. Küfrün sancaktarları öldürüldü, İslâm askerinden tekbir sadaları yükseliyor, düşmana üzüntü ve yeis çöküyordu.* 5 *Müşriklerin şamataları ayyuka çıkınca müşrik kadınlar Yazıklar olsun size!.." diyerek, kendi askerlerine hakaret ediyorlar bir taraftan da; "Daha ne duruyorsunuz?.." diyerek savaşa teşvik ediyorlardı.*sevgili Peygamberimiz Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref ve itibar var. İnsan korkmakla kaderden kurtulamaz" yazılı kılıcını göstererek kılıcı kim alır?" buyurdu Eshab-ı kiram hep birden elini uzattı *Peygamberimiz Bu kılıcın hakkını vermeye kim var deyince,*Eshab-ı kiram sustu ve geri durdu Ben, Allah'ın arslanıyım*diyen bir ses işitildi Zübeyr Avvam; "Ben alırım ya Resulallah" dedi. Peygamberimiz kılıcı hz Zübeyr'e vermedi. *Efendimizin kılıcını isteyen Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer,*Hz. Ali'nin istekleri Peygamberimizce kabul edilmedi. Ebu Dücane; "Ya Resulallah! kılıcın hakkı nedir?" diye sordu.Peygamberimiz; "Onun hakkı; eğilip bükülünceye kadar, onu düşmana vurmaktır.buyurdu 6 *Efendimiz kılıcımın hakkı, Müslüman öldürmemen, kafirlerden kaçmamandır. Allahü teâlâ zafer ve şehidlik nasib edinceye kadar, Allah yolunda çarpışmandır" buyurdu.*Dücane; "Ya Resulallah! Ben kılıcının hakkını yerine getirmek istiyorum" dedi. Peygamberimiz kılıcını teslim etti. Hz. Dücane çok cesur, kahraman harpte kurnazdı"Harp hiledir" hadis-i şerifine riayet ederdi.* *Dücane hazretleri kılıcı alınca, harpte çalımlı, vakarlı ve gururlu yürüdü bu yürüyüşü, Eshab hoş karşılamadı.efendimiz; "Bu bir yürüyüştür ki, harp meydanları dışında Allahü teâlânın gadabına sebeptir" yalnız düşmana karşı çalımlı yürümek caizdir buyurdular |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1 *müşrikler Halid bin Velid, in emriyle hücuma kalktı. Eshab-ı kirama, Peygamberimiz hücum emretti*Allahü ekber" sadaları harp meydanını doldurdu. Hz Hamza elindeki kılıçla, zırhsız kuvvetlerin başında kafire kılıç salladı. Velid'in kuvvetleri, püskürtüldü. Halid arkadan vurmak Ayneyn tepesine vardı. Hz Abdullah ve emrindeki elli yiğit, onları ok atışıyla püskürttü.*Uhud savaşı kızışmıştı. Her iki taraf olanca güçle çarpışıyordu. Bir sahabi,dört müşrik ile mücadele ediyor Hz Hamza,Allahü ekber! Allahü ekber!" nidalarıyla seslenip "Ben, Allahü teâlânın arslanıyım!" diyor düşmanı kıra kıra, ilerliyordu. *Safvan Hamzayı gösterin diyor, allah'ın arslanı iki kılıç ile düşmanı katlediyordu Safvan; "Ben bu güne kadar kavmini öldürmek için saldıran, onun gibi hırslı ve gözü pek başka kimse görmedim" dedi.*2*Uhud'da, harb kızıştı Zübeyr efendimizin kılıcının kendisine verilmemesinden dolayı üzgündü kendi kendine; Resulullah'tan kılıcı istedim, Dücane'ye verdi. ben, halası oğluyum. Kureyşliyim. önce istemiştim. Gidip bakayım, hikmetini öğneneyim, Dücane benden fazla ne yapacak?" dedi. *Dücane'yi takibe aldı Dücane ra "Allahü ekber!" diyerek tekbir alıyor, müşrikleri biçiyordu Müşriklerin en azılısı Dücaneye hücum etti.Müşrik kılıcı Dücane'nin kalkanına gömüldü. çıkmadı. Dücane'ye Bir kılıç darbesiyle rakibini öldürdü. *Dücane, önüne çıkanı devirdi tef çalarak müşrik hindin yanına geldi. Fakat öldürmekten vaz geçti.*Zübeyr Kılıcın kime verileceğini Allah ve Resulü benden daha iyi bilir Vallahi ben ondan dücaneden üstün çarpışan, vuruşan kimse görmedim" buyurdu. 3*Mikdad Zübeyr hz Ali, hz Ömer, Talha Mus'ab hepsi uhud gününde geçilmez bir kale idiler. efendimizin hücumunu gören şanlı Eshab, Resulullahın etrafına toplanıyor zırhlı düşmana göz açtırmıyordu *Abdullah bin Amr hazretleri Uhud'un ilk şehidiydi. Onun şehid olduğunu gören arkadaşları aslan kesilerek, Allahü teâlânın düşmanlarına saldırdı.*Savaşın kızıştığı anda yiğitliğin sembolü hazret-i Cahş ile okçuların piri Vakkas hazratleri karşılaştı yaralanmışlardı.Vakkas şöyle anlatır: Uhud'da, savaş şiddetliydi. Abdullah Cahş yanıma sokuldu, Bana; dua et, amin" diyeyim. Ben dua edeyim, sen "amin" de! dedi. *şöyle dua ettim: "Allah'ım, bana çok kuvvetli ve çetin düşmanlar gönder. kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gazi olarak, geri döneyim."* tüm kalbinle; "Amin" de. 4 Hz cahş şöyle dua etti Allah'ım,zorlu düşmanlar gönder, kıyasıya vuruşayım.*Cihadın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. beni şehid etsinler dudaklarımı,burnumu, kessinler .Kanlar içinde huzuruna geleyim.Sen Dudaklarını, burnunu, kulaklarını ne yaptın?" diye sorduğunda "Allahım,ben onlarla kusur işledim, kullanamadım Huzuruna getirmeye utandım. Peygamberimin bulunduğu savaşında bırakıp sana geldim diyeyim dedi.**Allahü ekber! Allahü ekber!.." diye çarpışırken kılıcı kırıldı. Peygamberimizin hurma dalı ile savaşti dal kılıç oldu bununla düşmanlar öldürüldü. Ebü'l-Hakem adlı bir müşrik hz cahşı oklarla arzu ettiği şehadete kavuşturdu duasındaki gibi. Kafirler burnunu,kulaklarını, dudaklarını kestiler.Her tarafı kana boyandı.* |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1*Uhud Savaşı tüm şiddetiyle devam ediyordu Müslümanlar tüm güçleri ile hücum ediyordu *Müslüman safında,"Ölmek, kaçmaktan iyidir!" diyerek, müşriklerin arasına yalın kılıç dalan Kuzman, yiğitlikler, ve kahramanlıklar gösterdi. Tek başına sekiz müşrik öldürdü.yaralanıp yere düştü.* *Eshab-onun bu kahramanlığını efendimize bildirince; "O cehennemliktir" buyurdular. Müslümanlar çok şaşırdı*Nu'man ra Kuzmana Ey Kuzman! Şehadet mübarek olsun!" deyince, Kuzman; "Ben din için değil;**Kureyşlilerin Medinede, hurmalığımı harab etmemesi için döğüştüm!" dedi. ok ile bilek damarlarını delip, intihar etti. efendimizin; "O cehennemliktir!" buyurmasının hikmeti anlaşıldı.2 *Savaşta alemlerin efendisi olmak üzere, bütün Eshab-ı büyük mücadele verdiler. Şiddetli taarruzlar ile müşrikleri geriye püskürttüler. müşrikler taştan yaptıkları Lat, Uzza, Hübel!" diye taptıkları putlardan fayda ve yardım istediler *Müslümanların kahramanlıkları karşısında müşrikler ve kadınları feryat figan uhud meydanını terk edip tüm mallarını bırakıp Mekke'ye kaçınca, İslâm askerleri sevindiler Allahü teâlânın vaad ettiği zafere hamdettiler. Sayı ve kuvvetçe üstünlüklerine rağmen müşrikler, Müslümanlar karşısında perişan olmuşlardı. Birbirlerini çiğneyerek kaçıyorlardı... 3 *Hanzala ra, atı ile kaçan müşrik başkumandanı Süfyan'a yetişti. Atının bacaklarına kılıç vurarak atı çökertti. Süfyan,Ey Kureyşliler!.. Yetişin!.. Ben Süfyan'ım! Hanzala beni kılıçla doğramak istiyor!.." diye feryada başladı.**kaçan müşrikler, can derdine düşmüşler, kumandanları ile ilgilenmemişlerdi., o anda hz Hanzala'nın arkasındaki Esved müşriki, mızrağını Hanzalaya sapladı.**Hz Hanzala; "Allahü ekber!" diyerek şehid oldu ve mübarek ruhu Cennet'e uçtu. efendimiz;*Hanzala'yı, meleklerin, gökle yer arasında, gümüş bir tepside yağmur suyu ile yıkadıklarını gördüm" buyurdu.*Ebu Üseydi şöyle anlattı: "Resulullah'ın sözüyle Hanzala'nın yanına vardım. Başından yağmur suyu damlıyordu. Resule haber verdim. Hanzala'ya, "Gasil-ül-melaike" dediler." *Hz. Hanzala, Uhudda şehid düşmüştü savaşa katılmak için aniden gusül abdesti almaya vakit bulamamıştı. melekler kendisine gusül abdesti aldırmışlardı.*4 *Hazret-i Ali şöyle anlattı: İkrime nin bulunduğu müşrik birliğine daldım. Onları kılıçtan geçirdim.*Başka bir birliğe daldım, saf dışı ettim. Ecelim gelmediği için bana bir şey olmamıştı. *Resulullah'ı göremedim. Kendi kendime; "Yemin ederim ki, O, harp meydanını bırakıp gidecek değildir. Allahü teâlâ O'nu kaldırmıştır! benim için çarpışıp ölmekten başka yol kalmamıştır" dedim ve kılıcımın kınını kırdım. Müşrikleri dağıttığımda, Resulullah'ın müşriklerin arasındaydı Resulullah'ı, Allahü teâlâ melekleriyle koruyordu."*Düşman Efendimize yaklaşmışdı. Durum tehlikeliydi. Peygamberimiz, sebat ediyor, yerinden ayrılmadan düşmanla çarpışıyor, Eshabına Ben Resulullah'ım. Bana gelene Cennet var!" buyuruyordu.*sahabeler Peygamberimizin etrafında canlı bir kale meydana getirdiler.* 5 Uhud'da perişan olan müşrikler kaçdılar. Ayneyn geçidindeki okçular harbin bittiğini zannederek yerlerini terk ettiler. Kumandanları Cübeyr ve on iki kişi yerlerinde kaldılar.her fırsatı değerlendiren Kureyş okçu kumandanı Halid bin Velid, mücahidlerin azaldığını görünce, süvarileriyle harekete geçdi.*İkrime ve halit Ayneyn geçidine geldiler. Cübeyr ra ile vefakar, okçular onları okladılar mızraklarıyla, göğüs göğüse Allahü ekber! Allahü ekber!" diyen kılçlarıyla nice kahramanlıklar gösterdiler. *Şanlı Eshab-ı kiram, Peygamberlerinin emri için, kanlarının son damlasına kadar çarpıştılar. Birbiri arkasından şehadet şerbetini içip, mübarek vücudları toprağa düştü ruhları Cennet'e uçtu .*Müşrikler, kinlerinden hz Abdullah'ın elbisesini soyarak, mübarek vücudunu mızraklarla delik deşik ettiler. Karnını yarıp, iç organlarını dışarı çıkardılar.*Halid ve İkrime, mücahidleri şehid edince, İslâm ordusuna saldırdılar. Eshab düşmanı görünce, toparlanamadı. silahlarını bırakmışlardı. Her şey birden değişti. kaçan Kureyşli müşrikler, Halidin hücumuyla geri döndüler. *Müslümanlar, iki ateş arasında kalmıştı. Kafir önden ve arkadan hücuma geçti Sahabenin birbirleriyle irtibatları kesildi. Dağıldılar Kaynak islam ansiklopedisi android programı HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1 *Uhudda dağılıp perişan olan Eshab toplanmaya çalışıyordu. Abbas ra kardeşlerim! Bu musibet, Peygamberimizin emrini yerine getirmeyişimizin neticesidir. Dağılmayın Peygamberimize gelin bizler, Resulullah'a zarara sebep olursak, Rabbimizin katında mazeret bulunmaz" diye bağırdı*Hz Abbas Zeyd ve Erkam düşmanın içine "Allahü ekber!" nidaları ile yalın kılıç daldılar.*Resulullah'ın uğrunda, kahramanca çarpıştılar. Zeyd, on dokuz yara almıştı. çok özlediği şehidlik mertebesine ulaşmıştı*Eshab efendimizin, etrafında toplandı. Müşrikler, Peygamberimizi ve şanlı Eshabını çembere aldılar.*Alemlerin efendisi, yanında canlarını feda etmeye hazır olan Eshabına; "Şu birliği kim karşılar?" buyurdu.*Kabûs ra "Canım sana feda olsun ya Resulallah! Ben karşılarım" deyip, ileri fırladı. Allahü teâlânın şerefli ismiyle yalın kılıç müşriklerle savaşdı.*efendimiz; "Seni Cennet'le müjdelerim" buyurdu. *Kabus ra nın düşman karşısında gösterdiği gayreti gören efendimiz Allah'ım! Ona rahmet eyle!*Ona acı!" buyurdular.*Müşrikler hazret-i kabusu mızrakla şehid ettiler 2 Ebi Vakkas, uhudda ileri atıldı. Düşmanla en ön cephede savaştı eşsiz bir kahramanlık gösterdi. müşrikleri saf dışı etti. geri püskürttü Peygamberimiz Ben senden razıyım. Allahü teâlâ da razı olsun" buyurdular.*efendimiz, mücahidlerin çemberini yaran müşrikleri görünce, hz Ali'ye; hücum emretti Hazret-i Ali, Amr bin Abdullah'ı öldürüp, Kılıcı kırılınca, Peygamberimiz, zülfikarı ona verdi. *efendimiz; müşriklerin şerrini def eyle" buyurdular.*Canını Resulullah'a feda eden Allahü teâlânın aslanı, hücuma geçti. Düşmanı püskürttü.*Cebrail aleyhisselam efendimize;Ya Resulallah! Ali'deki fevkalade bir civan mertliktir" deyince, efendimiz O benden, ben de ondanım" buyurdular. Cebrail Ben de ikinizdenim" dedi.**bir ses; "Ali gibi yiğit, zülfikar gibi kılıç bulunmaz" diyordu.* 3 *Uhud savaşında, müşriklerin hedefi Resulullahtı muvaffak olamadılar. Peygamberimizin yanına yaklaşamayınca, ok atdılar. Atılan oklar, efendimizin üzerinden geçiyor, önüne, düşüyordu.*allahın inayetiyle hiçbiri ona ulaşamadı *Düşmanı püskürtmek için canlarını dişine takan Eshab-ı Alemlerin efendisinin etrafında toplanarak, oklara mübarek vücudlarını siper ettiler efendimiz Eshabına, okla mukabele etmesini emir buyurunca sahabiler düşmana ok atdılar. *Peygamberimiz, sad ra yı önüne oturttu Çok keskin nişancıydı sür'atle, düşmana ok yağdırdı. her okta Ya Rabbi! Bu senin okundur. düşmanı vur!" diyor, efendimiz Allah'ım! Sa'd'ın duasını kabul et! okunu doğrult!.. diye dua ediyordu*Devam et, Sa'd!*durma düşmanı okla diyen efendimize hz sadın cevabı Anam babam sana feda olsun ya resullulah oldu *her ok atışta. efendimiz dua ediyordu. Hz Sa'd'ın oku bitince, Peygamberimiz, kendi oklarını veriyordu oklarda allahın ihsanı vardı Vakkas ra nın attığı her ok düşmanı biçiyordu, 4*Müşriklerin oklarına karşı, Ebu Talha ra Peygamberimize siper oluyordu tekbir naraları atıyordu.*efendimiz; "Asker içinde Ebu Talha'nın sesi, yüz kişiden hayırlıdır" buyurdu.*Ebi Talha müşrikleri okluyor oklar boşa gitmiyordu.*Resul mübarek başını kaldırdıkça, Talha, Anam-babam canım sana feda ya Resulallah! Mübarek başınızı kaldırmayın. düşman oku isabet etmesin! Vücudum, mübarek vücuduna fedadır! Beni boğazlamadan sana ulaşamazlar! Ben ölmedikçe, size bir şey olmaz!.." diyerek Peygamberimize can feda ediyordu *efendimizin etrafında otuz sahabe, pervane gibi dönüyor, oklara, mızraklara, canlarını kalkan ediyorlardı.**Tek arzuları; efendimizin emrini yerine getirmek O'na gelecek zararı uzaklaştırmaktı. 5*Yiğitler serdarı hz Hamza, efendimizden ayrı düşmüş, kalabalığın iki elinde iki kılıç ile çarpışıyor; "Allahü ekber!.." nidalarıyla düşmanın kalbine korku salıyordu.**tek başına otuz müşrik öldürmüş, onları kolundan ve bacağından etmişti. müşrik sürüsünü dağıtmıştı müşrik Enmar; "Bana karşı koyabilecek yiğit var mı?" diyerek hz Hamza'ya meydan okudu *Uhud meydanınında amansız, müthiş bir savaş tüm şiddetliyle devam ediyor, bazıları atlı, bazıları yaya olarak iman-küfür mücadelesi sürüyordu *Hz Hamza, Müslümanlara meydan okuyan, müşrik Enmar'a "Yanıma gel ey sünnetçi kadının oğlu! Demek sen Allah'a ve Resulüne meydan okuyorsun diyerek onu yere serdi.**Vahşi'nin mızrak ile hz hamzaya nişan aldı hz hamza yere düştü.*zırhı açılmıştı. Mızrak, Hamza'nın mübarek vücuduna saplandı Kahramanların büyüğü; "Allah'ım!" diyerek çöktü. Şehid oldu özlediği makama kavuştu Allahü teâlânın yolunda, Peygamberinin uğrunda canını feda etti. |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1 *düşmanlar "Ey Kureyş Akrabalık gözetmeyen, kavim bölen Muhammed ile çarpışmaktan geri durmayın Muhammed kurtulursa, ben kurtulmayayım!.." diyerek, müşrikleri, Kainatın efendisine saldırtıyordu.ses, Asım bin Ebi Avf'ın idi. Dücane ra sesi işitmişti. Avf'ı buldu ve öldürdü *Müşrikler tüm gücüyle hz Ebu Dücane'ye salladı.* Allahü teâlânın ihsanıyla Dücane, öldürücü darbeden kurtuldu. kılıcıyla müşrikleri öldürdü. *Kureyşli müşriklerin hedefi, Alemlerin efendisi idi. Tüm güçlerini harcıyor etrafında canlarını feda etmekten zerre kaçınmayan şanlı, ve şerefli Eshabı geçemiyorlardı.**otuz yiğit, efendimize can feda Ya Resulallah diyerek Yanından ayrılmıyor yüzümüz, mübarek yüzüne siper vücudumuz, mübarek vücuduna fedadır; yeter ki sen selamette ol" diyorlardı.*Müşrikler, hücum ediyorlardı. Fahr-i alem canını siper eden kahraman Eshabına, Allahü teâlânın yolunda vücudunu kim feda eder?" buyurunca, sahabiler ileri atıldı *Sahabiler efendimizin mübarek gözleri önünde; tekbirler alarak,şehid oldu.*bir sahabe on dört yerinden yaralanmıştı Alemlerin efendisi; "Onu, yaklaştırın buyurdu. Vücudundan kanlar akıyordu.* Peygamberimiz oturarak ayaklarını yastık yaptılar. O halde şehid olmak şerefine kavuşan mutlu sahabi, Umare hazretleriydi* *2 Uhudda müşrikler her taraftan saldırıyordu Peygamberimize İyice yaklaştıkları bir sırada, Peygamberimiz; "Şunları kim karşılar, kim durdurur?" buyurdu. Talha ra hazretleri; "Ben! Ya Resulallah!" deyip, ileri atıldı*efendimiz, yine; "Şunlara kim karşı koyar?" Talha gibi daha kim var?" diye sorunca, Ensar "Ben karşılarım ya Resulallah" dedi. Peygamberimiz; "Haydi karşıla" buyurdular.*Sahabeler müşriklerle çarpışa çarpışa şehid oldu. efendimizin yanındaki tüm sahabiler, vuruşa vuraşa şehadete erdiler.**Kainatın sultanının yanında Talha ra dan başka kimse kalmamıştı. Hz Talha, Resulullah'a zarar erişir diye müşriklerle kıyasıya çarpışıyordu.Onun kılıcı düşmana verdiği ok,ve mızrak darbeleri efendimize vücudunu kalkan yapması eşsiz bir hadiseydi *Hz Talha, kılıçlara aldırmıyordu. Kainatın sultanını korumak,uğurunda kardeşleri gibi şehid olmak istiyordu Vücudunda yarasız yer kalmamıştı, elbisesinde kandan başka bir şey görünmez olmuştu.**Hz Ebu Bekir ve Ebi Vakkas ra efendimizin yanına yetiştiler. Yiğitlerin efendisi Talha kan kaybından toprağa düştü Her yeri kılıç, mızrak ve ok darbeleriyle delik deşikti. Altmış altı yarası vardı. *Peygamberimiz, hz Ebu*hz Talha'ya yardımı emrettiler.*Hz. Sıddik, hazret-i Talha nın mübarek yüzüne su serpti. Talha ayılınca Ya Eba Bekir! Resulullah ne yapıyor?" diyerek, sevgi ve bağlılığın en güzelini gösterdi.**Resul-i ekremi sevmek, canını, mübarek vücuduna feda etmek demektir. Hazret-i Ebu Bekir; "Resulullah iyidir. deyince, Hz.Talha rahat bir nefes alıp; "Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun. O sağ olduktan sonra her müsibet hiçtir" dedi.**Alemlerin efendisi, hazret-i Talha'nın yanına teşrif ettiler. Yaralı mücahid, Resulullah'ı sağ görünce, sevincinden ağladı. efendimiz, ellerini açıp; "Allah'ım! Ona şifa ver, kuvvet ihsan eyle" diye dua buyurdular.* hazret-i Talha sapa sağlam ayağa kalktı düşmanla harbetti *Peygamberimiz hz talha için; "Uhud günü, sağımda Cebrail solumda da Talha vardı başkasını görmedim buyurdular.*Allahım, sen de razı ol* 3*Uhud şavaşı tüm şiddetiyle devam ediyordu. efendimizin etrafında Dücane, sancakdar Mus'ab Umeyr, Talha ra ve Peygamberimizi koruyan Nesibe Hatun ve birkaç sahabi vardı.**Müşrikler efendimize karşı savaşıyordu azılı müşrik Abdullah Hüneyd,Peygamberimizi görünce, atını mahmuzladı Ben Zübeyr'in oğluyum. Bana Muhammed'i gösterin Ya ben O'nu öldürürüm, yahud O'nun yanında ölürüm!" diye bağırıyordu.* *Hz Dücane Ben vücudumla, Muhammed aleyhisselamın mübarek vücudunu koruyan bir kişiyim. Beni çiğnemedikçe, O'na ulaşamazsın!" dedi.*Hz dücane müşrik Hüneyd'i düşürdü kılıcını kaldırdı "Al, bu da Hareşe'nin oğlundan!" deyip, bir vuruşta yere serdi.*Alemlerin efendisi; "Allah'ım! Hareşe'nin oğlu Dücane'den ben nasıl razı isem, sen de öyle razı ol" diyerek dua buyurdu. 4 *Müşriklerin keskin nişancısı okçu Züheyr, efendimizi arıyor, ok ile vurmak istiyordu.* efendimizin yanına gelip, yayını gerdi Peygamberimizin mübarek başını hedef alarak okunu fırlattı. *Hz Talha anında elini açarak efendimize atılan oka hedef oldu. Ok, avucuna saplandı elini parçaladı. Parmaklarının sinirleri kesildi, elinin kemikleri kırıldı. Fahr-i alem beni korumak için elini oka uzatırken Bismillah deseydin, melekler seni göklere yükseltirdi" buyurmuşlardı.5*Mekkeli müşriklerden; Kamia, Halef, Utbe Zühri ismindeki dört müşrik, efendimizin hayatına son vermek için anlaşıp, yemin etmişdi efendimiz, düşmanla kıyasıya mücadele ediyordu *efendimizin önünde, sancakdar*Mus'ab ra vardı.*giydiği zırhdan dolayı, Peygamberimize benziyordu. sağ elinde İslâm sancağı tutuyor müşriklerle müthiş bir mücadeleye girişmişti.**zırhlara bürünmüş müşrik İbn-i Kamia, atıyla yaklaştı. Avazı çıktığı kadar; "Bana Muhammed'i gösterin O kurtulursa ben kurtulmayayım!" diye bağırarak, efendimize doğru atını mahmuzladı.**Hz Mus'ab ile Nesibe Hatun vücudlarını efendimize siper yaptı kafire kılıç vurdular zırha tesir etmedi.*İbn-i Kamia, Nesibe Hatun'a kılıç vurarak omuzunu parçaladı. Hz Mus'ab'ın sancak tutan sağ elini kesti *Eli kesilen Mus'ab ra canından üstün tuttuğu İslâm sancağını yere düşürmeden sol eline aldı. Muhammed aleyhisselam resuldür. Ondan önce de resuller gelmiştir" mealindeki Al-i İmran ayet-ini okuyordu.*Sancağı yere düşürmedi* |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
HAZRET-İ* MUHAMMED (S.A.S) Uhud Savaşı 1*Eshab-ı kiram, Uhudda Resulullah efendimize zarar gelmemesi için her türlü fedakarlığı gösteriyordu. Sağ kolu darbe alınca sancağı sol eline alan Hz.*Mus'ab'ın sol koluna kılıç indi. Sol eli de kesilmesine rağmen şanlı sancakdar, İslâm sancağını yere düşürmüyordu. *Kahraman sahabi,hz musabın kolları Uhudda kesilmişti islam sancağını gövdesine bastırarak dalgalandırmaya devam etti.*sancağı düşürmedi*Müşrik Kamia, mızrağını şanlı sahabinin islam sancaktarı hz musabın vücuduna sapladı. Sancaktar şehid düştü *Hz Mus'ab şehit düşerken, şanlı İslâm sancağı yere düşürülmemiş, onu Mus'ab'ın suretine giren bir melek kapmıştı. SPeygamberimiz; "İleri ya Mus'ab! İleri!" buyurduğunda; melek; "Ben Mus'ab değilim" dedi. Kainatın sultanı efendimiz sancağı hz Ali'ye verdi.2 müşrik Kamia hz Mus'ab'ı, efendimiz zannetti müşriklerin arasına vardı Muhammed'i öldürdüm!" diyerek bağırdı.*müşrikler, azgınlaştılar. Eshab-ın ise, eli ayağı tutmaz olmuştu.**Hz ömerin elleri düşmüştü Enes "Niçin oturuyorsunuz?" diye sordu. Resulullah şehid edilmiş!.." diye cevap verdiler.*hz Enes "Resulullah şehid edildiyse, Rabbi bakidir. Resulullah'dan sonra biz ne yapacağız! Haydi kalkın Peygamberimizin canını feda ettiği şey için, biz de can feda edelim" dedi *Hz enes uhud savaşında Allahü ekber!.." nidalarıyla yalın kılıç düşmanla savaşdı. Küffarı katletti ve şehid oldu.*yüzünde yetmiş yara vardı. Onu kız kardeşinden başkası tanıyamamıştı. 3 *Eshab-ı kiram uhud savaşında efendimizin ölüm haberiyle dağılmış, ve şehadete ermişti. dağınıklıkdan istifade eden müşrikler, efendimizi Taşla, kılıçla şehid etmeye çalışıyorlardı.* *Efendimizin zırhına kılıçlar tesir etmiyordu. Utbenin attığı taşlar,Peygamberimizin mübarek yüzüne değdi ve alt dudağı yaralandı.*kesici dişi kırıldı. İbn-i Kamia denilen müşrik kılıcını Alemlerin efendisinin mübarek başına vurdu. *Peygamberimizin miğferi parçalandı, mübarek şakaklarına battı.İbn-i Kamia'nın efendimizin mübarek omuzunu yaraladı Peygamberimiz, hain Kamia için; "Allahü teâlâ seni zelil ve perişan etsin!" diye dua ettiler.*Kamia sevinip; "Muhammed'i öldürdüm! diye bağırarak, Süfyan'ın yanına gitti.* 4*Müşrikler hedeflerine ulaşmışlardı! Peygamberimizle ilgilenmiyordu efendimizin düşüp öldü sanıldığı çukurdan çekilmişler, Eshab ile çarpışıyordu *Resul-i ekrem , müşriklerin saldırıları ile çukura düşmüş, mübarek yanakları kanıyordu. sakal-ı şerifi kana boyanmış Bir damla yere düşmeden Cebrail as mübarek kanı kaptı "Ya Habiballah! Allahü teâlânın hakkı için, bu kandan bir damla yere düşse, kıyamete kadar ot bitmezdi." *efendimiz Eğer benden bir damla kan düşerse, gökten azab nazil olur. Ya Rabbi! Kavmimi affet! onlar bilmiyorlar deyip kendisini öldürmeğe kalkan, mübarek vücuduna kılıç vurup, mübarek dişlerini kıran ve mübarek yüzünü kana boyayan kimselerin hidayeti için dua ediyordu 5*Ka'b bin hazretleri; "Ey Müslümanlar! Müjde! Resulullah burada!.." diye bağırdı Bu şanlı Eshab hayat bulmuş sevinçle koşmuştu.**Hz Ali ile Talha efendimizi çukurdan çıkardılar. Hz Ubeyde Peygamberimizin şakaklarına batan miğferin halkalarını dişleriyle çıkardı. iki ön dişi de çıktı.Malik ra efendimizin mübarek yüzlerinden sızan kanı emdi. efendimiz; "Kanım kanına karışan kimseye Cehennem ateşi dokunmaz" buyurdular.*Eshab-ı kiram, efendimize kavuşmanın sevinci ile efendimizin etrafında halka olup; hiçbir müşriki sağ bırakmadılar.* |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı 1*efendimize bir şey yapamayacaklarını anlayan müşrikler, uhud dağının tepesine çıkıp müslümanları katletmeye başladılar. İki cihanın sultanı, Ebi*Vakkasa "Onları geri çevir" buyurdu.* *Hz vakkas"Ya Resulallah! Yanımda sadece okum var. nasıl geri çevireyim?" diye sual eyleyince, Resul-i ekrem, tekrar emretti okçuların piri Vakkas elini çantasına götürüp, okunu attı. Ve müşrikleri devirdi. Elini ok çantasına uzattı, bu ok, biraz önceki oktu. Bir müşrik daha öldürdü. Peygamberimizin mucizesi olarak, hazreti Sa'd, her defasında ok çantasında bir evvelki okunu bulmuştu. 2 *Uhud savaşında öldürülen Kureyşliler, geri çekildiler.Halef, atını, efendimize sürerek; "Nerededir, o peygamber olduğunu iddia eden kişi? Karşıma çıkıp çarpışsın!" dedi Peygamberimiz Simme ra nın mızrağını aldı Übey alçağı atını mahmuzlayıp; "Ey Muhammed! Sen kurtulursan, ben kurtulmamayım!" diyordu *Kafir Tepeden tırnağa zırhlıydı Alemlerin efendisi, elindeki mızrağı Übey kafirine fırlattı. Mızrak miğferi ile zırh yakasından boynuna saplandı. Übey, sığır gibi böğürerek atından yuvarlandı. Kaburga kemikleri kırıldı. Müşrik Yolda; "Muhammed beni öldürdü!.." diyerek bağıra bağıra can verdi.*3 *efendimiz, yanındaki Eshabı ile Uhud kayalıklarına çıkdı yorulmuştu, mübarek vücudu yetmişten fazla kılıç yarası aldığı için dağa tırmanmaya takat getiremediler.**Hz.Talha , efendimizi sırtına alarak uhud kayalarına çıkardı. Peygamberimiz; "Talhaya Cennet vacib oldu" buyurdular. *sahabiler, aslan kesilmiş, uhud dağında müşriklerin katlediyor Peygamberimize kılıç vuranlara, dünyayı zindan ediyordu*Hatib bin Beltea, Peygamberimize "Canım sana feda olsun ya Resulallah! Sana bunu kim yaptı!" diye sual eyledi Efendimiz; "Utbe bana taş atıp yüzüme vurdu ve rebaiyye dişimi kırdı" buyurunca, hazret-i Hatib; "Ya Resulallah! ne tarafa gitti!" dedi *efendimizin, işaretiyle Hz Hatib, kafirlerin üzerine koştu. Utbe'yi buldu. Tek vuruşta öldürdü Resulullaha müjdeyi verdi. efendimiz de; "Allahü teâlâ senden razı olsun. Allahü teâlâ senden razı olsun" buyurarak, ona dua ettiler. 4*Müşrikler, hücuma geçen Eshab-ı kiram karşısında tutunamadılar. Yetmiş ölü vererek, harbi terk edip Mekkeye gittiler*efendimizin şehid olduğu şayiası Medine'ye ulaşmıştı. Fatıma, Aişe, Ümmü Eymen, ra Uhud'a koştular.**Hz Fatıma, babasını yaralı görünce ağladı. efendimiz, onu teselli ettiler. Hz Ali su getirdi. Fatıma validemiz, efendimizin mübarek yüzünü ve kanları yıkadı. kan dinmiyordu. Hz Fatıma bir hasır parçasını yakıp, külünü yaraya basınca, kan durdu.*Uhud meydanında yaralılar sarıldı. Müşrikler, şehidleri tanınmaz haldeydi. Kulak, burun ve azaları kesilmiş, karınları yarılmışdı. Peygamberimiz ve Eshabı çok üzüldüler. En güzide sahabileri şehadet şerbetini içmiş, Uhud topraklarını kanlarıyla sulayarak Cennet'e uçmuşlardı.**Kafirlerin şehidlere yaptığı muamele, dayanılır gibi efendimiz ve sahabilerin içleri burkuluyordu. Alemlerin efendisi ağladı.*Mübarek gözlerinden yaşlar akdı *Efendimiz buyurdu Ben, şehidlerin, Allahü teâlâ yoluna can feda ettiklerine, kıyamette şahidim Onları kanlarıyla gömünüz. *Vallahi,şehitler kıyamet günü mahşere yaraları kanayarak gelecekler. Kanlarının rengi kan rengi, kokuları da misk kokusu olacaktır" buyurdu.*5 *Peygamberimiz savaş sonrası Uhud'ta dolaşırken ; "Hamza'yı göremiyorum. buyurdular. Hazret-i Ali, hz hamzayı bulduğunda*Hz Hamza'nın kulakları, burnu ve azaları kesilmiş, yüzü tanınmaz haldeydi karnı yarılmış, ciğerleri çıkarılmıştı.**efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar aktı Ey Hamza! Hiçbir zaman, hiçbir kimse, senin kadar musibete uğramamış uğramayacaktır. Ey Resulullah'ın amcası! Ey Allahü teâlânın ve Resulünün aslanı Hamza! Ey hayırlar işleyen Hamza! Ey Resulullah'a koruyucu olan Hamza! Allahü teâlâ sana rahmet eylesin!.." buyurdu. |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı 1 *Peygamberimizin halası hz Safiyye validemiz efendimizin uhudda şehid olduğu şayiasını işitince, Uhud'a gelmişti.efendimiz, halasının şehidlere dayanamayacağı düşüncesi ile, oğlu Zübeyr hz ne; "Anneni geri çevir, kardeşinin cesedini görmesin" buyurdu.**Hz Zübeyr annesinin yanına vardı. Mübarek Hatun heyecanla; "Oğlum! Resulullah'dan haber ver!.." dedi. O;*Resulullah hamdolsun iyidir" deyince, ferahladı,O'nu bana gösterin" dedi *Hz Ali, Alemlerin efendisini gösterdi. Safiyye validemiz, iki cihanın güneşini sağ görünce, Allahü teâlâya hamd eyledi. kardeşi hz Hamzayı görmek istedi.*Oğlu Zübeyr ; "Anneciğim! Resulullah, dönmenizi emrediyor" dedi*hz Safiyye kardeşim hamzayı göstermemek için döneceksem, kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrendim O, Allahü teâlâ yolundadıŕ Biz, bu yolda daha beterlerine razıyız. Sevabını Allahü teâlâdan bekleyeceğiz.sabredip, katlanacağız" dedi.Safiyye validemiz, hz Hamza'nın cesedine sessizce ağladı. *Hz safiyye Gelirken yanında iki hırka getirmiştim. Bunları kardeşim Hamza içindir, ona sarınız" dedi. Seyyid-üş-Şüheda şehidlerin efendisi hazret-i Hamza'yı hz safiyyenin hırkasıyla kefenlediler. 2*Habibullah şehit, sancakdar Mus'abın cesedine geldiler, hz Mus'ab'ın elleri kesilmiş, ve yara almıştı. Etrafı kan gölüydü. efendimiz, hüzünlendiler ve bu aziz şehidlere, Ahzab suresini okudular. *Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki,Allahü teâlâya verdikleri sözde sadakat gösterdiler. şehid oluncaya kadar çarpışacağına dair verdiği sözü yerine getirip şehid oldular Kimisi de şehid olmayı bekliyor. verdikleri sözü asla değiştirmediler" buyurdu.**Efendimiz, şehidlere müjdeler veriyor Allahü teâlânın Resulü şahiddir ki, siz kıyamette Allah huzurunda şehid olarak haşrolunacaksınız!"**Efendimiz buyurdu; şehitleri ziyaret ediniz. selam veriniz. Allahü teâlâya yemin ederim ki, kim bunlara dünyada selam verirse, kıyamette aziz şehidler kendilerine aynı selamı vereceklerdir."*Hz Mus'ab hazretlerine kefen bulamadılar. Kendi kaftanı mübarek vücudunu örtmüyordu. açıkta kalıyordu. Habib-i ekrem ; "Başını kaftanla, ayaklarını ızhır otu ile örtünüz" buyurdular.**Hayatını İslâm'a hizmetle geçiren ve şehidliğe kavuşan mutlu sahabi, hz musab dünyadan yarım kefen ile ayrıldı. 4 Habib-i ekrem efendimiz buyurdular ki Eshabımla birlikte ben şehid olup, Uhud dağının bağrında gecelemeyi isterdim. *Kardeşleriniz şehid olduklarında, Allahü teâlâ onların ruhlarını yeşil kuşların kursaklarına koydu. Onlar, Cennet'in ırmaklarından içer Meyvelerinden yer ve Cennet'i seyrederler.**Şehitler cennet Gülistanlarında uçarlar.*Arş-ı alada altına asılan, altun kandillerin içinde akşamlarlar. Onlar, yiyecek ve içeceklerin, güzelliğini görünce; Keşke, Allah ın ikramını kardeşlerimiz bilselerdi de, cihaddan çekinmeseler düşmandan yüz çevirmeselerdi" derler.5*Allahü teâlâ ayet-i kerimede şöyle buyurdu:Sakın Allahü teâlânın yolunda şehid olanları ölüler sanmayın onlar, Rableri katında diridirler. Allahü teâlânın verdiği, ihsan ettiği şehidlik mertebesiyle, hepsi sevinerek, Cennet nimetleriyle rızıklanırlar.* *Onlara hiçbir korku yoktur mahzun olmayacaklardır Allahü teâlâdan gelen nimetle, sevinirler, Allahü teâlânın, mü'minlere mükafatını zayi etmeyeceği müjdesi ile neş'elenirler." (Al-i İmran suresi) ... *Allahü teâlâ, onlara Ey kullarım! Canınız neyi çekiyorsa, söyleyin size tattırayım" buyurur. Onlar Rabbimiz! Senin ihsan ettiğin nimetlerden üstünü yok ki, isteyelim. *Onlar Biz, Cennet'te istediğimizi yiyiyoruz. biz ruhlarımızın cesedlerimize geri çevrilip dünyaya döndürülmemizi ve senin yolunda çarpışarak tekrar öldürülmemizi isteriz" Sana yüz çevirenlerin cezalarını ver*derler |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı 1*uhud şehidlerinin, namazları kılınıp, kanlı elbiseleri ile ikişer üçer bir kabre konarak defnedildiler. *Uhud gazasında yetmiş şehid verilmişti. altmış dördü*Ensar, altısı Muhacirdi.*Eshab-ı kiramın akrabaları şehid olmuştu. gönüller yaralı idi.*efendimiz ve Eshabı uhud meydanında şehidleri defnettiler. Cihad-ı fi sebilillah, ve Allahü teâlânın dinini yaymak için gelinen Uhud'da, tarihin eşsiz bir gazası yapılmıştı.**Uhudda Gözlerin göremeyeceği, hayalleri aşan Eshab-ı kiramın nice kahramanlıklarına şahid olunmuş, küffar katledilmişti.*Alemlerin Efendisi, mübarek*Eshabıyla, nurlu Medine'ye hareket ettiler. Harre mevkiinde Eshabını saf haline geçirip, mübarek ellerini kaldırarak, Allahü teâlâya yalvarmaya ve duaya başladılar:* 2*Efendimiz şöyle dua ediyordu "Allah'ım! Hamd ve sena ancak sanadır. Allah'ım! Senin dalalette bıraktığını hidayete erdirecek, hidayete erdirdiğini de saptıracak yoktur...* *Allah'ım! Bize imanı sevdir. Kalblerimizi iman ile süsle. Bizi, küfür, azgınlık ve taşkınlıktan nefret ettir. Din ve dünyamıza zararlı olanları bilenlerden, doğru yola erenlerden eyle.**Allah'ım! Bizleri Müslüman olarak yaşat Müslüman olarak öldür. salihler ve iyiler zümresine ilhak eyle. Çünkü onlar, ne şeref ve haysiyetlerini kaybedenlerdir, ne de dinlerinden dönenlerdir.**Allah'ım! Senin Resulünü yalanlayan, senin yolundan yüz çeviren, Peygamberinle harbeden kafirlerin cezalarını ver! Onlara hak ve hakikat olan azabını indir!.. Amin!"* Eshab-ı kiram da, "Amin! Amin!" diyerek bu duaya iştirak ettiler. 3 *Peygamberimiz, Eshabıyla Medine'ye yaklaşmışdı. Medine'deki kadın ve çocuklar yollara dökülmüş, merak ve hüzun ile, islam ordusunu ve Kainatın efendisini görmeye çalışıyorlardı. *Efendimizin cihanı aydınlatan nurlu yüzü görülünce, sahabeler Allahü teâlâya hamd ediyorlardı. Gözler uhuddan dönen islam ordusunda babalar,, oğulları arıyordu.gözyaşlarını tutamıyorlardı. Eshabının hüzününe merhamet deryası efendimiz üzülüyor, mübarek gözlerinden yaş akıtıyordu*Mu'az ra nın annesi Kebşe hatun efendimize yaklaştı Uhud'da, oğlu Amr şehid olmuştu. Efendimize Anam-babam, canım sana feda olsun ya Resulallah! Elhamdülillah seni sağ gördüm. Sen selamette olduktan sonra, bütün felaketler hiç gelir!" dedi.*4*Peygamberimiz Uhudda oğlu öldürülen kabşe hatuna oğlu Amr için baş sağlığı diledi Ey Sa'd'ın annesi! Sana ve ev halkına müjdeler olsun ki, şehid düşenler Cennet'te toplandılar ve arkadaş oldular.ev halkına da şefaat edeceklerdir" buyurdu.**Kebşe hatun; "Allahü teâlâdan gelen her şeye razıyız ya Resulallah müjdelerden sonra artık onlar için kim ağlar! Siz, geride kalanlara dua buyurunuz" dedi.**Alemlerin efnedisi uhuddaki şehitlerin ailesi için Allah'ım! Onların kalblerindeki üzüntüleri gider! Arkada kalanlarını geride kalmışların en hayırlısı eyle!" diye dua buyurdular.* 5 alemlerin efendisi uhud savaşından dönüşte Ey Eshabım! küçük cihaddan döndük, büyük cihada başlıyacağız" buyurdular.*Herkesin evlerinde istirahate çekilmelerini ve yaralıların yaralarını tedavi etmelerini tavsiye ettiler. Kendileri de yaralı idi. saadethanelerine gittiler.**Uhud savaşının ertesi günü... Sabah vaktiydi... yaralar kurumamış... Yorgunluklar geçmemişti... halde iken, efendimiz harekete geçti. " Hamra-ül Eset" tarafına yüründü Medine'den beş saat yürüyüş mesafesindeydi *Resul-i ekrem Medine'ye dönen Müslümanların yorgunluğundan istifade müşriklerin Medine'yi basabilecekleri ihtimaline karşı tedbir aldı.* Müslümanların harpten zayıf düşmediğini bildirmek, düşmana göz dağı vermek müşriklerin Medine'ye dönmelerini önlemek istiyordu *Efendimiz Bilal ra ya Resulullah, düşmanı takip etmeyi emrediyor! Uhud'da bizimle beraber olanlar sefere geleceklerdir, de!" buyurdu.**Eshab uhuddan yeni gelmişti efendimizin sefer emriyle, derhal hazırlandılar. ağır yaralı olan Abdullah ile Rafi kardeşler, tüm ağrı ve sızılarına rağmen; Resulullah ile gazaya fırsatını kaçıracak mıyız diyerek, mücahid saflarına koştular.*Allahın Resulü ve şanlı eshabı uhuddan yeni dönmüş yaralı ve yorgundu efendimizin emriyle bir gün içinde tüm yaralarına rağmen tekrar toplandılar ve Uhud savaşından sonra yeni bir gaza seferine çıktılar |
Kaynak islam ansiklopedisi android programı
Hz muhammed sav ve uhud savaşı 1*Peygamberimiz, şanlı Eshabıyla, müşrikleri takibe başladılar. Revhada müşriklerin toplanarak, Medine'ye baskın yapmak ve Müslümanları yok etmek için karar aldıklarını öğrendiler. Müşrikler, Resul-i ekremden korkarak,tekrar Mekke'ye döndüler.*efendimiz, müşrikleri Hamra-ül Esed e kadar takib ettiler. Müşrikler yakalandı.ve Medine'ye dönüldü Allahü teâlâ, Hamra-ül Esed'e giden şerefli Eshabı, ayet-i kerimede şöyle medhetti:*"Yaralandıktan sonra, yine Allahü teâlânın ve Peygamberinin davetine koşanlar iyilik edip fenalıktan sakınanlar için, mükafat vardır" (Al-i İmran)*efendimiz, etrafı sindirdi ve Kureyş döküntülerinden Muaviye Bedir'de esir düşmüş fidyesiz salıverilip İslâma karşıt harekete katılmayacağını taahhüt edip ahdine hıyanet eden bir şair öldürülerek cezası verilmişdi.Hamarül esed seferi beş gün sürdü... Beşinci gün geri dönüldü. 2*Uhud'da, Peygamberimizi öldürmeye yemin edenlerden İbn-i Kamia, Mekkede koyunları için dağa çıkmıştı.*Dağın tepesinde bir koç, süratle koşarak Kamia'ya tosladı. Kamia'yı parçalayarak öldürdü.*Abdullah Zühri'yi de, Mekke'ye giderken, bir yılan ısırarak öldürdü. efendimize kasdedenlerin hepsi bir sene içinde cezalarını görüp Cehennemi boyladılar.* |
Kaynak siyeri nebi.com
Hz. İbrahim (a.s) I - Tek Başına Bir Ümmet “Kitapta İbrâhim’in kıssasını da anlat! Şüphesiz o, özü ve sözü doğru bir peygamberdi.”**(Meryem Sûresi) “Doğrusu İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp sadece O’na boyun eğen TEK BAŞINA BİR ÜMMETTİ. O, hiçbir zaman müşriklerden olmadı.”*(Nahl Sûresi 16/120)**** Salih Aleyhisselâmdan Sonra Semûd kavmi korkunç bir sarsıntıyla helak olmuş, Sâlih Aleyhisselâm Allah’a iman edenlerle birlikte kurtulmuştu.yıllar geçmiş, şeytan insanları azdırdıkça azdırmıştı.insanların tek amaçları mal, mülk ve, para kazanmaktı lüks içinde keyfince hayat sürerlerdi faizcilik yaygınlaşmış, hukuk çiğnenmiş, insanlar birbirlerine şüphe ile bakmaya başlamıştı. Halk sınıflara ayrılmış; zalimin ezdiği* mazlum yığınlar* oluşmuştu. İnsanların inandığı tanrı sayısı beş binlere çıkmış her insan kendi hevâsına göre ilah peşine düşmüştü.Din ve inançları sermaye olarak kullanan istismarcı din adamları sınıfı oluşmuş, tapınaklar putlarla doldurulmuştu. Din adamları insanlara putperestlikte öncülük ediyor, mabetlerin kaynak ve imkanlarını menfaatleri için kullanıyorlardı. mabetlerde kalıyor, tapınaklara takdim edilen hediyelerle geçiniyorlardı. *Ticaretin ve yargının merkezi tapınaklar olmuştu. halkın arasında, insanları ilah edinme şirki ortaya çıkmıştı.*Yaşanan bozgun ve fesadın* insanları ateşe sürükleyeceği aşikardı. Allah Teâlâ engin rahmetiyle muamele etmiş; yoldan çıkmışları helak etmeyip, onlara İbrâhim aleyhisselâmı göndermişti.*“…Biz bir peygamber göndermedikçe, hiçbir topluluğa azap etmeyiz Rabbimiz, İbrâhim aleyhisselâm ile insanları aydınlığa çıkarmak istediği gibi, kıyamete kadar gelecek insanları onun önderliği ve rehberliğiyle cahiliyeden kurtarıp hakka eriştirmek istemiştir. İbrâhim aleyhisselam, Kur’ân-ı Kerim’de en çok bahsedilen*“ulü’l-azm peygamber”lerden birisidir. Ulü’l-azm peygamberler beşdir. Onlar risaleti yerine getirirken zorluklarla karşılaşmış üstün bir sabır ve gayret göstermişdir.*güzel duruşları sebebiyle ulü’l-azm peygamberler olarak isimlendirilmişdir. İbrâhim ismi Süryanice olup “Ebun Râhimun - merhametli baba” manasına geldiği ya da İbranice “Ab - raham - Cemaatin babası” demek olduğu ileri sürülmüştür. İbrâhim aleyhisselâmın soyu Hz. Nûh’un oğlu Sâm’a dayandığı rivayet edilmiştir. Babasının isminin Tarah olduğu, Nemrud’a yakınlığı sebebiyle kendisine Âzer ismi verildiği söylenir. Kur’ân-ı Kerim’de babasının ismi Âzer şeklinde geçmekte ve putperest olduğu ifade edilmektedir. Efendimiz de, onun adını Âzer olarak zikretmiştir. Hz. İbrâhim in en meşhur künyesi 'peygam*berlerin babası' manasında Ebu'l-enbiyâ"dır. künyenin İbrâhim aleyhisselâma verilmesinin sebebi, Kurân-ı Kerim'de isimleri geçen 16 peygamberden 14'ünün O’nun soyundan gelmesidir.İbrâhim aleyhisselâmın künyeleri mü’minlere güzel birer örnektir Onun en meşhur lakabı *“Halîlü’r-Rahmân”; yani “Rahmân olan Allah’ın dostu”dur. Halîl; sırdaş has dost demektir. “Hiçbir eksiği olmayan sevgili” manasına gelen Halîl kelimesi, Halîlu’r-Rahmân Halîlullah şeklinde kullanılır. Allah’ın, İbrâhim aleyhisselâmı halîl yani dost edinmesine hadislerinde yer veren sevgili Peygamberimiz: *“Allah, İbrâhim’i dost edindiği gibi beni de dost edinmiştir Ey insanlar! Eğer ben insanlardan birini dost edinecek olsaydım, Ebû Bekir’i dost edinirdim. Fakat sizin Peygamberiniz Allah’ın dostudur*buyurmuştur. o, bir kulun ulaşabileceği en yüce makamın kendisine de ihsan buyrulduğunu ifade etmiştir. İbrâhim aleyhisselâmın Allah’a dost olmasının sırrı, O’nun, Allah’ın rızasını ve muhabbetini kazandıracak ibadet ve salih amellerde zirve olmasıdır. İbrâhim aleyhisselâm insanlara yaptığı iyiliklerde hiçbir şey istememiştir İbrâhim aleyhisselâm bir keresinde ölüm meleğiyle karşılaşmıştı. Ona:*Rabbim beni niçin dost edindi, diye sordu. Melek, cevap verdi:*“Sen insanlara iyilik yaparsın ancak onlardan bir şey istemezsin İbrâhim aleyhisselâm sevgi makamlarının en yükseği dostluk makamına ermiştir. Bunun sebebi, Rabbine çokça itaattir Kurân-ı Kerim’de, İbrâhim aleyhisselâmı Halîl makamına ulaştıran, şirk ve dalâletten uzak durup, tevhid dinine sımsıkı sarılan Hanif* Allah’a gönülden itaat ve kulluk eden Kânitbçok şükreden Şâkir* çok ah ve niyâz eden Evvâh*yumuşak huylu Halîm**ve Allah’a gönülden yönelen Munîb**gibi sıfatları zikredilmiştir. Ayrıca O, misafirlerin babasıdır. Bütün sıfatlarıyla İbrâhim aleyhisselâm Allah’ın dostu olmaya hak kazanmıştır. mü'minler İbrâhim aleyhisselâma verilen lakaplardaki güzel özelliklerle kendilerini süsleyebilirlerse, umulur ki onlar da, “Halîlullah = Allah’ın dostu” olmakla ödüllendirilirler.İbrâhim aleyhisselâm Sûs şehrinde veya Babil’in doğusunda Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki Kusa’da yahut Verka ’da doğduğu rivayet edilir. Aslında urfada doğmuş olmasıda akla yatkındır Doğduğu mekanla ilgili olarak; O yıl Nemrud’un saltanatına son verecek bir çocuğun doğacağı haber verilince annesinin, öldürülür korkusuyla Hz. İbrâhim’i mağarada dünyaya getirmiş olduğu rivayeti vardır.*En doğrusunu Allah bilir. putperestlerin şirk anlayışı yalnız dini ayinlerle sınırlı olmayıp hayatın her alanına dağılmışdı. Kral şirk unsuruydu. İbrâhim aleyhisselâm putların köküne baltayı vurmakla şirkin sonunu getirmek istiyordu. Tevhid inancını hayatın her alanında hakim kılmak için şirkin kafalarda bitirilmesi gerekiyordu. O, kavminin çirkin şirk anlayışına tepkisini gösterdi. Putları kırmakla onların sonunu hazırlamak istemişti.İbrâhim aleyhisselâm, Keldânîlere peygamber gönderilmiştir. Rasûl-i Ekrem Efendimizden sonra yeryüzünün en faziletli insanı İbrâhim aleyhisselâma Yüce Allah, Ramazan ayının ilk gecesinde on sahife indirmiştir. Ebû Zer bu sahifelerin içinde meseller, hikmetler ve öğütler bulunduğunu söyler "Ey saltanat verilen, imtihan edilen ve aldanan kral! Ben, seni dünyayı birbiri üstüne yığasın diye göndermedim. mazlumun duasını Ben’den çeviresin, mazlumu Bana yalvarmak zorunda bırakmayasın, diye gönderdim.Ben, kafir de olsa mazlumun duasını *geri çevirmem.* Akıl sahibinin belli saatleri olmalı. Vaktini Rabbine dua ve yakarışa, yüce Allah’ın sanat ve kudreti üzerinde tefekküre,kendini hesaba çekmeye ve helalinden geçimini sağlamaya ayırmalıdır.” ahirete hazırlanmalı, zamana ibret nazarıyla bakmalı, dilini koruyup, sözlerini azaltmalıdır.” İbrâhim aleyhisselâm emeğiyle geçinir, kimseye yük olmazdı., geçimini temin için kumaş ve elbise ticaretiyle uğraştı Hicretinden sonra çiftçilik yaptı*oğlu İsmâil aleyhisselâmla Kabe’yi yükseltip inşâ etmesinden mimarların ve inşaat ustalarının piri olduğu ifade edilmiştir. İbrâhim aleyhisselâmın ismi Kur’ân-ı Kerim’in 25 sûresinde, 63 ayetinde, 69 defa geçmektedir. O Ebu’l-Enbiyâ’dır. O, kendisinden sonra gelen ve Kur’ân’da ismi geçen 14 peygamberin babası, ikisinin Yüce Kitabımızda peygamberlik O’nun nesline tahsis edilmiş ve buyurulmuştur Biz ona İshâk ile Yakûb’u bahşettik. Peygamberliği ve vahyi O’nun soyundan gelenlere nasip ettik. O’na dünyada mükafatını verdik; şüphesiz ahirette de O, salihlerden olacaktır. İbrâhim aleyhisselâmın neslinden gelen peygamberler Kur’ân-ı Kerim’de şöyle zikredilmektedir “Biz O’na İshâk ile Yakûb’u bağışladık; hepsini doğruya ilettik. Daha önce Nûh’u ve O’nun soyundan Dâvûd, Süleyman, Eyyûb, Yûsuf, Mûsâ ve Hârûn’u da doğruya iletmiştik. İşte iyilik eden ve işini güzel yapanları biz mükafatlandırırız. Zekeriya, Yahyâ, İsâ ve İlyâs’ı da doğruya ilettik. Onlar salihlerdendi. İsmâil, Elyesa, Yûnus ve Lût’u da doğruya ilettik. Onların hepsini insanlardan üstün kıldık.Allah Teâlâ:*“İbrâhim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardır”buyurmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de, uyulacak en güzel örneklerden biri mü’minlere İbrâhim aleyhisselâmın gösterilmesi, O’nun hayatını öğrenmenin önemini anlatmakdır. En iyi kul olmanın yolu İbrâhim aleyhisselâmın yoluna uymaktan geçmektedir. O, Allah’ın dostluğunu kazandıracak en üstün özelliklere sahiptir Yalnız Allah’a kulluk ederek, bütün benliğiyle yüzünü O’na dönen ve tek Allah’a inanarak hiçbir zaman ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyandan daha güzel bir inanç sahibi kim var? Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir.”O, ilah olarak yalnızca Allah’ı kabul etmiş ve toplumda kendilerini kutsayarak halkı sömürenlerin batıl inançlarını reddetmiştir. O, tevhid için mücadele etmiş zalimlerin iktidarını sarsmıştır. Kur’ân’da şöyle ifade edilmiştir: İbrâhime en yakın insanlar, zamanında ona uyanlar ile şu peygamber ve ona iman edenlerdir. Allah, mü’minlerin dostu ve yardımcısıdır.” Sizin dostunuz ve yardımcınız sadece Allah, O’nun peygamberi, bir de Allah’a boyun eğerek namazı gerektiği şekilde kılan ve zekatı veren mü’minlerdir. İbrâhim aleyhisselâm’ın M.Ö. 2200 ile 2000’li yıllarda arasında yaşadı Babil’den sonra Harran’a ve Filistin’e geçmiştir. Bir* süreliğine Mısır’a giden Hz. İbrâhim tekrar Filistin’e* dönmüştür. eşi Hacer’i ve oğlu İsmail’i Hicaz bölgesine bırakmış, kendisi de birkaç defa oraya gitmiştir Kur’ân-ı Kerim’de İbrâhim aleyhisselâmın bebeklik ve çocukluğundan bahsedilmez. Hadis dışında kalan bazı İslâmî kaynaklarda birçok bilgi mevcuttur.*bu bilgiler kesin değildir. en doğru tutum, ve bilgi Kur’ân ve sünnetin ifadeleridir Böylece doğruluğundan şüphe edilmeyecek bilgilerle Tevhid Peygamberi İbrâhim aleyhisselâmın hayatını öğrenmiş oluruz. İbrâhim aleyhisselamın çocukluğuna dair, tarih kitaplarındaki bilgilerde mağarada doğduğu bilgisi vardır. Babası Âzer’in, şehrin önde gelen şahsiyetlerinden olmasına karşın, Hz. İbrâhim’in mağarada dünyaya gelmesi, zalim hükümdar Nemrud’un gördüğü bir rüyayla başlayan olayların son halkasıdır: Rivayete göre; Nemrud, rüyasında ışığı ay ve güneşten parlak bir yıldızın doğduğunu görmüş rüyasını kâhin ve sihirbazlara yorumlatmıştır. *Kâhinler, o yıl doğacak bir çocuğun halkın dinini değiştireceğini; Nemrud'un ölümüne ve saltanatının yıkılmasına sebep olacağını haber vermişlerdir. Nemrud, yeni doğan erkek çocuklarının öldürülmesini emrederek büyük bir katliam başlatmıştır. Âzer, hamile eşini bir şehir dışına çıkarıp gözlerden uzak bir mağaraya yerleştirmiştir. İbrâhim aleyhisselâm bu mağarada dünyaya gelmiştir. O’nun mağaradaki hayatı tarih kitaplarında şöyle anlatılır: İbrâhim aleyhisselâm konuşma çağına gelince annesine:* Rabbim kimdir?"*diye sordu. Annesi Nuna:*"Benim!"*dedi. Hz. İbrâhim :"Senin Rabbin kimdir?" Annesi:"Babandır!"*dedi. Hz. İbrâhim:*"Babamın Rabbi kimdir?" annesi* Nemrud'dur!"*diye cevap verdi. Hz. İbrâhim Nemrud'un Rabbi kimdir?"*diye sordu. Annesi:*"Sus,!"diye azarladı. İbrâhim aleyhisselâm, sustu. Nuna, Âzere gidip:*"Gördün mü? Halkın, dinini değiştireceği söylenen çocuk, senin oğlun*dur!"*dedi ve İbrâhim aleyhisselâmın söylediklerini, Âzer'e haber verdi. Hz. İbrâhim küçük yaşlarda doğruyu bulmasını sağlayacak bir olgunluğa sahipti görüyoruz. Allah Teâlâ peygamber kullarına rahmetinin gereği l hak ve hakikati görme ve yüce gerçeğe ulaşma kabiliyeti vermiştir. İbrâhim aleyhisselâm küçük yaşlardan itibaren kavmine putların sıradan şeylerden bile aciz olduklarını anlatmıştır. Konuşup yürüyemediklerini, görüp işitemediklerini, cevap hiçbir şey yapamadıklarını görmüştür. İleride akıl ve mantık yoluyla muhataplarını susturan İbrâhim aleyhisselâm işte bu çocuktu. "Andolsun ki, Biz İbrâhim'e doğruyu bulmasını sağlayacak sağduyu ve olgunluk vermiştik. Biz O’nun buna layık olduğunu biliyorduk.”"Doğrusu İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp sadece O’na boyun eğen tek başına bir ümmetti. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı. O, Allah’ın nimetlerine şükrederdi. Allah da O’nu seçkin kıldı ve doğruya iletti. Biz İbrâhim'e dünyada iyilik ve güzellik verdik, elbette O, ahirette de iyiler arasında olacaktır.” İbrâhim aleyhisselâmın küçük yaşlarda hakikati görme güzelliği, Rabbini tanımasını O’na iman ile bağlanmasını sağlamıştı. O asla müşriklerden olmayan muvahhid bir Müslümandı:*“Rabbi ona “Emrime boyun eğ!” buyurmuştu; o da: “Alemlerin Rabbine boyun eğdim” demişti.”Artık Peygamberdi. hakikat yürüyüşü ilâhî rehberlik doğrultusunda devam edecekti. Artık İbrâhim aleyhisselâm, putlarla birlikte gök cisimlerine tapan kavmine tevhidi anlatmak için büyük bir gayretin içine girecekti. O Kur’ân’da şöyle anlatılmıştır: Biz İbrâhim’e, güçlü bir imana sahip olsun diye göklerin ve yerin muhteşem saltanatını gösteriyorduk. Karanlık basınca İbrâhim yıldız gördü, “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca Ben batıp kaybolanı sevmem.” dedi. doğmakta olan ayı görünce “İşte Rabbim!” dedi. O da kaybolunca,*Rabbim doğruyu göstermeseydi, mutlaka yolunu yitirenlerden olurdum.” dedi. “Güneş’i doğarken görünce: İşte Rabbim! Bu hepsinden de büyük!” dedi. O da batınca Ey kavmim! Sizin ilahlık yakıştırdığınız şeylerle benim hiçbir ilgim yoktur.”*“Doğrusu ben, tek Allah’a inanan bir kimse olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ben müşriklerden değilim.” “İbrâhim ne bir Yahudi idi, ne de Hristiyan.O, hanif bir Müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan değildi.”En güzel dini arayanlar için İbrâhim aleyhisselâmın dini, ne güzel bir örnektir. Bütün Peygamberlerle birlikte Son Peygamberin dini de aynı dindi Yalnız Allah’a kulluk ederek, bütün benliğiyle yüzünü O’na dönen ve tek Allah’a inanarak hiçbir zaman O’na ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyandan daha güzel bir inanç sahibi kim var? Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir Madem ki en güzel din Hz. İbrâhim’in dinidir; biz de Rabbimizin öğrettiği şekilde:“biz tek Allah’a inanan ve hiçbir zaman Allah’a ortak koşmayan İbrâhim’in dinine uyarız”demeliyiz. İbrâhim aleyhisselâm yalnız dünyada değil, ahirette de güzellik verilenlerdendi:* İbrâhim, Allah’a itaat eden, bütün batıl dinleri bırakıp*sadece O’na boyun eğen tek başına bir ümmetti. O, müşriklerden olmadı. O, Allaha nimetlere şükrederdi. Allah onu seçkin kıldı ve doğruya iletti. Biz İbrâhim’e dünyada iyilik ve güzellik verdik, elbette o ahirette de iyiler arasında olacaktır. Sevgili Peygamberimiz Allah İbrâhim’i dost edindiği gibi beni de dost edinmiştir*buyurmuştur. İbrâhim aleyhisselâm insanlık için çok güzel bir örnektir.İbrâhim aleyhisselâm, önce babası Âzer’i ve Nemrud’u Hakk’a çağırmış, onların putları ile mücadele etmiştir. Putları kötülemiş, onlara tapanları düşünmeye çağırmıştır. Hz İbrâhim’in kavmi yıldızlara, gök cisimlerine putlara tapıyorlardı. İbrâhim aleyhisselâm, putların Allah ile insanlar arasında aracı olamayacaklarını sert bir dille haber vermiş; bunun sapkınlık ve insanın kendini kandırmasından başka bir şey olamayacağını bildirmişti. ilahlaştırılıp tapılan putların başkalarına fayda vermek şöyle dursun, kendilerine bile fayda veremeyeceklerini onları kırarak göstemiş İnsanları, kurtarıp uyandırmak için*sadece büyüklerini bırakmıştı.insanlar dehşete düşmüş İbrâhim aleyhisselâmı Nemrud’un karşısına çıkarmışlardı. O Nemrudu şaşırtmıştı. şahit oldukları gerçeklere inanması gerekenler, hakikati yok saymıştı. İbrâhim aleyhisselâmın babası bile O’nun karşısına dikilmişti. O’nun ateşe atılmasına karar verilmiş, Allah’ın insanlığı cehennemden kurtarmak için gönderdiği elçisi İbrâhim aleyhisselâm, kurtarmak istediği insanlar tarafından ateşle cezalandırılmak istenmişti. Kur’an-ı Kerim’ şöyle anlatmaktadır Kitab’da İbrâhim’in kıssasını anlat! Şüphesiz o özü ve sözü doğru bir peygamberdi. Hani babasına: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana faydası dokunmayanlara niçin tapıyorsun?”Putların ilah olduğunu mu kabul ediyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini de açık bir sapıklık içinde görüyorum” * babasına ve kavmine: “Nedir bu tapmakta olduğunuz heykeller?” diye sormuştu. Onlar “Babalarımızı bunlara tapar bulduk, biz de uyduk” diye karşılık vermişlerdi: İbrâhim: “Andolsun ki siz de babalarınız da sapıklığa sürüklenmişsiniz” dedi. Onlar: “Sen ciddi mi söylüyorsun, bizimle eğleniyor musun?” dediler. İbrâhim: “Hayır, hayır! Sizin rabbiniz, göklerin ve yerin rabbidir; onları O yaratmıştır. Ben de gerçeği kabul edenlerdenim” dedi.“Babacığım! Şüphesiz sana gelmeyen bilgi bana gelmiştir. Bana uy da seni doğru yola ileteyim.* Babacığım, şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmana asi olmuştur.“Onlar Allah’ı bırakıp ancak bir takım dişi putlara taparlar. Aslında onlar, bunu yapmakla azgın şeytandan başkasına tapmazlar.” “Babacığım! Şüphesiz ben, Rahman’ın azabına uğramandan ve böylece şeytana dost olmandan korkuyorum, dedi.”Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlere dost yaptık.”Babası: “Ey İbrâhim! sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen seni taşlarım. Şimdi benden uzak dur” dedi.”Beni taşa tutmanıza karşı, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım.” İbrâhim aleyhisselâm, babasına karşı imanının verdiği merhameti kullanmış ve ona “babacığım” diye hitap etmişti. Ama babası Âzer, imansızdı merhametsiz tavırları ortaya koyarak ona bir defa olsun “yavrucuğum” demedi. imansızlık kalpleri katılaştırmakta ve merhameti yok etmektedir.* |
Kaynak sorularlaislamiyet.com
Hz. İbrahim (a.s.)'in hayatı Hz. İbrahim (a.s.) Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teâlâ'nın*"Halil"*dost diye nitelediği ulu'l-azm peygamberdir Nuh (a.s)'un çocukları ve torunları, Irak'a yerleşmiş ve Fırat nehrine yakın bir yerinde Babil şehrini kurmuşlardır burada yerleşmiş olanlar ayrılıp Dicle kıyısında Musul şehrinin civarında- Ninova şehrini inşâ etmişlerdi. Babil'deki halkın yerlileri olan Nabt kavmi, Süryânî dilini konuşmakta olup Babil şehrini başkent yapmışlardı. Ninova'da ortaya çıkan Asur devletinde ise başkent Ninova olup, Babil'i hâkimiyet altına almıştı. Babil'de, Keldânîler, Asurluların hâkimiyetleri altındaki Nabtların ilim ve kültürüne sahip çıkmıştı. Babilliler, tek Allah'a inanmayıp putlara ve yıldızlara tapardı. Putları ve yıldızları, ruhların sembolü kabul ederlerdi. Onların inancına*"Sâbiîlik"*denir. Sâbiîlik; ruhlara ve meleklere ibadet esasından başlar ve yıldızlara, aya, güneşe ve putlara taparlardı. Babil'de putların yapılıp tapıldığı puthaneler vardı. devlet yönetiminde puthane bakanı bile bulunurdu. Allah, inançtan yoksun medeniyetten uzak Babil halkına İbrahim (a.s)'ı göndermişti.İbrahim "kelimesinin manası*"cemaat babası" demektir. kendisinden sonra gelen peygamberlein babası Hz. İbrahim (as)'dır. Cemaatının*"Allah'ın dostu"*anlamına gelen"Halîlullah"*ünvanına sahip İbrahim (a.s),*"Ulü'l-azm"*denilen büyük peygamberlerdendir. "Ulü'l-azm" makamına erişen diğer peygamberler Nuh (a.s), Musa (a.s), İsa (a.s) ve Muhammed (a.s.v)'dir. Hz. İbrahim (as)'in*"halilullah"*lakabını alması Allah'a olan sevgi ve bağlılıkdandır. Hz. İbrahim (as) insanlara çok cömert olduğu ve onlardan hiçbir şey istemediği için "halilullah" diye nitelendirilmiştir. İbrahim (a.s)'ın Babasının ismi Tarih, lakabı Âzerî'dir. Müslüman tarihçilere göre kâhin ve müneccimler o sene doğacak İbrahim adlı bir çocuğun halkın dinini değiştireceğini, Nemrûd'un saltanatına son vereceğini söylemeleri, kendisinin rüya görmesi üzerine Nemrûd hamile kadınları toplamış ve doğacak erkek çocukların öldürülmesini, erkeklerin eşlerinden uzaklaştırılmasını emretmişti Âzer, İbrahim'e hamile kalan karısını Küfe ile Basra arasındaki Ur şehrine götürüp bir mağaraya saklamış, İbrahim bu mağarada doğmuştur. İbrahim mağarada on beş ay kalmış, ancak bir ayda dışarıdaki bir yıl kadar gelişme göstererek on beş yaşındaki bir çocuğun vücut ve zekâ seviyesine erişmiştir. mağaradan çıkarılan İbrahim, babasına gördüğü şeylerin ne olduğunu ve yaratıcısını sormuş, onların bir rabbi olması gerektiğini düşünmüş; yıldızları, ayı ve güneşi görünce her birine Rabbim budur" demiş: fakat kısa süre sonra sönüp gidince: "Ben böyle sönüp batanları sevmem" diyerek hiçbirinin ilâh olamayacağını ifade etmiş; "Hiç şüphesiz ben, bir tevhid ehli olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratmış Allah'a yönelttim, ben müşriklerden değilim" diyerek bir olan Allah'a dönmüştür. Rabbi İbrahim'e: "Müslüman ol!" dediğinde, "Âlemlerin rabbine teslim oldum (Baka-ra 2/131) diyerek bu davete icabet etmiştir.* Andolsun İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik; biz onu iyi tanırdık (Enbiya 21/51) mealinde işaret ettiği gibi İbrahim peygamberlik öncesinde doğru yolda idi. İbraim aleyhisselamın, Yıldız, Ay ve Güneş için "Rabbim" demesi, kendisi onlara inandığı için değil, diğerlerinin akıllarını başlarına getirmek içindir.*Hz. Nuh'a verilenler Hz. İbrahim'e de tavsiye edilmiş* ona sahîfeler verilmiştir. Müslüman tarihçiler Hz. İbrahim'e on sahîfe indirildiğini, bunların mesellerden ibaret olduğunu bildirirler. Hz. İbrahim (as)'in ismi Kur'an-ı Kerim'de yirmi beş sûrede*altmış dokuz*defa geçer Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim (as) değişik isim ve sıfatlarla anılıp kendisinden övgüyle bahsedilir Kur'an'da da geçen sıfatlarının şunlardır: Evvâh (çok ah eden), Halim, Munib (Allah'a sığınan), Hanîf, Kânit (Allah'a kulluk eden), Şâkir. Hz. Peygamber (s.a.s)'de Hz. İbrahim (a.s)'ın faziletini anlatırken şöyle der:*"Kıyâmet günü ilk elbise giydirilen kişi, İbrahim (as)'dır.""Bir gece bana rüyamda her zaman gelen iki melek geldi. gittik, nihayet uzun boylu birinin yanına vardık, Semaya doğru yücelen boyunun uzunluğundan başını neredeyse göremeyecektim. O İbrahim (a.s) idi. İbrahim (a.s) Babil halkına uzun süre hak dini, dünyayı, âhireti, hayatı, ölümü ve dirilişi anlatmış; en yakını babasına izah etmişti. Ancak başta babası*Âzer*olmak üzere halk, İbrahim (a.s)'a inanmayıp inkâr etmişti. İbrahim (a.s), babasının hareketine kızmamış, ona darılmamıştı. onun için Allah'tan rahmet dileyerek babasına şöyle dedi:*Sana selâm olsun! Senin için Rabb'ımdan mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı lütufkârdır."*(Meryem, 19/47).*İbrahim (a.s), baba ocağını terkeddi Milletine, putların hiçbir fayda sağlayamayacağını söyledi ancak Yüce Allah'ı üstün niteliklere sahip olduğunu bildiren İbrahim (a.s), milletinin kendisine inanmadığını görünce Nemrud'a gitti milletinin başında bulunan Nemrud, servet ve saltanatıyla kendini ilâh sanmaktaydı.İbrahim (a.s), Nemrud'a Allah inancından bahsetti. o reddetti ve İbrahim (a.s) Allah Teâlâ'nın hem dirilttiğini hem de öldürdüğünü söyleyince Nemrud, kendisinin de buna gücünün yettiğini ifade eddi Nemrud, iki adam getirtmiş, birini öldürmüş, diğerini bırakmış; böylece öldürmeğe ve diriltmeğe kâdir olduğunu göstermişti. Bu defa İbrahim (a.s.):*"Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene."*deyince Nemrud şaşırmıştı. Allah inancını kabule yanaşmayan halk, puthaneye yemek getirmiş, putlarının önüne koymuş, eğlenmeye gitmişti. İbrahim (a.s)'ı de götürmek istemişler, o, gitmemiş puthanede putları paramparça etmiş, en büyüğünü sağlam bırakmıştı. Bayram eğlenceleri biten âdetleri üzere yemeklerini almak için puthaneye gelmiş, puthaneyi harabeye dönmüş görünce, putları bu hale getirenin İbrahim (a.s.) olabileceğini düşünmüşler, İbrahim (a.s)'i sorguya çekmişlerdir:* - "Ey İbrahim! Tanrılarımıza hareketi sen mi yaptın?"*Hz. İbrahim (as) Belki şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorsa, sorun!"*şeklinde cevap verdi.Halk, putların cansız ve konuşamaz olduklarını itiraf edince İbrahim (a.s) tevhid inancını haykırırcasına O halde Allah'ı bırakıp size fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsınız? Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun! akıllanmayacak mısınız?"* İbrahim (a.s)'ın sapıklar tarafından onun suçlu duruma düşürülmüştü. Sapıkların lideri Nemrud, İbrahim (a.s)'ın öldürülerek yakılarak cezalandırılmasını teklif etmiş ateşte yakılmasına karar verilmişti. ateşin alevi, şiddetli ve hararetli duruma geldiğinde İbrahim (a.s)'ı mancınıkla fırlatıp ateşe atıldı. Ancak ateşin ve her şeyin sahibi Allah, ateşe emir verdi:*Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol İbrahim (a.s) ateşten kurtuldu. İbrahim (a.s)'a inanan tek bir kişi vardı; o Lut (a.s) idi. Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurmuştur:* Hz. İbrahim (as) amcasının kızı hanımı Hz. Sâre ile Mısıra seyahat ederken "Erdün" kasabasına gelir ve. kralı ile aralarında ilginç bir hadise geçer zâlim kral Ey İbrahim! yanındaki kadın neyindir?" diye sordurdu. İbrahim (a.s) din) Kardeşimdir." dedi. Sonra Sâre'ye gelip:Sakın beni yalancı çıkarma, ben sana kız kardeşimdir dedim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden, senden başka iman eden yoktur." buyurdu. Sâre krala gelince kral kötülüğe teşebbüs etti. Hz. Sâre abdest aldı, namaza durdu. dua etti Yâ Rab! Ben sana ve senin peygamberine iman ettimse, ben kadınlığımı koruduysam benim üzerime kâfiri musallat etme." Kralın nefesi boğuldu; ayağıyla yere vurarak çırpındı Sâre Allah'ım şayet bu adam ölürse bunu bu kadın öldürdü denilir." diye dua etti. adam rahatladı. Bunun üzerine melik etrafındakilere Siz bana şeytan göndermişsiniz Bu kadını İbrahim (a.s)'e gönderiniz. Hâcer'i de Sâre'ye verin dedi. Hz. İbrahim (as)'in yanına gelerek ona anlattı ve: Anladın mı! Allah kâfiri zelil etti; bana bir cariyeyi de hizmetçi verdi." dedi. İbrahim (a.s), o ülkeden ayrılınca çok gezdi.ve Şam'da karar kıldı. kendisine inananlara İbrahim milleti"*adı verildi.İbrahim (a.s) Babil'den ayrılacağı zaman, babası için Allahu Teâlâ'dan bağışlanma diledi affı için Allah'a yalvarmıştı:*Babamı da bağışla Çünkü o sapıklardandır.Babası da olsa kâfirler için dua edilmeyeceğini bilen İbrahim (a.s) ın duası kabul edilmedi ve ayeti kerimede bu durum şöyle ortaya kondu: Cehennemlik olduktan sonra akraba bile olsalar puta tapanlar için mağfiret dilemek peygamberlere ve mü'minlere yaraşmaz."*(Tevbe, 9/113). İbrahim (a.s)'in bundan sonraki yaşantısı Lut (a.s), İsmail (a.s) ve İshak (a.s) ile geçti. Allahu Teâlâ şöyle buyurur:*Onları buyruğumuz altında, insanları doğruya götüren önderler yaptık; onlara iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdi."*(Enbiyâ, 21/73). Allah Teâla, İbrahim (a.s)'a on sayfalık kitap vermiştir. Uzunca bir süre yaşadıktan ömrünün sonlarında Mısır'a gitti. İbrahim (a.s) vefat ettiğinde -kuvvetli rivayetlere göre- Kudüs yakınlarında Halilü'r-rahman denilen yerde defnedildi. Hanîflik:*İbrahim (a.s)'in dinin temeli tevhide Allah'ın birliğine dayanıyordu. Ancak zamanla unutulmuş ve putperestlik Araplarda yayılmıştı. Buna rağmen birkaç kişide tevhit akîdesi görülüyordu. Bunlara*"Hanif"*denirdi. Hanîf,*batıldan uzak, Hakk'a yönelen ve tevhit inancı üzere bir Allah'ı tasdik eden kişidir Kur'an-ı Kerim de "hanîf" kelimesi birkaç yerde geçer. "Hanif daha çok, Hz. İbrahim (as) için Allah'a saf ve temiz bir şekilde ibadet eden kul anlamında kullanılmıştır. Haniflikle ilgili ayetlerde şu ifadeler bulunur:* "Ve hanif olarak yüzünü dine doğrult ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!"*(Yunus 10/105) "Sonra da biz, Hanîf olan, müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine uy, diye sana vahyettik."*(Nahl, 16/123). İslâm'dan önce Arap toplumunda; Varaka Cahş, Zeyd Sâide gibi kişiler hanifti Bunlar; cansız, dilsiz, hiçbir şeye güçleri yetmeyen putların önünde eğilmeyi, onlara yalvarmayı çirkin sayan kişilerdi. Selam ve dua ile... |
Kaynak islamveihsan.com
HZ. İBRAHİM’İN (A.S.) BÜYÜK İMTİHANI Cenâb-ı Hak nice kullarını ağır imtihanlara tâbî tutmuş ve kullukta samimiyeterini sınamıştır. en ağır imtihanı Hz. İbrahim (a.s.) vermiştir. Mal, can ve evlât, insanın en düşkün olduğu ve en zor vazgeçebileceği nîmetlerdir. Bu imtihanlar da en zor imtihanlardır. Cenâb-ı Hak nice kullarını bu hususlarda ağır imtihanlara tâbî tutmuş ve kullukta samimiyet derecelerini sınamıştır. Hazret-i İbrâhim (a.s.) imtihânı da Allâh’ın lutfuyla kazanarak Hakk’a*“Halîl/dost”*olmuştur. O, fakirlikten korkmaksızın bütün malını infâk etmiş, tevhîd mücâdelesi uğruna gözünü kırpmadan Nemrud’un ateşine atılmış, canını da Rabbine teslîm edebileceğini göstermiştir. İnsanoğlu için en ağır imtihan evlât husûsunda da Hakk’a itaat ve teslîmiyetin âbidesi olmuştur. Evlât, neslin devâmıdır insanoğlu, evlâdına karşı düşkündür. Zira evlât, anne-babanın parçasıdır. oğlu İsmâil’i (a.s.) Allah için kurban etmesi emredilen İbrahim (a.s.) imtihanların en ağırına tutuldu. Hem kendisinin, hem de oğlu İsmâil’in (a.s.) rızâ ve teslîmiyetinin mükâfâtı olarak, Cebrâil (a.s.) Allâh’ın emriyle cennetten bir koç indirdi. Onların fedâkârlık hâtıraları, kıyâmete kadar devam edecek olan îman nesline ibâdet olarak hediye edildi.kurban ibâdeti Hak uğrunda candan fedâkârlık göstereceğine dâir, kulun Rabbine söz vermesidir. kurban, takvâ imtihanını kazanabilmek, Hakk’a itaat ve teslîmiyetimizi tescillete bilmektir. “Onların ne etleri ne de kanları Allâh’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır…”*(el-Hac, 37) buyrulmaktadır. İki melek dâimâ niyâz eder: «Yâ Rabbî! Fakirlerin ihtiyacını gören cömertleri doyur, onların verdikleri her dirheme karşılık, yüz bin dirhem ihsân et…» Hele canını verene, boğazını uzatıp Yaratan’a kurban olana… O kimse, Hazret-i İsmâil (a.s) gibi boğazını uzatmış, Allah yolunda kurban olmaya hazırlanmıştır. Fakat Allah, o boğazı kestirmez.” “Sen, Allah rızâsı için ekmek verirsen, sana da ekmek verirler. Allah uğruna canını verirsen, sana can bahşederler.” “Hakk’ın cömertliğini görseydin, nasıl olur da canını esirgerdin? Canın için nasıl olur da bu kadar gamlanırdın? Irmağın kıyısında durup da suyu esirgeyen, ırmağı göremeyen kalbi kör kişidir.” |
Kaynak mumsema.org
Hz. İbrahim ile ilgili kısa kıssalar* Hazreti İbrahim a.s misafirleri çok severdi ve evine misafir çağırmaktan, ikramda bulunmaktan lezzet alırdı yolculara iyi davranır Onları evine davet eder, yiyecek ve içecek verir, yatacak yer gösterirdi. Her sabah. Evinin yanındaki yolda durur yolcuları beklerdi.Onları görür görmez ikramda bulunmak için evine davet ederdi. bu onu mutlu ederdi. Bir günü misafir olmadan geçtiğinde rahatsız olur, evinde bir yolcu ağırlamamışsa yemeğe dokunmazdı.yoldan üç gün yolcu geçmedi. Hz. İbrahim"i (s.a.) üzdü. bıkmadan ümitle bekledi Günler sonra bir adam göründü yolda. Hz. İbrahim çok sevindi yemeğe oturduklarında Hz. İbrahim Bismillah" dedi, yaşlı adam hiçbir şey demedi Hz. İbrahim yaşlı adama sordu neden yemeğe besmeleyle başlamadın? rabbimiz Rahman ve Rahimdir Sunduğu rızka şükredmemiz gerekmezmi Yaşlı adamın Benim dinimde bu yok" ben Mecusiyim. ateşe tapanım diyince Hz. İbrahim adamı kovdu. Hz. Cebrail, Hz. İbrahim"e Allah"ın kendisine inanmayan adamı 70 senedir rızıklandırdı sen bir öğüne dahi tahammül edemedin diyince. Hz. İbrahim hatasını anladı ihtiyara koştu, ve evinde yemeğe ikna etti.* Kur'ân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden, ülülazm adı verilen altı peygamberden biridir olup, Keldânîlere gönderilmiştir. efendimizden sonra peygamberlerin ve insanların en üstünüdür.Allahü teâlâ ona Halîlim dostum buyurduğu için Halîlullah veya Halîlürrâhmân olarak bilinir..İbrâhim aleyhisselâm,peygamber efendimizin dedelerindendir. Keldâni memleketi Bâbil'in doğu tarafında ve Dicle ile Fırat nehirleri arasındaki bölgede doğdu.Yüz yetmiş beş yaşındayken Kudüs'te vefât etti.İbrâhim aleyhisselâmın Âzer ile üvey babası ve amcasıydı putperestti.Geçimini put satardı Peygamberimizin baba ve dedeleri Âdem aleyhisselâmdan beri hep mümindi.Kur'ân-ı kerîm'de meâlen;" Sen,yani senin nûrun,hep secde edenlerden dolaştırılıp,sana ulaşmıştır." (Şu'arâ sûresi:219)buyrulmaktadır hadîs-i şerîfte "Benim dedelerimin hiçbiri zinâ yapmadı.Allahü teâlâ,beni temiz babalardan,temiz analardan getirdi.Dedelerimin iki oğlu olsaydı,ben bunların en hayırlısında,en iyisinde bulunurdum."buyuruldu. Peygamber efendilerimizin anaları ve babaları arasında bulunmakla şereflenen bahtiyarların hepsi,zamanlarının ve memleketlerin en asîl,en şerefli,en güzel ve en temiz kimseleriydi. Hepsi de aziz ve muhteremdi İbrâhim aleyhisselâmın babası Târûh da mümindi inanmıştı.Kötü ahlâktan, âdî ve çirkin sıfatlardan uzaktı.Nûh aleyhisselâmdan çok sonra Bâbil'de hüküm süren,yıldızlara ve putlara tapan Keldâni kavminin Nemrûd, insanları putlara taptırıyordu. Rüyâsını,mineccimler;"Doğacak erkek çocuğun yeni bir din getireceği ve onun saltanatını yıkacağı." şeklinde tâbir etti ,Nemrûd yeni doğan erkek çocukları öldürüp hâmile kadınların hapseddi hazret-i İbrâhim'e hâmile olan annesi,amcası Âzer'le evliydi.kocasına da;"Çocuk doğunca oğlan olursa,kendi elinle Nemrûd'a teslim eder mükâfât alırsın"dedi.Annesi zamanı gelince bir mağarada doğum yaptı Âzer'e çocuğun öldüğünü söyledi.Oğlunu mağarada gizledi ve büyüttü.Yanına gittiğinde onu doymuş görürdü.Parmaklarından süt ve bal gelirdi.Allahü teâlâ Cebrâil aleyhisselâmı göndererek gıdâları Cennet'ten parmaklarına akıtırdı.İbrâhim aleyhisselâm ,mağaradan çıkınca,güneşe,aya, yıldızlara ve kâinâta bakarak bunları yaratanın eşi ve benzeri olmayan bir yaratıcının olduğunu anladı.Keldâni kavmine gelerek,taptıkları putların ve yıldızların ilâh olmadığını,anlayabilecekleri açık delillerle anlattı. Bâbil halkı çocuk yaşta putlara karşı çıkan hazret-i İbrâhim'i üvey babası Âzer'e şikâyet etti .Âzer, İbrâhim aleyhisselâmı azarlayarak vazgeçmesini istediyse de İbrâhim aleyhisselâm aldırmayıp delil isteyin göstereyim.Bana hidâyet veren, doğruyu gösteren Allahü teâlâ beni sizden ayırdı.Sizin sapıklığınıza düşürmedi.Sizi ve putlarınızı sevmiyorum." dedi.Putlara tapmanın mânâsız olduğunu Âzer'e söyledi.Âzer hiddetlenip İbrâhim aleyhisselâma uzaklaşmasını istedi.Genç yaştayken Keldânî kavmine peygamber gönderilen kendisine on sayfa kitap verilen İbrâhim aleyhisselâm,Allahü teâlânın emriyle büyük-küçük herkesi Allahü teâlâya îmâna çağırdı.İnsanlara tebliğde bulundu putların mânâsız ve âcizliğini,onlara tapmanın sapıklık olduğunu göstermek istedi. Keldânî kavmi,bayram yapmak üzere bir toplandı.İbrâhim aleyhisselâmın üvey babası puthânenin bekçisi Âzer onu da bayrama gitmeye zorladı.İbrâhim aleyhisselâm hasta olduğunu söyleyerek bayrama gitmedi ,yetmiş putun bulunduğu puthâneye girdi.balta ile putları kırıp.parçaladı .Sadece en irisini kırmadı ve baltayı onun boynuna astı Keldânî kavmi putların parça parça edildiğini görünce Bu işi,İbrâhim yapmıştır,diyerek onu yakalayıp halkın önünde sorguladılar." Ey İbrâhim! Putlarımızı sen mi kırdın?" deyince,İbrâhim aleyhisselâm,bu işi Ben varken küçük putlara niçin tapıyorlar!" diyen iri put yapmıştır,ona sorunuz." deyince,putperestler;" Putlar konuşmaz dediler İbrâhim aleyhisselâm;"O hâlde kendilerini kırılmaktan kurtaramayan,size faydası olmayan bu putlara ilâh diyerek niçin tapıyorsunuz?Hâlâ akıllanmayacak mısınız Size ve taptığınız putlara yazıklar olsun!" dedi Putlarını İbrâhim aleyhisselâmın kırdığını anlayan Keldânî kavmi,onu hapsetti Durumu ilâhlık iddiâsında bulunan kralları Nemrûd'a bildirdiler Nemrûd, İbrâhim aleyhisselâmı getirmelerini emretti. İbrâhim aleyhisselâm Nemrûd'u Allahü teâlâya îmân etmeye dâvet etti.Nemrûd, reddettiği gibi, İbrâhim aleyhisselâmın kendisine secde etmesini istedi.Secde etmeyince,hapsettirdi ateşte yakılmasını emretti.Günlerce yığılan odunlar ateşlendi. hazret-i İbrâhim'i mancınıkla ateşe attılar.Ateşe atılırken;"Hasbiyallah ve ni-mel vekil",Hz ibrahim "Bana Allah'ım yetişir. O ne iyi vekildir, yardımcıdır." dedi.ateşe düşerken Cebrâil aleyhisselâm gelip;"Bir dileğin var mı?diye sorunca ,Rabbim beni görüyor, biliyor." dedi.O Kur'ân-ı kerîm'de övülüyordu;"Allahü teâlâ,Kur'ân-ı kerîm'de ateşe; "Ey ateş! İbrâhim'e karşı serin ve selâmette ol!" (Enbiyâ sûresi:) diye emretti.Ateş yemyeşil bir bahçe kesildi. Cebrâil aleyhisselâm kendisine arkadaş oldu Cennet nîmetleri ile doyuruldu.Ateşte yedi gün kaldığı rivâyet edilir. Ateş sönünce mûcizeyi gözleriyle görenlerden kardeşi Haran,amcasının kızı ve hanımı hazret-i Sâre ve bâzı kimseler îmân ettiler. İbrâhim aleyhisselâm ateşten kurtulduktan sonra Keldâni kavmini îmâna dâvet etti.Fakat zâlim Nemrûd ve putperest ahâli küfürden vazgeçmediler.Allahü teâlâ,Nemrûd ve kavmine sivrisinekleri musallat etti.Sinekler onların kanlarını emdiler ve kuru kemik hâline getirdiler.Sineklerden birisi Nemrûd'un burnundan girip beynine yerleşti.Uzun zaman azap ve ıztırap verdi.Habaşını tokmakla döğdüre döğdüre öldü. Allahü teâlâ, tanrılık iddiâ eden Nemrûd'u en âciz mahlûklarından birisi olan sivrisinekle cezalandırdı. |
All times are GMT +3. The time now is 01:05. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025