Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Hadis-i Şerifleri (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=145)
-   -   Her günümüze bir Hadis-i Şerif... (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=31895)

Kur'ânTalebesi 10-03-2010 15:52

Zandan sakının. Çünkü zan, insanın içinden geçen en yalancı düşüncedir. İnsanların gizli ve özel hayatını araştırmayın. Ayıplarını öğrenmeye çalışmayın. Birbirinize karşı üstünlük yarışına girmeyin. Birbirinizi kıskanmayın. Birbirinize karşı kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun! (Buhari)

Kur'ânTalebesi 10-10-2010 12:55

“Mü’minin durumu gıbta ve hayranlığa değer. Çünkü her hali kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa şükreder, bu onun için hayır olur; başına bir bela gelecek olsa sabreder, bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd 64)

Kur'ânTalebesi 12-19-2010 14:04

Allah'ım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.
| Müslim, Zikir, 65-66

Kur'ânTalebesi 01-04-2011 00:08

Ebû Musâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir sefere (Hayber Seferi) çıkmıştık. Halk (yolda, bir ara) yüksek sesle tekbir getirmeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) (müdahele ederek):

"Nefislerinize karşı merhametli olun. Zîra sizler, sağır birisine hitab etmiyorsunuz, muhâtabınız gâib de değil. Sizler gören, ...işiten, (nerede olsanız) sizinle olan bir Zât'a, Allah'a hitab ediyorsunuz. Dua ettiğiniz Zât, her birinize, bineğinin boynundan daha yakındır" dedi."

| Buhârî, Daavât 50, 67, Cihâd 131, Meğâzî 38, Kader 7, Tevhîd 9; Müslim, Zikr 44, (2704);Tirmizî, Daavât 3, 59, (3371, 3457); Ebû Dâvud, Salât 361. (1526, 1527. 1528)

Açıklama:

1- Bu hadiste, tekbir "dua" olarak tavsif edilmektedir.Tekbir, bir talep için değil, zikrullah için söylenmiş olmasına rağmen dua olarak tavsifi, aslında duaın da zikrin de bir ibâdet, yani kulluk tezahürü olmasından ileri gelir.

2- Yüksek sesle tekbir getirenlere Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın, "Nefislerinize karşı merhametli olun" buyurması, gereksiz yere kendinizi yormayın demektir. Zîra tekbir, alçak sesle de olsa, Cenâb-ı Hakk işitecektir.

Kur'ânTalebesi 01-04-2011 14:04

İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şu iki kişi dışında hiç kimseye gıbta etmek caiz değildir: Biri, Allah'ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi kimse. Diğeri de Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolda sarfeden zengin kimse."
| Buhârî, İlm 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ'tisam 13; Müslim, Salâtu'l-Müsâfirin 268, (816)

siyah gül 07 01-04-2011 17:36

Allah, geceleyin Kur\\\'an okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah\\\'ın rahmeti namazda olduğu müddetce kulun başı üstüne saçılır. Kullar, ondan çıktığı andaki kadar hiçbir zaman Allah\\\'a yaklaşmış olmaz.
Tirmizi, Sevabu\\\'l Kur\\\'an 17


Kur'ânTalebesi 01-10-2011 17:56

Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz mağarada iken müşriklerin ayaklarını görüyordum. Onlar bu sırada başlarımızın üstünde idiler.
"Ey Allah'ın Resulü dedim, onlar ayaklarının aşağısına bir bakacak olsa bizi mutlaka görürler!" dedim. Bunun üzerine:
"Ey Ebu Bekr! buyurdular, Üçüncüleri Allah olan iki kişi hakkında ne zannediyorsun?"

| Buharî, Fezailu'l-Ashab 2, Menakıb 45, Tefsir, Beraet 1; Müslim, Fezailu's-Sahabe 1, (2381); Tirmizî, Tefsir, Tevbe, (3095)

Kur'ânTalebesi 01-11-2011 14:56

Abdullah İbnu'ş-Şihhîr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Elhâkümü'ttekâsür sûresini okurken yanına geldim. Bana: "İnsanoğlu malım malım der. Halbuki âdemoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır)."

| Müslim, Zühd 3, 4, (2958); Nesâî, Vesâya 1 (6, 238); Tirmizî, Tefsîr, Tekâsür, (3351)

Kur'ânTalebesi 01-12-2011 17:18

Ebu Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün şöyle dedi:
"Kim Rabb olarak Allah'tan, din olarak İslâm'dan, peygamber olarak Muhammed'den râzı ise ona cennet vâcib olmuştur." Bu söz hayretime gitti ve:
- "Ey Allah'ın Resulü, bir kere daha tekrar eder misiniz?" dedim. Aynen tekrar etti ve arkadan da şunu söyledi.
- "Bir başka şey daha var ki, Allah, onun sebebiyle, kulun cennetteki makamını yüz derece yüceltir. Bu derecelerden ikisi arasındaki uzaklık sema ile arz arasındaki mesâfe gibidir." Ben:
- "Öyleyse bu nedir?" dedim. Şu cevabı verdi:
- "Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad!"

| Müslim, İmâret 116, (1884); Nesâî, Cihâd 18, (6, 19-20)

Kur'ânTalebesi 01-15-2011 12:53

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bana kısa bir nasihatta bulun, uzun yapma! Tâ ki nasihatini unutmayayım" demişti. [ve birkaç kere tekrar etmişti]. Aleyhissalâtu vesselâm (bir kelimeyle):
"Öfkelenme!" cevabını verdi!"
| Buhârî, Edeb 76; Tirmizî, Birr 73 (2021); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 11, (2, 906)

Kur'ânTalebesi 01-16-2011 18:35

Zeyd İbnu Sabit (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bizimle birlikte, Benî Neccar'a ait bir bahçede bulunduğu sırada bindiği katır, onu aniden saptırdı, nerdeyse (sırtından yere) atacaktı. Karşımızda beş veya altı kabir vardı. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Bu kabirlerin sahiplerini bilen var mı?" buyurdular. Bir adam: "Ben biliyorum!" deyince, (aleyhissalâtu vesselâm):

"Ne zaman öldüler?" dedi. Adam:

"Şirk devrinde" deyince Aleyhissalatu vesselam:

"Bu ümmet kabirde fitneye maruz kılınacak. Eğer birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydım şahsen işitmekte olduğum kabir azabını size de işittirmesi için Allah'a dua ederdim" buyurdular ve sonra şunları söylediler: "Kabir azabından Allah'a sığının!" Oradakiler:

"Kabir azabından Allah'a sığınırız!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Cehennem azabından da Allah'a sığının!" dedi.

"Cehennem azabından Allah'a sığınırız" dediler.

"Fitnelerin açık ve kapalı olanından Allah'a sığının!" dedi.

"Açık ve kapalı her çeşit fitneden Allah'a sığınırız!" dediler.

"Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığının!" buyurdu.

"Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığınırız!" dediler."

| Müslim, Cennet 67, (2867)

Kur'ânTalebesi 01-17-2011 20:43

Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim tavla oyunu oynarsa elini domuz kanına bulamış gibi olur."
| Müslim, Şi'r 10, (2260); Ebu Davud, Edeb 64, (4939)

Kur'ânTalebesi 01-18-2011 15:09

Ebu'l-Verd ibnu Sümâme anlatıyor: "Hz. Ali (radıyallahu anh) İbnu Ağyed'e dedi ki: "Sana kendimden ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın kızı Fâtıma (radıyallahu anhâ)'dan -ki o, babasına, ailesinin en sevgili olanı idi- bahsedeyim mi?"döndü.Ertesi gün Resulullah Fâtıma'ya gelerek:

"Kızım ihtiyacın ne idi?" diye sordu. Fâtıma sükût edip cevap vermedi. Ben araya girip:

"Ben anlatayım Ey Allah'ın Resûlü" dedim ve açıkladım: "Fâtıma'nın değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları incindi. Köleler gelince ben kendisine, size uğramasını, sizden bir hizmetçi istemesini ve böylece biraz rahata kavuşmasını söyledim. Bu açıklamam üzerine Resulullah:

"Ey Fâtıma, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarını eda et, âileyin işlerini yap. Yatağına girince otuzüç kere sübhanallah, otuzüç kere elhamdülillah, otuzdört kere Allahekber de. Böylece hepsi yüz yapar. Bu senin için hizmetçiden daha hayırlıdır.." buyurdular. Fâtıma (radıyallahu anhâ):

"Allah'dan ve Allah'ın Resulünden razıyım" dedi. Resulullah ona hizmetçi vermedi."

| Buharî, Fedâilul Ashâb 9, Humus 6, Nafakât 6,7, Da'avât 11; Müslim, 80, (2727); Tirmizî, Da'avât 24, (3405); Ebu Dâvud, Harâc 20, (2988, 2989), Edeb 109, (5062, 5063)

Kur'ânTalebesi 01-23-2011 16:27

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?"
"Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine:
"Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam:
"Ya benim söylediğim onda varsa, (Bu da mı gıybettir?)"dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir."
| Ebû Dâvud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70 (2589)

Kur'ânTalebesi 02-03-2011 23:31

Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Mü’min bir erkek veya kadın; nefsinde, çoluk çocuğunda, malında imtihâna uğrar, tâ ki Allâh’a temiz ve günâhsız kavuşsun…”
| Tirmizî, Zühd, 57

Kur'ânTalebesi 02-22-2011 00:50

Safiyye Bintu Ebî Ubeyd, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevce-i pâklerinden naklen anlatıyor: "Resûlulah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir arrâfa (kâhine) gelir, birşeyler sorar ve söylediklerine de (inanıp) onu tasdik ederse, kırk gün namazı kabul edilmez."
| Müslim, Selâm 125, (2230)

Açıklama:

Arrâf, kâhinlerden biridir, yani gaybı bilme iddiasında bulunan kimse. Böyleleri müneccim, kâhin, arrâf gibi farklı isimlerle yâd edilse de haklarında verilen hüküm aynıdır. Mamafih arrâf, çalınan, kaybolan malların yerini bildiğini söyleyen kimselere de denmiştir. Böylelerine bazan cinci de denir.

Gaybı bilmek Allah'a mahsustur. Bu, âyetlerle te'yid edilen bir husustur. Öyle ise gaybı bilme iddiası Kur'an'la mübareze gibi ciddî bir mâna taşır. Hal böyle olunca, bir mü'minin ciddi ciddi kâhine uğraması, onu dinleyip inanması, tasdik etmesi hiçbir sûrette îmanı ile bağdaşmaz, mü'minlik edebine uymaz.

Âlimler, arrâfa gidip, onu tasdik edenlerin namazının kabul edilmemesinden maksadı, namazın sevabından mahrum kalması olduğunu belirtirler. Yani, böyle birisi kâfir olmuş değildir. "Kırk gün boyu kıldığı namaz makbul değildir, bunu iâde etmesi gerekir" diye bir hükme varılmamıştır. "Kırk gün boyu, kıldığı namazların sevabından mahrum kalacaktır" demektir. Ulema bu hususta müttefiktir. Nitekim, gasbedilen bir yerde namaz kılmak da mekruhtur, fakat iâdesi gerekmez.

Şunu da belirtelim ki: Kâhine gitmenin müeyyidesi bazı hadislerde namazın kabul edilmemesi ile müeyyideye bağlanırken, bazı hadislerde tekfir ile müeyyideye bağlanmıştır. Bu durum, kâhine gidenlerin iki halde olmalarına hamledilmiştir. Taberânî'nin bir rivâyeti bu iki hâle parmak basar: "Kim bir kâhine uğrar ve onun söylediklerini tasdik ederse Muhammed'e indirilenden berî olur, kim de kâhine gelir ve fakat söylediklerini tasdik etmezse kırk gün namazı kabul edilmez."

ak sevda 02-22-2011 10:42

Asıl cimri, yanında adım anıldığı halde bana salavat getirmeyen kimsedir.'' (Hadis-i Şerif)

Beritan 02-22-2011 14:12

Kulun Rabbine en yakın olduğu hal, secdedeki halidir. Öyle ise secdede duayı çokça yapınız.
Müslim, Salat 215

Kur'ânTalebesi 02-24-2011 11:43

Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile beraberdik. Gözünü semaya dikti. Sonra: "Şu anlar, ilmin insanlardan kapıp kaçırıldığı anlardır. Öyle ki, bu hususta insanlar hiçbir şeye muktedir olamazlar!" buyurdular.

Ziyad İbnu Lebîd el-Ensârî araya girip: "Bizler Kur'an'ı okuyup dururken ilim bizlerden nasıl kapıp kaçırılır? Vallahi biz onu hem okuyacağız, hem de çocuklarımıza, kadınlarımıza okutacağız!" dedi. Resulullah da: "Anasız kalasın, ey Ziyad, ben seni Medine fakihlerinden sayıyordum. (Bak) işte Tevrat ve İncil, yahudilerin ve nasranilerin elinde, onların ne işine yarıyor (sanki onunla amel mi ediyorlar)?" buyurdu. Cübeyr der ki: "Ubâde İbnu's-Sâmit (radıyallahu anh)'a rastladım. Kardeşin Ebu'd-Derda ne söyledi, işittin mi? dedim. Ve ona Ebu'd-Derda'nın söylediğini haber verdim. Bana: "Ebu'd-Derda doğru söylemiş, dilersen kaldırılacak olan ilk ilmin ne olduğunu sana haber vereyim: İnsanlardan kaldırılacak olan ilk ilim huşudur. Büyük bir camiye girip huşu üzere olan tek şahsı göremeyeceğin vakit yakındır!" dedi."

| Tirmizî, İlm 5, (2655)

Kur'ânTalebesi 02-25-2011 21:22

Hz. Ebû Hüreyre anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ben sizi terkettikçe siz de beni bırakınız. Zîra, sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri üzerindeki ihtilafları helâk etmiştir. Öyle ise sizi birşeyden nehiy mi ettim (niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru sormayın)."
| Buhârî, İ'tisâm 2; Müslim, Hacc 412, (1337); Tirmizî, İlm 17, (2681); Nesâî, Hacc 1, (5, 110)

Kur'ânTalebesi 03-01-2011 19:51

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. (O vakit) kişi mü'min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama kavuşur. Mü'min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimseler azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar."
| Tirmizî, Fiten 30, (2196)

Kur'ânTalebesi 03-02-2011 14:30

Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Ashab'a Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'dan daha sevgili kimse yoktu. Buna rağmen Aleyhissalâtu vesselâm'ı gördükleri zaman ayağa kalkmazlardı, çünkü O'nun bundan hoşlanmadığını biliyorlardı."
| Tirmizî, Edeb 13, (2755)

Kur'ânTalebesi 03-03-2011 18:49

Allah’ım! Mail, aile, çocuk olarak insanlara verdiklerinin hayırlısını dilerim, sapıtan ve saptıranları değil.
| Tirmizî, Deavât, 124

Beritan 03-03-2011 19:57

Kıyamet kopmaz, ta ki ümmetim kendisinden evvelki ümmetlerin yolunu karış karış, arşın arşın takip etmedikçe.
Buhari

Kur'ânTalebesi 03-30-2011 00:42

Nu'man İbnu Beşîr (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte mü'minlerin misâli, bir bedenin misâlidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirak ederler."
| Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66, (2586)

HaArP 04-18-2011 02:09

Ahir zamanda birbirinizle nefsaniyet yarışına düşersiniz, birbirinize haset edersiniz, birbirinize sırt çevirip ayrılırsınız ve birbirinize düşman olursunuz. (Sahih-i Müslim, 4/2274)

HaArP 04-21-2011 14:54

Fasil:KİTÂBÜ`L-İLİMKonu:Emâneti ehline vermek;İlim meclisi;Kıyâmet alâmetleri;Konuşanın sözünü kesmemekRavi:Ebû HüreyreBaslik:İŞİN EHLİ OLMAYANA VERİLMESİNİN KIYÂMET ALÂMETLERİNDEN OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİHadis:Şöyle demiştir: Meclisin birinde Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem huzûrundakilere söz söylerken nâgehân bir a`râbî gelip "Kıyâmet ne zamandır?" diye sordu. Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem (sözünü kesmeyip) devam buyurdu. Oradakilerin kimi (kendi kendine): "(A`râbînin) ne dediğini işitti, amma suâlinden hoşlanmadı."; kimi de: "Belki işitmedi." diye hükmetti. Nihâyet (Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem) sözünü bitirince gâlibâ "O Kıyâmeti soran nerede?" diye (yâni bunu gibi bir lâfz ile) suâl buyurdu. (A`râbî): "İşte ben, yâ Resûlâ`llâh." dedi. (Bunun üzerine) "Emânet zâyi` edildi mi, Kıyâmete intizâr et." buyurdu. Yine (a`râbî): "Emâneti zâyi` etmek nasıl olur?" diye (tekrar) sorunca: "İş, nâ ehle tevcîh edildi mi, Kıyâmet`e intizâr et." buyurdu.

HaArP 05-16-2011 18:46

4974 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize Deccal üzerine uzun bir hadis rivayet etti. Bize anlattıkları meyanında şöyle de demişti:
"Deccal, Medine geçitlerine girmesi kendisine haram kılınmış olarak çıkacak. Derken (Medine civarındaki) bazı ekimsiz yerlere kadar gelir. O gün insanların en hayırlısı olan -veya en hayırlılarından- bir kimse onun karşısına çıkar ve:
"Sen Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın bize haber verdiği Deccâl'sin!" der. Deccâl de (kendi adamlarına):
"Ben şunu öldürüp sonra da diriltsem ne dersiniz? Bu işte bir şüpheye düşer misiniz?" der. Oradakiler:
"Hayır!" derler. Deccal onu öldürür ve sonra diriltir. Diriltildiği zaman adam:
"Allah'a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Deccal onu tekrar öldüreyim mi di(yerek öldürmek isteye)cek, fakat musallat edilmeyecek."
Buhari, Fiten 27, Fedailu'l-Medine9; Müslim, Fiten 112, (2938).
4975 - Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüne düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur."
Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melâhim 14, (4315),

Seyyah 07-10-2011 02:56

Bir köyde yahut çölde üç kişi bulunup da cemaat olup namaz kılmazlarsa şüphesiz kendilerini şeytan istila etmiştir. O halde cemaate devam ediniz. Zira kurt ancak sürüden ayrılmış koyunu kapıp yer. (Kaynak: Ebu Davud)

Seyyah 07-10-2011 03:02

Kime bir iyilik yapılır da o kimse iyiliği yapana: '' Allah seni hayırla mükafatlandırsın'' derse, övgüde pek cömert davranmış olur.(Kaynak: Tirmizi)

Seyyah 07-10-2011 03:03

Resulullah'a (s.a.v.):

- "Hangi dualar kabul görür?" diye soruldu.

Resulullah'a (s.a.v.):

- "Gece yarısı ve farz namazların ardından yapılan dualar" buyurdu.

[Hadis-i Şerif - Kaynak: Tirmizi]

Seyyah 07-10-2011 03:03

‘’Haya, iffet, dile hakim olmak… imandandır. Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan ve münafıklıktandır.''
(Kayanak: Beyhaki)

Seyyah 07-10-2011 03:04

''Resulullah(s.a.v.) bütün işlerinde,abdest almasında, saçını taramasında,ayakkabı giymesinde sağdan başlamaktan hoşlanırdı'' (Kaynak: Buhari, Müslim)

Seyyah 07-10-2011 03:04

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu.
Efendimiz uyandığında, o hasır, vücûdunun yan tarafında izler bırakmıştı. Biz:
“–Yâ Rasûlallâh! Sizin için bir döşek edinsek?!” dedik. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“–Benim dünyâ ile ne alâkam var ki?
Ben bu dünyâda, bir ağacın altında gölgelenen, sonra da orayı terk edip giden binitli bir yolcu gibiyim.” buyurdular.
(Tirmizî, Zühd)

Seyyah 07-10-2011 03:05

''Allah'a yemin olsun ki, istişare eden bir topluluk, işlerin en doğrusuna muvaffak olurlar''(Kaynak: Buhari)

Seyyah 07-10-2011 03:06

''Cenaze tabuta konulup erkekler onu omuzları üzerine yüklendikleri zaman, eğer o cenaze iyi bir kişi ise; Beni yerime çabuk ulaştırınız der. Eğer cenaze iyi olmayan bir kişi ise; Eyvah! Bu cenazeyi nereye götürüyosunuz? Der. Cenazenin bu seslenişini insandan başka her şey işitir. İnsan o sesi işitseydi, bayılır düşerdi’’ (Kaynak: Buhari)

Seyyah 07-10-2011 03:06

''Allahım! Günahlarımın tamamını; küçüğünü, büyüğünü, öncesini,sonrakini, aşikar olanını ve gizli olanını bağışla'' (Kaynak: Müslim)

Seyyah 07-10-2011 03:07

''İlim öğrenmek, erkek ve kadın her müslümanın üzerine farzdır''(Kaynak: İbn Mace)

Seyyah 07-10-2011 03:07

Ölüler için yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve cahilliyet çağrısıyla haykıran kimse bizden değildir. (Kaynak: Buhari)

Seyyah 07-10-2011 03:08

Şüphesiz ölü, ailesinin kendisine bir kısım (yani feryad ederek) ağlamasıyla azab olunur. (Kaynak: Buhari)


All times are GMT +3. The time now is 02:22.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025