![]() |
F.Gülen ve cemaati bütün siyasi partilere eşit uzaklıktadır, siyaseti şeytan gibi görürler..Ama o cemaatten insanlar AK Partiyi çok seviyor, koruyor kolluyorlar genellikle..Bunada kimse birşey diyemez, isteyen istediğini yapar.. AK Partinin derdi ile o cemaatin derdi aynı sayılır diyebiliriz bana göre.
|
derdimiz ortak bundan güzel ne olabilir herşey TÜRKİYE için
|
Fethullah Gülen Hz. lerini ve onun cemaatini eleştirebilmek , bu toplumdan dışarıda olsunlar diyebilmek için , en az onlar kadar çok ibadet etmek ve onlar kadar ilim tahsil etmek , hatta onlar kadar günahlarından , günaha girmekten utanıyor olmak gerekir diye düşünüyorum.
Meyve veren ağacı taşlamak isteyenler acaba ne yapmaya çalıştıklarının farkındalar mı , onu da merak ediyorum ! Allah milletimize akıl fikir versin ! Ha ben o cemaate dahil birimiyim ? Hayır . Ama bir kişi veya cemaati sevmek , taktir etmek için mantıklı olmamak ve körü körüne söylemlerde bulunmak gerekmediği kanaatindeyim. Sadece fıkıha bakarım.Ehli sünnet vel cemaat itikadı üzerine olmaları bile yeter. Kaldı ki Gülen cemaati üretken , destekleyici , açılımcı , teknolojiyi ve gündemi takip edebilen , diğer aynı amaç üzerinde (ahiretine hizmet etmek ve edenlere yardım etmek amacında ) olan insanlara ve cemaatlere köstek olmayan imanlı insanlar. Nesi yanlış ve neden yük olarak görülüyorlar anlayamadım. Allah akıl fikir versin. |
Alıntı:
Yazımı iyi okudunuz mu? Bakın ne diyorum: Alıntı:
"Dini bilgileri konusunda, yaptığı hizmetler konusuda, yurt içinde ve yurt dışında açmış olduğu okullar, dershaneler konusunda, hizmet evleri konusunda" kendisini eleştirme küstahlığını..... Diyorum. Ve 28 şubat dönemindeki tavırlarını asla tasvip etmeyen birisi olarak yazıyorum diyorum. Eleştirmeyin mi demiş oluyorum? Eleştiri edepsizliktir mi demiş oluyorum? yapmayın lütfen. 28 şubattaki tavırlarını eleştirdim, sizin yazınızda bahsettiğiniz amerikada bulunması konusunu da hep eleştirdim. Niye amerikada duruyor bu hep benim aklımda eleştiri konusunda olmuştur. Ama mesela dini bilgisi konusunda ben fethullah hocayı nasıl eleştirebilirim? Dini bilgisi konusunda onu eleştirebilmem için en az onun kadar dini bilgi sahibi olmam gerekmez mi? Umarım bu sefer daha düzgün anlatabilmişimdir. selamlarımla. |
Alıntı:
|
Dinler diye birşey yoktur. Allah indinde tek din İSLAMdır.NEDİR dinler arası diyaloğ .bir hristiyanlaştırma politikasıdır.
|
http://www.dailymotion.com/video/x61zs6_fethullah-gulen-papa-eli-opme-meras_webcam http://www.dailymotion.com/video/x5prcx_fetullah-gulen-hrstiyan-ass_news bi de şu iki videoya göz atın isterseniz..:güzel:yorumsuz....(: |
|
Neler oluyo burda,Fetullah HOcaefendi hakkında olumsuz yorum istemiyoorum.Buraya bşka partilerin propagandasını yapacak olan gelmesin.Burası adı üstünde Akparti Forum.Propagganda yapacak olan varsa,kendine özel site açsın.
|
Alıntı:
http://www.haber7.com/haber/20090306/Gulenin-en-merak-edilen-soruya-cevabi.php ve ayrıca...Fethullah Gülen Hocaefendinin neden amerikada yaşadığını merak edenler bu yazıyı okusun lütfen... selam ve dua ile... |
Hz.ALLAHımız(c.c.) herkesin emeğinin karşılığını verecektir .Zerre kadar bile olsa ...Son Filistin katliamında yardım kampanyalarına katılmış ve gazeteninde manşetinden okuduğumuz miktarda bağışta bulunmuştu...Birde gazetede (takva gereği)okuyamadığımız daha büyük meblağda yardımı yapmıştı yabancı bir ülkede bir teşkilata...kendi ifadesi ile Rabbin aciz kulu...gerçekten de çok yardım sever biri...
|
http://tr.fgulen.com/images/manset/tr_16815-1.jpg
Şerefli insanlar saygı duyar kim ne olursa olsun saygı duyar ŞEREFSİZLER saygı duymaz kim ne olursa olsun benim gibi benim gibiler milyonlar hep saygı duymuştur kim olursa olsun sevilen insanlar büyükler saygıda kusur etmiyiz bizler ŞEREFLİ müslüman evlatlarıyız şerefsiz konuşmaya devam etsin RABBİME havale ediyorum Şerefsizin HAKKINDAN RABBİM GELİR |
Alıntı:
O ropörtajı görmüş ve okumuştum. Ama orda hocaefendinin niye amerikaya gittiği yolundaki sorulara cevap yok. sadece şu an hala niye orda ve niye dönmüyor.. buna cevap var. Ben doğrusu hocaefendi gibi şahsiyetlerin tedavi amaçlı da olsa amerikaya gitmesini anlayamıyorum. |
anlayamazsin zaten ugrasma...
|
Allah adamlarının nerede durduğunun ne önemi var ki !
Önemli olan dualarının üzerimizden eksik olmaması. Türkiye'de dursa, kimbilir nasıl yıpratacak ve üzecekler mübareği. Sonra ne olacak . Musibet üzerine musibet. Allah CC , dostunun üzülmesine izin verecek mi sanıyorsunuz ? Olsun da ha Amerika'da , ha Rusya'da olsun. Yeter ki olsun. Duaları yeter. Kaybetmeden anlamak lazım kıymetini . Kaybettikten sonra bir anlam ifade etmez. |
Cemaatin bizzat içinde bulunMUŞ biri olarak söleyebilirimki yaptıkları tüm iyilikler dolaylıdır..Çıkarları ile bağlantıları vardır ve tek dertleri size düşüncelerini oldugu gibi aşılamaktır.. Türkiyeye gerçekten yararları varsa ne ala
|
Alıntı:
|
Alıntı:
1. En başta tedavisi için gitti. Yüksek derecede şeker ve kalp hastası, krizler geçiren birisi. Orada yaşayanh akrabaları var. Oraya gitmeyi tercih etmesinde etken olanlar; 1999 yıllarında ETÖ'nün güçlü olduğu zamanlarda malum medyada Hocaefendi hakkında yalanlar yağdırılmış, söylemediği şeyleri söylemiş gibi gösterilmiş millet nezdinde kendisine ve cemaate nefret uyandırılmıştı. Zaman'ın tirajı o zamanlar çok düşüktü. Herşeyi açıklıyordu ama milletin haberi olmuyordu. Tam bir medya infazı yapılmıştı. Ama kendisini tanıyan çok seven yüzbinlerce insan vardı. Kopacak fırtınalara sebebiyet vermek istemiyordu. İstişare yapıyorlar ve zaten hasta adam, yurt dışına gitmesinin orada tedavisinin yapılmasının daha iyi olacağına karar veriyorlar. Bakın bu doğrudur. Zamanında müslümanlarda Mekkede barınamaz hale gelmişler hicret etmek zorunda kalmışlardı. ABD'de akrabası var onun evinde kalıyor ve orası öyle gizli saklı biryer değil. İsteyen herkes burdan gidip gazeteciler bile gidip görüşüyorlar. 2. F. Gülen beraber çalıştığı davasındaki insanlara yurt dışına gitmelerini söylüyor istiyor. En başta Ortaasyaya, oradaki soydaşlarımıza vefa göstermemiz gerektiğini söylüyordu. Ve şimdi buzullara kadar gitmeye varmısınız diyor. Namı Celili Muhammediyi, güneşin doğup battığı heryere götürmek için varmısınız diyor. Bu hizmetleri yapabilecek kişilere gidin diyor. Şimdi dikkat edin, gidin diyor, o gidin derken kendisi burda Türkiyede otursa olur mu ?? 'Yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz' ikazına takılmaz mı ? Gurbette hizmetlere çağırıyor ama kendiside gurbette. Zamanında sahabi efendilerimizde dünyanın dört bir tarafına gitmişler hakikatleri ulaştırmak için. Bu insanlarda bunu yapmaya çalışıyorlar. O milletine aşık birisidir. O sizi çok seven birisidir. İstediği zaman döner. Hakkında hiçbir suç delili yok. Onu mutlaka daha yakından tanımalısınız. Mesela www.herkul.org da 20 dk.lık haftalık sohbetleri oluyor yazıları oluyor. 50-60 tane kitap yazmış birisi. İçinizde şüphe kalmasın, tanıyınız Gülen'i, korkmayınız. |
Hiper kardeş:
Ben fethullah gülen hocayı severim, Allah ona yapacağı tüm hayırlı hizmetlerinde yardımcısı olsun. Yazınızı okudum. Tedavi amaçlı gittiğini de biliyorum, daha önce de okudum. Ama ben yine de hocaefendi gibi birisine tedavi amaçlı da olsa amerikaya gitmeyi yakıştıramıyorum. Niye amerika? amerikada olan tedavinin aynısı avrupanın bir çok ülkesinde var. Bakın niye yurtdışında demiyorum, niye abd diyorum. Ülkemizde rahat edemeyeceğini, bir takım alçak güçlerin onu rahatsız edeceğini vs. hepsini biliyorum, bunları izah etmenize gerek yok. ama niye abd sorusunu bir türlü içimden atamadım. Benim bu sözlerimi hocaefendiye hakaret edenlerin sözleriyle lütfen karıştırmayın. ben onu seviyorum ve ona yakıştıramadığım için bunu yazdım. diğerleri ise hocaefendiye islama hizmet ettiği için kızıyor. (gurbetteki hizmetlerini takip ediyorum, ayna programında ve başka vesilelerle bu hizmetler gösteriliyor, bunlar hep güzel şeyler, benim söylemek istediğimi inşaallah anlamışsınızdır) |
yalçın bey:
Evet o kadar bilgiye sahibim, hatta daha fazlasına da sahibim, nahçıvanda bizzat okulları görmüş, okullarda devlete ne gibi katkılarda bulunuyor gözleriyle şahitlik etmiş birisiyim. Ama bütün bunlar hocaefendinin şu an itibariyle dünyada müslümanlara en çok zarar veren bir ülkede olmasını, orda devam etmesini anlamamı mümkün kılmıyor. belki de benim cehaletimdendir. belki de bazı şeyleri göremiyorumdur. selamlarımla. |
Alıntı:
ABD'de yaşayan yüzbinlerce Türk var zaten. Bunlarda rahatsız ediyormu sizi peki ? |
Alıntı:
Almanya şu an dünyada kaç tane müslüman ülkeyi işgal etmiş durumda sayabilir misin? Peki abd? Hadi diyelim almanyada öyle olsun... peki belçika, peki isvicre, peki başka avrupa ülkeleri, müslümanlarla hiç bir zaman sıkıntısı olmamış, derdi olmamış, oldukça özgür davranan ülkeler hiç mi yok? Ha bütün bunları hocaefendiye kızarak yazmıyorum, HOCAEFENDİYE ABD'Yİ YAKIŞTIRAMIYORUM diyorum... arada fark var bunu lütfen görünüz. Hele hele abdin ırakı işgal ettiği, afganistanı işgal ettiği ortamlarda hiç mi hiç yakışık almıyor. Alıntı:
:) yüzbinlerce türkün hepsi HOCAEFENDİ Mİ? Fethullah hoca boşuna hocaefendi olmadı değil mi, normal herhangi bir vatandaş gibi herhangi bir türk gibi bakamayız hocaefendiye. Neyse fazla uzatmayalım. onun da bir bildii vardır bizim bilmediğimiz.. tekraren hocaefendiye sağlık, sıhhat, afiyet ve hayırlı hizmetlerinde üstün başarılar dilerim. |
sevgili dostlar sizden bir ricam var:
bir gecesi bir ömrünüze bedel zatı muhteremler hakkında yorumlarınızda daha dikkatli olunuz. |
Hocaefendi'nin Amerika da olmasını eleştirenleri bir türlü anlamıyorum.. ya sağlık sorunları bir yana onun isteği üzerine yüzlerce fedakar öğretmen ailesini,ülkesini arkasına bakmadan bırakıp gidiyor... ve oralarda HİZMET ediyorlar Hocaefendi'nin yaptığı da HİZMET tir. ki Amerika gibi bir yerde hizmet etmek eminim hiç kolay değildir... hizmet her yerde yapılır belli bir yeri yoktur....
|
fethullah gülen hocaefendi denilince aklıma ilk gelen bayrağımızın farklı ülkelerde dalgalanması kültürümüzün dilimizin oralarda tanınmasıdır...gönüller fethediliyor...
bide en çok hoşuma giden sevdirerek öğretiliyor bazı şeyler bazı yerlerde olduğu gibi zorla yaptırılmıyor... |
Şu kemalistlerin Türkiye'ye döndüğünde Humeyni gibi dönecek Şeriatı ilan edecek deyip kendisinden tir,tir titredikleri zatı muhterem değilmi =)
Kemalistlerde böyle bir intiba uyandırdığına göre muhakkak İslama çok büyük katkıları olduğunu düşünüyor vede görüyorum... Diyalog açılımının insanlar arası diyalog yani İslamı tebliğ etmek hususunda hristyanla,yahudiyle,ateistle vel hasıl her türden insanla yapılan diyalogları destekliyor Dinler arası diyalog bölümünü ise eleştiriyorum... Ufkumuzu biraz geniş tutalım her insanın bir takım hataları olabilir insan beşerdir şaşar.. Bir cemaat liderinin,İslama bir çok hizmeti olmuş olan bir kişinin bir çok takdire şayan işleri varken eleştirilecek tek bir yönünü öne sürüp o insanı kara tahtaya oturmanın hiç bir mantıklı açıklaması olamaz... |
Fethullah Gülen ismiyle pek ilgili olmadım hiç. Çok sıklıkla cemaat evlerine iştirak ettiğimi söylemedende geçmeyeyim, ama işte... neyse ben yorumsuz kalıyorum.
|
Hocaefendi'yi pek takip ettiğim söylenemez..
Ülke adına İslâm adına elbette katkıları bulunmakdadır..Bunun yanında yanlışları da yok değildir elbet.. Yanlış anlaşılmamak adına ..susuyorum (: |
Tabii İslâm adına herşey, fakat..
İslâm için modernleşelim derken İslâm'dan taviz veriyor hâle geliyoruz ki bunun da yarardan çok zararı dokunuyor.. Dediğim gibi takip ettiğimizden değil sadece gördüklerimizden yola çıkarak yazıyorum.. Ve bu modernleşme faaliyeti yanlışlarının en önemlisidir.. |
Esağfirullah efendim olur mu öyle şey..Çeki düzen vermek adına değildir kasdımız.. (:
Bu oluşuma mensup yakınlarımızdan yola çıkarakdan; kılık kıyafette modernizmi tasvip ettiklerini görüyoruz.. Bir kaç kişinin söylemesi ile Hocaefendiyi'mi suçluyorum derseniz, etrafımda gördüğümün bu ;1 Daha fazla açılamayacağım burada =) |
Sözlerinize katılmamak elde değil, son olarak da;
Sadece kılık kıyafetle bitmediğinin bilincinde olmak da en önemli unsur tabii.. Araya riya karışdığı takdirde pek bir anlam teşkil etmeyeceğini düşünmekdeyim.. Sevgilerimle.. |
Yıllardır hocaefendinin eğitim kurumlarında okuyorum.Bu cemaati de çok yakından tanıyorum çünkü çoğu zaman bu evlerde kalıyorum..Ve bu zamana kadar hiç bir kötülük şurda kalsın hatalarını görmüş değilim.Bu cemaatin yapmak istediği şey Mehmet Akif in özlediği gençliği yani Asım modelini gerçekleştirmek.Çünkü gençliğin görevini ancak o zaman yapabileceğini bilen insanlar.Bu düşüncede günümüzde gelişmenin ve ilerlemenin tek formülü.Hocaefendi sık sık şunu söylüyor dünyada bizim en temel görevimiz Allah'ı anlatmak.Allah'ı bilmeyenlere Allah'ı anlatıp Hakikati bulmalarını sağlamak.
Bugün dünyada müslümanlara en fazla eziyeti abd çektiriyor ama dünyada müslümanlaşma hızının da en yüksek olduğu ülkelerden birisi yine abd.Yani hocaefendinin abd ye neden gittiğinin cevabı ve sonucu bu.En temel vazifeyi en ihtiyaç duyulan yerde gerçekleştirmek. ALLAH ondan ve cemaatinden razı olsun çünkü bu görevi en iyi şekilde gerçekleştiriyorlar.;1 |
kimse beni yanlış anlamasın amacım muhalefet olmak değil gerçektende merak ettiğim için soruyorum.
ben 3 yıl fem dergisi dersanelerine gittim. hemde sıradan öğrencilerdende değildim her sohbetin her kampın başında gelen rehber hocaların sağ kolu niteliğinde olan hatta ve hatta hocaların artık kesin cemaatten gözüyle baktığı lise 2 deyken tek amacı öğretmen olup hizmete hizmet etmek olan biriydim. milli görüşcü olmama rağmen dinlediğim F.Gülen kasetleri yada okuduğum f.gülen kitapları heralde Erbakan'ın dinlediğim konferanslarından fazladır. şimdi içinde değilim ayrıldım orası ayrı meselede bize hep F.Gülen in siyasetle alakası olmadığı söylendi hatta ve hatta ben dersaneden ayrılırken hocama seçtiğim yolun anadolu gençlik dergisine hizmet olduğunu saadet partisinde aktif görev almak istediğimi söyleyince bana saatlece siyaseti kötüledi ve F.Gülen in siyasetle hiç mi hiç alakası olmadığını anlattı. peki şimdi bu forumda Siyasi Değerlendirme başlığı altında bu konu var üstelik akparti forumda M.Fethullah Gülen bölümü var ya ben anlayamıyorum bu bir çelişki değil mi??? (not: kimse yanlış anlamasın gerçektende merak için soruyorum yoksa beni rahatsız ettiğinden değil) |
Alıntı:
Alıntı:
dolayısıyla bu başlığı da fethullah gülen ve ona direk bağlantılı cemaati açmıyor. Burası bir forum, bir siyaset forumu. Forumda da fethullah gülenin iradesi dışında bir başlık açılmış. O arkadaşın sözüyle burada bu başlğın açılması dolayısıyla bir çelişki mevcut değil yani... çünkü bu başlğı açan o arkadaşınız değil başkaları. (o arkadaşınız size bu sözleri ne zamanr söylemişti bilemiyorum ama hoca efendi grubunun siyasetle uğraşmadığı vs. yolundaki konuşmalar bundan 8-10 sene önce için daha doğru bir tespit olurdu, eskiden gerçekten pek ilgilenmiyorlardı, şimdi ise bence siyasetle daha çok iç içeler. ) |
Alıntı:
hocam daha geçen sene söyledi bunu ama içinde olmadan bilemezsiniz bize hep siyasetten ve şeytandan ALLAH a sığınırım sözleri söylendi ve ayrıca bu bana siyaseti kötülen hocam ileri gidip bu işler siyasettele olsaydı 7 yıldır başımızda olan akparti yapardı bak hiçbirşey yaptığı yok bile dedi :) neyse daha fazla konuyu derinleştirmeyeyim zaten nur cemaati aklımdaki soru işaretlerini cevap olabilseydi şimdi hizmette ablaydım hemde bölge ablası felan olurdum heralde :) neyse nasip değilmiş :) herkesin yolu kendine yolunu seçen seçti :) RAHMAN ALLAH YOLUNA gerçekten hizmet eden herkesden razı olsun diyorum ve kendi açımdan konuyu kapatıyorum... |
Alıntı:
|
Amerikan tezgâhı asıl bu işte!
Türkiye'nin Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik, Barzani yönetimiyle niye görüşüyor? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Gülen Hareketi'nin Erbil'de, Süleymaniye'de, Kerkük'te niye okulları var? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Abant Platformu niye Kürtlerle ilgili konferanslar düzenliyor? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Hükümet niye Afrika açılımı yapıyor, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül niye Tanzanya'ya gidiyor? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Gülen Hareketi'nin Afrika'da okullar açması da mı Amerika öyle istediği için? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Ya hükümetin Suriye ile yakınlaşma siyaseti? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Ya Filistin'e hususi alaka? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Ya Arap Birliği'yle irtibat? Tabii ki Amerika öyle istediği için!!! Peki, netice itibarı ile ne istiyor Amerika? "Yeni Osmanlı" istiyor!!! "Yeni Osmanlı" ne demek? Hinterlandını derleyip-toparlayıp Amerika adına idare eden Türkiye demek!!! Peki hinterlandını derleyip-toparlayıp idaresi altına almış bir Türkiye niye Amerika'ya eyvallah etsin? Bu haliyle bile "1 Mart" ve "Davos resti" gibi 'isyan' emareleri gösterebilen Türkiye "Ortadoğu" ve Afrika çapında bir güç olduğu zaman Amerika'nın çanına ot tıkamaz mı? A evet, Davos resti de aslında bir Amerikan tezgâhı, değil mi? Erdoğan İslam dünyasının kahramanı olacak ve o sayede "Yeni Osmanlı"yı kurup "Büyük Ortadoğu"yu Amerika'ya peşkeş çekecek, değil mi? Tabi tabi!!! Onu anladık diyelim… Türkiye'nin Afrika Birliği ile safları sıklaştırması yahut Gülen Hareketi'nin Uganda'da okul açması nasıl Amerikan tezgâhı oluyor? Sivil ve askeri bürokrasisinde öteden beri fink attığı Uganda'da bir iş çevirmek için Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ihtiyaç duyan bir Amerika'dan söz ediyorsak, o Amerika'nın süper güçlüğü zaten hava civadır, endişeye mahal yok… Bir de şunu anlamadım: "Amerikan-İsrail uşağı Barzani'yle iş tutmak, Büyük Ortadoğu Projesi'ne hizmettir" diyorlar ya… Kürdistan Bölge Yönetimi nezdinde iki konsolosluk açan, Erbil ve Süleymaniye'ye dışişleri bakanını gönderen, şimdi de Düzenin Yararını Tespit Konseyi Başkanı Haşimi Rafsancani'yi göndermeye hazırlanan İran da mı BOP'çu? Dikkat buyurun, İran diyorum! BOP'un hedefindeki 1 numaralı ülke! Yeri gelmişken şunu da sorayım: AK Parti hükümetinin Amerika'dan gelen şiddetli itirazlara rağmen İran'la stratejik öneme sahip enerji anlaşmaları imzalaması ve bunu yaparken "İran'la dostluğumuz ABD tarihinden çok daha eski" demesi de mi Amerikan tezgâhı? E yok artık! *** Edirne ile Kars arasında sıkışıp kalmış Türkiye'nin manevra alanını genişleten, Türkiye'ye nefes aldıran, Türkiye'nin itibarını yükselten, Türkiye'ye özgüven kazandıran bütün siyasi ve kültürel hamlelere "Amerikan tezgâhı" damgası vurmak… İşte bu, asıl bu, tam da bu Amerikan tezgâhı olsa yeridir! *** Size bir şey söyleyeyim mi? Ben Amerikan çağının sonuna geldiğimize inanıyorum. BOP'ların, GOP'ların gerçekleşebileceğine zerre kadar ihtimal veriyorsam namerdim. Zaman zaman Amerika'yla yollar kesişiyormuş gibi görünebilir, ama yukarıda mezkur gelişmeler (eksiklere-gediklere ve yapılan birçok hataya rağmen) son tahlilde Türkiye ve İslam dünyasının selametine hizmet edecektir inşaallah. Bazılarına inanılmaz gelebilir, ama Türkiye'nin Amerika'dan daha güçlü bir ülke olduğuna hiç şüphem yok. Veya şöyle söyleyeyim: İnanırsak güçlü olan biz oluruz! Hakan Albayrak Yeni Şafak |
http://yenisafak.com.tr/resim/site/i..._karagul_b.jpg
Fethullah Gülen ve Humeyni! Birkaç yıldır bu adamı izliyorum. Neler konuştuğunu, neler yazdığını, kimler adına hareket ettiğini, Türkiye'ye geldiğinde kimlerle görüştüğünü ve Türkiye üzerine estirdiği felaket tellallığını yazıyorum. Dün yine Türkiye'deydi. Cumhuriyet gazetesinin manşetinde: “Gülen Humeyni gibi” ifadesi altında, The National Review dergisindeki son yazısının içeriği aktarıldı. “Türkiye'nin dönüm noktası” başlıklı yazıdaki ifadeler, Türkiye'nin içinde bulunduğu krizin en ateşli mevzilerinden biri olan Cumhuriyet gazetesinin söylemek istedikleriyle birebir örtüşüyor. Aynı zamanda bir dayanışmayı da ele veriyor: ABD yönetimine “Ak Parti'yi desteklemeyin” çağrısı yapıyor. Fethullah Gülen'in ABD için Humeyni kadar tehdit içerdiğini iddia ediyor. Geniş bir Fethullah Hoca dosyası aktarıyor. Yargı sürecinden kurtulursa Türkiye'ye döneceğini, bu gerçekleşirse “2008'in İstanbul'u, 1979'un Tahran'ı olur” diyerek, Humeyni'nin Fransa'dan dönüşü gibi bir dönüş senaryosu çiziyor. Yazının özeti, “Ak parti'yi desteklemeyin. Fethullah Gülen tehdidini görün. Türkiye uçururum kenarında” şeklinde üç cümleden oluşuyor. Şimdi geriye gidelim ve bu adam ve mensubu olduğu cemaatin Türkiye için yazdığı darbe, iç çatışma, bölünme tahriklerinden örnekler verelim. Türkiye, AK Parti ve özellikle Başbakan Tayip Erdoğan'a karşı ağır itham ve yalanlarla adını duyuran bir kişi Michael Rubin. Tahriklerle, akla hayale gelmeyen iddialarla gündeme geliyor. Elinden gelse Türkiye'yi bir günde karıştıracak bir Neo-faşist.. Neocon yeni kuşağın mensuplarından. Neoconların mabedi American Enterprise Institute bünyesinde ABD'den çok İsrail istihbaratına bilgi topluyor. ABD'de İsrail adına casusluk yapanlar arasında adı geçiyor. İsrail komandolarının Kuzey Irak'ta yapacağı operasyonlarda ne gibi tehditlerle karşılaşabileceğine ilişkin bilgileri İsrail'e o aktarmış. Türkiye, özellikle İslam söz konusu olunca sınır tanımaz bir üslupla saldırıya geçenlerden biri. 2005'ten beri bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu kriz için mücadele ediyorlardı. Yazdıkları senaryoların nasıl adım adım uygulandığını, Türkiye'de kimlerle işbirliği yapıldığını burada günü gününe aktardım. “Türkiye'ye İslamcı Cumhurbaşkanı!” (2007-02-20), “AK Parti Michael Rubin'e neden haddini bildirmiyor?” (2005-12-16), “Türk şahinler-neocon ittifakı mı?” (2007-05-11), “Yeni 28 Şubat senaryosu mu” (2007-05-10), “Ak Parti'ye neocon tuzağı!” ya da “Mavi ve turuncu bayraklarla yürümek” başlıklı yazılarda anlattıklarım bugün yaşadıklarımızın özetiydi. “Turkey: The Road to Sharia?” başlıklı sempozyumda, Türkiye'yi Ortodoks İslamcıların yönettiğini, Tayip Erdoğan'ın ülkeyi şeriata sürüklediğini, Türkiye'nin bir an önce düşman kategorisine alınması gerektiğini, ABD'nin bu gidişe müdahale etmesinin zorunlu olduğunu ve Türkiye'nin AB üyeliğine destek verilmemesi gerektiğini iddia edenler onlardı. “Bu gidişi durdurmak için askerler harekete geçirilmeli, AK Parti parçalara ayrılmalı” diyenler onlardı. Rubin'in Will Turkey Have an Islamist President (Türkiye'nin bir İslamcı Cumhurbaşkanı mı olacak) başlıklı yazısıyla bugün yaşananlar birebir örtüşüyor. Son derece dikkat çekici değil mi? “Sanki 28 Şubat'ta olduğu gibi yeni bir iç kriz, yeni bir darbe senaryosu, yeni bir ithal projeyle Rubin'in şu cümleleri Türkiye'nin siyasi tarihine geçecek türden: “AK Partili biri cumhurbaşkanı olamaz. Buna izin verilmeyecek. Erdoğan uyarıldı. Uyarıları dikkate almaması durumunda sokaklarda tanklar dolaşmayacak. Ancak siyasal ve yargısal süreç işletilecek. Sanıldığı gibi askerler darbe yapmayacak, sivil kuruluşlar bu “tehdide” karşı duracaklar. Tanklar yerine siyasi ve yargı süreci işletilecek. (Tabi sokak gösterileriyle birlikte) Direnirse AK Parti bölünecek.” Bir yıl önce söylenmiş cümleler bunlar. Ne kadar tanıdık, değil mi? O zamanlar; “Kampanyanın çok daha vahim boyutları var. Darbe, müdahale, iç çatışma, laik-İslamcı kavgası, Kürt meselesi eksenli büyük projenin tek hedefinin Ak Parti olmadığını, zamanla Türkiye olduğunu daha net göreceğiz” demiştim. Ve şu soruları sordum, tekrarlayayım: ABD'deki bazı çevreler AK Parti iktidarının sonu mu hazırlıyor? Neoconlar AK Parti'ye tuzak mı kurdu? Askeri müdahale taraftarları, CHP, laiklik adına yürüyenler bu senaryoyu mu uyguluyor? Bu çevrelerin birkaç yıldır hükümete karşı başlattıkları savaş Türkiye'den mi yönetiliyor? Karşılığında neler veriliyor? “Türkiye'ye İslamcı Cumhurbaşkanı!” ya da “Türkiye şeriata mı gidiyor” şeklindeki yazıları kim yazdırdı? Zeyno Baran'ın Newsweek dergisindeki darbe senaryosu Türkiye'de mi çizildi? Neocon ve İsrail aşırı sağına mensup isimler aslında daha çok Türkiye'de bir yerlere mi çalışıyor? 28 Şubat, neocon/İsrail aşırı sağının yönettiği bir müdahaleydi. İslamcılar üzerinden bir sistem revizyonu yapıldı. Aynı çevreler, bu sefer yeni bir sistem revizyonu mu yapıyor? İsrail aşırı sağı-neocon cemaat ve Türk şahinler arasında nasıl bir ittifak var? Ülke analizinden çok bir senaryo var ortada ve Türkiye'ye çok zarar verecek. Çünkü senaryoyu yazanlar, darbeciler, iç çatışma tezi hazırlayanlar Washington'da…. |
'ABD istiyor, Fethullah destek veriyor'
Ülkemiz solcularının önemli bir kesimi, her türlü sorunu ‘emperyalizmin oyunu’ üzerinden açıklamaya bayılırlar. Sevmedikleri kişileri de ‘ABD işbirlikçisi’ olarak suçlamak kolaylarına gelir. Hükümetin Kürt sorununu çözmek amacıyla harekete geçmesini de bir ABD oyunu olarak gören solcular, sanki işin içinde ABD olunca mutlaka karşı çıkılması gerekirmiş gibi bir pozisyon alıyorlar. Tabii bir de buna Abdullah Öcalan’ın Fethullah Gülen’le ilgili ‘olumlu bakıyorum’ açıklamasını eklediniz mi, tadından yenmez bir karşı çıkma psikolojisi yaratılmış "kurgulanmış" oluyor. Hükümetin harekete geçmesinde, ABD’nin ve de Avrupa Birliği’nin olumlu bir tutum almalarının da etkisi olduğu kesin. ABD önümüzdeki yıl Irak’tan çekilmeyi planlıyor. Irak’tan çekilirken, bu ülkede istikrarın sağlanması da gerekiyor. Böyle bir istikrarın sağlanabilmesi için bölge ülkelerinin de bu hedefe uygun hareket etmeleri önem kazanıyor. Bölgenin en istikrarlı ve güvenli ülkesi olarak Türkiye’nin bu sürece katılması kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor. Obama’nın başkanlığa seçilmesiyle birlikte ABD’nin bölge siyasetlerinde çok köklü bir değişiklik oldu. Obama, bölgede savaşı değil barışı tercih eden bir siyaset izliyor. Bölgedeki barışın gerçekleşebilmesi için Türkiye’nin Kürt meselesinin çözümü temel ihtiyaçlardan birisi olarak öne çıkıyor. Silahlı PKK’nın varlığı bu çözümün önündeki temel engellerden birisi. PKK’nın silahsızlandırılması ise, Kürt sorununun çözümü konusunda atılacak ilk adım sayılıyor. PKK’nın dağdan indirilmesiyle, bölgesel istikrar arasında bire bir bağdan söz edebiliriz. Bu perspektif, ABD’nin bölgeye bakış açısının temelini ifade ediyor ve yeni siyasetlerinin özünü oluşturuyor. Türkiye ise, 25 yıldır büyük acılara yol açan bu sorundan kurtulmak istiyor. Bugüne kadar savaştan beslenenler, bu çözümün önüne engel olarak çıkıyorlardı. ABD’nin o dönemdeki siyasetleri de PKK’nın silahlı varlığını bir seçenek olarak değerlendiriyordu. Bugün ise bölgedeki istikrar açısından Kürt sorununun demokratik bir süreç içinde çözümü gerekli görülüyor. Hükümet de Kürt sorununun çözümünden yana bir siyaset izlediği için bu siyasetler örtüşüyor. Peki bu siyasetlerin örtüşmesi kötü mü? ABD’nin ve Batı’nın Kürt sorununun demokratik çözümüne ilişkin bir yerde durmuş olmaları bugün için olumlu bir rol oynuyor. İyi de oluyor. *** Emperyalizmin çıkarları her zaman çözümün çıkarlarıyla ters düşecek diye bir kural mı var? Unutmayalım, Milli Mücadele sırasında Mustafa Kemal önderliğindeki ekip, İngilizlerin ve Fransızların çıkarlarının bölgeden çıkmak ve Anadolu’yu direnişçilere terk etmek yönünde olduğunu gördü ve savaşın belli bir aşamasında değişik anlaşmalar yaparak yeni Cumhuriyetin topraklarını belirledi ve barışı gerçekleştirdi. Sonuç olarak orada da çözüm için Batılı ülkelerle bir uzlaşma söz konusuydu. Bu uzlaşmadan Türkiye halkı kârlı çıktı, barışa ulaştı, yeni devlet kuruldu. Ülkemiz sol hareketinin gerçekten her kötülüğün altında emperyalizmi görmesi, bazen en temel gerçekleri algılamasına engel oluyor. Türkiye’deki Kürt meselesinin bugünkü hale gelmesinde sadece Batılıların sorumlu olduğunu söyleyerek kendimizi rahatlatabiliriz ama asıl gerçeği anlamadığımız için çözüm de üretemeyiz. On yıllarca ‘Kürt yoktur, onlar Türk’tür’ diyenler bu ülkenin milliyetçileri değil miydi? ‘Kürtler Türk’tür’ diye tez yazan öğretim üyesini profesör yapan bu ülkenin üniversiteleri, akademisyenleri değil miydi? O profesör daha sonra MHP’den milletvekili ve hatta bakan bile oldu. Bunları da mı ABD yaptı, ya da yaptırdı? Fanatik dindarlığın her kötülüğün altında ‘şeytan’ı ya da ‘Yahudi’ parmağını gören anlayışı ile bir kısım solcuların her kötülüğü ‘emperyalizm’e bağlayan kolaycılığı arasında ciddi bir benzerlik olduğunu söyleyebiliriz. Tabii son yıllarda geleneksel milliyetçilerle, ulusalcılar da bu türden bir ‘emperyalizmle mücadele’ anlayışı üzerinde birleştiler. Sosyalistlerin önemli bir kesimi de onların peşine takıldı. Hayat ise kendi gerçekliği içinde akıyor. Kürt sorunun çözüm zamanı geldiğini Yaşar (Kemal) ağabey şöyle bir halk deyimiyle ifade etti: ‘Vakit erişti.’ Oral Çalışlar - Radikal |
http://tr.fgulen.com/images/stories/...cumhuriyet.jpg
Cumhuriyet Gazetesi bugün ilginç bir manşet haberle çıktı. Gazete, ABD'deki Neo-con ve siyonist olmakla suçlanan çevrelerinin önemli merkezlerinden Middle East Forum'un yayın organı Middle East Quarterly dergisinin son sayısında Fethullah Gülen ve AK Parti'yi hedef alan bir makaleye yer verdi. Aynı ekibin İslam karşıtı çalışmalarıyla bilinen Ortadoğu Medya Araştırma Enstitüsü'nün (MEMRI) Türkiye 'uzmanı' Rachel Sharon- Krepsin imzasını taşıyan makalede Gülen ve AK Parti'nin Türk toplumunu İslamlaştırmaya ve kontrolü ele geçirmeye çalıştığı iddiasına yer veriliyor. Cumhuriyet'in, şiddetle eleştire geldiği Büyük Ortadoğu Projesi'ne verdiği açık desteğin yanı sıra Irak ve Afganistan savaşlarının arkasındaki ekip olarak görülen çevrelerin yayınladığı böyle bir çalışmayı manşetine taşıması dikkat çekti. Bugüne kadar Gülen ve AK Parti'yi Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda çalışmakla itham eden yayınlarıyla öne çıkan Cumhuriyetin söz konusu projenin beyin ekibinin Gülen ve AK Parti aleyhinde yayınladığı bir makaleyi manşetinden duyurması da önemli bir çelişki olarak yorumlandı. Middle East Forum'un lideri konumundaki Daniel Pipes, BOP'a desteğinin yanı sıra açık İslam düşmanlığı ve İsrail'e verdiği sınırsız destekle biliniyor. |
All times are GMT +3. The time now is 16:25. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025