Siyaset Forum

Siyaset Forum (https://www.siyasetforum.com.tr/index.php)
-   İslam'da Kadın & Tesettür (https://www.siyasetforum.com.tr/forumdisplay.php?f=313)
-   -   Örtülü ama çıplak! (https://www.siyasetforum.com.tr/showthread.php?t=144157)

ak sevda 07-20-2012 11:33

Alıntı:

Yalçın KARACA Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1014025)
Hakikaten belki görüntü olarak bizleri rahatsız eden bedenlerde teslimiyetin yüksek olduğunu yaşayarak temaşa ettim. İnsan bazen hadislerin yorumlarında hayatta işleyen fiilere karşı ön yargılar büyütebiliyor. Birilerinin örtünmesinin gerekli olduğunu empoze edebiliriz ama asla kınamayı alışkanlık haline dönüştürüp insanların eksiklikleri üzerinden doğru kabul ettiklerimizi yaşatmamalıyız.

haklısınız abim ama benim anlattığım konu örtü konusu yoksa namaz kılmayan birisine oruç tutman boşuna gibi bir şey demiyorum.
hem kınamam benim şahsi kanaatim değil hadis ışığında yoksa elbette bunu dışında birisini kınamaktam Allaha sığınırım.
ama şunu anladımki bu zamanda çoğu insanlar yaptıkları fasıklıkları cahillikten değil münafıklıktan yapıyorlar bunları gördükçe içim kan ağlıyor

MEÇHUL ADAM 07-20-2012 16:36

Alıntı:

_Ednâ_ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1014022)
düşüncenize saaygı duyuyorum,
başka birçok söz gerek var efendim...

Efendimizin hadisi şerifi bir ikazdır..
'Falanca şöyle giyinmiş o örtülü çıplak, filanca böyle giyinmiş o örtülü çıplak' dememiş

Rabbimizn huzurunda alçak olanı Rabbimiz bilir,
bizler bir kul olarak asla kimseye Rabbimizin nazarında alçak demeye hakkımız olamaz...

bilemeyiz çünkü tesettüre riayet etmesede belkide namazını öyle bir hissiyatla kılıyordurki,
Rabbim sırf o namazı için tesettürdeki gevşekliğini örtüp affedebilir, ve belkide tesettüre riayet edenden bile üstün kılabilir...

bunları biz bilemeyiz Rabbimiz bilir...

tekrar ediyorum, kimseyi kınamak bizim haddimize değil, bize düşen sadece Rabbimizin bildirdiklerini üslubuyla bildirmektir...

Muhterem kardeşim.tesettürün gerçek anlamını ve faziletini bilselerdi ona çoktaan uyarlardı.Lakin bu tavizler hep imanın zayıflığından kaynaklanmaktadır.Bir taraftan açılıp diğer taraftan namaz kılması onu gösteriş (riyakarlıktan) öteye gitmez.Namaz kılmanın gayesi de bütün kötülüklerden insanı alıkoymaktadır.Bu, ayetle sabittir.Bir müslüman elinden geldiği kadar günah işlememeye gayret göstermesi gerekirken, adeta günahlara gafil ve şuursuzca dalması onu istemesi ve arzulaması ne büyük bir fekalet olduğunu bilmezler.Bu yüzden bir taraftan ibadet etmek diğer taraftan da bilerek ve isteyerek günah işlemesi asla akla ve İslam'a uygun değildir.O ancak kimseyi değil, kendisini aldatmış olur.


Tesettürsüzlük günahın 2 derekesi vardır.Birincisi; tesettür emri ayetine uymamasının vebali,2,incisi ise her erkeğin ona bakması neticesinde günahlarını üzerine almasıdır.Yani her bir erkeğin bakışı o kadının aleyhine olacaktır.Bu arada ona bakan erkek bu günahtan da muaf olmaz.Herkes baktığı ve baktırdığı nisbette üzerinde vebal taşımış olur.

Sözün özü şudur; bir müslümanı ancak takva ehli olması kurtarır.Bundan başkası yol edinenler ahirette cezasız kalmayacaklardır.

_Ednâ_ 07-20-2012 17:25

Alıntı:

Bir taraftan açılıp diğer taraftan namaz kılması onu gösteriş (riyakarlıktan) öteye gitmez.
bu cümlenin dışında söyledikleriniz fıkıhi bilgiler saygı duyuyorum,
lakin bu cümleyi çok tehlikleli buluyorum..

ben şahsım adına birçok başı açık ama namazında müthiş hassasiyet sahibi insanlar tanıyorum...
bu insanların riyakar olmasını destekleyen hiçbir unsur yok.

Namaz ve tesettür aynı mihverde ibadetler değil,
namaz islamın başlı başına bir şartı...
ve rabbimizin bize birçok müjdesi namazdandır...

örneğin
'namazını tastamam kılan kuluma hesap sormaya haya ederim'
'söz veriyorumki namazını tastamam kılan kuluma hesap sormadan cennetime koyacağım' buyuruyor 2 hadisi kudside...

şimdi madem öyle Rabbimizin Rahman Rahim ve Settar ismi celillerinin tecelli etmesini bekleyen ve uman bizler,
namazında hassasiyet sahibi insanların bu tecelliyle diğer günahlarının affedilme veya örtülme ihtimalini düşünebilmeliyiz...

öyleki bazen ahiret adına güvendiğimiz tesettürümüz namazımız hiç ummadığımız şekilde yüzümüze çarpılabilir!

ama diğer yandan belki az ama derin bir ihlasla yapılan ibadetler sayesindede diğer tüm günahlar affedileribilr.

biz bilemeyiz, çünkü biz Rabbimizin isimlerindeki sırları tam manasıyla bilmiyoruz..

MEÇHUL ADAM 07-20-2012 17:41

Alıntı:

_Ednâ_ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1014044)
bu cümlenin dışında söyledikleriniz fıkıhi bilgiler saygı duyuyorum,
lakin bu cümleyi çok tehlikleli buluyorum..

ben şahsım adına birçok başı açık ama namazında müthiş hassasiyet sahibi insanlar tanıyorum...
bu insanların riyakar olmasını destekleyen hiçbir unsur yok.

Namaz ve tesettür aynı mihverde ibadetler değil,
namaz islamın başlı başına bir şartı...
ve rabbimizin bize birçok müjdesi namazdandır...

örneğin
'namazını tastamam kılan kuluma hesap sormaya haya ederim'
'söz veriyorumki namazını tastamam kılan kuluma hesap sormadan cennetime koyacağım' buyuruyor 2 hadisi kudside...

şimdi madem öyle Rabbimizin Rahman Rahim ve Settar ismi celillerinin tecelli etmesini bekleyen ve uman bizler,
namazında hassasiyet sahibi insanların bu tecelliyle diğer günahlarının affedilme veya örtülme ihtimalini düşünebilmeliyiz...

öyleki bazen ahiret adına güvendiğimiz tesettürümüz namazımız hiç ummadığımız şekilde yüzümüze çarpılabilir!

ama diğer yandan belki az ama derin bir ihlasla yapılan ibadetler sayesindede diğer tüm günahlar affedileribilr.

biz bilemeyiz, çünkü biz Rabbimizin isimlerindeki sırları tam manasıyla bilmiyoruz..

Sözlerinizde tavizkarlık var.Bir kimse samimi olarak namaz kılıyorsa ve tövbelerinin kabulü için Allah'tan af istiyorsa bu kızın veya kadının tesettürsüz dolaşması akla uygun değildir.Zira tövbe edilmeki ve onu bozmamak için azami gayret sarfetmelidir.Ancak bu kadın devlet memuresi ise başka bir işe girmesi onu zora soksa bile bu Allah katında pek çetin imtihan meselesidir.Dinde taviz verilmez ancak ruhsat vardır.

"Birilerine süslü püslü görüneceğim" diye komplekse kapılmak saplantılıktan öte birşey değildir.Tesettürlü giyinmeyi hafife almak emr-i ilahiyi dinlememek demektir.Zira küçük günahları küçük görmek büyük günahlara sebebiyet verir.Büyük günahları ise küçük görmek küfürdür.Her bir küçük günahı önemsemeden onu işlemeye devam edilirse Maazallah yarın hesap gününde dev gibi günahlarla gelmesi onun akibetinin korkunç olmasına sebep olur.Bu yüzden tesettürü İslam'a göre uygulamalı öyle süslü püslü dolaşarak ne idüğü belli olmayan moda tipi tesettürlerle kendilerini kandırmasınlar.Zira bu tip giyimlerden asla Allah'ın rızası yoktur.


Aşağıda ki ayetler üzerinde çokça tefekkür etmeliyiz..

NİSA SURESİ-17. Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
18. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

_Ednâ_ 07-20-2012 18:21

Alıntı:

MEÇHUL ADAM Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1014045)
Sözlerinizde tavizkarlık var.Bir kimse samimi olarak namaz kılıyorsa ve tövbelerinin kabulü için Allah'tan af istiyorsa bu kızın veya kadının tesettürsüz dolaşması akla uygun değildir.Zira tövbe edilmeki ve onu bozmamak için azami gayret sarfetmelidir.Ancak bu kadın devlet memuresi ise başka bir işe girmesi onu zora soksa bile bu Allah katında pek çetin imtihan meselesidir.Dinde taviz verilmez ancak ruhsat vardır.

"Birilerine süslü püslü görüneceğim" diye komplekse kapılmak saplantılıktan öte birşey değildir.Tesettürlü giyinmeyi hafife almak emr-i ilahiyi dinlememek demektir.Zira küçük günahları küçük görmek büyük günahlara sebebiyet verir.Büyük günahları ise küçük görmek küfürdür.Her bir küçük günahı önemsemeden onu işlemeye devam edilirse Maazallah yarın hesap gününde dev gibi günahlarla gelmesi onun akibetinin korkunç olmasına sebep olur.Bu yüzden tesettürü İslam'a göre uygulamalı öyle süslü püslü dolaşarak ne idüğü belli olmayan moda tipi tesettürlerle kendilerini kandırmasınlar.Zira bu tip giyimlerden asla Allah'ın rızası yoktur.

Aşağıda ki ayetler üzerinde çokça tefekkür etmeliyiz..

NİSA SURESİ-17. Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir; işte Allah bunların tevbesini kabul eder; Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
18. Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

Bazı hususlarda düşünce olarak ayrılıyoruz,
o yüzden bu mihverde tartışmak zarar getirebilir..
yinede düşüncelerinze saygı duyuyorum..

HaArP 07-21-2012 02:30

Doğru Doğrudur... Yanlış Yanlıştır... Helal Helaldir... Haramda Haramdır...! Hak ile Batıl birbirinden kesin çizgiyle ayrılmıştır...!!!

Bu ahvalde Hepimiz aynı Tebliğ noktasındayız... Bu itibarla Münazaralarımız edep, ahlak ve islami hassasiyet üzerinedir...!

Lakin bir hakikat ortaya konmalıdır ki ! Hükümlerde Ruhsatlarda Üslup ''rıfk'', kavli leyyin'' kalpleri ısındırmak için bir stratejidir ! Hükümlerin yahut Ruhsatların ana fikri değildir...!

Modern yahut çağdaş algıların Hakikate bir tarikat(yol, yahut yollara) dönüşmesi tamamlanma sürecine bağlı olarak hoş görülür !!!

Bu itibar ile Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımız Üslup ve Algı perspektiflerinde iyi ve sammi niyetlerini genel ahkama bağlamasından anlayışla karşılasak bile İslami Hüküm ve Rushsat bağlamında yanıldıklarını söylemek icab eder...!

Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımızın yanılmadığı nokta ve anafikir olacak kavram ise !!! Ötekileştirmenin şahsileştirilmesi, itham şeklinde negatif hale gelmesi hatta nefislerin körelmesi bağlamında oluşan merhametsizliğin yayılmasıdır !!! Bu manada tam olarak katılmak gereksede ! Üslup konusunun doğru anlaşılmadığını naçizane söyleyebilirim !

Bir naçizane örnekle ; Peygamberimizin sakalını okşayıp tehdit edip alay eden birine Sahabiler o ellerini vücudundan ayırırız demişlerdir ! Bu üslub günümüzde beğenilmiyorsa nedeni modern algılardır !!! Salt ile ''Kavli leyyin'' yahut Mağlubane durumun Galibane olmaması hakikati değiştirmez ! Sadece ''erteler'' oda ''zaruri, zaruret'' kavramının büyük bir içtihad harici olmasına bağlıdır !!!

Garibüzzaman 07-21-2012 04:29

Alıntı:

_Ednâ_ Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1014044)

ben şahsım adına birçok başı açık ama namazında müthiş hassasiyet sahibi insanlar tanıyorum...
bu insanların riyakar olmasını destekleyen hiçbir unsur yok.
.

Bu kategorideki insanları bende tanıyorum. Yapmış oldukları savunma ise çok çetin gerçekten. Taklidi imanın en dip taklit noktasında tesettüre bürünmüş insanlar, bizleri her zaman tenkit ederler.. Fakat Kuran-ı Kerimde onlarca defa emir buyurulan namaz emrine gelince, tesettürdeki taklitliğin bu noktada ileri götüremediğini ve taklidi de olsa belirli bir derecede imanın bu emri yerine getirilmesinde hassasiyet gösterilmesine sebep olarak gösteriyorlar. Haksız da sayılmazlar tabi.. Tesettürlü olup ta diğer sair ibadetleri yerine getirmeyen bir çok insan var.

Fakat tesettür ayetini de reddetmiyorlar tabi, fakat nefislerine ağır geldiğini, aynı zamanda var olan bir kaç kusuru sebebiyle de, bu konuda samimi müslümanlara leke gelmemesini istemedikleri gibi sair sebepler gösteriyorlar. Veya çalışan personel olması veya tesettürlü bir şekilde iş hayatında belirli bir kariyere sahip olamayacakları gibi bir sürü sebep sunuyorlar.Ama temel nokta nefislerine ağır gelmesi... Hangimiz nefsimize ağır geldiği için bir çok ibadetten tembellik etmiyoruz ki. Bu kategorideki insanların samimiyetlerinden hiç bir şüphem yok tabi.

Tesettüre bürünenlerin ekserisi de ayet bilgisi ışığında değil, aile baskısı ve toplum baskısı etkilidir. Şimdi bu sözümden sonra herkes tepki göstericek. Fakat çevremden örnek veriyorum kardeşim, hatta yakın ahbaplarımdan... Genel manada konuşmuyorum bu konudaki tepkilere cevap vermek istemiyorum.(dikkatinize sunarım )

Gerçi bu konu çok konuşuldu, çok konuşulmasının sebeplerinden bir tanesi de bireyin üzerinde taşıdığı bir ibadet şekli olmasıdır. Okuduğum ve tetkik ettiğim kadarı ile gerek ülkemizde gerekse bu forumda çok konuşulmasının ana sebebi budur ? Başka bir sebep yok.

MEÇHUL ADAM 07-21-2012 04:41

Taklid-i iman ile tahkik-i iman arasında fark vardır.Tahkik-i iman tam anlamıyla hanif bir imandır,saftır temizdir.Allah katında makbuldür.Taklid-i iman ise, eh öylesine birilerin ön gördüğü taklid edilen imandır ki bu iman sahibinin Allah katında mesuliyeti vardır.Tesettür konusu ise taklid-i iman taşıyan zümre ameli ve imani yönde hakiki imana ermemişse onun tesettüre bürünmesi kendisine fayda vermez.Takvaca en üstün olanı Allah'ın rızasına uygun olan tesettürdür.Bu da çarşaf giymektir.Bundan sonrası ise Batı'nın ön gördüğü manto, pardesü gibi giysilerdir ki bunlarda pürüzlük vardır.Zira çarşafa bürünmek kadınların en çok çekindiği ve hoşlanmadığı tesettür giyim tarzıdır.Çarşafı hor görmek gerçek tesettürü hor görmek demektir.Günümüzün müslüman hanımları çarşafı pek sevmezler.Çünkü onlar için modaya uygun kıyafeti tesettürden sayarlar.nefislerine de çok ağır gelmektedir.Bu da onların takva ehli olmayışından ve de imanın zaafiyetinden kaynaklanmaktadır.Çarşaf giymek kadının vücut hatlarını belli etmez..Böylelikle erkeklerin kem gözlerinden korunmuş olurlar.

_Ednâ_ 07-21-2012 10:56

Alıntı:

HaArP Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 1014141)
Doğru Doğrudur... Yanlış Yanlıştır... Helal Helaldir... Haramda Haramdır...! Hak ile Batıl birbirinden kesin çizgiyle ayrılmıştır...!!!

Bu ahvalde Hepimiz aynı Tebliğ noktasındayız... Bu itibarla Münazaralarımız edep, ahlak ve islami hassasiyet üzerinedir...!

Lakin bir hakikat ortaya konmalıdır ki ! Hükümlerde Ruhsatlarda Üslup ''rıfk'', kavli leyyin'' kalpleri ısındırmak için bir stratejidir ! Hükümlerin yahut Ruhsatların ana fikri değildir...!

Modern yahut çağdaş algıların Hakikate bir tarikat(yol, yahut yollara) dönüşmesi tamamlanma sürecine bağlı olarak hoş görülür !!!

Bu itibar ile Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımız Üslup ve Algı perspektiflerinde iyi ve sammi niyetlerini genel ahkama bağlamasından anlayışla karşılasak bile İslami Hüküm ve Rushsat bağlamında yanıldıklarını söylemek icab eder...!

Edna kardeşimiz ve Yalçın üstadımızın yanılmadığı nokta ve anafikir olacak kavram ise !!! Ötekileştirmenin şahsileştirilmesi, itham şeklinde negatif hale gelmesi hatta nefislerin körelmesi bağlamında oluşan merhametsizliğin yayılmasıdır !!! Bu manada tam olarak katılmak gereksede ! Üslup konusunun doğru anlaşılmadığını naçizane söyleyebilirim !

Bir naçizane örnekle ; Peygamberimizin sakalını okşayıp tehdit edip alay eden birine Sahabiler o ellerini vücudundan ayırırız demişlerdir ! Bu üslub günümüzde beğenilmiyorsa nedeni modern algılardır !!! Salt ile ''Kavli leyyin'' yahut Mağlubane durumun Galibane olmaması hakikati değiştirmez ! Sadece ''erteler'' oda ''zaruri, zaruret'' kavramının büyük bir içtihad harici olmasına bağlıdır !!!

üstad siz bunu modern algı olarak tanımlasanızda, günümüze hitap eden üslup, düsturu ben böyle tanımlamıyorum...
verdiğiniz örneğin ben bu algının zıttını ispat eden bir örnek olduğunu düşünmüyorum..
çünkü bende burda modern algı dediğiniz meseleye örnek teşkil eden Efendimiz a.s.v. ın hayatından birçok hassasiyet örneği verebilirim...

şahsım adına ben hükümlere yanlış deme küstahlığında bulunamam..
lakin bu meselede çağın başkalaştığını, sayın garibüzzamanında bahsettiği gibi bazı ibadetlerin tahkikden ziyade taklid olarak gerçekleştiği,
batıllara bulandığı ama diğer yandanda insanların akıl mantık muhakeme ekseninde ikna olmayı bekledikleri bir çağ olmasını göz önünde bulundurabilmek icap eder...benim asıl savunduğum perspektif bu..

ve en baştada dediğim gibi zamanın en büyük problemi iman hastalığıdır,
imani problemleri olan insanlara birilerinin boy boy resimlerini ibretlik göstererek bunlar örtülü çıplak gibi bir üslupla kimse hitap edemez...

100 kişiye bu yolla tebliğ yapılması belki 10ununa tesir eder,
geri kalan 90 ınında helede gurur hastalığı varsa dahada ters teper....
ki çağ malesefki gurur kibir taklid çağı...

neden bizim o her biri birer hazine olan müçtehid zatlarımız her biri ayrı yöntemler uygulamıştır?? bu soruyada cevap verilebilmeli...

barayev 07-21-2012 12:03

ve en baştada dediğim gibi zamanın en büyük problemi iman hastalığıdır,
imani problemleri olan insanlara birilerinin boy boy resimlerini ibretlik göstererek bunlar örtülü çıplak gibi bir üslupla kimse hitap edemez...

100 kişiye bu yolla tebliğ yapılması belki 10ununa tesir eder,
geri kalan 90 ınında helede gurur hastalığı varsa dahada ters teper....
ki çağ malesefki gurur kibir taklid çağı...

neden bizim o her biri birer hazine olan müçtehid zatlarımız her biri ayrı yöntemler uygulamıştır?? bu soruyada cevap verilebilmeli..
--------------------------------------------------------------------------------------
çok yerinde buluyorum.mezhep imanları da farklılıklar göstermişlerdir ve zannımca da hepside doğrudur..
ameller Niyetlere göredir.


All times are GMT +3. The time now is 13:53.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Siyaset Forum 2007-2025