Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   Tartışıyorum (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=121)
-   -   PARTİMİZİN OYLARININ DÜŞÜŞ SEBEPLERİ VE SEÇİM GENEL DEĞERLENDİRMESİ... (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=92606)

Terennüm 03-31-2009 15:27

belediye başkanı seçim aşamasında teşkilatlarda söz sahibi insanların veya vekillerin dost ahbap ilişkileri olabilir.ben çok kişin adayı kabullenemediği halde isteksiz bir şekilde çalışmışlar veya küsüp kenarda seyretmişlerdir....

gabriel1453 03-31-2009 15:33

önce kendine sonra başkasına...
 
Biz kendimize baktık sadece kendimize (İzmir) Sayın Taha bey haricinde ciddi mana da aday boşluğu yaşadık maalesef seçimlerden çok öncesi kaybettik umudumuz bir daha ki bahara AKP ile tüm İzmir'i taçlandırmaya...

SES 03-31-2009 16:17

Selam. Öncelikle şu anlaşılmalı bu genel seçim değildi. Oy kullanan kişiler parti seçimine önem verdiği kadar da aday isminede önem gösterdi. Toplamda alınan oya bakarsanız kaybedilen bir kaç puan aday tercihi nedeniyle yine sağ partilere gitmiştir. Seçmen AKP yi terketmemiş ve medyanın ısrarla pompalamaya çalıştığı gibi bir düşüş gerçekleşmemiştir. Bir dahaki genel seçimde bu seçmen yine AKP ye dönecektir. Ancak ders alınması gereken çok önemli bir konu var. Buda İl teşkilatlarının merkezi yanılttığı. İl teşkilatlarında maalesef yeterli yetkinlikte kişilerin bulunmadığını düşünüyorum. Bu seçimde yaşanan hayal kırıklığının birincil sebebi İl teşkilatlarıdır. İkinci sebep ise Maalesef İle ait milletvekilleridir. Teşkilat ve Milletvekilleri kişisel çıkar demek istemiyorum ama yeterli bilgi, yetenek ve tecrübe yoksunluğu sonucu, aday belirleme sürecinde yanlış seçim yapılmasına neden olmuştur. Uşak ta bulunan biri olarak Uşak' değerlendireyim size. Şahsım AKP ye oy verdim. Uşak AKP adayı Mesut APAYDIN' a değil dikkat edin. Mesut APAYDIN yerine AKP başka bir aday gösterse idi inanınki Uşak yine AKP nindi. Adaylar açıklandığı andan itibaren Uşak lılar AKP nin kaybedeceğini biliyordu. Bende dahil olmak üzere AKP ye oy verenler istemeye istemeye ancak Türkiye' nin Ergenekon gibi zor bir dönemeçte AKP ye ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzden verdik. Uşak ın İl yönetiminde bulunan şahıslar herkesin gördüğü bu gerçeğe sırt çevirdiler. Bence yaptıkları bu önemli hatanın ceremesinide çekmeliler. Uşak 'la ilgili Siyaset Bilimçi Doç Dr. Tanju Tosun' un yazdıklarını okuyun birde ;Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tanju Tosun, Ege'de AK Parti'nin elinde bulundurduğu belediyeleri MHP'ye kaptırmasını, MHP'nin başarısından daha çok AK Parti'nin seçmen kitlesine verebileceklerinin sınırına gelmesine bağladı...AK Parti'de en büyük sıkıntının aday belirleme sürece olduğunu belirten Tosun, Şanlıurfa'da olduğu gibi Ege'nin bazı il ve ilçelerinde de partinin seçimi kaybetmesinde aday faktörünün önce çıktığın altını çizdi. Doç. Dr. Tanju Tosun, "Milletvekillerinin taleplerine olumlu yanıt verme adına seçmen es geçildi. Buna karşın MHP'nin adaylarına toplumsal sempati söz konusu." diyerek görüşlerini ifade etti. Birçok ilde AK Parti'ye giden oyları Başbakan Erdoğan'a endeksli olduğunu da kaydeden Tosun, "Bu güven ve sempati, potansiyel olarak AK Parti'nin geleceği açısından açmaz." dedi. ...AK Parti'nin seçimi kaybettiği şehirlerde yaşayan vatandaşlar da, AK Parti'de aday belirleme sürecinde sıkıntı yaşandığı ve yanlış tercihler yapıldığı konusunda birleşti. Uşak'da yaşayan ve isminin yazılmasını istemeyen M.K, AK Parti'nin seçimi kaybetmesinin en önemli sebebini aday tercihine bağladı. AK Partili Başkan Mesut Apaydın'ın, Uşaklılara karşı sevecen bir yapısı olmadığını iddia eden M.K., "Yanından geçen insanları görmüyordu. Kendisi ve ekibi halk arasına giremedi. Buna tepki olarak da MHP'nin adayı eski olan başkanlardan Ali Erdoğan seçimi kazandı." diyerek yaşanan süreci değerlendirdi. AK Parti'nin Uşak'ta aldığı oyun önemli bir bölümünün de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a verildiği belirtildi...
Bu okunanlarda gerekli derslerin çıkarılmasının yanı sıra gerekli hamle ve eylemleride yapmak gerekmektedir. Vatana Millete ve Tüm Ümmet-i Muhammed e hayırlı olması temennisiyle.

SES 03-31-2009 16:55

S.A. Bu konuya bakış açısını değiştirerek bakmak için sizinle paylaşmak istediğim Ahmed ŞAHİN hocanın yazısından bir bölüm aktarmak istiyorum :)

" Nasıl bir yönetime layıksınız? Bunu anlamak hiç zor değildir. Nasıl bir hal ve hayat içindeyseniz ona uygun yöneticiyi seçersiniz başınıza. Ayetlerin işaretiyle, Allah iyi hal ve davranış içinde olanlara kötü yöneticiyi musallat etmez. Kötü hal ve davranış içinde olanlara da iyi yöneticiyi layık görmez.
Şimdi biraz daha beriye, hicretin yetmişinci senelerine doğru geliyor, Emevi-Abbasi çekişmeleri sırasında halkın bölünüp parçalanarak kendi içlerinde birbiriyle uğraşmaya başladığı günlere bakıyoruz. Zulmüyle şöhret yapmış Haccac-ı Zalim olanca acımasızlığıyla halka zulmünü sürdürüyor. İşte bu sıralarda halktan kendisine şöyle teklifler geliyor: 'Sen Hazreti Ömer'in halkına karşı gösterdiği şefkatli tavrını biliyorsun. O, halkının kazara ayağına bir taş dokundurmasından bile teessüre kapılıyor; hemen helallik diliyordu! Sen de bize öyle adaletli davran. Senden bize böyle davranmanı istiyoruz.'

İşte Haccac'ın bu isteğe tarihî cevabı:
— Ömer'in zamanında Ebu Zer gibi de halk vardı. Siz Ebu Zer gibi birbirini düşünen halk olun, ben de Ömer gibi sizi düşünen yönetici olayım. Siz Ebu Zer gibi halk olmuyorsunuz, ama benden Ömer gibi yöneticilik yapmamı istiyorsunuz. Böyle bir örnek yoktur. Allah halini düzeltmeyen halka iyi yönetici göndermez, düzelten halka da kötü yönetici musallat etmez. Size beni musallat ettiğine göre siz bana layık haldesiniz. Bunu böyle bilin. Kendinizi iyi yöneticiye layık hale getirmeye bakın! Ne dersiniz, kendimizi (tam olmasa da) bir ölçüde iyi yöneticiye layık hale getiriyor muyuz acaba? Yoksa kimler kimlere layık olduklarını mı gösterecekler bu seçim sonunda da?"
Demek ki sadece Medya üstünden yapılanlar ve reklam ajansları vs. gibi yöntemlerle olmuyor. Asıl hedeflenmesi ve yapılması gereken Halkımızın, İnsanımızın cahillikten sıyrılarak hem dünyevi hemde uhrevi ilimlerle donatılması lazım. Böylecede yok çarşaf açılımı yok türban açılımı yok kamusal alan yok 367 vs. gibi ıvır zıvıra yüz çeviren Halka ve Millete Yüce Rabbimiz layık olduğu yöneticilerde lütfeder İnşallah.
Selam ve dua ile...

cartman 03-31-2009 16:58

Alıntı:

SES Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 565454)
S.A. Bu konuya bakış açısını değiştirerek bakmak için sizinle paylaşmak istediğim Ahmed ŞAHİN hocanın yazısından bir bölüm aktarmak istiyorum :)

" Nasıl bir yönetime layıksınız? Bunu anlamak hiç zor değildir. Nasıl bir hal ve hayat içindeyseniz ona uygun yöneticiyi seçersiniz başınıza. Ayetlerin işaretiyle, Allah iyi hal ve davranış içinde olanlara kötü yöneticiyi musallat etmez. Kötü hal ve davranış içinde olanlara da iyi yöneticiyi layık görmez.
Şimdi biraz daha beriye, hicretin yetmişinci senelerine doğru geliyor, Emevi-Abbasi çekişmeleri sırasında halkın bölünüp parçalanarak kendi içlerinde birbiriyle uğraşmaya başladığı günlere bakıyoruz. Zulmüyle şöhret yapmış Haccac-ı Zalim olanca acımasızlığıyla halka zulmünü sürdürüyor. İşte bu sıralarda halktan kendisine şöyle teklifler geliyor: 'Sen Hazreti Ömer'in halkına karşı gösterdiği şefkatli tavrını biliyorsun. O, halkının kazara ayağına bir taş dokundurmasından bile teessüre kapılıyor; hemen helallik diliyordu! Sen de bize öyle adaletli davran. Senden bize böyle davranmanı istiyoruz.'

İşte Haccac'ın bu isteğe tarihî cevabı:
— Ömer'in zamanında Ebu Zer gibi de halk vardı. Siz Ebu Zer gibi birbirini düşünen halk olun, ben de Ömer gibi sizi düşünen yönetici olayım. Siz Ebu Zer gibi halk olmuyorsunuz, ama benden Ömer gibi yöneticilik yapmamı istiyorsunuz. Böyle bir örnek yoktur. Allah halini düzeltmeyen halka iyi yönetici göndermez, düzelten halka da kötü yönetici musallat etmez. Size beni musallat ettiğine göre siz bana layık haldesiniz. Bunu böyle bilin. Kendinizi iyi yöneticiye layık hale getirmeye bakın! Ne dersiniz, kendimizi (tam olmasa da) bir ölçüde iyi yöneticiye layık hale getiriyor muyuz acaba? Yoksa kimler kimlere layık olduklarını mı gösterecekler bu seçim sonunda da?"
Demek ki sadece Medya üstünden yapılanlar ve reklam ajansları vs. gibi yöntemlerle olmuyor. Asıl hedeflenmesi ve yapılması gereken Halkımızın, İnsanımızın cahillikten sıyrılarak hem dünyevi hemde uhrevi ilimlerle donatılması lazım. Böylecede yok çarşaf açılımı yok türban açılımı yok kamusal alan yok 367 vs. gibi ıvır zıvıra yüz çeviren Halka ve Millete Yüce Rabbimiz layık olduğu yöneticilerde lütfeder İnşallah.
Selam ve dua ile...

biz tersten yola cıktık desene :) O zaman daha zamana ıhtıyac var bir anda duzelmez bu kitleler ;;)

redyellow 03-31-2009 17:34

akp hükümetinin ekonomik krize rağmen işçiye, memura, kamu çalışanına katkıda bulunmaması, zam yapmaması aksine bir de doğal gaza aralıkta zam yapıp iki ay sonra tekrar indirim vs. yoluna gitmesi akpye oy kaybettirmiştir diye düşünüyorum.

Saltuk Buğra Han 03-31-2009 20:30

Seçimler gerçekten ilginçti .Sandıklarımız yeni evlenecek olan genç kızın çeyiz sandığından daha değerliydi o akşam .Heycanla açıldı ve oylar sayıldı ama oy atılmamışta sanki vatandaşların her biri oy pusulaların arkasına birer de mesaj yazmışlar gibi uzmanlar vatandaşın partilere ne mesajları verdiklerini de ayrıca yorumladılar.

O akşam benimde her vatandaş gibi bazı heycanlandığım bölümler oldu tabi.

İstanbuldaki seçimlerde Kadir Topbaş'ın hiç de rahat bir gece geçirmediğini Kılıçdaroğlunun kılıcının bütün gece boyunca ensesinde hissetmesi,

Ankarada Melih Gökcek için de rahat geçmeyen bir gece olması.Ara sıra imdat adam öldürüyorlar misali bir kaç yaygara kopsada gecenin sonunda sanki pitbull kovalamış gibi yorgun ve bitkin düşen gökcekin bu halde tamam artık zafer benimdir demesi,

Bülent Arınç'ın kalesi olan Manisa'nın ,Bozkurtların eline geçmesi ve artık bundan sonra Bülent arınç'ın Kalesi olan bu yerin artık onun gözünde ancak plajda çocukların yaptığı kumdan kaleden bir farkı olmadığı,

Ve benim de güneydoğuda en az sizler gibi Akpartinin almasını istediğim ama ne yazık ki TRT şeş in bile bir işe yaramayıp doğudaki akılsız vatandaşların hala dtp ye oy vermesi.İşte bu yazdıklarım o akşam benim gözlemlerimden sadece bir kaçıydı.

Ne diyelim Seçimler Yüce Türk Milletine hayırlı olsun demekten başka yapacak bir şey yok.

merwe_37 03-31-2009 20:36

KesinLikLe yanLış adayLardan kaynakLandı bence...HaLk yereL seçimde partiye deiL adaya bakıo...

maikosercan 04-01-2009 01:43

oy düşüşünün bnce tek bir nedeni var '' kriz '' , işsizliğn artmasıyla insanlar yanlış şeyler düşünmeye başladılar tabi provakotörler de cabası aslında sürekli dedğimz gibi eğitim ,eğitim,eğitim '' kriz '' sırf bunu bahane ederek kaç kişi oyunu başka bi partiye verdi ama bilmedikleri bişi vardı krizi TÜRKİYE çıkarmamıştı hatta ve hatta en az zararla atlatan ülkelerdeniz amerikada 250 ye yakın banka batarken bizde hç batan banka yok yhani dmek istedğm provakotörler işlerini çok güsel yapmış çok güsel beyin yıkamışlar ...

osman n 04-01-2009 03:51

muhalefet fakir fukara garip guleba edebiyatı ile varoşlarda reklamını yaptı

ULUSALCI 04-01-2009 09:37

Seçimin sona ermesiyle birlikte, tüm parti liderleri eminim kendilerini galip ilan edecekler. AKP'ye sorsanız birinci AKP, CHP'ye sorsanız CHP, hatta biraz zorlasanız MHP bile birinci sayılabilir aldığı oy oranlarındaki artış bakımından. Bu sonuçlar aslında kazananın kim olduğundan çok, Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini göstermektedir.

Kamyon kamyon kömür dağıtmakla, evlerin kapısına kadar bulaşık, çamaşır makinesi, buzdolabı, koltuk götürmekle seçmenin kandırılamayacağı genel olarak ortaya çıktı. İstisnalar dışında. "Burayı istiyorum. Biz ceketi koysak seçtiririz. Bana oy vermezsen gününü görürsün" türünden şımarık, ukalaca centilmenlik dışı tavırlar, aba altından sopa göstermeler, seçmeni 'hıyar' yerine koymalar demek ki neymiş? Sökmüyormuş...

Başbakanın, sinirden neredeyse ağlamaklı yaptığı konuşmaya "Aslında bugün sevinçliyiz" diye başlaması bile bir dönemin bittiğinin göstergesidir. Başbakan demek istiyor ki, "Bakmayın böyle hüzünlü konuştuğuma, alt dudağımın aşağı doğru büküldüğüne, sesimin titrediğine, aslında bugün sevinçliyiz." Erdoğan ayrıca, "Başarıdan da, başarısızlıktan da ders çıkarmalıyız" dedi. Yüzde 47'lik sonuçtan sonra şımarıklık, yandaşları zengin etme uğraşları, 'benden değilsen hakkın yok' ille de türbanlı olacak tavırları yönünde mesaj çıkaran AKP'liler bakalım bu seçim sonuçlarından sonra nasıl bir sonuç çıkaracaklar. Nasıl olsa önümüzdeki günlerde görürüz.

"Milletin verdiği mesajı ele alacağız."

Milletin verdiği mesajı anlamak için böyle bir sonuç alınması gerekmiyordu, biraz geç kalmış bir kelime olacak ama, "Günaydın sayın başbakan." Biz en başından beri yırtınıyoruz. Yaptığınız hakkaniyete sığmaz, en büyük ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Milleti inanan ve inanmayan diye siz kamplaştırdınız. Milleti dünden daha fakir hale getirdiniz, sadakaya muhtaç ettiniz. Vatandaşa kömür dağıtırken, yandaşlarınızı zengin ettiniz. İki üniversite bitirmiş pırıl pırıl gençler işsiz gezerken, sizin mahdumlar maşallah şimdiden köşeyi döndü. Gemiciklerle, pırlanta dükkanlarıyla işleri iş. Gariban vatandaşın çocukları ne yapsın? Yine sana mı oy versin?

En güzeli de şu cümle: "Milletin emanetini taşırken kimse şımarma hakkına sahip değildir." Belki siz sürekli şakşakçı medyayı okuduğunuz için haberiniz yok ama şımarıklığın daniskasını AKP'liler yapıyor sayın başbakan. "Bize oy verenlerle bize oy vermeyenler arasında ayrım yapmadık yapmayacağız. Hizmet verirken adaleti gözettik, aynı şekilde yola devam edeceğiz." diyorsunuz ama seçimden bir hafta önce Adalet Bakanınız, "Farklı partilerden olanlar projelerini Ankara'dan geçiremiyor" derken, benzer sözleri Devlet Bakanı Murat Başeskioğlu söylerken, hatta siz İstanbul'da, "Belediyelerin merkezi yönetimle dayanışma içinde olması lazım. Farklı yönetmilerle çalışmak kolay değil" türünden sözlerle aba altından sopa gösterirken hangi adalet duyguları içindeydiniz merak ediyorum doğrusu.

Lafı uzatmanın bir anlamı yok Başbakan Erdoğan'ın 22 Temmuz seçimleri gecesinde yaptığı konuşmayı da, sonraki tavırlarını da biliyoruz. O yüzden bu seçim sonuçları üzerine edeceği, hamasi lafların, içi boş kardeşlik, birlik çağrılarının hiç mi hiç faydası yoktur. Bunun sorumlusu da bizzat başbakandır.

Trakya'yı kandıramazsın...

Trakya insanı keyfine düşkündür, aceleye gelmez. Gündöndüyü, çeltiği eker, iki ay çalışır, 10 ay kahveden çıkmaz. Ağzının lezzetini bilir. Etsiz, tavuksuz yemeğe bakmaz bile. Parası varsa mutlaka rakı, olmazsa köpek öldüren şarabı, o da yoksa buz gibi bir Efes, yanında biraz fıstık yeter. Trakyalı moderndir, Türkiye'nin Avrupası'nda yaşadığının bilincindedir. Köylerde bile kızlarla erkekler yanyana gezer. Kimse de dönüp bakmaz. "Siz ne yapıyorsunuz?" diye sorgulamaz. Kızların çoğunun başında tülbent veya yazma türü eşarplar vardır. Kahkülleri yüzüne düşer, arkadan saçlarını serbest bırakırlar. Bir tane sıkmabaş türban göremezsin. Bir gece önce bir büyük rakı devirse bile Cuma namazını asla kaçırmaz. 'Oruç tutmuyor. Yolda sigara içiyor' diye Ramazan ayında dayak yiyen bir kişiyi bulamazsın. Trakya'nın çok inananı da, az inananı da kimseye karışmaz. Kimse kimseyi baskı altına almaya çalışmaz. "Abe bana ne beyav" der geçer. Sen bu insanları, değil 500 kilo, 5 bin ton kömür versen de, kapısının önüne TIR dolusu nohut yığsan da kandıramazsın, oyunu alamazsın. Çünkü hayatlarına müdahale edilmesini sevmezler.

elif zeynep 04-01-2009 09:49

Solun birleşme fikrinin ne kadar yerinde bir tavır olduğunu, Chp'nin yakaladığı başarı yüzdesiyle görülmektedir. Gerçekten çok önemli ve yerinde çalışmalarla, bu düşüş telafi edilmelidir.

Özellikle Doğu vilayetlerinde yerinde çalışmalar yapılmalı, Dtp'nin Doğu'daki bu istikrarlı çöreklenişi engellenmelidir.. .Diyarbakır gençlerini devlete karşı tavır aldırarak, oranın yaşanmaz bir yer haline gelmemesi için, Dtp'nin zihinlere "öteki" kelimesini yerleştirmesini ve oranın gençlerinin kendini "öteki" gibi hissetmemesi için ; AKP Doğu'da elle tutulur çalışmalar yapmalıdır. Çünkü bana göre en tehlikeli olan Dtp'nin oyunu artırmış olmasıdır, elimizde bulunan Doğu vilayetlerini bile Dtp zihniyetine teslim etmek zorunda kalmamız büyük bir yenilgiden başka birşey değildir.


Selam ve Dua ile

ULUSALCI 04-01-2009 10:00

Cahiliye döneminde yani İslam'dan önce insanlar, kendi elleriyle taştan, ağaçtan putlar yapar ve onlara tanrı diye taparlardı. Müslümanların bugün kutsal mekanı olan Kabe'de bile o zamanlarda 300'e yakın farklı şekillerde put bulunduğu rivayet edilir. İslam ordusunun 630'da Mekke'yi fethinden sonra Hz. Muhammed bizzat kendisi Kabe'ye girerek, putları tek tek kırdı. Böylece Müslüman olmayanlara, kendi elleriyle yaptıkları tanrıların parçalandığını gösterip, tek olan Allah'a tapınmaları gerektiğini gösterdi. Bu davranış, İslam'da putlara yer verilmediğine en güzel örnektir.

Peki bunun niçin anlatıyorum? Son 5 yılda AKP iktidarıyla birlikte toplumda türban cahilleri türedi. Bu kesim bizzat başbakandan aldıkları cesaretle ‘türbanı savunacağım' diye neredeyse türbanı putlaştırmaya başladı. Tartışmalar o haddeye geldi ki, bu kesime göre, İslam=türban. Türban takan Müslüman, takmayan değil. Doğal olarak türbanı eleştirmek, bir anda dinsiz damgası yemek demek. (Anlayan anladı ama, bu kesim için konuyu biraz daha açmakta fayda var.)

Türkler, İslam'la tanıştıkları 750'li yıllardan beri tarihin hiç bir döneminde türban takmamıştır. Belki şaşıracaksınız ama 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önce ne türban vardı, ne de türban tartışmaları. Türban, 12 Eylül'ün ürünüdür. Peki 12 Eylül öncesinde Türkiye Müslüman değil miydi? Dini bütün bir tek kadın yok muydu? Kadınlar örtünmüyor muydu? Tabii ki vardı. Başını kapatmak isteyen kadın başörtüsü takar, çenesinin altından da düğümlerdi. O dönem çekilmiş Türk filmlerini izleyin, pek çok örneğini görürsünüz. Kimse de "Sen başörtülüsün" diye eleştirmezdi.

* * *

Türbanın esin kaynağı Katolik rahibeleridir aslında. 12 Eylül sonrasında farklılık arayışına giren İslami kesim geleneksel başörtüsünden sıkılıp, türbanı icat etmiştir. Bunu fırsat bilen din simsarları ve siyasetçiler de türbanı bir çeşit bayrağa dönüştürmüştür. O gün bugündür de İslami kesim üzerinden nemalanmak, onların duygularını sömürmek için türban konusu, AKP'nin yaptığı gibi siyasete alet edilmiştir. Özetle türban, insanların kendi eliyle yaptığı bir şekildir. Yüce İslam dinini sadece türbana indirgemek, İslam'a yapılan en büyük ihanet değil midir? Türban savunucularına bunları sorun bilmezler.

Peki bir başka örnek. İslam'ın şartı nedir? Kaç tanedir? Türban cahilleri bunu da bilmezler o yüzden ben söyleyeyim. İslam'ın şartı 5'tir. Bunlar: 1-Kelime-i Şehadet getirmek. 2-Namaz kılmak. 3-Oruç tutmak. 4-Zekat vermek. 5-Durumu uygun olanların hayatlarında bir kez Hac'ca gitmesidir. Hani türban? Demek ki bir kadın, Kelime-i Şehadet getirecek, namaz kılacak, oruç tutacak, zekat verecek, Hac'ca gidecek ama sırf türban takmadığı için Müslüman sayılmayacak öyle mi? Ama her haltı yiyip, İslam'ın gereklerine yerine getirmeyen, sadece türban taktığı için dindar kabul edilecek bu mudur yani? Türban takmak o insanın dindar olduğunun göstergesi midir? Yoksa siyasi iktidarın pompaladığı modaya ayak uydurması mıdır? Unutmayın ki, para ile imanın kimde olduğu belli olmaz. Her türbanlı dindar olmadığı gibi, her türbansız da dinsiz değildir.

* * *

Uyanın ey millet! Türkiye AKP ile hızla bir kamplaşmaya doğru gidiyor. Bunu görmemek için kör olmak lazım. Saf, temiz insanların duyguları türbanla sömürülüyor. Kendi çocukları trilyonlarla oynarken, sömürdükleri insanların çocukları hala işsiz geziyor. Bugüne kadar Türkiye'de camiye gidene, "Sen neden camiye gidiyorsun?" Oruç tutana, "Sen neden oruç tutuyorsun" diye sorulmamış. Aynı şekilde gitmeyene, tutmayana da ‘neden' sorusu yöneltilmemiş. Baskı yapılmamış. Türkiye AKP'den önce de Müslümandı. AKP Türkiye'yi bölmek isteyenlerin ekmeğine açıkça yağ sürüyor. Laik-anti laik, türbanlı-türbansız, dindar-dinsiz tartışmaları çığrından çıkmak üzere. Kardeşin kardeşi vurduğu dönemleri yaşadık. Müslümanın, müslümanı vuracağı günler çok uzak değil. İslam dini hoşgörü dinidir. Ama korkarım ki bu hoşgörü, yerini çatışmaya bırakacak.

redyellow 04-01-2009 10:17

ULUSALCI:

Alıntı:

Peki bir başka örnek. İslam'ın şartı nedir? Kaç tanedir? Türban cahilleri bunu da bilmezler o yüzden ben söyleyeyim. İslam'ın şartı 5'tir. Bunlar: 1-Kelime-i Şehadet getirmek. 2-Namaz kılmak. 3-Oruç tutmak. 4-Zekat vermek. 5-Durumu uygun olanların hayatlarında bir kez Hac'ca gitmesidir. Hani türban? Demek ki bir kadın, Kelime-i Şehadet getirecek, namaz kılacak, oruç tutacak, zekat verecek, Hac'ca gidecek ama sırf türban takmadığı için Müslüman sayılmayacak öyle mi
Ya arkadaş ne saçmalıyorsun sen sabah sabah?

kendi kendine oturmuş fetvalar veriyorsun, kendi kendine olmayan şeyleri varmış gibi gösteriyorsun.

Bu ülkede kim BAŞINI ÖRTMEDİ DİYE BİR KADIN MÜSLÜMANLIKTAN ÇIKMIŞTIR demiş?

Var mı böyle bir şey?

nerenizden uyduruyorsunuz bunları anlamıyorum.

Sırf demogoji sırf ajitasyon sırf yalan, sırf dolan.

İslamın şartı 5 miş de başörtüsü yokmuş da vs. vs.

eee o islamın 5 şartı arasında rakı içme diye bi şey de yok.

O zaman müslümanlar rakı içsinler, şarap içsinler!

O 5 şartın arasında zina etme diye de bi şey yok.

Buyur etrafındakilere nasıl başörtüsü takmayın islamın 5 şartı arasında yok diyorsan 5 şartın arasında zina etmeyin diye bi şey yok buyrun zina edin diye tavsiyede bulun.

Saçmalıyorsun...

redyellow 04-01-2009 10:18

+ İslami tesettürü savunan bütün insanların savundukları şey BAŞÖRTÜSÜDÜR, TESETTÜRDÜR.

Türban türban diye ağzınıza sakız ettiniz.

Açık ve dürüst olun.

Biz islama karşıyız, biz müslümana karşıyız, biz dine karşıyız, biz tesettüre karşıyız deyin.

takiye yapmayın bırakın.

redyellow 04-01-2009 11:08

Alıntı:

ULUSALCI Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 566362)
O takkıyeyi takkeliler, bizden çok daha iyi bilirler. Bu tecrübe ile sabittir arkadaşım. Ayrıca sen işine gelen yeri alıntı yapmışsın, metnin tamamını okumaya luzum dahi görmemissin. Çünkü işine oyle geliyor arkadaşım. Yazımda da belirttiğim gibi, 12 Eylül öncesinde böyle bir sorun varmıydı? hayır yoktu. Ama bu türban hadisesi islamcı partilerin hortlaması ile ayyuka çıktı.

Türban kelimesini bu ülkeye ilk sokan 12 eylül faşist cuntasının lideri kenan evren ve onun yamağı yök başkanı ihsan doğramacıdır.

Yavaş yavaş fakültelere girmeye başlayan islami kesinlerin kızlarının başörtüleriyle girmesini engellemek için o zaman BAŞÖRTÜSÜYLE OLMAZ, AMA TÜRBAN İLE OLABİLİR dediler.

sırf bu insanların inanç direnişini kırmak için bunu söylediler.

İyi oku, iyi araştır.

12 eylülden önce yoktu demişsin.

demek ki yaşın küçük.

Mesela 1968 desem, hatice babacan desem, mesela ankara ilahiyat fakültesinde başörtülü okumak istediği için atılan desem.

Yine 12 eylülden önce yoktu dermisin?

Takiyyeyi bırakın ve dürüst olun.

Gerçek düşüncelerinizi yazın.

redyellow 04-01-2009 11:10

Ha pardon sayın takiyyeci ulusalcı arkadaşın yazılarını nereden arakladğını da ben hatırlatayım.

http://www.medyafaresi.com/?hid=9310&cid=12

:)

redyellow 04-01-2009 11:11

Alıntı:

redyellow Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 566346)

ULUSALCI:



Ya arkadaş ne saçmalıyorsun sen sabah sabah?

kendi kendine oturmuş fetvalar veriyorsun, kendi kendine olmayan şeyleri varmış gibi gösteriyorsun.

Bu ülkede kim BAŞINI ÖRTMEDİ DİYE BİR KADIN MÜSLÜMANLIKTAN ÇIKMIŞTIR demiş?

Var mı böyle bir şey?

nerenizden uyduruyorsunuz bunları anlamıyorum.

Sırf demogoji sırf ajitasyon sırf yalan, sırf dolan.

İslamın şartı 5 miş de başörtüsü yokmuş da vs. vs.

eee o islamın 5 şartı arasında rakı içme diye bi şey de yok.

O zaman müslümanlar rakı içsinler, şarap içsinler!

O 5 şartın arasında zina etme diye de bi şey yok.

Buyur etrafındakilere nasıl başörtüsü takmayın islamın 5 şartı arasında yok diyorsan 5 şartın arasında zina etmeyin diye bi şey yok buyrun zina edin diye tavsiyede bulun.


Saçmalıyorsun...

Burda bi şeyler yazdım.

Bu konuda da olmayan görüşlerini yazabilir misin?

Kırmızı ile tekrar alıntıladığım bölümlere cevabını bekliyorum.

İstersen medyafaresinden de faydalanabilirsin:)

yuzi 04-01-2009 11:11

medyafaresinin yazılarına takmayın arkadaşlar site tamamenn akp düşmanı doğan yandaşları ve ergenekon severlerin sitesi..sıkıyorsa kendinden bişeler yazz öle kopyala yapıştırı bir yaşındaki kardeşimde yapar :D

ULUSALCI 04-01-2009 11:13

Şunuda söliyim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi dini YOKTUR. Türkiye cumhuriyeti LAİK'liktir. Ama islamcılar, hala daha nufus cüzdanının arkasındaki din hanesine bakarak, adeta Türkiye'nin resmi dini islammış yanılgısındalar. Lakin islamcıların, kamusal alana türbanı sokma çabaları her defasında hüsranla sonuçlanması da ülkenin karakterine ters olduğunun göstergesidir. Son yerel seçimlerde de görüyoruz ki, Antalya da haşema kaybetmiş, bikini kazanmıştır. Yani RTE'nin Antalya kaybından sonra, Antalya hocalarına sahip çıkmış (Eskişehirde olduğu gibi), ABDULLAH GÜL'ün birinci sırada olmasına rağmen, rektör atamaması, Antalyalı seçmenin ''siz rektör olarak atamazsanız, biz de belediye başkanı yaparız'' cevabını almasına AKP'nin neden olmuştur. Kaldı ki, çoğu insanın malumali, GÜL'ün türbanı destekleyen rektörlere vize vermesi, karşı görüşte olanları ise görmemezlikten gelmesi, olayı buralara getirmiştir. Hatırlarsınız. Son YÖK Başkanı için Unakıtan'ın mikrofonlar açık iken söylediği söz ise, aslolan gerçeği bir kez daha göstermiştir. Ne demişti Unakıtan: ''sıkıysa söylemesin'' demişti. Bu ve buna benzer söylemler ile AKP'nin iktidar için yapmayacağı şeyin olmadığını gösteriyor hepimize.

ULUSALCI 04-01-2009 11:19

Bakınız işte yazılarımı nasıl okuduğunuz ve çarpıttığınız ortada. Bende 12 Eylülden önce bu denli türban krizi olmadığını söyledim. En basitinden de o dönemin filmlerine bire bakın isterseniz.Hiç mi dini bütün yoktu evet vardı. Ayrıca,islamda alkol sonradan yasaklandı. İslam'ın ilk zamanlarında serbestti. Bunu da unutmayın. Yani 12 Eylülden önce namazını kılan kılıyordu, meyhanesine giden gidiyordu ve hiç bir şekilde bu denli kamplaşma kutuplaşma olmamıştı. İslamcı partilerin türban üzerinden rant savaşları nedeni ile sizler ve bizler ayrımı oluştu. Sizin mantığınızla gidersek, BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK türkçe ezan okunmasını ibadetlerin türkçe yapılması için yasa çıkartmış ve bu bir süre uygulandıktan sonra, maalesef ki ATATÜRKten sonra bu yasa değiştirilmiştir.

ULUSALCI 04-01-2009 11:33

Ayrıca evet, o 5 şartın içinde zina yok lakin çok eşlilik var. Bu da yadsınamaz bir gerçek. Tek farkı, birinde islami prosedür var diğerinde yok. Hatırlar mısınız? Bir süre önce bir haber yayınlanmıştı. ''Arap ülkelerinde erkekler, cinsel ilişkiye girecekleri zaamn bir hayat kadını ile imam nikahı yapıyor ve işleri bittiğinde ise, telakki selasiye ile boşanıyorlar'' diye. Peki buna ne diyeceksiniz. Acaba şimdi bu zina mı oluyor yoksa, evlilik mi acaba hangisi siz karar verin. Bir başka haberde de Arabistanın en büyük dinden sorumlu adamı ''on yaşındaki kızla evlenilebilir'' diye bir fetva çıkartmıştı. Daha bu ve bunun gibi örnekleri vermek mumkün. Ama hala daha kamusal alanda türban tartışılıyor. Şu bir gerçek ki, bu ülkede Büyük Önder'in çıkartmış olduğu kılık kıyafet kanunu mevcuttur. Bu kanuna göre, Türk halkının, giyimi içerisinde türban, çarşaf v.s. yoktur.

redyellow 04-01-2009 11:43

Alıntı:

ULUSALCI Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 566376)
Bakınız işte yazılarımı nasıl okuduğunuz ve çarpıttığınız ortada. Bende 12 Eylülden önce bu denli türban krizi olmadığını söyledim.

Böyle demiş sayın arkadaşımız.

peki bakalım daha önceki yazılarında gerçekten de 12 EYLÜLDEN ÖNCE BU DENLİ TÜRBAN KRİZİ OLMADIĞINI mı söylemiş, yoksa başka bir şey mi?

Buyrun:



Alıntı:


Belki şaşıracaksınız ama 12 Eylül 1980 askeri darbesinden önce ne türban vardı, ne de türban tartışmaları. Türban, 12 Eylül'ün ürünüdür. Peki 12 Eylül öncesinde Türkiye Müslüman değil miydi?


Alıntı:


Yazımda da belirttiğim gibi, 12 Eylül öncesinde böyle bir sorun varmıydı? hayır yoktu. Ama bu türban hadisesi islamcı partilerin hortlaması ile ayyuka çıktı.

Hem ulusalcı, hem yalancı!

tartışmaya bile değmez.

Ya yazdığını bilmiyor (çünkü başka yerlerden araklıyor) ya da yazdıklarına sahip çıkamayacak kadar fikir yoksunu.

redyellow 04-01-2009 11:45

Alıntı:

ULUSALCI Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 566387)
Ayrıca evet, o 5 şartın içinde zina yok lakin çok eşlilik var.

Duydunuz mu ey millet?

İSlamın 5 şartı arasında başörtüsü yok diyen adam şimdi O 5 ŞARTIN İÇİNDE ÇOK EŞLİLİK VAR diyor...

:)

Sen HANGİ iSLAMDAN BAHSEDİYORSUN?

Ulusalcıların yeni bir dini mi var? yeni bir din mi geliştirdiniz?

Komikler:)

Arkadaşlar gülmek isteyenler buraya gelsin:)

Trabz10 04-01-2009 11:54

bana göre partimizin oylarının düşüş sebepleri bazı il ilçe ve beldelerde yanlış adaylarla çıkılması ve rakip partilerin halkça sevilen adaylarla çıkmalarıdır bu yerel seçimdi şimdi Ak Parti oyları düştü diye havalara giriyolar genel seçimlerde derslerini bir kez daha alıcaklar...

sevdesu 04-01-2009 12:01

dün arkadaşımla aramda geçen muhabbeti anlatırsam sanyorum herkez anlar bu düşüş(!) nedenini:
seçimlerden konuşurken Bartın'da oturan bir arkadaşım vardı ona sordum ne oldu kime oy verdin diye. o da MHPye oy verdiğini söyledi. Peki neden ak partiye vermedin dedim. o da dedi ki Bartın dedi adaya oy verir aday çok kaliteliydi o aday ak partide olsa ona verilirdi dedi. haklısın dedim bu seçim parti seçimi değil aday seçimi
bu demek oluyorki kaliteli adaylar gösterememişiz yada adaylarımızı yeteri kadar tanıtamamışız...... bence sebep budur

ultrAstribun 04-01-2009 12:55

Alınan bu sonuçtan mutluyuz.
Önümüzde ki seçimlerin iktidarı yine bellidir.
Doğan medya Grubu ve Cumhuriyet Halk Partisi mensupları oluşan bu ortamı değerlendirme telaşındalar.
Ama bir gerçek var ki;
%34,
%43
%47
%38'le dört dönemde lider olan bir parti var.

En son alınan oran bile bizi tek başına iktidar yapmaya yeterli.

Genel seçim-yerel seçim arasındaki havanın farklılığını göz önüne getirdiğimiz zaman aldığımız oy oranının hiçte düşük olmadığını görebilmekteyiz.

Müntesip 04-01-2009 13:40

ALINTI(ALİ ÜNAL):
"1) Ekonomik kriz. Bunun iki boyut var: biri harici küresel boyutu, bunda AK Parti'nin dahli azdır; diğeri iktidara geldiğinden beri gelir bölüşümünü düzeltememesi, işsizliğe çare bulamaması ve reel ekonomiden çok mali piyasalardaki makro dengeleri koruyarak başarılı olduğunu iddia etmesi. Türkiye'nin hesapsız ve dizginsiz olarak küresel ekonomiye entegre olması, hem iç piyasaları hem toplumun direnç noktalarını kırdı, bu da mesela komşularımıza göre krizi daha ağır hissetmemize sebebiyet verdi.

2) Kürt politikasının tamamen çökmüş olması. Bunun üzerinde ayrıca duracağım.

3) R. Tayyip Erdoğan'ın halka yakın duruşuna rağmen, parti etrafında toplanmış bulunan ilk halkanın seçmene yabancılaşması, varoşlardan kopması. "Mağdur" olmaktan çıkıp "mağrur" imajına bürünmesi.

4) İdari/bürokratik merkezle entegre olduğuna ilişkin gelişen kuşkular.

5) Başarısız belediyeler.

6) Aday tespitinde hatalar.

7) Seçim kampanyasında takip edilen kavgacı üslup.

8) CHP'nin açılımları.

9) SP'nin yeni aktörler ve yeni bir dille sahneye geri dönmesi.

10) Lider ile seçmen arasında ara siyasi kademeler, etkili aktörler yoktur.

11) Küresel ekonomik krizle birlikte liberal felsefenin çökmesi ve bunun partinin vurgu yaparak öne çıkardığı siyasi ve ideolojik kimliğini havada bırakmış olması. "

Müntesip 04-01-2009 13:45

Bunların dışında resmi olmayan güneydoguda seçime gelmeyen sahısların yerine sahte imza ile oy kullanılması ve sandık basında insanların yönlendirmelerine karsı sandık memurlarının ve polislerin sessiz kalması !
Nerden mi biliyorum ? Ben diyarbakır'da askerim !

Ertuğrul ÖZGÜL 04-01-2009 13:52

bence en büyük etken adayların gerçekten halk tarafından sevilen ve istenen kişilerin olup olmadığı bilinerek yapılmıyor olmasıdır
ikinci sebepte aday adayıyken aday olamayan akpartili olduklarını söyleyen menfaat budalası vatan hainleridir bir gün önce ölümüne ak partili olan kişi menfaatleri karşısında bir gün sonra ak parti düşmanı olursa olacak budur

SES 04-01-2009 14:22

S.A. İl teşkilatlarının ve milletvekillerinin seçimi ne kadar dar kalıplara sığdırdıkları ve kişisel çıkarlarını göz önüne aldıklarını göstermek için lütfen Islahiyede yaşananları anlatan aşağıdaki yazıyı bir okuyun. Bir kan değişimi varsa bu Bakanlar Kurulundan değil İl Teşkilatlarından başlamalıdır.
STAR YAZARI ŞAMİL TAYYAR OLAYA İSYAN ETTİ
Kendisi de Islahiyeli olan Star Gazetesi Yazarı Şamil Tayyar bugünkü yazısında seçim yarışını anlattı. Yazısını 'Canım memleketim hepinizi kutluyorum' diye bitiren Tayyar'ın yazısında şu ifadelere yer verdi:
"2004 yılında AK Parti listesinden belediye başkanı seçilen Mehmet Uludağ da ilkokul ve mahalleden arkadaşımdır. Emniyet müdürlüğünden istifa ederek aday olmuştu.

Bu son seçimde AK Parti’den yeniden aday oldu. Karşısındaki tek rakibi partinin ilçe başkanı Osman Öztürk’tü. Haliyle teşkilat Öztürk’ün yanında yer aldı, halk ise anketlerde ‘Uludağ’ dedi.

Genel merkez de tavrını anketlere göre belirleyip İslahiye’de Mehmet Uludağ’ı yeniden aday gösterdi. Gaziantep il teşkilatına gönderilen aday listesinde bu isme de yer verildi.

Ne olduysa o an oldu, genel merkez listeyi değiştirdi, Mehmet Uludağ yerine Osman Öztürk’ü aday ilan etti. Sonra anlaşıldı ki, AK Parti’nin İslahiye kökenli Gaziantep Milletvekili Mahmut Durdu başbakanla görüşerek belirleyici olmuş.... "
."... DP ilçe yönetimi, kendilerine destek veren diğer partiler ve kanaat önderleriyle acilen toplanıp karar verdiler. Dediler ki; ‘Biz bu haksızlığı Uludağ soyadını yaşatarak telafi ederiz. Eşini aday gösterelim.’

Malika Uludağ’a koştular. Ev kadınıydı. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Emrivaki yaptılar, ‘adayımızsın’ dediler.
Tek pürüz, Melika hanımın AK Parti üyesi olmasıydı. Hemen istifası sağlandı, ardından adaylık başvurusu yapıldı.
Aracına atlayıp İslahiye’ye döndüğünde bu kez karşılayanların sayısı ikiye katlanmıştı. Belediye seçimiyle hiç ilgisi olmayan köylerden de akın akın gelenler vardı..."
"... Başörtü itirazı

Bununla da bitmedi. AK Partililer, bu sefer Malike hanımın adaylığını düşürmek için ilçe seçim kuruluna koştular: ‘Bu kadın başörtülü, nasıl aday olur?’

Yetkilinin cevabı: ‘Önümdeki belgelerde başörtülü fotoğraf yok. Ben ona bakarım. Dışarıda nasıl giyindiğine karışamam.’

Bu girişim kabaran öfke katsayısı daha da arttırdı.

Bir vatandaş koşarak Mehmet Uludağ’a ulaştı, AK Parti’nin başörtülü adayla ilgili sözlü itirazını medyaya sızdırma önerisinde bulundu, o, buna karşı çıktı: ‘Biliyorum medyaya sızarsa bu girişimleri sadece İslahiye’de değil tüm Türkiye’de AK Parti oylarını etkiler, ama ben bunu yapamam. Siyaseti çirkinleştirmek istemem.’

Sindiremese de sineye çekmeyi yeğledi.

Bitmedi...

AK Parti bu kez Malika hanımın kendi üyeleri olduğu gerekçesiyle adaylığının düşürülmesini istedi.

Bu kez duvara çarptılar. Sinir harbi bu noktada sonuçlandı, Malika hanımın adaylığı kesinleşti.

Sonuç;
DP yüzde 40,
CHP yüzde 35,
AK Parti yüzde 20...
İŞTE SİZE SEÇİM SONUCUNUN NEDENLERİ.
VİZYONSUZ VE ÇAPSIZ KİŞİ VE EKİPLERLE HEDEFLERE ULAŞILAMAZ...

zafersaf 04-01-2009 14:40

Ben Etimesgut'ta oturmaktayım. Seçim çalışmaları sırasında diğer partiler çalışırken AK Partiden bi çalışma duyamadım. Bizim kapıya CHP bile geldi ki CHP nin Etimesgut'ta kazanması imkansızdı. En sonunda AK Partili iki kişi geldi. Dedik bu zamana kadar niye beklediniz diye. Bizim icraatlarımız yeter konuşmamıza gerek yok dediler. Ama dğer siyasi partiler AK Parti'ye iftira atma politikası uyguladıkları için çamurun izi hakikaten kaldı. Burayı son anda MHP kazandı. Güvenilen icraatlar boşa gitti gibi görünüyor. Ayrıca ben burada hizmetin çok yapıldığına kanaat getiremedim bir türlü. Hizmet yapılmadı mı anlatılamadı mı bilemiyorum. Fakat hakikaten bazı sorduğum şahıslar aynen denildiği gibi gönül yapma olayına dikkat çekiyor. Başkanın insanların düğün ve cenazelerine gitmesi gerektiğini söylüyorlar ki bence de doğru.
*
*
*
*
*

zafersaf 04-01-2009 14:48

Yukarıdaki düşüncelerime ek olarak bir de adayların dürüstlüklerine halkın inanmadığını söyleyebilirim. Ben bile tereddütteyim. Yakın ve AK Partili arkadaşlarımdan bile başkan hakkında bazı şeyler duydum. Gerçek mi yoksa buda diğer partilerin dedikodu söylentilerle zihnimizde bıraktığı çamur izleri mi karar veremedim. Yani ben AK Partiyi diğer partilere tercih ettim. Diğerleri AK Partiden daha kötü diye AK Partiyi tercih ettim. Yani o kadar kötü olmasa da bi manada kötülerin içinden diğerlerine nazaran çok daha iyi olduğuna inandığım AK Partiyi seçtim. Bence öyle adaylar konmalı ki üzerine çamur atılsa da bu çamur üzerinde kalmamalı.
*
*
*
*
*

zafersaf 04-01-2009 14:57

Sonra ben eski RP lilerdenim. Ben oy verirken verdiğim insanların hakiki manada dürüst ve samimi olduğuna inanırdım. Zaten onlar karakteriyle bu intibayı üzerimde uyandırıdı. Ben kendisine kefil olabileceğim gerçekten samimi bir müslüman olan dinine bağlı ve çalışkan adaylar görmek istiyorum. Zaten partimizin yerel yönetim bizim işimiz söylemini taşıyabilmesinin de eski RP kökenli bu tür adaylardan kaynaklandığını düşünüyorum.!!! Dininde sağlam olması zaten bir adayın çalışkanlığına dürüstlüğüne ve herkese karşı hoşgörülülüğüne tam kanıttır!!!. Bence bu bakış açısıyla hareket edilmeli.
*
*
*
*
*

Beritan 04-01-2009 15:47

seçimlerde alınan sonuç aslında çok iyi fakak başbakanın ulaşmak istediği rakam bu değil..
izmir dendi kaybedildi..
diyarbakır keza antalyada yanında...ve bir çok sahil kesmi..

güneydoğuda kaybetme sebebi bence seçim öncesi yapılan dağıtma işlemleriyydi...
çünkü güney doğu halkı bunu bir düzmece olduğunu düşündüki belki bende olsam öyle anlardım..
bir yardım yok seçim geldi hoppaaa gelsin elektironik eşyalar..
sonra dtp yi açık hedef aldı...
bunu güneydoğu halkına yapmayacaktı ..
hedef aldığı yerde boş durmadı.....oda kendi çapında çalıştı ve aldıda....şimdi bunu zafer sayıyorlar...tabiki haklılar..
iktidar olan partinin istediği yeri aldılar..

izmiri chp aldı buda bunu zafer sayıyor...haklımı derseniz haklı...
izmir halkına gavur izmir diyerek o laik kesimi karşısına aldı buda bir hata değil gaftır...

yine ve yeniden söylüyorum seçimdeki sonuç iyi ama başbakanı tatmin eden rakam değil...
bence üzerinde düşünülmesi gereken bir rakam...
genel seçimlerdede bi %8 düşerse işte o zaman ak parti hükümeti yandı..
ne diyelim...Durmak Yok Yola Devam:güzel:

AKDemir 04-02-2009 17:37

Diğerlerinin başarı olarak gördükleri sonuçların da ötesini AKP başarısızlık olarak değerlendiriyorsa,güven tam ve işler yolunda demektir. Kendisine güvenen birileri hizmet yarışında "Ben de varım." dediği an ancak bu seçimler bir yarış atmosferine bürünür.

yorukefe09 04-03-2009 01:38

Saygı değer AKP forum üye ve yöneticileri, öncelikle vatanın BAŞBUĞ'u şehit sayın MUHSİN YAZICIOĞLU'na Allah'tan gani gani rahmet diler, mekanı cennet olmasını dua ederim.
Hatalar dedik, evet bir çok hata var ki, neresinden başlanır? Aday belirlememi, gaflarmı, çalışmalarmı, medyamı vesaire bir çok sebepler. Ben Aydın'lıyım, merkezdenim, belediye çalışanıyım. Burada kazanan CHP adayı sy. ÖZLEM ÇERÇİOĞLU'na tebrik etmek istiyorum. Niye diyeceksiniz... Şu yüzden: başarılı, seviyeli, öz verili ve güven içerisinde, en alttan en üste kadar herkes parti içerisinde çok çalıştılar. Başarı kendileyinden gelmez. Çaba sarf etmeden oturduk yerde başarı ayağa gelmez. Gençlik kolları olsun, aday olsun, il ve ilçe yönetimi olsun tek tek evlere, iş yerlerine, sanayi ve esnafa tek tek kendilerini anlattılar. Ama AKP adayı MUSTAFA ANCIN hariç il, ilçe, vekiller hata üstüne hata yaptılar ve sonuç, CHP adayı başkan oldu. Burada konuşulacak çok şey var. Satırlarım yettikçe anlatmak istiyorum. Aydın'da aday belirlemede öne 4 adet aday adayı öne çıktı. Bunlardan biri vardı ki, bu kişi seçimden 1 yıl önce kendini hazırlamaya başlamış, AYDIN için çok süper mega projeler hazırlamış, tek tek kahve programları yapmış, tv, radyo ve basında kendini göstermiş olan, TÜRKİYE ECZANELERİ BİRLİĞİ 2. BAŞKANI (YENİ ASİAD, YANİ AYDIN SANAYİCİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI) OLMUŞ, ŞEVKET KAYA'yı es geçerek, kendinden emin, ve kibar, dürüst ve aktif bir kişi olan MUSTAFA ANCIN'a başkan adayı olarak gösterilmiştir. Fakat MUSTAFA ANCIN aday olarak gösterilene kadar hiç bir proje ile meydana çıkmamış, nasıl olsa beni gösterecekler demiştir. Çünkü kendisi bildiğim kadarıyla FETULLAH GÜLEN HOCA'nın cemaatiyle yakın bir kişiliği olması ve Aydın halkının bunu bilmesi onun önünde en büyük engeldi ki bu engel olmasaydı şu an sadece 460 oyla chp'yi koltuğu kaptırmazdı. Çünkü şu zamanda her insan cemaatleri bilmez, bilenlerde ve ters olanlarda desteklemez. Birde sy. M. ANCIN'ın başbakanla geçmişinde samimiyetlik olunca, AYDIN'da ne yaparsan yap, ne proje üretirsen üret, ne kadar sevilirsen sevil aday % 99 belliydi, oda M. ANCIN. Ve diğer adaylar öne çıkmasaydı, şimdiki adayın arkasında ve yanında görünseydi, birlikte haraket etseydi tulum çıkartırdı AYDIN'da. Yanlışlıklar buradan başlamış ve ilçelere yansımıştı. Mesela NAZİLLİ. Nazilli'yi MHP almıştır. niye? çünkü yanlış aday gösterilmiştir. Esat ERGÜLER bey efendi Nazilli'de halk, sağcısı solcusu onu bağrına basarken parti (vekiller ve sorumlular) onu Kuşadası'ndan aday göstermiştir. Ve ilçelerin 2.si hariç tamamı ve çoğunluğu chp almıştır.Öellikle KARACASU buraya ne demeli. Burası aslında mhp'nin kalesiydi bir zamanlar. Ama geçen dönem AKP iken şimdi CHP aldı. Sebebi şu bir çok ilde başbakanın gafı ve hatalı olarak söylediği su meşhur sözü: '' BİZ CEKETİ ASARIZ KAZANIR'' sözü kaybetmenin sebeplerinden sadece bir kaçı.
Bu ağır yara alma bence Başbakan'ında dikkatine çekmiştir ki acilen tüm vekilleri toplayıp hata analizi yapmalıdır. Bakanlara değiştirmemesi gerekir, değiştirdiği anda 2. bir hata olacaktır. Çünkü rakipler ve yandaş medya bunu istemekte, baskı yapmaktadır. Bundan sonraki süreçte sayın Başbakan gaza gelmek yerine daha sakin ve dengeli konuşarak ve meydana boş bulup ağzına geldiği gibi konuşmadan ve rakiplerini koz vermeden kelimelerini seçerek konuşması gerekir. Bundan sonraki yerel ve genel seçimlerde vekillerin getirdiği isimden çok halkın seçtiği isimlere önem vererek halkın seçtiği kişiyi aday göstermesi gerekir. Çünkü O adayı vekil deyil halkın vereceği oylarla seçilecek.

AYDIN İÇİN SORMAK İSTEDİĞİNİZ ŞEYLER OLURSA LÜTFEN BANA ULAŞIN. SAYGILAR. İYİ ÇALIŞMALAR.

>>REYYAN<< 04-03-2009 21:30

ak partnin oy kaybetmesinde kimse kusura bakmasın ama insanların nankör olması da var

bu seçimler önceki konuştuğum kişiler akpartinin hizmetlerini beğendiklerini ama öteki partilerde belki bunlar gibi yapar şeklindeki ifadelerini çok duydum

ne yaparsan yap memnun edemessin kimseyi bunu bilir bunu derim ben

yorukefe09 04-03-2009 22:52

Alıntı:

>>REYYAN<< Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 570515)
ak partnin oy kaybetmesinde kimse kusura bakmasın ama insanların nankör olması da var

bu seçimler önceki konuştuğum kişiler akpartinin hizmetlerini beğendiklerini ama öteki partilerde belki bunlar gibi yapar şeklindeki ifadelerini çok duydum

ne yaparsan yap memnun edemessin kimseyi bunu bilir bunu derim ben


reyhan kardeşim amaç burada akp'yi yıpratmak deyil. başbakanın dediği gibi hata nerede ve eksikliklerden ders aldık demesi bizlerin yorum yapma şansına ve bu yapılan hatalardan ders çıkarmamıza bir fırsat vermekte. size tabiki hak veriyorum. misal verirsek ''eğer elma ne kadar sağlam olursa olsun kurt içine girdiği anda elmayı içinden yer ve elma içinden çürümeye başlar''. akp'de aynı bu duruma düşmüştür. bu kurt temizlenmedikçe elma tamamen çürüyecek ve bilindiği gibi çöpe atılacak. yani allah korusun diğer partilerin (dyp, anap, dp gibi) düştüğü duruma düşmesinden korkuyorum.

bence başbakan dahi uslubüne değiştirmesi gerekir, sonuçta başbakanda dahil hepimiz bir insanız, hata yapabiliriz.

bakın bazı hataları şöyle sıralamakta fayda var:

1) doğuda beyaz eşya dağıtımı bence çok büyük hata. beyaz eşya dağıtmak yerine o köylere ve mezralara elektrik, su ve yol götürsen ve hizmet etsen, zaten o bölgelerde yaşayan ve yardım alanlar bu elektrik, su ve yol yapılınca evine tv, buzdolabı, ç.maskinası vesaire beyaz eşyasına kendileri alacaklar. böylece piyasada para dönecek, stoklar eriyecek, üretici satış yapmış olacak. ya sonuç dağıtılan her beyaz eşyaya karşılık ''0'' oy.

2) şehirlerde parti içinde marka yapmış isimler varken malesef adam kayırma, ve söz olarakta ''ceketi bıraksak nasıl olsa kazanırız'' deyip halkı ters tepki almaya ve oy kaybına sebep olmak. yanlış kişileri aday göstererek bazı yerlerde kaybetmenin bazı sebeplerinden sadece birisi.

3) parti liderleriyle polemiğe girerek agrasif tavırlarla hareket ederek halkı unutup sırf polemiğe girilmiştir.( halkın arasına karışsa idi başbakan bu kadar tepki almazdı). anaları kast eden kelime sarf edildi, esnafa karşı agrasif kelime sarf edildi. bir çok provakasyon yapan kişileri alttan alarak konuşmak yerine o kişiler ile atışma yapar gibi diyoloğa girildi.

4) ilim bilgisi kuvvetli bir başbakanımız var Allah razı olsun kendinden ama herkez bu ilme sahip deyil ve herkesin görüşüde farklı olduğu için hamdolsun kelimesini kullanırken kriz olduğunu söylemesi ve kabullenmesi lazımdı.

kısacası bir çok sebep var akla gelmeyen, ama bundan sonra ne yapılır? bence başbakan şunlara önemle yapması ve yapmaması lazım:

a) onu buraya getiren halkı kulak vermesi ve bire bir dinlemesi

b) geçen yerel seçimden sonra önüne bakıp bakanlara ve vekillere fatura kesmeden, ama eksikleri ve yanlışları konuşarak daha güçlü olmak lazım. leş kargaları avı (akpnin çöküşünü) beklemede çünkü akp kan kaybediyor diyorlar aklı sıra ve bu şekilde akp yönetimine telaşa sokup puan kaybettirmeye uğraşılmakta.

c) beyaz eşya, odun, kömür dağıtmak yerine; yol, su elektriksiz ev, mezra ve mahalle kalmaksızın çalışılması lazım.

d) başbakan, bakanlar ve millet vekilleri halk ile diyolok halindeyken ve medya olsun olmasın allah görüyor düşüncesi ile olabildiğince kibar olarak, kişilerin tepkilerini sonuna kadar dinleyip, en iyi şekilde onlara üzmeden cevaplamaları lazım.

bunlar sadece şimdilik benim aklıma gelenler. bir çok sebep var ama bu andan itibaren eline taşın altına koyan herkes daha dikkatli olup daha temiz, daha akılcı, parti içinde kime aday göstermek lazım diye halkın düşüncelerine daha çok yer verilmesini arzu ederim. bu şekilde çalışarak önümüzdeki seçimlere hazırlanılması lazım.

hep birlikte onuz omuza, gönül gönüle vererek önümüzdeki seçimlere en iyi şekilde hazırlanmak lazım. saygılar.

redyellow 04-04-2009 00:31

Alıntı:

>>REYYAN<< Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 570515)
ak partnin oy kaybetmesinde kimse kusura bakmasın ama insanların nankör olması da var

bu seçimler önceki konuştuğum kişiler akpartinin hizmetlerini beğendiklerini ama öteki partilerde belki bunlar gibi yapar şeklindeki ifadelerini çok duydum

ne yaparsan yap memnun edemessin kimseyi bunu bilir bunu derim ben


Akpye oy vermeyenlere nankör sıfatını kullanmanız ayıp olmuyor mu?

Hiç kimse herhangi birpartiye oy vermek zorunda değildir, vermedi diye de kimseyi nankörlükle suçlayamazsınız.

Böyle bir tavır ilk önce partinize zarar verir.

Oy vermeyenleri nankörlükle suçlayacağınıza oturacaksınız niye oy vermedi, ne yaparız da o oy vermeyenleri de kazanırız diye düşüneceksiniz.

Halkın iradesine saygı duymak zorundasınız, nankör dediğiniz halk 22 temmuzda yüzde 47 oy verdi, unutmayın.


All times are GMT +3. The time now is 21:20.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025